23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JSTOS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17. KFâeçaambuHmdıı: SmâeMûtafKckeri Destek Tel: 0^12.512 05 05 Fafcv. 0.212.512 44 97Elektronik posta-. denasonj©cumhunyetcom.tr - AİHM, Türkiye'nin şeriatçı pariileri kapatmasını onaylamış... "AİHM kapatılsın!" •jeçirdıği trafîk tazasından sonra 3.5 /ıldır vücuduna hükmedemeyen, ama çevresiyle sağ elinin işaret parmağım harflerin üzerinde gezdirerek iletişim kuran 15yaşındabir genç vardı... fzmit'teydi... Hemşire annesiyle yaşıyordu... Vücuduna hükmedemeyen beyni, bilgiteri sünger gibi yutuyordu... Genç, zekâ küpüydü... Bir bilgisayarı olsa internetle dünyaya açılabilirdi... Ankara'dan Ali Gürsan'ın bir bilgisayar armağan ettiği haberi geldi... Teşekkürler... (stanbul'dan bir turizmci dostumuz da internet aboneliği konusunda yardımcı olmak istediğint söyledi... Teşekkürler... Ankara Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Metin Özenci'nin, zekâsına hayran kaldığt gencin eğitimine destek olmak isteyenler izmit Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi'nde görev yapan annesi Seher Turan'ı 0.262. 321 10 30'dan arayabilir. azeteci Nadire Materin "Mehmedin Kitabfnı Amerika'da CIA bağlantılı"John D. And Cat- herineT. MacArthur Foundation"dan 59 bin dolar (yaklaşık 82.5 milyar lira) alarak yazdı- ğını Hürriyet'ten Emin Çölaşan'la aynı gün konu et- miştik. Daha sonra Mater'i destekleyen çevrelerin vakfın "solcu'Muğuna ilişkin savunmalarını vakıf yönetim ku- rulu üyelerinin CIA ile olan bağlantılarını ortaya koya- rak çürütmüş ve "Böyle olur Amerika'nın solculuğu" diyerek konuyu noktalamıştık. Çölaşan ise sonraki yazılannda Mater'in bir internet sitesi kurmak için Er- tuğrul Kürkçü ile birlikte Avrupa Birliği'nin bir fonun- dan 770 bin Euro (yaklaşık 800 milyar lira) aldığını gün- deme getirmiş ve "sol"u ağır bir dille suçlamıştı. Dün, Çölaşan'ın köşesinde 68'liler BirliğiVakfı Baş- kant Gökalp Eren'in bir mektubu yayımlandı. Eren'in mektubunu okumak gerekiyor. "iki şeyin birbirine karıştınlmaması gerekir. Ertuğ- rul Kürkçü-Nadire Mater gibilerini eleştirmek başka- dır, bunu 'sol'a mal etmekbaşka. Ertuğrul Kürkçü-Na- dire Materkonusundadediklerinizekatılıyoruz. Biz bun- ları ytllardır söyledik durduk. CIA ile ilişkili bir ABD vaktından aldığı 59 bin dolar karşılığında ısmarlama kitap yazan Nadire Mater ile Avrupa Birliği'nden 770 bin dolar alarak internet si- tesi kuran Ertuğrul Kürkçü'yü 'solcu', 'Marksisf şek- linde tanıtmanız acaba gerçekleri yansıtıyor mu? Bu 'sol'a ve 'Marksizm'e haksızlık etmek degil midir? 'Eskiden sokaklarda kahrolsun Amerika diye bağı- np ABD emperyalizmini kınarlardı. Şimdi en hızlı sol- cular ABD ve Avrupa' dan besleniyorlar' diyorsunuz. Bu satırlarda 'solculuk' değil, 'döneklik' tarif edilmek- tedir. Sol'un tarihi, Batı ve ABD emperyalizmine kar- şı mücadelenin tarihidir. Bu hem dünyada hem de Tür- kiye'de böyledir... Bizim gibi emperyalizmin baskı ve tahakkümü al- tında ezilen bir ülkede solculuğun en başta gelen şaşmaz ve kaltcı ölçüsü, emperyalizme karşı tavırdır. Evet, ihanet mevcuttur. Ama bu sol'un degil, çoktan- dır soldan kopup kaderini Avrupa ile birleştirmiş kişi- lerin ve çevrelerin işidir. Bu nedenle Kürkçü ve Mater gibi kişilikleri sol di- ye adlandırmak, yaptıklannı sol'a ilişkilendirmek, eş- yanın tabiatına hiç uymadığı gibi ülkemizin gelece- ğine de zarar veriyor. Türkiye'ye sol lazımdır. Ger- çek sol Türkiyecidir ve bütün Türkiye halkını kucak- layıp birleştirme ufkunasahiptir... Dikkat edilsin, ka- pitalist-emperyalist saldırganlık arttıkça, sol sindiril- dikçe, dönekligin önü açıldı. 12 Mart ve 12 Eylül cuntalan, ardından Özalcılık, AB ile entegrasyon po- litikalan, vatansızlığı ve emperyalistlerden para alma- yı meşrulaştırdı..." SESSİZŞEDASIZJ!) :' Sfİ ÜtmlKURTCEBE w . Yüksek Yerilim Hatti erdincırtku ı yahoo.com Bana bir fiıtbol topu venn, dünyayı yerinden oynatayım! Ulketoppaklarınınişgalsizyağması Başbakanlık'ın yazılı talimatı üzeri- ne Başbakanlık'a bağlı TÜBİTAK ta- rafından görevlendirilen ve bilim insa- nı kimliği taşıyan 11 kişi; Naci Görür, Derin Orhon, Aykut Barka, Olcay Tünay, Işık Kabdaşlı, Haluk Eyido- ğan, Süleyman Övez, Hasan Yazı- cıgil, Fehim Üçışık, Mahir Vardar, Mehmet Canbazoğlu'nun hazır- / ladiğı "rapor"la BergamaOvacık'ta v Normandy şirketine siyanürlü altın üretimine izin verilmişıi... Raporun tutarsızlığı kamuoyuna yansıdığında İTÜ Inşaat Fakültesi De- kanı Prot. Dr. Derin Orhon, birteleviz- yon programında izleyicilerin gözü- nün içine baka baka hazırladıkları ra- pora bilim çevrelerinden karşı çıkan ol- madığını söyledi. Elimizdebirbelgevar... "Altın 11"in hazırladığı rapora karşı çıkıyorlar... Türkiye'nin çeşitM üniversitelerinden 47'si profesör tam 118 bilim insanı ve yanı sıra Çevre Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Metalurji Mü- hendisleri Odası, Ziraat Mühendisle- ri Odası... Gerekçeleri çok yalın; "Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızın halkın çı- karları doğrultusunda ve kamu yara- rı ilkesi çerçevesinde değertendiril- mesi"ni savunuyorlar... Halkın çıkan... Kamuyaran... Çok kö- tü bir şey mi? Toplatüfekle işgal edemedikleri Ana- dolu topraklannı yağmalamaya hazır- lananlar için evet! ÇED KOŞESI OKTAY EKtNCİ Korumadac ManeviHatalar...' Kültür ve Tabiat Varhkla- rını Koruma Kurullannda bazı konulan da "maddihata- lar" oluşturur... Bunlar, kimi eski kararlardaki bazı kayıtla- ra ait "yanhş" yazılmış, bilgi- lerin "düzeltümesi" içindir... Sözgelimi restorksyon pro- jesı onaylanmış tarihi bir bina- nın parselnumarasuıdaya da bir imar planvnın belediyesince onay tarihinde vb.lerinde yan- lış yazım varsa, gündeme "maddi hata" başlığıyla alı- nır ve görüşülerek düzeltilmiş olur... Peki. korumakurullannın on- ca yo|un çalışma temposu ve sürekli "•biriken dosyalan erit- me" telaşı içınde bu gibi mad- di hatalar yapılırken. aynı sü- reçte acaba "manevi hatalar" dayapılmazmı'?.. Bu sorununyanıtı için mane- vi hatalann neler olduğunu aç- mak gerekiyor.. Çünkübu deyim, korumanın "resmi" söyleminde ve mev- zuatında ne yazık ki yer almı- yor... Almadığı için de kültürel ve doğal mirasakarşı aslında her insanda olması gereken "gö- nülbağı"ço- ğu zaman göz ardı ediliyor. "Koruma" giderek sıra- dan bir "tek- nîkvebürok- ratik işleme" dönüşüyor... Bu işlemler- deki "duy- gusuzluk- tan" kaynak- lanan manevi hatalann giderilmesi ise mad- di hatalarkadarkolay olamıyor, hatta hiç olamıyor... Dilerseniz, konuyu "örnek- lerle" sürdürelim... En çarpıcısı. "Arkeolojik SİT'lerde istenilen "son- dajlarıa" sonuçlanhakkında- ki değerlendirmeler... îlke kararlan gereği "koşul- lu imar hakları" bulunabilen 3. Derece Arkeolojik SİT için- deki arazilerde yapılan sondaj kazüarmda eğer "kültür var- Uğma" rastlanmamışsa. bu so- nuç içinyazılan rapora " temiz çıktı" deniyor... Yani bir arazide "tarihsel miras" yoksa, orası temiz ka- bul ediliyor: böylece "var" ol- ması durumunun da "kirü" ve hatta "hastahkh" sayüdığı, açıkça söylenmese bile adeta kabulleniliyor... Tarihsel ve kültürel zengin- liğimiziçinsadece, "imar hak- kı" uğruna dilimize doladığı- mız. dahası arsa sahipleribir ya- na "korumacı"(n uzmanlan- mızın bile rahatça söyleyebil- dikleribu "vefasız" yakıştırma. "manevi hata" değil de ne- dir?.. Arazilerden tarih çıkma- yınca sevinilen, çıktığında ise adeta yas tutulanbir "koruma kültürü"(!) iştebu gibi duyar- sızlıklarla da beslenmiyor mu?.. Bu nedenle, böylesi hatalan artık durdurmak için, örneğin sondaj sonucundakültür varh- ğına rastlanmayan parsellere aitkarar ahrken. belki de: "ma- alesef tarihsel zenginliğe sa- hip değil. bu nedenle yapı ya- pılabilir..." gibisinden vurgu- lamalar gerekiyor... 'Yaşhlara' saygısızlık... Aynı durum, "maü-i inhi- dam" (.yıkılacak kadar tehli- keli) raporlan için de geçerli... Bazı belediyeler, hattakimi va- lilikler, bu "manevi hata" dan da hâlâ kurtulamadılar... As- lında, "kamu"nun bir ayıbı olarakbakımsız ve metrukkal- mış kültür varhklanndan ade- ta "kurtulmak" istercesine bu raporlan düzenleyip, "he- men yıkaum" diye korama kurullanna baskı yapıyorlar... Oysa, eski eserin adı üzerin- de "eski" olduğu için elbette- kiyıkılmatehü- kesi de vardır... Bu onun, aslın- da saygı duyul- ması gereken "yaşı" ve özen gösterilmesi ge- reken "yıpran- mışhğı" yüzün- den değil mi- dir?..Onlan,her- hangi bir "çü- rük yapı" gibi görenbuduygu yoksunuanlayış nedeniyle de çok sayıda kültür varlığı, onanlmalan ve kurta- nlmalan gerekirken eldençıkar- tılıyor... Adı 'koruma' planlan... Son bir örnek de hani şu "sonradan koruma planı" (!) olan imar planlan... Planlı bir bölge StT kapsarmna alının- ca, önceden orası için yapılan ve bu nedenle "koruma kay- gısı taşımayan" planlar, ya- sal kurala uymak adma sade- ce "isimleri" değiştirilerek sözde koruma planma dönüş- rürülüyor... Böylesi bir "kentsel ve çev- resel ölçekteki manevi hata" sonucunda ise bölgeyi SlT ya- pan hemen tüm kültür ve doğa zenginliği, "önceki duyarsız- hğın kurbanı" olmaya devam ediyor... Ne dersiniz; korumada artık yanlışları en aza indirebilmek için, "manevihatalan" daön- leyecekbir "tarihe ve doğaya karşı sevgikampanyası" baş- latmak gerekmiyor mu?.. Oekinciû] cumhuriyet.com.tr. KİM KtME DUM DUMA BEHtç AK behicakCd turk.net ÇİZGİLtK KÂMİL " ' • > 4'- MASARACI ° r ' ,••• s • • - • • • • . . - . * - . * . f V v ; v ; • ; • • : : • • TARİHTE BLGÜN MÜMTAZARIKAN 1 Ağustos CBRİDB-İ UAVADİS 184O'TA gusuM, 'ceeipe-ı HAVACHS'AOU<SA- Z£T£, İSTANBUl'PA yAYtMlANMAYA &AŞLA- MIŞTt- lUGiLlZ A£tU-t GAZETECl WtLL(AAA CMUfZCtilLL'İU ÇJKAR£>IĞI C£&/0E-/ HAVADİS, 24 YIL /CAOAg Sûee tLE, 1O &ÜNDE SİG BAStLMtşTt. öNceceeı PBK tts/ UYAND(£- MAYAN 6U SAZETBJ KtRtA/ S/H/AÇl SIİZA- SIKtOA , OGADAKI MUHASitZLBfZİNiU YOL- LADIĞI HABEtZLJBfZ HEDEH(YL£ OKUR. SAY/Sfk/t AfZTI/ZMAYA BA?LAMŞTX'. İ86O AAGÂEP&JOİ'MİM "r&CÜKAJ 4HVAL" ı rAYtMLAAAAyA KOYULMASfNM AR.OINDAN, /<< <SAZETE ASAS/MÛA MU- CAPELE OLMüş; rAG.rtŞMALA/?,GÜA/t££C£ OKU&LAZI ME$SC1L ETM/ŞTİ.. DİYARBAK1R1. ÎCRA MÜDÜRLÜĞÜ İLANEN TEBLİGAT DosyaNo: 1999/1851 • ' . . . . Alacakh: Abdullah Tamer vekili Av. MeteÖzesen , - ' Borçlu. Hawa Gönül Bektaş Alacaklıya 05.10.1999 ve 30.10.1999 ödeme tarihli iki adet çekten dolayı açılan icra takibi nedeni üe masraflan ile birlikte 4.000.000.000 TL. borcuna karşüık borçlunun Demirbank Diyaıbakır Şubesi'ndeki muhtelif hesaplannda bulunan 62.36 USD, 6 DEM, ile 2.144 DEM (Ödeme sırasında ilgili banka kuru üzerinden TL.'ye çevrilecektit) paralar haczedümiştir. Haciz esnasında hazır bulvmmadığuuzdan iş bu ılanın tebiig tarihinden itibaren İİK102. maddesi gereği 22 gün içinde işleme karşı bir diyeceğiniz vaısa icra dairesine bildirmeniz için ilanen tebliğ olunur. Basın: 43598 " • • ' • BEYPAZAR1BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN tlçenin Hacıkara Mahallesi'nde Gül Sokak, Cemiyet Gırisi, Huzur Evleri Kooperatifi önü, Yuvam Kooperatifi yanı, Öğıetmen Evle- riKoopeıatifi önü, AyvaşıkMahallesi'nde Nakliyeciler Kooperatifi önü parkyapım işi keşifbedeli 64.386.365.747.-TL muhammenbe- delüzennden 2886 sayılı DevlevIhale Kanunu'nun 35/c ve 45^9. maddeleri gereğince hazıılananşartnameler dahilinde AçıkTeklif Ek- siltme Suretiyle Belediye Başkan Odası'nda Belediye Encümeni huzunmd^ı 13.08.2001 Pazartesi günü saat 16.10"da ıhale ile yaptınla- caktır. Birinci ihalede talipli çıkmadıgı, ihalenin herhangi biı sebeple iptal edilmesi \eya ertelenmesi halınde ikinci ihale 20.08.2001 Pa- zartesi günü aynı yer, şekil. şart ve saatte yeniden yapılacaktır. İhalenin Geçici Teminatı (%): l.931 590,972 -Liradıı. * Teminatlaı ihale saatinden bir saat evvel Belediye Hesap Işleri Müdüriüğü'ne yatınlacaktır. Şartnameler Belediye Fea tşleri Müdür- lüğü'nden temin edilebilir. tlan olunur. Basın: 44389 PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Hıyarlaı* ve Hıyarlıklap İherine Hıyann salt "patlamama", dahadoğrusu "pat- layamama" özelliği dışında bizim için çok daha ( başka şeyler çağrıştıran yanları da olmalıydı..., Evet, o bildiğimiz hıyarların... Yoksa, "Öy/e hıyar- dırki, denize girse cacık dalgası vurur..." gibi ilk duyduğumuz anda ne demek istendiğini hemen anlayıverdiğimiz ilginç betimtemelerle zenginle- şebilir miydi edebiyatımız? HaldunTaner'in "Sersem Kocanın Kurnaz Ka-1 ns/"nda Himmet ile Ibiş arasında geçen konuş-' mayı anımsıyor musunuz? "Himmet: Gulağıma hı- \ yar diye bir ses geldi, biri beni çağınyor galiba.' Ne var? Ne var? Ibiş: Ah yavrum neredesin? Hı- ' yar!" Bu satırları okuduğumuzda, Himmet'in gör- güsüz, kaba saba bir adam olduğunu; bu konu- • mundan hiç rahatsızlık duymadığını, kendisine yakıştınlan "hıyariığa" itirazetmekten öte bunu be- nimsediğini, içselleştirdiğini, yani tam bir "hıyar". olduğunu anlıyorduk. Günlükyaşamımızda o ka-^ dar çok hıyarla karşılaşıyor, o kadar çok hıyarlık- \ lar yaşıyorduk ki... Hıyarın, hıyarların ve hıyarlık-^ ların edebiyatımıza girmesi çok doğaldı... Mu-* 5 zaffer Buyrukçu'nun "O Sürekii Kavga "sında, "yaptığı hıyariığa bozuluyorum..."tümcesi "cuk" oturuyordu yerine... Kimi zaman da kendimiz hı-. yarlıklar yapıyor, Süavi Süalp'in "Görünmeyen • Adam "ında dillendirdiği gibi bundan pişmanlık • duyuyorduk... "Hıyarlık bende, ne diye bu numa- <ı raya girmiştim?.." diye yakınıyorduk. A Bir de Metin Eloğlu'nun "Aç Kamına Safcız"ın- e " da da rastladığımız "ağalık" mertebesine yüksel- - miş "hıyarağa"ları vardı. "Gel Remzi, git Remzi... I Sonra da tüyersin ha? Hıyarağa!" Hıyarağalığı, yaşamlan hıyarlık üzerine kurulmuş hıyarların eri-' şebilecekleri en üst noktaydı. Bunlar, insanların içini kuruturlar, kanlarını beyinlerine sıçratırlardı, \ Behiç Pek - Latif Demirci'nin "Cırcırböceği Muh- lis" örneğinde olduğu gibi... "Bi kafa kodum mu- ' du dişlerini avcuna dökerim, hıyarağası..." Hıya- ı rağalığı, hıyarlığın en üst noktası olmakla birlik- j te, sayıları çoğaldıkça aralannda başlayan ve gi- ı derek kızışan yarışın bir de galibi olacaktı sonun- ( da... Peki o zaman yarışı en önde bitiren hıyarla- rın hıyan bu "başhıyarağası "nı nasıl adlandıra- caktık? "Hıyar tarlası" deyimi işte bu gereksinim sonucu ortaya çıkmış, Irfan Yalçın'ın "Genelev-., de Yas "ından örnekleyeceğimiz gibi dilimize yer-q leşmişti. "Cart kaba kâğıt, dedi. Uşaöı varsanki, burda dümdüğün... Hıyar tarlası..." "Hıyariof" ise ilk başlarda genelde hıyarlar için \ eşanlamlı ve onların "hıyarsal r)iyerarş/"deki yer- J lerinden bağımsız olarak kullanılan basit bir söz- - cükken, Attilâ llhan'ın "Kurtlar Sofrası" roma- nında gördüğümüz gibi edebiyatımızın usta ka- lemleri bu sözcüğe sonradan çok çarpıcı anlam- laryüklemişlerdi... "Senin gibi hıyarloflarpadişa- hının Kâbeyolunda bakire bacısını..." • • • Hulki Aktunç'un "Büyük Argo Sözlüğü"nden ' yararlanarak yazdığım bu yazının esin kaynağı-'' nın IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in ül- ', kemize yaptığı son "gaz boşaltma" ziyaretiyle ;' hiçbir ilgisinin bulunmadığını burada önemle be- 1 lirtmek istiyorum... Fischer'i hayranlıkla dinleyen, J dinlediklerine sevinen, sevindiklerini de gazete- \ lerindeki köşelerinde, televizyonlardaki program- . larında bizlerle paylaşan çok değerli ekonomist-' • lerimizle de bir ilintisi yok... Hıyarlar, hıyarlıklar, hıyarağaları, hıyar tarlaları, hıyarloflar ve hıyarlofluklar uzerine basit bir der- leme yalnızca... Ben ekonomiyi de, ekonomistli- ;_, ğimi de, ekonomi kitaplarımı da, bana emek ve- „ ren zavallı hocalarım Schneider'i, Schaefer'i, /, Hammer'i, Gutenberg'i de unutmak isteyen, üs- vt telik biraz "asabı" biraz da "ağzı bozuk" bir ada- , mım! Bilmem anlatabitiyor muyum? Yarın datatile çıkıyorum, zaten... Marmaris'te, •""-, Akyaka'da Naim Kılıç ağabeyimin tahammülü-- ne sığınacağım bir süre... Şimdi mi? Yazımı nok- '\ taladıktan sonra Arnavut Muharrem'in bostanı- na kütür kütür taze hıyar toplamaya gideceğim... ; Ne rastlantı değil mi?.. Tekrar buluşuncaya ka- * dar, sevgiyle kalın... Faks:0212-723 84 97 (e-posta; dkavukcuogluûj tuyap.com) J m B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS 1 2 1 2 3 SOLDA^ SAĞ.V: 1/ Parmakla- nndaki yapış- kanlık dolayı- styladuvarve 3 tavanlarda da koşabilen bir cinskertenke- le. 2/ Gemide yelkenlerin açılması... "Çoksarhoş" anlamında ar- go sözcük. 3/ Anka- ra'nm bir ilçesi... ^ ı Kıbns'taki Rum çe- 2 te örgütü. 4/ Hubu- o bat tozu... Defa. ke- re... Fransiyum ele- mentinin simgesi. 5/ Kısayazı...lskambil kâğıtlannın atası sa- yılan desteye ve bu deste kullarularakba- kılan fala verilen ad. 6/ Hıristiyan... Sınır nişanı. 11 Karbonath kumtaşı. 8/ Yapraklan sebze ola- rak kullanılan bir bitki... Bir nota. 9/ "Insan bir — misali / Seni eken biçer bir gün" (Karacaoğ- lan)... Dağtavuğu da denilen bir kuş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir tÜT nişasta helvası. 2/ Güney Anadolu'da bir dağ... Demirin simgesi. 3/ Şube, dal... Ahır penceresi. 4/ Pirinç ve şekerkamışındanelde edi- lenbirtürrakı... "Vurgun.kazanç" anlamındaar- go sözcük. 5/ Olumsuzluk belirten bir önek... Yanıcı bir gaz. 6/ Sıkıntı verme. üzme... "Behiç — " : Çizerimiz. II Yunan rakısı... Doğu Slav hal- kı. 8/ Içi küflü bir cins peynir... Çok eski bir ta- rihi anlatmaktakullanılan bir deyim sözü. 9/ Uy- durma söz. 5 ,'A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle