22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JCJJvUl ı t_/İTİJ. / ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13 Kamu bankası olmayan Vakıfbank'ın gelirinin Hazine'ye aktanlamayacağı vurgulandı Devlet, başkasmm mahm saüyorHACER BOYACIOGLU ANKARA - Hısseleri blok- lar halinde satışa çıkanlan Va- kıfbank'ta devletin hiçbir pa- yı bulunmadığı belirtiliyor. Bankanın zaten "özeT oldu- ğunu ve bu nedenle tekrar özelleştirilmesinin imkânsız olduğuna dikkat çeken BASS (Banka ve Sigorta lşçileri Sendikası) yetkilileri, "Bir hukuk devletinde siyasi ikti- dar kendisinin olmayan bir kurumu satamaz" görüşünü dile getiriyorlar. Sendika Genel Sekreteri Kadir Mungan. Vakıfbank'ın kamu bankası olduğu yönün- deki yanlış izlenimleri gider- mek için bir kampanya başla- tacaklaruu söyledi. Tüm geüri Vakıflar'ın BASS Genel Sekreteri Mungan. bankanın özelleşti- rilmesi durumunda dahi elde edilecek gelirin Hazine'ye ak- tanlamayacağını söyledi. Mungan, böyle bir durumda tüm gelirin vakıflar için kul- lanılmak üzere Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü'ne aktanlma- sı gerektiğine dikat çekti. Vakıfbank Kuruluş Yasası ve gerekçesinde bankanın özel hukuk hükümlerine bağ- lı anonim bir ortaklık olduğu- nun net bir biçimde belirtildi- ğine dikkat çeken Türk-Iş'e bağh BASS yetkilileri. Vakıf- bank'ın özel banka olduğu yönündeki savlarının gerek- çelerini şöyle sıralıyorlar: • Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı 11 Ocak 1954 tarihinde 6219 sayılı ya- sayla kuraldu. Bu yasanın ge- rekçesine dikkat edildiğinde, bankanın özel hukuk hükümle- rine bağh olduğu görülür. • Vakıflar Bankası'nın ser- mayesi mazbut vakıflar. mül- hak vakıflar ve gerçek kişilere aittir. Dolayısıyla bankanın sermaye yapısıyla devlet ara- sındaki tek bağlantı noktası, mazbut ve mülhak vakıflann bağh bulunduğu Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü'dür. Çünkü Va- kıflar Genel Müdürlüğü. ban- ka sermayesinin yüzde 75'ini denetleyip yönlendirebiliyor. • Kamu bankalannın genel müdürlüğüne 3'lü kararname ile atama yapılır. Oysa. Vakıf- lar Bankası'nın genel müdür- lüğüne başbakan atama yapar. isseleri bloklar halinde satışa çıkanlan Vakıfbank 'ta devletin hiçbirpayı bulunmadığı belirtilerek zaten "özel" olan bankanın tekrar özelleştirilmesinin imkânsız olduğuna dikkat çekildi. BASS yetkilileri, "Bir hukuk devletinde siyasi iktidar, kendisinin olmayan bir kurumu satamaz " görüşünü dile getirdi. • Diğer kamu bankalan za- rar yaptığında. zarar görev za- ran adı altında Hazine'ce kar- şılanır. Oysa. Vakıflar Banka- sı'nda böyle bir uygulama söz konusu değildir. • Bankanın kân da aynı şe- kılde devlete aktanlmaz. Or- taklara kâr payı olarak dağıtı- lır. bir kısmı da özkaynaklara eklenir. • Diğer kamu bankalannın aksine, Vakıflar Bankası'nın hesapları TBMM'de görüşül- mez. • Vakıflar Bankası çalışanla- n 657 sayıh yasaya tabi değil- dirler. Hukuk engeli Bu arada iktidar, bankanın satışına ilişkin hukuki sürecin başlatıldığı 606 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ip- talinin ardından 16 Kasım 2OOO'de çıkanlan 4604 sayılı yasayla KHK hükümlerini ya- salaştırdı. Fazilet Partisi Anayasa Mah- kemesi'ne başvurdu. Mahke- me başvuruyu henüz sonuçlan- dırmadı, ancak iktidar partile- ri 20 Haziran'da yeni bir yasal düzenlemeye gittiler. Çıkanlan 4684 sayılı yasayla bankanın A ve B grubu hisse senetleri- rfa'n satışı konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılındı. DYP ge- çen hafta bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne baş- vurdu. Ancak aynı tarihlerde, Bakanlar Kurulu'nun banka- nın A ve B grubu hisselerinin blok satılması konusundaki ka- ran da Resmi Gazete'de ya- yımlanarak yürürlüğe girdi. D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM ergin.yi.dizogluC" btintemet.com Geçen hafta piyasalar- da yaşanan gelişmeler, ABD dolannın biryol ayn- mına geldiğini düşündü- rüyor. Eğer dolar bir geri- leme dönemine girdiyse, halen bir resesyondan geçmekte olan dünya ekonomisinde istikrarsız- lık daha da artacak de- mektir. Bir dönüm noktası mı? Temmuz başında, tica- ret agırtıklı indekse göre geçen 16 yilın en yüksek düzeyinde seyreden do- lar, o dönemden bu yana yüzde 4, Euro karşısında dayüzde 9 değer kaybet- ti. Geçen hafta dolar tica- ret ağıriıklı indekse göre yüzde 2, Yen ve Euro kar- şısında da sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 2.4geriledi. Geçen haftaki gerile- menin arkasında, salı gü- nü, ABD'de cari açığın sürdürülemez bir düzeye geldiğine işaret eden IMF raporu, çarşamba günü de, Hazine Bakanı O'Ne- ill'in birtelevizyon konuş- masında "güçlü dolar polttikamız" yerineyalnı- ea "dolar politikamız" ABD Doları Yine Gündemde demesi, buradan da kimi yatınmcıların, ABD'nin dolar polikasının değiş- mekte olduğu sonucuna ulaşmaları var. Şimdi, Wall Street Journal a göre yatmmcılar doların bir gerileme dönemine gi- rip girmediğini tartışıyor- lar. Rostchild Asset Ma- nagement Ltd.'den Ce- ris Williams gibi kimi analistlere göre, "dolar- daki zayıflama yatınm- cılarda ABD hükümet ve özel sektör bonolan- nı satma eğilimi" yarata- bilir (WSJ 17-18/08). Bu da dolann zayrflamasını daha da hızlandınr. Ancak, dolann gelece- ğine ilişkin çözümlemeie- ri salt bir aylık gerilemeye (ki bu mevsimde hep gö- rülür) IMF'nin cari açık üzerine söylediklerine ve O'Neill'in konuşmasında- ki bulanıklığa bağlamak eksik bir açıklama olur. Dotann yön değiştirmeye PHIL( Philip Morris/Sabancı DUYURU ŞİRKETİMİZİN TORBALI ŞİGARA FABRİKASI'NDA İMAL EDİLEN ÜRÜNLERİNİN . . PERAKENDE SATIŞ FİYATLARI, 20 AĞUSTOS 2001 PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN AŞAĞIDAKİ GİBİ BELİRLENMİŞTİR: MariboroiOO's YENİ PAKET FIYATI _ ESKI PAKET FIYATI 1.600.000TL 1.500.000TL W/M MariboroüghtsiOO's Mariboro Box Mariboro üghts Box Pariiament100's Pariiament Special Box 1.600.000 TL 1.500.000 TL 1.500.000 TL 1.600.000 TL 1.600.000 TL Pariiament üghts Spedal Box 1.600.000 TL UridOO's LarkBox LarkLightsBox Chesterfield Box Chestertleld üghts Box L&MIOO's L&M üghts 100's L&MBox L&M üghts Box 1.250.000 TL 1.150.000 TL 1.150.000 TL 1.100.000 TL 1.100.000 TL 900.000 TL 900.000 TL 850.000TL 850.000 TL 1.500.000 TL 1.400.000 TL 1.400.000 TL 1.500.000 TL 1.500.000 TL 1.500.000 TL 1.100.000 TL 1.000.000 TL 1.000.000 TL 900.000 TL 900.000 TL 850.000 TL 850.000 TL 750.000 TL 750.000 TL PHILSA Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş. başlamış olabileceğini düşündüren daha önem- li göstergeler var. ABD ekonomisinde bu yılın son çeyreğinde bir toparlanmanın başlama- sı bekleniyordu. Bu bek- lenti giderek zayıflıyor. Daha da önemlisi analist- ler, birinci ve ikinci üç ay- lık dönemlerde gerileyen şirket kârlannın III. dö- nemde canlanmaya baş- layacağını düşünüyoriar- dı. VVashington Post'un bildirdiğıne göre, şimdi hem bu dönemde kâriar- da yüzde 13 bir gerileme bekliyorlar hem de 4. dö- nemde iyileşme umudu zayrf (18/08). IMF verilerine göre ABD, 2000 yılında milli gelirinin yüzde 4.5'ine, ulaşan 450 milyar dolar- lık cari açığını karşılaya- bilmek için toplam küre- sel net sermaye harekle- rinin yüzde 64'ünü, dün- yanın toplam brüt tasar- ruflannın yüzde 7.4'ünü emdi. Geçen dönemde ulus- lararası yatınmcılar, ABD'deki güçlü ekono- mik büyümeden, borsa- daki tırmanmadan fayda- lanmak için bu ül- keye yatınm yaptı- lar. Yatınm dolara taiebi arttırarak do- lan güçlendirdi, böylece dolar cin- sinen vartıklar da- ha da değerlendi, kendi kendini bes- leyen bir süreç oluşturdu. Ancak ABD'de ekonomi duraklamaya, şir- ket kâriarı gerile- meye, ABD borsa- sı cazibesini kay- betmeye başlayın- ca, yatınmcılar do- lann geleceğinden endişe duymaya başladılar. Bu ko- şullarda dün pek dikkat çekmeyen cari açık göze çarpmaya başladı. ABD yönetimi do- lann değeriyle oy- namadan cari açı- ğını finase etmeye devam edebilir miydi? Üstelik, General Motors, Gilet- te, Dupont, hatta McDonald's gibi firma- 'lar, gerileyen kârlardan dolann yüksek değerini sorumlu tutarak yöneti- me, güçlü dolar politika- sından vazgeçmesi için baskı yapmaya başla- mışlardı (The Economist 18/08). Bush yönetimi- nin, mali sermayeden zi- yade, sanayi kesimlerine yakınlığı ise bilinen bir şeydi. Dolann bir dönüm nok- tasına geldiği tezini des- tekleyen önemli bir geliş- me daha var. Morgan Stanley, Dean VVrtter'in döviz analistlerinden L. Jen'in vurguladığı gibi geçen dönemde, yükse- len piyasalarda ne zaman bir istikrarsızlık yaşansa dolar değerienirdi. Çün- kü istikrarsızlıktan kaçan, dolara sığınıyordu. Bu kez Arjantin krizi, tüm La- tin Amerika'yı tehdit et- mesine rağmen doları güçlendirici bir etki yap- madı. Avrupa sermayesi... Geçen dönemde, dola- nn güçlü kalmasına ne- den olan sermaye hare- ketleri şimdi yön değiştir- meye mi başlıyor? Ser- maye hareketlerinde ge- çen yıl önemli birdeğişik- lik gözlendi. Doğrudan yabancı sermaye yatınm- lan, 2000 yılında 135 mil- yar dolara, 2001 'in ilk dö- neminde de 8 milyar do- lara geriledi. Böylece, toplam sermaye girişinin içinde potföy yatınmlan- nın ağıriığı 2000'de yüzde 70'ten, 2001'in I. döne- minde yüzde 90'a yüksel- di ve ABD cari açığının fi- nansmanı neredeyse tü- müyle, son derecede akışkan, hareketli bir ser- maye türünün dolara olan ilgisine bağımlı hale geldi. MSDW dövız analistle- ri Quinlan ve McCaugh- rin'in bir çalışmasına göre Dovv Jones Sanayi tndeksi NASDAQ teknoloji Indeksi (Global Economic Fo- rum 17/08) 2000;de bu portföy yatınmlanriın yüz- de 61 'i Avrupa'dan yüzde 22'si Asya'dan, yüzde 11 'i de Latin Amerika'dan kay- naklandı. Bu yıl Avrupa'nın ABD'ye portföy yatınmla- nnın toplam içindeki payı yüzde 54dolayında. Öyleyse, dolann gele- ceği, sermaye hareketleri söz konusu olduğunda, esas olarak Avrupa kay- naklı sermayenin yönüne bağh gibi görülüyor. Quin- lan ve McCaughrin, her şeye rağmen halen, dün- yada ABD'den daha ca- zip bir yatınm alanı olma- dığından hareketle, ser- maye hareketlerinin yö- nünde önemli bir değişik- lik, dolarda da uzun süre- li bir gerileme beklemiyor- lar. Bu iyimser bir yakla- şım. Bence, dahatemkin- li olmakta fayda var. Birincisi ABD'de ve dünya ekonomisinde dur- gunluk, önümüzdeki yıl da devam ederse (ki bu ola- sılık güçlü) ABD'de sana- yi kesiminin ve sendikala- nn, dolann zayıflatılması- na yönelik talepleri gide- rek artar. ikincisi, Japon- ya'da ve Asya'da krizin derinleşmeye başladığına ilişkin göstergeler artıyor (Omeğin Tayvan, tarihinin en şiddetli resesyonunu yaşıyor. Financial Tımes 18/08). Japonya'da özel sektörün elinde çoğu ABD kaynaklı yaklaşık 1.25 trilyon dolariık kâğıt var. Asyalı yatınmcılar ge- rek dolardaki bir zayıfla- madan, ABD borsalann- daki kanamadan ve diğer ulusiararası risklerden kaçmak; gerekse de ken- di kaynak açıklarını kapa- mak için bu kâğıtlan çöz- meye başlayabilirier. Ar- jantin borçlannı ödeye- mez duruma düşerse, bu- nun ABD bankalan üze- rindeki etkileri de yine do- lardan kaçışa yol açabilir. Diğer taraftan dolann zayıflamasından, ABD sa- nayiinin ve sendika- lannın yanı sıra Av- rupa Biriiği ekono- mileridefaydalana- caktır. Başta petrol ve mikro yonga ol- mak üzere bir seri stratejik malın fiyatı dolar üzerinden saptanıyor. Dolayı- sıyla dolann zayıfla- ması, Avrupa'da it- halat maaliyetlerini düşürerek, enflas- yonist baskıyı azal- tarak Avrupa Mer- kez Bankası'na fa- izleri bir kez daha in- direrek ekonomik büyümeyi destekle- mek için yeni bir olanak sağlayar. ABD pazannın payı, Avrupa'nın toplam ihracatı içinde yüz- de 8 gibi düşük bir •düzeyde olduğu için, Avrupa'nın do- ların zayıflamasın- dan dolayı önemli bir ihracat kaybı da olmaz. Ama, ABD'ye ihracatlan, ekonomik daralmadan dolayı büyük darbe yiyen Asya ülkelerinin, Yen'in değerlenmesiyle ihracat atanı daha da daralacak olan Japonya'nın, büyük zarar görmesi, bu yüzden de Japon Merkez Banka- sı'nın dolann düşmesine direnmesi beklenebitir. Özetle, dolann bir dö- nüm noktasına geldiğine işaret eden gelişmeler ar- tıyor. Ancak karşı eğilimler de var. Ben karşı eğilimle- rin yeterli olmayacağını, dolann yavaş yavaş dalga- lı bir eğilimle (sert bir dal- galanmaolasılığını da tüm- den reddetmeden) gerile- yeceğini düşünüyorum. - İ60C -• •«:> ANKARA PAZARI ; YAKUP KEPENEK [ VatanSatan' Bu başlık, alıntıdır; 1950'li yıllarda Yeni Sabah ga- zetesi, çok iri puntolaria "Vatan Satan Ahmet Emin Yalman" diye başlık atmıştı. Hükümetin kimi gazeteîere parasal destek verme- si, o yıllarda yaygınlaştı. Demokrat Parti hükümetinin yarattığı "beslemebasın" uygulaması, bu partininız- leyicileri tarafından sürdürüldü; bu toplumsal yara derinleştirildi ve çook ileri boyutlara taşındı. Basın- yaj yın ve siyaset arasındaki çıkar bağı, ülkeyi bugünle- re getiren ana nedenlerden biridir. • • • Yıllar öncesinin sözcük oyunları bir yana, bir de son aylardaki banka satışlarına bakınız. Kamu ban- kalan alıcı beklerken, önemli özel bankalaryabancı- lara satlıyor. Demirbank, Garanti, TEB, Finansbank bunların yalnızca birkaçıdır. Yalnız, bu satışlarda ilginç bir durum var. Bu ban-t kalar, son ekonomik bunalım nedeniyle çok büyük; değer kaybına uğradılar; bu nedenle, son bunalım ön- cesi öngörülen satış fıyatlannın çok altında, ortalama dörtte biri ya da attına bir fıyatla satılıyorlar; su- dan ucuza gidiyortar. Son ekonomik bunalım, bankacılıkta patladı. Bu- nalımı yaratan, kimi yabancı bankalatia yerii ortakla- rının parasal oyunlarıdır. ikıde bir halkın karşısına ge-, çip kendisini saydam ilan eden hükümet, bu büyük para- banka oyunlannı ve bunların sonuçlannı ka-| muoyuna bir türlü açıklamadı Hükümet ne yapıyor?| Bir taraftan "çıkar çevreleri" diye birilerini suçluyor; karanlığa yumruk sallıyor ve gülmeceye bakın aynıı çevrelerden güven bekliyor; öbür taraftan da ekono-! miden sorumlu bakanını yurtdışına göndererek "Ge-; lin bankalanmızı satın alın" diye yalvarıyor; yabancı-j lara ucuza banka satışından kendine başarı çıkarma-i ya uğraşıyor. ] Oysa yaşanan, biryıkım satışıdır; bir soygun sü-ı recidir. Once, ülkenin bankalan bir bir elden çıkanlı-| yor. Böyle bir ülke, para politikası oluşturamaz; borç-ı lanma, faiz ve kredi konularında yabancıların oyun-j cağı olur. i Satış süreci, bankalaria sınıriı kalmıyor. Tıpkı Gü-| ney Kore'de yaşandığı gibi, yabancı bankalar, satın 1 aldıklan yerii bankalar aracılığıyla, sanayi, maden, in-! şaat, enerji ve turizm gibi ekonominin köşe taş- lannı ele geçiriyor. Darboğaza giren çok sayıdaTürk! sanayi şırketlerıne "yabancı alıcı" bulmak üzere ulus- iararası sermaye harekete geçmiş bulunuyor. ünlü! Financial Tımes, Demirbank'ın HSBC tarafından sa-j tın alınmasını övüyor. Aynı gazetenin 1998'deKİ ilk iki ayında yayımlanan kimi haberierinin başlıklarına ba-; kınız: "Asya-Pasifık ülkelerikelepiravcılannı çekiyon'< kurtlargözlerini kaplan ekonomilerine çevirdi; iş dün- yası Asya bunalımında fırsatlar görüyor; Kore ya-, bancıların şirket satın almasına izin verecek; ABD% yatınmcılar kelepir Asya vartıklannı hedefliyor." (Ak-i taran Doç. Dr. Cem Somel, "Bağımlılık Kuramı ve; Güney Kore Deneyimi" ODTÜ ERC-Ekonomik Araş-i tırmalar Merkezi Çalışması, No: 98/2, s.34) i Bankalanndan sonra sanayi ve giderek hizmet vej tarımsal üretim birimleri de yabancılann eline geçen! ülke, sonunda ekonomi politikası yapma olanağı- nı tamamryla kaybeder. Sonrası kolay, yabancı, alıcı, sahip olduğu tesisleri, istediği zaman kapa-j tr; kapatmadıklanndan elde ettiği kân buradaı yatonma dönüştürmez; götürür. Bu "ülkenin eko- nomik geleceği ne olacak, insanları ne ile uğraşa- cak" soruları, hükümetin aklına gelmiyor. Gerçekte, bir toplumsal bellek yetersizliği var;' Osmanlı, benzer yöntemlerie yağmalandı. \ • • • j Aslında satış, özelleştirmeyle başladı; şimdi, mantıksal sonuçlanna götürülüyor. Özel sektö-; re ait bankalan ve sanayi kuruluşlarını yabancılar' çok ucuza kapatıyor. Özelleştirmeyle kamu kesi- mini yutan yerii küçükleri şimdi yabancı büyük- ler yutuyon burada da kapitalizmin kuralı geçer-1 li oluyor; satın alanı, satın alıyorlar. Yetkililer ve etkililer buna alkış tutuyor. j Bu ülkenin siyaseti paramparça; işçileri, çiftçileri ve ı aydınları yıllardır eziliyor; ayakta duramıyor. Peki, ör*| gütlü büyük sermaye neden kendi bindiği dalı kesi-1 yor; ülkenin mal ve hizmet üretiminin en verimli kay^ j naklannı yabancıların eline geçmesine alkış tutuyor? ı Tarih, bu günleri nasıl yazacak; hiç mi düşünülmez! ! I e-posta: yakup(a metu.edu.tr ı Akbank ve AMEX finanse ediyor NemrutProjesi ile Adıyoman 'a taze kan Ekonomi Servisi - Akbank ve American Express Company. Kültür Bakanlığı dene- timi ve izni altında Ulusiararası Nemrut Vakfı tarafından yürü- tülecek. Dünya Anıtlar Fonu tarafından uygu- lanacak olan "Nemrut Konservasyon Proje- si"ne finansal destek sağlayacak. Nemrut Dağı'ndaki kaya hey- kellerinin korunmasını ve geliştirilmiş kural- larla sergilenmesini amaçlayan projenin ta- nıtımı için yöreye bir gezi düzenleyen Ak- bank ve American Express yetkilileri, Dünya Anıtlar Fo- nu'nun "Tehdit Altın- dakü0OYer"adhkül- türel merkezleri koru- mayı hedefleyen prog- ramını anlattılar. Söz konusu projenin finansal sponsoru American Express'in 1996 yılında 5 milyon dolariık bir destekle katıldığmı bildiren yet- kililer, fon için 2005 yı- lma kadar 5 milyon do- lariık teminatı bulun- duğunu kaydettiler. Va- j lilik, sanayi ve ticaret ı odası başta olmak üze-! re yöredeki kuruluşlar- j la birlikte yapılan top-1 lantılar dizisinde, j Kommagene Uygarh- ğı'na ait kaya heykel- lerinin ve tümülüsleria iklim şartlan ve insan-' lardan kaynaklanan | tahribatın yarattığı so-,} runlar ele alındı. "I Türkiye'ye prestij Akbank Genel Mü-| dür Yardımcısı Hayri Çulhacı gerçekleşecek, olan proje için f inansar | desteği sürdürecekleri-' ı ni açıkladı. Amaçlan-:! nın diğer kuruluşlann | da buraya dikkat çek-, mesi yönünde olduğu-' ] nu belirten Çulhacıv j projenin Adıyaman ili- i ne ve Türkiye'ye büyük \ bir prestij kazandıraca--! ğını da sözlerine ekledi. ı Adıyaman Valisi- ] Halil Işık, yılda orta-•' lama 100 bin turisti ağırladıklannı ve ger- j çekleşen proje ile bu l sayıyı 1 milyona kadar ! çıkartmayı amaçla- | dıklannı belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle