25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLİIL2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZt ROBOTEK TURHAN SELÇUK İSUSBUL EFENDISt ABDÜLCANBAZ HARİKULÂDE MACERALARI KISIM TEKMİLİ BİRDEN PATLATTI.. RoBdTEk:' İ H KlNJ-IK Ebeveynler ve eğiticiler, çocuklann zekâgelişimine olumlu katkıyapmanın yöntemini bilmelidirÇoculdanmız için neleryapabiliriz'î izler, çocuklanmız için çok şey yapıyoruz ama doğru mu yapıyoruz, yanlış mı yapıyoruz, pek de bilmeden yapıyoruz. Oysa, bizler, anneler, babalar, eğiticiler, hepimiz çocuklanmız için daha bilinçli, daha akıllı işler yapabiliriz. Nasıl mı? • Akılcı bir sevgiyle çocuklanmızı severek onlar için en iyiyi yapabiliriz. 'Akılcı sevgi', çocuğu bağımlı kılmayan, muıcıklayıp rahatsız etmeden, güven veren bir sevgidir. Sevgi, çocuğa verilecek ilk büyük destektir. • Çocuk örnekle öğrenir. Biz, anneler, babalar, eğiticiler 'tutumumuzla, davranışlanmızla. yaptıklanmız ve yapmadıklanmızla" çocuklanmızı eğitiriz. îstesek de ıstemesek de çocuklanmıza örnek oluşumuzla onlan eğitiriz. Bunu hiç unutmayalım. Doğrular, yanlışlar, istekler. korkular çoğu kez böyle öğrenilir. • Çocuğu 'kendi özellikleri içinde' tanımak onun gelişimi için çok önemlidir. Ikı kardeş bile birbirine benzemez. Kişilikleri, huylan, öğrenme biçimleri, öğrenme hızlan, tutum ve davranışlan birbirinden farklıdır ve farklı olacaktır. Onlan birbirleriyle kıyaslayarak, ölçerek doğru bir karara varamayız. Çocuğumuzu nesnel olarak, abartmadan ya da azımsamadan tanımaya çok önem vermeliyiz. Beylnsel lletlşlm ağı • Çocuk zekâsı sürekli olarak gelişir. Zekânın gelişimi. çocuğun bilişsel gelişimi demektir. Bilişsel gelişim, duyusal algılarla (görerek, duyarak, dokunarak, koklayarak, tadarak) beyne gelen uyanlan anlamlandırmayı öğrenmek, ilişkilerini kavramak, işlevlerini anlamak biçiminde olur. Her çocuk beyninde 100 milyar 'sinir hücresi- nöron' ile doğar. Bu sinir hücreleri birbiriyle yaptığı bağlantılarla (sınaps'larla) çok büyük bir 'beyinsel iktişim ağı' kurar. lşte bu harika sistemin kurulup işlemesi için 'geüştirici uyanlar'a gereksinme vardır. 'Geliştirici uyanlar': Daha çok uyan, daha çeşitli uyan, olumlu uyan demektir. Çocuk beş duyu alanına gelen uyanlarla daha çok sinir hücresini harekete geçirir, daha zengin bir 'beyinsel iktişim ağı' kazanır. Onun içın de çocuğun doğumundan başlayarak içinde bulunduğu 'güven ve sevgi ortamı' onun için çok önemlidir. Çocuk beyni, doğduğu andan başlayarak, dokunduğu nesnelerle, gördüğü renk ve biçimlerle, duyduğu seslerle, kokladığı kokularla, tattığı tatlarla gelişecektır. 'Uyan fakiriiğF, az uyan, hep aynı uyanlar, olumsuz uyanlar ise çocuğun zekâ gelişimini olumsuz etkileyecektir. Daha az uyan alan beyin hücreleri gelişemeyecek, işlev kazanamayacak, böylece devreden çıkacaktır. Ancak, çocuğun uyanlardan olumlu yararlanabilmesi için de beyin ve sinir sisteminin olgunlaşması gerekir. Bu da çocuğun her şeyi nasıl sırayla yaptığını açıklar. Motor gelişiminde önce emekleyen, sonra sıralayan çocuk nasıl 12 ay dolaylannda yürümeye başlarsa, dil gelişimi de, bilişsel gelişimi de böyle olgunlaşmayla ortaya çıkan gelişmeler olurlar. Onun için de anneler, babalar ve eğiticiler, çocuklannın zekâ gelişimine olumlu katkılarda bulunmanın yöntemlerini bilmelidir: Güven, sevgi, ilgi, dokunma, görüşme, konuşma, koklaşma, oyun bağımlıdır. Onun için de temel gereksinmesi 'güven'dir. Bunu alamaz ise 'güvensiztik' ona egemen olacaktır. Bebeklik çağmdaki anne ve çevre dikkati, ağlamasına gösterilen ilgi, zamanında doyurulması, temizlenmesi, sevgiyle yaklaşım hep güven kaynaklandır. 1 -3 yaş arasındaki çocuğun çekirdek çatışması 'bağunsızhk- utanç duyma'dır. 12 ayını dolduran çocuk artık yürümektedir, bu onun için hayatının dönüm noktasıdır. Yürümek demek aynı zamanda karar vermeyi öğrenmek demektir. Nereye, nasıl, ne hızla yürüyeceğine karar vermesi gereken çocuk artık 'kendi yürümek istemektedir'. Uzatılan elleri itmekte, ne yapılabileceğini yaşayıp görmeyi istemektedir. Artık yemeğini kendisi yemek isteyecek, çevreyı dolaşmak, her şeyi oynama, dikkatli bir bakım sağlama, besleme, temizleme, uyutma, gezdirme yoluyla uyanlan çoğaltma, çeşitlendirme ve olumlu uyanlar vermeye dikkat etme. • Çocuğun ruhsal-sosyal gelişimine de olumlu katkımız gerekir: Çocuğumuz belirli dönemlerde 'ruhsal- sosyal (psikososyal)' gelişimin belirli gereksinmelerine karşı duyarhdır. Bu gereksinmeler o dönemde karşılanırsa gelişim çizgisi olumlu gider. ellemek. ellediğini atıp ne olacağına bakmak isteyecektir. Bu dönem birinci 'bağımsızhk dönemi'dir. Ikınci bağımsızlık dönemi de ergenlik olacaktır. Küçük çocuğun bu kendi başına buyruk davranışlan annenin kaygılanyla, titizliğiyle, dikkatiyle çatışır. Anne, çocuğun düşeceğinden korkar, bir şeyleri kırmasmı istemez, kendini beslemek isteğinden kaygı duyar ve bunlann hepsini kendisi yaparak rahatlamak ister. 18 aydan sonra çocuklardaki sosyalleşme isteği çok artar. Artık evde durmak istemezler, hep dışarı çıkmak için çevrelerini zorlamaya başlarlar. Dış dünya, başka çocuklar, hayvanlar, özellikle hayvan yavrulan ilgilerini çekmektedir. Onlara dokunmak, onlarla oynamak, arkadaş olmak isterler. Bu dönemde verilecek 'akıllı destek' onlarla konuşmakür. Eric Erickson, gelişimin her döneminin bir 'çekirdek çatışması' olduğunu, bu çatışmanın bir yanımn olumlu, bir yanınm olumsuz olduğunu belirtmiştir. Çocuk eğer bu dönemde 'olumlu' yanı bulamazsa devreye 'olumsuz' yan girecektir. Onun için de bu dönemlere dikkat edilmelidir. 0-1 yaş arasının çekirdek çatışması 'güven-güvensiznk'tir. Bu dönemdeki bebek bütünüyle annesine ve çevresine Ama bu çatışma, çocuğun yapmak istediklerinin engellenmesi çocuğun bağımsızlık duygusuna ket vurur. Çocuk yaptıklanndan utanç duymaya başlar ve bağımsızlık isteği körelir. Kimi zaman annenin yerini anneanne, babaanne alır. Hatta anne bunlan bilip çocuğa doğru davrandığı zaman da büyükler tarafindan uyanlır ve eleştirilir. Peki doğru davramş nedir? Çocuğu yapmak istediklerini yapmaya teşvik etmek. Yaptıklannı nasıl doğru yapacağını göstermek. Çocuk yanlışı denediği zaman sabırlı olmak, denemesine izin vermek, doğruyu göstermek. Çocuğa kendisini beslemeyi öğretmek, sadece yardım etmek. Bağımsızlığın başıboşluk olmadığını öğreten ilk sınırlan koymak. Suçluluk duygusu 3-6 yaş döneminin çekirdek çatışması da 'girişimcilik- suçluluk duygusu'dur. Bu dönemde çocuklar geçen dönemlerinden kazandıklan 'güven ve bağunsıznk'la girişimlere başlarlar. Artık dünyayı keşfetmenin zamanı gehniştir. Her şeyi sorarlar, meraklannm sonu yoktur, dolaşırlar, gezerler, kutulan kanştınrlar, duvarlara tırmanırlar, kötü sözler öğrenir, büyük bir hevesle bunlan söyleyerek büyükleri kızdınrlar. Cinselliklerini keşfeder, karşı cinsten çocuklara ilgi duyarlar, doktorculuk oynayarak bedenlerini keşfe çalışırlar. Bu dönem çocuklann oyun oynamaya büyük ilgi duyduklan dönemdir. Oyunlar oynayarak dünyayı ve hayatı tanımaya çalışırlar. 18 aydan sonra çocuklardaki sosyalleşme isteği çok artar. Artık evde durmak istemezler, hep dışan çıkmak için çevrelerini zorlamaya başlarlar. Dış dünya, başka çocuklar, hayvanlar, özellikle hayvan yavrulan ilgilerini çekmektedir. Onlara dokunmak, onlarla oynamak, arkadaş olmak isterler. Bu dönemde onlara verilecek 'akılta destek': Onlarla konuşmaktır. Sorduklanna doğru yanıtlar vermektir. Girişimciliklerini pekiştirmektir. Oyunlannı zenginleştirmektir. Arkadaşlar edinmesini sağlamaktır. Beş duyularmı zenginleştiren deneylerine olanak sağlamaktır.Televizyon izlemelerini sınırlandırmaktır. Bilgisayarla değil, beş duyuyla öğrenmelerine yardımcı olmaktır. tsteme, yapma, ilişki kurmada doğru sınırlan öğrenmesini sağlamaktır. Eğer bir çocuk 'akıllı destek'le gelişmiş ise, altıncı yaşuıda şu özellikleri kazanmış olur; Özgüvenli, Bağımsız karar verebilen ve kendini yönetebilen, Girişimci, deneyebilen ve ölçebilen bir olgunlaşma. Eğer bir çocuk 'akıllı destek'ten yoksun kalmışsa, altmcı yaşında şöyle bir çocuk olacaktır: Özgüvensiz, Her karar için çevresine bağımlı, hep yönetilmeyi bekleyen, Çekingen, denemekten kaçman, başkalannın ne diyeceğine bakan bir çocuk. Çevremize bir bakalım, insanlann çoğu hangi tanıma daha uygun? lşte çocuk yetiştirmenin bir toplum için önemi budur. Çocuklanmzı nasıl yetiştirirseniz erişkinleriniz de öyle olur. Tarihin en büyük derslerinden birisi de budur. SÜRECEK GEÇMİŞTEN GELECEĞE" ORHANERİNÇ 53 Yıllık Riiya Bürokrasiye boğulmuş bir ülke olmaktan kurtu- lacağımızın son müjdesini Başbakan Bülent Ece- vit verdi. Nedeni, başvurulan hızlandırmakgereksinimi de olabilir, "Memuriarevrak imzalamaktan çekiniyor" açıklaması gerekçe gösterilerek bazı kademeleri aradan çıkarmak da. Peki başanlı olabilir mi? Biraz zor. Çünkü bürokrasi ile savaş için ilk kez harekete geçmiyoruz ki. Yürürlükte olan bir yönetmelik var. 16 Şubat 1966 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmış. Ama Bakanlar Kurulu'nda 23 günde görüşülen yönetmelik 21 gün sıra bekledikten sonra yürür- lüğe konulabilmiş. Doğal olarak bu yönetmelik yetmediğinden, başvurulan yanıtlamak üzere Telefonla Idari Danış- ma Merkezi kurulması düşünülmüş. Bu merkezin yönetmeliği için 50 gün, Bakanlar Kurulu'nun gö- rüşmesi için 32 gün, Resmi Gazete'de yayımlan- ması için de yine 32 gün beklenmiştir (20 Ocak 1967). Ancak Merkez, her nedense 1972 yılı kasım ayında kapatılmıştı. Kapatılma nedeni belki de bü- rokrasinin azalmasından yakınan görevlilerden kaynaklanmıştır. Devletin kayrtlanna göre o dönemdeki tanımıy- la "kırtasiyecilikle mücadele 13 Ocak 1949 günü Başbakan Hasan Saka'nın girişimiyle başlamış, ancak garip bir rastlantı olarak Hasan Saka'nın, "son zamanlarda rastladığı bazı müşkilleri" ge- rekçe göstererek 14 Ocak 1949 günü istifasıyla sa- hipsiz kalmıştır. Demek ki ilk bürokrasi ile savaşım girişimi bir- kaç ay sonra 53'üncü yaşına basacaktır. Bu süre içinde bir arpa boyu yol alamadığımıza bakıp da karamsar olmayalım. Bakarsınız Nas- rettin Hoca'nın göle yoğurt mayası çalmasında- ki eleştıriyı haksız çıkaracak bir babayiğit meyda- na çıkıverir. Çıkıverir de inşallah deneyimli gazeteci Selami Akpınar'dan dinlediğim aşağıdaki anekdota ben- zetmezler. ••• Okuldan yeni çıkan genç, atandığı dairede do- laşırken dosyalarla tıka basa dolu bir oda dikkati-* ni çekmiş. Şöyle bir bakınca da büyük bölümünün, işlemden kaldınlmış konulara art olduğunu anla- mış. Hemen daire müdürüne çıkıp "Efendim" de- miş "aşağıdaki odada bulunan dosyalardan bü- yük kısmı işlemden kalkmış, izin verirseniz ben tasnif Bdip gereklileri ayıralım, diğerierini imha edelim." Müdür bey büyük bir memnunluklagenç memu- run sırtını sıvazlamış. "Ben de sizin gibibirmemur bekliyordum evladım. Hemen işe başlayınız." Genç memur o hızla odaya kapanmış, bir 1 süre sonra da işini bitirip müdür beye müjdeyi vermiş. Müdür bey odaya girip yapılanları incelemiş, genç memuru kutlamış, ama çıkarken engin deneyimi geregi olsa gerek uyarmak zorunluluğunu duy- muş. "İmha etmeden önce o dosyalardan birer kopya alsak da saklasak." (Bir Arpa Boyu/Sayfa 77-114, Beşikten Mezara Kırtasiyecilik-Çağdaş Yayınlan-1996) oerinc@cumhuriyetcom.tr TEKBACAKLILAR ÇOKAYAKLILAR Selçuk Erez TekbacaK,ı,a< Çokayakı !ar Uçan-uçmayan, yüzen- yüzmeyen, eklentili-uzantılı saygı ve sevgideğer yaratıkların yeterince bilinmeyen özelliklerini öğrenmek isteyenler! İşte "Tekbacaklılar Çokayaklılar"! Selçuk Erez'in kitapları 1. Ağırmeşrep Kadınlar (Öykü 2 Bs) 2.500 ooo TL. 2. istanköyaltı Bodrum (Anı 2 Bs) 2 JOO.ooo TL 3. Tekbacaklılar-Çokayaklılar (Deneme) 2.9OO.ooo TL www.bilgiyayinevi.com.tr BILGI YAY1NEV1 Meştutıyet Cad 4&AYenışehır-06420iANKARA Te! (0-312) 434 43 98 - 434 49 39 Faks (0-312) 431 77 58 BİLGİ DACIT1M Nariıbahçe Sok No 17, Kat.1, CağaloğJu - 34360/İSTANBUL Tel (0-212) 522 52 01 - 520 02 59 Faks (0-212) 527 41 19 BİLGİ KITABEVİ Sakarya Cad 8/A Kızılay - 06420/ANKARA Tel' (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks (0-312) 433 19 36 A Y A M A Y R A i C ? s İ I N Z L E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle