23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2001 SALI HABERLER DUNÎADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bodrum'.da TL Sizlere Ömiip BODRUM - Bodrum'un hareketliliği krizi ilk bakışta fark ettirmiyor. Her yer turist dolu. Ama fiyatlara baktığınızda, görece popüler yerlerin bile hızla normal vatandaş için erişil- meze doğru tırmandığını görüyorsunuz. Zaten, normal vatandaşın öyle Bodrum'a ya da deniz kıyısına gidip yemek yiyecek fa- lan hali deyok. Hele hele, pırıl pınl lacivertsu- lar üzerinde, "mavi yolculuk" yapmak hiçbir şekilde söz konusu değil. Türkiye'nin bu güzel köşeleri ya imtiyazlı ki- şilere ya da teknelerin parasını dolarla öde- yen yabancılara ait artık... Bodrum, Türkiye'nin en gözde turistik yö- relerinden biri olmasına karşın Turizm Ba- kanlığı belgeli 3,4, 5 yıldızlı tesislere yeni ye- ni kavuşuyor. Yüksek gelir grubundan ya- bancıların gelebileceği tesisler son birkaç yıl- da yapılmaya başlanmış. Dı Marmara" bunlardan biri. Bodrum'un eşsiz manzarasını en iyi biçimde değerlen- direbilecek konumdaki tesiste oda fiyatlan 300 ila 400 dolara, yani SSK hastanelerinde çalışan bir doktor aylığına kadar çıkabiliyor. Bu fiyatı ödediniz mi banyo yaparken bile göz kamaştırıcı manzarayı seyredebiliyorsu- nuz. ••• Bodrum'da TL, yani Güngör Uras'ın de- yimiyle Turkish Lira sizlere ömür... Otel, tekne, hattagrupları biryerden birye- re nakledecek minibüs veya sair vasıta fiyat- lan da dolarla saptanıyor. Gerçi ayıp olmasın diye, Türk Lirası elden ele dolaşıyor ama, "yeşıV'e endeksli olarak. Yani önce fiyat dolarla belirleniyor, sonra o gün TL olarak karşılığı neyse ona çevriltyor. "740 dolar veya 200 milyon" gibi fiyatlar veriyorlar. Bodrum'da Türk Urası artık bütün işlevini yrtirmiş. TL'nin değer belirleyici işlevi kalma- mış. Değişim birimi olarak bir anlam taşımı- yor. Tasarruf işlevi ise hiç yok. Vatandaş kendini korumak için gelirini, bir aylığına, iki hatta bir haftalığına da olsa do- lara yatırıyor. Aksine davranışı yani parasını TL'ye yatır- mayı artık deliler bile göze almıyor. ••• Ama Bodrum'un hakkını da yemeyelim. Türk Lirası yalnız burada değil her yerde hak- kın rahmetine ermiş. Türk ekonomisinin en büyük sorunlanndan biri de zaten TL'nin artık ölmüş olması. Yapılan hesaplar, öngörüler ne olursa olsun Türk Lisarı sahici paralar karşısında tutuna- mryor. Kemal Derviş de bu gerçeği görmüş. Eu- ro'ya geçmek istiyor. Ama nasıl olacak? Euro ile TL'nin ilişkisi "Juliette Greco"nur\ şarkısındaki gökteki kuş ile deniz içindeki ba- lığın imkânsız aşkına benziyor. Bunlar nasıl bir araya gelecekler ki? Bununla birlikte yıl sonunda AB'nin tek pa- ra Euro'ya geçişiyle birlikte, Türkiye'de yas- tık altında bulunan 19 milyar markın banka- cılık sistemine kazandırılması için Merkez Bankası'nın kolları sıvadığı haberleri geliyor. Merkez Bankası'nın bu girişimlerine bel bağlamak, olmayacak duaya amin demeye benziyor. Hoş, biz bugüne kadar nice olmayacak du- alara amin demiş insanlanz. Neyse, nerede olursanız olun, bir an kapa- yın gözlerinizi, kendinizi lacivert sulann üs- tünde düşleyin. Biraz direnirseniz rüzgârın bağrınızı serinlettiğini duyacaksınız... ÖLÜM ORUCU EYLEMCİLERİ; F tiplerikolkana kadaröleceğiz Istanbul Haber Ser- visi - F tipi cezaevleri- ne karşı başlatılan ölüm orucu eylemi içe- ride ve dışanda devam ederken, dün eylemci- ler basın açıklaması yaparak "talepleri ka- buJ edilene dek ölmeye devam edeceklerini" duyurdular. Küçükarmutlu'daki bir evde ölûm orucuna devam eden Reşit San, Gamze Türan, Hûse- yin Akpmar, Ferhat Ertürk, Ulaş Bütün, Özkan Güzel, Nilgün Kayapınar ve ölüm orucunun 306. günün- de olan Ümmüş Şahin- göz yaptıkları ortak açıklamada, eylemleri- nin kararlılıkla devam ettiğini söylediler. Açıklamada, devletin eylemcilerin ailelerini çocuklanna karşı kış- kırtarak direnişi kır- maya çalıştığı ileri sü- rülerek şöyle denildi: "tlk önce insanların ailelerine bir itirafçının yalanlaria dolu mektu- bunu yollayarak işe başladıîar. Yetmedi,ey- lemcilerin ailelerinin evlerine Terörle Müca- dele Şubesi polislerini voUayıp ailelerden teh- dit ve şantaj yoluyla zorla müdahale dilek- çesi almaya çalışülar. Yetmedi, Küçükar- mutlu'yu giriş çıkışla- nndan abluka altına alıp gayri hukuki uygu- lamalar yapmaya, kim- lik sormaya, üst ara- maya, gözalüna alma- ya, mahalleye araba- otobüs sokmamaya, di- renişçilerin yakuılanıu, ziyaretçilerini mahalle- ye sokmamaya, ellerin- deki karanfillere bile el koymaya başladıîar." Açıklamada, " F tipi hücreleri yıkılana, en doğal, en üısani ve en demokratik talepleri- miz kabul edilene ka- dar ölmeye devam ede- ceğiz" denildi. Ulaştırma Bakanı devletin hatalı bir proje ile 315 milyon dolan toprağa gömdüğünü kabul etti VııraPdan İıızh tren' özüriiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Ulaştırma Bakanı Oktay Vurat Türkiye'nin 26 yıldır beklediği "hızlı tren" projesine son noktayı koydu. Vural, yapımına 1975 yılın- da başlanan ve bugüne kadar 315 milyon dolar harcanan "hızlı tren projesinden" vazgeçildiğini belir- tirken devlet adma da "özürdiledi". Ulaştırma Bakanı Vural, dün An- kara-lstanbul hızlı tren projesinin birincı kısım inşaatı olan Ayaş Tü- neli'nde incelemelerde bulundu. Proje için toplam 315 milyon dolar harcandığına dikkat çeken Vural, Teşvik verilmiyor PETLAS'ta üretim durma noktasında ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Irticai faaliyetlere destek verdiği gerekçesiyle teşvik kredisi verilmeyen PETLAS'ın, özelleştirmenin durdurulması yönündeki mahkeme kararlanna karşın KOMBASSAN Holding'e satıldığı belirlendi. PETLAS'ta örgütlü bulunan Türk-lş'e bağlı Petrol-lş Sendikası'nın Genel Başkanı Mustafa Oztaşkın, "Kredi verilmeli. Bir suç işlenmişse bu suçun cezası mahkemede veriKr" dedi. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in MİT'ten hakkında bilgi istediği iki firmadan biri olan KOMBASSAN Holding'in PETLAS'ı almasının hukuk engeline karşın gerçekleştiği ortaya çıktı. PETLAS'ın satış işlemlerinin başlamasının ardından, bu özelleştirmenin anayasaya aykın olduğu iddiasında bulunan Petrol-lş Sendikası mahkemeye başvurdu. Başvuru sonucu gerekli — > — — — — - — • incelemeleri • ÖzeHeştirmenin yapan durdurulmasına ^ ^ ^ .,. . . , , Bolge Idare ü»şkın mahkeme M a h \ e m e s i karanna rağmen 3 j Arahk KOMBASSAN 1997 Holding'e satılan tarihinde şirket, teşvik s a t l Ş' kredisi alamadığı durdurma , , karan aldı. ıçınzordurumda. ^ ^ 5J *"""-—————ı—. hükümetbu karara uymayarak satış işlemlerini sürdürdü. Başbakanlık Özelleştirme Idaresi Başkanlığı ise davayı Danıştay'a götürerek alınan karann iptal edilmesini istedi. Danıştay 10. Dairesi Kayseri Bölge Idare Mahkemesi'nin aldığı karann dayandığı hukuki ve yasal nedenlerin yerinde olduğu değerlendirmesinde bulunup satış işlemlerinin durdurulmasını onadı. Tüm bu hukuk kararlanna karşın PETLAS'ın satışında herhangi bir geri adım atılmadı ve PETLAS KOMBASSAN Holding'in oldu. Satış işlemleri sonrasındaki işten çıkarma ve sendikasızlaştırma girişimleri sonucu fırmadaki üye sayısı 1086'dan41 l'e gerileyen Petrol- lş Sendikası'nın Genel Başkanı Mustafa Oztaşkuı ise her şeye karşın PETLAS'a teşvik kredisi verilmesi gerektiğini savundu. projenin tamamlanması için yıllık 200-250 milyon dolara gereksınim duyulduğunu, ancak Demıryolları. Limanlar ve Havaalanı fnşaatı Ge- nel Müdürlüğü'nün (DLH) 60 mil- yon dolar yatınm ödeneği verdiği- nı bildırdi. Tünel suyla dolacak Vural, projenin devamından yana olmadığını belirtirken Ayaş Tüne- li'nde su akışıyla ilgili çalışma ya- pılmadığı takdirde. 2 ay içinde tüne- lin suyla dolacağını bildırdi. Vural, şunlan söyledi: "Bu proje başlan- mış, ama nereye, nasıl gjdebileceği belli olmavan projedir. Zemin etüt- leri yapılmamış, nerede noktalana- cağına dair proje çalışması eiimizde olmayan bir proje olarak gözüküyor. Bu projenin etüdünü tamamlamak, za\i olmamasını sağlavacak teknik tedbirleri almak ve bir karara var- mak istiyorum." 1975 yılında yapımına başlanan projenin bugün için artık "hızh" ola- rak ifade edilemeyeceğini behrten Vural. projenin yerleşim yerlerı is- tikametınden geçmediğine dikkat çekerek, işletme yapılamayacağını vurguladı. Proje çalışmalannın beş yıldır durdurulduğunu ifade eden Vural, tünel kazma makinelerinin tünelin içinde çürümeye bırakılmış olduğunu söyledi. '50 yılda ancak biter' Gazetecilerin, "Bunun sorumhısu sizcekün'" sorusunu Vural, "Kimse- yi yargılamak istemiyorum. Bir so- rumluluk aramak gerekirse proje- lere yeterince ödenek aynlmamasın- dan kaynaklandıgmı söyleyebiliriz. Bu ödenekle 50 yılda biter" diye ya- nıtladı. Devletin yatırım öncelıkle- rini tespit edemediğinı belirten Vu- ral, önümüzdeki dönemde yeni ya- tınm yapmak yerine rehabilitasyon çalışmalarına yöneleceklerini bil- dirdi. Ankara-lstanbul hızlı tren proje- sinin tamamlanması için 60 milyon dolar daha ödenmesi gerektiğine dikkat çeken Vural, bu projenin de- vamı konusunda kritik bir karar ve- receklerini ifade etti. Vural, Anka- ra-lstanbul arasını 4 saate indirecek bir diğer projenin ise 36 ay sonra bi- teceğini, maliyetinin 403 milyon dolar olduğunu söyledi. Yazarkasa ve tanker e> lemkrindcn sonra dün de "Ben de bu ülkenin vatandaşrvım. Ben namuslu bir vatandaşım. Ben battım r diye bağıran Coşkun Y üdız. gözalnna almdı. (AA) 'Battım' dedi, kendini demirlere zincirledi Başbakanlık'ta 3. eylem ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eko- nomik krizin ardından Başbakanlık önün- de yapılan eylemlere biryenisi daha eklen- di. Yazarkasa ve tanker eylemlerinin ar- dından dün Coşkun Yıküz adlı bir yurttaş. Başbakanhk'ın bahçe demirlerhıe kendisi- ni zincirleyerek protesto eylemınde bulun- du. "Ben de bu ülkenin vatandaşmm. Ben namuslu bir ratandaşım. Ben battım" di- ye bağıran Yıldız, gözaltına alındı. Bursa'dan eylem için geldiği anlaşılan Yıldız, Başbakanlık binasının Vekâletler Caddesi tarafından polis noktası yanında- ki bahçe demirine kendisini ellerinden zin- cilerle bağladı. "Ben de bu ülkenin vatan- daşı>im. Ben namuslu bir vatandaşım. Ben battım'" diye bağıran Yıldız, Başbakanlık korumalannca etkisiz hale getirildi. Korumalarca ağzı kapahlarak konuşma- sı engellenen Yıldız'ın elindeki zincirlerde demir kesici bir aletle kesildi. Gözaltına alınan Yıldız, Çankaya Merkez Karako- lu'na götürülerek sağlık kontrolünden ge- çirildi. Daha sonra Adliye Sarayı'na götü- rülen Yıldız. gazetecilerin niçin eylem yap- tığını sormalan üzerine. "Bn ülke sahipsiz okluğu için yapnm" dedi. 49 miryon lira para cezası akh Yıldız'ın ifadesi, Suçüstü Savcısı Ad- nan Şahin tarafından almdı. Savcı Şahin, Yıldız"ı. 49 milyon 591 bin lira hafif para cezasına çarptırdı. Yıldız'm para cezasını 10 gün içinde ödemesı gerektiği bildirildi. Coşkun Yıldız'ın ifadesinde, "ekonomik sıknıtı nedeniyle eylemi gercekleştirdiğini r söyledığı belirtildi. Yıldız'ın. CavitÇagiar'ın şirketlerinden Nergis Tekstıl'den 5 Haziran'da ilişiğinin kesildiği, işsiz kaldıktan sonra bazı gaze- telere yazdığı mektuplarda 2 çocuğunu sa- tacağmı söylediği öğrenildi. 1994'te yaptığı konuşma yayımlandı Erdoğan'uı gerçekyÜTÜ• Baştarafı 1. Sayfada Şunu bilin ki onların kurtuluşu da adil dü- zende. RP'nln kadınlari: Şu hanım kardeşlerimizin çalışması varya. Bunupa- patyalann, gelinciklerin yapması mümkün mü? Onlar beş yıldızlı otelde demlenirler, konken parti- lerinde demlenirler. Bu- nun önünde basın durabi- lir mi, o da yıkılıyor. Ek- ranlan bize teslim edecek- ler. Her devrin bir fira\ u- nu vardır. Her firavunun sarayında da bir Musa peygamber vardır, bu an- layışla yürüyoruz. Laiklik tarifl: Tut turmuşlar laiklik elden gi- diyor diye. Bu millet iste- dikten sonra tabii elden gidecektir. Sen bunun önüne geçemezsin ki. Zorla bu milletin elinden tutmaya gücün yetmez. Nedir laiklik, tarif etmi- yorlar. Her yerde değişir diyorlar. Bu ülkenin yüz- de 99'u Müslüman. Hem laik hem Müslüman olun- maz. Ya Müslüman ola- caksın ya laik. Ikisi bir arada olduğu zaman ters mıknatıslanma yapar. Egemenlik Allah'mdir: Allah ke sin hâkimıyet sahibidir. "EgemenUk kayitsız şart- sız mUletindir"; yalan, koskoca bir yalan. Anaya- sa yapılırken teklif ettik. Gelin anayasada, "Ege- menlik kavTtsızşartsız mil- letindir" maddesinin ya- nında birparantez açalım, içine 5 senede bir, yazalım dedim. Öyle deyince gül- meye başladıîar. Peki ne gülüyorsunuz, dedim. Milletin 5 senenin dışında böyle bir hakkı var mı? Böyle deyince durdular durdular, birbirlerine bak- tılar. Hakikaten yahu yok galiba, dediler. Kıyam çağrısi: 1.5 mılyarhk Islam âlemi Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kal- kacak mıyız? Şu anda o- nun ışıklan gözüküyor. Kalkacağız Allah'ın iz- niyle kıyam başlayacak. Milletin bütünlü- ğÜ: tstanbul Valiliği'nin bir beyanı var. 4 polisin cenaze merasimine ben Türküm diyen gelsin di- yor. Ben Lazım, ben Kür- düm, Çerkezim, Gürcü- yüm, Arabım, Abazayım diyen ne olacak? Bunlar bu ülkeyı zaten yıllardır bu ıfadelerle parçaladılar. Terör TBMM'de: Hâlâ terörü Cudi Da- ğı'nda, Kuzey Irak'ta an- yorlar. Terör Meclis'te, Meclis'te yahu. Terör Ba- kanlar Kurulu'nda. Öy- leyse halledin. Cudi'yi bombaladık, bir santimet- re yer kalmadı diyorlar, yalan. Ordu Refahçıdır: Ordu Refahçıdır, iddia ediyorum. Evet, evet kül kalkıyor. Muhterem hoca- mız Erbakan, Genelkur- may'ı, kuvvet komutanla- nnı ziyaret etti. İfade ay- nen şu: Sizin gibi düşünü- yoruz. Bizim ordumuz bağımsızlığı korumak için var. NATO'ya kul kö- le olmak için değil, işte bu ıfadeyi kullanacak otori- ye yoksunluğu var. Inşal- lah adil düzenle bu gele- cek. Türkiye Cezayir olur mu diyorlar. Hayırolmaz. Biz hazmettire hazmettire geliyoruz. Biz bu düzenin koruyucusuolamayız. Bu düzen zalim, inkârcı, uşak, köle; bunu değiştir- mek ben insanım diyenin görevi olmalıdır. Ateşi tutmayız: Maşa varken, ateşi biz tut- mayacağız. Dolayısıyla bu hukuku hazırlayanlar bu düzenin kaldınlışınnı da maşası olacak. Bak be- şer kendi putunu kendi ya- par, kendi diker, kendi ta- par, sonra da kendi yıkar. BaşÖrtÜSÜ: Kadın doğum hastaneleri kura- cağız, o bölgelerde dok- torlann hepsi kadın olacak ve adil düzen neymiş gö- recekler. Bununla da bit- miyor. anaokullan kuraca- ğız, onlar da çalışmaya başlayacak. Sosyolog, pe- dadog alan başörtülü kız- lanmız var. Anaokullann- daki yavrulan yetiştirecek. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler Akkise beldesine yaptığı ziyaretten sonra Akkiselilere, "Devlet hiç kim- seye adam öldürme izni vermez" de- miş. Mehmet Keçeciler devlet baka- nı olduğuna göre, devletin kimi öldü- rüp kimi öldürmeyeceğini herkesten iyi bilir. "Devlet hiç kimseye adam öldür- me izni vermez" sözünü ilk duyuyor değiliz. Devlet kimdir ki, izin verir ve- ya vermez diye tartışıp duruyoruz. Çünkü sonuçta bazı devlet görevli- leri adam öldürüyorlar. örneğin, 19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine düzenlenen operasyonlarda, devlet görevlileri adam ve kadın öldürdüler. Kimisini yakarak, kimisini kurşunla- yarak. O operasyon yapılırken de, Adalet Bakanı ve Içişleri Bakanı, "Devletin adam öldürmediğini ve tutuklu ve mahkûmlara şefkatle davrandığını" söylemişlerdi. Hatta bu açıklamala- rın ardından operasyonun adı da "Şefkat Operasyonu" olmuştu. Son- 'Devlet Oldürmeye Izin Vermez' radan belgelerle ortaya çıktı ki, çok sayıda devlet görevlisi, çok sayıda tutuklu ve mahkûmu öldürmüştü. Bunu da resmi raporlar söylüyordu. • • • Türkiye, yargısız infazların, faili meçhul cinayetlerin en çok işlendiği ülkelerden birisi. Bu ülkenin yöneti- cileri bile şu gerçeği kabul etmişler- di: "Faili bulunamayan cinayetlerin sorumlusu devlettir." Gelelim Akki- se'ye, oradaki jandarma komutanı devlet değil mi? Hem öyle bir devlet ki, gerekirse bütün ilçeyi karşısına alıp kurşun yağdıracak kadar kendisine güve- nen bir devlet. Siyasetçiler, devlet bakanları, "Devlet kimseye adam öldürme izni vermez" diyor ama, hayat bunun ter- sini kanıtlıyor. Cinayet ışleyen devlet görevlileri birçok kez tanık olduğu- muz gibi korunuyorlar. Hatta yalnız- ca devlet görevlileri değil, siyasi ci- nayetlere kanşmış siviller bile koru- nuyorlar. Size herkesin bildiği ve bu köşede birkaç kez dile getirdiğim birkaç ör- neği tekrar anımsatmak istiyorum. Teğmen doktor Necdet Güçlü, 1970 yılında birgrup ulkücünün açtığı ateş sonucu Ankara'da Hacettepe Üni- versitesi'nin kapısında öldürüldü. O cinayetten hüküm giyen Ibrahim Doğan şu anda TBMM'de kulak-bu- run-boğaz uzmanı olarak görevli. Ya- ni devletin merkezinde. Bu cinayetin silahı ise Teğmen Fehmi Artınbilek e aitti. Şu anda kendisinin nerede ol- duğunu bilmiyorum ama, çok kısa bir süre öncesine kadar albay rutbe- siyle orduda görev yapıyordu. Akkise'de halkın üzerine kurşun yağdırdığı yüzlerce insanın tanıklığıy- la ortada olan jandarma uzman üst- çavuş, bakalım ne olacak? Şimdilik, lütfen görevden alındı. Bunu bir devlet görevlisi yerine bir sivil yapmaya kalkışsa sizce ne olur- du? ••• Şunu kabul edelim ki, devlet soyut bir güç değil. Devlet, bu ülkeye yön veren güçlerin egemen olduğu bir ik- tidar örgütlenmesinin adı. Ne kutsal, ne de gökyüzünde. Hemen yani ba- şımızda. Her devlet görevlisi de bu devlet aygıtının bir parçası. Akki- se'deki uzman çavuş da devletin bir parçası, Manisa'datoplumu hiyerar- şik nizama sokmaya çalışan tuğge- neral de, Büyükada'da altında dev- let aracı, keyfince bu arabaları kulla- nan orman pikapının, polis otosu- nun, belediye zabıta otosunun şofö- rü de. Onlar kendilerini motoriu araç yasağı olan biryörede bile özgür his- sedecek kadar devlet anlayışını ruh- lanna sindirmiş durumdalar. Mehmet Keçeciler, devlet güçleri- nin gadrine uğrayan, kurşun yağmu- runa tutulan Akkiselilere ilçe olma sö- zü vermiş. Belki böylece bölgenin jan- darma bö'lgesi olmaktan çıkması sağ- lanacak mesajını iletmiş. Sanki sorun, bu tür önlemlerie bitecekmiş gibi. Şu gerçeği artık kabul edelim ve görelim: Bu devleti oluşturan ve dev- lete yön veren temel anlayışların, toptan bir değişikliğe uğraması ge- rekiyor. "Millet devletin hizmetinde" kavrayışının yerini, "Devlet milletin hizmetinde" kavrayışının alması ge- rekiyor. Yoksa, "Devlet şuna izin ver- mez, buna izin vermez" dersiniz, sonra bir bakarsınız ki, devletin as- lında birçok olumsuz şeyi teşvik et- tiğini, bu türden olaylara kanşan dev- let görevlilerini terfi ettirdiğini görür- sünüz. Bunu devlet görevlisi de bil- diği için, bugüne kadar yaşadığımız gerçekleri "korkmadan "yapabiliyor. Devletin ölüme değil yaşama ve özgüriüğe izin verdiği bir hale dönüş- mesi gerekiyor. Hem de bir an evvel. Yoksa Akkise'nin "münferit ve birey- sel" bir olay olmadığını her seferin- de yeniden yeniden yaşayarak görü- rüz ve umutsuzluğa kapılınz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle