Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2» EVLÜL2001CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
Tan Sağtürk, yakın bir zamanda modern dans topluluğu kurmaya hazırlanıyor
aleyi gençlere sevdirecekBÜLENTECEVİT
TUT - Gazeteci-yazar Fikret Ot-
yam'ın Adıyaman'ın Tut ilçesine ar-
mağan ettiği Atatûrk Anıtı'nın açıhşı-
na katılan Ikinci Bahar'ın Timoti'si,
bale sanatçısı Tan Sağtürk, hayatlann-
da hiç bale seyretmemtş ama "Balet
abi gekti" diye koşuşturan gençlerin ve
çocuklann büyük ilgisiyle karşılaştı.
Güneydoğu'ya sevdalı Otyam'larla
köy minibüsüyle dolaşan, ilçenin tek
parkında çay içerken imza dağıtan ba-
let Sağtürk, kıtaplannı okuduğu Ot-
yam'a hayran olduğunu, o nedenle de
yanında olmaktan mutluluk
duyduğunu söylüyor. Tut'takal-
dığı birkaç gün için de "Oku-
maktan daha başka bir dinamik
var burada. O dinamiği bulmak
istediğim için gddim. Düüenir-
ken, orfinamikldtap okumanın
çok ötesinde birtakun şeyleri de
bize taşımış oldu" diyor Tan
Sağtürk.
tkincı Bahar dizisi ve Biri Bi-
zi Gözetliyor programıyla izle-
yicilerin sempatisini kazanan
Tan Sağtürk, açtığı bale okulun-
da 350 kadar öğrenciye bale eğıtimi
veriyor. 9 yıl Fransa Devlet Balesf nde
de görev yapan Sağtürk'le, mınibüsle
2 saati aşkın süren ve sabaha karşı çık-
tığımız dar, yer yer tozlu v e bozuk olan
Tut-Şanlıurfa Havaalanı yolunda soh-
bet ettik.
Bale sanatının daha yaygın olabıl-
mesi için devletin kışilen starlaştırma-
sı gerektiğini öneren Tan Sağtürk,
"Bugün fiıtbol ve basketboideki popü-
lizm, şaıialaria ve çeşitli destcklerie ya-
kalannuşür. Bu şeküde seyirci sayısı ar-
üyor, para arüyor ve para artûkça da
kaUte yakalanmaya çahşıbyor. Basit bir
düzenek, ancak kültür sanat adına,
devletin yapması gereken bir düzenek.
Çünkü kültür sanat, spor kadar arka-
dan itilebikn bir şey değü" dedi.
Televızyon programlan sayesinde
sempati kazandığını ve bu arada bale
okulunu da açan sanatçı, öğrencilerden
kazandığı parayla, yine yetenekli öğ-
rencilere burs vererek baleye destek
olmayı sürdürdüğünü anlatıyor.
Dokuma sanatçısı Filiz Otyam'm,
" Yeteneğin sayesinde çok güzel bir fir-
saü da yakalamışsın, çok iyi bir eğitim
almışsın. Ve klasik baleye de bugün ve-
da etmişdurumdasın. Bu konudaki dû-
şüncelerin nedir" şeklindeki sorusuna
Tan Sağtürk şu karşılığı verdi:
Açtığı bale okulımda 350
öğrenciye ders veren Tan Sağtürk,
balenin tüketilmeye değil, üretilmeye
ihtiyacı olduğunu söylüyor. Ünlü
balet şu sıralarda genç Türk balesini
kurmak için çahşmalara başlamış.
"Klasik bale çok beürü repertuvar-
lara sahip ve üstüne çıkamamış. Yeni
klasik eserler yapılmamış. Temsil sayı-
sına bakıyorsunuz, 2 bin 500'ü aşnuş.
En az 4 bin seyircL O zaman bikâyeler
tekerrürden oluşuyor arük sizin için.
Diyorsunuz ki başka şeyler yapmab-
yun. Aynı kitabı defalarca okumama-
hyun. 7 yıl önce bana böyle bir şey so-
rulsaydı böyle yaıut vermem mümkün
değildl 1969 doğumluyum ve klasik
bale için biz arük yaşhlardanız."
-Türkiye'de baleyeyeterli ilgi var nu?
TAN SAĞTÜRK - Seyırci olarak
haz verilen bir ülke, çünkü bir Akde-
niz ülkesi, güneş ülkesi. Birçok kuzey
ülkesinde haz vermez seyirci. Çünkü
kritik gözle bakıyor. Burada kritık göz-
le bakmadan seyrediyorlar. Yani yan-
lışmıza alkışla karşılık vererek sizin
biraz daha heyecanlanmanızı ve telcrar
desteğe sahip olmanızı sağhyor.
- Medyatik olduğunuz için tepki ah-
yor musumız?
SAĞTÜRK-Ben hazmı kolay prog-
ramlann çok çabuk tükendiğini görü-
yorum. Balenin tüketilmeye değil üre-
tilmeye ihtiyacı var. Medyatikliğime
gelince, araba yanşında hızlı gidiyor-
sanız ve arkadaki arabalan da görmü-
yorsanız artık pek önemli ohnuyor.
Benim için önemli olan simitçi çocu-
ğun 'Aaa balet abi geçiyor' demesiydı.
Bunun yapılması gerekiyordu ve
yaptım. Şimdi ikinci aşama, yap-
tığım şeylerden aynlıp genç Türk
balesini kurmaya çalışacağım.
- Bunu açar mısınız biraz?
SAĞTÜRK - Modern dans
topluluğu. 14-16 kişiden oluşan,
taşıması kolay, hantal olmayan
bir topluluk. 9 sene Fransa Dev-
let Balesi'nde çalışınca, oradaki
arkadaşlanm önemli yerleri al-
dılar. Arkadaşlıklar önemli, gru-
bu taşımak ve onlann turnelen-
ne girmiş olmak çok da zor olmayacak
galiba. Ama yaş da geçiyor, şimdı he-
men laırma zamam. Hayata geçmesi
çok yakm diyebilirim. Koreografıleri-
ni satm aldım çünkü.
- Bir bale sanatçısı olarakTut Uçesin-
de size gösterilen ilgrvi nasıl değerlen-
diriyorsunuz? Mutlu oldunuz mu?
SAĞTÜRK-Değer verdiğim insan-
lar var, Fikret Otyam gibı. Onlarla be-
raber olmak istedün. Çünkü yazdıkla-
nndan biliyoruz, bir de hayranlıkla in-
san yanında bulunmak istiyor. O za-
man okumaktan daha başka bir dina-
mik doğuyor. O dinamiği bulmak iste-
diğim için geldim. Dinlenirken o dina-
mik kitap okumanın çok ötesinde bir-
takım şeyleri de bize taşımış oldu.
ÖĞRENCİLERE DESTEK OLUYOR - Sağtürk, bale oku-
lundan kazandığı parayla yetenekli öğrencUere burs veriyor.
BİTTtĞtNE
tNANIYORDU-
Ünlüyazar
'ölüm fetvası'
konusunun arük
kapandığnı
düşünürken
bukez
Houston'daki
okuma gecesinde
köktendinci
müslümanlardan
oluşan 300 kişüik
bir grubun
sloganlanyla
karşüaşü.
Salman Rüşdü'ye
öfke sürüyor
ENGÎN AŞKTN
TORONTO - Geçen hafta ABD
gazetesi Boston Herald'a yaptığı
açıklamada, 'ölüm fetvası' konusu-
nun kapanan bir sayfa olduğunu ve
kitap dünyasındaki gerçek uğraşına
dönmekten mutluluk duyduğunu be-
lirtet Salman Rüşdü, 17 Eylül gece-
si Teksas ilinin Houston kentindekı
okuma gecesinde köktendinci müs-
lümanlardan oluşan 300 kişilik bir
kalabalığın "Salman Rüşdü'ye
ölünT sloganıyla karşılaştı.
Okuma gecesinin yapılacağı tiyat-
ro bmasının önünde, ellerinde ölüm
tehddı yazılı pankartlarla dolaşan
kalasalığın, benzer sloganlar atması-
na larşın, protestoda şiddet yaşan-
madı. Türkiye'den köktendinci grup-
lanr da yaşadığı Houston'da, Merve
Karakçı'nın babasının da bir Türk
camiııde imamlık yaptığı ve inter-
netfc köktendincilik propagandası
yaptığı biliniyor.
Houston'a son romanı 'Öfke'nin
tamtımı için gelen Rüşdü'nün ölüm
fetvasımn yürürlükte olduğunu vur-
gulayan Islami Eğitim Merkezi yet-
kilisi Hadi Elmi, Houston Chronicle
gazetesine yaptığı açıklamada, "Onu
unutmadık, yapüğı günahı asla unut-
madık" yorumunu yaptı. Ölüm teh-
ditli protestoya katılanlardan AH Sü-
leyman adlı kişi ise "Iran hükümeti
arük desteklememjş olsa da fetvanın
geçerti olduğu" görüşünü belirtti.
Ingıltere'deyken yurttaşı olduğu
îngiliz hükümetinin polis koruması
sağlamasnıa karşın, New York'ta kız
arkadaşı Hint sinema yıldızı Padma
Lakshmi ile yaşamakta olan Salman
Rüşdü, ABD polisuıce korunmuyor.
Yazar hakkındaki ölüm fetvası, 14
Şubat 1989da AyetullahHumeynita-
rafından 'Şeytanın Ayetleri' adlı ro-
manın Islama hakaret ettiği savıyla
çıkanlmıştı.
Etkinlik, Iznik Akademisi'nin Kuruçeşme'deki binasında bugün başhyor
1 _£*
'Anadolu'nun Solan Renkleri Se-
mahlar', 22. 45te Meriyn Solak-
hanve IVLBlank'ın 'Yaşar Kemal
ve Doğası' başlıklı filmler sine-
maseverlere sunulacak.
2 Ekım Salı günü saat 21.00'de
Ertuğrul Karshoğlu'nun 'Keçe-
nin Teri', 21.30'da Adela Pe-
eva'nm 'Istenmeyen', 22.30'da P.
Zabca, I. Arnautabç, A.Koneviç,
M. Idnzoviç' ın 'tnsan - Tann - Ca-
navar Saraybosna' adlı belgesel
yapımlar gösterilecek. (257 71
02)
Kültür Servisi - Istanbul'da bu
yıl eğitime başlayan Iznik lleti-
şim Sanatları Akademisi ile Bel-
gesel Sinemacılar Birliği'nin or-
taklaşa düzenlediklen 'Ayışığın-
da BelgeseOer'. bugünden ıtibaren
2 Ekim'e dek izlenebilu-.
îznik Akademisi'nin Kuruçeş-
me'deki binasmda, hava koşulla-
nna bağh olarak açık ya da kapa-
lı alanda yapılacak etkinlikte,
Bulganstan, Yunanistan, Israil,
Isveç, Almanya, Bosna Hersek ve
Türkiye'den toplam 15 film izle-
nebilecek. Bugün saat 21.00'de
Savaş Güvezne'nin 'Aykın Bir
Yürek', 21.30'da Enis Rıza'mn
'Aynhğnı Yurdu Hüzün' (Kaya-
köy) ve 22.00 "de AngeJos Abazoğ-
lu'nun 'Yannlar' isımli fılmi ız-
lenebilir. 30 Eylül Pazar günü
21.00'de ŞehbalŞenyurt'un 'Adi-
ge', 22. 30'da Stefan Jarl ın 'Teh-
dit' isimli filmlen görülebılır.
1 Ekim Pazartesı günü saat
21 OO'de Dan Katzir ın 'Aşk İçin
Dışardaydun... Birazdan Döne-
rim', 22.OO'de MihribanTanık'ın
Küttüreaçdan kapı vepencereler
• 15 Ekim'de başlıyor...
. . . Kayıtlar 25 Eylül'de
i. Halep Pasajı. Kat:2 140/20 (Beyoğlu Sineması'nın pase^)
sahne tasanmı müzik+söz+ şiir
ses atölyesi tai-chi-chuan
görsel iletişim oyunculuk atölyesi
"hayat bitgisi" atölyesi çocuk+drama
akdeniz'in ortak uygarlığı
Kîyıtlar 25 Eylül-*-10 Ekim arası. Ayrıntılı çalışma/gösteri prograrru
vekablma koşulları için 0212 252 74 52 ve WWWJT1oyasanatCom
Kültür Servisi - 1960'lardan bu yana
Anadolu'nun dört bir yanındaki kapı ve
pencereleri görüntüleyen, ülkemizin fotoğraf
sanatçılanndan Şakir Eczacıbaşının
'Kapüar / Pencereler' başlıklı fotoğraf
sergisi, Iş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde
sanatseverlerle buluşuyor. 4 Ekim'de
başlayacak olan seTgi 30 Kasım'da sona erecek.
Şakir Eczacıbaşı, Iş Sanat Kibele Sanat
Galerisi'ndeki sergisinde kapılar ve
pencerelerin ülkemiz coğrafyası üzerindeki
serüvenini, bütünleştikleri kültürel dokunun
izleri eşliğinde izleyiciye aktanrken kültür
zenginliklerimizi de ölümsüzleştirecek.
Sergide aynca tüm fotoğraflann yanı sıra
Gürol Sözen'uı sunuş yazısı ve edebıyatımızın
ünlü kalemlerinin 'Pencereler ve Kapılar'
temalı yapıtlanndan kısa bölümlenn de
bulunduğu Talat Hafanan
tarafından lngilizceye çevrilen bir kitap
yer alacak. 1965'te Türk Sinematek
Derneği'nin kuruluşuna öncülük eden ve 10 yıl
süreyle başkanlığun yapan Şakir Eczacıbaşı,
fotoğraf sanatıyla 1960'larda ilgilenmeye
başladı. Türkiye'de 11, yurtdışında ise 23
fotoğraf sergisi açtı. Eczacıbaşı'nm seçme
fotoğraflannı içeren 'Anlar/Moments' (1983)
ve 'Türidye Renkleri' (1997) başlıklı
kitaplannın yanı sıra 1968'den bu yana çeşitli
Türk fotoğrafçılannın yapıtlannın yer aldığı
Eczacıbaşı Renkli Fotoğraf Yılnklan ile
'Türkiye: Bir Portre' ve İstanbul Görüntüleri'
başlıklı, birçok yazar ve fotoğraf
sanatçısının katıhmıyla hazırladığı iki kitap
bulunuyor. Eczacıbaşı aynca, kısa
bir süre önce Bernard Shavv'dan yaptığı
derlemelen 'Gülen Düşünceler' adıyla
bir araya getirdı.
ESÎNTÎLER
ZEYNEP ORAL
Ektiğimizi Biçmek...
Savaş senaryolan birbirini izliyor... Daha çok sa-
vaş uçağı, daha çok savaş gemisı bir yerlerden ha-
reket edip yola koyuluyor... Her ülkede şahınler ayak-
lanıyor, "Bu kadan yetmez, daha çok, daha çok!" di-
ye haykınyor... Daha çok bomba, daha çok firkateyn,
daha çok Avvacs (şimdi anlaşılan "Awacs"lar revaç-
ta, en çok onlann adı geçiyor). Daha çok Avvacs, da-
ha çok Awacs... Destroyerier, kruvazörter, F-14'ler,
F-18'ler... Hepsinden daha çok, daha çok... Bunlar
da yetmez, daha çok Tomahavvk güdümlü füzeter ve
adlannı bilmediğim öteki füzeler... Sonra Yeşil Bere-
liler, Mavi Bereliler, Kırmızı Bereliler, San Berelilerve
de Rangers ve de SEAL komandolan, kara koman-
dolan, deniz komandolan, hava komandolan... Son-
ra tank, top, tüfek... Hepsinden daha çok, daha
çok...
Tam olarak, kim nereyi, nasıl vuracak, bu konuda
her yazılanı okumaya çalıştığım halde, ben pek an-
layabilmiş degilim. Ama anladıgım şu: Ortalıkta bun-
ca çok silah varsa mutlak kullanılmalı. Ekonomide-
ki fizibilite, "rantabilite" meselesi... Bunca silah üret,
bunca silah sat, bunca silah satm al, sonra bir kö-
şeye bırak, paslansın! Olacak iş mi! Savaş çıkmalı ki
"dünya ekonomisi" yürüsün!
Savaş ve ekonomi bilgim kısıtlı, ama tıyatro sana-
tından bir örnek verebilirim: "Eğer sahnede bir tü-
fek varsa, oyun sona ermeden önce mutlak ateş ai-
malı" kuralı geçertidir. (Bakınız: Stanislavski ve Çe-
hov.)
Belki yann, belki yanndan da yakın patlak verme-
si beklenen (belki siz bu yazıyı okurken başlamış
olan) savaşı anlamaya çalışırken Fazıl Hüsnü Dağ-
larca'nın kulağıma fısıldadığı sözler aklımdan çıkmı-
yor
"ABD'nin yerinde ben olsam, madem terörü bi-
tinnek istiyor, şüphelendiği ülkeiere derhal birkaç
Amerikan üniversitesı kurardım... Bombalamakye-
rine üniversite kurmak, daha etkili bir önlem olur"
diyordu Dağlarca, Talat Hatman'ın ödül gecesinde.
Savaş senaryolan birbirini izliyor... Ben çaresiz yi-
ne sanata sığınıyorum.
örneğın, Refik Durbaş'ın yeni çıkan (Adam Ya-
yınlan) "Şimdi: Habeher" adlı şiir kitabına... Hayat ile
ölüm arasındaki çocuklann ya da yetişkınlerin ara-
sınadalıyorum. "...hissızekranıyla televizyonun Iga-
zetenin kara katran sayfası arasında" sıkışıp kalmış
insanlann ellerini, avuçlanmda hıssediyorum.
Sonra kendimi sokaklara atıp Yapı Kredi Taşkent
Sanat Galerisi'ndeki "Ûçü Birtikte-Fahrelnisa-Fûre-
ya-Aliye" sergisinde yaratıcı gücün coşkusuyla sar-
hoş oluyorum... Hazır Istiklal Caddesi'ndeyim, kar-
şı kaldınmdan Taksim'e ilerlerken Maya Galerisi'ne
uğruyorum. Ve orada yeni bir oluşumun, yeni bir to-
humlamanın heyecanıyla kanatlanıyorum.
Kimileri yok ederken kimileri de bir şeyler yarat-
maya çalışıyor...
Bugüne dek Metin Deniz'in Maya GaJerisi olarak
bıldiğım mekânı, artık bir sanat evi. Içine tam teşki-
latlı yüz kişilik bir tiyatro salonu kurulmuş. Çok işlev-
li, değişebilir sahne ve oturma düzeniyle, oda müzi-
ği konserierine de elverişli. Ama iştn bana heyecan'
veren yanı, burarnn yalnızca herkesin kullanımma
açık bir gösteri ve dinleti alanı olarak değil, aynı za-
manda çalışma atölyeleri olarak da kullanılacak ol-
ması.
"Içindeki bedensel, sözel ve ruhsed yaratıcı gücü
keşfetmeye karar veren herkes için" kurulan atölye-
ler, 15 Ekim'de açılıyor. Profesyonel sanatçı olmanız
gerekmiyor, kendinizi, çevrenizi, dünyayı keşfetmek,
ilişkiler labirentlerinde kendinizi tanımak için de ya-
ratıcılığa, kendinizi ifade etmeye yönelik birbirinden
çok farklı alanlarda, uzmanlann önderliğinde sürdü-
rülecek bu çalışmalar. Projenin dinamosu Bilsak Tı-
yatro Atölyesi'nden tanıdığımız Nihal Koldaş. Na-
sılsa aynntılan basından oğreneceksinız. Ama tam
da savaş senaryolannın dallanıp budaklandığı şu
günlerde Metin Deniz ve Nihal Koldaş'ın ektikleri to-
humlar okyanusta bir damla bile olsa yüreğime su
serpti...
Ne ekersek onu biçmiyor muyuz, önünde sonun-
da...
Akdeniz Belgesel FHm Festivali
• Kültür Servisi - Yunanistan ve Türkiye
belgesel sinemacılan, fılmleriyle ortak bir
dil oluşturdular. Yunanistan Film Yapımcılan
ve Yönetmenleri Birliği tarafından bu yıl
dördüncüsü Samos Adası'nda yapılan
Akdeniz Belgesel Film Festivali, 3 Ekim'de
sona eriyor. Festivalde Türkiye'den Enis
Rıza'mn yönetmenliğüıi yaptığı 'Aynlığın
Yurdu', 'Hüzün', Nazmi Ulutak'ın
'Başmakinist', Özkan Yıhnaz ve Alper Efe'nin
'Genç Sinema' adlı belgesel filmleri
seyircilerle buluşuyor. Yunanistan'da ilk kez
'IV Akdeniz Belgesel Film Festivali'nde
gösterilecek olan filmler, 17-21 Ekim tarihleri
arasında tstanbul'da düzenlenecek olan
'1001 Belgesel Film Festivali'nde ilk kez
izleyicilerle buluşacak.
Joie'deıı Afgan müttecöere bağış
• CENEVRE (AA) - Oscar ödüllü aktris
Angelina Jolie, Afgan mülteciler için
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne bir
milyon dolar bağışladı. Komiserlikten yapılan
açıklamada, Jolie'nin bu parayı, kuruluşun
Afgan mülteciler için yaptığı 268 milyon
dolarlık yardım çağrısı çerçevesinde
bağışladığı belirtildi. BM Mülteciler Yüksek
Komiseri Ruud Lubbers, "Ülkesindeki son
gelişmelere rağmen bu genç Amerikalı,
dünyanın bir ucunda acı çeken masum
insanları yaşama döndürmek adma güçlü bir
insani sorumluluğa sahip" dedi. Beyazperdede
bilgisayar kahramanı Lara Croft'a hayat
veren 26 yaşındaki Jolie, geçen ağustos ayında
Pakistan'daki Af^an mülteci kamplanm
ziyaret etmişti. Ünlü aktris, geçen ay, BM
Mülteciler Yüksek Komiserliği iyi niyet elçisi
olarak atanmıştı.
BUGÜN
• BABYLON'da saat 23.00'te De-Phazz
konseri dinlenebilir. (0 212 292 73 68)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde saat
16.00'da Albert Kaminski yapımı 'Dünya
Bü\ük bir Chelm' adlı çızgi film izlenebilir.
(0 212 252 61 55)