26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2C EYLÜL2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYRA SAVAŞ KORKUSU ROBOTEK TURHAN SELÇUK ÎABIAÎL1 İS'ÎA^L EFEtfMSİ HARİKULÂDl Î1ACÎRALASI IEKKİLİ BİRDIN KflRflKTERi KRRRRTERSİZUR oıik.i\\ ÖZLÜGÖZLÜKLÜ SfllHİ ŞıN YAKARûK " ,,P^MANlMI SoNA VERECEĞTÎZ... î>u YLA "C UM M U !f. o56 Öğretim görevlisi AhmetKasım Han, Amerika 'nın olası harekâtını değerlendirdi Dünyanın ateşle imtihanıAhmet Kasım Han'dan: Süreç, Amerikan dış politikasının ateşle imtihanıdır. ABD'nin uluslararası platformdaki prestiji, yeri, bir Amerikan stratejisi olarak algılıyorsak küreselleşmenin geleceği, hepsi Afganistan topraklan üzerinde olacaklara bağlı. Dünyanın geleceği buna bağlı. HATtCETUNCER Dünyanın gözü, dağlann sert iklimi- nin kavurduğu insanlann topraklanna çevrili bugünlerde. Çocuklann büyü- meden ateş etmeyi öğrendığı bir ülke Afganistan. Bilgı Ünıversıtesı Tarıh Bölümü öğreöm görevlilermden Ab- met Kasmı Han, ABD'nin olası bir ha- rekâtını şöyle değerlendirdi: "Feçete- rin arkasına hapsedilmiş olan Afgan kadınlannın, bunca acryı çekmiş ço- cuklann, tarafsız kalmanın imkânsız oiduğu bir savaşta, taraf olmak zorun- da kahnışAfgan insanının böyle bir ce- zayı hakettiğini hangi tür mantık meş- rulaşürabilir? Aklı başında ve uiusla- raras hukuka saygıh bir devletin oran- h bir güç kullanma mesuliyeti varf Ahmet Kasım Han' a sorulanmız ve yanıtlan şöyle: -Amerika'nın(hşpotitikadaki''Ben ne dersem o olur" tavn değişecek tni? HAN- Bush yönetımi bu tür bir uluslararası krize hazırlıklı değildi. Bush yönetımi, Amerika'nm kendi içine döneceği bir dış politikada, dün- ya piyasalarının elektronik parasal kri- terlenyle, küreselleşmenin hâkim söy- leminin dünya siyaseti üzerinde etkın olacağı, her tür değer ve birikimin sı- SAVAŞ'LA YAŞAYAN HALK - \ ıllardır savaş ve Taleban yönetimi altmda baskı ve yoksulluk içinde bir yaşam süren Afganistan halkı yine bir savaşın eşiğinde. (Fotoğraf: REUTERS) nırlann ötesine taşındığı, ama kendi- ke var: Ingiltere, Israil ve Türkiye. Bi- nı da düşünmek zorundasrn, intihar et- sini füze kalkanlanyla koruduğu, yük- sek vergi fazlalanyla içerde refahı yükselttığı bir dünya hayal ediyordu. Dışişleri Bakanı Cotin PmveD bu tarzın dışındaydı. Powell dünya lıderlerinin gözünde, özellikle Körfez Savaşı'nın muzaffer genelkurmay başkanı olarak Ikinci Dünya Savaşı'nın meşhur Mars- hall yardımının miman General Mars- hall'la kıyaslanan bir statüdeydı. Ame- rika'nm şimdi yapacağı, bölgedekı oyunda kâğıttan kule arasında gizlen- miş inciyi alırken hangi kâğıdın düşe- ceğine karar vermektir. Amerika ulus- lararası politıkaya angaje olursa o za- man Amerika'nın dönebileceği üç ül- zim hangi gelişme karşısında, ne he- deflerle, kime karşı, ne gibi strateji uy- gulayacağımıza karşı planlanmız var- sa bu Türkiye'ye yarar. - Küreselİeşmenin sonu geldi mi? - Süreç, Amerikan dış politakasımn ateşle imtihanıdır. ABD'nin uluslara- rası platformdaki prestiji, yeri, bir Amerikan stratejisi olarak algılıyor- sak küreselleşmenin geleceği, hepsi Afganistan topraklan üzerinde olacak- lara bağlı. Dünyanın geleceği buna bağlı. Finans sektöründe her gırdiye çıkış stratejisi bulmak zorundasın. Sa- vaşta da böyle. Diyelim Afganistan'a asker yolladın, oradan nasıl çıkacağı- meyecek. Amerika'nın Iran'da rehine- leri kurtaracağım diye gönderdiği he- likopterler çarpıştı, Vietnam'da bir tür- lü strateji geliştiremediği için batağa saplandı. Buraya öyle girerse ulusla- rarası topluluk olarak çok ciddi sıkın- h içinde kalacağız. Komşun açken... - Ortadoğu ülkelerinde, Rlistin'de Dürrya Tkaret Merkezi'rıe saktınyı se- vinçle karşılayanlar oldu. - Komşun açken sen tok yatamazsın. Amerikan halkı "Biz onlara ne yap- ük" diyor ama özbenliği sarsılrnışsa kendini ölüme atacak manyaklar her zaman bulunur. Bu, Üçüncü Dün- ya'dan kendini tatmin etme ihtiyacın- daki grubun kullanılmasıdır. Bu eyle- min arkasındaki aklın beklenrisı ABD'nin kendini kepaze etmesidir. Dünya dengelerinde yeni güç boşluk- lan ortaya çıkacaktır. Bence bu güç boşluklannın uzun vadede kime yara- yacağına bakmak lazım. Hiçbir devle- tin değil, çeşıtli devletlerin vatandaş- lannın söz konusu olduğunu düşünü- yorum. En tepedekine kadar gerçek sorumluyu bulabilmek mümkün de- ğil. ABD'nin düşünmeden girişeceğı harekât bu işin planlayıcılannm ek- meğine yağ sürmüş olur. Bir hatanın intikamını alınca onun da intikam hak- kı doğuyor. O zaman birilerinin inti- kam hakkı askıdayken dur demek la- zım. - Bin Ladin Afganistan'da nasıl ta- banbuluyor? - Afganıstan'da okuma- yazma ora- nı yüzde 10'un altında. 2 bin 900 in- sana bir hastane yatağı düşüyor. 700- 800 insana bir telefon düşüyor. Ne tür bir hikmetse 181 kişiye bir TV düşü- yor. Afganıstan'da yıpratma savaşı sü- rüyor. Bin Ladin, Taleban için gönül- lü topluyor. Karizmatik, dıni arkasına almış bir ideolojisi var. - Afganlı kadınlann durumu nedir? - Taleban kadınlara nefes alma fir- satı vermediği için, kadınlann böyle bir etkinliği yok. Ama hemen Pakıs- tan sınınnda aydm kadınlar örgütlen- diler. Ileri Afgan Kadm Birliği kadın- lara eğitim, sağlık hizmeti vermek için çabalıyor. 2 bin üyesi olan bu kuruluş- tan kadınlar zaman zaman Afganis- tan'a giriyor. Hatta taşlama olaylannın görüntülenni de bu aydın kadınlar çe- kerek Afganistan dışma çıkarmayı ba- şardüar. ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmasmı öngören Roma Sözleşmesi'ni onaylamadı Amerika yasal süreci tıkadıGÖZDEAKGÜNGÖR ABD'nin, salduının suçlu- lannı. uluslararası hukuka gö- re yatgılama seçeneğini red- dettiği ortaya çıktı. Bosna- Hersek însan Haklan Mahke- mesi Uluslararası Yargıcı Prof Dr. Rona Aybay, saldı- nyı düzenledığı iddia edilen UsanebinLadin'in, ABD ce- za hıkukuna göre yargılana- bileceğini belirterek "Daha yetkn, uluslararası bir mah- kenKye gereksinim var. An- cak Amerika, BM'nin, insan- lık a)e>hine işlenen suçlann yargbnmasını öngören 'Ro- ma SJzleşmesrni onaylama- yarak vasal süreci tıkadı" de- di. Pnf. Aybay, ceza hukukun- dakı •yerselBk'' ilkesi ve bir ülke^n yıırttaşlarma karşı iş- leneısuçlan yargılayabilme- si ilksi gereği. saldınyı yap- üğı ieri sürülen Usame bin Ladn'in, ABD'de mahkeme- ye çxabileceğini belirtti. Ay- bay. .argılama sürecinin sağ- lıklıslemesi için, suçun, han- gi y-^aya göre suç sayıldığı- nı ^e bu doğrultuda hangi mariemenin yetki alanına girdğini belirlemek gerekti- Prof. Dr. Rona Aybaydan: ABD'nin eski Başkanı Bill Clinton, Roma Sözleşmesi'ni görevi bittiği gün imzaladı. Senato ise onayını bekleyen imzaya karşılık, Amerikan askeri kuvvetleri mensuplarının, insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili olarak bu mahkemeyle işbirliği yapılmasını engelleyen yasa üzerinde çalışmalara başladı. ğini söyledi. Aybay, "Ladin yargı önüne getinlebilir, ama yargüama ciddi bir iştir, biri- ni yargılamak için, o kişinin, suçu işkdiğine dair kanıt bu- lunması gerekir. Benim gör- düğünı kadanyla burada cid- di bir kanıt yok" dedi. 'Uluslararası yetki gereklyor' Prof. Aybay, Lahey'deki Es- ki Yugoslavya ile tlgili Savaş Suçlan Mahkemesi ve Ruan- da Savaş Suçlan Mahkeme- si'nin, BM'den yetki alarak uluslararası suçlan yargılaya- bildiğini belirterek "Bu ceza raahkemeleri hem yetld hem de konu bakınıından spesifîk- tir. Öncelikle ABD'ye yapılan saldın coğrafi yetkisini aşar, aynca yalmzca sa>aş suçlarmı yargdayabilir" dedi. Aybay, ABD'nin Ladin'i yargılayabilmesine karşın, uluslararası bir mahkemeye neden ihtiyaç duyulduğu ko- nusunda da "Çagımızdaki birçok suç ulusal sınırlan aşa- rak işleniyor. Suç, bir devlette başlayıp bir devlette brtmiyor. Bu suçlann yargılanmasuıuı ulusal mahkemede çözüme u- laşması zordur. Bu nedenle, insanlığa karşı işlenen suçlar için uluslararası planda bir mahkemeye ihtiyaç oiduğu apaçık bir gerçek. Roma Söz- leşmesi'ni 140 ûlkenin kabul etmesi de ihtiyacın göstergesi- dir" diye konuştu. Sözlesmeye engel Aybay, BM'nin Roma'da düzenlediği ve iki yıl önce so- na eren uluslararası konfe- ransta Daimi Uluslararası Sa- vaş SuçlanMahkemesi kurul- masının tartışıldığına dikkat çekti. Aybay, "Yülarca süren bu konferans, baa ironik du- rumlan da beraberinde getir- dL Örneğin ABD ve Libya, bu mahkemenin kurulmasmı is- temeyerek aym saflarda yer aldılar" dedi. ABD'nin söz konusu mah- kemeyi "pekçokülkeyedağd- mış olan Amerikan askerleri- nin yargılanmasını istememe- si nedeniyfc" mahkemeye kar- şı çıktığını vurgulan Aybay, "ABD karşı oy kullanırken Türk delegasyonu da çekim- ser kaldL Çünkü Türkiye, bu mahkemenin yetld alanına te- rör suçlarmı da dahil etnıek gerekt^ini sa\Tinuyordu. Ka- rannm ne kadar doğnı oidu- ğu da bugün ortaya çıktı" de- di. Aybay, sözleşmenin, genel olarak onaylanmasına karşın, karşı oylan kullanan devlet- lerden birinin, BM'yi finan- sal olarak en çok destekleyen ABD olması nedeniyle, BM'nin de sonuca yönelik adun atmadığuıı ifade etti. Aybay, BM sözleşmesi uyannca kurulacak bu mah- kemenin, yetkisini uluslara- rası topluma dayandırması, sürekli olması ve spesifik ol- maması nedeniyle diğer sa- vaş suçlan mahkemelerinden ayn bir statüsü olduğunu dile getirdi. Clintonın Jestl ABD eski Başkanı Bill CBnton'ın, görevden aynla- cağı son gün sözleşmeyi im- zaladığmı anımsatan Aybay, şöyle konuştu: "Clinton, siyasi bir jestle, görevinden aynlacağı gün, 31 Arahk 2000'de sözleşmeyi im- zalayarak Amerikan Senato- su'na sunmuş oldu. Ancak sözleşmenin imzalanmış ol- ması \eterti değil, imzanın ta- nınması için Senato'nun ona- yı gerekir. Senato ise Başkan Clinton'm imzasma tepki ola- rak Amerikan askeri kuvvet- leri mensuplarının, insanhğa karşı işlenen suçlarla ilgili ola- rak bu mahkemeyle işbirliği yapılmasını engelleyen yasa üzerinde çahşmalara başladı." BM'nin, Roma Sözleşme- si'yle kurulmasmı öngördü- ğü "UlusLararası Sürekli Ce- za Mahkemesi"nin kapsamı M dünyamn neresinde olursa olsun, ldm tarafindan işlenir- se işlensin, soylanm, insanh- ğa karşı işlenmiş suçlar ve sa- vaş" olarak belirlendi. Yıllar- ca süren ve 148 ülkenin katı- lımıyla Roma'da yapılan uluslararası konferans, 17 Temmuz 1998'de sona erdi. Konferans kapsammda ona- ya sunulan Uluslararası Ceza Mahkemesi için 120 lehte, 7 aleyhte ve 21 çekimser oy kullanıldı. Başta ABD ohnak üzere Libya, Cezayir, Çin, Israil, Katar ve Yemen, karşı oy kul- landı. Türkiye ise mahkeme- nin yetki alanına terör suçla- nmn eklenmesini önerdi, bu öneri kabul görmeyince çe- kimser kaldı. Yaklaşık 140 ül- kenin imzaladığı sözleşme, bugüne dek 30 ülke tarafin- dan, anayasal hukuka uygun hale getirilerek onaylandı. Sözleşmenin yaşama geçiril- mesi için 30 ülkenin daha onayına gerek var. GEÇMİŞTEN j GELECEGE j ORHAN ERİNÇ 1 'Kaht-ı Rical' j Bilgisayar ağırlıklı pazariamacıların kaşkarikı^ suyla bir yıl önce başlatılan üçüncü binyılın ilk a«- lannda dünyanın düşürüldüğü duruma bakın. J Orhan Veli'nin, Nasrettin Hoca'nın çocuğunıM dünyaya gelişini betimlerken "Âlâ â/â heylerte o\\)r doğum" demesine benzer bir karşılamayla gelöi üçüncü binyıl. Küresel şenlikler düzenlendi. Tel^- vizyonlardan yansıtıldı. l En iddialı sloganlardan biri "Artık hiçbir şey e&- kisi gibi olmayacak" cümlesiyle beliıienmişti. * Çünkü iletişim çağına girilmiştı. Internet hiçbJr şeyin gizli kalmamasını da sağlayacaktı. Teknolqi ise insanlık yaranna yapılacak atılımların tetikleyt- cisi olacaktı. Lİ Acaba öyle mi oldu? 2 • • • o Kaht-ı rical Osmanlı'nın son döneminde dilimize yerieşmiş birdeyim. Kaht: Kıtlık, kuraklık, kurakh£- tan dolayı ürünlerin yetişememesi; rical: Belli mey- ki sahibi kimseler demek. (Osmanlıca-Türkçe Ar\- siklopedik Lûgat/Ferit Devellioğlu) Tamlama ha- linedönüşünce "Devletadamıkıtlığı" anlamınıalj- yor. \ Biz sadece Türkiye'de olduğunu sanıyorduk. Meğerse o da küreselleşmiş. Bizi örnek almakta bununla yetınmeyıp "önce konuşup sonra düşünme" gelenegimızi de döner kebap, yoğurt, rakı, lokum gibi özelliklerimize yap- tıklan gibi sahiplenmeye başlamışlar. En tepedeki örnek Amerika Bırleşik Devletlen Başkanı George W. Bush'tan. ^ Ülkesine yöneltilen aşağılık terörist saldırıya kas- şı açtığı savaşı gerekçelendirirken "Haçlı seferi başlatıyonız" deyiverdi. Bu sözleri, anındatelevız1 - yonlardan kendi ülkesi de dahil dunyaya ıletilcj. Daha sonra düzeltildi, ama ünlü deyışın Türkçesiyr le "Basra harab olduktan sonra". Ülkesindeki fa- natik milliyetçiler, Ortadoğulu bir Musluman oldu- ğunu sandıklan Hintliyi öldüımuşler, Müslümanla- n tehdit etmeye başlamışlardı biie. Ikinci örnek Avrupa'nın liderliğine soyunan Al- manya'dan, Dışişlen Bakanı Joschka Fischer'den geldi. Tuttu Bay Bush'un savaşını, "Kulturlerarası Savaş" olarak niteleyiverdi. Allahtan başbakahı yanlışı düzeltti ve ülkesinin, zaman zaman teronsf- lere de göz kırpmaktan kaçınmayan "kûltür" aıy- layışında çelişkiye düşmesini de engelledi. '• Üçüncü örnek ise Ingiltere'nin basiretsızliği. T*- röre karşı önlem aldığını açıklamasına karşın Dev?- let Bakanı Kemal Derviş'in toplantısını iki kez boZ- ma olanağını sağladığı teröristlere karşı olan tutur munu anlamak olası mı? • • • ^ Türkiye'nin ne yaptığını henüz tam bilmiyoruz. A- ma Almanya en ciddi girişimi yapan ülke. J , Bu yazı yazılırken Federal Pariamento toplanma aşamasındaydı. Gündemde, ABD'ye sağlanacak desteğın vete 1 - röre karşı alınacak önlemlerin tartışılmast olduğ»j belirtiliyordu. ' Teröre karşı belirienecek önlemler arasında, ü|- keye gireceklere verilecek vize belgelerine, pasa- port sahibinin parmak izinin çıkartılması düşünce?- si de yer alıyor. \ Düşünülen bir başka önlem de Dernekler Yasa- sı'nda yapılacak değişiklikle cemaatlere ait deP- neklerin ayncalıklarını kaldırmak. Almanya'daki c» miler, dernekler tarafindan yönetiliyor. Okullarda din dersi verme yetkisı de dınci derneklere tanırî- mış durumda. Islamiyetle ilgili dersler de bir dizi htf- kuk savaşımı sonunda Milli Görüş Teşkilatı tarafıry dan verilmek isteniyor. , Federal Meclis toplantısından çıkacak sonucu öğreneceğiz. ,t Ama başlamak çözümün yansı sayılır. \ Dansı başımıza. , [email protected]. VEFAT Merhum Esat Apaydın \e merhume Şenfe Apaydın'ın oğullan, merhume Nunye Genç \e Ne\ın Ortaç'ın ağabeylen. çocuklanmn annesı merhume Nahıde Apaydın'ın eşı, Neslınur ve Nurhan Apaydın'ın babası, mertıum Kemal Genç ıle Muhterem Ortaç'ın kayınbıraderlen, Betul Apavdın'ın kayınpeden, Zernn ve Altan Genç ıle Nev ve Erkan Ayar'ın dayılan, merhume Nadıre Apaydın'ın se\gılı eşı. Akay, Genç ve Ortaç aılelennın amca \e dayılan, Burak Apaydın'uı dedesı Şışlı Etfal Eğıtım \ e Araştırma Hastanesı Emeklı Genel Cerrahı Klınık Şefı Op. Dr. NURETTİN APAYDIN 19 09 2001 gûnü Hakkın rahmetıne kavuşup aramızdan aynlmıştır Cenazesı 21 09 2001 Cuma gûnu saat 10 30'da Şışlı Etfal Hastanesı'nde düzenlenecek torenden sonra Şışlı Camıı'nde f kılınacak öğle namazını müteakıben Zıncırlıku\ r u Aıle KabnstanTnda toprağa venlecektır AİLESt VEFAT Türkan Kurak'm sevgili eşi, Dr. Zehra Buğra \e . Levent Kurak'm sevgili babalan, Dr. Dursun Buğra ve Buket Kurak'm kayrnpederleri, Cem ve Ayşegül Buğra'nın sevgili dedeleri, Kurak ailesinin büyüğü, Buğra ; ve Dinç ailelerinin dünürlen, Aytar ailesinin enişteleri, emekli öğretmen, iyi insan MUSTAFA KURAK 19 Eylül 2001 günü vefat etmiştir. Cenazesı 20 Eylül 2001 Perşembe günü Selamıçeşme Camii'nde kılmacak öğle namazım takiben Ümraniye Kocatepe Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Allah'tan rahmet dileriz. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle