Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2*=* AĞUSTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
J V U A J Â LJ-K kultur(g cumhuriyet.com.tr 15
' Trihn içinde film' çeşitlemesi niteliğindeki İspanyol yapımı 'Başyapıt' bugün gösterimde
Yddızı kaçir ve zorla oynatIspanyol yapımı "Obra Maestra-
Başyapıt", konusu bakımından bir-
k a ç ay önce Istanbul Fılm Festiva-
li'nde seyrettiğımiz John \Vaters fil-
mi "Cecil B. Demented"ı çağnştın-
yor fena halde. L'çuk kaçık, komik ve
hırazır filmlenyle çeyrek yüzyıldır
tüm dünyada özel bir hayran kitlesi
edinınış, kışkırtıcı, tuhaf, kendıne
özgü çizgisini yıllardan ben sürdü-
ren. 'Kitsch-Trash'in PapaV John
Waters'ın. Hollywood tarzı fılm ya-
pımalığıyladalgasınıgeçtiği "Cecil
B.". ünJü biryıldızı kaçınp zorla fII-
minde oynatan. Amerikan sınema-
sında var olan sisteme ve zıhnıyete
karşı bayrak açmış, çılgın bir yeral-
tı sineması yönetmeniyle 'devrimci'
çetesinin delıdolu öyküsüydü. hatır-
lanacağı gibi.
Meraklısının gitgide ufak aynntı-
larına dalarak daha bir ilgiyle ısına-
rak seyredeceğini zannettiğimiz, İs-
panyol filmi "Başyapıfta. iflah ol-
maz iki sinema tutkunuyla. hayranı
oldukları \e kaçınp tutsak ettiklen.
mesleğinin doruğuna yükselmış bir
oyuncunun zoraki beraberlıklerını
eksen alıyor. yazar. senarist ve taze
yönetmen David Trueba.Tabii John
Waters'dan farklı tarzda. daha bildik
ufuklara ve klişe duyarlıklara yelken
açarak. David Trueba'nın 1997'de.
ilk filmi "La Buena Vlda-Güzel Ha-
yafla uluslararası festivallerde ka-
bul gören, ödülleralan bir "yetenek"
olduğunu kanıtlayan panltılar var
filmde.
'Un uyuşturucu gibidir'
8 yıl kadar önce "Belle Epoque"la
adını duyuran. müzik ağırlıklı "54.
Sokak"ryla bu yılın festival seyırci-
sini hoşnut eden araa kısa bir süre
önce sınemalarda seyrettiğimiz, Pe-
nelope Cruz'lu "Sokaklann Kıa^nı
Obra Maestra
(Masterpiece) /
Yönetmen, senaryo:
David Trueba / Kamera:
Javier Aguirresarobe /
Müzik: Roque Bands /
Oyuncular: Ariadna Gil,
Pablo Carbonell,
Santiago Segura, Luis
Cuenco, Jesus Bonilla
/ Ispanya 2000
(Belge Film)
Başyapıt'ın en iyi oyuncusu Ariadna Gil'in iki sinema delisinden kaçıp kut iuinıak n,ın gobeği çathyor.
pek tutmadığımız tanınmış İspanyol
yönetmen Fernando Trueba'nın kar-
deşi olduğu "bildirilen" Da\ ıd Tru-
eba, ikinci filmi "Başyapıfta sine-
manın mutfağına çeviriyor kamera-
smı. Sinemada sık sık tekrarlanmış
bir "film içinde film" öyküsü çeşit-
lemesiyle karşı karşıyayız yine.
Bu gözükara iki amatör sinema de-
lisinın, 8 mm. kamerasıyla yatarak
travelling bile yapan, şışman. zorba
yönetmen Benito Canaveras'la (San-
tiago Segurda). özellikle Amerikan
müzıkallerıne vurgun "kankası",
"soğan suratlT, hımbıl aktör bozun-
tusu Carolo Suarez Perales'in (Pab-
lo Carbonell). aranan, gözde yıldız
Amanda Castro'yu (Ariadna Gil)
güpegündüz kaçırarak çekecekleri 8
mm.'lık. amatör işı fılmlennde zor-
la oynatmalannı hikâye edıyor "Baş-
yaprt", alçak gönüllü. gülümsemele-
ri arkadan gelen. sıcak bir komedı
havasında.
4
Başanyı yatağa götüremezsiıT
Artık teoriden pratiğe geçerek
"amatör şevki ve yürütme azmiyle"
film çekmeye kararlı bu ıkı coşkulu
8 milimetrecinin, hobı boyutlarını
aşan sinema aşkı. onlan yakın çev-
relerinden kopartacak kadar yoğun.
Günlük yaşamın sıradanlığından, ai-
le-çevre kıskacından kaçıp kurtulma
çabası, ortak sinema tutkusunda bır-
leştıriyor yönetmen Benito-oyuncu
Carolo ikilisıni. Feleğin çemberin-
den geçmiş. ancak dayanma gücünü
bulabildiği kokainle parlak hayatını
sürdüren. bıkkın. bezgın. güzel
Amanda'yı bir türlü ıkna edemeyin-
ce ağzını bantlayıp ellennı kelepçe-
leyerek Benito'nun şehir dışındaki
boş evine kaçınyorlar. Polis ağabey
başta olmak üzere. kalabalık ev hal-
kı eve dönünce çekimi sürdürmek
için göbekleri çathyor amatör sine-
macılanmızın. Carolo bir kaçma anı-
nı kollayan "Uahe"sıne karşı hep se-
vecenken Benito zaman zaman epey
sert davranıyor Amanda'ya. Hayra-
Pisi pisi-kuçu kuçu dalaşı
Kötü kedi IVIr. Tvvinkle.
Sinema (daha doğrusu Hollywo-
od) tarihi, başrole insan karakten
verilmiş bazı evcil hayvanlann
oturtulduğu filmlerle doludur. Dis-
ney yapımı "Leydinin Aşta
w
ndan,
gişede iyi çalışan (köpek) Lassie.
(yunus) Ftipper, (balina) Willy
vb.'nin serüvenlerine kadar başlı
başına özel bir tür
oluşturagelen hay-
van filmlerinde van-
lan yeni bir aşamayı
örnekliyor "Kedüer
ve Köpekkr".
Son dönemde git-
tikçe gelişen bilgisa-
yar teknolojisi saye-
sinde,*Babe",''Hay-
van Çiftfiği'' gibi ya-
kın tarihli örneklerin
başan reçetesini uy-
gulayaraİc 40 yıllık
artistmişçesine rol
kesen ve konuşan ke-
dilerie köpekleri. in-
san oyuncularla bir
araya getiriyor "Cats
& Dogs". Lavrrence
Guterman'ın yönettiği filmde ko-
nu. ezeli rakip pisi pısilerle kuçu
kuçulann amansız mücadelesi.
Beklendiği gibi, kediler filmin kö-
tüleri, köpeklerse iyileri! însanda-
ki köpek alerjisini yok edecek bir i-
laç formülünün peşindeki, babalık-
tan yana pek nasibini almamış bir
bilginlekansı ve oğlunun (J.Goldb-
lum, E. Perkins, A. Pollock) ve kü-
çük köpeklerinin de kanştığı, mut-
lu sona çıkan bu mücadele. beylik
'köpek insanın can dosrudur' mesa-
jınabağlanıyoralı-
şılmış tarafından.
Oyunculuğa eğı-
tilmişlerle, bilgisa-
yar animasyonu
ürünü hayvanlann
insanvari mimikler-
le konuştuğu film-
de dünyaya egemen
olmak amacıyla ka-
pışan bir grup ke-
diyle köpeğin dala-
şı, eğlenceli, espri-
li bir şekilde görün-
tüleniyor. Kimi yer-
de casusluk ya da
uzay filmleri paro-
disine dönüşen. ki-
mi yerde sürükleyi-
ci aksiyon kovala-
macalanndangeçilmeyen "Kediler
ve Köpelder'*, ailece seyredilecek
sevimli bir fantezi sonuçta, Ama ni-
ye Türkçe dublajlı versiyonuna
mahkûm edildik, anlamadık...
Cats & Dogs /
Yönetmen: Lavvrence
Guterman / Senaryo:
John Requa,
Glen Ficarra /
Kamera:Julio Macat /
Müzik:John Debney /
Oyuncular: Jeff
Goldblum, Elizabeth
Perkins, Alexander
Pollock / ABD 2001
(WB)
Filmin iyi köpeği Lou.
te»
nı olduklan yıldızla yanak yanağa,
birbirlerinin fotoğraflarını çekiyor,
hatta mastürbasyon bile yapıyorlar
o uyurken. (Hele Carolo için sorun
olan Amanda'yla aşk sahnesi çevir-
mek, ateşle barutu yan yana getir-
mektenfarksız!)
Sonunda tekerlekli sandalyeye
mahkûm, felçli bir kadın rolünde, çe-
kilecek filmde(!) oynamayı kabul-
lenmekten başka çare bulamıyor
Amanda. bu iki sinema delisinin
elinden kaçıp kurtulabilmek için.
Başta söyledıği "Def olun çıkuı ha-
yatundan" tümcesinı mecburen ya-
layıp yutarak iki çatlağın titrek 8
mm. kamerayla çekilmiş, amatör ça-
Iışmalannı mecburen seyredip engin
sinema külrürlennı sineye çekerek.
Tîm Burton'ın şimdiden klasikleş-
miş "Ed Wood"unu çağnştıran gro-
tesk sahnelerle sürüp giden "Başya-
pıt", sinema- seyirci bağlamında,
despot yönetmen-ezdiği oyuncusu,
ünlü yıldız-edilgen hayranı vb. gibi
alışıldık yan temalar, yedinci sanata
ilişkin göndermeler, beylik gözlem-
ler ve belırgin bir kara mızah da içe-
riyor. 3 karakter arasında gelişen o-
lay örgüsü, oldukça düz ve basmaka-
lıp.
"Başyaprt", seyir olarak eli yüzü
düzgün bir bütûnîüğe ulaşıyor kaba
saba ve naif kaçsa da. Yer yer sıcak
duyarlıklar yakalıyor ama kesinlikle
bir başyapıt düzeyinde derinliğe eri-
şemıyor film.
Amatör şevkiyie profesyonellik
Yazar-yönetmen David Trueba üç
kahramanını aynntılı biçimde ışle-
meye önem vermiş. Ariadna Gil'in
öne çıktığı üç oyuncunun perfor-
manslarının, işlek bir kamera ve mü-
zik kullanımının da katkısıyla rahat-
lıkla seyrediliyor "Başyaprt". Ne an-
lattığından çok nasıl anlattığı bakı-
mından sınıfı geçen David Tru-
eba'nın gelecekte daha anlamlı ve
önemli filmleryapacağı söylenebilir.
"Ün, u>uşturucu gibidir'' ya da "Ba-
şanyı yatağa götüremezsin" gibisin-
den özlü laflar eden, annesiyle duy-
gulu bir telefon konuşması yapan, in-
san (ve hayat) sarrafı Amanda rolün-
deki Ariadna Gil'in sivrildiği a
Baş-
yapıt" sonuçta yavan ve vasat bir gro-
tesk şirinlikten öteye geçmese de ye-
ni haftanın en iyisi sayılabilir.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Entrikası iyi kundmuş bir gerflim
Amerika, Goergia. Arkansas'ta herke-
sin bırbirinı tanıdığı küçük bir kasaba.
Büyük ağaçlann arasında, doğanın için-
de kurulmuş kasaba, ıçıne dönük hayatı-
nı yaşıyor. Annie, bu kasabaya kocasının
işi nedeniyle gelen bir kadın. Kocası bir
yıl önce fabrikadaki bir kazada ölünce üç
çocuğuyla dul kalmış. Annie'nin bırözel-
liği var: Bilici. Görmediği olaylan bili-
yor, gelecekte olacakJara ilişkin önsezisi
var ve insanlar başa çıkamadıklan olay-
Iar için ondan yardım alıyorlar. Bilicilik,
falcılığa yakın bir özellik. Ama tarihin
her döneminde bü>ücülük ve cadılık suç-
lamasına konu olmuş. Oysa büyücülük
ve cadılık, olaylan istediği yönde geliş-
tirrne gücü olarak biliniyor. Bilici ya da
falcılann böyle bir gücü yok, onlar sade-
ce olanlan ve olacaklan görüyor ve söy-
lüycrlar. Annie'ye gelenler arasında eşi-
nin kendine karşı şiddet kullandığı Vale-
rie i e ruhsal dengesi bozuk Buddy Cole
da vır. Annie, kendisıne başvuranlara bir
terapıst gibi yardımcı oluyor, yapmalan
gerekenler konusunda yol gösteriyor. Va-
lerie'nin kocası Donnie, kansını döv-
mekten çekinmeyen sert karakterli biri-
si. Annie. çaresiz Valene'ye kocasından
aynlmasını öneriyor ama Donnie bundan
hiç hoşlanmıyor ve Annie'yi tehdit edi-
yor. Öte yandan ruhsal sorunlan olan
Buddy de Annie'den yardım ısteyenler-
den, Annie ona nasıl edeceğini pek de
bilmiyor.
Filmin orijinal adı olan TheGift-Arma-
ğan. Annıe'ye verilmiş olan 'olanlan \e
olacaklan görme gücü'ne atıfta bulunu-
yor. Ancak böyle bir armağan almış biri-
si de bu özelliğinden insanlan yararlan-
dırmakla yükümlü oluyor. Kasabada An-
nie'den hoşlanmayanlar da var. Onlar ka-
dını 'büyücülük'le suçluyorlar ve başka-
lannın işine böyle kanşılmasından hoş-
nut değiller. Aile danışmanlan da böyle
suçlamalarla karşılaşır, yakınlannın dav-
ranışlannın değişmesinden hoşnut ol-
mazlar. Bu arada, büyük oğlunun okulun-
daki öğrermenle görüşen Annie, bu öğ-
retmenle nişanlısı genç kadının gelecek-
lerinde olumsuz bir şey 'görür'. Bir süre
sonra bu genç kadın ortadan kaybolur \ e
polis de inanmasada Annie'ninyardımı-
nı ıster. Böylece işler daha da karışır.
İlk bakışta mıstik bir film görünümu
verse de filmin devamında orta>a çıkaıı
psikolojık gerilım, yönetmen Sam Rainıi
ve oyunculann 'çok iyi' düzeydeki başa-
nlan ile izleyiciyi sürüklüyor. Sürprizli
gidışler, karakterlerin ışlenişındeki can-
lılık, mekân seçimindeki gerilim her an
düşmeyen bir tempoyu yakalamış. An-
nie rolünde Cate Blanchette çok ıyı. Sa-
de, sakin ama kararlı bir bilici. Donnie ro-
lünde Keanu Reeves, öğretmen VVayne
rolünde Greg Kinnear. Valerie rolünde
Hilary Swank ötekı rol oyunculan da çok
başanlılar. Karakterler, belirgin özellik-
leriyle çok iyi çizilmişler. Sonuçta. ent-
rikası iyi kurulmuş, karakterleri çok iyi
işlenmiş başanlı bir film izliyorsunuz.
Mistik öğelerden çok. insanlar arası ıliş-
kılerin zengin bir gösterisi. Gerilim ve
korku dozu da hayli yüksek ve yer yer iz-
leyiciyi hoplatacak derecede. Zevkle ız-
lenır. 'The Gift-Üçüncü Göz' filminde Cate Blanchette çok iyi
KEDİGÖZÜ
L
VECDİ SAYAR
Yaşamım Benim En
Güzel Şiirim
"Birduruştan, birsözden, bir kavgadan, birdize-
den neleröğrenilebilir" diye soruyordu Ünal Ersöz-
lü, 2. Can Şenliği için Izmir Büyükşehir Belediyesi'nin
(Namık Kuyumcu'nun editörlüğünde) hazırladığı ki-
tapçıkta. Gene binlerce Can dostu buluştuk Dat-
ça'da, şainn 75. yıldönümunde. "Yaşamım benim en
güzel şiirim" diyen büyük şairi andık şıirlerte, şarkı-
larla.
Bu kez, şairin "muhalif" yönü ve "politik kimliği"
üzerinde yoğunlaştık. Oral Çalışlar'ın deyişiyle,
"Can Yücel yaşarken asi birşenlikti". Onun isyanı-
nın bütün boyutları ile tartışılması gerekiyordu. Can,
"Kûçük kızım Su'ya bakmayın siz, ona göre ben
o'ooh!.. yumuşak, akbaşlı bir kaplanım" diyordu.
Yaşamım şiire dönüştürmesinin sihri de burada ya-
tıyordu işte. Kaplanlığında... Düzenle barışık olma-
yan, "muhalif" kimlığinde.
Can Yücel'in doğum gününde Datça Açıkhava Ti-
yatrosu'nu dolduran binlerce seyirci akbaşlı kapla-»
nı coşkuyla anıyordu. Bu coşkuya, Grup Gündogar-
ken de katılıyordu sahneden. Hepimiz onlara uy-
muş, yuvadan uçan kuşların taklidini yapıyorduk.
Birden, beni işaret etmez mı? "İşte, nesli tükenen
kuşlardan biri!" Aşkolsun llhan Şeşen, insan hiç
gerçeği kedinın yüzüne vurur mu?
ilhan, yalnızca şaka yapmıyor gibi geldi bana. San-
ki kalabalıktaki gençlere sayılan giderek azalan bir
kuş türünü anımsatmak istiyordu. Muhalif kuşlara
saygısını dile getiriyordu. Can olsaydı, belki de sun-
turlu bir küfürle anımsatırdı aynı gerçeği politikaya
zerre kadar ilgi duymayan gençlere: "Kıçımın fosfo-
ruylaaydınlanın".
Nesli tükenmekte olan kuşlann sayısı epeycefaz-
laydı hafta sonunda Datça'da. Can Yücel'e yakışaa
bir kalabalık. Isa Çelik, "Bilim Sanat Kültür Insan-
lan" sevgisiyle oradaydı. Artık aramızda olmayanlar-_
la, olanlaryan yana, iç içeydiler. Hepsi deyaşıyordır
çünkü; hepsi de yaşamlarını şiire dönüştürmüş in-
sanlardı. En kalabalık grubu, şairleroluşturuyordu el-
bette. Birini unutuveririm endişesiyle tek tek isim sa-î
yamıyorum. Sonra tiyatrocular, Rutkay, Genco,
Derya, Ülkü ve Jülide . Haluk Levent, çok farklı
bir atmosfer içinde olmanın mutluluğunu yaşıyordu
şairin sevgili eşi Güler Yücel'le kucaklaşırken/
Gençlere, "Bir Zeynep Oral, bir Genco Erkal kolay'
yetişmiyor" derken, Datça'daki buluşmanın anlamı-
1
nı vurguluyordu. Farklı noktalardan, farklı birikimler-
den gelen ve Can'ın etrafında buluşan bu insanlarn
birleştiren ortak nokta bir şeylere "muhalif" olmala-j
nydı her halde.
"Sanat, Bilim ve Politika" başlıklı panelde de ay-|
nı sorunun yanıtını aradık. Peki, neydi sanatı, bilimi
ve politikayı buluşturan şey? Erdal Inönü'nün de-
diği gibi "gerçek arayışı" mı, Talat Sait Halman'ın
anlattığı gibi düzenle kan uyuşmazlığı mı? Halman,'
çağlar boyunca iktidardakilere muhalefet etmiş, bir
yüzden "başını vermiş" nice şairi sıraladı. Ufuk Uras,;
örgütlü mücadelenin önemini vurguladı ve sanatlan
politikanın ilişkisini irdelerken, "Sanatı politikaya ta-^
bi kılmak yerine, politikayı sanata tabi kılmak"\an.
söz etti... Elbette, onlar da politika ile bilimi kişilikle-}
rindebütünleştirebilmişnadirkuşlardandı... °
Şükran Kurdakul'un deyişi ile "bilgelikle herge-
leliği buluşturan" koca şair, sanatla politikanın yan«'
yana duruşuna, ortak mücadelesıne en iyi ömeği
vermişti tüm yaşamıyla. Aydın Çubukçu'nun dedi-.
ği gibi, "Can Yücel eski 'heccavlar' gibi temelsiz, da-.
yanaksız bir muhalif değildi. Aktif politikaya uza/cj
kalmadı. Önce TlP'te sürdürdü kavgasını, sonra
ÖDP'de 'Ağaç kuşa, kuş ağaca kayıtlı' dıyerek..." '
Sezai Sanoğlu'nun tanımıyla "En sivrimiz, en ita-'
atsizimiz, bizim yerimize de devletinyüzüne karşı ko-'-
nuşan en dobramız" oldu. i
A
"Omrümce hep muhalif yaşadım, - ;
Devletçe de menfi bir tip sayıldım, ^
Bu nedenle kan grubum RH Negatif"...
Elbette, "muhalif olmak"\a "muhalefet yapmak"
J
arasında fark vardı. Ahmet Telli, muhalefetin "ikti-'
dar talebi" olduğunu vurgulayarak, şairin "muhalif"
kalmasını öneriyor, devletin sanata "gölge etme-
mekle" yetinmesı gerektiğini söylüyordu. Orhan AJ-
kaya ise, devletin sanatı -kuşkusuz yönlendirme-,[
den- desteklemesi gerektiğini savunuyordu. "Şiir ve'
Muhalefet" panelinin öteki konuşmacılan Sina Ak-
yol, Mehmet H. Doğan, küçük iskender de, şiirin;
iktidarla çelişkisini vurguladılar, "ortodosk" değil,
{
"heterodoks" olmasının doğası gereği olduğunıp
söylediler. Kuşkusuz, bir tavn olması gerekiyordu
şairin. Partili ya da partisiz olmak sanatçının kendi-T
seçimine kalmıştı. Kuşkusuz Can Yücel gibi, Nâzım
Hikmet gibi büyük sanatçılar bu çelişkiyi aşmış, hem
örgütlü hem de bağımsız olmayı becermişlerdi. Ya-
şamın şiire dönüşmesi de bu olsa gerek...
7
Moore'a, ömür boyu başan ödülü >
• KINGSTON (AA) - Tunst kenti Montego
Bay'de 31 Ekim-4 Kasım günleri arasında ,
yapılacak üçüncü Jamerican Film Festivali'nde
Ingiliz ajan 007 James Bond filmlerinin
unutulmaz aktörü Roger Moore'a 'Marcus ,
Garvey Ömür Boyu Başan Ödülü' verilecek. Bu,.,
yıl ikincisi verilen ödüle geçen yıl sanatçı Harry ,
Belafonte değer görülmüştü. Jamerican Film
Festivali, fılm yapımcısı Sheryl Lee Ralph {
tarafından, Jamaika kültürünü ve bağımsız j
filmleri geliştirmek amacıyla başlatılmıştı.
Çocuk Edebiyatı Roman Yamşması
• Kültür Servisi - Bu Yayınev ı. çocuk ve \
ilkgençlik kitap serilerinı genişletmek için ™
1996 yılından beri 'Çocuk Edebiyatı Roman
Yanşmasf nı düzenliyor. Yayınevınin yeni
yazar ve yapıtlara fırsat tanıdığı yanşmanın
bu yılki başvuru tarihi kasım ayı sonuna
kadar uzatıldı. 2001 Çocuk Edebiyatı Roman
Yanşması'nın Seçici Kurulu ise. Mario Levi,
Nezihe Meriç, Doç. Dr. Sedat Sever, Tank
Dursun K., Yusuf Çotuksöken, Dr. Necdet
Neydim'den oluşuyor.
BUGÜN -
• İŞ SANAT'ta 'Avrupa Sinemasında Kadına
Bakış' başlığı altında Bernardo Bertolucd'nin
yönettiği 'Çannmış Güzellik" adlı film
izlenebilir. (0 212 316 15 77)
• BÜYÜKADA KİTAP ŞENXİĞl'nde 16.00-
21.00 saatleri arasında Rıdvan Akar'ın ımza
günü gerçekleşecek. (382 33 66)