Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JCJJvUl ı t_/İTİJ. / ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13
Kamu bankası olmayan Vakıfbank'ın gelirinin Hazine'ye aktanlamayacağı vurgulandı
Devlet, başkasmm mahm saüyorHACER BOYACIOGLU
ANKARA - Hısseleri blok-
lar halinde satışa çıkanlan Va-
kıfbank'ta devletin hiçbir pa-
yı bulunmadığı belirtiliyor.
Bankanın zaten "özeT oldu-
ğunu ve bu nedenle tekrar
özelleştirilmesinin imkânsız
olduğuna dikkat çeken BASS
(Banka ve Sigorta lşçileri
Sendikası) yetkilileri, "Bir
hukuk devletinde siyasi ikti-
dar kendisinin olmayan bir
kurumu satamaz" görüşünü
dile getiriyorlar.
Sendika Genel Sekreteri
Kadir Mungan. Vakıfbank'ın
kamu bankası olduğu yönün-
deki yanlış izlenimleri gider-
mek için bir kampanya başla-
tacaklaruu söyledi.
Tüm geüri Vakıflar'ın
BASS Genel Sekreteri
Mungan. bankanın özelleşti-
rilmesi durumunda dahi elde
edilecek gelirin Hazine'ye ak-
tanlamayacağını söyledi.
Mungan, böyle bir durumda
tüm gelirin vakıflar için kul-
lanılmak üzere Vakıflar Ge-
nel Müdürlüğü'ne aktanlma-
sı gerektiğine dikat çekti.
Vakıfbank Kuruluş Yasası
ve gerekçesinde bankanın
özel hukuk hükümlerine bağ-
lı anonim bir ortaklık olduğu-
nun net bir biçimde belirtildi-
ğine dikkat çeken Türk-Iş'e
bağh BASS yetkilileri. Vakıf-
bank'ın özel banka olduğu
yönündeki savlarının gerek-
çelerini şöyle sıralıyorlar:
• Vakıflar Bankası Türk
Anonim Ortaklığı 11 Ocak
1954 tarihinde 6219 sayılı ya-
sayla kuraldu. Bu yasanın ge-
rekçesine dikkat edildiğinde,
bankanın özel hukuk hükümle-
rine bağh olduğu görülür.
• Vakıflar Bankası'nın ser-
mayesi mazbut vakıflar. mül-
hak vakıflar ve gerçek kişilere
aittir. Dolayısıyla bankanın
sermaye yapısıyla devlet ara-
sındaki tek bağlantı noktası,
mazbut ve mülhak vakıflann
bağh bulunduğu Vakıflar Ge-
nel Müdürlüğü'dür. Çünkü Va-
kıflar Genel Müdürlüğü. ban-
ka sermayesinin yüzde 75'ini
denetleyip yönlendirebiliyor.
• Kamu bankalannın genel
müdürlüğüne 3'lü kararname
ile atama yapılır. Oysa. Vakıf-
lar Bankası'nın genel müdür-
lüğüne başbakan atama yapar.
isseleri bloklar
halinde satışa
çıkanlan
Vakıfbank 'ta devletin
hiçbirpayı
bulunmadığı
belirtilerek zaten
"özel" olan bankanın
tekrar
özelleştirilmesinin
imkânsız olduğuna
dikkat çekildi. BASS
yetkilileri, "Bir
hukuk devletinde
siyasi iktidar,
kendisinin olmayan
bir kurumu satamaz "
görüşünü dile getirdi.
• Diğer kamu bankalan za-
rar yaptığında. zarar görev za-
ran adı altında Hazine'ce kar-
şılanır. Oysa. Vakıflar Banka-
sı'nda böyle bir uygulama söz
konusu değildir.
• Bankanın kân da aynı şe-
kılde devlete aktanlmaz. Or-
taklara kâr payı olarak dağıtı-
lır. bir kısmı da özkaynaklara
eklenir.
• Diğer kamu bankalannın
aksine, Vakıflar Bankası'nın
hesapları TBMM'de görüşül-
mez.
• Vakıflar Bankası çalışanla-
n 657 sayıh yasaya tabi değil-
dirler.
Hukuk engeli
Bu arada iktidar, bankanın
satışına ilişkin hukuki sürecin
başlatıldığı 606 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'nin ip-
talinin ardından 16 Kasım
2OOO'de çıkanlan 4604 sayılı
yasayla KHK hükümlerini ya-
salaştırdı.
Fazilet Partisi Anayasa Mah-
kemesi'ne başvurdu. Mahke-
me başvuruyu henüz sonuçlan-
dırmadı, ancak iktidar partile-
ri 20 Haziran'da yeni bir yasal
düzenlemeye gittiler. Çıkanlan
4684 sayılı yasayla bankanın
A ve B grubu hisse senetleri-
rfa'n satışı konusunda Bakanlar
Kurulu yetkili kılındı. DYP ge-
çen hafta bu yasanın iptali için
Anayasa Mahkemesi'ne baş-
vurdu. Ancak aynı tarihlerde,
Bakanlar Kurulu'nun banka-
nın A ve B grubu hisselerinin
blok satılması konusundaki ka-
ran da Resmi Gazete'de ya-
yımlanarak yürürlüğe girdi.
D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM ergin.yi.dizogluC" btintemet.com
Geçen hafta piyasalar-
da yaşanan gelişmeler,
ABD dolannın biryol ayn-
mına geldiğini düşündü-
rüyor. Eğer dolar bir geri-
leme dönemine girdiyse,
halen bir resesyondan
geçmekte olan dünya
ekonomisinde istikrarsız-
lık daha da artacak de-
mektir.
Bir dönüm noktası mı?
Temmuz başında, tica-
ret agırtıklı indekse göre
geçen 16 yilın en yüksek
düzeyinde seyreden do-
lar, o dönemden bu yana
yüzde 4, Euro karşısında
dayüzde 9 değer kaybet-
ti. Geçen hafta dolar tica-
ret ağıriıklı indekse göre
yüzde 2, Yen ve Euro kar-
şısında da sırasıyla yüzde
4 ve yüzde 2.4geriledi.
Geçen haftaki gerile-
menin arkasında, salı gü-
nü, ABD'de cari açığın
sürdürülemez bir düzeye
geldiğine işaret eden IMF
raporu, çarşamba günü
de, Hazine Bakanı O'Ne-
ill'in birtelevizyon konuş-
masında "güçlü dolar
polttikamız" yerineyalnı-
ea "dolar politikamız"
ABD Doları Yine Gündemde
demesi, buradan da kimi
yatınmcıların, ABD'nin
dolar polikasının değiş-
mekte olduğu sonucuna
ulaşmaları var. Şimdi,
Wall Street Journal a
göre yatmmcılar doların
bir gerileme dönemine gi-
rip girmediğini tartışıyor-
lar. Rostchild Asset Ma-
nagement Ltd.'den Ce-
ris Williams gibi kimi
analistlere göre, "dolar-
daki zayıflama yatınm-
cılarda ABD hükümet
ve özel sektör bonolan-
nı satma eğilimi" yarata-
bilir (WSJ 17-18/08). Bu
da dolann zayrflamasını
daha da hızlandınr.
Ancak, dolann gelece-
ğine ilişkin çözümlemeie-
ri salt bir aylık gerilemeye
(ki bu mevsimde hep gö-
rülür) IMF'nin cari açık
üzerine söylediklerine ve
O'Neill'in konuşmasında-
ki bulanıklığa bağlamak
eksik bir açıklama olur.
Dotann yön değiştirmeye
PHIL(
Philip Morris/Sabancı
DUYURU
ŞİRKETİMİZİN TORBALI ŞİGARA FABRİKASI'NDA
İMAL EDİLEN ÜRÜNLERİNİN . .
PERAKENDE SATIŞ FİYATLARI,
20 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN
AŞAĞIDAKİ GİBİ BELİRLENMİŞTİR:
MariboroiOO's
YENİ PAKET FIYATI _ ESKI PAKET FIYATI
1.600.000TL 1.500.000TL
W/M
MariboroüghtsiOO's
Mariboro Box
Mariboro üghts Box
Pariiament100's
Pariiament Special Box
1.600.000 TL
1.500.000 TL
1.500.000 TL
1.600.000 TL
1.600.000 TL
Pariiament üghts Spedal Box 1.600.000 TL
UridOO's
LarkBox
LarkLightsBox
Chesterfield Box
Chestertleld üghts Box
L&MIOO's
L&M üghts 100's
L&MBox
L&M üghts Box
1.250.000 TL
1.150.000 TL
1.150.000 TL
1.100.000 TL
1.100.000 TL
900.000 TL
900.000 TL
850.000TL
850.000 TL
1.500.000 TL
1.400.000 TL
1.400.000 TL
1.500.000 TL
1.500.000 TL
1.500.000 TL
1.100.000 TL
1.000.000 TL
1.000.000 TL
900.000 TL
900.000 TL
850.000 TL
850.000 TL
750.000 TL
750.000 TL
PHILSA Philip Morris Sabancı
Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş.
başlamış olabileceğini
düşündüren daha önem-
li göstergeler var.
ABD ekonomisinde bu
yılın son çeyreğinde bir
toparlanmanın başlama-
sı bekleniyordu. Bu bek-
lenti giderek zayıflıyor.
Daha da önemlisi analist-
ler, birinci ve ikinci üç ay-
lık dönemlerde gerileyen
şirket kârlannın III. dö-
nemde canlanmaya baş-
layacağını düşünüyoriar-
dı. VVashington Post'un
bildirdiğıne göre, şimdi
hem bu dönemde kâriar-
da yüzde 13 bir gerileme
bekliyorlar hem de 4. dö-
nemde iyileşme umudu
zayrf (18/08).
IMF verilerine göre
ABD, 2000 yılında milli
gelirinin yüzde 4.5'ine,
ulaşan 450 milyar dolar-
lık cari açığını karşılaya-
bilmek için toplam küre-
sel net sermaye harekle-
rinin yüzde 64'ünü, dün-
yanın toplam brüt tasar-
ruflannın yüzde 7.4'ünü
emdi.
Geçen dönemde ulus-
lararası yatınmcılar,
ABD'deki güçlü ekono-
mik büyümeden, borsa-
daki tırmanmadan fayda-
lanmak için bu ül-
keye yatınm yaptı-
lar. Yatınm dolara
taiebi arttırarak do-
lan güçlendirdi,
böylece dolar cin-
sinen vartıklar da-
ha da değerlendi,
kendi kendini bes-
leyen bir süreç
oluşturdu. Ancak
ABD'de ekonomi
duraklamaya, şir-
ket kâriarı gerile-
meye, ABD borsa-
sı cazibesini kay-
betmeye başlayın-
ca, yatınmcılar do-
lann geleceğinden
endişe duymaya
başladılar. Bu ko-
şullarda dün pek
dikkat çekmeyen
cari açık göze
çarpmaya başladı.
ABD yönetimi do-
lann değeriyle oy-
namadan cari açı-
ğını finase etmeye
devam edebilir
miydi? Üstelik,
General Motors, Gilet-
te, Dupont, hatta
McDonald's gibi firma-
'lar, gerileyen kârlardan
dolann yüksek değerini
sorumlu tutarak yöneti-
me, güçlü dolar politika-
sından vazgeçmesi için
baskı yapmaya başla-
mışlardı (The Economist
18/08). Bush yönetimi-
nin, mali sermayeden zi-
yade, sanayi kesimlerine
yakınlığı ise bilinen bir
şeydi.
Dolann bir dönüm nok-
tasına geldiği tezini des-
tekleyen önemli bir geliş-
me daha var. Morgan
Stanley, Dean VVrtter'in
döviz analistlerinden L.
Jen'in vurguladığı gibi
geçen dönemde, yükse-
len piyasalarda ne zaman
bir istikrarsızlık yaşansa
dolar değerienirdi. Çün-
kü istikrarsızlıktan kaçan,
dolara sığınıyordu. Bu
kez Arjantin krizi, tüm La-
tin Amerika'yı tehdit et-
mesine rağmen doları
güçlendirici bir etki yap-
madı.
Avrupa sermayesi...
Geçen dönemde, dola-
nn güçlü kalmasına ne-
den olan sermaye hare-
ketleri şimdi yön değiştir-
meye mi başlıyor? Ser-
maye hareketlerinde ge-
çen yıl önemli birdeğişik-
lik gözlendi. Doğrudan
yabancı sermaye yatınm-
lan, 2000 yılında 135 mil-
yar dolara, 2001 'in ilk dö-
neminde de 8 milyar do-
lara geriledi. Böylece,
toplam sermaye girişinin
içinde potföy yatınmlan-
nın ağıriığı 2000'de yüzde
70'ten, 2001'in I. döne-
minde yüzde 90'a yüksel-
di ve ABD cari açığının fi-
nansmanı neredeyse tü-
müyle, son derecede
akışkan, hareketli bir ser-
maye türünün dolara olan
ilgisine bağımlı hale geldi.
MSDW dövız analistle-
ri Quinlan ve McCaugh-
rin'in bir çalışmasına göre
Dovv Jones Sanayi tndeksi
NASDAQ teknoloji Indeksi
(Global Economic Fo-
rum 17/08) 2000;de bu
portföy yatınmlanriın yüz-
de 61 'i Avrupa'dan yüzde
22'si Asya'dan, yüzde 11 'i
de Latin Amerika'dan kay-
naklandı. Bu yıl Avrupa'nın
ABD'ye portföy yatınmla-
nnın toplam içindeki payı
yüzde 54dolayında.
Öyleyse, dolann gele-
ceği, sermaye hareketleri
söz konusu olduğunda,
esas olarak Avrupa kay-
naklı sermayenin yönüne
bağh gibi görülüyor. Quin-
lan ve McCaughrin, her
şeye rağmen halen, dün-
yada ABD'den daha ca-
zip bir yatınm alanı olma-
dığından hareketle, ser-
maye hareketlerinin yö-
nünde önemli bir değişik-
lik, dolarda da uzun süre-
li bir gerileme beklemiyor-
lar. Bu iyimser bir yakla-
şım. Bence, dahatemkin-
li olmakta fayda var.
Birincisi ABD'de ve
dünya ekonomisinde dur-
gunluk, önümüzdeki yıl da
devam ederse (ki bu ola-
sılık güçlü) ABD'de sana-
yi kesiminin ve sendikala-
nn, dolann zayıflatılması-
na yönelik talepleri gide-
rek artar. ikincisi, Japon-
ya'da ve Asya'da krizin
derinleşmeye başladığına
ilişkin göstergeler artıyor
(Omeğin Tayvan, tarihinin
en şiddetli resesyonunu
yaşıyor. Financial Tımes
18/08). Japonya'da özel
sektörün elinde çoğu
ABD kaynaklı yaklaşık
1.25 trilyon dolariık kâğıt
var. Asyalı yatınmcılar ge-
rek dolardaki bir zayıfla-
madan, ABD borsalann-
daki kanamadan ve diğer
ulusiararası risklerden
kaçmak; gerekse de ken-
di kaynak açıklarını kapa-
mak için bu kâğıtlan çöz-
meye başlayabilirier. Ar-
jantin borçlannı ödeye-
mez duruma düşerse, bu-
nun ABD bankalan üze-
rindeki etkileri de yine do-
lardan kaçışa yol açabilir.
Diğer taraftan dolann
zayıflamasından, ABD sa-
nayiinin ve sendika-
lannın yanı sıra Av-
rupa Biriiği ekono-
mileridefaydalana-
caktır. Başta petrol
ve mikro yonga ol-
mak üzere bir seri
stratejik malın fiyatı
dolar üzerinden
saptanıyor. Dolayı-
sıyla dolann zayıfla-
ması, Avrupa'da it-
halat maaliyetlerini
düşürerek, enflas-
yonist baskıyı azal-
tarak Avrupa Mer-
kez Bankası'na fa-
izleri bir kez daha in-
direrek ekonomik
büyümeyi destekle-
mek için yeni bir
olanak sağlayar.
ABD pazannın payı,
Avrupa'nın toplam
ihracatı içinde yüz-
de 8 gibi düşük bir
•düzeyde olduğu
için, Avrupa'nın do-
ların zayıflamasın-
dan dolayı önemli
bir ihracat kaybı da olmaz.
Ama, ABD'ye ihracatlan,
ekonomik daralmadan
dolayı büyük darbe yiyen
Asya ülkelerinin, Yen'in
değerlenmesiyle ihracat
atanı daha da daralacak
olan Japonya'nın, büyük
zarar görmesi, bu yüzden
de Japon Merkez Banka-
sı'nın dolann düşmesine
direnmesi beklenebitir.
Özetle, dolann bir dö-
nüm noktasına geldiğine
işaret eden gelişmeler ar-
tıyor. Ancak karşı eğilimler
de var. Ben karşı eğilimle-
rin yeterli olmayacağını,
dolann yavaş yavaş dalga-
lı bir eğilimle (sert bir dal-
galanmaolasılığını da tüm-
den reddetmeden) gerile-
yeceğini düşünüyorum.
- İ60C
-• •«:>
ANKARA PAZARI ;
YAKUP KEPENEK [
VatanSatan'
Bu başlık, alıntıdır; 1950'li yıllarda Yeni Sabah ga-
zetesi, çok iri puntolaria "Vatan Satan Ahmet Emin
Yalman" diye başlık atmıştı.
Hükümetin kimi gazeteîere parasal destek verme-
si, o yıllarda yaygınlaştı. Demokrat Parti hükümetinin
yarattığı "beslemebasın" uygulaması, bu partininız-
leyicileri tarafından sürdürüldü; bu toplumsal yara
derinleştirildi ve çook ileri boyutlara taşındı. Basın- yaj
yın ve siyaset arasındaki çıkar bağı, ülkeyi bugünle-
re getiren ana nedenlerden biridir.
• • •
Yıllar öncesinin sözcük oyunları bir yana, bir de
son aylardaki banka satışlarına bakınız. Kamu ban-
kalan alıcı beklerken, önemli özel bankalaryabancı-
lara satlıyor. Demirbank, Garanti, TEB, Finansbank
bunların yalnızca birkaçıdır.
Yalnız, bu satışlarda ilginç bir durum var. Bu ban-t
kalar, son ekonomik bunalım nedeniyle çok büyük;
değer kaybına uğradılar; bu nedenle, son bunalım ön-
cesi öngörülen satış fıyatlannın çok altında, ortalama
dörtte biri ya da attına bir fıyatla satılıyorlar; su-
dan ucuza gidiyortar.
Son ekonomik bunalım, bankacılıkta patladı. Bu-
nalımı yaratan, kimi yabancı bankalatia yerii ortakla-
rının parasal oyunlarıdır. ikıde bir halkın karşısına ge-,
çip kendisini saydam ilan eden hükümet, bu büyük
para- banka oyunlannı ve bunların sonuçlannı ka-|
muoyuna bir türlü açıklamadı Hükümet ne yapıyor?|
Bir taraftan "çıkar çevreleri" diye birilerini suçluyor;
karanlığa yumruk sallıyor ve gülmeceye bakın aynıı
çevrelerden güven bekliyor; öbür taraftan da ekono-!
miden sorumlu bakanını yurtdışına göndererek "Ge-;
lin bankalanmızı satın alın" diye yalvarıyor; yabancı-j
lara ucuza banka satışından kendine başarı çıkarma-i
ya uğraşıyor. ]
Oysa yaşanan, biryıkım satışıdır; bir soygun sü-ı
recidir. Once, ülkenin bankalan bir bir elden çıkanlı-|
yor. Böyle bir ülke, para politikası oluşturamaz; borç-ı
lanma, faiz ve kredi konularında yabancıların oyun-j
cağı olur. i
Satış süreci, bankalaria sınıriı kalmıyor. Tıpkı Gü-|
ney Kore'de yaşandığı gibi, yabancı bankalar, satın
1
aldıklan yerii bankalar aracılığıyla, sanayi, maden, in-!
şaat, enerji ve turizm gibi ekonominin köşe taş-
lannı ele geçiriyor. Darboğaza giren çok sayıdaTürk!
sanayi şırketlerıne "yabancı alıcı" bulmak üzere ulus-
iararası sermaye harekete geçmiş bulunuyor. ünlü!
Financial Tımes, Demirbank'ın HSBC tarafından sa-j
tın alınmasını övüyor. Aynı gazetenin 1998'deKİ ilk iki
ayında yayımlanan kimi haberierinin başlıklarına ba-;
kınız: "Asya-Pasifık ülkelerikelepiravcılannı çekiyon'<
kurtlargözlerini kaplan ekonomilerine çevirdi; iş dün-
yası Asya bunalımında fırsatlar görüyor; Kore ya-,
bancıların şirket satın almasına izin verecek; ABD%
yatınmcılar kelepir Asya vartıklannı hedefliyor." (Ak-i
taran Doç. Dr. Cem Somel, "Bağımlılık Kuramı ve;
Güney Kore Deneyimi" ODTÜ ERC-Ekonomik Araş-i
tırmalar Merkezi Çalışması, No: 98/2, s.34) i
Bankalanndan sonra sanayi ve giderek hizmet vej
tarımsal üretim birimleri de yabancılann eline geçen!
ülke, sonunda ekonomi politikası yapma olanağı-
nı tamamryla kaybeder. Sonrası kolay, yabancı,
alıcı, sahip olduğu tesisleri, istediği zaman kapa-j
tr; kapatmadıklanndan elde ettiği kân buradaı
yatonma dönüştürmez; götürür. Bu "ülkenin eko-
nomik geleceği ne olacak, insanları ne ile uğraşa-
cak" soruları, hükümetin aklına gelmiyor.
Gerçekte, bir toplumsal bellek yetersizliği var;'
Osmanlı, benzer yöntemlerie yağmalandı. \
• • • j
Aslında satış, özelleştirmeyle başladı; şimdi,
mantıksal sonuçlanna götürülüyor. Özel sektö-;
re ait bankalan ve sanayi kuruluşlarını yabancılar'
çok ucuza kapatıyor. Özelleştirmeyle kamu kesi-
mini yutan yerii küçükleri şimdi yabancı büyük-
ler yutuyon burada da kapitalizmin kuralı geçer-1
li oluyor; satın alanı, satın alıyorlar. Yetkililer ve
etkililer buna alkış tutuyor. j
Bu ülkenin siyaseti paramparça; işçileri, çiftçileri ve ı
aydınları yıllardır eziliyor; ayakta duramıyor. Peki, ör*|
gütlü büyük sermaye neden kendi bindiği dalı kesi-1
yor; ülkenin mal ve hizmet üretiminin en verimli kay^ j
naklannı yabancıların eline geçmesine alkış tutuyor? ı
Tarih, bu günleri nasıl yazacak; hiç mi düşünülmez! !
I
e-posta: yakup(a metu.edu.tr ı
Akbank ve AMEX finanse ediyor
NemrutProjesi ile
Adıyoman 'a taze kan
Ekonomi Servisi -
Akbank ve American
Express Company.
Kültür Bakanlığı dene-
timi ve izni altında
Ulusiararası Nemrut
Vakfı tarafından yürü-
tülecek. Dünya Anıtlar
Fonu tarafından uygu-
lanacak olan "Nemrut
Konservasyon Proje-
si"ne finansal destek
sağlayacak. Nemrut
Dağı'ndaki kaya hey-
kellerinin korunmasını
ve geliştirilmiş kural-
larla sergilenmesini
amaçlayan projenin ta-
nıtımı için yöreye bir
gezi düzenleyen Ak-
bank ve American
Express yetkilileri,
Dünya Anıtlar Fo-
nu'nun "Tehdit Altın-
dakü0OYer"adhkül-
türel merkezleri koru-
mayı hedefleyen prog-
ramını anlattılar.
Söz konusu projenin
finansal sponsoru
American Express'in
1996 yılında 5 milyon
dolariık bir destekle
katıldığmı bildiren yet-
kililer, fon için 2005 yı-
lma kadar 5 milyon do-
lariık teminatı bulun-
duğunu kaydettiler. Va- j
lilik, sanayi ve ticaret ı
odası başta olmak üze-!
re yöredeki kuruluşlar- j
la birlikte yapılan top-1
lantılar dizisinde, j
Kommagene Uygarh-
ğı'na ait kaya heykel-
lerinin ve tümülüsleria
iklim şartlan ve insan-'
lardan kaynaklanan |
tahribatın yarattığı so-,}
runlar ele alındı. "I
Türkiye'ye prestij
Akbank Genel Mü-|
dür Yardımcısı Hayri
Çulhacı gerçekleşecek,
olan proje için f inansar |
desteği sürdürecekleri-' ı
ni açıkladı. Amaçlan-:!
nın diğer kuruluşlann |
da buraya dikkat çek-,
mesi yönünde olduğu-' ]
nu belirten Çulhacıv
j
projenin Adıyaman ili- i
ne ve Türkiye'ye büyük \
bir prestij kazandıraca--!
ğını da sözlerine ekledi. ı
Adıyaman Valisi- ]
Halil Işık, yılda orta-•'
lama 100 bin turisti
ağırladıklannı ve ger- j
çekleşen proje ile bu l
sayıyı 1 milyona kadar !
çıkartmayı amaçla- |
dıklannı belirtti.