Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÛL2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
TEROR VE SAVAŞ
MuratKarayalçın, dünyada yaşanan sorunlann Türkiye olmadan çözülemeyeceğini söyledi:
Avrupa ordusuyaraaldıHATİCETUNCER
Eski dışişleri bakanlanndan Mu-
rat Karayalçın, Avrupa'da, Ortado-
ğu'da ve Avrasya'da yaşanan sorun-
lann Türkiye olmadan çözülemeye-
ceğınin ortaya çıktığmı belirterek
"Gelişmeleri 'bize gün doğdu' şek-
tindedeğil de uzun soluklu bir Türkj-
ye ufku anlayışı içinde değerlendir-
mck gerekir" dedi. Hükümetin
ABD'ye saldın sonrası dış politika-
da yanlış bır tutumunu gözlemediği-
ni ifade eden Karayalçm, "Dış siya-
settetemknüiolmakgöz anü edilecek
bir şey değildir. Ancak bazışeyler da-
ha vüksek sesle söylenebilirdi.
Bush'un Haçlı seferleri' ifadesinin
açık bir şekilde eleftirümesi gerekir-
di" diye konuştu. Karay alçın, dünya-
daki son gelişmelerle ilgili sorulan-
mızı yamtladı
-ABDBaşkanı,Amerikan Kongre-
si'ndedünyaülkelerine "Yabızimle-
sinız ya da terörden yanasınız" diye
seslendl Kiireselbir savaşadoğru mu
gidiyoruz?
- Bush bu gelişmeleri kendisi ıçin
başanlı bir biçimde kullanmakta. 11
Eylül'den sonra itibar ölçümlemesi-
ni yükseltmiş durumda. Dünyada
uluslararası örgütlerin terorizm ko-
nusunda çok ciddi bir çahşma içinde
Mlirat KarayalÇin'dail: însanlar daha iyi yaşamak için
hem kendilerin hem de eşlerinin, çocuklannın, en değerli
varlıklannın yaşamlannı tehlikeye atmaktalar. Yoksullukla ilgili
bir küresel savaşın da devreye sokulması zorunluluğu vardır. Bu,
kiiresel banşın elde edilmesinin en temel koşuludur. Bataklık
kurutulmadan sivrisinekle mücadele etmek son derecede zordur.
olduklannı bilmekteydik. Dünyada
küreselleşme süreci ile birlikte yara-
tdan gelirin çok baksız biçimde pay-
laşıldığı bir dönemin içindeyiz. In-
sanlanna başka ülkelere göç etmele-
ri, birilerinin insan kaçakçıhğı yap-
malan, yoksulluktan kaynaklanmak-
tadır. Insanlar daha iyi yaşamak için
hem kendi hem de eşlerinin çocukla-
nnın en değerli varlıklannın yaşam-
lannı tehlikeye atmaktalar. Yoksul-
lukla ilgili birküresel savaşın da dev-
reye sokulması zorunluluğu vardır.
Bu küresel banşın elde edilmesinin
en temelkoşuludur. Bataklık kurutul-
madan sivrisinekle mücadele etmek
son derecede zordur. Ancak çoğu ül-
kede teröre baktığunızda onun yal-
nızca yoksulluktan kaynaklanmadı-
ğını, başka temellere dayandvğını
açıklıkla görüyoruz.
- ABD'nin saldınlan bahane edip
bölgede etkinliğini artürmayı planla-
dığuıı savunanlar var?
- Zbigniev BrezinskFnın 1990'lann
başmda ünlü "Büyük SatrançTahta-
sı" adh kitabında ortayakoyduğu bir
değerlendirme var. Şu anda Ameri-
kan Savunma Bakanlığı Yardımcıh-
ğı'nı yapan Paul Wolfowitz'in inter-
nette yayımlanan bir stratejik değer-
lendirmesivar. "Avrasyadenetfcnme-
den dünya denetlenenez" görüşünü
ortaya koyuyorlar.Amerika'nın ko-
numunu güçlendirmesi için strateji-
smin "Avrasva'da hrçbir gücün geKş-
mesinefirsatvermemekolması gerek-
Ü" öneriyorlar.
önemll fırsatiar
Balkanlar'da daKafkaslar'da da ve
Orta Asya'nın ban yakasında da bü-
tünbugelişmelerle Amerika, bu stra-
tejınin gereğini yerine getirecek çok
önemlifirsatlarelde etmektedir. Şim-
di Kosova'da, Balkanlar'da önemlibir
Amerikan gücü ortayaçıktı. Öyle an-
laşılıyor ki Özbekistan ve Tacikis-
tan'dakonuşlanmış. Evet sonuçta te-
rörle mücadele edıliyor, ama hiç kuş-
kusuz bunun yan ürünlerinden de
ABD yararlanıyor ya da yararlana-
caktır.
• ABD, teröre karşı savaş acıhrken
hakveözgüriükierin kısıtianacağı bir
dünyaya gidikügi endişesi var.
- Bu olasılık ciddi olarak göz önün-
de tutulmalıdn". Terörle mücadele
ederkenhaklannve özgüriükierin sı-
nırlanmasımn, terörle mücadeleyi
kolaylaştırmayacağını, tersine ciddi
engeller çıkaracağmı düşünüyorum.
Bunu yatoızca haklara ve özgürlük-
lere inancım nedeniyle söylemiyo-
rum. Terörlemücadeledehaklann ve
özgürlüklenn kullanılmasının sürdü-
rülmesınin dahabaşanlı sonuçlar ge-
tireceği iddiasıylabunu söylüyorum.
KAÇIŞ SÜRÜYOR- NewYorkveVvashington'ayapüanintihar saküralanndansonraAmerU^BiıieşikDevletleri'niııüIkelerinesavaş aça^nı
düşünen Afganistanhlar yollara duştü. Pakistan suurma doğru kaçan göçmenler güvenli bir sığuıak bulmaya çahşryor. (Fotoğraf: AP)
Göçmen Afganlar Van'da
YUSUF ZÎYA CANSEVER
VAN - Amerika'ya yapılan
saldırıların ardından ABD ile
Afganistan arasında savaş
çıkacağı korkusu Afganlan göçe
zorladı. Afganistan Genç îktidar
Partisi lideri Sayyed Hosain AB
Bamyani de Türkiye'ye
sığınırken dün Datça ve Afyon'da
toplam 114 kaçak Afgan
yakalandı.
Bir dönem Taleban zulmünden
kaçan Afganlar şimdi de
ABD'nin Afganistan'a karşı
savaş çığlıklannı arttırması
nedeniyle yeniden göç yollarma
düştü. Yasadışı yollardân, İran
üzerinden Türkiye'ye, buradan da
Avrupa'ya gitmek isteyen
Afganlann sayısının her geçen
gün artüğını belirten yetkililer,
kaçaklann özellikle Van'm
Başkale ve Çaldıran ilçeleri ile
Muğla'nm Datça ilçesinden
Türkiye'ye girdiğini ifade ettiler.
Son olarak, bir süredir îran'da
bulunan Afganistan Genç îktidar
Partisi'nin lideri Sayyed Hosain
Ali Bamyani, mülteci olarak
Van'a geldi. Afganistan'da
Taleban'ın en güçlü muhalifi
olmalan nedeniyle partilerinin
kapatıldığını ve rahatsız
edıldiklerini anlatan Bamyani,
"Partnniz şimdi gjzii olarak
faaliyet yürütüyor. Türkive'ye
gehnemin en büyük nedeni de
sivasi destek arayışıdır"" dedi.
Türkiye'ye geldiğinden Dışişleri
Bakanlığı'nın haberi
bulunduğunu belirten Bamyani,
şöyle konuştu:
"Ancak Iran'daki Türidve
Büyükelçinği'nin verdiğj 3 günlük
sümi bekleyemedim ve başka
yoOaria Türkiye'ye girdim.
Çünkü Îran'da da sürekli tehdit
ahyordum. Partimizin faaüyetini
burada sûrdurmek istiyorum.
Başanholacağnna da eminim.
Çünkü özellikle Avrupa ve Asya
ulkeieri Taleban'a karşı partimize
destek veriyor. Bu ülkekrin içinde
Türkiye de var."
Datçada 104 kiyl
Muğla'nm Datça ilçesinde dün
kaçak olarak Yunanistan'a
geçmek isteyen 104 Afgan
yakalandı. Bir ihbar üzerine
Emecik Köyü Alavan mevkiine
giden jandarma ekipleri, sahilde
bekleyen 32'si erkek, 26'sı çocuk
ve 10'u kadın Afgan kaçakla
karşılaştı. Kaçaklann,
sorgulannda, Yunanistan'a
kaçmak amacıyla Istanbul'dan
Datça'ya geldüclerini itiraf
ettikleri belirtildi. Mersincik
Limanı'nın 2 mil açığmda
"Dflayla'' adlı bir tekneye
düzenlenen operasyonda da
Yunanistan'ın tstanköy (Kos)
Adası'na kaçmak isteyen 36
Afgan yakalandı. Afyon'un
Sandıklı ilçesinde de istasyonda
yapılan denetimler sırasında 10
kaçak Afgan yakalandı.
- Avrupa ülkeleri desteğini açüda-
sadaİngjltere dışındagönûltügörün-
müyoıiar.
- Hiç kimse düşman çekme sonu-
cunu getirecek eylemlere girme eği-
liminde değil. "Mümkünse ABD
yapsın, biz katioda bulunmakla yeti-
nelim" anlayışı var. Aynca NA-
TO'nun çok ağırlıktaşıdığı bir döne-
me girildi. Avrupa ordusu düşüncesi
yara aldı. Amacı insani yaklaşımlar-
la terörün önünü kesmek ya da ona
benzer yaklaşımlarla çahşmak olan
bir Avrupa ordusunun işleyişinin,
yalnızca Avrupa coğrafya parçasıyla
sınırlı kalarak sözkonusu olması ola-
naklı değil. Türkiye şimdi AB'ye a-
dayüye statüsünde. Bir siyasal birlik-
te aday bir ülkenin üişkilerinde kıs-
milik ya daparçacıhkolabiliyor. Söz
konusu örgüt bir savunma örgütüyse
"ya üyesin ya değüsin". Yani adaylık
olamaz. Çünküsavunmabölünemez.
Avrupalılann tutumu bu eğilinüer-
den dolayı kaynaklanıyor. Türki-
ye'nin elini güçlendiren bir gelişme.
Tûrttlye'nln yerl .
- Yeniden kurulacak gibi görünen
dünyada Türkiye'nin yeri ne olacak?
- 1999 kasımında dönemin ABD
Başkanı Bill Clinton'ın Türkiye'ye
yaptığı ziyarette TBMM'de yapmış
olduğu konuşmada "Türkiye'nin ka-
zanacağı kimlik, içine gireceği yeni
yapı dünya banşını birebir ölçüde et-
kileyecektir.Türkiye'ninvereceği ka-
rara göredünya banşı bundanohım-
hıyöndedeetküenebihrohımsuzyön-
de de etkilenebitir" demışti.
Bu bölgede Türkiye'nin demokra-
tik-laik yapısınm sürdürülmesi, Tür-
kiye'nin güçlü istikrarh bir ülke ol-
ması, bölgenin hatta dünyanın banşı
ve istikran için yaşamsal derecede
önemlidir. Soğuk savaş olsa da
önemlidir, olmasa daönemlidir. Tür-
kiye'nin vereceği karara göre dünya
banşı bundanolumluyöndeetküene-
cektir. . î ^ l ı ı3ı.«C.t
'
5. Madde £ v »
-NATOanlaşmasının5.maddesin-
deki değişiklikleriyorumlarmısııuz?
- 5. maddenın iÛc kez kullamldığı
görüşü ileri sürülüyor. Halepçe kat-
liammdan ve körfez savaşından son-
ra Türkiye'nin talebiyle Çekiç Güç
oluşturulmuştu. Nisan 1999'da Ko-
sova savaşında NATO Konseyi'nin
karanyla müdahale edildi. Gerekçe-
si de insan haklan ihlalleriydi. Yani
NATO Ana Sözleşmesi'nde değişik-
likten önce 5. madde fıilen devreye
sokulmuştu. Washington'da NA-
TO'nun kuruluşunun 50. ydı nede-
niyle Mayvs 1999'da Washington'da
yapılan toplantıda 5. maddedeki de-
ğişiklik terörü çok ciddi uluslararası
sorun olarak gündeme getirmişti.
Bunun dışında enerji hatlannm gü-
venliği, insan haklan ihlalleri, insan
kaçakçıhğı, sanınm uyuşturucu ka-
çakçıhğı da yine bu çerçevede gün-
deme getirildı.
Şimdi bunlar insanhğın önünde
duran temel sorunlar. Bu sıcak sü-
reçte Türkiye uluslararası hukukun
üretihnesinin öncülüğünü yapmalı-
dır. Ben bu gelişmeler smısında
AGİT, BM, Avrupa Konseyi, Avru-
pa Birliği, NATO'da hemen hemen
tümuluslararası kuruluşlarda hemte-
rör konusunda hem de bu alanlarda
uluslararası normlann tanımlarin
hatta yaptınmlann ortaya konulaca-
ğmı düşünüyorum.
Amerika Düşmanını Anyor! (2)
HÜSEYtNBAŞ
Gerçekten de Birieşik
Devletler, 50 yıldan bu ya-
na tüm dünyada ekono-
mik, askeri ve siyasal gü-
cünü kullanarak yakın ko-
rumalığını üstlendiği yerel
despot rejimlerle ortaklaşa
kıyasıya talan ettiği ülkele-
rin halklarına zerrece hayat
hakkı tanımayan 'nalıncı
keseri' politikaiarıyla, bay-
rağındaki yıidızlardan çok
düşman yaratmıştır. Kendi
ülkesinde uyguladığı poli-
takalar da bundan pek
farklı değildir. Bu yüzden
içerde de düşmanı vardır.
Bu arada, terörü yaratan
ve besleyen çıkar politika-
ları bunca açıklıkla orta-
dayken, bizim kimi ikinci
sınrf cumhuriyetçilerimizin,
Fukuyama'nın bitişinden
sonra, bu kez, terörün 'din-
ler ve uygarlıklar arası' ça-
tışmanın ürünü olduğu saf-
satasının mucidi Hunting-
ton'un ipine sanlarak, işin
özünü gözlerden saklama-
nın beyhude çabası içinde
nefes tüketmeierine, firsat
budur deyip, oturup bu te-
rör nasıl sona erer sorusu-
nayanıt arayacak yerde in-
sanlann acısını malzeme
yaparak sabah akşam
Amerikan yönetimine yağ
çeken kişilik fukaralarına
ne demeli?
New York ve VVashing-
ton faciasından sonra
'dünyanın artık eskisi gibi'
olmayacağı yönündeki
söylem, çok sayıda insa-
na, acı olaydan gerekli
derslerin alınacağı yönün-
de umut venmişti. Ama çok
geçmeden bu söylemi her-
kesin farklı algıladığı ne ya-
zık ki ortaya çıkmış bulun-
maktadır.
Birieşik Devletler'in ve
onunla birlikte küreselleş-
me olgusuyla zirveye ula-
şan soygun düzenini da-
yatanların, faciadan ders
alıp son dişine kadar sıkış-
tırdıkları talan mengenesi-
ni bütünüyle gevşetecek-
feri, elbette ki, sanılmama-
lıdır. Bu, vahşi kapitalizmin
tatlı kârlar için neler yapa-
bileceğinden acınacak öl-
çüde habersizlik anlamına
gelir. Onlann sözlüğünde iç
bayıltıcı tatlı kârlar, ulusal
çıkar anlamındadır.
Bu yüzden bu konuda
kendiliğinden taviz verdik-
ierinetarih hiçbirzaman ta-
nık olmamıştır. Üstelik,
kimsenin her şeyi istediği
de yoktur. Şu anda isteni-
len, mengenenin biraz
gevşetilmesi, insanlara,
kendi zenginliklerinden
hakça yararlanma olanağı
tanınması, yaşama hakla-
nnauluortasaldırıdan vaz-
geçilmesi, umutsuzluğun
duvanna dayatılmamaları-
dır.
Ortadoğu başta olmak
üzere, ulusal ve etnik kö-
kenli çatışmalardan kay-
naklanan ve yerel çerçeve-
de kalan terör olaylan dı-
şında, çok saytda çatışma
bölgesinde terör, eşitsiz
güçlerle dayatılan politika-
lara karşı uluslararası are-
nada verilen bir başka sa-
vaşın, çoğu zaman vahşet
boyutlannı aşan, umutsuz-
luğun savaşı olarak ortaya
çıkmaktadır.
Şu anda Bush yönetimi
bıçak sırtındadır. Ya bu
korkunç faciadan gereken
dersleri çıkartıp içte ve dış-
ta yaşamın her alanında
kâr hırsları gemi azıya al-
mış sırtlan şirketlerini, bu
arada, sırtını Bush yöneti-
minin sozde aldıımazlığına
dayayarak bir yıldır Filistin
halkına kan kusturan Sha-
ron yönetimini hizaya ge-
tirecek -ki Sharon'un Bush
yönetiminin el altından yü-
reklendirmesiyle barış sü-
recini rafa kaldınp zar zor
vermeye razı olduklan bir
avuç toprağa yeniden el
koyarak çilekeş Filistin ulu-
sunu harttadan silmeye yö-
nelik saldırılarının New Y-
orkve Washington faciası-
nın tetiklenmesinde payı
olabileceği savı yabana
atılmamalıdır- ya da eski
hamam eski tas, terörü ba-
hane ederek saga sola sal-
dırmanın yani sıra firsat fır-
sattır diyerek, kimbilir bel-
ki de baba Bush'un yanm
bıraktığı işi tamamlamak
üzere Irak'a saldırmanın
yollannı arayacak, asker-
sel sanayinin ağzına esas-
lı bir bal çalmak için de
1000 milyar dolarlık 'füze
kalkam' düşünü gerçekleş-
tirerek yeni ve çok daha
tehlikeli bir silahlanma ya-
rışının kapısını açacaktır.
George W. Bush ve Kör-
fez Savaşı'ndan kalma eki-
bine hangisi yakışır dersi-
niz?..
BİTTİ
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERtNÇ
Bilgi Vermek Zorundayım
Bu köşe benim köşem değil. Ama kendimi, hem
Cumhuriyet okurtarıyla çalışanlannı, hem de Tür-"
kiye Gazeteciler Cemiyeti üyeleri ile yönetim kuru-
lundaki arkadaşlanmı bilgilendirmekleyükümlü his-
sediyor ve tatile bir gün ara veriyorum.
Bu nedenle de hem kişiselliği hem de uzunluğu
için hoşgörü diliyorum.
• • •
Bir muhbirle iki şikâyetçinin iddialan şöyle:
Gazeteciler Konut Yapı Kooperatifi'ndeki yöne-
ticiliğim sırasında, 1994 ve 1995 yıllannda "ortak-
lardan genelkurulkaran olmadan imzaiatılarakpa-
ralann tahsil edildiği, vaat edilen işlemleryapılma-
dığı gibi, daha sonra yapılan genel kurulda parayı
harcamalan ve top/ama/an rıakfenda aklama fcara-
n çıkmadığı, paranın nereye harcandığının tespit
edilemediği, dolayısıyla toplanan paranın zimme-
te geçirildiği."
• • •
Bir yanlışlar zinciri ile karşı karşıyayız.
llkyanlış, muhbir ile şikâyetçilerin, yargıyı kendi
çıkarlan ve hırsları için kullanabileceklerini sanarak-
suç duyurusunda bulunmuş olmalandır.
İkinci yanlış, "çok sayıda ihbar mektubu alındı-
ğı" iddiasıdır. 1996'dan bu yana aleyhimizde bel-
ge bulabilmek için defterleri yüzlerce kez elden ge-
çirdiklerine göre, başka başvurular olsaydı kesin-
likle dosyaya koyarlardı.
Üçüncü yanlış, gene) kurul karan olmadan para
toplandığı iddiasında yatmaktadır. 1994 yılının son
aylanndatoplanan paralar, aynı yılm çalışmave he-
sap raporunda genel kurula sunuimuş, muhbir ile
şikâyetçilerin de oylanyla oybirliği ile aklanmıştır.
Aynı genel kurulda, yine oybirliği ile kabul edilen
1995 yılı bütçe tasansında yer alan ocak, şubat,
mart aylanna ait ortak başına düşen 12 milyon 500
bin liralar ıçin de genel kurul karan oluşmuştur.
Muhbir ile şikâyetçilerin bu konularda hiçbir iti-
razda bulunmadıklan, genel kurul tutanağının ya-
yımlandığı Ticaret Sicili gazetesinin fotokopisin-
den anlaşılmaktadır.
Dördüncü yanlış, "aklanmadığınız" iddiasıdır.
1994 yılı çalışma ve hesap raporunun oybirliği ile
aklandığını yukanda belgelemiştim.
1995 yılına gelince, yönetimi ele geçirmek için
tertipler yapan muhbir ve şikâyetçilerin çabası so-
nunda, genel kurulda anasözleşmenin aradığı ni-
sabaaykın sayıdaretoylan çıkmıştır. Ve aslındage-
çersiz olan bu oylama sonucu, taVafımızdan "ak-
lanmama" olarak nitelendirilmiştir.
Ancak kararın iptali için lstanbul Asliye 4. Tica-
ret Mahkemesi'nde tarafımızdan dava açılmıştır.
Mahkemece atanan Prof. Dr. Oğuz Imregün baş-
kanlığındaki bilirkişi kurulu, sadece 1995 yılınm de-
ğil, 1992,1993 ve 1994 yıllanna ait tüm defterier-
le kayıtları da inceleyerek "Aklamama karannın
haksız ve iyi niyet kurallanna aykın olduğu" görü-
şüne varmıştır. Mahkeme de oybirliği ile "ibra et-
meme" kararını kaldırarak aklandığımıza hükmet-
miştir.
Iş bununla da kalmamış, kooperatifin 1997 yılm-
daki genel kurulunda ortaklarca verilen "7995 yı-
lında aklamayarak haksızlık yapıldığı ve bu neden-
le de karann kaldınlmasını" isteyen önerge, muh-
birle şikâyetçilerin de oylanyla ve oybirliğiyle kabul
edilmiştir. Bununla ilgili tutanak daTicaret Sicili ga-
zetesinde yayımlanmıştır. Muhbir ve şikâyetçilerin
bunlan bilmezden gelmelen, art niyet, kimlikve ki-
şilikleri hakkında bir başka önemli ipucunu da bel-
gelemektedir.
Beşinci yanlış, "Toplanan paralann, toplanma
gerekçesindeki vaatlerkapsamındakiişleriçin har-
canmadığı ve nereye harcandığının bilinmediği"
iddiasıdır.
Dönemimizde, yönetim kurulu karan almadan
ödeme yapılmadıgı için karar defterierine göre, va-
at edilen işler için harcanan paralar şöyledir.
Su için: ISKİ dahil 5 milyar 149 milyon 500 bin li-
ra. ,
Elektrik için: TEDAŞ dahil 3 milyar 769 milyon
323 bin.
Doğalgaz için: İGDAŞ dahil 2 milyar 824 milyon
151 bin830lira.
Iskân için: Aynlan ve Emlak Bankası'nda bloke
edilerek 6 Mart 1996 tarihındeki devir-teslim sıra-
sındadiğer paralaria bırlikte altındaşikâyetçinin de.
imzası bulunan tutanakla devredilen 4 milyar 500
bin lira.
Düzenlenen senetlerle ortaklardan toplanan pa-
ranın toplamı 8 milyar 500 milyon liradır. Yalnızca
su, elektrik ve doğalgaz için harcanan para ise 11
milyar 742 milyon 974 bin 830 lira olmuştur. Dev-
redilen 4 milyar 500 milyon lira da eklendiğinde,
yaklaşık 16 milyar liranın gittiği yer bellidir. Bu bil-'
giler, iddiadaki art niyeti aynca belgelemektedir.
Muhbir ve şikâyetçiler, ellerinin altındaki defterleri
de bilerek yok sayma yolunu tutmuşlardır.
Altıncı yanlış, "Harcanmayan paralann zimme-
te geçirildiği" iddiasıdır. Beşinci yanlışın izahtndan
anlaşılacağı gibi, toplanan paradan 7 milyar 742,
milyon 974 bin 830 lira fazla harcama yapılmıştır.
Harcanan ve devredilen para tutan, toplanan-
dan fazla olduğuna göre, hangi paranın zimmete
geçirildiği sorusu da muhbir ve şikâyetçilerin ya-
nıtlaması gereken bir başka sorudur.
Kendileri de makbuzlan ve muhasebe kayıtlan-
nı değiştirerek zimmet suçu işledikleri iddiası ile
Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan
şikâyetçilerin, dikkatleri başka yöne çevirmek için
suç duyurusunda bulunduklan bellidir. Başvuruta-
rihinin (21 Mayıs 2001) aradan bunca yıl geçmiş-
ken kooperatif genel kurulunun toplanacağı tarih
(26 Mayıs 2001) öncesine rastlatılması da bunu
belgelemektedir. Şimdi de site yönetimini ele ge-
çirmek için kat malikleri kurulu "29 Eylül 2001" ön-
cesinde tertiplerini sürdürüyorlar.
Muhbir ve şikâyetçilerin son yanhşlan da iddiala-
nna karşı, kendimizi belgelerle savunamayacağı-
mızı sanarak "suç uydurma"ve "resmimercileriiğ-
fal" anlamına gelen iddialan ortaya atmalan olmuş-
tur. Oysa biz, kendilerinin kimlik ve kişiliklerini bil-
diğimiz için, altındaimzamız bulunan belgelerinfo-
tokopisini almıştık. Almasaydık, suçsuzluğumuzu
kanrtlamak için çırpınıyor olacaktık. Onlar dazaten
bunu bekliyoriardı.
••• '
Bir bilgi de kooperatifortaklanna. KimlikleriyleW-
şiliklerini yakından bilmediğiniz, hırslannı ve çıkar-
lannı vicdanlannın önüne geçiren kişilerin masal-
lanna, çarpıtmalanna inanmayın, hiçbir organ için
de oy vermeyin. Sonra siz de pişman olursunuz.
oerinc(a cumhuriyet.com.tr.