17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2001 CUMARTE DİZÎ Türkiye, üretim maliyetinin düşük olması nedeniyle bor satışından kârelde etmektedir Eti HoldingvemadenlerE>ünyacia işletilen toplam 488 milyon tonluk rezervin 320 milyon tonu (yüzde 66'sı) Türkiye'dedir. Dünyada işletilen ve tahmin edilen bor madeni rezervlerinin B2O3 miktarlanna göre dağıhm yüzdesi aşağıdaki tablodadır. Ülke Türkiye ABD Kazakıstan Çiû Toplam tşletilen Rezerv Miktan 320.000.000 60.000.000 54.000.000 27.000.000 _L 27.000.000 488.000.000 tşietikn Rezerv 66% "12% 11% 6% 6% 100% Biliaen Rezerv Miktan 803.000.000 209.000.000 \ ~ 136.000.000 36.000.000 j _ _ 91.000000 ^ 1.275.000.000 Bilinen Rezerv 63% 16% 11% 3% 7% 100% Dünyadaki borik oksit talebi toplam 1 milyon ton civarmdadır. Türkiye'deki rezervler dûnya talebini 320 - 803 yıl süre ile ABD'dekirezervlerise 60 - 209 yıl süre ile karşılamaya yetecek dûzeydedir. Dünya pazarlannda satılan bor madenlerinin hemen tamamı (yüzde 95'i) Türkiye kaynaklıdır. Türkiye dünya toplam borik oksit talebinin ton olarak yüzde 32'sini, değer olarak yezde 10'unu, ABD ise oksit taiebinin ton olarak yüzde 50*sini, değer olarak yüzde 80'ini karşılamaktadır.- FirmaJar Etibank Mortaş Şayakçı ^ Rasıhvelnal Yakal Toplam Bor madenlerinin Kolemanit 208 000 189.000 46.000 16.000 20.000 479.000 tleksit . 6.000 18.000 ; 61.000 5.000 i devlerJeşf rildiği 1978 yıtancta ihracat Tinkal 82.000 - - - - 82.000 Toplam Ton 290.000 189.000 52.000 34.000 f ~8İLÖ00 ' 646.000 Yüzde 45% 29% | 8% 5% 13% 100% DeferS , ) 33.6OO.O0O_j i i44,400.000 1 78.006.000 lîatS 116$ 125$ 121$ 1- Bor madenlerinin devletleştirildiği 1978 yılında, bor madenlerinin yüzde 95'i Eti Holding'in mülkiyetindeydi. Sadece yüzde 5'ine sahip olan özel sektör, ihracatın yüzde 55'ini gerçekleştiriyordu: Çok az miktarda bir rezervle dünya bor piyasası etkilenebilir. 2- 1978 yılında ihraç edilen maden miktan (646 bin ton), 1999 yıhndaki maden ihracı ile (653 bin ton) hemen hemen aynıdır: Eti Holding, daha önce özel sektörün sattığı pazarlardan başka pazarlara maden satamamıştır, çünkü dünya bor madeni talebi sımrhdır. 3- 1978 yılında Eti Holding'in satışfiyatıUSD II6,özel sektörün satış fiyatı USD 125. Türkiye'nin ortalama ihraç fiyatı USD I2l'dir. 1999yıhortalama ihraç fiyatı sadece USD 186. 21 yılhk ortalama satış fiyatı ise USD 199'dur. 21 yıl sonra, dolann geçen zaman süreçi içinde yeniden değerlendirmesi yapüdığında, bor madeni birim fiyatlarının artmadığı, hatta azaldığı görühnektedk. Dünyanın diğer yörelerindeki madenlere göre kolay elde edilebilen Türkiye'deki bor madenlerinde, ekonomik faaliyet sonucu yaratılmayan kıtlık rantı yüksektir. Bu nedenle rekabet, fıyatlan düşürürken ülkeye zarar verir. Devletleştirmenin amaeı, kıtlık rantının rekabet ile yurtdışına çıkışının önlenmesiydi. Ancak gerek satış fiyatlarının karşılaştırüması, gerekse geçen 21 yıl içinde madenciliğe yapılan yatmmlann amortismanı ve dolann yeniden değerlendirilmesi gibi ekonomik unsurlar dikkate ahndığında, Eti Holding'in bor madenciliğinde başanlı olduğu söylenemez. ABD yakıt üretimi için sekiz fabrika kurdu 1950'de başlayan hikâye Soğuk savaşın en uç noktası olan 1950 yılında, yüksek enerji yakıö ile çalışacak uzun menzilli savaş başlıklan taşıyan ABD füzelerinde bor yakıtı kullanılma- sı düşünüldü. 1951 yılında bor madenle- ri ve bileşıkleri "stratejik madaV olarak nitelendinlerek ihracatta kontrole tabi tu- tuldu. ABD'de 1953 yılında u Zipr pro- jesi uygulamaya konuldu. Yakıt üretimi içın sekiz fabrika kuruldu. 1957 yılında Yakal Borasit AŞ'den Do- ğu Almanya'ya kolemanit götüren ge- mi, NATO tarafindan Çanakkale'de dur- duruldu. O yü Türkiye'yi ve Avrupa üî- kelerini de içine alacak şekilde, ABD ile bir aniaşma yapdarak sosyalist ülkelere bor satışlanna izin verilmedi. 1957 yılında ABD yönetimi. Amerika dışındakı bor ma- denleri için stratejik bir stok oluşturmaya karar verdi. Türki- ye'den 1957-1959 yıllan arasında, ABD, Sümerbank'a gönderdiği yün kar- şıhğmda, toplam 68.000 ton bor ma- deni alarak ABD'de depolandi. Sovyet- ler'in roketlerinde yakıt olarak bor kul- lanmadığı öğrenilin- ce 1959 yılında "Zip" projesi durdu- ruldu. Ancak, füze yakıtı olarak borkul- lanılması çalışmalan bugüne kadar sürdü- rüldü. Bu proje sonu- na kadar ABD. Tür- kiye'den aidığı stok- lann sadece 5 tomınu kullandı. Gerisi on yıl daha stokta kaldı, hatta üzerlerinde ağaç bittı ve sonunda US Borax*a devretti. Bu proje sona erdi- rilene kadar, yalnız Malta'daki (New Y- ork) fabrika için 1 milyar dolar harcan- dı. Bu sıralardaNATO, Türkiye'den Var- şova Pakö ülkeîerine yapüacak bor ma- deni ihracatlannı yıllık 7500 tonla sınır- lamıştı. 1962 yılmda kota 30.000 tona çıkanldıysa da, bor madenleri 1963 yı- lında NATO'nun stratejik maddeler üs- tesınden tamamen çtkanldı. Türkiye'nin bor madeni ihracatı 1967 'de 200 bin tonaçıktığıhalde sadece Polonya 12 bin ton bor madeni satın al- dı. 1966-68 yıllarmda Bandırma'daki ilk boraks fabıikası Polonyalılara yaptınl- dı. Fabrikanın bedeli, Polonya'ya kole- manit olarak ödendi. Bor, doğada serbest element olarak değil, bor tuzu şeklinde bulunur. Bor tuzlanna bor madenleri denir. Türkiye'de işletilen bor madenleri tinkal, kolemanit ve uleksittir. Türkiye'nin bu üç bor madeni ihracatmm onbir yıllık ortalaması 677.5 bin tondur. Yıl 1989 1990 1991 ı 1992 1993 1994 1995 ; 1996 \ 1997 1998 1999 Ortalama Bor Madeni Miktar Ton 820.077 681.667 637.524 617.739 613.012 622.194 684.404 735.720 731.618 655.755 653.480 677.563 İhracatı Toplamı DegerS 172.500.869 147.760.148 133.028.121 130.813.254 120.472.646 120.866.940 134.135,409^ 140.975.909 136.095.150 123.944.546 121.318.868 134.719.260 Fiyat $ 210 217 209 212 197 194 196 192 186 189 186 199 Tablo, son 11 yıl içinde Türkiye'den ihraç edilen bor madeni ve bor ürünlerinin yıllar itiban ile dağılımını göstermektedir. Bor ihracatının toplam ihracatımız içindeki payı sadece yüzde 0.5 civarmdadır. HAŞAH Ç€TİN A BD'deki bor madeni yataklan /\ îngiliz kökenli RTZ'ye ait / l olan US Borax ve North American Chemical Co. (NAC) (Overland Park- Kansas) tarafindan işletilmektedir. Güney Amerika'da Şili ve Arjantin'deki bor yataklannın büyük kısmı da US Borax'a ve NAC'ye aittir. Bor madenlerine sahip olmayan Japonya ve Avrupa ise bor madeni ihtiyaçlannı Türkiye'den karşılamaktadırlar. rüm ışletmecilik faalıyetle- rinden zarar eden Eti Hol- ding, sadece bor madeni iş- letmeciliğinden kâr ediyor. Bunun nedeni zengin ve büyük bor re- zervlerine sahip olan Türkiye'nin bor cevheri ve konsantrelerinin üretim maliyetlerinin çok düşük olması, cevher ve konsantre olarak dünya pazarlannda satılabilmesi- dir. ABD menşeli bor cevherlen ise, direkt cevher veya konsantre olarak ekonomik değere sahip de- ğildir. Bu nedenle, bor madenlerinin devletçe işletilmesini öngören ya- sanın amacı, yeraltından çıkanl- ması çok kolay ve tenörü (nıteliği) yüksek olan bor madenlerinin bu doğal üstünlüğünün (rantının), üreticilerin rekabeti sonucunda ül- ke dışına çıkışının önlenmesiydi. Bu amaçla Eti Holding madenleri arayıp bulacak ve sanayicilerin kullanacağı son aşamaya kadar iş- leyecekti. 14.10.1978tarihve2172 sayılı kanunla devletleştinlmış olan bor madenlerinin aranması ve işletilmesinin, 10.6.1983 tarih ve 2840 sayılı kanunla devlet eliyle yapılacağı hüküm altına alındı. Bu kanun gereği de Eti Holding, bor madenlerinin Türkiye'deki tek üre- ticisi oldu. 15 Temmuz 1985 tarihli Resmi Gaze- te'de yayımlanan 3213 sa- yılı kanun yeni bulunacak bor madenlerinin sahiple- ri tarafindan işletilebilme- sine olanak sağladı. An- cak, Eti Holding bu kanun çıkana kadar muhtemel bütün sahalan kendi ma- den arama sahası olarak gösterdıği için, kanunun uygulamada bir hükmü kalmadı. Gerçekte ise, bu- lunacak yeni maden saha- larının işletilmeleri halin- de, Eti Holding'in fıyat re- kabetine dayanmalannın mümkün olmamasının ya- nında, Türkiye'de dünya talebini yüzlerce yıl karşı- lamaya yetecek miktarda bor madeni rezervi de var- dı. Yeni maden sahalaruun bulunması yönünde yapı- lacak harcamalar, Türkiye için kaynak israfmdan başka bir anlam taşımaya- cağı için, bugüne kadar hiçbir özel sektör kuruluşu yeni bor madeni yatağı arama girişi- minde bulunmadı. us Borax ve dünya plyasası ABD'deki bor madeni yataklan Îngiliz kökenli RTZ'ye ait olan US Borax ve North American Chemi- cal Co.(NAC) (Overland Park- Kansas) tarafindan işletilmektedir. Güney Amerika'da Şili ve Arjan- tin'deki bor yataklannın büyük kıs- mı da US Borax'a ve NAC'ye ait- tir. Bor madenlerine sahip olma- yan Japonya ve Avrupa ise, bor madeni ihtiyaçlannı Türkiye'den karşılamaktadırlar. ABD çıkardığı bor madenlerini tamamen ürüne dönüştürerek kul- lanmakta veya bor ürünü olarak dünya pazarlanna ihraç etmekte- dir. ABD, dünyadaki bor ürünü ta- lebini karşılamak içın Türkiye'den de bor madeni ithal etmektedir. Ör- neğin Ovvens Corning Fiberglass Co.'nın (OCF) bir yan şirketi olan American Borat Co.'nin Death Valley National Monument'de bu- lunan Billie yeraltı işletmesi, Tür- kiye'den ithal edilen uleksitin ucu- za gelmesi nedeniyle 1986 yıh sonlanna doğru üretimini durdur- muştu.(1) Uleksit ihracatının mik- tar olarak yüzde 9O'ı, kolemanit ihracatının yüzde 16'sı ABD'ye yapıhnaktadır. Toplam kolemanit ve uleksit madeni ihracatının ise, miktar olarak yüzde 37'si ABD'ye yapıhnaktadır Bu ihracatın değer olarak ancak yüzde 30'a ulaşabil- mesi, ABD'deki firmalara, diğer yabancı firmalara göre daha ucu- za hammadde satıldığmı göster- mektedir. Türkiye'deki sanayicile- rin alamadığı fiyattan yabancı şir- ketler maden alabildiği için, ulus- lararası şirketlerin bor madenleri- nin özel sektöre devredilmesi için IMF'ye baskı yapmalanna da ge- rek olmadığı açıkça görülüyor. Eti Holding, Türk sanayicisine satma- dığı fiyat ve mıktardaki madeni, yıllardır zaten rakibine satıyor. Bor madenleri neden özelleştirllemez? Bor madenlerinin özelleştiril- mesi, değışık nedenlerle mümkün olmadığı gibi, yeni sorunlar da do- ğurabılır. Genel olarak özelleştır- me ile ülke kaynaklanmn daha ve- rimlı işletilmesi amaçlanmaktadır. Bor madenleri istenilse de verim- siz işletilemeyecek kadar kolay el- de ediliyor. Bu nedenle bor maden- lerinin özelleştirilmesi "evdekigü- müşlerin satrimaa"ndan başka bir anlam taşımayacaktır. Bor madenlerinin üretim tekni- ğının çok kolay olması, aynı za- manda üretım maliyetinin de çok düşük oluşmasına neden oluyor. Türkiye'deki bor madeninin fiya- tı, arz-talep, maliyet, piyasa şartla- n, miktar gibi ekonomik unsurla- nn yanında, dünyanın diğer yöre- lerindekilere göre daha kolay elde edilmesinin getırdiği kıtlık rantını Eti Holding, bor madenininTüridye'deki tek üretidsL da içeriyor. Rkardo (1772 -1823) isimli iktisatçı, çok verimli toprak- lann, az verimli topraklara göre, 'Tann'nın lütfu olarak / bedava- dan' ve de 'malrvetin içine ginne- yen' bir gelir yarattığmı görmüş ve de verimli topraklann azlığına da- yanan bu getiriye "toprak ranü" adını vermiştir (2). Bor madenle- rinin bir tek kuruluşun, yani Eti Holding'in elinde ohnası, fiyatı- nın da ekonomik fıyatnı üzerinde belirlenmesine imkânveriyor. Tür- kiye' nin bor madenleri konusunda diğer ülkelere göre mukayeseli üs- tünlüğünü de bu kıtlık rantı sağh- yor. Devletleştirmenin amacı, bu rantın yurtdışına çıkışını önlemek- ti. Bor madeni ruhsatlannın özel şahıslara devredilmesi ile oluşacak rekabet, fıyatlan düşürür. Bunun ülke açısından anlamı, kıtlık rantı- nın yabancılara kaptınlması, daha düşük fıyatla maden satılması, da- ha düşük gelir elde edilmesidir. Bu rantın yurtdışına çıkışının önlen- mesi için ihracatta fon uygulama- sma gıdilse bile, sonucta daha da çarpık ilişkiler ortaya çıkacaktır. Ozelleştirme Eti Holding hisse- lerinin satışı yolu ile yapılırsa, ma- den fiyatınuı içindeki bu rant, his- selerin fiyatını da oluşturacak en önemli ve en belirsiz unsur olacak- tır. Ister ihale yolu ile isterse borsa kanalıyla olsun, özel kişi ve kuru- luşlara satışı sırasuıda Eti Holding hisselerinin fıyati, bu kıtlık rantı- nın ileriye dönük belirsiz getirisi- ni de içerecektir. Bu nedenle his- selerin yüksek bedelle satümak is- tenmesi, sıradan yatınmcılann il- gisini çekmeyecektır. Eti Holding hisseleri, sadece bor konusu ile doğrudan ilgili kişilere satılmak zorunda kalınacaktu-. Bu satış sıra- sında olmasa da, zaman içinde his- seler dünya bor piyasasındaki di- ğer tekellerin eline geçecektir. Özelleştlrme tartışmaları Bugün özelleştirme tartışmalan- nın odak noktasmı yukandaki ne- denlerle madenlerin mülkiyetınin değiştirilmesi değil, sadece kole- manit ve uleksitin işleme işinın özel sektöre devredilmesi oluştu- ruyor. Eti Holding devletleştırme yasası ile kendine verilen görevi yerine getirmek istemiyor, maden işleme konusunda yatırım yapma- yı programına bile almıyor. Eti Holding yıllardır kolemanit madenlerinin kınlması, elenmesi, öğütülmesi ve mikronize edilmesı, fınnlanması gibi madencilik iş- lemlerini özel sektöre yaptırmak ve daha sonra da, "uç ûrûn"lerden fiberglas fabrikası kurdurmak isti- yor. Bu firmalan teşvik (!) etmeyı önerirken, kendisine ait kırma öğütme tesislerini ise çalıştırmı- yor. Eti Holding'in 22 Aralık 2000 tarihli Yönetim Kurulu karanna göre ruhsatlar kendısinde kalmak şartıyla, bor madenlerinin işlenme- si konusunda özel sektörle işbirli- ği öngörülüyor. Dünyanın en zen- gin bor yataklanna sahip olan, yurtdışında eğitilmiş yüzlerce mü- hendisi bulunan Eti Hol- ding'in özel sektörle işbirliği arayışı içinde olması oldukça şaşırtıcı (3). Kırma-eleme teslsleri ve fttelleştlrme Eti Holding'in uç ürünlere yatmm yapılması teşvikine 1999 yıhna kadar hiçbir özel sektör kuruluşu itibar etmedi. Eti Holding kolemanitın işlen- mesi ve daha sonra da cam el- yafı fabrikası kunılması yö- nünde 1999 ve 2000 tanhle- rinde, Park Holding'le anlaş- malar imzaladı. Park Hol- ding'in kurulu kapasitesi bu- lunmadığı içın bu anlaşmalar yürürlüğe gıremedi. Kurulu kapasite bulunmadan yapıla- cak satış anlaşması ise Park Holding'e kolemanıtin satış imtiyazının verilmesine yol açacaktı. Kamuoyu baskısı, Eti Holding'in bu ginşimini engelledi ama, Eti Holding'in yurtdışındaki ortağı Ankersh- mit ve Ispanya'daki temsilcisi Ma- rio Plato gibi şirketlere yıllardır yaptığı satışlar hemen hemen hiç irdelenmedi. özelle$tlrme ve 'uç ürün'U) flberglas Fiberglas konusu, üretimin öte- sinde pazarlama ve belirlı sektör talebini gerektiren, borürünleri ile ilgisi olmayan bir sanayi koludur. Hedef pazar kompozit malzeme üreticileridir. Bu pazarlama faali- yeti herhangı bir ürünün pazarlan- masından farklı olarak ARGE fa- aliyetini ve kompozit malzemeyi talep edecek uzay-savunma ve oto- motiv sektörlerinin varlığuu gerek- tinr. Türkiye ise bu ARGE'den ve bu sektör talebınden yoksundur. Dünya fiberglas piyasası Owens Corning, Saint Gobain gibi birkaç şirketın elindedir. Bu şirketlerin kolemanit ve uleksit ihtiyacmı Eti Holding karşılamaktadır. Ömeğin, dünyanın çeşıtli ülkelenndeki 18 fabrikası bulunan Owens Corning, Eti Holding'in sattığı kolemanitle üretimini sürdürürken 35 bin kişi- yi istihdam ediyor. 1978 yılından bu yana kolemaniti elinde bulun- duran Eti Holding gerçekten "uç ürûn" olarak nitelediği fiberglas konusuna Türkiye'de yatmm ya- pılmasını isteseydi, hiç olmazsa bir fabrikasını Türkiye'de kurması için Owens Corning'i ikna edebi- lirdi. Hâlâ da edebilir. Ancak bu- nun yerine "ruhsatiar kendisinde kalmakşartıyla özel sektörle işbir- liği arayışını" sürdürüyor! (1) DPT Kımya Sanavii Hammaddeleri Raporu Sh 9 ve 24 (2) Güngör Vrus 8 Mayıs 2001 Millıyet (3) Cumhuriyet 22 Aralık 20V0 - Şükrv Sina Gürel 'ut basın açıklaması SÜRECEK CUMARTESt YA/nARI ATAOL BEHRAMOĞLU Cemaat Toplumundan Bireyciler Toplamına Türkiye toplumu tepkisiz mi? Bu soruya toptan bir yanıt veremeyiz. Tümüyle tepkisiz bir toplum c duğumuzu söylemek, Cumartesi Anneleri'nden B€ gamalı çevre direnişçilerine, ölüm oruçlarında y, şamlannı ortaya koyan direnişçilerden SEKA'nın azt leştirilmesine engel olan Kocaelili işçilere, polis a puna karşın sendikalaşma hakkını savunmayı sürdt ren yaşlı öğretmenden eninde sonunda k'rtlesel bir e lem gerçekleştirmeyi başaran esnafa kadar, çeşi toplumsal kesimlere haksızlık etmek olur... öte yaı dan, sorunlar karşısında büyük çoğunluğuyla biliro li, örgütlütepki gösteren birtoplum olduğumuzu sö lemekde neyazık kı mümkün değil... Gerçek, bunı tam tersidir... Türkiye toplumu toplumsal sorunl; karşısında büyük çoğunluğuyla tepkisizdir, ya da &• naf eylemlerinde, çevik kuvvet polislerinin eyleml< rinde görüldüğü gibi, bu tepkiler çağdaşlık bilinciı den yoksundur... • • • Bu konuda bir başka gerçek, herkesçe bilindiği \ görüldüğü gibi, her türlü toplumsal muhalefeti ez< cek güçte ve neredeyse var oluşunun nedeni gid» rek bu işlevine dönüşen baskıcı bir devlet örgütler mesinin varlığıdır... Böylece, tümüyle tepkisiz olmi sa da büyük çoğunluğuyla tepkisiz ve örgütsüz t toplum ve hertürlü toplumsal tepkiyi ezecek gücev alışkanlığa sahip bir devlet gerçeğiyle karşı karşıy; yızdemektir... ••• Toplumumuz büyük çoğunluğuyla neden tepkis ve örgütsüz? öte yandan, devlet örgütü neden b denli baskıcı? Erdal Atabek güçlü toplumbilimci b rikimi ve gözlemciliğıyle, "Sosyal patlama olurmu'ı başlıklı yazısında {"Cumhuriyet", 2 Temmuz 200 bu önemli sorunu irdeliyor... Yazısında, her biri kita oylumunda genişletilebilecek saptamalar yapıyor. Atabek'in saptamalanyla, toplumumuzun tepkisizl ğinin ("sosyal tepkısızliğe mahkûm edilmiş dunın da" olmasının) başlıca nedenleri, "rtaafe dayalı gek nek", "örgütsüzlük" ve "bilinciköreltilmiş çoğunluh etkenleridir... Atabek'in sözleriyle, "bu durvmun as sorumlulan da toplumdakı otokratik kültürü değişth meye hiçbir zaman yanaşmayan toplum yöneticik ri ve onlann sosyal tabanlandır..." • • • "/faate dayalı getenek" kavramı VVashington Ün versitesi Yakındoğu Dilleri ve Kültürü Bölümü öğre tim Üyesi Prof.Walter G. Andrews in Divan Şiiri'nd "gazel" türünü incelediği önemli ve ilginç yapıtınd ("Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı", lletişim Yayınlar Çev. Tansel Güney), bambaşka bir alanda, benzc bir saptamayla karşımıza çıkıyor... Yapttının "Iktidi ve Otoritenin Sesi" başlıklı (s. 113 ve sonraki savf3 lar) bölümünde "Osmanlı mutlakiyeti"n\n "bütün ids ridallanyla birtikte merkezîiktidara birbüyük ordu gt züyle bakma ve bu orduyu, hükümdann şahsîhizme tinde sayma geleneği üzerine kurulmuş" olduğun vurgulayan W.G. Andrevvs'in sözleriyle, "Birey, bütü ödûllerin ve cezalann nihaî olarak hükümdardan ge, diği ve mevkii ne kadar yüksek olursa olsun, ikîida nnı, variığını, hatta canını padişahın iki dudağı ara sından çıkacak bir söze borç/u olduğu bir s/stem bağlıdır... Gazel, otorite ilişkisinin bu hayli olumsu yönüne şöy/e karştltk verir: Hükümdann davranışını, yıkıcı ve acı veren boyutlannı, bu davranışı mevcı ilişkinin (yani kışisel aşk/sadakat ilişkisinin) doğal, ka çınılmaz bir sonucu sayan bir görüşün içinde eriti Dahası, şiir, böylesi bir olumsuz davranışı 'dahayük sek bir iyi' biçiminde yeniden yorumlayan bir örün tüyü, tasavvuff- dinî çerçeveyi sağlar. Yani, sevgilı nin zulmü, cevri ve cefası, ya/nızca, sevgilinin bu du yular dünyasına, hâlâ bağlı olduğu şeklinde anlaşı lır, dolayısıyla zulüm ve cefa, önünde sonunda b> dünyaya sırt çevrilmesine ve öte dünyanın idrakin yol açacağı için bir lütuf sayılır..." Atabek'in sözün' ettiğim yazısına bir kez daha dönecek olursak, gü nümüz Türkiye toplumunda "sosyal patlamalar" ol mayışının, tepkisizliğin başta gelen etkeni "yüzyılla boyunca insanlan boyun eğmeye koşullandırmış Os man/ı Devleti'nin egemenliğine ve dinin itaat ısteyeı inancına dayalı geleneksel toplum kültürü'dür... "Sı kültür, insanlann bağlılığını sabretmeyle, dayanmay la ve yakınmamayla ölçmeyi gerektiriyor. Tann'nıı ve padişahın iyi kulu olmanın koşulsuz bağlılığa da yalı olması bu kültürün özüdür ve bu kültür güçlü bı biçimde günümüzde de yaşamaktadır..." • • • Batı toplumlan feodal-dinsel egemenlik ve mutla kiyetçi yönetimler dönemlerini geride bırakarak öz gür bireylerin oluşturduğu örgütlü toplumlara dönüş müşken bizim toplumumuz yukarda değinilen ağı toplumsal mirasın bataklığında nefes almaya çalışı yor... Daha da kaygı verici olan, bu bataklıkta çırpı nanlann, özgür bireylerin oluşturduğu örgütlü birtop lum olmak yerine, cemaat toplumu kalıntılannı da ta şıyan, bilinçsiz, bencil, geleceksiz bireyciler toplamı na dönüşmekte oluşudur... e-posta:ataolbrS cumhuriyet.com.tr Faks: 0212-5138595 - 5139098 Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasr. Kenderin geleceğî işgalcîlere teslim ANK\RA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hüküme- tin iç kaynak paketi kap- samında TBMM'den geçirdiği Hazine taşın- mazlannın satışını ko- laylaştıran yasaya tepki- ler sürüyor. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Ulkü, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Secer'e gönderdiği mektupta yasayı veto etmesıni is- tedi. Ülkü, yasayı so- nun başlangıcı olarak nitelendırerek "Yasa. anav^samız gereği mül- kiyeti devrolunanıaz hüknıündeki yerieri bile, örneğin ormanl; runızın da satdmasu neden olabilecekt Kente, ormana kar suç işleyen işgakikrdc hesap sorulması ger kirken kentieringelec ği işgalcilere tapula maktadır" dedi. Anayasa Mahkem si'nin daha önce bena yasalan iptal ettiği anımsatan Ulkü, yüks mahkeme karanna gc orman dışına çıkanl arazilerin üzerinde s dece orman köylüle nin hak sahibi olabi ceğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle