25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 2001 PERŞEMBE KURESELLEŞME Titne dergisi, dünya ekonomisinin gidişatını 'Motorunyakıtı bitti'yorumuyla verdi Durgunluğadoğru Japonya Çın Htndistan -0.5 7.4 5.6 Kuzey Afrıka 4.7 Güney Afrıka 3.1 Dünyadakidüşûş Çın büyumeyı surduniyor. ABD, Japonya ve Batı Avrupa durgunluğun etkısınde. Büyüme tahminleri (2001) _J %0-%2 %2-%4 %4-%6 %6-%8 Kaynak: TİME Dergısı 4.0 Ekonomi Servisi - Haftalık Time dergisi küresel durgunluk sinyali verdi. Yakıtını teknoloji ve güçlü ABD Doları'ndan alan dünya ekonomilerinin hızlı bir şekilde büyüdüğüne dikkat çeken dergi, bu durumun artık değişmeye başladığını vurguladı. Time, dünya ekonomisinin bu gidişatını lUepazahyor AEO rır Asva öar ttaa,rm>ar$ $35 30 25 20 15 10 5 0 98 99 00 01 24.0mı)yarS "Motorun yakıb bitti" şeklinde nitelendirdi. Dergi önümüzdeki yıl dünyada neler öngörüldüğünü şöyle yorumladı: ABD Teknoloji şirketlerinde yaşanan iflaslar ve bu şirketlerin hisse senetlerinde yaşanan düşüş, ülke ekonomisinde yavaşlamaya neden oldu. Yeni ekonomi şirketlerinin arka arkaya gelen iflaslan üretim sektörüne de sıçradı. tnsanlann yüksek borçlan bulunuyor ve kredi kartı borçlan sistemi tehdit eder hale geldi. Ekonominin 2000 yılının ikinci 3 aylık döneminde gösterdiği büyüme yüzde 0.2 oldu. Bu oran ise son 8 yılın en düşük düzeyi. Ancak ABD hisse senetleri piyasası önümüzdeki dönemde, düşük fiyatlar nedeniyle yatınmcılar için cazip gözüküyor. Latln Amerika Güçlü dolar nedeniyle ihracatı azalan Arjantin hükümeti yüksek borçlannı ödemekte zorluk çekiyor. Meksika ve Brezilya da bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Avrupa Kıtanın ABD'ye ihracatı, iç talep ve yüksek faiz oranlan nedeniyle geriledi. Üçüncü nesil cep telefonlan projesinin iflasıyla imalat sektörü zor durumda. Japonya Japonya'nın tüketici fiyatlan düştü. Bu da iç talebin daralması anlamına geliyor. Bankalar yüksek miktarlardaki batık krediler nedeniyle zor duruma düştü. Japon Merkez Bankası talebi arttırmak için piyasaya para pompalıyor ve bu durum da diğer Asya ekonomilerini tehdit ediyor. Asya 1997-98 yıllannda yaşanan Asya Mali Krizi'nin etkileri sürüyor. Tayvan, Tayland ve Güney Kore için umutlar zayıf. Bölgenin parlayan yıldızlan ise Çin ve Hindistan. Istihdam genbyor Japonyadak* ışsızlık oranı 98 99 00 '0' DIF BASKAN YARDIMC1SIF1SCHER: Arjantin modeli bizimkinden ağır VVASHINGTON(AA) - IMF'nin dünya ekono- misi hakkındaki büyüme tahmininı aşağıya çekti- ği ortamda. gelecek haf- ta görevinden aynimaya hazırlanan IMF 1. Baş- kan Yardımcısı Stanley Fischer. Arjantin in uy- guladığı ekonomik pa- ketin, IMF'nin önerme- ye cesaret edemeyeceği kadar ağır olduğunu söy- ledi. Dünya ekonomisini de değerlendiren Fisc- her. küresel durgunluk- tan kaçılabileceğini be- lirtti. Fischer, önceki gün, düzenlediği basın top- lantısında, Arjantin'in gönüllü borç takasını gerçekleştirmek için. IMF'nin önerdiği 3 mil- yar dolardan daha fazla kaynağa ihtiyacı olduğu- nu söyledi. IMF'nin sağladığı pa- ranın Arjantin'in ihtiya- cını karşılamayacağını belirten Fischer. bu kay- nağın. kuruluşun borç ta- kası fikrine desteğinin bir işareti olarak verildi- ğini belirtti. Fischer, sağ- lanan son uluslararası desteğe ragmen Arjan- tin'in hareket alanının çok dar olduğunu vurgu- ladı. Sıfır bütçe açığı prog- ramının, uygulanması son derece güç bir istik- rar tedbiri olduğunu, öy- le ki Arjantin bunu ka- bul etmemiş olsa IMF olarak "önermeye cesa- ret edemeyeceklerini" söyleyen Fischer, "So- run, yeniden ekonomik büyümenin sağlanıp sağ- lanamavacağı \e sağJa- nacaksa bunun ne za- man olacağKtır" dedı. Durgunluğa girllmedi Dünya ekonomisinde- ki gelişmeleri de değer- lendiren Fischer. "dün- ya ekonomisindeki duru- mun çok rahatsıznk veri- ci ve birçok gelişmekte olan ülkeiçin zor olduğu- nu. ancak henüz bir dur- gunluğa girildiğini dü- şünmediğini" belirtti. Tokyo Borsası'nda tarihidüşüş Japon ekonomisindeki karamsar tablo ve Wall Streefte yaşanan düşüş nedeniyle Tokyo Borsası'nda Nikkei 225 EndcksL 17 yıldan bu yana ilk kez 11 bin puanın altına indi. Nikkei 225 Endeksi dün yüzde 1.9 oranında düşerek 10 bin 979.76 puandan kapandı. Lzmanlar, ekonomideki daralmanın sürmesiyle Japon bankalannın var olan borçlanna yenilerinin eklenmesinin hisse senetleri pi\ asalannı tedirgin ettiğine işaret ettiler. (FotoğrafıREUTERS) Dünya Ticaret Örgütü'nün toplantısında anlaşmaya vanlması zor görünüyor Aynm keskiııleşiyor ARJANTİN'E 400 MİLYON DOLAR Dünya Bankası'nın reform kredisi Ekonomi Ser\isi - IMF'nın \aat ettiği 22 mılyar dolarlık kredinin ardından Dünya Banka- sı da Arjantin'e 400 mil- yon doİarhk kredi vere- ceğinı açıkladı. Kredi- nin, sosyal programlar. saglık sigortaları, vergi ve yönetim reformları konusundakı düzenle- melerin geliştitelmesi için verildiği kaydedildi. Kredinin ilk yansı aci- len. ikinci yarısının da anlaşma tamamlandık- tan sonra gönderileceği belirtildi. Dünya Banka- sının Arjantin'e 2001- 2002 dönemi için ver- meyi öngördüğü 2.4 milyar dolarlık kredinin, 15 yıh kapsayan geri ödemesı üç yılhk bir dö- nemden sonra başlaya- cak. Ekonomi Servisi - Dünya Tica- , ret Örgütü'nün (DTÖ) Seattle'da kesintiye uğrayan görüşmelerini yeniden başlatmaya yönelik ha- zırlıklar sürerken zengin ve yok- sul ülkeler arasında dış ticaretin serbestleştirilmesi konularında yoğunlaşan anlaşmazlık kolay kolay çözüleceğe benzemiyor. Zenginler kapılann bir an önce kendilerine açıimasını beklerken yoksul ülkelenn içinde yer aldığı bir grup. ilk adımın gelışmiş ül- kelerden gelmesi gerektiği konu- sunda ısrar ederek DTÖ'dekı ül- keler arası eşitsizliğin ortadan kaldınlmasını istiyor. DTÖ Başkanı Mike Moore \e 17 ülkenin bakanlan, Meksika'da bir araya gelerek, 9-13 Kasım'da Katar'da yapılacak DTÖ zirvesı- ne yönelik taleplerı tartıştılar. Başkent Mexico City'de bir haf- • Başkent Mexico City'de bir haftadır süren toplantılarda, Cenova'da hazırhklan tamamlanamayan görüşme takvimi ile ilgili son hazırhklar yapıldı. Ancak gelişmekte olan ülkeler, ABD, Avrupa ve Japonya"dan gelen 'ticareti serbestleştirme, gümrükleri sıfırlama' gibi talepleri karşılamakta pek de hevesli davranmıyor. tadır süren toplantılarda, Ceno- va'da tamamlanamayan görüşme takvimi ile ilgili son hazırhklar yapıldı. ABD ve Avrupa. Katar'ın baş- kentı Doha'da yapılacak zırvede, gelişmekte olan ülkelenn 1994 Uruguay Turu'nun ardından ser- best ticaretin 'nimetlerini' gör- müş olduklarını ve görüşmelerin daha kolay geçeceğini umut edi- yor. Buna karşılık özellikle geliş- mekte olan ülkeleri temsilen Hin- distan, gelişmiş ülkelerin pazar- larını açma konusunda kendi üzerlerine düşeni dahi yapmadık- larını vurguluyor. Geçen hafta Hindistan önderliğinde Güney Asya ülkelen bir toplantı yapa- rak, Doha'da gelişmekte olan ül- kelerin DTÖ'deki eşitsizliğini gi- derecek bir strateji belirlemeye çalıştılar. Türkiye MAI ve Küre- selleşme Karşıtı Çalışma Gru- bu'ndan alınan bilgilere göre ise DTÖ'nün Doha'da yapılacak 4. bakanlar konferansının resmi ola- rak açıklanmayan gündemınde şu maddeler yer alıyor: • Tarım, • Hızmetler (GATS- Hizmet Ticareti Genel AnJaşması). • Uyuşmazlıklann Çözümü (Uluslararası Tahkim). • Tarım dışı ürünlerin dünya piyasalanna girişinin kolaylaştı- rılması (Gümrük Vergilerinin Sı- fırlanması), • Ticarete tanınan kolayhkların genışletilmesi, • Hükümet çalışmalarında şef- faflığın sağlanması. • Hükümet satın almaları (Go- vernment Procurement). • Yatınmlar (MAI-Çok Taraf- lı Yatınm Anlaşması). • Rekabet. Ayrıca, anti-damping, ticaret ve çevre, TRJPs. elektronik tica- ret ve sınırötesi ticareti kolaylaş- tırıcı düzenlemeler gibi konulara da Doha'da yer verilebileceği be- lirtıliyor. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Polis, Basın ve Devletin Kara Yüzü ilk çömlek. polisın, Üzeyir Garih'i 13 yaşında "ti- nerci" bir çocuğun öldurdüğünü açıklamasıyla pat- lamıştı. iddia kargalan güldürdü tabii. Hadi basın klasik alışkanlığı ıçınde hiç sorgulamadan kendisi- ne sunulan bu "malı" manşetlere çıkardı diyelim; pe- kı Içişleri Bakanlığı koltuğunda oturan "uzman po- litikaa"r\\n da kamuoyunu yanıltmasına ne diyelim? Garih gibi yapılı bir ınsanı 13 yaşındaki bir çocuğun 8 bıçak darbesi ile öldürme olasılığının imkânsıza ya- kınlığını görmek için, "zan/ı"nın 13 degil 8 yaşında olması mı gerekiyordu? Çocuğun tinerle de ilgisı yoktu. ilk bulunan kanlı çuvalı da polısin attığı anlaşıldı. Çocuğun bir itirafta da bulunmadığı ortaya çıktı. Ayrıca, baskı ile itiraf etseydi, katil çocuk mu ola- caktı? Bir taraf, soruşturma ve bilgi toplama tekniğine ne kadar yabancı kaldığının, aceleciliğin ve acemiliğin yenı örneğini verirken; diğer taraf da gazeteciliğin haberı en sıradan aklın ve eleştirinin süzgecinden bi- le geçirme gereğinı -yeniden- duymuyordu. Polis ve basın elbirliğıyle. geride, işinden olan ve yıkılan bir aile bıraktı. • • • ikinci felaket önceki gece TV haberlerinde yaşan- dı. Reha Muhtar, soruşturmayı sürdüren en "üst düzeyyetkililerden" aldığı haberi "sıcağı sıcağına" ağır ağır okuyordu... TV'ler, polisin bu defa zanlı bir askerin izini bulmasıyla ilgili bütün gelişmeleri nere- deyse canlı yayın olarak bütün Türkiye'ye izletiyor- du. Zanlının kardeşı konuşturuluyor, zanlının "şusı- rada" hangi otobuse bındığı ve nereye doğru git- mekte olduğu bildırıliyordu! Adam öldürülür ve başına bir şeyler gelirse, so- ruşturmanın büyük darbe alacağı belli değil mi? Yoksa, zanlının kanlı pantolonu vb. hazırlanan böyle bir senaryonun parçası mı? Kamuoyunu, ka- çağın yüzde yüz katil olduğuna inandıracak herşe- yi hazııiadıktan sonra, adam vurulmuş veya bulun- mamış, bir önemi kalır mı? Böylece dosya da kapanmış olmaz mı? Ve cınayet aslında bütünüyle esrar perdesi altın- da kalmaz mı? Eğer bir kasıt yoksa, tam bir rezalet... Umarım korkulan olmaz ve böyle senaryolar ya- zılmaz... • • • Bir soruşturmanın bu kadar açık ve hiçbir gizliliği olmadan sürdürülmesi ancak ülkemizde görülebilir. Polis ile basın arasında gızli-açık bir işbirliği sürü- yor. Reha Muhtar veya yazılı ve görsel basının diğer yayın yönetmenlerı, ıstihbarat şefleri ve ilgili muha- birleri "üst düzeyden" veya "alt düzeyden" aldıkla- rı bilgileri hemen yayınlıyorlar. Ancak ışın bir de diğer yönü var, aynı zamanda polis veya ıstihbarat bırımleri de yayılmasını istedik- leri kimi doğru, kımı yanlış, kimi de güdümlü haber- leri, yine aynı kanalları kullanarak kamuoyuna yan- sıtıyorlar. Orneğin yine Reha Muhtar'ın Mumcu suikastın- da önemli bir tanık olarak ortaya çıkan kişiyi, DGM savcılığının "emir ve kumandası" altında, nasıl bir yalancı tanık olduğunu göstermeye çalıştığı, unutul- maz bir "gazetecilik örneği"d\r\.. Bu tür "gazeteci- likler" de aslında sahıplerının peşini hiçbir zaman bı- rakmaz!.. Basın ve polis bu nedenle öteden beri birbirinin sırtından geçinır durur. Hıçbirtaraf da ilişkınin değişmesini ıstemez... On- ca basın konseylerıne ve gazetecilik ahlak dersleri- ne rağmen!.. • • • Polisin bu paldır küldürlüğü genel bir çizgi olarak her şeyde var. Devlet. polis ve adaletle yurttaş ara- sında çok haklı temellerı olan güvensizlik, ülkemi- zin temel sorunlarından. Son olarak Edremit'te ka- rakoldan ölüsü çıkan 16 yaşındaki gencin "kendini astığı" savı, polisin bütün mılleti aptal yerine koy- masının her zaman yaşadığımız tıpik bir ömeği. Zanlılar veya polisin eline düşenler durmadan ya karakolda kendini asar ya emniyetten kendini aşa- ğı atar. Hiçbir "siyasi" de bu durumu değiştirmez. Bu aşağılık sistem de, hükmünü tam randıman ve kapasite sürdürür gider. Sema Pişkinsüt'ün, Türkiye'nin yüzünü ak çıkar- tacak yenı birsistemin kurulması için yaptığı girişim- ler, Türkiye devletinin bu kara yüzüne bir demokra- tik elin dokunulmasına, en üst düzeyde tepkilerle karşılaşmadı mı? Adalet Bakanı, tanhe geçecek bir yüz karası ola- rak Sema Pışkinsüt hakkında soruşturma açmadı mı? içişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğunda, Yüce- len, insan haklarına saygılı bir soruşturma sözü ve- rerek işe başlamıştı. Ancak onun kastettiği, Seyaz Enerji Operasyonu'na bulaşan ANAP'ın kullandığı bürokrat, ışadamı ve siyasileri kurtarmaktı herhal- de!.. Yoksa?! obursali " biMmmerkezi.org.tr MUSTAFA BALBAY'DAN YENİ BİR ARAŞTIRMA KİTABI Bu kitapto yer alon konuiarın j tömü gercektir. Türkiye'nin 9O'lı yıllorma domgasını vuran, banko bosaltmalarındon küçük bir kesiti aktormoktodır. Demireller oilesinden | yeğen I. Yahyo, 1970'li yıllorda hayali ihracat yöntemini gelistirmisti. 9O'lı yıllarda ise yeğen II. Yohya, i cepten poro borcomadan bonko | sahibi olup, kendi bankasının icini bosaltmoya gîrtşen bir ktşi olarak îarihtekî yerini aldı. ı Müstofo BALBAY, Y. Murot Oemirel'in eserlerini yazdı. Siz de okuyun. KİTAPÇINIZDAN İSTEYİNİZ. KONUR SOKAK 27/106640 KIZILAY - ANKARA TEL: (0312) 419 38 26 • 27 FAKS: (0312) 417 56 68
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle