23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2001 RAZARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gonıs@cumhuriyet.com.tr ûrkiye Devteti bir cumhuriyettir' (Türkiye Cumhu- riyeti Anayasası Madde l).Veüan- ci madde: "Türki- ye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sos- yal bir hukuk devletidir." Ve madde 81: "Türkiye BüyOk MiUet MecBsi Üyeieri Andı: Anayasaya sadakatten aynhnaya- cağuna,bûyükTQrkıniIletiönüiHİena- musumveşerefunûzerineandiçerim.'' Ve anayasanın başlangıç bölümü son satırlan: "Bu anayasa Tûrk milleti ta- rafindan,demoknsiyeâ$ıkTfirkevtat- lannın vatan ve mület sevgisme emanet vetevdiohımııf Nedir bütün bu yukanda yanlanlar? Bu "cumhuriyet", "deviet", "lak", "hu- kuk" sözcükleri nedir? Doğada var mı bunlar? Uygarük, namus, şeref sözcük- leri ile tanırnlamaya, anlamaya, anlat- maya çahşoğımız ya da anladığımız bu kavramlar doğada var mı? Yok diyor Eünston, doğada yalnız "madde veener- ji* vardır. Nasıl olur? Nasıl yok sayanz yaşamımıza yön veren bu kavramlan, olgulan, olaylan? E>oğada yoksa bun- lar, yaşamımızda nasıl var oluyorlar? Evet, bunlann hiçbiri doğada yok. Bü- tün bunlar ve ekleyebileceğimiz daha binlercesi belki, ınsan beyninin, "akü" Sis evresine erişmiş insan beyninin ürün- leri, akhn ürünleri. tnsan denilen canlı türii, toplum aşamasına gelince akıl, toplumbilimlerini üretmeye başladı ve zaman içinde değişen koşullara göre değiştirip geliştirmek zorunluluğunda kaldı. Bir aşamadan sonra da her top- lumsal durum, her toplumsal olay "ak- hn rnahkemesndeyarglanarak'' ınsan- lığa daha mutlu, daha onuriu bir dünya arayışlan başladı. Hegd, "Akıl tökederse sahneye orta boyhıinsanlarçıkar'' demiş. Akıl neden tökezler? Akıl, o büyük bilinmeyen, birçok niteliğin oluşturduğu biyolojik olaylar zinciridir. Kökeninde genetik özellikler vardır elbet. Anne kamında iken bunlara annenin genel saglığı. bes- lenmesi, anatomik yapısı gibi öğeler eklenir. Doğum sırasındaki etkenler, travmalar, dogum sonrasmdaki sagkkko- şullan, çevre, beslenme, iklün, toplum- sal yapı, eğitim, harta yaşanan yerin de- nizden yükseklığı ile ters orantüı olan havadaki oksijen yoğunluğu bile aklın tökezleyip tökezlemeyeceğını denetle- HüsnüA.GOKSEL yen (kontrol eden) öğelerdir. Insandan insana değişir bunlar ve bireyin zihin- sel bşiliğini oluşturur. Bu nedenle "bir toplum değipk düzeylerde zihinsel kişi- Kği olan bireyier topîuluğu"dur. Bugün Türkiye'de akıl tökezlediğı içindir ki bütün ülkeyi "gittikçe artan, koyu, inatçı bir sb" kapladı. "Bir dud-i naıannit " (1). Bu kalın sis perdesi için- de Hegel'in orta boylu ınsanlan, el yor- damıyla yol bulmaya, daha da kötüsü yol göstermeye çalışıyorlar. Toplum canlı, dev bir organizmadır. Her canlı gibi, neden-sonuç zinciri için- de birbirini izleyen, birbirine bağlı, ohmüuyadaolurnsuz, sağlıkh yada sağ- hksız, değişim ve gelişimlerle yaşamı- nı sürdürür. Eğer deviet ve deviet adam- lan, nedenleri ve bu nedenlerin getire- ceği sonuçlan önceden kestirebilir, on- lara egemen olabilir, onlan olumlu bir çizgiye yönlendirebilirler ise değişim ve geüşimlerde olumlu nitelikte olur. Ak- hn tökezlediğı bir dönemın kalın sis perdesi içinde, olayların peşine takılan, olaylann dümen suyunda çırpınan dev- iet ve deviet adamlan ile olumlu bir de- ğişim beklenemez, sağlanamaz elbet. Akıl tökezliyor Türkiye 'de. Kalın, yo- ğun sis nefes almayı zorlaşürmaya baş- ladı. Kişi ya da ldşileri, olay ya da olay- lan sergilemek, eleştirmek yetmiyor ar- ük. Umar değil bu. Her gün durmadan "Ss, sfa" diye yakınmannı anlamı ve yaran yok. Cumhuriyet çanrdıyor. Bir sabah sisin kalküğını ve altmda Cum- huriyetm de yok olduğunu görürsek şa- şarkahnz. Bunuönlerneninyoluaküyo- ludur, aklın mahkemesidir. Duygulan- mızdan, korkulanmızdan, basİcılardan kurtulup "akıl çağma" gırmemız, akhn yolunda yürümemiz gerekiyor. Bu yol Türkiye Büyük Mület Mechsi'nden ge- çer. Türk milleti tarafindan, demokra- siye âşık Türk evlatlannın vatan ve mil- let sevgisine emanet ve tevdi olunan, de- mokratik, laik, sosyal bir hukuk devle- ti oian Türkiye Cumhuriyeti'ni bu sis per- desi içinden sağlıkla çıkarmak herkes- ten önce büyük Türk milleti önünde na- mus ve şerefleri üzerine ant içen Tür- kiye Büyük Millet Meclisi üyelerine, Meclıs'teki "Cumhuriyet çocuUarma" düşer. Onlann parti duygusalhğından, lider baskısından, küçük hesaplardan kurtulup birleşerek büyük adırnlar at- m malandır ki bu sisi dağıtacak, Türkiye Cumhuriyeti'ni sağlığına kavuşturacak- ur. Cumhuriyet çocuklan, artik birleşin. Evet, Türkiye'yi sis kaplamış. Ama bu sis içinde güzel olaylar da yok değil. ör- neğın, Fenerbahçe ve Galatasaraylılar Avrupa devleri ile karşılaşıp yengiler kazanıyoriar. Trabzonspor, Karadeniz fir- onası gibi girmiş lige. Trabzonspor Tek- nik Direktörü de eylül ayında ıddialı olduklannı söylemiş. Trabzon ve eylül deyince aklıma gel- di. 1919 yıhnm eylül ayında, Trabzon halkının sadrazama gönderdiği bir telg- rafvar. Şusatrrlarlabitiyor: "Memkke- tin bu vaziyete fazla tahammürü yoktur. Muhabbet-i vataniyeniz var ise arük terk-iınevkiediııi^PaşahazretlerL 1 (2) (Günümüz diliyle: Memlekerin bu du- ruma daha fazla tahammülü yoktur. Va- tan sevginiz varsa artık mevkınizi bıra- kın Paşa hazretleri. - Cumhuriyet). (1) Tevfık Fikret 'in iinlü "Sis " siirin- deh "...dud-i muannit" (inatçı sis) - Cumhuriyet. (2) Karabetdr, K., îstiklal Harbimiz, Cilt: 1, s. 343, Emre Yayınlan. 1 1 Eylül'de New York ve VVashing- ton'da yaşanan te- rör faciasından sonra ABD teröre karşı "savaş" ılan etti. Baş- kan Bush bu arada Türki- ye dahil NATO'nun ve Pa- kistan'ın bu mücadelede desteğini prensıp olarak sağ- ladı. Rusya'nın da bir de- receye kadar destek verece- ği anlaşılmakta. Teröre kar- şı mücadelede uluslararası bir koalisyon kurubnaya ça- hşıhyor. Ancak bu mücade- lede ABD'nin ölçülü dav- ranması, görüş açısmı ge- niş tutması ve umutlannın gerçekçi olması gerekmek- tedir. "Savaş" derken akla ilk gelen "düşman"ın kım ol- duğudur. Burada düşman- dan kasıt, ilk aşamada son olaylann arkasındaki terör örgütü veya örgütlen. Baş zanlı, Usame bin Ladm'in Afganistan'dan yönlendir- diği örgüt. Afganistan'daki Taleban yönetimi Bin La- din'i ABD'ye teslim etme- mekte direnirse ABD, Ta- leban'ı karşısmdabulacak. Amerika'nın Terörle Savaşı Ûlkeye yapılacak askeri ha- rekâtm çetin ve kanlı ola- cağı kaçınümaz görünmek- tedir. Terör örgütü elle tu- tulabilir bir düşman değil; gızli ve dağınık bir varlık. Afganlar da gerilla savun- masıyla tanınmış kimseler. Askeri girişim masum in- sanlann ölmesıne, Afgan halkının büyük çapta göç et- mesme ve zaten harabe olan bir ülkenin bir moloz yığı- nına dönüşmesine yol aça- cak. Umut edilir ki ABD ye- ni başlattığı bu savaşı bir kan davası olarak görmez, öç almaktan çok son terör saldınsmda parmağı olan- lan yargı önüne çıkarmak ve bundan böyle terör sal- dınlannı önlemek amacıy- la hareket eder. Teröre terör- le yanıt vermek insan hak- lanna değer veren bir üUce- ye yakışmaz. Askeri hare- kâtın da aceleye getirilme- den inandıncı belgeler top- landıktan ve değerlendiril- dıkten sonra sağduyu ile yapüması beklenır. ABD savaş kapsamını geniş tut- mak ıstemekte, sadece te- rör örgütlennı değil, aynı zamanda bu örgüüeri des- tekleyen veya eskiden des- teklemiş ülkeleri de hedef- lemek nıyetinde görünüyor. Burada serüven nitelikte uzun süreçlı bir kampanya söz konusu. ABD'nin ilan ettiği terörü destekleyen re- jimler arasında Afganis- tan'ın yanı smı Türkiye'ye yakın ülkeler, özellikle komşusu Irak var. ABD ger- çekten bu ülkelere karşı gi- rişimlerde bulunursa As- ya'da ve Ortadoğu'da önem- li siyasi değişımler olabilir. Bu değişimler Türkiye'yi jeo-stratejik ve enerji ithal projeleri açısından eikileye- bilir. Ancak bu konuda sağ- hkh bir yorum yapmak için henüz erken. Şurası kesin ki Türkiye bir belirsızlık aşa- FemıhDEMIRMEN masına girmek üzeredir. ABD'nin terörle uzun va- dede mücadelede üzerinde durması gereken bir husus, terör olaylannın hangi ne- denlerden kaynaklandığım saptamak. Bılındiğı gibi son 20 yıldır gehşmış ve zengin ülkelerin arasında ABD, en çok terör olaylanna hedef olan bir ülke. ABD, bu te- rör nedenlerini kendi bün- yesi içinde ve dost ülkeler- le çekinmeden tarüşmalı, bu soruya yanıt bulmaya çalışmalıdır. Teröre karşı oluşturulması düşünülen uluslararası dayanışmanın etkili olabilmesi için terör- le ilgüi çifte standardın dış- lanması önemli. Böyle bir dayanışma şimdiye dek kâ- ğıt üzerinde vardı, ancak bazı ülkelerin teröre destek vermesi veya bu konuda gevşek davranması nede- niyle beklenen sonuç elde edilemedi. PKK'ye Türki- ye dışında verilen destek buna iyi bir ömek. Umut edilir ki ABD'nin baskısı al- tında oluşacak uluslararası dayanışma şimdi daha an- larrılı olur. özen gösteril- mesi gereken başka bir hu- sus da bu yeni savaşın din- le bu" ilgisi ounadığmı vur- gulamak, bu konuda bir kuşkuya yol açmamak. ABD'nin Batıh müttefıkle- rinin yanı sıra bırçok îslam ülkesinin yardımına ıhöya- cı var. Yanlış bir izlenim Is- lam ülkelerinin desteğini baltalayacağı gibi bu ülke- leri kendi kamuoylan nez- dinde zor duruma sokacak. ABD ve Baülı müttefıkle- rinin bu konuda duyarlı dav- ranacağı beklenir. Nitekim ABD yönetimi son günler- de ülke içindekı Îslam top- lumu temsilcileriyle diya- log kurarak din unsurunu denklemden çıkarmayauğ- raşmakta. öte yandan terörden söz ederken Başkan Bush'un varan Bosch ileri teslim kampanyasında tercihinize göre Kasım, Aralık ya da Ocak teslimli ve 9 ay taksitli seçenekler. BOSCH 0 8 0 0 2 11 40 29 BOSCHEn doğru seçim Ingilizcedeki "cnısade" sözcügünü kullanması bir- çok kesimden tepki gördü. Bu sözcük günümüzde ge- nellikle dine atıf yapmak- sızın kararlı bir "kampan- ya" anlamında kullanılır. Bush'un da sözcüğü bu an- lamda kullandığma inanıyo- ruz. Ancak aynı sözcük "Haçb Seferieri" anlamın- da da kullanıldığı için Bush'un sözcüklerini seç- mede daha duyarlı olması beklenirdi. Ne var ki bütün gınşımlere karşın terörün kökünün kurutulmasını um- mak oldukça ütopık bir bek- lentı olur. Bin Ladin'in örgütü ve öteki terör örgüüeri ABD öncülüğünde yapılacak as- keri ve ona paralel gırişim- ler sonucu hemen olmasa da zamanla son bulacak veya etidsiz kılınacak. Bunun ya- nında teröre destek veren ülkeler bundan böyle az cü- retkâr olacak. Ancak sonu gelen örgütlerin yerini baş- ka kimük alnnda yeni terör örgütlerinin alması da he- men hemen kesin gibidir. Zira terör örgütleri eskiden beri ohnuştur ve toplum- larda çekişme, haksızlık ve çaresızlik duygusu olduğu ve insanlar çarpık önyargı- larla hareket ettiği sürece var olacaknr. 11 Eylül olay- lanndan sonra Türkiye, PKK ve ASALA örgütlerin- den çektiklerine karşı Ba- tıh dostlanndan terörle mü- cadelesınde daha anlayış- lı, daha hoşgörülü bir dav- ranış bekleyebilırse de böy- le bir desteği bir garanü ola- rak görmemelıdir. Nitekim "VVashington Post" gazetesımn 14 Eylül 2001 tarihlı sayısmda çı- kan bir yazı bu konuda uya- ncı nitelikte. Yazıda, ABD'deki son terör faci- asından sonra bile Türki- ye'nin PKK'ye karşı tutu- mu hoşgörülemez deniyor. Her ne kadar bu tutum ABD yönetimince itibar göımüyorsa da bazı Avru- pa ülkeleri için durum de- ğişik olabilir. Daha Fazla Soydurmadan... OrhanÖZKAYA Eski Tapu-Kadastro Genel Md. Yrd. Halkımızın demokratik kazanımlannı yükseltmeyi amaçlayan 1961 Anayasası ile gerçekleştirilmeye çalı- şılan toplumsal kalkınma seferberliği, 1971 müdaha- lesi sonucunda gündem dı- şı bırakümıştır. Dolayısıyla kamusal mevziler birer bi- rer kaybedihniştir. Sonraki uygulamalar, "serbest pa- zar ekonomisi" adı altında, aslmdabir "fiberalekûoomi" dayatması olan24 Ocak Ka- rarlan'nın, 1980 müdaha- lesiyle halkımızın omuzla- nnda denenmesine neden ohnuş; böylece, "on yılhk Bberal masaflar dizis" ile bugünlere kadar gelinmişür. Bu durum, sonunda, bir ku- şağm yitipjgitmesine neden olmuştur. Üücemiz bir "eko- nomi laboratuvan"na dö- nüştürülerek sırtımızda her türlü "iktisat teorisi"nın de- neyi yapümıştır. Kalm çer- çeveİi, ince kordon gözlük- İü bütaknn dehalar, yülar- ca odamızdaki ekranımız- dan gözümüze kalem sok- tular!.. Yine de ayüıp ken- dimize gelemedik. Ekono- mikmasallanLafootenına- sallan samp kanşürdık, ay- nlamadık... Bir gün, bir kamyonun evimizin içine girip kafamı- za çarpmasıyla ancak ken- dimize gelebildik. tşte bu- gün, üzerimizde uygulanan her türlü iktisat teorisinin koboylan olarak, yeni de- neylere dayanabilecek gücü- müz, tahammülümüz kal- madıysa bundandır. Halknnız, yer sofrasında bağdaş kurup heykelleşmiş; çocuklanna, tuza bandınp yedirecek lokma bulamaya- cak duruma gelmiş; milyon- larcası işsiz, elındeki havan demiriyle sabır dövmekte... Çocuklannı okutamadığına mı yansın, iş-güç sahibi ya- pamadığına, düğünleri için yasok alüna sakladığı birkaç san lirayı, yeni öğrendiği re- po, borsa tuzaklannda erit- tiğine mi!.. Her türlü özve- rinin kendisinden beklendı- ğine, hep verip hiç ahnadı- ğına mı üzülsün! Artık bu yükü daha fazla kaldırama- yacağına iyiden iyiye inan- maya başladı; omuzlan, sır- tı o kadar çok ağnyor ki, şöyle bir doğrulmasının za- manıgeldi!.. Anadolu dağlan, uçsuz bucaksız ovalarda homur- danarakağır ağır ayağa kalk- maya, öfkesiyle başımn üs- tünden tütmeye başladı... Tepesine yapışmış kara bu- lutJan, kendi heybetiyle da- ğıtıp kurtulacak... Doğru- dan demokrasıye katıhp, yıl- lardırkendisine öncülük ya- pan aydın dostlan ile bulu- şacak ve uzun bir "ekooo- mik kurtuhış" yürüyüşünü başlatacakür. tşte o zaman, milyonlarca çelik yürek, dimdik bakışlarla, adım adım geleceğı kucaklaya- caklar... Son günlerde, olaylann süratli akışıyla her şey orta- ya serilivermekte, bilince ulaşmak kolaylaşmaktadır. Daha fazla masal dinlemek kann doyurmuyor. Bugün bir şeyler oluyor; ağaçlar yeşermiş, tomurcuklar sür- gün vermış; gün ağarmak- ta, yaprağın güneşle dansı doyulmaz... Toz içindeki Anadolu dağlan duman du- man ohnuş, tütüyor... Halk geç de olsa büinçleniyor... Yaşamının kendisi, en iyi öğretmen, hemen öğretiyor... Bu sınavdan geçilecek, baş- ka çaresi yok. Hiçbir yaban- cıya, hacıya, hocaya, dervi- şe gerek yok; kendi aklımız- la, kendi çabamızla biz, bu iktisat dersini geçer, bir tür- lü bir araya gelmeyen iki ya- kamıza çekidüzen veririz... Bu güzel ülkemızi daha faz- la soydurmadan; hiçbir de- ğerimizi satmadan, atmadan, canımız gibi koruyarak mut- luluğu yakalayabiliriz. MAVİ DE!VİZ TATİL EVLERl Türkiye'nin cennet köşesi, mavi bayrak ödülü, Marmaris Turunç Koyu'nda denize sıfır, yüzme havuzu, havuz bar, sabah ve akşam zengin açık büfe, her cumartesi havuzbaşı barbekü parti, tüm pide ve pizza çeşitleri, odalarda müstakil elektrikli şofben, klima, müzik, telefon 0-2 yaş ücretsiz, aynı odada üçüncü kişi %50 indirimli İki Kişilik Odada 1 Klşl 7 Cece 8 Cün 150.000.000.-TL Rezcrvuyoa Tel: 0.252.476 71 90-91 Fax. 0 252 476 70 07 www hotelmavidenız com DÜŞLEDÎĞÎNlZ TATtL GERÇEK OLUYOR! Ağahan Mımarlık Ödüllü Akyaka yöresmde Türk mımansı ile Batı konforunun benzersız bırleşımı.. GÖK.OVA, dünya güzelı bir belde Bır vanda çam ağaçlan, bir yanda masmavı bir denız. Buz gibi kaynak sulan arasında doğa ile baş başa bir dınlence Bu dınlence yennın adı YUCELEN HOTEL • Denize sıfir • Denız ve orman manzaralı • özel plajlı Yatak sayısı 220 Odalannda Idıma, merkezı ısıtma, mınıbar, dırekt çıkışlı telefon, Balkon, saç kurutma makınesı ve özel banyo mevcut • Geniş yuzme havuzu • Çocuk havuzu • Çocukparkı Spor aktıvıtelen • Windsurf • Tenıs • Masatenısi • Minı tutbol • Bılardo • Joggıng • Bısıklet • Kano Genış mekân içinde havuz bar, sahıl bar, loby bar ÖNEMLİ NOT Oksijen ve ıyot zenginı YÜCELEN OTEL astını ve guatr hastalan ıçın de önenlen bır sağlık merkezıdu. Rezervasyon ve daha fazia bilgi için: Td: 0252-243 5434 - 243 5108 Fax: 0252 - 243 5435 e-mail:gokova(ayacelcn.coin.tr http://www.yucekn.com.tr YÜKSEKÖĞRETtM KURULU ÖĞRENCİSEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZt BAŞKAMJĞI'NDAN DUYURU 2001-ARALIK DÖNEMİLİSANSÜSTÜ EĞİTtMİ GtRtŞ SINAVINA (LES) KATILMAKİSTEYENLERİN DİKKAIİNE! 1 2001 Aralık Dönemi Lısansûstü Egitinıi Giriş Sı- navı (LES), Öğrenci Seçme ve Yerleştınne Merkezi (ÖSYM) tarafindan 2 Aralık 2001 tanhinde üniversite rektörlûklerimizin bulundugu Adana, Afyon, Ankara, Antahya, Aydın, Balıkesır, Bolu, Bursa, Çanakkale, De- nızli, Diyarbakır, Edırne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gazıantep, Hatay, Isparta, Içel, Istanbul, Izmır, Kahra- manmaraş, Kars, Kayseri, Kınkkale, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mugla, Nığde, Sakarya, Samsun, Sıvas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van ve Zon- guldak illeri ile Lefkoşa'da yapılacaktır. 2. Türkiye'de bir lisansüstü eğitımi programında öğ- renim görmek isteyenler LES'e girmek zorundadırlar. Adaylann LES'ten, başvurdugu lisansüstü programın puan türünde en az 45 puan almalan gerekmektedır. 3. 2547 sayılı kanunun 418 sayüı Kanun Hûkmûnde Kararname ile degişik 33. maddesi uyannca, araştırma görevlisı kadrolanna atanmak suretiyle yükseköğretim kurumlan tarafindan yurtdışına lisansüstü ögrenim gör- mek üzere gıtmek isteyen adaylar de 1416 sayılı kanun ve 492 sayılı Kanun Hükmûnde Kararnameye dayalı olarak yükseköğretün kurumlannın öğretim elemanı, kamu kurum ve kuruluşlannın uzman personel ıhtıyacı- nın karşılanması amacıyla, Millı Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafindan resrru-burslu statüde yurtdışına lisan- süstü öğrenimi görmek üzere gıtmek isteyen adaytann da bu sınava gırmelen zorunludur. 4 Yüksekögretim kurumlan, araştırma görevlikrinin atamalannda dığer değerlendirme ölçütlerinin yanı sıra LES sonuçlannı da kullanacaktır. 5. 2001 Aralık Dönemi LES'e başvuru süresi 1-12 Ekim 2001 tarihleri arasuıdadır. 6. Bu sınava en az lisans diplomasına sahıp olanlar ile sınavın yapıldıgı tanhten itibaren 1 yıl içinde bir lisans programından mezun olabılecek durumda bulunanlar girebilecektir. 7. LES'e yabancı uyruklu öğrenciler de girebilecek- tir. 8. Bütün yüksekögretim kurumlan lisansüstü eğitim için öğrenci seçerken, LES sonuçlannı ilgili mevzuat ^ a hilin<if kullanacaklardrr. 9. Bu sınavda adaylara sayısal ve sözel bölümden ohışan bir yetenek testi uygulanacak, her aday için sayı- sal, sözel ve eşit ağırlıklı üç ayn LES puanı he&aplana- cak ve sonuçlar adaylann adreslerine sınav sonuç bel- gesiyle duyurulacaktır. LES sonuçlan, sınav tarihinden itibaren iki yıl süreyle geçerli olacaknr. Sınav Türkçe yapılacaktır. 10. Hangi lisansüstü programlara hangi puan türünde ve en az kaç puan almıs adaylann kabul edileceği ile ay- nca bir sınav yapılıp yapılmayacağı yükseköğretiın ku- rumlan tarafindan karara bağlanacak ve adaylara bu ku- rumlar tarafindan duyurulacaktır. 11. LES'e başvurmak isteyen adaylar, 2.000.000 (iki miryon) TL. karşüığında 2001 -LES Aralık Dönemi Kı- lavuzunu, Başvurma Belgesını, Sıav Ücreb Banka Bel- gesıni ve soru örneklerinı ıçeren kıtapçıgı üniversiteler- den alacaklar ve kurallara uygun olarak doldurduklan Başvurma Belgesini, 20.000.000 (yirmi milyon) TL olan sınav ücretim bankaya yatırdıklarını gösteren Ban- ka Belgesi ÖSYM Kuponu ile birlikte yine üniversite- lere teslim edeceklerdir. LES'e başvuracak adaylardan bir lisans programın- dan mezun olabılecek durumda bulunanlar kendi üni- versitelerinden, mezun adaylar ise istedikleri üniversi- teden başvurma evrakını alacaklar ve doldurduklan başvurma belgelerini mezun olmayan adaylar kendi ünrversitelerine, mezun adaylar ise istedikleri üniversi- teye onaylatarak teslim edeceklerdir. Açıköğretim prog- ramlan öğrencileri bu onayı bağlı bulunduklan bürola- ra da yaptırabileceklerdir. 12. LES ile ügüı danışma için (312) 298 80 50 (Çok Hatlı Santral) (ÖSYM) numarah telefona baş- vurulabilir. ÖSYM BAŞKANLIĞI Basın: 53641
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle