Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IAĞUSTOS 2001 SAU CUMHURİYET SAYFA
17
a
otatıâaak...
hnrdaım,
mezardMm!
TeUQ.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta*. denizsûm©cumhuriyet.com.tr
- Ecevit'in umudu,
yastık altındakiparalarmış..
"Umudumuz Ecev'rtte
umutsuz son!"
Cine
Istanbul'dan bir
vatandaş, 544122
numarayla üye olduğu
"Multi Canal-Cine
5"ten süresi bitince
ayrılmaya karar
vermiş... Ama şifre
çözücüyü geç teslim
ettiği için haziran
ayında kredi kartı
hesabından 100 dolar
karşılığı yeni dönem
aidat parası kendisine
sorulmadan
çekilip ^
alınmış... 28
Haziran'da da
gidip şifre
çözücüyü teslim
ettiğinde paranın 30 iş
günü içinde geri
ödeneceği
söylenmiş... llk 30 iş
günü geçmiş...
Sonraki iş
günlerindeki her
arayışında "Henüz sıra
gelmedi" yanıtıyla
karşılaşmaya
başlamış... Ve en
sonunda "Ödeme için
tarih veremeyeceğiz"
denmiş... Vatandaş
şimdi, haklı olarak
soruyor: "Sanırım
benim durumumda
binlerce kişi var... 100
binlerce dolan bulan
bu paralan sahiplerine
iade etmemenin ticari
ahlakla bağdaşır bir
yanı var mı?"
E
konomikkriz içindeki Türkiye, geçen cumar-
tesi bu kez bir cinayetle dünyanın gündemi-
negirdi; uluslararası düzeyde faaliyet göste-
ren Alarko Holding'in ortaklanndan işadamı
Üzeyir Garih, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda bıçaklana-
rak öldürülmüş olarak bulundu.
Cinayet, Musevi asıllı ÜzeyirGarirTin Müslüman me-
zarlığında bir Nakşibendi şeyhinin kabrini ziyaretiyle
hemen "magazin" konusu yapılırken daha o gün Içiş-
leri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in "Cinayeti çöz-
dük" açıklamasının ardından polisin zanlı olarak gö-
zaltına aldığı "tinerci" çocuklarlada "adi" birboyut ka-
zandı.
Böylece Üzeyir Garih cinayetinde siyasi bir yan bu-
lunmadıgı kamuoyunca anlaşılmış oldu.
Cinayetin siyasi olmadığının anlaşılması, soruştur-
mayt bir bakıma geçenlerde Israil Başbakanı'nın Tür-
kiye'ye yaptığı gezi nedeniyle varlıklannı bir kez daha
gösteren radikal Islamcı gruplardan uzaklaştırdı...
Garih cinayeti
Ya da biz öyle sanıyoruz...
Çünkü poiısten sızan bilgilere göre, Garih'i yedi- se-
kızyerinden bıçaklayarak öldüren zanlının 13-14 yaş-
lannda küçük bir çocuk olması, Garih'in sık sık gittiği
anlaşılan mezarlığın rahatlıkla cinayet ışlenecek kadar
sapa bir yerde olmaması, gerek zanlının gerekse Ga-
rih'in üzerinde boğuşma izinin bulunmaması, bıçak-
lann rastgele değil öldürücü darbelerle vurulması gi-
bi unsurlar, sıradan bir cinayet için bile yerli yerine
oturmadı... Televizyon kameralanna konuşan mahal-
lelinın, bir görgü tanığının ifadesiyle gözaltına alınan
çocuğun uyuşturucu kullanmadığını anlatması da dik-
katlerden kaçmadı.
Kaldı ki, "tanık" srfatıyla gözaltına alınan öteki "ti-
nerci" gençleri ve çocukları da sorgulamak için Milli
Istihbarat Teşkilatı elemanlannın devreye girmesi, as-
lında soruşturmanın "çok yönlü" ve "geniş çaplı" tu-
tulduğunun işaretlerini verdi.
Bugüne dek siyasi olsun olmasın kamuoyunu ilgi-
lendiren cinayet ve suikastlar için yapılan açıklama-
larda mutlaka "çok yönlü" ve "geniş çaplı" soruştur-
malardan söz edilirken bu kez aynı yola başvurulma-
ması özel bir taktik uygulandığı yorumunu akla getir-
di...
Ya da yine biz öyle sanıyoruz...
Sonuçta... Gözaltındaki çocuklarserbest bırakıldı..-.
En başa dönüldü... Kamuoyuna "adi" cinayetin
"planlı" olabileceği anlatılmaya başlandı...
Evet, Garih'in ölümü iş dünyası için bir kayıp...
Fakat, Üzeyir Garih gibi uluslararası konumu olan
bir işadamının sokakta "adi" bir cinayete kurban gıt-
mesi, Türkiye için büyük bir ayıp...
Eğer cinayet siyasi ise...
Yoksa, yetkililerbunu düşünmek bile istemiyor mu?
SESSÎZ SEDASIZ (!) HJURİ KURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkucı yahoo.com
Karanhklan ortaçağ derinliklennde;
aydınlatmaya ampul yetmez!
TCDD'nin taşınmaz kiraları
TCDD'nin bazı taşınmazlarının dü-
şük kiraları ve sözleşme dışı kullanı-
mıyla ilgili yanıt beklediğimiz sorular
için Devlet Demir Yolları Genel Mü-
dürü Vedat Bilgintelefonla arayıp bil-
gi verdi... Söz uçup gittiği için Genel
Müdür'den isteğimiz yazılı bilgiler de
elimize ulaştı... Eksik olmasınlar
TCDD'nin Basın Yayın ve Halkla lliş-
kiler Şube Müdürü Füsun Aygün
ile yine Basın Yayın ve HalklaTliş-
kiler Şube Müdürü Servet Sarıas-
lan uzun bir açıklama kaleme almış-
lar... Aynı şubenin iki müdürünün bir-
likte kaleme aldığı açıklama şöyle
başlıyor:
"Kuruluşumuz işletmecilik faaliyet-
leri bakımından ihtiyaç olmaması
nedeniyle gelir getirici yönde de-
ğerlendirilmeleri ve taşımacılıkhiz-
metlerine yardımcı olunması bakı-
mından kiraya verilen taşınmazla-
rımızdan 18.05.1995 tarihli 6570
sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkm-
da Kanun'un 1. maddesi uyannca
6570 sayılı kanun kapsamında dü-
zenlenen 'Kapalı Alanlara Ait Ki-
ra Sözleşmesi'nin sözleşmenin
yenilenmesine ilişkin 16. mad-
desinde kira artış oranının, tesi-
sin bulunduğu bölgeye ait son on
iki aylık DİE-TEFE oranları ile te-
sis ve çevresindeki gelişmeler dik-
kate alınarak belirleneceği ifade
edilmiştir."
Genel Müdür'letelefon konuşma-
mızdaki notlara bakarak yazılı açık-
lamayı yarın çözeceğime eminim...
- • * • ' • ı -
Mektuplap.
NEBt CEYLAN
, Önceoyorgun,bildik"Mek-
tup!" sesi eksildi kapımızdan;
fark etmedik. Mini mini fettan
telefonlanmıza, mesajlarımı-
za, elektronik postalanmıza
dalmıştık. "Gördün güzelleri
beni unuttun" diye ağlayıp sız-
landı mektuplar; duyamadık.
Ve çekip gittiler. Artık, gelmez
oldular. Gelenlerse, ya kredi
kartı ekstresi ya noter kâğıdı
ya resmi belge... Sevimsiz,
soğuk. Ne seveni var onların,
ne bir sevdiği, ne bir bekleye-
ni. Nerede yüreğimizi kuşa çe-
viren mektuplar... Yazık; artık
hiç gelmeyecekler.
Nice sevgiyi, kini, utkuyu,
yenilgiyi, fermanı, acıyı, muş-
tuyu; nice siyasal, askeri, din-
sel, yazınsal ıletiyi; nice gizi
koynundataşımıştı mektuplar.
Onlar; düzyazıydı, şiirdi; onlar
bizeydi, başkasınaydı, hepimi-
zeydi. Onlara alışıktık. Bazıla-
rını unutamadık.
ABD Başkanı Johnson'ın,
dönemin Başbakanı Ismet
Inönü'ye örtülü bir korkut-
mayla dolu o ünlü mektubu
yazışı ve Inönü'nün Garp Cep-
hesi Kumandanı yüreğiyle:
"Dünya yıkılır, yeniden kurulur,
biz de orada yerimizi alınz!"
diye yanıtlayışı daha dündü.
"Güçlü devletlere boyun eğ-
me" adlı yeni yetme yiğit(!), o
yıllarda ya doğmamıştın ya da
başka mahallede oturuyor-
dun; senı tanımıyorduk.
Halide Edip'in 10 Ağustos
1919da Mustafa Kemal'e
yazdığı "Amerikan mandasına
girmeyi, savaştan ve serüven-
den kaçınmayı" öğütleyenta-
lihsiz mektubu, ünlüdür. Nâ-
zım Hikmet, eşsiz yapıtı Ku-
vayı Milliye Destanı'ndaki şu
dizelerde onu anlatır:"(...) Is-
tanbul'da hanımtar, beylerpa-
şalar/tül perdeler, kravatlar,
apo/et/er, şişeler/çıtıpıtı dille-
ri ve pamuk gibi elleri/ve biça-
re telgraftelleri/devretmekiçin
Amerika'ya Anadolu'yu/şöy-
te diyorlardı (...)/...artıkişiuzat-
maya gelmez/Çok tehlikelian-
laryaşıyonız./Sergüzeşt ve ci-
dal devri geçmiştir (...)" Ve
manda önerisini, adımıza ya-
nıtlar Nâzım: "akıllı, mutlu, sa-
bırlı deli gönlüm/ya istiklâl, ya
ölüm!(...)"
M. Şevket Esendal, 27
Ekim 1938'de Afganistan'dan
oğlu Ahmet'e yazdığı mek-
tupta:"(...) Eğermemleketimiz
Atatürk'ün bıraktığı izler üs-
fündeyürüyecekolursa ömek
bir ülke ve millet olacaktır."
der. Orhan Kemal, Fikret Ot-
yam'a 20 Aralık 1968'deki
mektubunda, Atatürk ve inö-
nü'nün ayrıntıyla değil. asıl
• ••
büyük meseleyle uğraştıkları
kanısına vardığını anlatır ve:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin, mo-
dern Türkdevletinin, laisizmin
kumluşunu gaye edinmişler.
Her şeye rağmen bu gayeye
ulaşmışlar. Ulaşmışlar ama..
bugün ne halde o cânım dev-
rim!" diye sızlanır. O devrimi
kimlerin kemirdiğini bilmeyen
mi var? Enflasyonu düşürmek
yerine, halka iş ve aş sağla-
mak yerine, halkın sağlık ve
eğitim düzeyini yükseltmek
yerine; dolariar, marklar, kasa
kasa altınlar, sıcak kıyılarda
villalar ve bini bir paraya ya-
lanlar içindeyaşıyor onlar. Mız-
rakları, çuvala sığdı. Şimdilik.
Ve6Mayıs1972'deAnka-
ra Merkez Cezaevi'nden de
bir mektup yazıldı. Vakit ge-
ce yansından sonraydı. Avlu-
daki darağaçının beklediği de-
likanlı yazıyordu. Sakindi: "Ba-
ba, (...) oğlun, ölüm karşısın-
da aciz ve çaresiz kalmış de-
ğildir, o buyola bilerekgirdi ve
sonun da bu olduğunu bili-
yordu. Seninle düşünceleri-
miz ayn, ama beni anlayaca-
ğını tahmin ediyorum. (...)piş-
manlık duymadığımı beiirtir
(...)" Kendini feda etmenin
belgesidir bu mektup. Onu ne
zaman okusam, yüreğime
hançer sokulur.
Mektuplar geçmişte kalır;
ama geçmişi de günümüze
taşır. Gündeme bakıyorum da:
Ulusal güvenliğimizden baş-
layarak politikalanmızın göz-
den geçirilmesi, anayasada
değişiklikler yapılması, tüm
düşünce ve inançlara azami
hoşgörüyle yaklaşılması, ye-
nileşme ve değişme ve bun-
lar uğruna kendini feda etme
kararlılığı... Bu yaklaşımların
hiçbiri yeni değil ki! Gündemi
belirleyenler! Avrupa Birliği'ne
girmenin koşulları arasında
sayılmazken, bunlann kaçı ak-
lınıza geldi, kaçını savundu-
nuz? Yoksa, biz mi duyma-
dık?
Bu ülkenin, bazılarıylayaşrt
olduğunuz nice yiğidi, çağ-
daş düşünceler uğruna zu-
lümlere uğradı. Asılmaktan,
yakılmaya... Yıllardır nereler-
deydiniz? Yenilik ve değişim
umutlarının, demokratikve in-
sani düşüncelerin ve bunlar
uğruna canından geçebilme-
nin onurlu yüzü mektuplarda
ve gönlümüzde gülümserken,
size inanmak hiç kolay olma-
yacak.
Cumhuriyet ve devrim düş-
manı bukalemunlar! Ya siz ne-
den sırıtırsınız, bilmem. Çir-
kin suratınızı tanımamak ve
size kanmak, mümkün mü?
nebiceylaneı veezy.com
ÇİZGİLİK KÂMtL MASİRACI
HARBİ sEMtıt PORO\ semihporoy <ı yahoo.com
7
TARİHTE BUGÜN MÎMTAZ \RIKAN 28 Ağustos
TANNENBERG SAVAŞL.
8U6UN,
MDEKU 6EU-I OL-
. £• OÖA/y/t SAVAŞf'NIN
ZI, ZUS 1. VE IT.OePUlA
UĞZAMlÇTt, /İ<JSLAR,BU £YUEMe 8A6L/ OOt-
ALMAN 8. OKOUSUNU DA
üzeKerot. TAM O SIBAÛA
tUGİNÇ Bid G£U?MB OtOU. ALMAN G6NegALİ
VON PtiANÇjOtS, LUPeMPO&FF'UN EMİRLe&İ-
Nİ HİÇE SAYAGAK, K£MDİ YÖAtrEMİMİ UY-
GULAMAY/4 HnytfLOU- At/SC/l&A/ yOLUMU
KeSMEri &4ŞAf>Pt ISE SAVAŞfN &
ALMAHLAR/N LBH/UE İ
'BABA'SININ KIZI
Büy üklere Masallar - Küçüklere Gerçekler • 6
Fethiye Çalış Plajı'nda
denize sıfır, canlı müzik. Cumhuriyet okurlarına tanıtım
amacıyla ekim sonuna kadar.
Y.P. 11.000.000 - O.K. 8.000.000
Can Motel - Fethiye
Tel: 0252 622 12 07
CUNEYT AR
ifliTİfiİffi I
•BABASININ KIZI
•BABASININ KIZI
'BABA'SININ KIZI
BABA'SINSN
CüneytARCAYÜREK
'Baba'nın kanatlan altında,
onun kurduğu parti içinde
siyasete atılan Çiller'in
Başbakeınlık günlerinin
gerçekyüzü... Demirel'in,
kızı' ile ilgili düşkırıklığı
ardından ve devlet
yönetimine bakış açılarının
farklılığından doğan
tartışmalar, çekişmeler,
gerginlikler... Baba'sının
öğrelileriyle ona kazık atan
kızı'nın öyküsü...
Gtzli kalmış pek çok sarsıcı
olay bu kitapta...
Dizinin öteki kitapları
1. DEMOKRAS! DÖNEMECINDE ÜÇ ADAM (3 bs.) 7000ooo -
2. BİR GİDEN • BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2.bs ) 7000ooo-
3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2.bs.) 7000ooo -
4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DÜŞÜ (3.bs.) 7000ooo •
5. ETEKLl DEMOKRASI (3 bs ) 7000ooo -
6. BABA'SININ KIZI (2 bs.) " 9000ooo -
^ www.bilgiyayinevi.com.tr
BİUtl YAYINEVİ Meşaıtıyet Cad 46/AYenışehır-06420'ANKARA
Tel (0-312) 434 49 98 • 434 49 99 Faks (0-312) 431 77 58
BİLOİ DAĞITIM NartıbahçeS<*. No 17, Kat 1, Cagaloğlu - 3436OİSTANBUL
Tel. (0-212) 522 5201 - 520 02 59 Faks- (0-212) 527 4119
BİLOİ KCTABEVİ Sakarya Cad 8/A Kızılay • 06420/ANKARA
Tel (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks. (0-312) 43319 36
SEDAT ALİOĞLU
ANISINA...
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
Yumruklanyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir başü o.
Yoldaştı o.
N. Hikmet
TUNCAY - ÖZGÜR - MAHİR
ÇOK ACI KAYIP
Ülkemiz, sahip olduğu en değerli
beyin ve yüreklerinden birini kaybetti.
Dergimiz Onur Kurulu Üyesi
ÜZEYIR GARiır
aramızdan zamansız aynlışının
ıstırabını, ailesi, Alarko camiası,
tüm dostlan ile beraber milletçe
yürekten paylaşıyoruz.
TERMODİNAMİK DERGİSİ
GazeteÜlke sorunlarına ilişkin raporlarıyla, araştırmalarıyla,
köşe yazılarıyla, tarafsız habeıieriyle sivil toplumlann gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212,51108 75
KALEM
METtN ERKSAN
Var Olmakveya
YokOlmakBu yazı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Av-
rupa Birliği (AB) üyesi olması veya olmaması
üstüne yazılmış bir yazıdır. Türkiye'nin Avrupa
Birliği (AB) üyesi olması konusu, Türkiye'deki si-
yasal partilerin seçimlerdeki oy avcılığıyla ilgili
bir konudur. Bu konunun Türkiye'nin kök ve te-
mel çıkartanyla bir ilgisi yoktur.
Türk masalları "Bir varmış, bir yokmuş" de-
yişi ile başlar. Bu deyiş, anlatılan masalın ger-
çek veya gerçek olmadığını açıklar. Masal söy-
leyen, masal dinleyeni yanırtmamak için bu açık-
lamayı yapar.
W. Shakespeare (1564-1616) "Hamlet" ad-
lı tiyatro oyununda bu deyişi "Hamlef'm düşün-
ce yapısı içinde bir başka anlamda oluşturur. Da-
nimarka Prensi "Hamlet" tiyatro oyunu içinde şöy-
le der: "Olmak veya olmamak".
Büyük Türk düşünürü Yunus Emre (1237-
1321) bu deyişi eşsiz düşünce yöntemi içinde
şöyle yaratır: "Ne vartığa sevinirim, ne yoklu-
ğayerinirim".
Antikçağ düşünürierinden Parmenides (IÖ
540-456) bu deyişi şöyle tanımlar: "Var olmak,
yok olmak, olmak, olmamak."
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığı veya
yokluğu, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyesi
olmast veya olmaması ile bağlantılı değildir. Tür-
kiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi olsa da var ola-
caktır; Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi olma-
sa da var olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin; büyümesi,
güçlenmesi, kalkınması, gelişmesi, zenginleşme-
si; Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) üyesi olması
veya olmaması ile bağlantılı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin; siyasal, top-
lumsal, ekonomik, teknolojik, bilimsel, kültürel,
hukuksal; ilerlemesi, yükselmesi, yücelmesi;
Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) üyesi olması ve-
ya olmaması ile iiişkili değildir.
Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) üyesi olması-
nın yolu Diyarbakır'dan geçmez. Türkiye'nin Av-
rupa Birliği (AB) üyesi olmasının yolu Istan-
bul'dan geçmez. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)
üyesi olmasının yolu Ankara'dan geçer. Türki-
ye'nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olmasının yolu;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iradesi, istemi
içinden geçer. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)
üyesi olmasıntn yolu; gölleri ve akarsuları ile bir-
lilicte bir milyon kilometrekare yüzölçümü olan,
yetmiş milyon nüfuslu Türkiye Cumhuriyeti Dev-
leti'nin vatan toprakları, yurt toprakları içinden
geçer.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Avrupa Birii-
ği (AB) üyesi olmasının yolu Diyarbakır'dan ge-
çer sözü; ulus, ülke, devlet yararına söylenmiş,
bilimsel bilgiler içeren bir söz değildir. Bu söz;
seçmen sayısı azalmış bir siyasal partinin genel
başkanı tarafından, rey toplamak için partizan-
ca söylenmiş siyasal bir sözdür. Bu tehlikeli, bu
bölücü, bu ayrılıkçı söz; Türkiye'nin "Ulusal gü-
venlik" konusuna büyük zararlar vermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "ulusal gü-
venlik" konusu ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin
(AB) üyesi olması konusu, bir aradadüşünülme-
yecekiki ayn konudur. Bu iki ayn konuyu bir ara-
da düşünmek, bu iki ayrı konuyu hiç bilmemek
demektir.
"Ulusal güvenlik" konusu; Türkiye Cumhuri-
yeti Devleti'nin baş konusu, kök konusu, temel
konusu, birinci konusudur. Türkiye; "ulusal gü-
venlik" konusu ile hiçbir ilgisi olmayan Avrupa
Birliği'ne (AB) üye olmak konusunu, "ulusal gü-
venlik" konusu ile eşdeğerli olarak düşünemez.
Türkiye'nin; Avrupa Birliği (AB) üyesi olması ko-
nusundan önce düşünmek zorunda olduğu ko-
nular vardır. Bunlar; "ulusal savunma konusu",
"ulusal savunma sanayisi konusu", "Ege Denizi
konusu", "Kıbns Adası konusu", "Türkiye'ye sı-
nırdaş olan ülke topraklannda mevzilenmiş Tür-
kiye'dekiaskeri ve sivilhedeflereyönelik kısa, or-
ta, uzun menzilli füzelerkonusu", "Ortadoğu ko-
nusu", "Kafkasya konusu", "Balkanlarkonusu",
"Amerika, Rusya, israil, Ukrayna ile ilişkiler ko-
nusu", "ulusal sınırlar içinde kısa aralıklarta sü-
ren az yoğunlukta savaş konusu".
"Var olmak veya yok olmak" bu konular ile
bağlantılıdır. Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmak ko-
nusu "Var olmak veya yok olmak" ile bağlantılı
değildir.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Karşıt,zıt. 2/
Yasarna meclis-
lerınin birle-
şinüerindenher
biri... Sevinç 3
belirten bir ün-
lem. 3/ Birmü-
zik sesinibelirt-
meye yarayan
işaret...Terazi-
yı denklemek
ıçinhafifgelen
kefeye konulan 8
ağırhk. 4/Kım- g
liği belirlene-
meyen uzay cisunleri-
ne verilen ad... Rütbe ya
dakıdemce küçük olan
asker.5/Boyuikibuçuk
nvetre kadar olabilen
bir balık. 6/ Bir soru 4
eki... Maden külçeleri-
nin eritilip anndınlma-
sı... "Gizli —-": Re- 6
şat Nuri Güntekinm
romanı. II Eski dilde g
burun... Sakağı da de- „
nilen ölümcül bir hay-
van hastahğı. 8/ Yapraklan ve dallan, Güney ve Batı
Anadolu'da sebze olarak kullamlan otsu bir bitki. 9/
Saray ve konaklarda kadınlara aynlan bölüm... Bir
topluluğu oluşturan bireyleıden her biri.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Süzülmüş et ya da tavuk suyu. 2/ Yaptsına girdiğı
sözcüğe "kendi İcendine" anlanukatanyabancıönek...
Tütsüyle kurutulmuşu oldukça sürümlü olan bir ba-
hk. 3/ Söylev... Sivil havacıhkta uçuş güvetvliği bu-
lunan bölgeye verilen ad. 4/ Ulaşım yollannda bulu-
nantaşıtveyayalanntümü... Birbağlaç. S/Rutenyum
elementinin simgesi... Tamir. 6/ Gözleri görmeyen...
Olmak eylemi ya da biçimi. II En kalın erkek sesi...
Motorlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 8/ Göv-
de heykeli... Maden eşya üzerine vurulan bir cins ci-
4a. 9/ Duvan berkitmek için taşlann arasına yatay
olarak yetkştirtlen ditek... Hangi şey.