Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ
ROPORTAJ
Onlarkitoprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar
çokturlar; korkak, cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar
Büyük Taarruz'da
Afyon'da D E N I Z S O M
- ^ ^ ^ ugün Ağustos'un27'siolduğu-
m W na göre o gün dündü ve yıl
M"^£ I922'ydi... Ankara'dan gelip
m J Izmir istikametine ve Istan-
• J bul'dan gelip Antalya istika-
metine gitmekte veya aynı güzergâh üze-
rinde dönmekte olan şehirlerarası otobüs
yolculannın kesiştiği Afyonkarahisar'da
ihtiyaç molası için lokantalar ve alış\eriş
merkezleri yoktu; ızgara sucuk ve veya
kaymaklı ekmek kadayıfı ya da plaj terliği
ve/veya havlu satılmıyordu.
O gün, sayılamayacak kadar bin yıldan
beri olduğu gıbi Anadolu bozkırının Af-
yonkarahisarçevresinde çıplak tepeler var-
dı ve tepelerin en kocası adı üstünde Ko-
catepe'ydi...
Nâzım Hikmet'in anlatımıyla ağaçsız.
kuşsuz: toprak kokusuyla dolu, yanık ve ih-
tiyar bayır Kocatepe'de o gece yani 26
Ağustos'ta ışıltılı ve refah yıldızlann altın-
da şayak kalpaklı adamın saat üçte birden-
bire beş adım sağında gördüğü, mavi göz-
leri çakmak çakmak, sanşın bir kurda ben-
zeyen ve uçurumun başına kadar yürüyüp
durduğunda, bıraksalar ince uzun bacakla-
n üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir
yıldız gibi kayarak Afyon Ovası 'na atlaya-
cak olan Mustafa Kemal Paşa'ydı...
Saat beşe beş kala dağlar aydınlandığın-
da ve saat beş buçukta topcu ateşiyle bir-
likte Ağustos'un 26'sından 30'una kadar
sürecek büyük taarruz Afyon'da başladı-
ğında, Kocatepe'de çığıran var mıydı bilın-
mez anıa Nâzım'ın destanın-
da "Yaşamak bir ağaç gibi tek
ve hiir/ ve bir ontıan gibi kar-
deşçesine/ bu hasret bizim"
türküsü gönüllerde söyleni-
yordu...
Kocatepe'den öte Tınazte-
pe, Çiğiltepe, Belentepe, Ada-
tepe, her tepe cephe olmuştu...
Tüm tepelerde "biz* ve "on-
lar" ama herkes düşrüğü yer-
de kalmıştı ve en tepedeki gü-
neşin, yerdeki sahipsiz tüfek-
lerin metal aksamından yansı-
yan parıltısı vadilere vurdu-
ğunda Dumlupınar çoktan ge-
çilmişti...
Taarruzxın başında vanla-
cak ilk hedef Akdeniz'di ve
Akdeniz o yıllarda Antalya
değil tzmir'di...
O günler aslında dün kadar
yakın ve fakat çok gerilerde
kaldı...
Düşününce... O günden
epey sonra yollara düşen şe-
hirlerarası otobüs firmalan-
nın, yolcularına "çaylar şir-
ketten" diyerek verdiği ihti-
yaç molaları devri bile kapan-
dı... Afyonkarahisar'ın, yaz
aylannda Ankara'dan ve Is-
tanbul'dan gelenleri vorgun-
luklannı atmak üzere Izmir ve
Antalya istikametindeki kjyı-
lara gönderdiği sapaklannda-
ki molalarda. çaylar \e daha
ziyade kolalar artık herkesin
kendi kesesinden içilir oldu;
ince belli bardaklardaki dem-
li çaylar bile poşetiyle plastik
bardaklaragirdi...
Işte bu ahv al ve şerait altın-
da... Kocatepe'de şafağın sök-
mesini beklerken dondurul-
muş fotoğraf karesindeki
Mustafa Kemal Paşa, tzmir'le
Antalya yollannın aynldığı
yerde ve Sincanlı Ovası'na
bakan Sanbz Tepesi'nde bir
büyük runç anıtla çıkıveriyor
karşınıza...
Sanmayın ki dinlenme tesi-
sine dönüşmüş benzincilerin
arkasındaki tepe Kocatepe...
Antalya sapağına göre güney-
de kalan Kocatepe ve Afyon
ovası görülmüyor bile... Ge-
len geçeni bol olduğu için özel
idare güzel bir çalışma yap-
mak adına Sincanlı Ovası'na
bakan Sankız Tepesi 'ne şehit- .
lik yapmış, eteğıne de Orman Bakanlığı
1985'te Başkomutan Tarihi Mılli Parkı'nı
kurmuş...
Ne olursa olsun kurmak, korumaktan zor
ise de bir kez daha tam tersi başanlmış...
Başkomutan Milli Park Müdürlüğü bünye-
sinde Kaz Gölü kenannda 8 bin hektar alan
üzerinde oluşturulan 26 Ağustos Tanıtım
Parkı kurulmasa daha iyi olurdu denilir ha-
legetirilmiş...
Park alanındaki gazino kiraya "içlci ya-
sağı" ile verilmiş, üç yıl önce kepenk indi-
rip kapanmış... Bina. savaştan çıkmış gibi
bırakılmış... 26 Agustos Tanıtım Parkı'nın
Büyük Taarruzu tanıtan yanına gelince;
hiçbir şey yapılmamış... Parka girişte Or-
man Bakanlığı yetkililerinin elinize tutuş-
turduğu broşürde yazanlardan bazılan şöy-
le: "Araçlannızı otoparka bırakınız. Çev-
renize zarar vermeyiniz. Çimler üzerinde
ateş ve nıangal yakmavınız. Çiçekkri ko-
parmayınız. Dalİan kırrnavınız. Spor aJan-
İan dışında futbol oynamayınız. Çevrenhri
temiz tııtunu/. Tuvaİetleri temiz kullanınız.
Çöplerinizi çöp \ ariline atınız. Çev renizi ra-
hatsız etmeyiniz."
Ama en önemlisi, kebapçı muhabbetı:
"Şikâjetinizi bize, memnuniyetinizi dostla-
rmıza iletiniz."
tmza: Başkomutan Tarihi Milli Park Mü-
dürlüğü.
Efendiler! Ya derhal bu parkın adını de-
ğiştiriniz ya da o imzayı her yerde kullan-
mayınız!
Parkın adını değiştirmcyecekseniz... O
zaman ağaçları sulayınız... Daha çok ağaç
dikinız... Çimleri yeşertiniz... Kuru topra-
ğı yeşillendiriniz... Yollara taş döşeyinız...
Çiçek ekiniz... Otoparkı düzenleyiniz...
Ateş yakılacak ocaklar yapınız... Insanla-
ra oturabilecekleri mekânlarhazırlayınız...
Çöp varillerini boşaltınız... Tuvaletleri te-
mizleyiniz... Parkın yürüyüş yollanna Bü-
yük Taarruzu anlatan panolar koyunuz.
anıtlar dikıniz. Dıktiğiniz seyir kulesine bir
de dürbün koyunuz...
Sincanlı Ovası'na bakan Sankız Tepe-
si 'neçıkınca...
Kuran'dan ayetler. Peygamber'den hadis-
ler ve Mehmet Akiften dizeler kazınmış
mermer blokiara... Bir de adlaryazılarak ve
mermer bloklar yan yana dizilerek bir şe-
hitlik yaratılmış tepede...
"Allah yolunda şehit olanlara öliiler de-
meyiniz. Bilakis onlar diridirter. Ebediyen
yaşa\acakJanlıı. Bakara Suresi 154. A\et"
"Şehitler Allah'taıı şunu iste\ecekler; Ya
rabbi bi/i dümaya tekrar gönder ve senin
uğrunda bir kere daha şehit olalını. Hadis-
iŞeriP
"Kim ki bu cennet vatanın uğnına olmaz
ki feda/Şüheda fişkıracak toprağı sıksan şü-
heda." Büyük Taarruz'a dizeleriyle katıl-
madığı halde Mehmet Akif var da taarru-
zu saat saat yaşattığı halde Nâzım Hikmet
niye yok burada?
Çünkü. Nâzım Hikmet gerçeği yazıyor...
Kuvayi Mılliye Destanı'nda: Büyük Taar-
ruz'a yanm saat kala. Darülmuallim'den
mezun Nureddin Eşfak. mavzer tabancası-
nın emniyetiyle oynarken konuşuyor:
"Biziın fstiklal Marşı'nda aksıyan bir ta-
raf varV bilmem ki, nasıl anlatsamV Akif.
inanmış adanV Fakat onıın. ben/ inandık-
lannın hepsine inanmnorum./ Mesela, ba-
kın:/ 'Gelecektirsana \adettiği günler Hak-
lan.7Ha\Tr,/geleeek günler için/gökten a>et
inmedi bize/ Onu biz, kendimiz/ vadertik
kendimizeV Bir şarkı istiyorum/ zaferden
sonrasına dair/ Kimbiür belki yann..."
Nureddin Eşfak... Cephede bir öğret-
men... Bir de bugün, cumhuriyeti yıkma
cephesindekilere birbakın...
Ve Kocatepe'nin en tepesinde yürürken
çekilmiş fotoğrafından Mustafa Kemal Pa-
şa'nın anıtı...
Anıtın kaidesinde nedense farklı ad ve
sıfatlar:
G. M. Kemal Atatürk, Başkumandan
Mustafa Kemal, Başkomutan Mustafa Ke-
mal, TBMM Başkanı... Karar verin; Baş-
kumandan mı, Başkomutan mı? Tarihe ba-
kın; Gazi Mustafa Kemal, ne zaman Ata-
türk soyadını aldı? Bilmiyorsanız, bilenle-
re sorun... Türkçe öğrenin; sözcükleri mer-
mere kazırken hiç olmazsa yazım kılavu-
zuna bakın; fedekârlık mı fedakârlık mı?
Şehirlerarası otobüs yolculannın kesiş-
tiği Afyon'da ve her yerde artık "çaylar şir-
ketteıT değil ama hiç olmazsa Afyonkara-
hısar'da ulusal tarihimize biraz özen, biraz
saygı o da mı parayla!
Çizimler Nuri Kurtcebe'nin 'Kuvayi Milliye
1
adlı kitabmdan aJınmıştır.
Ç
i3ayak kalpaklı
adam, nasıl ve ne
zaman geleceğini
bilmeden, güzel,
rahat günlere
inanıyordu. Ve
gülen bıyıklanyla
duruyordu
mavzerin yanında.
Birdenbire beş adım
sağında onu gördü.
Paşalar onun
arkasındaydılar. O,
saati sordu.
Paşalar, 'üç'
dediler. Sanşın bir
kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri
çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun
başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar, ince,
uzun bacakları
üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan
bir yıldız gibi
kayarak
Kocatepe den Afyon
Ovası 'na
atlayacaktı.
ENTERNET
SLJCU mehmet(f< cumhuriyet.com.tr
İnternet ve Bakan Türk
3. İnternet ve Hukuk Forumu geçen
hafta gerçekleştirildi. Turk.internet.
com'undüzenlediğiforumdaen büyük
ilgiyi doğal olarak Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk çekti.
Adalet Bakanı, yaptığı konuşmada
hukukun teknolojik gelişmeleri düzen-
lemede ağır davrandığını belirterek
"Hukuk, teknolojik gelişmeyi engelle-
memeli, biraz özendirici olmalı" dedi.
Bakan Türk, burada yaptığı konuş-
mada bilgi çağında dünyanın internet-
le birbirine bağlandığını kaydederek
"www" simgesi ile de dünya ölçeğin-
de hertürlü bilgi ve belgenin insanlığın
hizmetine sunulduğunu söyledi.
İnternet aracılığı ile çeşitli işlemleri
yapma olanağının bulunduğunu belir-
tenTürk, "Bunun içinde hukuka uygun
işlemler de, hukuka aykın işler de var.
Hukuk, teknolojik gelişmeleri düzenle-
mekte biraz ağır davranıyor. Hukuk,
teknolojik gelişmeyi engel-
lememeli, biraz özendirici
olmalı" dedi.
Tarih boyunca da toplum-
sal değişimin ardından hu-
kuksal düzenlemelerin yapıl-
dığına dikkat çeken Türk, in-
ternetle biıiikte ortaya çıkan
yeni ilişkilerin düzenlenmesi
gerektiğini vurguladı. Türk,
tüm dünya ülkelerinin bu dü-
zenlemeler konusunda ihti-
yatlı adımlar attığını belirterek bu ko-
nuda gelişmeyi engellememek, ortaya
çıkan sorunları çözmek gerektiğini an-
lattı. Uluslararası platformlarda çeşitli
düzenleme önerileri bulunduğunu di-
le getiren Türk, mevcut kanunlarda bi-
lişim alanında işlenen suçlara ilişkin
düzenlemelerin bulunduğunu, ancak
bunlann da geliştirilmesi gerektiğini bil-
dirdi.
Yaklaşık 15 yıldır yeni bir Türk Ceza
Kanunu (TCK) üzerinde çalışıldığını ha-
tıriatan Türk, tamamlanan TCK tasarı-
sında bilişim üzerinden işlenen suçla-
nn yeniden tasariandığını ve eksiklik-
lerinin tamamlandığını söyledi.Türk,
tasanda yer alan konuya ilişkin mad-
delerde, bilişim sistemine girme, veri-
leri tahrip etme, bozma, haksız yarar
sağlama, sahtecilik ve kredi kartlarına
ilişkin düzenlemelerin de yer aldığını
ifade ederek tasanda bilişim alanında
suç işlemek için örgütlenmenin, çete
oluşturmanın bağımsız olarak ele alın-
dığını kaydetti.
"Bilişim sistemi ile suç işlenebilir.
Yasadışı örgütlerin propagandası ya-
pılabilir. Bir kişiye hakaret edilebilir"
diyen Türk, pornografik yayınlann da
yapılabileceğini, dünyada çocuk por-
nografisinin bilişim sistemi üzerinden
yapıldığını anlattı. Türk, "Bilişim siste-
mi sadece kendisine karşı suç işlenen
birsistem değil, kendisi vasıtası ile de
suç işlenebilecek birsistem" diye ko-
nuştu.Ceza Muhakemeleri Usulü Ka-
nunu'nun (CMUK) temel ilke-
lerinden birinin "Birsuçlailgi-
li yargılama, o suçun işlendi-
ği yerde yürütülmeli" ilkesi ol-
duğunu anımsatan Türk, an-
cak internette işlenen suçun
dünyanın her tarafını etkileye-
bileceğini söyledi. Bu neden-
le uluslararası işbirliğinin
önemli olduğunu vurgulayan
Türk, cezanın kovuşturulma-
sı ya da verilen kararın uygu-
lanmasında uluslararası işbirliğinin ge-
rektiğini anlattı. Türk, bir ülkede suç
sayılan bir konunun bir başka ülkede
suç sayılmayabileceğine de işaret
ederek "Bilişim sistemi vasıtası ile iş-
lenen suçlariçin internetin özelliğige-
reği mutlaka uluslararası mutabakata
ihtiyaç var. Bunun önümüzdeki yıllar-
da düzenlenmesi bekleniyor" dedi. İn-
ternette ticarete ilişkin de yeni kuralla-
ra ihtiyaç bulunduğunu anlatan Türk,
Borçlar Hukuku ve Ticaret Kanu-
nu'nda bu konuda düzenleme çalış-
malannın sürdüğünü bildirdi.
yirtikkrampon.com
Geçen hafta sporun; daha doğ-»
rusu fiıtbolun mizahi yönünü orta-
ya koyan, bir dergi piyasaya çıktı.
Yırtık krampon isimli dergi aynı an-
da internet sitesini de açtı.
Süleyman Yıldız'ın çevresinde
toplanan bir grup çizer, düşünür,
spor yazan ve gazetecfnin emeğr. -
hem kağrt üzerinde hem de inter- •
net üzerinde okurlanylabuluşuyor.
Aynı isimle sanal alemde yer
alan www.yirttikrampon.com fut-
bol dünyasında, 'görülmeyen' ya da
'görülmek istenmeyen' ayrıntıları ak-
tanyor. Olayların perde arkası, yöne-
ticilerin gafları, futbolcuların kırdığı
çamlar, tribündeki küfüredebiyatının
yansımaları; sözün kısası futbol adı-
na hemen herşey bu sitede yer alıyor.
Sadece sporun mizahi yönünü orta-
ya koymakla da kalmayıp, maç so-
nuçlarını, Avrupa'daki gelişmeleri iz-
leyicilerine aktaran www.yirttikram-
pon.com, kendi alanındaki ilk 'miza-
hi spor sitesi' olarak da dikkat çeki-
yor.
Antimedya deneyiminde pek çok
ilke imza atan Süleyman Yıldız'ın yir-
tikkampon.com'u da kısa zaman
içinde içeriği ve sayfa düzeni ile pek
çok kullanıcının giriş sayfası olacağa
benzer.
Yeni ampul şakaları
AK Parti kuruldu, internet am-
pul şakalarından geçilmez ol- \
du...
Adalet ve Kalkınma Parti- -
si'nin kendisine amblem ola-
rak seçmesi ve ardından gelen
"rötuşlamayla" gündeme yerle-
şen "ampul", internet sohbet ve me-
sajlarının da başlıca konularından biri
oldu. İnternette "absürd" olarak nite-
lendirilen bilmece biçimli kısa "ampul"
fıkraları ortalığı sardı. İnternet kullanı-
cıları, e-postalarla ya da çeşitli sohbet
ortamları aracılığıyla taşlama ve gül-
dürü amacı taşıyan ampul fıkralarını
birbirierine göndermeye başladılar.
Yaygınlaşan ampul şakalanndan bir
bölümü şöyle:
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
memur gerekir? (iki. Biri çevirmek, di-
ğeri yukan itmek için.)
- Bir ampujü takmak için kaç dok-
tor gerekir? (Önce ampulün sağlık si-
gortası olup olmadığına bir bakmak
lazım.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
polis gerekir? (Hiç. O kendi kendine
değişir, hele ki değişmesin.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
Karadenizli gerekir? (On bir tane. Biri
ampulü tutarken, on tanesi evi çevirir.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na
devredilmiş banka sahibi lazımdır.
(Dört. Biri ampulü tutar. Üçü de duyla
ampul arasındaki ilişkiyi hatırlamaya
çalışır.)
- Kaç Türk memuru bir ampulü de-
ğiştirebilir? (Bilinemiyor. Demeç ver-
meleri yasak.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
memura gerek var? (A- İki. Biri her şe-
yin herkes için mümkün olabileceğine
garanti verirken, diğeri ampulü mus-
luğageçirmeye çalışır. B- Beş. Biri am-
pulü takmak için beklerken diğer dör-
dü ÇED raporunu doldurur. C- Biri
yanmış ampulü amirine gösterir, amir
biryetkiliye sorar. Yetkili, genel müdür
yardımcısına, genel müdür yardımcı-
sı genel müdüre, genel müdür müste-
şara sorar. Sonuç yetkiliye gelir. Yet-
kili, 12 form doldurulup gelen evraka
gönderilmesini ister. 12 form satın al-
maya gider, oradan gelen evraka iade
edilir. Satın almaya geldiğinde
elektrik idaresinden elektriği
kesmesi istenir. Biri emniyet
~ ve kalite standartlan için form
doldurur, satın alma görevlisi
V ampulüsiparişeder...Ampulal-
tı ay sonra gelince de birim so-
rumlusu onu musluğa tak-
maya çalışır. D- Hiç. Biz
böyle şeylerle uğraşmıyoruz.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
ekonomist gerekir? (A- Hiç. Eğer am-
pulün değişmeye gerçekten ihtiyacı
varsa, piyasanın görünmez eli gereke-
ni yapar. B- İki. Biri "duy"u varsayar,
diğeri ampulü değiştirir. C- Hiç. Eğer
devlet bütçeden yardımı kesmişse,
ampul başının çaresine bakar.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
politikacıya ihtiyaç vardır? (A- İki. Biri
değiştirir, diğeri onu tekrar değiştirir. B-
Dört. Biri ampulü değiştirir, diğer üçü
onu inkâr eder.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
iyimser lazımdır? (Hiç. Çünkü onlar
elektriğin biraz sonra geleceğine ina-
nırlar.)
- Bir ampulü değiştirmek için kaç
Tayyip lazımdır. (Hiç. Çünkü onu za-
ten değiştiriyorlar.)
Güney Kope'nin
internet tutkusu
Interneti dunyada en çok Güney
Korelilerin kullandıklan bildirildi.
Nielsen/NetRatings adlı araştırma
merkezi tarafından aylık olarak
yapılan çalışmanın sonuçlanna göre
internet kullanımında Güney
Korelileri, Hong Konglular ve
Amerikalılar izliyor. Güney Kore'deki
internet kullanıcılan, geçen ay
ortalama 19 saat 20 dakika "sörf
yaparak" internet kuHanımında
listenin başına yerleştiler. Hong
Kong'da aynı dönemde bu
ortalamanın 12 saat 12 dakika,
ABD'de de 10 saat 19 dakika
olduğu belirtendi. Araştırmanın,
aralannda Avustralya, Yeni Zelanda,
Güney Kore, Hong Kong, Tayvan,
Japonya ve Singapur'un bulunduğu
28 ülkede yapıldığı belirtHdi.