19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİ StRMEN Tayyip Hiç Değişmemiş öykü soğuk savaş döneminde geçiyor; hikâ- yeye göre Polonyalı Tomaç ile Rus Ivan, tam sı- nırda birbirine komşu tarlalannı sürerierdi. Rus Ivan herzaman olduğu gibi, kendisini Po- lonyalı komşusu ve dostundan daha yüksekte görmekte, her konuda ona yol gösterip öğütler vermektedir. Kısacası iki arkadaşın ilişkileri, tıpkı uyrukları oldukları ülkelerin ilişkilerini andırmak- tadır. Bir gün yine yan yana tarlalannı sürerlerken To- maç, Ivan'a şöyle seslenir: - Evet. sosyalizm iyi anlıyonım da, diyalektiğe pek aklım yatmıyor, nedir o? - Anlatayım bak, diye başlamış Ivan ve sonra piposunu yakıp sürdürmüş: - Şimdi tarianı sürüyorsun, ama gûnün birinde hastalanacaksın, sonra da öleceksin. - Heyhat demiş Tomaç, hayat. - Sonra, demiş Ivan biz de seni gömeceğiz... Içini çekmiş Tomaç, - Gömersin demiş, Ivan Dayı elhakgömersin.... - Sonra demiş Ivan, mezannın üstünde, otlar bitecek, ootlaninekyiyecek, sonra inek yolapis- leyecek, ben de gidip inek tersine bakacağım ve 'Vay canına Tomaç.. diyeceğim, amma da değiş- mişsin!' Işte diyalektik budur. Tomaç çok içerlemiş, ama ne yapsın, karşısın- daki o dünyanın efendisi. Gülümseyerek, - Galiba anladım, Ivan Dayı, birde ben anlata- yım mı? demiş. Ivan memnun, dinlemeye koyulmuş.. Tomaç, "Ivan Dayı şimdi tarianı sürüyorsunla başlayıp, bütün aşamalan teker teker anlatırken, Ivan pipo- sundan derin nefesler çekip "aferinl de yapıştı- rıyormuş. Tomaç öykünün sonunu şöyle bağlamış: - Sonra mezannın üstünde otlar bitecek, inek gelip onu yiyecek, sonra da yolun ortasına pis- leyecek, ben de geçerken bu inek tersini görüp 'Vallahi Ivan Dayı hiç değişmemişsin!' diyeceğim. ••• Tayyip Erdoğan, kendisine ait olduğunu inkâr etmedigi, edemediği banttaki sözlerin soğuk sa- vaş dönemine ait olduğunu, onlann artık bir ge- çerliliği kalmadığını söylüyor. Ama bana sorarsa- nız, yine "soğuk savaş" döneminde geçen şu yu- kandaki fıkra, o zaman geçerii olan birçok şeyin bugün de geçerii olduğunu gösteriyor bize. • • • Maşallah Tayyip Bey de Ivan Dayı gibi hiç de- ğişmemiş, ya sonsuz bir bilgisizlik ya da tüken- mez birdemagoji ile, soğuk savaş dönemi kapan- dıktan sonra yaptığı konuşmayı zaman içinde kaydırıp, sorumluluğu bloklaşmaya yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Amentü takıyye olunca, bu tür saptırma ve kay- dırmalar da, olağan sayılıyor. Tayyip Erdoğan'ın dünkü basın toplantısı, Ru- şen Çakır'ın da belirttiği gibi, bindirilmiş birlikle- rin gövde gösterisi yaptığı, yöntemi ve biçemi ile Erbakan ve dönemini andıran bir toplantı idi. Ve Tayyip Erdoğan, değiştim derken, hiç değiş- mediğini haykınyordu. Laikliğe saygılı olduklarını ileri süren Tayyip Er- doğan, tıpkı aynı yöntemi kullanan Erbakan gibi, onun içini boşaltarak anlamsızlaştırmaya çalış- maktaydı. Nitekim Erdoğan'a göre laiklik "Her türiü din ve inanç mensuplannın inançlannı rahatça icra et- melerini, dini inaçlannı açıklayıp bu doğrultuda yaşamalarını, ancak inançsızlann da hayatlannı bu doğrultuda tanzim etmelehni sağlayan bir il- ke"ö\r. "Çok hukukluluk ve Medine Belgesi" tar- tışmalarına da kapıyı açık bırakan, ister seküler gelişimin, ister laik sistemin sonucu olsun, her i- ki halde de çağdaş demokratik uygulamada ay- nı olan, toplumsal kamusal yaşamın din dışılığı (din karşıtlığı değil) ilkesini görmezden gelen, ça- ğımızda hiçbir anlam ifade etmeyen birtanımı bi- ze yutturmaya çalışan Tayyip Erdoğan, hep aynı Tayyip Erdoğan... Türkiye'nin demokratları, bu tehlike karşısında duyarlı olmak zorundadırlar. Operasyonlar sürüyor Gaziantep'te dokuz Hizbullahçı yakalandı GAZİANTEP (Cumhurryet) -Gazian- tep'te, şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah'a taraf- tar kazandırma çalış- ması içerisinde olduk- lan iddiasıyla aralann- da TEDAŞ'ta görevli bir memurun da bulun- duğu 9 kişi göaaltına alındı. Örgüt üyelerinin evlerinde, Hizbullah'ın katlettiği Turan Dur- sım'un, "Din Bu" adlı kitabı da bulundu. Hizbullah Vasat gru- bunun yapılandığı Ga- ziantep'te, şeriatçı ör- güte yönelik operas- yonlar aralıksız sürü- yor. Emniyet Müdürlü- ğü'nden yapılan açıkla- mada, Terörle Mücade- le ve Istihbarat şubeleri ekiplerince yürütülen çalışma sonucu, Hiz- bullah'a taraftar kazan- dırmak ve taban oluş- turmak amacıyla özel- likle Çıksorut semtinde carnileri merkez tutarak çalışma gerçekleştir- dikleri gerekçesiyle 9 kişınin yakalandığı be- lirtildi. Yakalananlar- dan beşinin Gaziantep, Diyarbakır ve Siirt em- niyetincearandığı öğre- nildi. Polis örgüt üyele- riyle bağlantılı oldukla- n belirlenen 5 kişiyi de yakalamaya çalışıyor. Açıklamada, gözalu- na alınan TEDAŞ Beş- pmar Işletmesi'nde memur olarak çalışan Niyazi Akduman ile Nedim Narinç, AH Gö- oıfiştekm, Mustafa Fıs- ük, Murat KartaL, Yd- maz Öztaş, Abuzer Baykuş, Ömer Annaç ve Ramazan Gören'in evlerinde bir kurusıkı tabanca, 2 bıçak ve ara- lannda Hizbullahçıla- nn öldürdüğü Turan Dursun'un "Din Bu" adlı kitabının da olduğu yayınlar, bro- şür, video ve teyp ka- setleri bulunduğu ve soruşturmanın sürdü- rüldüğü belirtildi. AKP lideri Tayyip Erdoğan: Anayasa ve millet dışmda kimseden vize almayız Oligarşi önündetstanbul Haber Servisi - Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa ve milletin teveccühünün dışında hiç- bir makamdan vize almayacaklannı. kendilerini medya taciziyle yıprat- mak isteyen çevrelerin önünde eğıl- meyeceklerini söyledi. Erdoğan, "De- ğiştik,ama değişimden kastedilen, bir- taİam oligarşik güç odaklannın etki- si atüna girmekse, böyle bir değisim yanımıza geiemez. Temelilkeier ve ah- laki değerlerimizde değişim söz konu- su değil" dedi. Kalyon Otel'de parti yöneticilen ve kurmaylanyla birlikte basın toplantı- sı düzenleyen Recep Tayyip Erdoğan. toplumun her kesiminden yoğun ılgı gördükleri için siyasi rekabeti ve si- yasette kaliteyi hazmedemeyen rakip- lerince medya tacizleriyle yıpratıl- 'Şokşokçüar' eşUğinde basın toplanüsı Kalyon Otel'de parti yöneticilen ve kurmaylanyla ve alkış grubu ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Recep Tayyip Erdoğan, tribüne oynadı. Hemen her cümlesini alkışlayan sözde taraftarlan basın toplanüsını mitinge dönüştürdü. (Fotoğraf: UĞUR DEMIR) mak ıstendıklerinı belırtti. Laikliğe, demokrasiye, ınsan haklanna, hukuk devletine. ülke bütünlüğüne ve Cum- huriyet'in temel ilkelerine sahip çık- tıklannı anlatan Erdoğan, AKP'yı. geçmişten ders alarak kurduklannı di- le getırdi. Hukuka uygun biçımde parti kuru- cusu olduğunu ve genel başkan seçıl- diğini ifade eden Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana- doğiu'nun Anayasa Mahkemesı'ne yaptığı başvuruyu ise konu yargıya intikal ettiği için değerlendumedi. Erdoğan, AKP'nin kuruculan ara- sında olan türbanlı üyelerle ılgili ola- rak da, "SiyasiPartiler Yasası'nda be- lirli bir kıyafet zorunluluğu yok. Ku- rucu kadın ü>elerimizin seçiminde, yaşam tardannı kıstas almadık" de- di. Kasetteki konuşmanın 1994'te de- ğil. 1 992'de yapıldığını ve 7 Temmuz 1998'de de Hürnyet gazetesince gün- deme getırildiğıni belirten Erdoğan, fstanbul DGM tarafindan takipsizlik karan venlen bu sözlerinin yeniden gündeme getirilmesinin ardındaki maksadı milletin takdınne bıraktı. 'Soğuk Savaş dönemi bitti' "Geçmişte sövlediğimiz bazı sözkr öne sürülerek bugünkü çıkışlanrruz engeUenmek isteniyor. Butiptacizleri bekliyorduk, ama aceleci davranılma- sı bizün için de sürpriz oldu" diyen Erdoğan, arkadaşlanyla birlikte, si- yasi yaşamlannın muhasebesini ya- parak, yanlışlanndan ders çıkararak Soğuk Savaş dönemi siyasi anlayışı- nı \e retoriğıni terk edip yeni bir an- layışla yola çıktıklannı savundu. Değiştiğini. değişmeyi de bir er- dem olarak gördüğünü öne süren Er- doğan, "LaikÜği, demokrasinin gü- vencesi, bir özgürlükve toplumsal ba- nş ilkesi olarak görüyoruz. Din istis- manna da, laikliğin din düşmanuğı şeklinde vorumlanarak laikl^iıı istis- mar edilmcsine de karşıyız. Birileri hareketimize \ize verme hakkını ken- dilcrindegörü\orolabilirler ama ana- yasa ve milletimiz dışında kimseden icazet talep etmeyeceğiz" dedı. Erdoğan, geçmişi bırakıp ülkemi- zuı büyük sorunlan için çözüm üret- mek, geleceğe bakmak gerektiğine dikkat çekti. "Türkiye, 10 yü önceki bir konusmamı tarbşarak zaman ve enerji ka\bediyor" diye konuşan Er- dogan, geçmışte karşı olduğu Avru- pa Birliği'ne bugün üye olmak gerek- tiğini, millete hizmet yolunda, her- hangi bir yasal engel olmadığı süre- ce yürüyeceğini belirtti. TGCeleştirdi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de (TGC), basın toplantısında uygula- nan yöntemi eleştirdi. TGC'nin yap- tığı açıklamada şöyle denildi: "Erdo- ğan'ınkhnicümlelcri sonrasında par- ti yandaşJannın yapbklan tezahürat ve yöneltilen sonılarla Ugili küçümse- yici tepkiler nedennle toplantı, basın toplantısı olmaktan çıkb. Daha önce kimi genel başkanlann aynı yöntemi uvgulaması ekştirilmiş ve olumhı so- nuç ahnnuşti. Dileri/ bu yöntem AKP tarafindan da ilk ve son kez uygulan- nuş oisun." Basın Konseyı Başkanı Oktay Ekşi de Erdoğan' ın basın top- lantısını eleştirerek gazetecilere, al- kışlanan basın toplantılanna katılma- ma çağnsı yaptı. TOPLANTIDAN NOTLAR TayyipErdoğan bildiğinizgibi BARIŞDOSTER AKP yönetimi, Erdoğan giderse SP'ye transferlerden korkuyor: Liderlik yarışı bizi bölerEMtNE KAPLAN ANKARA - Anayasa Mahke- mesi'nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- hı'nun Adalet ve Kalkınma Par- tisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucu üye- lik ve genel başkanhğuıın kaldı- nlması yönündeki baş\urusunu yerinde görmesi durumun- da partiyi zor günler bekli- yor. Erdoğan sonrasında parti içinde Bülent Armç ile Abdullah Gül arasmda yaşanacak liderlik yanşın- da bölünmeler olabileceği belirtildi. Parti içinde bir grup milîervekili de, AKP'de kalıp kalmayacak- lanna karar vermek için il ve ilçe örgütlerinin oluşu- munubekliyor. Saadet Par- tisi Genel Başkanı Recai Kutan, AKP'li milletvekil- lerini partisine davet etti. Mahkemenin, türbanlı üyelerin ve Erdoğan'ın ku- rucu üyelikten çıkanlması yönünde "ihtar vermea" durumunda hem partiyi hem de Erdoğan'ı sıkıntıh bir süreç bekliyor. Erdo- ğan'ın, memnu haklanrun iadesini isteyeceği 2003 yı- lı Ocak ayına kadar bekleyeceği ve bu tanhten sonra sıyasete dö- nebilmek için hukukı yollan de- neyeceği kaydedıldi. Erdoğan sonrasında parti ıçindeki lider- lik yanşında bölünmeler olabile- ceğine dikkat çekilıyor. Genel başkanlık için Annç ve Gül'ün adlan öne çıkarken Arınç'a daha fazla şans tanını- yor. Erdoğan'ın, Gül'den yanata- vır koyabıleceği ancak Gül'ün yakın çevresinın "emanetçi ol- ' ma" telkinleri nedeniyle başka bir ismın gündeme gelebileceği- ne dikkat çekiliyor. Abdüllatif Şener'in de liderlik yanşına ka- tılabileceği belirtiliyor. Bir grup milletvekıli de, parti örgütlerinin oluşumunu bekli- yor. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) seçimlerinde izlenen yönteme tepki gösteren milletvekillerinin, aynı gelişme- lerin örgüt oluşumlarında da ya- şanması durumunda partiden ay- nlabilecekleri bildirildi. Ampul kısa \ devreyaptı İ Protes-T-h'atro o> unculan , AKP lideri Erdoğan'ı kü- ; çük bir (nıınla hicvetti. [ 'Ampul Partisi Genel Baş- kanı'nm konuşmasıyla başjayan oyunda, umutla- j nan bir belediye başkanı- • nuı çöküşü anİatüdı. 'Milli \ Dinozor Partisi', 'Cumhu- riyetçi Ihtiyar Partisi'nin yer aldığı oyunda Ampul Partisi'nin genel başkanı- nın 'ampul kısa devre yap- 0 gene kaidık mumlara" sözteri üzerine diğer bir oyuncu şu yanıö verdi: 'Gecelerimizi projektörle- rin a>dıalattığı apayduıhk ; bir Türkij e istijtjruz." j (ÖZKANGÜVEN) ; SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın basın toplantısı, "değiştik, yepyeni bir hareketiz" iddialanna karşın. özde bir değışimın olmadığmı gösterdi. Istanbul'da medyanın önüne ilk kez bu kadar kalabalık çıkan AKP'nin basın toplantısında göze çarpanlar şunlardı: - "OKgarşik güç odaklannın" önünde eğilmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, bu odaklann kim olduğunu soran ANKA Ajansı muhabirine, son derece alaycı bir üslupla "bir gazetednin bu güç odaİdannı bilmesi gerektiğini n söyledi, soruya yanıt vermedi. Erdoğan'ın, NTV muhabırinin sorusunu ise "senü benK" bir üslupla yanıtlaması dikkat çekri. - Erdoğan, sorulan geçiştirirken pek çok gazetecinin ısrarlı soru taleplerini geri çevirdi. - Sorunlann çözümünde uzlaşma, hoşgörü ve diyaloğu esas aldıklannı, kavga ve çatışmadan kaçtıklanm söyleyen Erdoğan 'ınbu söylemi FethuOah Gülen'i anımsattı. - Necmettin Erbakan salona "Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasm" diye AKP lideri Erdoğan başlayan Fetih Marşı ile girdi. Erdoğan beklenirken ise Âşık Veysel'in "Uzun ince bir yoldayım, gidrvorum gündüz gece" türküsü çalındı. - Basın toplantısında parti kuruculanrun büyük bölümü, bazı belediye başkanlan, Abdüllatif Şener, Abdullah GüL Mehmet Ah Şahin, Abdülkadir Aksu, Salih Kapusuz'un da aralarında bulunduğu çok sayıda milîervekili vardı. Konuşması sık sık alkışlarla kesilen Erdoğan, "Başbakan" sloganlanyla uğurlandı. - AKP'li hiçbir kadının yer almadığı toplantıdaki yüzler, kapatılan FP'den ve Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminden tanıdıktı. - Erdoğan, basın toplantısında gazetecilere değil, parti tabanına ve tribünlere konuşur gibiydi. [email protected] Üniversite giriş sınavlan ve ardın- dan yapılan ön kayıtlar sırasında il- ginç gerçeklerle bir kez daha yüz yü- ze geldik. Imam hatiplilerin üniversi- tede heryere girmelerine engel olmak isteyen devlet iradesi YÖK'e ilginç bir şekilde yansımıştı. Daha önce söz et- tiğim uygulamanın daha sonra başka aynntılannı da öğrendim. • • • Üniversiteye girişte bir gencin bo- lüm seçmesi ya da başanlı bir şekilde bir yere girmesi için aranan evrensel ölçü nedir? Bilgi birikimi, yetenek ve zekâ. Yani bir genci sınavdan geçirir- siniz, onun bılgi ve kavrayışını ölçer- siniz. Eğer bununla yetinmezseniz bir de sözlü sınav yaparak yeteneğini ye- niden ölçersiniz. Bizdenasıl yapılıyor? Eskiden orta- öğretim başan puanı vardı. Bir öğren- cinin ortaögrenimdeki notlannın orta- laması ortaöğrenim başan puanı ola- rak öğrencinin alacağı puanı etkiliyor- du. Eğer çocuğunuz iyi bir okulda okuyorsa o okulda yüksek not alma- sı o kadar kolay değildi. Bu yüzden bazı aıleler çocuklannı son senelerin- de iyi okullardan alıp halk arasında "palas" diye anılan okullara veriyorlar. Üniversiteye Girişteki Engeller Böylece ortaöğrenim başan puanının yükselmesine yol açıyorlar. Bunu yap- mayan çocuklar ise mağdur oluyor. Bu durumda çocuğunuzu neden uy- duruk bir okula göndermediğinize pış- man oluyorsunuz. Ortaöğrenim başan puanı zaten bir yanlışlıktı. Çocuğun yeteneğini ve bil- gi biriminı ikinci plana itecek sonuç- lara neden oluyordu. Bu yetmedi, "şe- riatla mücadele" adı altında bir baş- ka saçma iş daha yapıldı. Çocuklann aldıkları puanlar kendi mezun olduk- ları bölüme göre düşürüldü veya yük- seltildi. Ömeğın, bir genç lise birinci sı- nrfta yaptığı tercihe göre bütün haya- tını bağlamış oldır. Şöyle, diyelim ki edebiyat bölümü- ne kaydoldunuz. Ancak daha sonra kendi yetenek ve eğilıminızin daha çok fen bölümlerine yöneldiğini hıs- settiniz. Diyelim kı, edebiyat okurken mühendis olmak ıstedinız. Ya da ter- si oldu diyelim, fen bölümünü bitirdi- niz ama edebiyat ya da dille ilgili bir bölümü tercih etmek istiyorsunuz. Iş- te Türkiye'deki puan hesapıama sis- teminde bu mümkün değil. Nasıl mı, edebiyat bölümü mezunu bir kimsenin, bütün fen sorulannı yap- sa bile, bir fen okuluna girmesi he- men hemen mümkün değil. Ya da fen bölümü mezunu birisi, edebiyat, fel- sefe veya dille ilgili bir okulda okumak isterse bu da ortaya çıkan besaplama yöntemlerı nedeniyle imkânsız. Çünkü fen bölümü mezunu iseniz, eaebıyat alanında yaptığınız sorulann cevapları 0.2 ile çarpılıyor. Edebiyat bölümü mezunu iseniz, fen bölümü- ne ılişkin ya da dil bölümüne ilişkin verdığiniz cevaplar 0.2 ile çarpılıyor. Kendi bölümünüzle ilgili cevaplar ise 0.5 ile çarpılıyor. Bu ne demektir, sız hasbelkader bir fen okulundan ya da bölümünden mezunsanız bir dil oku- luna gırmeniz mümkün değil. Önümde bir ömek duruyor, okulu, kendi mezun olduktan sonra fen oku- lu kabul edilen bir öğrenci, dil sınavı- na giriyor. Bu dil sınavından yüz soru- dan doksan dokuzunu doğru yapıyor. Yalnızca bir hata yapıyor. Normal ola- rak böyle bir kâğıdın Türkiye çapında dereceye girmesi gerek. Gelin görün ki, bu kâğıdın sahibi, 15 bin kişi için- de 999. oluyor ve hemen hemen dil ağırlıklı hiçbir okula giremiyor. Girebil- dikleri ise kimsenin girmek istemedi- ği bölümler. Yine aynı kâğıtta, Türkçe sorulannın kırk beşinden kırk üçünü doğru yapıp iki hata yapıyor. Sosyal sorulanndan otuz altı doğru altı yanlış yapıyor. Bır kâğıdın da herhangi bir sosyal ağırlık- lı okula girmesi mümkün olmuyor. Bil- diğimiz hesaplama yöntemleri nede- niyle. Olaya tersinden bakarsak, dil bölü- mü mezunu bir genç, diyelim ki, dok- san dokuz soru değil kırk soru yaptı. Bu kâğıdın sahibi daha fazla puan alı- yor ve doksan dokuz soru yapan gençten daha yüksek puan aldığı için şansı daha yüksek hale geliyor. Yani hiç dil bilmeyen bir genç mükemmel dil bilen bir gençten daha şanslı ola- rak bir dil okuluna girebiliyor. Sonuç- ta, onun orada iyi bir dil öğrenmesi hiçbir zaman mümkün olmadığı için üniversitelerin dil bölümü çöküyor. ••• Bu arada ilginç bir gerçekle daha yüz yüze geldik. Yabancı dille eğitim yapan özel okullara, dil bölümü açma hakkı tanınmıyor. Bu nedenle yaban- cı dille eğitim yapan bir genç, üniver- sitelerin dil bölümlerine giremiyor. Böylece çok çarpık bir tablo ortaya çıkryor. • • • Dünyanın neresinde böyle bir sis- tem var doğrusu merak ediyorum. Av- rupa ülkelerinin birçoğunun eğitim sistemini biliyorum. Böyle bir saçma hesaplama siste- mine rastlamadım. Orada aslolan bil- mektir, yetenektir. Bizde ise okul öğ- retmenlerinin vereceği ders notlan, li- se bırde iken seçmek zorunda kaldı- ğınız bölüme devam etme şartı her şeyi belirliyor. Bu sistem, sadakati ve boyun eğ- meyi esas alan medrese sisteminin bir devamı ve akıl almaz sonuçlar ya- ratıyor. Bu kadar kötü bir sistem nasıl kuruluyor ve sürdürülüyor, anlamakta güçlük çekiyoruz. Aslında Türkiye'nin diğer alanlanna bakınca, eğrtimin de onunla paralel gittiğini görüyor ve bir kez daha kahroluyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle