25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURlYET 27 EYLÛL 2001 PERŞEMBE HABERLERİN DEVAMI JÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Efendim, iki yml önce Türkiye'de bir cumhurbaşka- ı aranıyordu. Kimileri Cem' in adını aday listesine yazdı. Ne ki, ekdiri ilahı mi d-esek yoksa lideri Ecevit'in gönlüne ğmadığı için midir diye düşünsek, her neyse... em'in adı listede kaldı, velakin Ahmet Necdet Se- ar seçildı. Clintonyönetiminin Dışişleri Bakanı Albright; se- mden sonra bir vesile ABD'de bulunan Ismail Cem'i anaklanndan ö»ptü ve Çankaya'yı anımsatarak -sı- un gelir dercesine- "Daha gençsin, üzülme" dedi. h, ABD de destek verince... O gün bugündür geleceği okyanus ötesinde gör- ıeye başlayan Ismail Cem'de ABD hayranlığı bir st daha gelişti, pekışti. Gelelim günümüze: Ismail Cem -gazetelere sızdınlan kimi bilgilere gö- »- VVashington'da hem ABD'nin "havasım" öğrene- ek, hem de "tavsiyelerde" bulunacakmış! 11 Eylül'den b»eri ABD'ye Endonezya dahil dünya- m pek çok ülkesinden başkanlar ya da başbakan- Ir gidiyor. Bu ziyaretlerin ana amacı; önce Asil Kar- tl, sonradan Eb>edi Adalet, olmadı deyip son olarak >kılmaz Özgürlük diye namlanan Afganistan ope- rsyonunun daha nerelere uzanacağını, ekonomik cffumun geleceğini ve yeniden kurulacak dünya dü- sninin şematiğinı... ve ABD'nin tutumunu (belki de 'on' isteklerini) öğrenmek! Bu gerçekler karşısında akla bir soru gelip takılı- y>r: Neden Dışişleri Bakanı Cem, niçin Başbakan Bevit değil? Cem kendinden menkul ABD koşutundaki kimi taşanlanndan ötürü mü çağnyı hak etti? Yoksa? Böylesi yorucu bir geziyi Başbakan'ın be- cfensel açıdan kaldıramayacağını hesaplayan ABD, Cam'de karar kılma zorunda mı kaldı? Olmaz demeyin olur. Üstelik Ecevit'in artık bilinen tedensel ve yer yer zihinsel zaaflanndan sonra An- kıra ile VVashington arasında neden böylesi bir an- la/ış biriikteliği gerçekleşmiş olmasın? Eu, bir itiraf işte Mehmet Ali Birand, VVashington'dan CNN Tjrk'te hemen her gün ABD'nin önde giden bürok- retlan, diplomatlanyla ilginç söyleşiler yapıyor. Son konuşmasında Cem'in ABD'deki oJası temas- lanyla ilgili bilgi verirken; -Beyaz Saray'ın başkan ve- yj başbakan yerine bir devletin dışişleri bakanını ka- bjl etmesindeki sakıncaları dikkate alarak- Bush'un ömeğin Cem Powell ile görüşürken odaya girip bir "hello" diyecegine değindi. Başkan Bush'un bu davranışı hangi anlama geli- yor? Olay, tabii gerçekleşirse Bush'un; ABD'ye "gi- demeyen" Başbakan (ya da Cumhurbaşkanı) yeri- ne Türkiye'yi Dışişleri Bakanı aracılığıyla selamla- mak zorunda kaJdığını göstermeyecek mi? Cem'in gitmeden önce Genelkurmay'la, Büyükel- çi Robert Pearson'la ve sonra Başbakan'la yaptığı görüşmeler, Türkiye'nin ne almak istediğinin, -asker dtşında- ne verebileceğinin saptandığını gösteriyor. Orneğin Irak'a olası "terörgerekçeli birsaldında" Türkiye'nin kanıt istemesi ve asker yerine zaten ABD'nin Afganistan'a saldın için -daha önceleri kul- lanımına şiddetle karşı çıktığımız- Incirlik Hava Üs- sü'nü kullandıracağını yinelemesi, kuşkusuz bekle- nen bir sonuç. Cem gitmeden ABD'ye duyuruldu: "Hiçbir (tabii blze) kanıt sunulmadan Irak'ı hedef alacak bir ope- râsyon, ABD ve (içinde yer aldığımız) müttefiklerini çokzordurumda bırakır. özellikle Türkiyeçokzorbir duruma girer". Bu arada Batı âlemindeki halimizi anlatan Cem kaynaklı bir saptamaya değinerek bugünü kapatalım: Gitmeden önceki bir demecinde dedi ki: "Bizim uzun yıllardır söylediğimizi Başkan Bush da söyle- di; 'Sadece terörist değil, onu destekleyen ülke de duşmanımızdır'. Çokciddi, çokönemlibirtutum. Bir 'Amerikan rüzgân esmeye' başladı. (Şimdi dikkat) Bu rüzgâr esince de ciddiye alınıyor". Türkiye'nin yıllardır söylediklerinin ciddiye alınma- dığını bu ifadelerden daha güzel hiçbir söylem, de- meç, açıklama itiraf edemez! Sezer, İzgi ve Ecevit, Dil Bayramı nedeniyle mesaj yayımladılar: Dilde yozlaşma engellenmeliANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ulusal birliğin ya- pı taşı olan dilde yozlaşmanın engellenmesini isteyerek, Türk- çenin yaşayan bir dil olarak ge- lişmesini sûrdürmesinin Türk ulusunun saygınlığını arttıraca- ğını bildirdi. Dil Bayramı nedeniyle dün Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Oteay Önertoy başkanlığındaki heyet Anıtkabir'i ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu. Önertoy, Anıtkabir Özel Deften'ne şunla- n yazdı: "Bize armağan cttiğin Dil Bayramı'nın bu yıl 69'uncu- sunu kutluyoruz. Her yıl oiduğu gibi bu yıl da bayramımızı senin- le birtikte kutiamava geklik. An- cak geöştirmek için bize emanet ettiğin Türkçemizin gittikçe kir- lenmesineve kiıllanımına gösteri- len özensidikten üzgünüz." Sezer, Dil Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda, yaşamın her alanındaki kavram ve sözcü- ğün karşılığının Türkçede bulun- ması gerektiğini vurguladı. Se- zer, yurttaşlann evrensel kavram ve düşünce biçimlerinden etkile- nerek onlan etkileyecek duruma gelmesinin ön koşulunun, ulusal birliğin yapı taşı olan dili koru- mak, yozlaşmaya uğramasını en- gellemek ve sürekli gelişmesini sağlamak olduğunu bildirdi. TBMM Başkanı Ömer İzgi, Dil Derneği Başkanı Önertoy'a gönderdiği mesajda, Atatürk'ün Tûrkçenin önemi ve dilin yaban- cı dillerin etkisinden anndınl- ması zorunluluğunu ortaya koy- duğuna ışaret ederek "Omın dil devrimi, ashndaYunus Emre'nin diline dönüşten başka bir şey de- ğUdir" dedi. Başbakan Bülent Ecevit de Türk dilinin ulusun birliğini oluşturan ve toplumsal yapıyı güçlendiren ortak bir bağ olduğuna işaret ederek u Bu ba- ğuı, çağdaş yaşamın getirdiği ye- niliklere uyum sağiayarak geliş- tirilmesi ve ashna uygun olarak yaşatılması büyük öneru taşı- maktadır" dedi. tÜ öğrencilerininprotestosu tstaobtıl Üniversitesi öğrenciieri YÖK'ü, rektör Kemat Akmdaroğ- hı'nu, İETT otobüskrine yapdan son zamlan ve IMFyi protesto etti. "YÖK ve Sermave Üniversitderi Yönetetnez" yazdı pankart attında merkez kampos önûnde topianan öğrenciler, üniversitelerin yeni dö- nemi sorunlarta karpbKhğnu belirtttiler. Yapdan açıklamada, yıBar- du- neo-Hberal eğrtim poBtikalannın arük iflas ettiği kaydedikrek "Üniversiteyeniden yapdandmhyor.IMFve Dünya Bankasüeğttmıpo- titikalan çerçevesinde, üniversitede sermave işgaii önünde engei ola- büecek tüm unsuriara kapsamh bir saldın düzenienryor" deoikU. Ye- ni YÖK yasa tasarmnın geri çekümesini iste%en öğreociler, Bülent Ta- nör'ü ünrvvrsitedea atmava çaüşüğı Ueri sürülen rektör Kemal Alem- daroğtu'nun istifa etmesini istedfler. Açıklamanm ardmdan öğrenci- ler sesâzce dağüdL (Fotograf: ÖZKAN GÜVEN) MÜ İletîşîın'de eğitiıne ara Yaz boyunca bir tek çivi bile çakılmayan okulda alınan ani tadilat karan nedeniyle 1 Ekim'de ders başı yapacak olan öğrenciler kapıda kalacak SELENBAYCAN Yeni öğretim yılunn başlamasına az bir sü- re kala Marmara Üniversitesi tletişim Fakül- tesi'nde eğitime 2 Ocak 2002 tarihine kadar ara verildiği açıklandı. Fakülte öğrencilerine okul yönetimince dün yapılan sözlü açıkla- maya göre, rektörlükten gelen haber üzerine okulda yapılacak destekleme çahşmalan ne- deniyle eğitim daha başlamadan durduruldu. Fakültede görevli öğretim elemanlan ve rek- törlük yetkilileri tarafindan da doğrulanan ka- rar doğrultusunda okul binası dün boşaltüma- ya başlandı. Fakülte öğrenciieri okullann baş- lamasına günler kala böyle bir karann alın- masına anlam veremediklerini belirterek "Tüm yaz okulda tek bir çrvi çakıhnadı. Bt- nada bu kadar büyük tadüat gerektirecek bir hasar vardı da neden daha önce yapdmadı. Aynca deprem sonrasında çahşmalar yapıkh ve sağlam oiduğu söyiendi'' dediler. Fakültede görevli bazı öğretim görevlileri de böyle bir boşaltma işleminin YÖK'ün iz- ni olmadan yapılamayacağını söylediler. Fakültenîn kapatılma karan, diğer öğrenci- lere ise eğitime başlanması beklenen 1 Ekim Pazartesi günü açıklanacak. Marmara Üniversitesı tletişim Fakülte- si'nin önceki yıllarda da başka bir kampusa taşınması ile ilgili olarak rektörlük tarafindan bir girişimde bulunulmuş ancak öğrencilerin tepkilen nedeniyle bu karar geri çekilmişti. Bu arada binada, eşyalann öğretim eleman- lannın üzerine zimmetlendiği ve görevlilerin eşyalan evlerine götürdüğünü anlatan öğren- ciler şimdilik pazartesi gününü bekliyorlar. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada karşısına genel başkan adayı olarak çıkan Eyüp Aşık önceki gün ANAP'tan istifa edeceğini açık- ladı. Başlangıçta doğal karşılanan bu haber deşi- lince altından daha derin oluşumlar çıktı. Ne yapmalı, sorusuna yanıt arayan milletvekil- lerinden Işın Çelebi'nin bir deklarasyon hazıriadı- ğı, bunu sadece ANAP'lılann değil, öteki partiler- den "böyle gitmez"ci\erin de altına imza attığı ha- berleri yayıldı. Dün akşam saatlerindeki tablo şuy- du: Deklarasyon var, ama artına kimlerin imza attığı belli değil! Tam bizim Meclis'e göre bir durum... Deklarasyona göre, Türkiye bu yönetim anlayı- şıyla, karşı karşıya kaidığı krizleri çözemez, ulusal bir projeden yoksunuz, çözüm Meclis çatısı altın- daki milletvekillerinin bağımsız inisiyatifinden ge- çiyor... Dün yayın organlannın pariamento muhabirieri, krizleri çözecek bağımsız inisiyatifin üyelerini ara- dılar, ancak bulamadılar. Sanıyoruz siyasi parti li- derleri bu durum için şu tanımlamayı yapmıştır Münferit bir olay! Konunun kara mizahı bir yana, ANAP içindeki çatlağın hükümete büyük bir etkisi olmasa bile, bu yasama yılının seçim tartışmalanyla ve siyasi par- tilerin iç kanşıklıklanyla geçeceğini gösteriyor. Bu durumda Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın parti içi güvenlik siyasetini sanınz tartışmaya açması ge- rekecek. Kazan kaldıranlar ne istiyorlar, partinin büyümesinin önündeki engeller neler? Bu ve ben- zeri sorulann yanıtı ancak parti içi güvenlik send- romunun aşılmasryla bulunabilir! Erken seçim ufkun neresinde? DSP'de uzun zamandır beklenen oldu, Sema Pişkinsüt istifa etti. Burada da tıpkı ANAP'ta oi- duğu gibi son kurultayın sonuçlan yaşanıyor. Piş- kinsüt'ün parti kongresinde adaylığını açıklayaca- ğının anlaşıldığı günlerde DSP yönetiminden söy- le bir açıklama bekliyorduk: "Adı geçen kişinin partimizde kaydına rastlan- mamıştır. Bu yûzden genel başkan adaylığı söz ko- nusu değildir!" Olmadı ama, daha etkili önlemler alındı! Ecevitler, Pişkinsüt'ü kahraman yapmamak için partjden atmama yöntemini yeğlediler. Pişkinsüt de atılmak için olağanüstü çaba harcadı olmadı, istifayı seçti. Benzer durumdaki bir başka DSP mil- letvekilı Rıdvan Budak da partiden atılma nedeni sayılacak her türiü açıklamayı yapıyor ama, yöne- tim atmıyor. DSP içinde "böyle bir hükümetle sorunlar çö- zülemez" diyenlerin sayısının 30 dolayında oldu- ğu söyleniyor. Bu kişiler Pişkinsüt ve Budak'la ha- reket etmekten yana değil. Gidilecek bir parti ol- madığını düşünüyorlar. Aynlarak MHP'yi birinci parti yapmayı içlenne sindiremiyoriar. Söz MHP'den açılmışken devam edelim; bura- da da "yann seçim olsa, sonumuz belli değil" di- yenlerin sayısı az değil. Koray Aydın'la yara alan MHP, gündemin değişmesiyle rahatladı ama, yine de içten içe kaynama yaşanryor. MHP'de, "halka gidelim " kampanyasının başlamasını, "yann seçim olursa ne edelim" sorusuna yanıt arama çabası olarak yorumlayabiliriz. Bu sancılar doğal olarak şu soruyu gündeme getiriyor - Ufukta erken seçim mi var? Çok partili siyasi yaşama geçişten bu yana mil- letvekili seçimleri en çok 4, en az 3.5 yıl arayla ya- pıldı. Geleneksel çizginin sürmesi, büyük olasılık. Bu durumda genel seçim için takvimler 2002 son- baharıyla 2003 ilkbahan arasındaki bir dilimi işa- ret ediyor. Krizlere dayanıklı hale gelen hükümetin bu sü- reci kendi isteğiyle öne alma olasılığı görünmüyor! ankcum@ttnetnettr Aııkara\la bomba paüadı: 2 Idşi öldü Yüksek Planlama Kurulu toplanıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Karşıya- ka Mezarlığı'nın yanın- daki çamlık alanda dün akşam meydana gelen patlamada Recep ve td- ris Kör adlı iki kardeş öldü. Patlamanm bom- balı eylem veya intihar saldınsı hazırhğı yapı- lırken meydana gelrniş olabileceği üzerinde du- rulurken ölenlerin me- zarlıkta su sattığı iddia edilen iki kardeş oldu- ğunun belirlenmesi, bombayı buhnuş olabi- lecekleri kuşkusunu da gündeme getirdi. Anka- ra Emniyet Müdürü Ha- san Yücesan, iki karde- şin örgüt bağlantısının araştınldığını bildirdi. Alınan bilgiye göre, dün saat 18.45 sıralann- da, Karşıyaka Mezarlığı ile Çiğdemtepe arasın- da bulunan Aydan Cad- desi'nin kenanndaki or- manlık alanda şiddetli bir patlama oldu. Patla- -KIŞ DÛNEMI ATOLTE ÇALİŞMALARI: > RESİM > AKADEMİYE HAZIRUK > SANAT/TARİH > FELSEFE MİSTİZM MEDİTASYOH > SERAMİK > MUM \ T«l - 10212] 23S 68 S3 I Var ' Ma»n Ittoo Cm! Nc.83 DroHf ma sırasında Recep ve Idris Kör adlı iki kardeş- ten birisi olay yerinde parçalanarak, diğeri de kaldınldıgı Numune Hastanesi'nde öldü. Patlamanm ardından saat 21.00 sıralarmda o- lay yerine gelen Ankara DGM Cumhuriyet Sav- cısı Hakan Kızüarslan incelemelerde bulundu. Ankara Emniyet Müdü- rü Yücesan da ölen iki ikişinin Çorum-Iskilip nüfusuna kayıtlı 17 ve 18 yaşında iki kardeş ol- duklannı bildirdi. Ce- setlerin aileleri tarafin- dan da teşhis edildiğini kaydeden Yücesan, "Böyük miktardapatia- yta buldular mı, hazırü- yorlar rruydı, örgüt bağ- lantüan var mrydı, yok muydu, onun araşür- masuu vapryoruz. Şu an- da illegal yönüyle UgUi başka bir bilgi sahibi de- ğUiz. Bunlan, çevresin- den ve bu çoculdantanı- yan arkadaşlanndan araşüracağız. Diğer izve deüDerlei^aioperasyon- larumz devam ediyor" dedi. Olay yerinde patla- yıcı maddeleri boşaltıl- mış bir el bombası bu- lunduğunu anlatan Yü- cesan, iki kardeşin me- zarlıkta su sattıklannın da iddialar arasında ol- duğunu söyledi. Olayla ilgili olarak iki kardeşin yakınlan gö- zaltına alınarak sorgu- lanmak üzere emniyete görürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - IMF Türkiye'den, karşı- lığı yoksulluk olarak dönen tt fa- iz dışmdaki tüm harcamaJan kt- sıtiayarak borçlan ödeme" stra- tejisini 2002'de de daha sert ön- lemlerle sürdürmesini istiyor. Ancak, bu yıl tarihi bir küçühne yaşayacak olan ekonomide gele- cek yıl da kemerlerin sıkıhnaya devam edilmesi durumunda, *iş- sizlik, yoksulluk" kıskacının da- ha da ağır sonuçlar yaratacağı uyansuıdabulunuyor. Başbakan BülentEcevit başkanlığında dün topianan ekonomi yönetimi, bu- gün yapılması beklenen Yüksek Planlama Kurulu (YPK) toplan- tısı öncesinde IMF'nin yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla verilecek biçimde her türlü kısıtlamaya başvurulmasına yönelik istem- lerini değerlendirdi. Metal Sanayicileri Sendika- sı'mn (MESS) bülteninde, Tür- kiye'nin 2000 Guiness Rekorlar Kıtabı'nda "para birimi en dü- şükülke" sıfatına layık görüldü- ğü kaydedildi. Bültende, Türki- ye'nin son 56 yılın en kötü eko- nomik daralmasını yaşadığı be- lirtilerek, şu verilere dikkat çe- kiliyor: "Ekonomimiz yüuı ikinci çey- reğinde yüzde 113 küçüldü. Ya- şanılan krizlerin ardmdan ka- yıtlı intihar vakalan 3 kat artb. Bir ldşiye istihdam yaratma ma- üyeti bir öncekiyıla göre9 kat ar- tarak 418.6 miryar liraya ulaşö. tmalat sanayi temmuz ayında geçen yıhn aym ayına göre yüz- de 12.8 daraldL Kayıt dışı ekono- minin mahyeti artryor; yüzde 53'ü aşan kâyıt dışı çahşan dev- Uluconlarhn 2. yılındagözflltı Kamuoyunda Ulucanlar olarak bilinen Ankara Merkez Kapah Ceza ve Tutukevi'nde 26 Eylül 1999'da gerçekleşen, 10 mahkûmun >^şamını yi- tirdiği olayiarm 2. yıldömimünde tutuktu yakm- Ian cezaevi kapısına ktrmızıgül bıraktı. Tutuktu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği üye- leri, dün öğle saatlerinde cezaevi önüne gektiter. OlajlarüaeşiÜmitAlnntaş'ıka>t>edenMelekAl- üntaş, 2 yıl önce burada (cezaevinde) yakmlannı kaybettiklerini, ascakfai&erin hâlâ yakalanama- masnu ekştirdi İstanbul'da ise yapıhnak istenen göstertve izin verümedi. Sultanahmet Meyda- nı'nda basuı açddaması yapmak için bir araya gdentutukhıvehüldimlûyâkınıllkiş^polista- ranndan dövülerek ve yerkrde sürükknerek gö- zamna ahndı. Güvenlik gücjerinin parkta otu ran- lanvebmalannk^risÜMkkiinsanlangozaltınaal- leteydhk4 katrüyon tiradan faz- la prim ve vergj kaybına neden oluyor." Türkiye'nin programda yüz- de 3 olarak öngörülmesine kar- şm yüzde 5. 5'e kadar çıkanlan küçülme rakamının yüzde 7'le- re ulaşacağı beklentisi de aşıl- maya başlandı. Dışsal etkilerle birlikte Tür- kiye'nin bu yılki küçürmesinin yüzde 8. 5'lere doğru çıkabile- ceği belirtiliyor. Yıl sonu enf- lasyon tahminleri de programda başlangıçta öngörülen yüzde 52-57 hedeflenne karşm yüzde 80'lere ulaşmış bulunuyor. Bu- na karşın Başbakan Yardımcısı Mesut Yümaz, Türkiye-Küba Ticaret Ekonomik ve Suıai Iş- birlıği Karma Komisyonu 4. dönem toplantısında, bu yıl ekonominin yüzde 3-4 küçüle- ceğini, ancak gelecek yıl pozi- tif büyümeye geçıleceğını söy- ledi. Yılmaz, "2002 yıhnda da enflasyonun yüzde 20'Iere çekfl- mesi amaçlanmaktadır" dedi. Yılmaz'ın bu açıklaması, Türkiye'nin yüzde 35 'ler düze- yinde enflasyon hedefi belirle- me talebi yerine IMF'nin yüz- de 20'deki ısrannın kabul gör- düğü yorumuna neden oldu. Başbakan Ecevit başkanlı- ğında. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan. Devlet Ba- kanı Kemal Derviş, Maliye Ba- kanı Sümer Oral. Merkez Ban- kası Başkanı Süreyya Serden- geçti ve Hazine Müsteşan Faik Oztrak, dün sabah Başbakan- lık'ta IMF'nin istemleri ve 2002 yılı bütçesine ilişkin çalış- maları değerlendirdiler. YPK'nin bugün toplansa bile Derviş'in VVashington dönü- şünde yeniden bütçeyi görüş- mek zorunda kalabileceği be- lirtiliyor. Say'n başarısı • ANKARA (AA) - Unlü Türk piyanist ve bestecisi Fazıl Say, Almanya'da Deutsche Phono Akademie'nin verdiği "ECHO 2001" ödülüne layık görüldü. Say, ödülünü, 30 Eylül 2001 Pazar günü Hamburg'da yapılacak bir törenle alacak. Say'ın kısa bir konser de vereceği tören, Alman ZDF kanalı tarafindan yayınlanacak. ktanbut'da örgüt operasyonu • İSTANBUL (AA) - İstanbul'da, yasadışı Kürdistan Devrim Partisı (PŞK) örgütü üyesi olduklan iddia edilen 5 kışı rutuklandı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin tamamlanmasınnı ardından dün tstanbul DGM'ye sevk edilen 15 kişi, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş tarafindan sorgulandı. Savcı Okumuş, Nakif Daş, Faysal Daş, Sedat Toprak, Fethi Karpuz ve Hamdullah Akyol'u tutuklanrnalan istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Sanıklar, "yasadışı örgüte üye olduklan" gerekçesiyle tutuklandı. Şahdeniz projesinde anlaşma • BAKÛ (AA) -Şahdenız doğalgaz yatağından Gürcistan aracılığıyla Türkiye'ye doğalgaz taşınmasını amaçlayan "Şahdeniz Doğalgaz Projesi"nin gerçekleşmesı için gerekh olan "transit ülke" konusunda Bakû ve Tiflis anlaşmaya vardı. Görüşmeler için 23 Eylül akşamı Bakû'ya gelen Gürcistan Dışişleri Bakanı Iraklı Menagarişvüi, iki ülke heyetlerinin son görüşmelerden sonra anlaşmaya vanldığını, anlaşmanın her iki ülkenin de çıkarına ve verimli olduğunu kaydetti. Antonina 12 -19 Ekm: GÜNEYDOĞl ANADOLU saml Bnhçisı XtiBl T n ı e ş l i n i Gazantcp. Bmcıt Janinırö. Ham. Scgmjuı Kjzıittpe. Mudm. M-dvıtTurKbâm.Hasankr.f Mılabadi DıvKtsduı \aMBaraı.Samuı T Mı ÖLMEZAĞAON İZİNDE ANADOLU (Zeytiny»gıT«nı) ProtDt AıtuÜNSALIe(2i-29Eldm2Ml) Zeyaı agacı Msa yıl jişayabılr. buaıo ıçııı w adı i Ölmcz \ğaç"tır \raıiota'dı_ Bu toptakladaya. Mn hn avi tvjnlfm- •nMır ıınanlan ogllt pİTfflik wnwr \eftl2(kbumiCIZOlIBlZlliISÛriİycnizEge'de (4ar. laüuner, Bik boyuno. Prof. Dr. \SJV\ LNSALile \nthk. Umaıl Ç m l i ı l t Bıttcsr'de ze}tia>ağuıa izindt dört giılik ol^ııtsd bir gtn- Avnenlı bilgi ve Rezenuyoa: 0 212 292 28 74 - 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle