23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2» EYLÜL2001CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Epdal İnönü, Hatay'da • AINTAKYA(AA)- Prof. Dr. Erdal İnönü, Hatay Barosu'nun davetlisi olarak eşi Sevinç Inönü ile geldiği Antakya'da, Beledıye Başkaru Iris Şentürk'ü ziyaret etti. İnönü, zıyarette, Türkiye'de demokrasinin olduğunu, ancak eksiklerinın bulunduğunu, bunlann bir an önce giderilmesi gerektiğinı söyledı. AKFnin çözüm önerîsi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali Coşkun, ekonomik bunaluna çözüm olarak kayıt dışı kaynakJann harekete geçirılmesıni önerdi. lsteyen yurttaşlann döviz alım ve satım belgelenne ısim yazmadan ışlem yapabilmelerine olanak tanınmasını öneren Coşkun, Merkez Bankası'nın da halkla işlem yapmasmı, bundan yüzde 1 komısyon alınmasını gündeme getirdı. Alı Coşkun, paranın bır süre Merkez Bankasf nda tutulması koşuluyla "Euro Dönüşüm Primi" venlmesini ve bunun her türlü vergiden rnuaf tutulmasını önerdi. Çakmakoğlu'nun kabulleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, IDEF20015. Uluslararası Savunma Sanayi Havacılık ve Denizcilik Fuan çerçevesinde Türkiye'de bulunan Romanya Savunma Bakanı Ioan Mırcea Paşcu, Bulgaristan Savunma Bakanı Mehmet Ali Cafer, Hırvatistan Savunma Bakanı Jozo Rados ve Fılipinler Savunma Bakanı Angelo Reyes ıle dün ayn ayn görüştü. Çakmakoğlu aynca. Çin Halk Kurtuluş Ordusu Genel Donanım Başkan Yardımcısı Korgeneral Hu Shınıxian'ı da makamında kabul ederek bir süre görüştü. Mesaî saatleri değişiyor • İstanbul Haber Servisi - Istanbul'daki devlet daiıelerinin mesai saatleri, ileri saat uygulaması dolayısıyla yenıden düzenlendi. Istanbul Valiliğı'nce yaplan yazah açıklamaya gÖB.26Mart2001 taruınden bu yana il gerelınde 08.30-12.30 ve 13.KM 7.00 olarak uyfulanan mesai saatleri, iler saat uygulamasının basayacağı 1 Ekim Paartesi gününden geerlı olmak üzere 08 K>-12.00 ve 12.30- 1630 olarak uyiulanacak. TıranDupsun oıdu • jtanbul Haber Sevisi - Turan Dursun tneleme ve Araştırma Ödlü'nü, Alp Haıuroğlu "Alman Isjnı" adlı esenyle lcsandı. Ödül töreni Î 'znBeyoğlu'ndaki t/an Opera Sonu'nda gçekleştirilecek. Meclis, uluslararası sözleşmelerin yasadan üstün olmasını kabul etmedi Egemenlikten ödün yokANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Genel Kuru- lu'nda, 37 maddelık anayasa değişikliği paketinin ilk tur gö- rüşmeleri tamamlandı. Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'm paketten çıkanlmasını istedıği uluslararası antlaşma- lann yasalardan üstün tutulma- sını öngören öneriye TBMM de geçıt vermedi. 221 kabul ve 149 ret oyu kullanılan madde, anayasarun öngördüğü 330 oy çoğunluğuna ulaşamadı. TBMM Genel Kurulu'nda dün 8 maddesi daha kabul edi- len anayasa değişıklik paketi- nin ilk tur görüşmeleri tamam- landı. Paketın 330 oy çoğunlu- • Uluslararası antlaşmalarla ilgili 90. maddeye "Kanunlarla milletlararası antlaşmalann çatışması durumunda milletlerarası anlaşmalar esas alınır" fıkrasının eklenmesi 330 oyu bulmadı. ğunu sağlayamayan tek mad- desi, Cumhurbaşkanı Sezer'in paketten çıkanlması yönünde görüş bildirdiği uluslararası antlaşmalann yasalardan üstün turulmasını öngören düzenle- me oldu. Anayasarun "Uhısla- rarası andaşmalan uygun but- nuT başlıklı 90. maddesine "Kanunlarla milletlararası antlaşmalann çaûşması duru- munda miUederarası antias- malar esas alınır" fıkrasının eklenmesine ilişkin öneri, ikti- dar milletvekillerinin destek vermemesi üzerine kabul edil- medi. Ikınci turda da 330 oyu alamaması durumunda paket- ten düşecek olan düzenleme 1 yıl süreyle yeniden gündeme getirilemeyecek. ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz, maddenin kabul edilmemesinin AB ile ilişkiler- de bir sorun yararıp yaratmaya- cağına ılışkın soruya, "Sorun yaratmaz. Tam üyetiksafhasm- da böyle bir değişıklik günde- me gelecek. Ama şu anda acil bir durum söz konusu değfl" diye konuştu. AKP Grup Başkanı Bulent Annç ise "Pakete gölge düş- müştür" dedi. Genel kurulda, dün kabul edilen düzenlemeler şöyle: • Cumhurbaşkanı, yasalan kısmen veto edebilecek. • TBMM Başkanı'nın seçi- minde adaylar için başvuru sü- resı 5 güne indırilecek. •Başbakan ve bakanlarla il- gili soruşturma komısyonu ra- porlannın oylaması genel ku- rulda gizli yapılacak. • Milli Güvenlik Kurulu'na başbakan yardımcılan ve Adalet Bakanı da üye olacak. MGK'nin kararlannın Bakan- lar Kurulu'nda "öncetilde dik- kate alınmasr hükmü kal- dınlacak. • Anayasa Mahkemesi, par- tilerin kapatılmasına beşte üç çoğunlukla karar verebilecek. • 12 Eylül yasalanna yargı yolu açılacak. • Terör suçlanna çıkanlacak af, geriye işletilemeyecek. Buna göre, Abdullah Ocalan, aftan yararlanamayacak. ÇİZMEDEN YUKARI m.kart@superonline.com.tr MUSAKART Berlusconi: Halklan fethederek Batılılaştırmak Batı için bir kader Siyasete yerıi bir anlayış **"*-:v Ercan Karakaş, "Solda sadeceyeni birparti kurulmuyor, yeni bir siyaset anlayışı, yeni bir kültür de oluşturuluyor " dedi tPEKYEZTMNİ Erdal Inönü'nün de içinde bulun- duğu solda u Yeni Oluşum"un öncü- lerinden, Sosyal Demokrasi Vakfi (SODEV) Başkanı, eski CHP PM üyesi Ercan Karakaş, yeni oluşu- mun kurulmasmdan sonra "Arnk hiçbir şe- yin eskisi gibi oJmaya- cağmT söyledi. Mevcut siyasi par- tılerin sadece bir lı- der parrisi görünü- münde olduğunu ve kamu ünkânlanm yandaşlanna dağıt- makla meşgul ol- duklannı ıfade eden Karakaş, "Solda sa- dece yeni bir parti kurulmuyor, yeni bir siyaset anlayı- yeni bir kültür de oluşturuluyor'' de- di. Karakaş, solda yeni oluşumla il- gili sorulanmızı yanıtladı: - Yeni oluşum soklaki boşhığu dol- duracakmı? Yeni oluşum bize göre kaçınılmaz- dı çünkü solda büyük bır boşluk var. Tabii yeni oluşumla bırlıkte yem bır siyasi kültürün ortaya çıkması da ge- rekli. Maalesef bugün siyasi partiler işlevlerini yerine geriremiyor. Ilkeler yerine liderler hâkim, programlann yerini liderler almış durumda. Bütün bunlardan annmış, çağdaş bir parti- nin oluşması gerekiyor. Kendi için- de demokratik, üretken, başta toplu- mun çalışan kesimleri olmak üzere toplumla çok iyi bir diyaloğu, etkile- şimi olan bir parti ortaya çıkacak. - Yeni partide kimler yer alacak? Yeni parti yalnız CHP'den aynlan- lann partisi olmayacak, herkesin par- tisi oîacak. Bu partiye çeşitli kesim- lerden çok sayıda insan da katılmah- dır. Siyasetin içinde bulunduğu olumsuz durumdan ötürü siyasete katılamayan insanlara açık bir parti olacak. - DSP'den kanhm olacak mı? DSP'lilerden de katılanlar olacak. Bırçok insanla bağlantı halindeyiz, ömeğın sayın İnönü, Zekeriya Temi- zel'le konuştu, onun dışında da DSP'den birçok arkadaşımızla konu- şuyoruz.. - Yeni oluşum kitielerin gekceğe da- ir umutiarma cevap verebilecek mi? Bu parti, ınsanlann beklentılerine yanıt verecek bir oluşum olacaktır ve sorunlann çözümünü sorun sahiple- riyle, yani sivıl toplum kuruluşlany- la, meslek örgütleriyle birlikte üret- meye çalışacaktır. - Yeni partinin, soklaki işbirtiğine katkısı olacak mı? Bence bu yeni partinin diğerlerin- den bir farkı da, solun ilkelerini ve demokrasiyi benimseyen bütün ke- simlerle, örgütlenmelerle iyi bir diya- log kurması olacaktır. Sol arasında- kı işbirliğinin güçlenmesine katkıda bulunacaktır. Ciller: Hükümet milli felaket SEKTAÇ EŞ NİHATTIGLI GİRESUN-DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer, hükümetin, IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen paralan bankalara paylaştırdığını öne sürdü. Hükümeti "milB felakef, Devlet Bakanı KemalDerviş'ide "tahsilatçı ithal bakan" olarak nıtelendiren Çiller, "Biz çiftçiye verdik. Siz hortumcuya verdiniz'' dıye konuştu. DYP lideri Çiller, Giresun'da partisınce düzenlenen Fmdık Mitingi'nde hükümet ve uygulamalannı eleştirdi. Kendi dönemlerinde fındık alım fiyatının 2 dolar 20 sent olduğunu belirten Çiller, şu anda fındığa venlen fıyatın 80 sent olduğunu kaydetti. Çiller, "2 dolar nere, 80 sent nere. Yine kırat gelir, yine size sahip çıkar, yine fındığa hakkını verir" dıye konuştu. Hükümetin Giresun'un sorunlanyla ılgilenmediğini savunan Çiller, şöyle konuştu: "Ekonominin bu durumundan onlara göre çiftçi sorumluymuş, esnaf sorumluvmuş. Siz eğer suçüstü yakalanan bakanlara onurhı diyorsanız bunu kendinizde arayın. Ben de diyorum ki biz çiftçiye verdik, siz hortumcuya verdnuz." Çiller, ekonomik bunalım nedeniyle milyarlarca dolar borç alındığını, bu borcun halka yaran ohnadığım belirtti. IRMIKIAYDEV ENGtN aengin(« doruk.net.tr Cumhuriyet'in dünkü marı- şeti, Italyan medya baronu, bü- yük işadamı, Milan Kulübü Başkanı, haaa, bir de Italya Başbakanı Silvio Berlusco- ni'nin kirli bilinçaltının su yüzü- ne çıktığı sözlerine aynlmıştı. Arkadaşımız Nilgün Cerra- hoğlu, biryandan "Çizme"den yapılacak gazeteciliğin Fatih Terim, Hakan Şükür, Emre üstüne futbol geyiklerinden, sade suya tirit Milan ya da In- ter dedikodulanndan ibaret ol- madığını meslektaşlanmıza gösterdi, ama bir yandan da bizlere sıradan, çok sıradan bir "Avrupairnm nasıl düşündü- ğünü otanca açıklığı ile sergile- di. Haberi anımsayın: Beriusconi önce "ABD'ye yapılan saldırı aynı zamanda uygartığa karşı yapılmıştır" de- di. Bu masum göninüşlü cüm- lede "insanlık" yerine "uygar- lık" teriminin yeglenmesi, bu "çok sıradan Avrupalı"n\n bi- linçaltını zaten yeterince setgi- liyordu. Ama o "çok sıradan Avrupa- //"devametti: "...Ancak biz kendiuygarlığı- Çok Sıradan Bir Avrupalı mızın üstün olduğunu bilmeli- yiz. Batı uygartığını kucaklayan ülkelerde Islam ülkelerinde ol- mayan refah, insan haklan, din, vicdan özgûrlükleri var... Islam dünyası hoşgörülü Batı uygar- lığının karşıtı. Tek boyutlu dü- şünceâlemindeyaşıyor. Ikiuy- garlıkaynı düzlemde değerien- dirilemez... Halklan fethede- rek Batılılaştırmak Batı için bir kader. Şimdiye dek komü- nizm ve Islam dünyasının bir bölümünü fethettik. Ancak Is- lam dünyasında hâlâ 1400 yıl öncesinde kalan ülkeler var..." Biliyor musunuz, Avrupa, in- sanın tanımaktan, tanışmaktan onur duyacağı seçkin aydınlar- la dolu. Ama aynı Avrupa'nın bütün sokakları, meyhaneleri, ayakçı meyhaneleri, "cafe'leri Berlus- coni'lerle de dolu. Berlusconi'ler, buaınlannın ucundan ötesini görmeyecek kadar bencil, benmerkezci. Kültürleri Avaıpa dışında kalan ülkeleri yalnızca bir rurizm ülke- si olarak görecek kadar yalın- kat ve sığ. Uygarlığı Avrupa ve büyük patron ABD ile sınıriı sa- nacak kadar da cahiller. Cehaletleri, ağızlarını açıp konuştuklannda "danga/aklık" mertebesine yükseliyor. Uygarlığın dininin Hıristiyan- lık olduğundan kuşkulan yok. Aynı mitolojik ve teolojik kök- lerden ve aynı toprakJardan do- ğan Müslümanlık ve Musevili- ğe karşı Hıristiyanlığın felsefi ve tarihi bağlamda ne gibi bir üs- tünlüğü olduğunu sorduğunuz- da ya saçmalayacaklardır ya aptal aptal suratınıza bakacak- lardır. Brahman ya da Buda di- ni gibi daha farklı felsefi boyırt- larla donanmış dınlen anlama- ları ise entelektüel düzeylerini aşırı zorlayacağından turistik broşürlerdekı sade suya tirit bil- gileri yinelemekle yetinirier. "Italyan" Berlusconi için Eti- yopya, geri kalmış, uygarlık dı- şı bir ülkedir. Oysa bu zengin- liğiyle kibirli Italyan, servetinin ve yaşadığı refahın harcının "Italyan sömürgesi" Etıyop- ya'nın acılarıyla, talan edilmiş- liğiyle kanldığını domuzuna bi- lir ve bunu becerebildiğinde bi- linçaltının ve belleğinin derin- liklerine itip "domuzJann mut- luluğu"ndan pek az farklı ya- şamına devam eder. Tıpkı "uygarAvrupalı" Ingili- zin, eski sömürgeleri Hindis- tan'ı, Pakistan'ı, Afganistan'ı geri, uygarlık dışı bulduğu gibi. Tıpkı "uygaMwupa//"Belçika- lının, kara Afrika'nın Kon- go'sundayaşayan kara derilile- ri "vahşi, geri ve uygarlık dışı" bulduğu gibi... Tıpkı "uygarAvrupalı" \span- yollann, Güney Amerika'nın Peru'sunda, Paraguay'ında, Uruguay'ında, Şili'sinde yaşa- yan halklan, uygarlık basamak- lannın aşağılanna yerieştirme- leri gibi. Tıpkı... Ah, sıkıldım. • • • Sıradan Avrupalının, kendi- leri fve büyük patron ABD) dı- şında kalan ülkelere bakışlan "Sanayi mallanmızı alsın, pet- rol ve doğalgazını ve madenle- rini bana versin ve benden uzak dursun. Mallanmızı al- mazsa, petrolü, doğalgazı kes- meye kalkarsa dövelim. Ben- den uzakduracakyerde, bura- lara göç etmeye kalkarlarsa yi- ne dövelim" diye özetlenebilir ve bu özet ciddiye alınacak bir yanlış içermez. Çoksıradandır. Birey olama- dan bireyci olmuştur. Teknolo- jik üstünlüğü, tüyü bitmemiş yetim hakkı yenerek biriktiril- mişservetlerinsağladığı "refah toplumu" koşullarını uygarlık sanır. Tüketim toplumunu uygaıiık- la eşdeğer bulan cehaleti sade- ce can sıkar; "Avrupalılık kibri" mide bulandınr. • • • Bilinenleri yineledim. Öfkeden mi? Yok canım. Şu Türkiye'de Avrupa'yı tıpkı Berlusconi'ler gibi, yani "çok çok sıradan Av- rupalılar" gibi kavrayan "ayran budalası"ndan beter Avrupa budalalan kol geziyor ya... Işte, Berlusconi bahanesiy- le "bizim çok sıradan Avrupa- lılan" tırmıklamak istedim. Hepsi bu. POLİTİKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kâbil'in Kadınları... Yerkürenin gizemi bir bulut oluyor ansızın. llk- yazı karşıladığımız elma kokulu bir mayıs saba- hında değiliz. Eylülün son günlerinde hüzün top- luyoruz... Bense yitik bir seferi izliyor gibiyim... Bizi kırbaçlayan kara kanatlı savaş Kâbil üze- rinde değil, dünyanın tüm yoksul ülkelerinde ken- dini gösteriyor... Yaz geçip gitti!.. Şimdi sonbahar yağmurlarıyla avunuyoruz... Bedeninden kan fışkıran çocuk bir gece vardi- yasından dönuyor Gazze'de... Ramallah'tapatlayan bombaları, Kâbil'deki or- taçağın karanlığında işkenceden geçen kadınla- rı görüyor musunuz bilmiyorum... Peki sonsuzluğun adı nedir, anlatır mısınız? Gelincikler sonbaharda açmaz!.. Zamanlann bilinmeyen diîiminde Adonis'in e- sir pazarlarında dolaşırken, Belgrad'da bir akşa- müstü dolaşıyordum sanki. Prag'da bir sabah düşler bahçesinde geleceğin fotoğrafına bakı- yordum... Aşk ve düş parantezleri arasına bedenini koyan kadınlar, silah tacirlerının kana susamış bakışla- rında yıkanıyorlardı... • • • Franz Kafka köprüsünden geçtim, puslu bir günde Havel'i dinledim, Kâbil'de tek bacaklı ço- cuklarta konuştum... Çekoslovakya neden ikiye bölünmüştü? Bir sonbahar esintisinde savaşlann zalim örtü- sünü kaldıramayan dünya, bugün George Bush'un 'sonsuz özgühük' aldatmacasında Ar- jantin'i, Şili'yi görebiliyor muydu? Bir eylül sabahında gözlerimi kapatıp Prag ba- harını anımsamaya çalıştım... Sonbahar yağmuru odamın penceresine vurur- ken Julis Fucik'in dizelerinde geçmiş zaman acı- larına tanık oldum... "Erkeklermezarianndan kalkıyor/ Kanlı ölümü- ne yorgun I Ve arkalannda duruyor savaş. Ruhlan parça parça, I Gövdeleri yaşlı. I Her şey soğuk I Hâlâ çepeçevre I Ama banş!" Gökyüzünün gri yalnızlığı hüznün içinde sak- h... Karşı tepelerde köhnemiş ağaçlar eski bir şar- kıyla buluşuyor... Tüm zamanlarda akan o kederli ırmaklar çocuk çığlıklanyla birleşiyor; hüznün keyfl olan yalnızlık düşlerin yağmurlu bir serin akşamında buluşu- yor... Kendi kendime soruyorum: Yüreklerin tahta evciklerle donandığı bir günün kapalı kapılarını açabilir miyiz? Çiçekleri, kokula- n, ışığı, özgüriüğü, banşı tüm evrene yayabilir mi- yiz? Susuyorum... Sessizliğin orta yerindeyim ve Eduardo Gale- ano'nun bir yazısını okuyorum: "KissingerVn suç dosyası Bin Ladin ya da dünyadakı herhangi bir teröristten çok daha ka- bank. Üstelik bu suçlar, dünyanın birçok ülkesin- de işlendi. Endonezya, Kamboçya, Iran, Güney Afrika, Bangladeş veAkbaba Planı'nın (Plan Con- dor) kirli savaşından çok çekmiş bütün Güney Amehka ülkelennde devlet terörüne 'destek, fi- nans ve ilham' sağladı Kissinger. 11 Eylül 1973'te, öncekı haftaki felaketten ta- mı tamına 28 yıl önce, Şili Başkanlık Sarayı'na hü- cum edilmişti. Kissinger, Allende ve Şili demok- rasisinin mezarkitabesini, Şili'deki seçim sonuç- lannı yorumlamadan çok daha önce yazmıştı: Bir ülkenin, kendi halkmın sorumsuzluğu yüzünden komünist olmasına neden göz yummamız ve ta- hammül etmemiz gerektiğinı anlamıyorum." • • • Pencereden dışarıya bakıyorum... Zifiri bir karanlık... Sadece aç martılann çığlıkları duyuluyor... Ne diyor Eduardo Galeano: "Her ne kadar Uygar Dünya 'nın liderleri yeni bir Haçlı Seferi için bastırsalar da Allah, kendi adına işlenen suçlardan sorumlu değil. 'Günün sonun- da' ne Tanrı Yahova 'nın izleyicilehne karşı bir soykınm yapılmasını, ne Yahova, Şabra ve Şati- la katliamlannın yapılmasını emretti ve ne de Filistinlilerin topraklanndan sürülmesini. Her şey bir yana, Allah, Tann ve Yahova aynı kutsallığın üç farklı adı değil mi ki?" Ey bizi kırbaçlayan kara kanatlı savaş! Ey, aşklanmızı yok eden, özgurluklerimizi çalan şid- det sarmalı! Ey acı, korku, nefret, çılgınlık!.. Sesimizi duyuyor musun? hikmetcetinkaya@ cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA TROYA'dan İYONYA'ya Mitolojik Aşklar Cografyası Bir ayda 2. Basım oe, G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle