Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2001 SAL
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Kent Dinamiti
Türkiye'nin tanınmış kişilerinden, Türk iş dün-
yasının önde gelen isimlerinden, başanlı işa-
damlanmızdan Üzeyir Garih'in ölümü, bu sa-
trriar yazılırken esrannı koruyordu; ne yazık ki,
daha uzun süre de koaıyacak gibi görünüyor.
Biz Üzeyir Bey'in katli üzerinde, yalnız bizim
değil, polisin de elindeki cılız veriler ışığında
varsayımlar öne sürecek, kimi noktaları tartış-
maya kalkacak değiliz.
Ancak olayın ortaya çıkmasından hemen
sonra, şüphelerin bölgede yaşayan 13 yaşın-
daki bir tinerci çocuk üzerinde toplanması ve
toplurnun bunu, görünüşteki bazı garipliklere ve
çelişkilere aldırmadan kabul etmesi düşündü-
rücü.
Neyse ki polis, gerek maktulün kimliği gerek
katil zanlışının çelimsizliği ve psikolojik durumu,
gerekse Üzeyir Bey'in vücudundaki bıçak ya-
ralannın nitelikleri yüzünden önce sanık olarak
ilan ettiği kişiyi serbest bıraktı.
Ve "daha korkunç olasılıklar", planlı bir cina-
yet girdi gündeme.
Evet çoğu kişi, planlı cinayeti daha korkunç
bir olasılık olarak niteliyor veya bu tür niteleme-
leri garipsemiyor.
Nedenini anlamak ise oldukça güç. Aslında
nedensiz veya üç kuruşluk cinayetler, planlı si-
yasi cinayetler kadar, hatta onlardan da daha
korkunç.
•••
Cumartesi günü, 13 yaşında bir tinerci çocu-
ğun sanık olarak ilan edilmesinin, ilk bakıştaki
garipliklerine karşın toplumu şaşırtmaması,
üzerinde dikkatle durulması gereken bir olgu.
Büyük kentlerimizde yaşayan insanlar, tiner-
ci, işsiz, uyuşturucu tutkunu vb. oluşan guç dal-
gasından dehşete düşmüş durumda.
Gazete sayfalan, TV ekranları her gün kap-
kaççılann saldınsına uğrayan, ağır yaralanan
insanlann haberleriyle doluyor. -
Bunlar hızla artıyor.
Ekonominin dinamiğini, kentlerin estetiğini
ve denetimi ile yaşam uyumunu sağlayamayan
bir ülke, metropollerini dinamit olmaya doğru
yöneltiyor.
Birkaç yıl önce Istanbul'da düzenlenen bir
toplantıda, bugünkü Fransız Başbakanı LioneJ
Jospin, 21. yüzyılda kentlerin savaşlar kadar
önemli birer çatışma ortamına dönüşeceğini
söylüyordu.
Nitekim şu anda, son yıllardaki parlak eko-
nomik büyüme trendi yavaşlamış bile olsa hiç
değilse ekonomik durgunluk ve bunalımın uza-
ğında olan, Fransa'nın başkenti Paris'i çevre-
leyen banliyöler, adeta cehennemi bir suç ku-
şağına dönüşmüş bulunmaktadırlar. Tabii var-
sıl banliyölerden değil, göçmenlerin, HLM'ler-
de oturan düşük gelirlilerinin semtlerinden söz
ettiğimi belirtmeye gerek yok sanınm.
•••
Istanbul'un durumu ise çok daha vahim. Her
beş yurttaşımızdan birinin yaşadığı bu kent,
Türkiye'nin birçok bölgesinin çözülemeyen so-
runlannın yansrtıldığı bir odak haline gelmiş bu-
lunuyor. Güneydoğu'nun etnik, Doğu ve Orta
Anadolu'nun işsizlik, Karadeniz'in topraksızlık
sorunları olduğu gibi, onları çözmenin gittikçe
daha güçleştiği bu kente ve varoşlanna yansı-
yor.
Sözü edilen yansıma, hem sosyal ve siyasal
yapıda onanlması güç yaralar açarken hem de
metropoldeki mal ve can güvenliğini büyük öl-
çüde tehlikeye sokuyor.
Vatandaş bu durumda polisin yetersizliğin-
den yakınıyor. Halbuki olay, polisiye değil, sos-
yal ve ekonomik. Çözülmeyen sosyal sorunla-
nn yanı sıra, gittikçe artan ve söylemesi hoş ol-
masa da, daha da artacak olan ekonomik güç-
lükler yüzünden artık istanbul suç odağıdır. Eği-
timsizi gibi eğitimlisi de işsiz, umarsız, gelece-
ği karanlık, akranlannın büyük tüketim çılgınlı-
ğı veya aşın varsıllığı karşısında öfkeli hatta kin
dolu bireylerin sayıları gittikçe artıyor. Banların
her biri toplumun potansiyel suçlularıdır.
Istanbul'da suç patlamasının eli kulağında.
İstanbul dünyanın en büyük dinamiti olma
yolunda.
Baro: Cizliliğe uyulmadı
Polis yine lıııkııka
aykırı davrandı
tstanbulHaberServi-
si- İstanbul Barosu Ço-
cuk Haklan Komisyo-
nu'ndan Avukat Seda
Akço, Üzeyir Garih ci-
nayetinin zanlısı oldu-
ğu iddiasıyla gözaltına
alınan 14 yaşındaki ço-
cuğun, hukuk dışı uy-
gulamalara maruz kal-
dığını savundu.
Çocuğun, çocuk
mahkemesi savcısı ta-
rafindan gizlilik ilkesi-
ne uyularak sorgulan-
madığını söyleyen Ak-
ço, "Bir çocuğu gözalö-
na alıyor, suçlu olup ot-
madıgııu bilmeden zan-
h ilan edip ailesini, ar-
kadaşlannı teşhir edi-
yorsunuz, ileriki yaşan-
üsını düşünmüyorsu-
nuz. Bu davranışlarla
Türkiye'de hukuku sağ-
faunak mümkün değü"
dedi.
Seda Akço, Garih ci-
nayeti zanlısı olarak
gösterilen 14 yaşındaki
F. N.'nin, gözaltına alı-
nif biçimini hukuki cer-
çevede değerlendirdi.
Polisin yaptığı işlemler-
deki hukuka aykınlığın
bu olayda da sürdüğünü
belirten Akço, lçişleri
Bakanlığı genelgesi ile
çocuklarla ilgili gözal-
tına alma yönetmeliği-
ne göre çocuğun, çocuk
polisi ve Çocuk Mah-
kemesi savcısı tarafın-
dan sorgulanması ge-
rektiğini vurguladı.
Akço şöyle devam
etti: "Polisin gözalönda
tutmabiçimi,yeri,süre-
si hukuka aykm. Yaka-
lamada, gizlilik ihlal
edildi. Çocuğunyeniden
yakalanması da huku-
ka aykın. Yeni bir deti!
elde edilmediği takdir-
de çocuklar tekrar gö-
zaltına alınamaz. CMay-
da 'bayağılaşmış hukuk
ihlali' var."
Basının olaya yakla-
şımını da eleştiren Ak-
ço, sergilenen tavnn
hukukun nasıl uygula-
nacağını etkiledigini id-
dia etti.
6 kişinin gözaltına alındığı olayla ilgili gelişmeleri Israil Gizli Servisi MOSSAD yakından izliyor
Garih soruşturması kördüğümİstanbul Haber Servisi - Işadamı Üzeyir Ga-
rih cinayeti kördüğüm oldu. İlk gün 'zanlı' ola-
rak açıklanan 13 yaşındaki çocuğun serbest bı-
rakılması, "Polis acetecidavrandr değerlendir-
mesine yol açtı. Polis. cinayetle ilgili biri kadm
6 kişiyi Istanbul'un çeşitli yerlerinde gözaltına
aldı. Cinayetin ardından Istanbul'a geldiği ileri
süriilen MOSSAD ekjbinin, İstanbul Emniyet
Müdür Vekili Hasan Özdemir'le görüştüğü de
iddia edildi.
F.N., Eyüp Cumhuriyet Savcısı Hasan Yü-
maz'ın istemi üzerine babası tarafından dün ye-
niden adliyeye getirildi. Eyüp Adli Tabipli-
ği'nden "farik mümeyyiz (iyiyi, kötüyü, eğriyi,
doğruyu ayırteden)raponı" alan F.N.. daha son-
ra soruşturmayı yürüten Savcı Hasan Yılmaz'a
ifade verdi. Savcı Yılmaz'ın serbest bıraktığı
F.N., adliye çıkışında yaptığı açıklamada, Üze-
• Çinayetin hemen ardından katil zanlısı olarak gözaltına alınan F. N'nin
serbest bırakılmasıyla soruşturmada en başa dönülürken bir MOSSAD ekibinin
cinayetle ilgili olarak üst düzey emniyet görevlileriyle görüştüğü iddia edildi.
yir Garih'i ilk defa olay günü gördüğünü ve
kendisine 200 bin lira verdiğini belirterek "On-
dan sonrasını bilnıiyorum.Ben mezarhğagirme-
dim" dedi. Polisin gözaltındayken tişörtünü \e
pantolonunu çıkarttırdığını savunan F.N., "Be^
ni buz gibi bir yere götürdüler. Yanm saat bek-
lettiler. "Bu işi sen yaptın, doğruyu söyle, kafanı
kopartınz' dedikr" diye konuştu.
Baba Hasan N. de oîay günü öğle saatlerinde
polisin cep telefonu çaldığı iddiasıyla oğlunu
aradığını söyledi. Polislerle birlikte oğlunu las-
tikçiden aldıklannı anlatan Hasan N., polisin
oğluna sadece bir tokat attığını söyledi. Olay ne-
deniyle mağdur duruma düştüklerini ifade eden
Hasan N., 9 yıldır çalıştığı tekstil atölyesindeki
işinden de çıkanldığını belirtti.
Yürütülen soruşturmada en önemli deliller-
den biri olarak kabul edilen Garih'in kayıp cep
telefonunun bulunduğu yönündeki haberler ise
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan ya-
zılı bir açıklamayla yalanlandı.
İsrail soruşturmayı izliyor
Israil, Üzeyir Garih cinayetinin ardından sür-
dürülen soruşturmayı yakından izliyor. Türki-
ye ile Israil arasında yakınlaşmayı başuıdan be-
ri destekleyen Garih'in öldürülmesi, Israil tara-
fında da derin üzüntüye neden oldu. lsrailli yet-
kililer, Garih'in ölümünün büyük bir kayıp ol-
duğunu belirtirken soruşturmayı yakından izle-
diklerini kaydettiler. Yetkililer, Garih'in Türki-
ye Cumhuriyeti vatandaşı olması nedeniyle Is-
rail'in şu an için devreye girmesinin söz konu-
su ounadığını belirttiler. Ote yandan bir MOS-
SAD ekibinin cinayetle ilgili olarak İstanbul
Emniyet Müdür Vekili Özdemir ve üst düzey
görevlilerle görüştüğü iddia edildi. Özdemir'den
cinayetle ilgili bilgileri aldıklan ifade edilen ls-
railli yetkılilerin, Garih'in öldürülmesiyle ilgi-
li olarak yaptıklan görüşmelerin dışında, ayn bir
çalışma yürüttükleri ileri sürüldü.
Israil'den akşam saatlerinde lstanbul'a gelen
Israil'in İstanbul Başkonsolosu Amira Armon.
cinayetle ilgili MOSSAD'dan birekibin Türki-
ye'ye gelip gelmediğine ilişkin bir soruya kar-
şılık, Türk polisine güvendiğini söyledi.
ADALET BAKANI Tl'RK:
Siyasi boyut
henüz yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adalet Bakanı HikmetSami Türk. Alar-
ko Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Üzejir Garih' cinayetinde "henüz siyasi
ve>a örgütsel yan buJunamadığınr söy-
ledi. Başlangıçta. olayın örgütsel yönü
olmadığmın "kesin kanaat" şeklinde ol-
duğunu, ancak daha sonra cinayeti bir-
den çok kişinin işledigi şüphesinin yo-
gunlaştığını kaydeden Türk. "Ama bir-
den çok kişinin bir fiile iştirak etmesi,
mutlaka örgütiü suç anlanuna gelmez"
diye konustu.
Adalet Bakanı Türk, Hâkimler ve Sav-
cılar Eğitim Merkezi'nde yargının 39.
son dönem, idari yargının 11. hazırlık
dönemi eğitiminin başlaması dolayısıy-
la düzenlenen törende yaptığı konuşma-
nın ardından gazetecilerin Garih cinaye-
tine ilişkin sorulannı yanıtladı.
Çinayetin ardından, bir kişinin zanlı
diye açıklanması ve daha sonra bu kişi-
nin serbest bırakılmasma ilişkin değer-
lendirmesinin sorulması üzerine Türk şu
yanıtı verdi:
"ÜzeyirGarih cinayetinde başlangıçta
şüpheier bir kişi üzerindetopiamyordua-
ma daha sonra farkb yönleri olduğu or-
taya çıkn. Yapüan açıklamalarve başian-
gıçta getirilen kanaader, daha sonra or-
taya cıkan yeni boyııtlar arasındaki farkı
yansrtmaktadu*. Olay soruşturmaaşama-
suıda." Örgütsel bir bağlantısının bulu-
nup bulunmadığının sorulması üzerine
de Türk, "Olayın birden çok kişi tarafın-
dan gerçekleştirilmiş olduğu şüphesi çok
laıvvetli bir şüphe olarak ortaya çıkmış-
or. Ama birden çok kişinin bir fiille işti-
rak etmesi mutlaka örgütiü suç anlanuna
gelmez" dedi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
Cinayette Hizbullah kuşkusuVurtHaberleri Servisi- Üzejir Garih cina-
yetinde polis, şeriatçı terör örgütleri üzerin-
de de duruyor. Bazı militarüann. Musevi işa-
damlanna yönelik eylem yapılacağı konu-
sundaki eski ifadelerinden yola çıkan güven-
lik birimleri, geçmişte bıçaklı eylemlere gi-
rişen Hizbullah'tan kuşkulanıyor.
İlk zanlılarla sonuca ulaşamayan polis,
"Garih cinayetinde örgüt >ar mı" sorusuna
yanıt bulmaya çalışıyor. Çinayetin profesyo-
nelce işlendiğinin belirlenmesi ve iz bırakıl-
mamasından yola çıkan uzmanlar, Hizbul-
lah 'ın olayla bağlantısı olup olmadığını da
belirlemeye çalışıyor. Uzmanlar, örgütün
benzer eylemlerini mercek altına alıyor.
Haziran ayında yakalanan Hizbullahçı
Bedran Selamboğa'run, Israil Başkonsolus-
luğu ve bazı Musevi işadamlanna yönelik
eylem yapılacağı. AbduhahapEkinci'nin de
Istanbul'da "sesgetiricieylemler'"e girişilece-
ğine yönelik açıklamalan, polisin Hizbullah
kuşkusunu arttınyor.
Itirafçı aynı gün öldürüldü
Kuşkunun bir başka dayanağı, Ekin-
ci'nin,
tt
sesgetirici"olarak tanımladığı eylem-
lerden birinin Garih'in öldürüldüğügünger-
çekleşmesi. Üzeyir Garih'in öldürüldüğü sa-
atlerde. Hizbullah itirafçısı Şaban ElaJtunte-
rin ile oğlu Mehmet Esenler'de çapraz ateşe
tutularak katledildi. Eylemin.
tt
Orgût içi in-
faz" olduğu öne sürüldü.
Güvenlik birimleri Elaltunterin'in Garih'le
aynı günde öldürülmesini dikkat çekici bu-
luyor.
Bıçak da kullanıyoriar
Hizbullah eylemlerini genellikle Takarov
marka tabancalarla yapıyor. Ancak örgüt
geçmişte hedeflerine yönelik yüzlerce satır-
lı saldın gerçekleştirdi, bazen de bıçak kul-
landı. Bıçaklı eylemlerden biri 9 Ekim
1997'de, Içel'in Tarsus ilçesinde. Imam Ha-
tip Lisesi Müdür Yardımcısı Mustafa Öz-
kan'm öldürülmesi. Polis cinayeti çözmeye
çalışırken, bir gün sonra Cengiz Topel Lise-
si öğretmeni Oktay Bulun, tabanca ile öldü-
rüldü. Şeriatçı gazetelerin "namus cinayeti"
diye tanımladığı eylemlerin ardında Hizbul-
lah olduğu 3 yıl sonra ortaya çıktı.
Demirel: Olay vahşet
Başsağlığı
ziyaretleri
sürüyor
İstanbul Haber
Servisi - Işadamı Üze-
yir Garih'in öldürül-
mesinin ardından
Aiarko Holding'in
Ortaköy'deki merkez
binasında, oğlu İzzet
Garih ile Yönetim
Kurulu Başkanı ts-
hak Alaton'a taziye
ziyaretleri sürdü.
Aiarko Holding'de
dün Alaton'u ziyaret
edenler arasında 9.
Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirei, par-
ti genel başkanlan, iş
çevrelerinden çok sa-
yıda kişi ile bazı ül-
kelerin konsolosluk
yetkiiileri yer aldı.
Demirel, Garih'in öl-
dürülmesine çok
üzüldüğünü belirte-
rek "Vahşettir" dedi.
Milli Eğitim Bakanı
Metin Bostancıoğiu
da Garih'in, eğitime
deçok büyük hizmet-
ler verdiğini vurgula-
yarak "Ona yapılan
saldın, sadece Garih
ailesine değil, Türki-
ye'deki güzei insanla-
rayapıltnışbir saldın-
du-*" dedi.
İlhan Kesici ise zi-
yareti sonrasında ga-
zetecilerin sorulanna
şu yanıtı verdi: "Ben
devletin sadece basit
bir dnayet oimuş otea
ble 'Acaba arkasmda
bir şey var mıdır' di-
ye bir özen gösterece-
ğj kanaatindeyimr
Liberal Demokrat
Parti (LDP) Genel
Başkanı BesünTîbuk
Garih cinayetinde
planlı bir olay kuşku-
su bulunduğunu söy-
ledi. TÜSİAD Yöne-
tim Kurulu Başkanı
TuncayOzöhan, Boy-
ner Holding Murah-
has Üyesi Cem Boy-
ner, TOBB Başkan-
vekili Yavuz Zeyti-
tıoğJu. işadamlan Er-
doğan Demirören,
Kemal Şahin. Adnan
Polat, Ergun Gürsoy.
NuriÇolakoğlu, ISO
Meclis Başkanj
ÖmerDinçkök ile sa-
natçı ErolEvgin'in de
aralannda bulunduğu
çok sayıda ziyaretçi
ve bazı ülkelerin kon-
solosluk yetkiiileri ta-
ziye ziyaretinde bu-
lundular.
Pteres'den mektup
Israil Dışişleri Ba-
kanı Şhnon Peres, Ga-
rih'in ailesine mektup
göndererek başsağlı-
ğı diledi.
Almanya Federal
Parlamentosu'ndan
Yeşiller Partisi üyesi
Cem Özdemir ile Av-
rupa Parlamentosu
üyesi Ozan Ceyhun
yaptıklan ortak açık-
lamada Garih cinaye-
tini. fakirlik ve ceha-
letin korkunç bir bo-
yuta ulaşmasınm gös-
tergesi olarak değer-
lendirdiler.
CHP Genel Başka-
nı Deniz BaykaL yap-
tığı açıklamada. ulus-
lararası terör örgütle-
rinin Türkiye'yi yön-
lendirme ve etkileme
amacıyla bu çinayetin
arkasında yer alıp al-
madıklannın dikkatle
incelenmesi gerekti-
ğini ifade etti.
Türkiye Hahamba-
şılığı'ndan yapılan
açıklamada ise dün,
Adapazan'nın Arifi-
ye beldesinde açılışı
yapılan Arifiye Dost-
luk Ilköğretim Oku-
lu'nun adının "Arifi-
ye Dr. Üzeyir Garih
Dostluk nkögretim
Okulu" olarak değiş-
tirildiği belirtildi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Üniversiteye öğrenci yerieştirme
sınavlan ve bu sınavlarda başarı
göstermek için uygulanan siste-
min mantıksızlığını eleştiren yazı-
ma, öğrenci ve öğretmenlerden
mektuplar aldım. Gelen tepkiler-
den de anlaşıldığı kadanyla bu üni-
versite yerleştirme sistemi, tam
Türkiye'nin içinde bulunduğu du-
rumu şimdiki yansıtıyor.
Kendi yaşadığımız ve çevremiz-
de yaşananlardan görebildiğim ka-
danyla bu sistemi hazırlayanlar,
sanki 12 Eylülcü sistemi tam anla-
mıylaruhlannasindirmişler. Birya-
kınım, özel yetenek sınavıyla öğ-
renci alan bir yere girmeye hazır-
lanıyor. Gelin görün ki, o sınava gi-
rebilirmi, giremez mi, girerse nasıl
bir puan hesaplamasıyla yüz yüze
gelir, bir türlü çözemiyoruz.
Puan hesaplama sistemindeki
karışıklıklar, yeniden yapılacak ye-
tenek sınavındaki karışıklıklardan
başımızdöndü. Bütün bu kargaşa-
nın ardında, gençlerin henüz lise-
ye yeni başlarken seçtikleri bölü-
me girmeye zorlanmalan yatıyor.
Baştan bir kere sözel, dil ya da sa-
yısal ağıriıklı olan bir bölümü seç-
•• •
Universite Smav Sisteminin Mantığı(!)
tiğiniz an, bir daha değiştirme şan-
sınız sıfıra iniyor.
Sistem o kadar karışık ki,. hangi
bölüme nasıl gireceksiniz, sınav ki-
tapçığı üzerinde günlerce araştır-
ma yapmanız gerekiyor. Bu da yet-
miyor, dershanelere soruyorsunuz.
Her sene yapılan değişiklikler yü-
zünden dershanelerin bile hesap
yapmakta, sistemi açıklamakta
zoriandıklanna tanık oluyorsunuz.
• • •
Çarpıklığın yol açtığı sonuçları
göstermek amacıyla gelen bazı
mektuplan sizlerle paylaşmak isti-
yorum: "Yazınız (Geçen hafta yaz-
dığım yazıdan söz ediyor) tama-
men benim içinde bulunduğum
durumu anlatıyor. Ankara 'da Ana-
dolu lisesinde okuyorum. Sınava
gelecek sene gireceğim. Lise 1 'in
sonunda öğrencilerden bir alan
seçmeleri isteniyor. Ben de TM
(Türkçe-matematik) alantnı seç-
miştim. Bu seçimler sırasında ke-
sin olarakbelirteyim ki, meslek ter-
cihi hiç dikkate alınmıyor. öğren-
ciler, yalnızca o güne kadarkiders-
lerine ve ilgilerine bakarak bir se-
çimyapıyoriar. Çoğu insan için bir
meslek seçmek, sınavpuanları eli-
ne geldiğizaman güncelleşiyor ve
o zaman da birçok bölüm içinden
'Ne çıkarsa bahtıma' mantığıyla
tombala seçergibi bölüm (meslek)
seçiliyor."
Umut Kol'un daha sonra kendi
yaşadıklanna ilişkin anlattıklan, bu
sistemin ne kadar saçma olduğu-
nu gözler önüne seriyor: "Ben du-
rumun ciddiyetiyle daha erken
karşılaşîım ve bu sene içinde (lise
2) kendime uygun bir meslek ara-
maya koyuldum. Sonuçta kendi il-
gi, yönelim, hayattaki idealler, iş
imkânı vb. gibi birçok noktayı dik-
kate alarak sinema-televizyon ala-
nının hayatta mutlu olmamı sağla-
yacak tekalan olduğuna kararver-
dim."
Umut Kol, işte bu noktada yaşa-
dığı düş kırıklığını şöyle dile getiri-
yor: "Ancak gördüm ki, sinema-
televizyon bölümü TS (Türkçe-
•sosyal) alanından seçilebiliyor.
Ben, bunun üzerine benimle duru-
mu aynı olan yaklaş/k 10 arkadaş-
la birlikte alan değişikliği için okul
idaresine dilekçe verdim. Ancak
okul idaresi bir TS sınıfı açmak is-
temiyor. Çünkü bu alanın başarı-
sız öğrenciler tarafından seçildiği
düşünülüyor.
Oysa ki, hepimizin tiyatrocu, si-
nemacı, gazeteci olmak gibi ide-
alleri var. Okul bizi Ankara'nın bir
başka ucundaki okula göndermek
istiyor. O okul, benim evimden
yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta.
Yani her dakikanın önemli olduğu
geleceksenemin hergün üç saati-
niyolavermekdurumundayım. Ya
da okulda kalarak istemediğim bir
mesleği hayatım boyuncayapmak
zorundayım.
Ancak sınavla girdiğim Anadolu
lisesinden sırf kendi ideallerim ve
yapmak istediğim bir meslek var
diye gönderilmeyi kabul edemiyo-
rum. Biz ileride lise yıllarımızı 'Ne
güzel günlerdi' diye değil, ilkkazı-
ğı yediğimiz günler olarak hatıha-
yacağız."
Umut, mektubunu bir umutla da
noktalamayı ihmal etmiyor: "Ba-
karsınız birgün Cumhuriyet TV'de
çalışınm ve sizinle birprogramya-
panz."
Bir eğitimci Selahattin Özakın
ise şunlan söylüyor: "Sorunun bu
boyutlara varmasının sorumlulan,
12 Eylül karanlığının gölgesinde
gelişen bataklıkta büyüyen siyasi
anlayışlanyla ülkeyi yönetme iddi-
asında olan siyasilerdir. Yazboz
oyununa çevrilen eğitim sistemi,
siyasi malzeme olmaktan çıkarıl-
madıkça, tüm eğitim kurumları,
anayasanın güvencesinde bir
özerkliğe kavuşturulmadıkça, öğ-
retmen yetiştiren kurumlar, çağın
teknolojisiyle donatılıp yeniden
açılmadıkça bu ülkenin esenliğe
kavuşması olası görünmüyor."
Diğer mektuplarda da benzer
sorunlardilegetiriliyor. Sonuç, üni-
versiteye giriş sınavlarının tez el-
den değiştirilmesi, itaat ve otorite-
ye boyun eğme yerine yaratıcılığı,
bilgiyi ve muhakemeyi esas alan
bir sınav sistemine geçilmesidir.