Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>1 AĞUSTOS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Akgül: AHM
beklenmeli
• MANİSA(AA)-
T BMM tnsan Haklarını
Inceleme Komisyonu
Ba^kanı Hüseyin Akgül,
"A\ rupa lnsan Haklan
Vlahkemesi'nden
(AİHM). 'Öcalanidam
edilmesin' dıye karar
çıkmaz" dedi. Akgül,
"Türkiye'nin imzaladığı
uluslararası sözleşmeler.
iç hukııkta da geçerlidir.
O nedenle idam
komısunda AİHM'nin
kararını görmemiz
gerekiyor" diye konuştu.
Trafikte
'buruk' gelişme
• \NKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
TYafık kazalarında bu
yılin yedı aylık
döneminde yurt
geneliude 1607 kişi
yaşamını yitırdi.
Emnivet Genel
Müdürlüğü Trafik
Hızmetlen
Başkanlığfndan yapılan
açıklamaya göre. bu yıl
ocak-temmuz
döneminde yurt
genelinde 228 bin 724
trafık kazası meydana
geldı. Geçen yılın aynı
döneminde 256 bin 612
olan trafık kazalannın
sayısı yüzde 10.87
oranında düşerken 2 bin
120 olan ölü sayısı yüzde
24.20. 63 bin 372 olan
varalı sayısı da yüzde
16.53 oranında azaldı.
Beyoğlu'tıda
yangın
• İstanbul Haber Servisi
- Beyoğlu'nda yangın
çıkan 2 katlı binar
uygunsuz araç parklan
ve dar sokağın itfaiyenin
nıüdahalesıni
güçleştırmesı nedeniyle
tamanıen kullanılamaz
hale geldi. İtfaiye
ekiplen. sokağın dar
olniası ve araçlann
uygunsuz şekilde park
etmelerınden dolayı
araçlı olarak yangın
çıkan binaya
yaklaşamadı. Çökmeler
nedeniyle bina tamamen
kullanılamaz hale
gelirken itfaiye ekipleri,
yaklaşık 50 metre
uzaklıktakı sokağın
başından hortumlan
eklenıek suretiyle
yangını ancak
söndürebildiler.
Açıklama
• ANK.4RA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eskı Güzel Sanatlar
Müdürü Mehmet Özel.
gazetemizin 13 Ağustos
2001 Pazartesi günlü
baskısında yer alan
"'MılyarlıkTablolar
Kayıp" haberiyle ilgili
olarak şu açiklamayı
yaptı:
"Kültür Bakanlığı'nca
Mılli Kütüphane'den
Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü'ne devredilen
\e kaybolduğu iddia
edilert tablolarla ilgili
olarak. 1992yılında
tarafıma açılan ve Ankara
10. AslıyeHukuk
Hâkimliği'nde görülen
davadan beraat etmiş
bulunuyorum. Bu karar
Yargıtay tarafından da
onanmıştır. Kültür
Bakanlığf nca gazeteniz
habennde belirtilen 76
tablonun kaybolduğu
ıddi.ası île ilgili olarak
yargılanınam ıçin
Danıştay Başkanlığı'na
izin alınmak üzere dosya
gönderilmiş. Danıştay 2.
Daire Başkanlığı'nca ben
v e dığer bürokrat
arkadaşlanmın
v argılanmalanna gerek
olmadığına karar verilmiş.
bu karar Danıştay Idari
Işler Kurulu
Başkanlığı'nca da
onanmıştır.'"
Goşkunun yerînî öfke aldı
Sakin bir havada başlayan 38. Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri'nde gündem Diyanet
İşleri Başkanlığı müfettişlerinden Dr. Abdülkadir Sezgin'in açıklamalanyla bir anda değişti
MİYASEtLKNUR
38. Ulusal, 12. Uluslararası
Hacı Bektaş-ı Veli Anma Tören-
leri 16 Ağustos'ta geçmiş yıllara
oranla oldukça sakin başladı. O
kadar sakindi ki, eskiden insan
selinden meydana yaya olarak
girmek bile büyük bir mücadele-
yi gerektirirken bu yıl meydana
kadar araçla girilebildi. Her yıl
azalan ziyaretçi sayısı bu kez di-
be vurmuştu. 15 Ağustos akşamı
tlhan Selçuk'la belediyenin önü-
ne kadar araçla gittik, hatta zor-
lanmadan park yeri bile bulduk.
Meydana açılan yollarda ne sı-
ra sıra otobüsler, ne tarlalarda ku-
rulan binlerce çadır, ne de park-
larda yatan insanlar göze çarptı.
Konuştuğumuz Alevilerden ki-
misi bunu ekonomik krize bağlar-
ken kimisi festivalin şenlik hava-
smabüründürülmesıne, kimisi de
Hacıbektaş'a RecepTayyip Erdo-
ğan'ın çağnlmasına bağladı.
Gelenek olduğu üzere Cum-
hurbaşkanı, Başbakan ve siyasi-
ler, 16 Ağustos günü meydanda-
ki açılış törenini ızlemeye gelir-
lerdi. Başbakan Bülent Ecevrt. bu
yıl bu geleneği bozdu ve Hacı-
bektaş'a resmi açılıştan bir gün
önce geldi. Törenlerin açılış se-
remonisinde Cumhurbaşkanı
Ahmet Needet Sezer ılk kez kala-
balık bir kitleye hitap edecekti.
Alevilerin, hukukun üstünlüğü-
nü savunan Sezer'den beklentile-
ri büyüktü. Onu Hacıbektaş'a şo\
yapmaya gelen siyasılerden ayn
bir yere koyuyorlardı. Ancak Se-
zer'in konuşmasından sonra Ale-
viler düş kınklığı yaşadıklannı
ve Sezer'den bekledtkleri mesaj-
lan alamadıklannı belirttiler.
Alev iler bu yıl yine birilerine
tepkilıydiler. Kimisi Tayyıp Er-
doğan'ı ilçeye davet ettiğı ıçın
Belediye Başkanı Mustafa Özci-
van'a, kimisi üstü kapalı olarak
Sıvas katlıamından İnönü'yü so-
rumlu tutan Deniz BavkaTa. ki-
misi Hacı Bektaş-ı Veli Dostluk
\e BanşÖdülü'nünyanlışkişiye
verıldığı gerekçesiyle seçici ko-
miteye...
Okların hedefi değlştl
Aleviler ilk iki günü birbırleri-
ne yönelik eleştinlerle geçinrken
üçüncü gün bir gazetedekı dizi
yazıda yer venlen bir açıklama
ile oklannın hedefini değiştirdi-
ler. Sözkonusu açıklama Diyanet
tşlerı Başkanlığı müfettışlenn-
den Dr. Abdülkadir Sezgin'e aıt-
tı. Sezgin."Alevilerin büyük Ale-
vistan düşü kurduklarnu ve ayn
Hukukun
üstünlüğünü
savunan
Cumhurbaşkanı
SezerM
Hacıbektaş'a şo\
yapmaya gelen
siyasılerden ayn bir
yere koyan Ale\iler,
Sezer'in
konuşmasından
sonra düş kınklığı
yaşadıklannı ve
bekledikleri
mesajlan
alamadıklannı
belirttiler.
birbayrak veTürkiye'den ayn bir
toprak talebi hazırlığı icinde bu-
lunduklannı. aynca Alevilerin P-
KK'den sonra en büyük tehditol-
duklannT öne sürüyordu. Bu
açıklamayla Hacıbektaş'ta gün-
dem bir anda değişti. Coşku ve
neşenın yenni öfke seli aldı. Ga-
zeteyi Üicek köyünde ArifSağ ve
Âşık Mahsuni ŞeriTle bırlikte
gördük. İki ünlü sanatçı da öfke-
den deliriyordu. Mahsuni, "Bu-
güne kadar hangi Alevi ayn bir
bayrak ve topraktan söz etmiş ki,
bu adam böyle saçmalıvor" der-
ken Anf Sağ da "Bu adamlar bu
saçmahklan kasıtlı olarakdilege-
tiriyorlar. Alevileri zorla sistenün
dışma çıkarmak için sabuiaruu
zorluyorlar. Allah belalanıu ver-
sin" dıyerek tepkısını dile getiri-
yordu.
Hacıbektaş Belediye Başkanı
Özcivan, Abdülkadir Sezgin için
"Bu zat ya Osmanlı ve Selçuklu
tarihini bilmiyor ya da kasıtlı ola-
rak çarprtıyor" dedi. Sezgin'in
Mustafa Kemal ve Alevilerin
ılışkısinden de habersiz olduğu-
nu belirten Özcivan tepkisinı
şöyle dile getirdı: "Ulus devleti,
Misakı Milliyi ve toprak bütün-
lüğünü sonuna kadar savunan
Aleviler, Anadolu Türk Kültürü-
nü bugün yaşatan yine Aleviler,
Kurtuluş Savaşfnda Mustafa
Kcmal'e destek veren yine Alevi-
ler. Mustafa Kemal Kurtuluş Sa-
vaşı'nda Alevilerin tam desteğini
alırken o zatuı düşüncesindeki-
lerişgakilerle ve mandacılarla iş-
btrliği içindeydi. Kendilerine
Türk diyen \e Türk kültürüyle
uzaktan vakından ilgisi olmayan
bu zattarprovokatörtük > aparak
halkı ve devleti Aleviler üzerine
kışkırtmaktadıriar. Bin yılkk Ale-
vi küttürünü yok sayan bu zihni-
yet, şimdi de Akvüeri bölücü say-
ma ve potansiyel suçlu gösterme
gayretindedirler. Ale\i toplumu
herkesten çok yurtsever, bağun-
sızhkçu ulus devlet ve misakımil-
üve sahip çıkmaktadır."
Songünlerin 'ulusalgüvenlik'tartışmasında 'sömürgecilik'göz ardı ediliyor
'Ulusal esenliğimiz' tehlikede
OKTAYEKtSCİ
Hkbahar ve yaz aylannı "ekono-
mikkrizşokuyta" karşıladıktan son-
ra, şımdi de sonbahar ve kışa "ulusal
güvenlik sarsıntisıyla" hazırlanıyo-
ruz...
Özellikle ekonomik sıkıntılann
toplumda "daha azhissedildiğT sıcak
ve masrafsız yaz günlen geride kal-
maya başlaymca. bu büyük krizin
"soguk ve masrafb günlerde" ülkeyi
yönetenleri "zoriamasr yerine. ka-
muoyunun "ulusal güvenİiği tarüşa-
rakekonomiyiunumıası". aynı siya-
sı yönetımler ıçır. "bulunmaznimet"
değil midir?..
Nitekim, sayısız gazeteci ve "ay-
dın" bu nimeti şimdiden iktidar par-
rilerine "sunmaya" başladılar bile...
Ülkeyi ekonomik krizlere de sürük-
leyen "dışa bağh tüketim politikala-
run" sorgulamak bir kenara bırakıl-
dı, neredeyse aynı krizin bile "so-
rumlusu" olarak ulusal güvenliğe
"duyarlT tutumlargösterilmeye baş-
landı...
SömürgecHlk'
unutuluyor...
Dahası. yine ulusal güvenlik
"sendromuna" bağlanan, demokra-
siye, haklara ve özgürlüklere "saygı-
sız" politikalann temelinde de aslın-
da u
sömürgeciliğe dayah talan eko-
nomisinin" bulunduğu gerçeği, kimi
"sol'' kesimlerce bile artık göz ardı
ediliyor...
Bu tartışmayı başlatanlann, ashn-
da; ^düşünceye değil yağmaya daha
fazla özgürtük" istedıkleri. yıllardır
izledikleri "rantçı ve özelleştirmeci
r>
politikalarla açıkça ve sayısız kez "kanrt-
lanmış'*olmasına rağmen, aynı sol kesim-
lerin bu tür bir özgürlük anlayışına yine
yıllardu- "dur" demeye çalışan "kamuya-
ran ve ulusal çıkarlardan yana hukuku"
bile savunmaktan uzaklaşmaya başlama-
lan ise "çüriimeninveyozlaşmanınulaştı-
ğj boyutu" gösteriyor...
Yağmayı ele^lrmek yasafcl..
Dilerseniz, "ülkenin geUşmesi ve AB'ye
yaklaşmasıbusendromlaengelkniyor'* di-
yenlerin, özellikle son yıllarda aynı "geüş-
meT>
(!) ve aynı "AB süreci"^!) aduıa ne gı-
bi tutum ve politikalar sergilediklerini kı-
saca bir kez daha anımsayalım...
Bu siyasetçilerin, daha birkaç yıl önce
YÖKkanalıyla üniversitelere "genelgeler*'
göndererek bilim ve kültür kadrolanmıza
"hükümet politikalannı eleştirme yasağT
getirdıklerinı; dahası, şımdı bir yandan
"özgürlükler neden kKSidanıyor?" diye as-
lında kendilerine sormalan gereken soru-
lan başkalanna yöneltirken öbür yandan
da aynı kısıtlamanın resmı genelgelerini
yine '^ürürlükte" tuttuklannı... Hikmet
Çetmkaya belgeleriyle açıkladı. (Cumhu-
riyet, 11 Ağustos 2001)
Bu genelgelerde bilim ve kültür çevre-
lerine eleştiri yasağı konulan uygulamalar
arasında ise, örneğm ABD'li Ford fabri-
öergama'da siyanürie altın
çıkanlmasına karşı nıücadele
veren köylüler ülke değerierini
ve yaşama haklarını
savunurken sürekli
horlanıyoriar... Onlar yerine
si\ anürlü ahtopotu'
destekleyenler ise şimdi daha
çok özgürlük" istiyoriar..
kasına Gölcük'tekı kıyı fıdanhğının "be-
dava* \enlmesi; Karadeniz kıyı şeridin-
deki doğal ve kültürel zenginliklerin. Dün-
ya Bankası kredileriyle ve "projesiz-plan-
sız ihale edilen" yol inşaatlanyla acıma-
sızca yok edilmesi; ya da Boğaziçi nı ka-
zalardan koruma adına. tanker geçişini ar-
tık "kahcT ve "meşnT kılacak olan "ra-
dar kulelerTnin yine ABD'li ünlü Loock-
heed firmasına hukuka aykın yöntemler-
le yaptınlması ve "işjetme" hakkının \e-
lan" aynı sıyasetçılenn. sözgelımi "üni-
versite bahçeterini"" bile ayncahkh imara
açabilmek için "Teknoloji Bölgeleri Yasa-
sı"nı nasıl hazırlayabildikleri: ya da bun-
dan çok daha beteri, "her istcyen yabancı
yatmmcınuı''. ülkenin her ıstedıği yerin-
de \e SİT alanı. orman ya da tarım alanı
olmasına da "bakılmaksizın"'. bu değerle-
n koruyan yasalar bile "geçersiz"' kılına-
rak gelip yerleşebilmesini hedefleyen, bu-
nu yaparlarken de aynı yağmayı "yerli or-
KJöicük layüarım Ford'a, Boğayçiyamaçlatım Loockheed'e
vetipküresdyağmaya 'tam teslimiyet'içinyeniyaürun serbestliği
yasalan hazırlayanlar, Cumhuriyet hukuku bu talana 'zoriuk'
çıkannca, çareyi 'demokrasitartışmasında' anyortar...
rilmesi; üstelik bunu hızlandırmak için
Koruma Kurulu'nun aynı kulelere "red"
karannın da "'tahkim1
' uygulanarak geçer-
siz kılınması... Ve daha bırçok buna ben-
zer "\üusalesenliğiınizr de hiçe sayan bi-
lim ve kültür yoksunu tutumlar yok mu-
dur?..
Talana tam' özgürlük...
Bunlann yanı sıra, yine şımdı "özgür-
lük" deyince sadece "yatmm özgürlüğü-
nü" anladıklan her nasılsa a
kola\' unutu-
tak" bularak gerçekleştirmeleri açıkça
"•teş\ik" edilen "Endüstri Bölgeleri Yasa-
s r gıbı bir ulusal suç metnmı nasıl düşü-
nebildiklen... Ulusal güvenlıkle ilgili baş-
lattıklan tartışmada akla bile gelmiyor, ge-
tirilmiyor...
'Onlar ortak, biz pazar'...
Evet.. Sözün kısası, Türkiye güz ve kış
aylanna doğru bu kez öylesine "kurnaz-
ea" bir tartışmanın içine sokuldu ki artık
ne şu "rant ekonomisinden" kaynaklanan
ekonomik kriz "•aydınlannuzm" umurun-
da, ne de ömeğın Bergama köylülerinin
neye karşı direndıkleri ve neden aynı "de-
mokrasi düşkünlükkrinin"(!) bu yurtse-
ver köylülerin değil de "siyanürcü ahta-
podann" yanında yer aldıklan...
Vaktiyle. şimdi AB yerine "Avrupa Or-
tak Pazan" örgütlenmesi varken Türki-
ye'nin gerçekten "ulusal esennğjni" düşü-
nen çevreler, halka gerçekleri anlatabil-
mek için "onlar ortak, biz pazar" slogan-
lanyla tarihe geçtiler...
Şimdi şu ulusal güvenlik tartışmasında.
Türkiye'nin artık tam bir "açık pazar" ol-
ması için Cumhuriyet hukukunu "engel"
sayanlan destekleyenler arasında, işte o
güzel sloganla "güzel gencliklerinr yaşa-
yanlan da görünce, aynı yıllann bir başka
"değişmeyen" saptamasını da anımsatma-
dan edemeyeceğim: "Potitikayv ekonomik
tercihkr beürler... Ülke değerierini pazar-
lamak. sarnıak ve ulusal kaynaklann yağ-
malanmasma ve sömürülmesine daha faz-
la olanak sağlamak gibi bir ekonomik an-
layışegemense, bu anlav ışuı özlediğj özgür-
lük ve demokrasi de aynı talana göz yu-
man bir düşünce ve fikir serbestliğinden
ibarettir..r
Ne dersıniz?.. Ulusal güvenlik "sendro-
muna" kapılmamak uğruna yapılan son
çıkışlar. acaba gerçekte "ulusal esen-
liğimiz*' için midir?..
Yılmaz ve Sezgine tepki
Aydmltktan
korkııyortar
tstanbul Haber Servisi - "Akvflerin
ibadet yeri cami ofanab. Cemevine
cami işlevi katmak birliğe darbe
vurur" diyen Diyanet îşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yümaz ile
"Akvistan'ı kurmak istiyoriar''
iddiasında bulunan eskı Diyanet
tşleri Başkanlığı Başmüfettişi
Abdülkadir Sezgine yönelik
tepkiler artarak sürüyor. Eski CHP
Erzincan Miüetvekili Nurettin
Karsu. Mehmet Nuri Yılmaz'uı
açıklamalannın îslamla ilgisi
olmadığını, bölücülük
çağrıştırdığını belirterek "Karanbk
yaratıklann aydınlıktan korkmalan
doğalchr'' dedi. Alevı dernekleri ve
vakıflan bugün Ankara'da basm
açıklaması yaparak bu konudaki
tepkilerini dile getirecekler.
Bdlücülüğü çağrıştırıyor
Nurettin Karsu, Diyanet tşleri
Başkanı ile bir müfettişin ileri
sürdüğü görüşlerin dinle
bagdaşmadığını, îslamla ilgisi
olmadığını, hezeyan koktuğunu ve
bölücülüğü çağnştırdığını savundu.
"Alevileri Arap ümmetçisi yapmak
çabasında bulunan EMyanet tşleri
Başkanı'nın aldığı maaşta Alevi
yurttBŞİann ödediğj vergikrin payı
da vardır" diyen Karsu, sözlerini
şöyle sürdürdü: u
Akvüer,tann,akri
ve bilim üçgeni içinde çağdaş bir
din yorumuy la Anadolu toprağma
hayat vermiş insanlardır. Bunlara
çamur atmak, bunlan küçük
göstermek gerici ve çağdışı olan
insanlann gözlerinin
kararmasından ileri gdmektedir."
Basm açıklaması yapılacak
20. Dönem CHP Erzincan
Milletvekili Mustafa V üdrz da
Abdülkadir Sezgin'in sözlerini
kınayarak böyle düşünen bir
kişinin bu kurumun bünyesinde
çalışmasının, toplum adına
talihsizlik olduğunu söyledi.
Çok sayıda Alevi kuruluşu bugün
Ankara'da basm açıklaması
* yaparak bu konudaki tepkilerini
dile getirecekler.
Kaos yaratmak Istlyorlar
Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birliği
tarafından yapılan yazıh
açıklamada ise Yılmaz ve
Sezgin'in ne yapmak istedıkleri
sorularak "Kaos mu, kargaşa nu,
operasyon haaruğı nu, kriz
varatmak mı" denildi.
Sezgin
1
den savunma.
Barışiçin
çaüşıyorum
ANKARA (Camhuriyet Bürosu) •
Eski Diyanet İşleri Başkanlığı
Başmüfettişi Abdülkadir Sezgm,
Alev i düşmanı ve ülkücü
olmadığını ileri sürerek "Ben
Diyanet ile Alevueri banşörmaya
uğraşan tek din adamıyınT dedi.
Alevilenn "Akvistan devieti"
kurma isteğınde olduklanm iddia
ettiği için, bu kesimin büyük
tepkisini çeken ve eleştirilere hedef
olan Sezgin kendini savundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nca 20
Nisan 2001 tarihinde
başmüfettişlik görevinden ahnarak
Mersin'e \aiz olaraksürüldüğünû
anımsatan Sezgin. "Ulkacü
değilim. Ülkücü olsam sürülür
müydüm*
1
görüşünü aktardı.
Sezgin-. Türklye'ye
IHşktn konuşmadım
Sezgin, dünyada Alevistan kurma
isteği içinde olan bazı Alevi
gruplan olduğunu belirtirken
"Ama Türkive'de yok. Ben bu
sözkri Türkiye'ye ilişkin olarak
söylemedim" dedi. Diyanet ile
Alevileri banştırmak için uğraşan
tek din adamı olduğunu iddia eden
Sezgin, "Yazdığun 10 kitaptan 4'ü
Ak\ililde ilgili" diye konuştu.
Sezgin, MİT bağlantıh olduğu
yönündeki iddialara ilişkin olarak
da, "MİT Yunan teşkilaö mı? O da
devtom bir kurumu. MİT'te
çahşmıyorum ama olsa da çaHşsam.
Hiç olmazsa daha çok para
kazanırdım" değerlendirmesini
yaptı. Sezgin, görevden
alınmasıyla ilgili olarak yürütmeyi
durdurma davası açtığını, sonucu
beklediğini ve Mersin'deki yeni
görevine gitmediğini belirtti.
Alevi-Bektaşi Kuruluşlan Birliği,
açıklamalan nedeniyle Sezgin'e
dava açacaklannı bildinnişlerdi.