Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2001 PAZARTES
SAVAŞ KORKUSU
Usame bin Ladin'in Türk hükümetiyle yakın ilişki içindeki işadamlanyla çalıştığı öne sürüldü
Paratransferi KKTC'denMADRtD(ANKA)-ABD'ye yö-
nelik terörist saldınlann ardından
dûnyanın en çok konuşulan kişisi
haline gelen Usame bin Ladin'in
Fransa'da yok satan yeni biyografi-
sinde, Ladin'in Türkiye'deki bazı
kişilerle de bağlantılan olduğu id-
dia edildi. Roland Jacquard tara-
findanyazılan kitapta, Bin Ladin'in
para transferleri için KKTC'deki
bankalardan yararlandığı, Türk hü-
kümetiyle yakın ilişki içindeki işa-
damlanyla işbirliği yaptığı öne sü-
rüldü.
Fransız yayınevi Jean Picollec ta-
rafindan geçen günlerde piyasaya
sürülen "Usame Bin Ladin'in Adı-
na/Dünvanın En Çok Aranan Terö-
risti ile Ûgili Rapor" başlıklı kitabın
• Fransa'da piyasaya çıkan bir kitapta Bin Ladin'in para transferleri için
KKTC'deki bankalardan yararlandığı iddia edildi. Kitapta, Ladin'in ilişki
kurduğu kişiler arasında Cumhurbaşkanının ailesinin bir üyesinden
bile söz edildiği iddia edildi.
geniş bir özetine tspanya'nın ciddi
gazetelerinden La Vanguardia'da
yer verildi. Usame bin Ladin'in ço-
cukluğu ve gençliğine ilişkin detay-
lı bilgi verilen özette, Suudi Kralı
Fahd'ın yakın dostu olan ve bir ara
bayındırlık bakanı olarak görev ya-
pan babası Muhammed'in ölümü-
nün ardından Bin Ladin grubunun
gerek Suudi Arabistan'da gerekse
yurtdışında gerçekleştirdiği hamle-
lere dikkat çekildi.
Batı istihbarat örgütlerinin Usa-
me bin Ladin'i yakın takibe alma-
ya başlamasından sonra Ladin'in
aracılar kullanarak Körfez bölgesi
ve Avrupa'daki bankalarda büyük
miktarları içeren hesaplar açtırdığı,
Danimarka'da süt sanayiinde, Fs-
veç'te sağlık sektörüne ekipman
sağlayan şirketlerde yatınm yaptı-
ğı belirtildi.
Ladin ve mali danışmanlannın
Batı Avnıpa piyasalannda, büyük
miktarlarda fon transferinin riskle-
rini göz önünde tutarak eski Sovyet-
ler Birliği üyesi ve Müslüman cum-
huriyetlerdeki bankacılık sistemini
kullanmaya başladığı öne sürülerek
şu iddialara yer verildi:
Türklye bafllantıları
"Doğu Avrupa'ya yönelik işlem-
leri gerçekleştirmek için Ladin'in,
Kıbns'ın Türk kesimindeki banka-
lara başvurduğu, Türk hükümeriy-
k yaknı işbüüği içinde olan bazı işa-
damlannın işbiriiğinden de yarar-
landığı sanıbyor. Cumhurbaşkanı-
nın aiksinin bir üyesinden bile söz
ediüyor.''
Sovyet kuvvetlerinin 1979 yılın-
da Afganistan'ı işgal etmesinden
sonra sarayı ve kârh işlerinden vaz-
geçen Bin Ladin'in Afgan direniş
güçlerinin başlattığı antikomünist
seferberlığı desteklemek için yasa-
dışı yollardan Afganistan'a girdiği
belirtildi.
1990 yıhnda Suudilerin,
ABD'nin talebi üzerine Afgan di-
renişlenne yönelik desteğini dur-
durmalannın ardından Ladin'in Su-
udi kraliyet ailesi ve yakınlannca
yapılan tüm çağnlara karşın dire-
nişlerin yanında mücadeleyi sür-
dürmeyi yeğlediğine dikkat çekildi.
Intihar uçağında olduğu açıklanmıştı
VeUdEşşehriFas 'ta
püotiuk eğitimi ahyor
Haber Merkezi - New
York'taki Dünya Tıcaret Mer-
kezi (DTM) ikiz gökdelenlerin-
den birini yıkan intihar uçağın-
daki korsanlardan olduğu açık-
lanan Velid Eşşehri'nin halen
Fas'ta yaşadığı ve pilotluk öğ-
renimi gördüğü ortaya çıktı.
FBI'nın, ismini Velid Eşşeh-
ri olarak verdiği kişi hakkında
önceki gün açıklama yapan Fas
Havayollan yetkilisi. Velid Eş-
şehri'nin Florida eyajeti-Em-
bry-Riddle Havacılık Üniversi-
tesi'ne bağlı Daytona Beach
uçuş okulundan mezun olduğu-
nu ve halen Fas'ın Kazablanka
kentinde ulusal havayolu şirke-
tinde pılot olmak için öğreni-
mine devam ettiğini söyledi.
Suudi asıllı Eşşehri, Suudi
Arabistan Havayollan ile ortak-
lık kuran Fas kraliyet Havayo-
lu'nun asli memuru olmak için
çalışıyor.
Ingiliz polisinin, FBI'nın is-
teğiyle geçen cuma tutukladığı
4 kişiden 27 yaşındaki Libyalı-
nın pilot okulu öğrencisi oldu-
ğu açıklandı.
Berkshireciaki Slough kasa-
basında yaşadığı belirtilen 27
yaşındaki Lütfî Raissi'nin, yine
aynı bölgedekı 'Four Forces
Aviation' adlı uçuş okuluna git-
tiği öğrenildi.
Raissi'nin, FBI'nın izlenme-
sini istediği 200 kişiden biri ol-
duğunu belirten Ingiliz basını, 9
aydan bu yana Ingiltere'de ya-
şayan Raissi'nin, FBI'nın ken-
disinin daha önce de Arizona'da
yaşadığına dair iddialannı ise
reddettiğini kaydetti.
Raissi'nin hertürlü uçağı kul-
lanma sertifikası bulunduğu da
belirtilirken genç adam "Ceza-
yir'de pilotum. Burada ise sade-
ceöğrenci olarak bulunuyorum.
9 aydıreğitim görüyorum" dıye
konuştu.
Öte yandan ABD'nin, mütte-
fiklerini, New York ve Was-
hington'daki saldınların ardın-
dan, bu hafta içinde olası yeni
terörist saldınlar konusunda
uyardığı iddia edildi.
Japonya'nın Jiji haber ajansı-
nın, Japon hükümet kaynaklan-
na dayanarak verdiği habere gö-
re, Washington'dan Japonya'ya
iletilen bilgilerde, yeni saldın-
lann Dünya Ticaret Merkezi ve
Pentagon'a yapılanlardan daha
büyük olabileceği kaydedildi.
Japon ajansının haberi, Tok-
yo'daki ABD Büyükelçiliği ta-
rafindan doğrulanmadı.
ÎĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Dışişleri Bakanı Cem, ABD'ye desteğin ülke dengeleri ve olanaklan ölçüsünde olacağını söyledi
TüridyeM maceraya sokmayız• Ismail Cem,
Ankara'nın izleyeceği
politikada temel
ölçütleri açıkladı:
Türkiye, terörle
uluslararası
mücadelede katkısını
azamiye çıkaracak.
Türkiye'nin güvenliği,
Türk insanının esenliği en
önde tutulacak.
ABD'ye destek
verilirken Türkiye
maceralara
sürüklenmeyecek.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Dışişleri Bakanı Is-
mail Cem, teronzme karşı
uluslararası mücadeleye Tür-
kiye'nin öncelikleri çerçeve-
sinde azami katkıda buluna-
cağını belirtirken "Ancak
Idmse bizden Türkiye'yi ma-
ceraya sürüklememizi de
bekkmesin'' dedi.
Körfez Savaşı nedeniyle
Türkiye'nin uğradıgı kayıp-
lan anımsatan Cem, "Bizim
poiitikamızın üç ölçütü var-
dır. Birincisi, terörle müca-
delede yeni bir dönem başla-
makta. Türkiye de hem in-
sanhk, hem bölge hem de
kendisi için btına azami kat-
ktsmıgetirecektir. tkincisi, bu
yapıhrken Türkiye'nin gü-
venliği ve Türk insanuun
esenliği en önde rutulacaktir.
Üçüncü olarak, ciddiyetimi-
zi sürdüreceğiz. Türîdye'yi
maceraya sürüklememiz
beklenmesin" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Cem, C-
NN Türk'te yayımlanan Ka-
fe Siyasetprogramındagün-
demdeki konulara ilişkin so-
rulan yanıtladı.
Cem'in açıklamalan ana
başlıklanyla şöyle:
- Körfez bunahnum unut-
madık: Bizim için çok
önemli öncelik Türkiye'nin
güvenliğidir, insanımızın
esenliğidir. Bakın, bizim de-
neyimimiz var. Körfez buna-
lımı bugünkünden farklıydı.
Ancak Ortadoğu'da özellik-
le olaylar kontrolden çıktı-
ğuıda Türkiye'ye büyük et-
kileri oldu. Körfez bunalunı
bize çok şeye mal oldu. Biz
Türkiye'nin menfaatı ölçü-
tünü hep önde tutmak duru-
mundayız. Kimse bizden
Türkiye'yi maceraya sürük-
lemeyi beklemesin.
ABD'nin yüzü suyu hür-
metine değil: Bizim terörle
mücadelemizde coğrafya
aynmı yok, bir ülke ismi da-
hi vermiyoruz. Biz terör ola-
yını sadece ABD'ye yönelik
bir olay olarak görmüyoruz.
Bu tüm insanlığa karşı bir o-
lay. Türkiye de insanlık âle-
minde bundan en çok zarar
görmüş olan ülke. Terör bi-
ze karşı bir olay.
Bizim ABD'nin yüzü su-
yu hürmetine destek götüre-
ceğimiz bir olay değil. Biz
böyle bir durumda coğrafya
belirlemeden mümkün olan
her şeyi yapanz. Ancak ken-
di gerçeklerimiz, kendi den-
gemiz, imkânımızın boyu-
tunda... Gerekli değerlendir-
memizi yapanz ve hem in-
sanlık hem bizim insanımız
için en doğru olan neyse onu
yapanz.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Orhan Pamuk, Milliyet'in Pazar
ekinde Ahmet Tulgar'la söyleşisinde,
"0/7 olsuri... Tabii, şimdi Türkiye daha
önemli olacak" diyen anlayışa sert
eleştiriler yöneltiyor: "Iktidannı, para-
sını, gücünü kaybetmiş, gittikçe
önemsizleşen birmillet ve devlet, bü-
tün millet ve devletlerin arasında en
hesaplı ve güçlüymüş gibi davranı-
y'or... Dünya, başkalannın acılannı bu
kadar ilgisiz, soğuk hesaplar içinde
baktığını da göriır onlann. 'Biz bu sa-
vaşa katılınz, siz kaç kuruş veriyorsu-
nuz' gibi küçük hesaplar yapmak, bü-
yük hesapstzlıktır."
Orhan Pamuk'un, sert bir dille ifade
ettiği bu eleştirilere naksız diyebilir mi-
yiz? Türkiye, sürekli kendisiyle hesap-
laşmaktan kaçan ve her olayda kendi
yanlışına kılrf arayan insanlar ülkesi ha-
ine dönüştü. ABD'ye saldırı mı oldu,
'Bak biz dememiş miydik, şimdi terö-
rûn ne olduğunu görün de aklınız ba-
şınıza gelsin " diyor ve kendimizi rahat-
ötıyoruz. Aynca kımse bunun farkında
bile değil. Ardından "Bizim önemimiz
artacak" beklentileri başlıyor.
Türkler Nerede?
Bir ülkenin önemini ne artınr? O ül-
kenin uluslararası ilişkilerdeki siyasitu-
tarlılığı, ekonomik gücü ve içerdeki de-
mokrasinin sağlamlığı. önemli ülkele-
rin hemen çoğunun bu özelliklere sa-
hip olduğunu biliyoruz. Biz ne yapıyo-
ruz, hiçbirşeyin değişmediği birsiste-
mi korumak istiyoruz. Anayasa deği-
şikliği gündeme geliyor, değişmemek
için direniyoruz. Kopenhag ölçütleri
önümüze geliyor, sinirlenip direniyo-
ruz. AB'ye girmek istfyoruz, ama hiç-
bir şeyi değiştirmeden bunu sağlama-
ya çabalıyoruz.
Böylesine, değişim ve demokrasi
karşrtı bir dirençle olduğumuz yerde
sayıyoruz. Ekonomimiz iflas ediyor,
üretim srfırlanıyor, otoritersistem, par-
tileri, örgütleri, toplumu kıskaç altına
alıp etkisizleştiriyor. Türkiye, kötü yö-
netilen bir ülke olarak dünyaya ömek
gösterıliyor. Bütün bunlar yokmuş gi-
bi, her önemli dönüm noktasında dur-
duğumuz yerden bu ülkenin öneminin
arttığına ilişkin hayaller üretiyoruz.
•••
Türkiye önemli bir ülke olamaz mı?
Tabii ki olabilir. Türkiye'nin dünya ölçe-
ğinde bir ağırlığı olabilir mi? Tabii ki ola-
bilir. Ancak bu haliyle olmaz. Bu ülke-
de, demokrasi üretilemediği gibi dü-
şünce de üretilemiyor. Son terör olayı-
nın ardından, günlük gazetelerimiz çok
yerinde bir tutumla, dünya basınında
çıkan önemli makaleleri çevırip yayım-
lıyoriar. Orada Noami Chomsky'den
Umberto Eco'ya, Immanuel Wal-
lerstein'dan Jûrgen Habermas'a,
Edvvard Said'den Jean Baudrillard'a
kadar birçok aydının, yazann tahlilleri-
ni, tepkilerini öğreniyoruz.
Gözlerin Islam dünyasına yöneldiği
günümüzde Ortadoğu uzmanlan, Is-
lam dünyasını iyi tanıyan araştırmacı-
lar öne çıkıyorlar. Onlann yazılan da
evrensel bir nitelik kazanıyor. Bu ne-
denle dûnyanın önemli gazete ve der-
gileri bu tür yazılan yayımlıyorlar. Gün-
lerdir, bu yayın organlannı kanştınyo-
rum. Mısır'dan, Lübnan'dan, Pakis-
tan'dan ve birçok Arap ülkesinden ya-
zarların yazılanna rastlıyorum. Neden
bunlann arasında bir Türk yok, doğru-
su merak ediyorum.
• • •
Türkiye neden önemli değil, işte bu
noktada önem kazanıyor. Önce kendi
medyamıza bakalım. Dünyayı bilen,
evrensel perspektifi olan bilim adam-
larımız nerede? Bunlar hiç mi yok?
Yoksa biz o tür insanlardan hoşlanmı-
yor muyuz? Acaba o tür insanlar, bizim
değişmeme küttürümüzle mi çelişiyor-
lar? Onlan duymak mı istemiyoruz?
Bizim önemli yazarianmız yok mu?
Dünya basınında onlann yazılan ne-
den çıkmıyor? Üstelik Türkiye bir Or-
tadoğu ülkesi. Batı ile Doğu arasında
bir köprü. Müslümanlann çoğuniukta
olduğu laik bir ülke. Bu özellikleriyle, bu
ülkenin yazarlarının, çizerlerinin, en
azından böyle olaylarda fikirierine da-
nışılması gerekmez mi? Bazılannın,
"Onlar bizi kasıtlı olarak görmezlikten
geliyor" dediğini duyar gibi oluyorum.
Ben de diyorum ki, Italyanlar Um-
berto Eco'ya yazı yazdınyorlar. Peki
bizim gazetelerimiz, dergilerimiz Ya-
şar Kemal'den, Orhan Pamuk'tan,
Ahmet Artan'dan yazı istediler mi?
Orhan Pamuk, The Guardian'ın ken-
disinden yazı istediğini söyledi. Bu tür
yazarlarımızın ülkenin yönetilme biçi-
mine sert eleştiriler yaptıklannı biliyo-
ruz. Kurulu düzenin etkili güçleri, on-
lann konuşmasından pek hoşlanmı-
yoriar. Türkiye'ye egemen olanlar; de-
ğişimden yana olanlardan, demokra-
si ve özgürlüklerden yana olanlardan
hoşlanmıyorlar.
• • •
Türkiye'nin derdi dışarıyla değil içe-
risryle. Bu ülkenin, bu haliyle dünyada
bir itibar sağlayacağını sananlar çok
yanılıyorlar, bızi de yanıltıyoriar.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Asimetrik Dünya...
'Asimetrik dünya'; dengesiz, ölçüsüz, incitici,
korkutucu bir dünya demektir.
Şirketlerin gücü karşısında insanların güçsüz
kaldığı bir dünya.
Devletlerin yetkisi karşısında insanların sesini
duyuramadığı bir dünya.
En zenginlerin karşısında en fakirlerin ölüme
mahkûm edildiği bir dünya.
En üstte eğitim alanlann karşısında okuma yaz-
ma bilmeyen kitlelerin yer aldığı bir dünya.
Yerüstü egemenlerinin karşısında insanlann ye-
raltında yaşamak zorunda kaldığı bir dünya.
Haksızlığı kural sayan bir dünya.
Çaresizliği suç yapıp çaresizin boynuna dolayan
bir dünya.
'Asimetrik dünya'.
Simetrisi bozulmuş, dengesi yok olmuş, ölçüle-
rini yitirmiş bir dünya.
Değerierin değersizlik, değersizliklerin değer ol-
duğu bir dünya.
İncitici bir dünya, korkutucu bir dünya.
Artık 'yenidünya' bu.
Bu dünyada terör de 'asimetrik terör' olacak, sa-
vaş da 'asimetrik savaş' olacak.
Yani, hiçbir güç dengesi olmayan, güçsüzün
güçlü, güçlünün güçsüz olduğu yeni bir durum.
Biryanda tek bir insanı kurtarmak için harcanan
milyonlarca dolar.
öte yanda kendini öldürmeyi göze alarak eylem
yapmaya hazır insanların dunyası.
Savaş, bu dûnyanın simetrisini düzeltecek yol
değil.
Yol, gene, herzaman banşın yolu. Şimdi herza-
mankinden daha çok banşın yolu.
Doğu kültürü, bin yıllar boyunca oluşmuş çile-
lerin, çekilmiş acılann, boynu eğık tevekkülün kül-
türü. Doğu halklannın, Pakistanlılann, Afganlann,
ötekilerin yüzlerindeki isyanın acısı da, şiddeti de
bu kültüre yeni bir boyut kazandırıyor.
Batı kültürü, ortaçağını beş yüz yıl geride bırak-
manın bellek kaybıyla olaylara bakarsa hiçbir şey
anlamayacaktır. Aydınlanmayı yaşamış, Röne-
sans'ı yaratmış, insan aklını yaşamına egemen kıl-
mış, endüstri devrimini yaşamış bir kültür, üç yüz
yıl içinde kendi yaşadıklanna bakarsa çok şey gö-
recektir. Bu üç yüz yıl içinde yarattıklarının yanın-
da Italyan faşizmi de, Alman Nazizmi de bu kültü-
rün içinden çıkmıştır. Bugün de Avrupa içinde ya-
şayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, etnisite aynm-
cılığı bu kültürün içinde büyümektedir.
Onun için de 'uygar dünya toplumlan', kendile-
rinin neölçüde 'uygar olduğunu' sormalıdır.
Pakistan'da yapılan ABD karşıtı gösterilerde
yer alan bir afişte yazdığı gibi, 'Amenkalılari Dûn-
yanın neden Amehka'dan nefret ettiğini düşü-
nün'.
Amerika savaşa değil, barışa hazırlanmalıdır.
Dünya uzun bir savaşa değil, uzun bir banşa ha-
zırianmalıdır.
Bugün savaş, evlatlannı bu terör olayında kay-
beden Amerikalılann duygularına daha iyi gelmek-
tedir. Intikam alınması, yüreklerdeki yarayı soğut-
manın bir biçimidir.
Ama 'nedenleriüzerindeyeterince dûşünülme-
miş' bir olayın intikamı yeni yaralar açacaktır.
Elbette teröristler bulunmalıdır, elbette terörist-
ler cezalandınlmalıdır.
Ama, elbette ki terörü besleyen batakJığın orta-
dan kaldınlması öncelikli hedef olmalıdır.
Asıl maraton budur.
Başkan Bush tarafından söylenen, ağızdan ka-
çıvermiş 'haçlı seferi' sözü bir bilinçaltı kaçağıdır.
Yüreklerde kaynayan intikam duygulan, dinîerara-
sındaki, kültürîer arasındaki bir savaşın yeni şifre-
lerini banndırmaktadır.
Araplaraölüm. Müslümanlaraölüm. Müslüman
Araplara iki kez ölüm.
Bu sözler çok tehlikeli bir 'savaş maratonu'nun
habercileridir.
Asimetrik dünya daha da asimetrik duruma ge-
lecektir.
Daha bu korkunç terör olayının arkasında nele-
rin, kimlerin bulunduğu bile belli değildir.
Terörün dini, milliyeti, cinsiyeti, rengi yoktur. Te-
rörün sadece planı ve nedefleri vardır.
Ama neden terör?
Terörden kimlerin çıkan vardır?
Terörden sağlanan çıkariar nelerdir?
Terör sonrasının planlan hangi ülkelere, hangi çı-
kariara yarar sağlayacaktır?
Sorulrnası gereken sorular bunlardır.
En önemlisi, 'dûnyanın simetrisini bozanlaf kim-
lendir? Dünyayı bu duruma getirenler asıl sorum-
lular değil midir? Kimin kimden hesap sorması ge-
rekiyor.
Toz duman dağıldıkça gerçeğin yüzü daha iyi
belirecek.
e-mail: erdalatakfS superonline.com
Faks:0212-513 9098
Demokrat Halk Parti Cenel Baskanı
ABDfirtina ekerse
kasırgayla karşüaşır
Haber Merkezi- De-
mokrat Halk Partisi ve
İnsanlık Vakfı Genel
Başkanı Prof. Dr. Mah-
mut thsan Ozgen, ABD
ve tngiltere'nin daha
önce çeşitli ülkelerdeki
terör örgütlerine destek
verdiğini ve Usame bin
Ladin'i "Afganistan'da
CIA Başkanı" olarak
görevlendirdiğini iddia
ederek, "Amerika, rüz-
gâr ekmiş fırtına biç-
miştir. Eğerfirnnaeker-
se kasırgayla karşılaşa-
cağı görülmektedir"
dedi.
Prof. Dr. Mahmut Ih-
san Özgen yaptığı ya-
zılı açıklamada "Devlet
Adamhğı ve Devlet Yö-
netiminde Esastar" ad-
lı kitabında "dost ve
müttefık" olarak görü-
len ABD ve tngilte-
re'nin yıllardır PKK'ye
destek verdiğini, CIA
kanahyla silah yardımı
yaptığını ve birçok su-
ikastta parmağı olduğu-
na yer verdiğini anlattı.
Özgen, "çağdaş uygar-
hğT temsil eden ABD
ve Ingiltere'nin terö-
ristlere silah yardımın-
da bulunmasını yakıştı-
ramadığını ve terörün
bir gün kendilerine dö-
neceğini açıkladığını
söyledi.
Usame bin Ladin'in
1970'lerden bu yana
ABD tarafindan yetiş-
tirildiğini de sözlerine
ekledı.