17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2001 CUMARTES OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus(5cumhuriyet.com.tr Tütün Rejisi'nin Silahlı Çeteleri... Yni DOÇ. Dr. Oktay GÖKDEMİR Meısm bnnersıtesı T anhten bır ders Bu yazı, Turk koylusu^ nun en onemlı geçım kaynaklanndan bırı olan tutun tanmında yabancı sermave kuru- luşlannın geçmışte ve gunumuzde oynadıklan oyunun ne olduğunu or- taya çıkarmaya yonelıktır Ataturk'un deyışıyle "Gaflet, dalalet. hatta hı- yanet içinde bulunan erk sahipleri" tanh bılıncınden yoksun olduklann- dan bugun ozelleştırme adı altında dunyanın en kalıtelı tutunlennı yaban- cı sermayeye açmaya çalışıp Tekel ı ozelleştırmek ıstemekle aslında 1883 'ten 4 Mart 1925 tanhınde de\ - letleştınlmesıne kadar tam 42 yıl Tur- kıye'de tütun uretıcısıne turlu sıkın- tılarçektıren, oluşturduğu silahlı kol- cularla on bınlerce msanın yaşamını yıtırmesıne neden olan Tütün Reji- si'nin bır başka turunu kurumsallaş- tırmak ıstemektedırler Gerçekten de tanh bılıncınden yoksun kuresellejj- me ıdeologlannın (') "sömürulelim de refah düzeyimiz artsın" sovlem- lenyle gundemı belırledığı bır do- nemde pek çok kımsenın ne olduğu- nu bılmedığı Tütun Rejisi orneğı. emperyalızmın somurge ve yarı-so- murge ulkelenn uretken guçlerını kendı çıkarlan doğrultusunda nasıl tek taraflı donuşturebıldığının en açık gostergelennden bınsıdır Osmanlı tutun tanmında yabancı sermaye ıle kurulan ılk kuruluş olan Tutun Rejısı, emperyalızmın serma- ye dışsatımı (ıhracı) çağında Os- manlı Imparatorluğu'nun Batılı em- peryalıst ulkelerce ıçıne duşuruldu- ğu borç tuzağınm doğal bır sonucu olarak kurumsallaşmıştır 14 Nısan 1884'te faalıyete geçen Memalik-i Şa- hane Dûhanlan MuşterekıTl Menfaa Reji Şirketiy a da Tutun Rejisi 19 yuzyılın sonlannda Osmanlı ekono- mısının candaman olarak nıtelendı- rebıleceğımız tutunun uretım \ e de- ğerlendırme aşamalannda tek yetkı- lı olmuştur Rejı kurulmadan once turunden elde edılen vergılen toplama ışı 1875 yılında Galata bankerlennın yone- tımındekı Rüsum-u Sitte tdaresi'ne bırakılmıştı Muharrem Kararname- sı ıle devlet malı açıdan ıflas eftığı- nı alacaklı devletlere bıldınnce, tu- tun gelırlerını toplama ışı bu kez Duyûn-u Umumıye îdaresı'ne terk edılmıştır Bır sure sonra Duyûn-u Umumıye ıçensındekı Fransız tah- vıl sahıplen bu ıdareyı tutun ekı- mınden doğrudan doğruya pay al- maktan vazgeçırerek tutun tarımını aynca duzenleyıp vergılendırmek uzere yenı bır orgutlenmeye gıdılme- sı yolunda ıkna etmelen sonucunda Rejı Şırketı. Osmanlı Imparatorlu- ğu ıle Duyûn-u Umumıye Idaresı arasında yapılan 27 Mayıs 1883 ta- nhlı bır sozleşme ıle kurulmuştur Tutun Rejısı'nın kurulmasıyla Os- manlı Imparatorluğu'nda yerlı tu- tun uretımı artık tam anlamıyla Os- manlı Bankası. CreditAnstait v e Ble- ichroder banka gruplannın denetı- mı altına gınyordu 19 yuzyılda tu- tun, bozulan Osmanlı ekonomısının en onemlı gelır kaynaklanndan bı- nsıydı Zıra ımparatorluk genelınde kuçuk uretıcılığın yaygınlaşması tu- tun tarımındakı gelışmelere koşut (paralel) olarak artmıştır Rejmın kuruluşu oncesınde Osmanlı Impa- ratorluğu'nda kışı basına tutun tuke- tımının yılda 950 ıle 1500 gram ara- sında değışmesı ve yıne "Dûhan Resmi" adı altında uretıcılerden alı- nan tutun vergısının Osmanlı ekono- mısıne sağladığı buyuk kaynak Re- jı 'nın ıştahını kabartmıştır Boylelık- le Rejı, tanmın yılda 100 000 lırayı aşkın oşur getıren ve donem sonun- da ıhracat değennde ılk sırayı alan hemen hemen en zengın kesımını denetleme hakkını ele geçırmıştı Gerek Duyûn-u Umumıye. gerek Osmanlı lmparatorluğu ve gerekse Rejı, bu yenı duzenlemeden olduk- ça kârlı çıkmayı umuyorlardı Duyûn- u Umumıye, Rejı'yebırtur ortak ol- makla daha fazla kâr elde edebıle- ceğını duşunuyordu Gerçekten de Rejı, Duyûn-u Umumıye'ye sabıt gelır guvencesı venrken gelır topla- ma ıle ılgılı sorunlan ve gıderlen de ustlenıyordu Duyûn-u Umumıye'nın tahvıl sahıplen, aynı zamanda adı geçen uç banka grubunun da tahvıl sahıbı olduklanndan tutun tekelının Rejı'ye de\n aslında aıle ıçı bır de- vır ışlemıydı Otuz yıl sureyle tutun tanmmda tek yetkılı kılınan şırketın bu ımtıyaz suresı 1913'teyenıden uzatılmıştır Merkezı lstanbul ıdı Şırket Doğu Ru- melı hanç bandrol usulunun geçer- lı olduğu butun yerlerde tutun satın almak, ımal etmek ve satmak hak- kınasahıptı Cebel-ı Lubnan veGı- nt dışında butun yerlerde devletçe toplanan tutun gelırlen de artık şır- ket tarafından tahsıl edılecektır Tutun tanmında Rejı'nın faalıye- te geçmesı ıle bırlıkte ıddıa edıldığı gıbı tutun uretıcılennın refah duzey- lennde hıçbır farklılık oluşmamış- tır Uretıcı. Rejı ıle bırlıkte canından olabılecek ılışkılerağı ıçıne alınmış. uretmış olduğu tutunune Rejı tara- fından venlen duşuk fıyatlar nede- nıyle yasadışı yollardan tutun ka- çakçılığıyapmayabaslamıştır Yanı Rejı tutun tanmındakı kuçuk uretı- cılığı donuşturerek onu uretken bır hale getırecek mekanızmalan uygu- lama alanına koymamıştır Aksme, tutun ekım alanlarını sınırlayarak yanm donumden az topraklarda tu- tun ekımını yasaklayarak, uretıcıye tarlasına tutun ekebılmesı ıçın vere- ceğı ruhsatnameyı turlu zorluklardan sonra vererek bır anlamda uretımın yolunu kesmeye çalışmıştır Tutun kaçakçılığını onlemek amacıyla oluş- turduğu silahlı bırlıkJerle toplumsal çatışmalann onunu açmış ve bınler- ce ınsan yaşamını yıtırmıştır Rejı'nın oluşturduğu sılahh "kol- cu" bırlıklen, bır yabancı sennaye kuruluşunun gırdığı ulkede neler ya- pabıleceğıne en guzel ornekJerden bır tanesıdır Kaçak tutun satışlannı en- gelleyebılmek amacıyla Rejı tara- findan ıstıhdam edılen yaklaşık 7000 kolcu, bırtakım suçlardan huküm gıymış, toplum ıçındekı konumlan- nı kaba kuvv ete dayanarak guçlen- dırmek ısteyenlerden oluşuyordu Ellenndekı sılahlanyla çok buyuk bır guç konumuna ulaşan kolcular, tu- tun kaçakçılığını onlemek bahane- sıyle halka turlu ışkenceler yapıp, olumle bıten pek çok silahlı çatışma- da bulunmuşlardır Rejı'nın faalı- yette bulunduğu donem boyunca 50- 60 bın cıvannda ınsan yaşamını yı- tınnış, sadece 1901 yılındakı çatış- malarda olen ınsan sayısı 20 OOO'ı aş- mıştır Nivazi Berkes'ın '200 Yıldır Neden BocaJıjoruz?' adlı esennde de behrtıldığı uzere, "~bir köyiü bu idarenin tekeli altında olan kendi ye- rişrirdiği tütünden yanm okka bir yana saklayayım dese Reji kotaısu ta- rafından küt! di\e alnından vuru- hırdu." Yapmış olduklan yasadışı uygula- malarla yalnızca tutun uretıcılenne değıl, butun halka ışkence eden Re- jı kolculan, aynı zamanda Turk folk- loruna genış bır malzeme bırakmış- lardır Bugun dıllerden duşmeyen "Çökertme Türkusü"nun şu sozle- n, Rejı kolcularının Turk halkının bı- lınçaltında ne gıbı bır yer ışgal ettı- ğıneen guzel bır ornektır "Gidelim gkleiim be Hahlim / Çökertmeye va- ralım / Kolcular gonince Halilim ne- refere kaçahm./Teslim olmayahm Ha- lilim aman kurşun saçalım." Yıne, "Kör olsun kolcu \vni/öksüzbırak- tı seni / Nenni tosunum nenni / Sab- ret gelir zamanT sozlennde olduğu gıbı annelenn beşıktekı çocuklanna nınnı malzemesı olan Rejı kolcula- n ışte bu zulumlen gerçekleştırmış- lerdır Silahlı kolcu bırhklenyle adeta devlet ıçınde yenı bır devlet olan Re- jı'ye karşı başta tutun uretıcılen ve "ayıngacr olarak tanımlanan tutun kaçakçılan ıle halk buyuk tepkı gos- termış ve sonuçta orgutlu olmayan, ama yıne de onemlı bır başkaldın ola- rak nıteleyebıleceğımız bır sıvıl dı- renışın orneğını vermışlerdır Re- jı'ye karşı oluşturulan bu tepkı, şır- ketın cumhunyet donemınde dev- letleştınlmesınde onemlı etken ol- muştur Ataturk, bağımsızlığın sade- ce sıyasal alanda değıl ekonomık alanda da olması gerçeğmden hare- ket ederek Tutun Rejısı'nı 4 Mart 1925 tanhınde dev letleştırmıştır Bugun dışandan venlen reçete- lerle, Ataturk'un kurduğu Meclıs'te Tutun Yasası'nı kabul ettırmışler- dır Rejı orneğı ıyı değerlendınlme- mıştır Yazıklar olsun 1 EVET/HAYIR OKTAY AKBAL DönBaşkaBugünBaşka! Aşağıda çok anlamlı bır belge okuyacaksınız 1986 yılında TurgutÖzal, tutun tekelını kaldırmıştı Prof Dr Çetin Yetkin, DSP lıderı Bulent Ecevrt'le evınde go- rüşmuş, Ecevıt'ın bu konudakı goruşlennı 14 Temmuz 1986 gunlu "Guneş" gazetesınde yayımlamış, önem- lı btr belge degerrtaşıyan bu açıklamayı bu kez "Ye- nı Müdafaa-ı Hukuk" dergısınden alarak okurlara sun- makta yarar goaıyorum "Iktıdar, tutun tanmına ve sıgara yapımına ozel ve yabancı senvayeyı açarken bu konudakı, bu alanda- kı tekeli, ozellıkle sıgaradakı tekeli kaldıracağını one sürûyor Fakat gerçekte sonuç bana gore o olma- yacaktır Devlet tekelının yennı yabancı sermaye te- keli ve trostu alacaktır Çunku bılınen bırgerçek kı dun- ya sıgara pıyasasını kotrol eden çokuluslu şırketler bır ulkeye gırerterse sıgara sanayıını ya bır fırma tek başına ele geçınr veya sıgara sanayıı trostleşır Bu du- rumda çok uzun zamandan ben Turkıye de onemlı bıryatınm konusu olan sıgara fabnkalan, ya atıl du- ruma duşecektır ya da duşuk kapasıteyle çalışır du- ruma gelecektır, ışsızlık sorununu da yaratacaktır Bunun otesınde sıgara alışkanlığı dıye bır şey vardır Şu da bılınen bır gerçektır kı bır ulkeye Vırgınıa tutu- nû alışkanlığı gırdığı vakıt o Doğu tutunu alışkanlığı- nı ve zevkını kısa surede entır ve alt eder Bu, Turkıye ıçın gereksızyere dovız kaybına neden olacaktır Belkı butun bunlardan daha onemlısı tutun- culüğumuzun yıyeceğı darbedır Ve bu da telafisı mümkun olmayan bır darbedır Vırgınıa tutunu alış- kanlığı yerteşınce Turkıye ıçın dovız kaynağı olan ba- zı ürunlenn yetıştığı venmlı alanlar Vırgına tutunune aynlacak demektır Ornegın pamuk yetıştırdığımız alanlar bahçelık yapılar alanlar, tutun uretımıne ayn- lacaktır Buna karşılık Tun\ tutununun venmlı bır bı- çımde yetıştığı arazıde de aynı değerde başka urun yetıştırmek de mumkun olmayacaktır Boylece ta- nmsal uretım açısından Turkıye bır ısrafla karşı kar- şıya kalmış olacaktır Öte yandan tanm alanında ış- sızlığe de yol açacaktır Çunku bılındığı gıbı tutun bır aıle tanmı, aıle faalıyetıdır Butun aıle fertlen çalışır Dolayısıyla ne açıdan bakılırsa bakılsın dovız açı- sından, tanm açısından, ıstıhdam açısından Turk tü- tününûnyennı Vırgına tutününun alması Turkıye'de sıgara alanında devlet tekelının yennı yabancı trost- lenn alması son derece sakıncalıdır Ben konuya ıdeolojık açıdan bakmıyorum Her- hangı bır ıktıdar kendı ıdeolojık egılımıne gore ure- tım alanlannı devletten çıkarabılır başka eğılımde olanlarbuna ıtıraz edebılır Fakat ben tutun konusu- na o açıdan bakmıyorum Tutun konusu ıdeolopk farktılasmalan aşan bır onem taşımaktadır Nıtekım hu- kûmetın bırgece sabaha karşı oldubıttıye getırerek, başka yasanın ıçıne madde yamamak suretıyle aldı- ğı bu karar, yalnız sol çevrelerde değıl bırçok sağ çevrelerde de yaygın tepkılere yol açmıştır" Ecevrt 15 yıl once boyle duşunurmuş 1 Şımdı ıse tam tersı' Özal'ın bır gece sabaha karşı apar topar yasa çıkarması meğer hıçmışi Ecevıt'ın ıktıdar donemınde bır gunde yedı sekız yasa bırden çıkarılıyor1 Goz go- re gore Turkıye her açıdan, rflasa suruklenıyor Tek, IMFnın, Dunya Bankasfnın dedıklen olsun' Varsın, mıl- yonlarca ınsanımız ışsız kalsın açlığa, yoksulluğa mahkûm edılsın" "Yenıden Mudafaa-ı Hukuk" dergısı, bu ılgınç bel- geyı kamuoyu onune getırmekle yarariı bır ış yapmış- tr Nasreddin Hoca Cuha mıdır? Dr. Mustafa DUMAN N asreddin Hoca, 13 yuzyılda Anadolu'da yaşamış bır halk fılozofu, bılge kışıdır Mezan Akşehır'dedır Nasreddin Ho- ca'nın başından geçen bazı olay- lar halk arasında "latife", "hikâye", "menkı- be" ya da "nkra" olarak anlatıhr olmuştur Za- man ıçensınde bu fikralara başka fıkralar da eklenmışveeneskısıH 979(1577)tanhlı olan 50 Nasreddın Hoca yazmasıyla tespıt edılmış- tır (1) Ilk yazmada 43 fıkra vardır Bu sayı, daha sonrakı yazmalarda artmıştır Bugun sozlu ve yazılı gelenektekı Nasreddin Hoca fıkralannın sayısı bmı geçmektedır Rus araş- tırmacı M.S. Charitanov 'un 24 Nasradin ad- lı kıtabında 1238 fıkra vardır (2) Bu artış na- sıl oldu 9 Turk halkı, Nasreddin Hoca'yı be- lırlı bır zamanda yaşayan bır kışıden çok. her zaman yaşayan bır kışılık olarak gordu ve onun kışıhğıne, dunya goruşune uvgun olan fıkralan ona mal ettı Boylece Nasreddin Ho- ca fıkralan hep arttı ve gunumuzde de artma- ya devam edıyor Nasreddin Hoca'ya, Balkanlar'da "Nasred- din Hoca", Orta Asya'da ve Çın'de "Nasred- din Efendi" ya da yalnızca "Efendi-Afanti", Iran v e Azerbaycan'da "MoDa Nasreddm", Yu- nanıstan'da ıse "Anastradin" denmektedır Bulganstan'da Nasreddin Hoca'nın karşısına "Kurnaz Peter" çıkanlmıştır Bu ıkılı, bazen bırbırlenyle, bazen de bırlık olup başkalany- la yanşırıar Arap ulkelennde ıse durum bambaşkadır Araplar. butun dunyanın Turk fıkra kahra- manı ya da tıpı olarak kabul ettığı ve uzenne yuzlerce kıtap, araştırma yayımladığı Nas- reddin Hoca nın varlığını kabul etmezler Onun, Arap fıkra kahramanı Cuha olduğunu ıddıa ederler Bukonuda, 1959 yılında Akşe- hır'de duzenlenen ılk "Nasreddin Hoca Şen- Kği'' sırasmda yaşanan çarpıcı bır orneğı un- lumızahyazanmızAzizNesin'ınkalemınden okuyalım u Dünvanın hemen her menüeke- tinden, her dilde yayımlanmış Nasreddin Ho- ca kitaplan Akşehir'e gelirken Birieşik Arap Cumhurhetkri Büvükelçiüği'nden gönderi- len çokflginçmektubu burav a aunadan geçe- meveceğun. Mektubun tıpkısı şudur: 'Akşe- hır Beledıye Reısı'ne 20 Mayıs 1959 tanhlı mektubunuzu almakJa muşerref olduk Mek- tubunuza cevap olarak Nasreddin Hoca'nın Bırleşık Arap Cumhun>etlen'nde maruf ol- madığını bıldınr. dav etıyenıze aynca teşek- kur etmekle saygılanmızı sunanz' Büyükel- çi hazrerlerinin bu mektubuna şaşmamak el- den gelmivor. Demek Çin'den, Iskandinav- ya'dan. Rusv a'dan, AmerikaŞ a değin her yer- de 'maruf olan Nasreddin Hoca, uzun yıllar bo\M Osmanlı Imparatorluğu'nun bir parça- sı olan Mısır'da ve Surive'de maruf değü, övie mi? BûvTİkeknnin bügisizliğine mi şaşa- lım, voksa polhikacılığuıa mı?" (3) Yukanda da açıkça goruldüğu gıbı Arap- lar, Nasreddin Hoca'nın varhğını kabul etme- dıklennı resmı ağızdan da ıfade etmışlerdır Onlara gore "Hoca" adı "Cuha"dan gelmek- tedır Pekı kımdır bu Cuha? Turk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi'ne gore Cuha "Cu- hi de denir. Hkri 1. asırda vaşadığı söylenen, saflığı ve aptalhğı ile mcşhur oİan bir zaL Adı- na bir yığın fıkra izafe edilmiştir" (4) Nasreddin Hoca'dan en az 5 yuzyıl once ya- şadığı sanılan Arapfikrakahramanı Cuha'nın fıkralannda aptallık on plandadır Bu fikra- larda yalan ve aldatmak motıflen yaygmdır Nasreddin Hoca fıkralannda bulunan zekâ kıvılcunıveınceespndenyoksundurlar Cu- ha fıkralannda kaba saba cınsel anlatımlara (skatolojı)sıkçarastlanır Çocuk Cuha'nın, an- ne ve babasıyla yaptığı, kaba cınsel anlatım- lı şakalar çoktur Nasreddin Hoca fikralan geleneğınde, anne-babav la bu rur şakalar ya- pılması yoktur Albert VVesselskt bugune ka- dar aşılamayan esen Dev Hodca Nasreddin 'de, "Nasreddin Hoca'nın yaşadığı çağuı öncesin- den kalan hiçbır Cuha fikraa voktur" yazmak- tadır (5) Demek kı Cuha'nın fikra kullıyatı da ona sonradan bağlanan fikralarla oluşmuş- tur Gerçekte bırçok fıkra kahramanı gıbı, Nas- reddin Hoca'yla Cuha arasında da fikra alış- venşı olmuştur Ama bu, bazılannın ıddıa et- tıklen gıbı, Cuha'dan Nasreddin Hoca'ya doğ- ru değıl, daha çok Nasreddin Hoca'dan Cu- ha'ya doğru ohnuştur Tespıt edılebıldığı ka- danyla Cuha'dan Nasreddin Hoca'ya geçen fikralar buicaç tanedır Fakat Nasreddin Ho- ca fikralanndan Cuha'ya bağlananlann sayı- sı oldukça razladır Orneğın, Hıcn 1278 (1862) yılında Kahıre'deyavımlanan Nevadh*elHo- ca Nasreddin Efendi Cuha er Rumi (Anado- lu'nun Cuhası, Hoca Nasreddin Efendı'nın Hı- kâyelen) adlı eserdekı 233 fıkranın 100 tane- sı, Turkıye'de basılan ılk Nasreddin Hoca fik- ralan kıtabı Letâif ten ya da onun hemen he- men aynısı olan dığer harf v eya taşbaskısı kı- taplardan bınnden Arapça'ya çevnhnıştır Burada Nasreddin Hoca adı Cuha adıyla bır- lıkte kullanılmış, fakat sonrakı kıtaplarda ar- tık anılmaz olmuştur Bahai(VeledCelebı) ta- rafından 1909 yılında, Istanbul'dayayımlanan Letâtif-i Hoca Nasreddin, Şerif el Trabhısi ta- rafindan Arapçaya çevnlmış, 1928 yılında, ıçın- dekı resımlen de dahıl olmak uzere, bazı Cu- ha fikralan eklenerek Nevâdir-iCuha el Küb- ra (Buyuk Cuha'nın Hıkâyelen) adıyla, Ka- hıre'de basılmıştır Bu baskıda, fikralardan Nasreddin Hoca adı çıkanlmış ve onun yen- ne Cuha adı konmuştur Hatta ış. kıtapta bu- lunan, Nasreddin Hoca'nın Akşehır'dekı tur- besınınresmınınaltına "Cuha'nm mezan" ya- zacak kadar ılen goturulmuştur Bu tutum, Araplarca gunumuzde de surdurulmektedır Son yıllarda, Turkıye'de yayımlanan bazı Arapça Nasreddin Hoca fikralan çevınlenn- de de Nasreddin Hoca adı çıkanlıp yenne Cuha adı yazılmakta, bu kıtaplarda bulunan Nasreddin Hoca'nın turbesının resmının al- tına, "Cuha'nıntürbesi" yazısı konmaktadır Genelhkle tunstler ıçın hazırlanan ve çeşıtlı dıllerde basılan Nasreddin Hoca fıkralan kı- taplanndan bın. Min Nevâdir-i Cuha adını ta- şımaktadır Bu kıtapta Nasreddin Hoca'nın fik- ralan, resımlen vardır, ama adı yoktur Onun yenne Cuha'nın adı vardır (6) Kıtabın Turk- çe, Ingılızce, Almanca, Fransızca baskılann- da ıse Nasreddin Hoca adı vardır Oyleyse Nasreddin Hoca adı, Arapça baskıda neden değıştınlıp Cuha yapıhyor 7 Kıtabı Arapça çevirenler. yanı "mutercimler" bu sorunun ya- nıtını vermek zorundadırlar Oyle goruluyor kı Araplar, dayanaktan yoksun ıddıalannı ıs- rarla yaymak ıstemektedırler Nasreddin Ho- ca fikralannı çeşıtlı yabancı dıllerle basan ya- yıncılanmız, onun dunyaya tanıtılmasında onemlı ışlevler yenne getırmektedırler Iyı nıyet ve hızmetlennden kuşku duymadığı- mız bu yayıncılanmızın, Araplarca ve tercu- manlannca bılınçlı bır şekılde yurutulen Arap mıllıyetçılığı propagandası karşısında dıkkat- lı olmalannı ve ılgılı kıtaplann yenı baskıla- nnda bu buyuk yanlışı duzeltıp "Nasreddin Hoca"yı "Cuha" olmaktan kurtarmalannı dı- hyoruz Turk duşmanhğını ışleyen bır Cuha fikra- sı "Cuha bir toplulukta imamhk yaparken 'Turkler yenıldıler' di\e okur. Cemaatten bi- ri, yanhşokuyorsun, Bizanshlar yenildikr ola- cak,devinceCuha: Suscahil, hepsi de duşman vedüşman çocuklan d e p mi? der" (7) Turkıye'de herkes Nasreddin Hoca fikrala- nndan en az bırkaç tanesını bılır Okuyucu kar- şılaştırma yapabılsın dıye bır Cuha fıkrası da- ha anlatalım "CuhaevinisaonalacakadanuL, yalnız bir şarûm var, der. Evin duv aruıda bir çKibenimolacak.Adam kabuledecParayıöde- >ip e\i ahr \e eve taşınır. Cuha ertesi gün bir hay-v an leşi ahr ve ev deki kendısıne aıt olan çi- vive asar. Kokuya davanamavan veni ev sahi- bi evden kaçar. Cuha bem parav ı hem evi al- nuş 000:" Araplar arasındakı, "Cuha'nuı çi- vTa" deyımı bu fikradan gelmektedır (1) "Hiltâyat* Kitab-ı \osredOn" H13 Cema- zı ulewel979 (3 Ekım 1571) 31 \aprak Orford- Bodleıan Kıtaphğı Orl85 (2) WS Chantanov 24 Nasreddin Moskova 1987 (3) Azız Nesın "Dünyvyı GüUûren Turk" 4k- şam (25 61959) (4) TürkDüveEdebnm AnsüdopaM, Cılt 2, Der- gâh Y Ist 1977 s 86 (5) Albert fVesselsb DerHodscha \asreddin 1, Weımar 1911 sJOOClUI (6) Mm j\evâdir-ı Cuha, 1Arapça Cuha nın Hı- kâyelerınden) AndYtnınlan lstanbul 1988 141 s (7) Urıch Marzdph NasnddinHodscha, 666 Vfoh- reGeschıchlen, \erlCH Beck \lumh 1996 s 59 GÜDÜLİCRAVEİFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DÜZELTMEtLANI DosyaNo 1999/60 Mudurluğumuzun 1999 60 sayılı dosvamızdan satışına karar venlen taşmmaz ıle ıl- gılı gaynmenkul açık arttırma ılanı Cumhunvet gazetesının 21 06 2001 tanhlı sayısın- da 7788 ılan no ıle >a\ınlanmış olup Bu kerre sehven mudurluğumuzce gavnmenkul açık arttuma ılanında taşınmazın kı>met değen vazılmamış olduğundan eksık şekılde ılan yapılmış olduğundan Bu eksıklığın duzeltılmesı ıçın Ankara ılı Gudul ılçesı, Ço- rakardı mevkıı 4621 parsel nolu 344 m2 arsa 1 670 / 000 000 -TL muhammen bedel Karamanağacı mevkıı 1 parsel nolu 0^01 m2 arsa 2 505 000 000 -TL muhammen be- del uzennden satılacağı hususunun duzeltılerek ılan edılmesı nca olunur 27 6 2001 Basuı 39494 FATtH 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN EsasNo 2000/892 Davacı lstanbul Unıversıtesı Rektorluğu vekılı tarafından davalılar (Husaderer) Hudaver Kadrn kayyımı lstanbul Def- terdan Makbule aleyhıne açılan tescıl davası sırasında venlen ara karan gereğınce, Kasap llyas Mahaîlesı Çavuşzade Camıı Sokak, No 45 Cerrahpaşa-Fatıh-îstanbul adresınde oturduğu bıldınlen da- \alı Makbule'ye duruşma gununun teblığ edılemedığı gıbı zabıta araştınnası da netıce vermedığınden dunışma gunu- nun ılanen tebhğıne karar \enlmış olup adı geçenın duruşmanın atılı bulunduğu 26 9 2001 gunu saat 11 00 de mahke- memızde hazır bulunması \eya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, duruşmada hazır bulunmadığı veya vekıl tayın et- tırmedığı takdırde HUMK'nun 213 ve 377 maddelen gereğınce duruşmanın gıyabında devam edeceğı ve hukum ven- leceğı hususu davetıve venne geçmek uzere ılanen teblığ olunur 12 6 2001 Basın 39610 PENCERE Yoksa Bu IMF Yavuz HIPSIZ mı?.. Dunya 1991 yılına dek "Ikı Kutuplu" ıdı, artıl "TekKutuplu" Ikı Kutuplu dunyada 'sağ' ve 'sol' çelışkısı ulke lenn ıç polıtıkasında ağır basıyor, 'sermaye' ılı 'emek' çatışmasında sıyaset oluşuyordu Ikı kutuptan bın yıkılınca butun dengeler degış tı, artık Turkıye gıbı ulkelenn emeğı de sermayes de "Tek Kutup" ıle karşı karşıya Ulkemızde sağ-sol çelışkısı gerıde mı kalıyor'? Polıtıkadan medyaya dek gozlenen nedır?. Tarbşma, ulusal çıkarlan savunanlarta dışanya tes lımryetten başka çare olmadığını soyleyenler ara sında... Ancak bır noktaya dıkkat' Dışanya teslımıyetten gayn bır çare kalmadığın soyleyenler, ıçerıye donuk uygulamalarda halk ezerek yurumek yolunu tutuyorlar, halkçılık "po pulızm"\e eşanlamlı sayılıp kotulenıyor • IMF Turkıye'yı avcuna aldı Nedır IMF? . Bır banka mı? Mehmet Ali Birand 'Posta' gazetesındekı ko şesınde (5 Temmuz 2001) yazıyor "IMF'nın yaklaşımının arkasında Bush yöneümı Almanya, Ingıltere ve Fransa gıbı ( ) ulkelenn bu lunduğu artık açıkça bellı oldu Bu başkentler bas tınnca IMFde Turkıye'ye donuyorve 'Sozunuzdt durun' dıyor ( ) ABD yakında bakan atamasına da kanşacak Eğer bu ıtışmeler devam ederse, yakında 'Bı; şu bakanlann hukumette gorev almasını ıstemıyo ruz' mesajı dahı gelebılır" IMF artık bır banka değıl Tek Kutuplu dunyada Turkıye gıbı zavallı ulKele n sıyaseten çekıp çevırmek ıçın bır araç • Kımısı de olan bıtenlen goz ardı ederek çalaka lem yazıyor - IMF'ye venlen nıyet mektubunda ne yazıyor- sa yenne getırmelıyız Pekı, bu durumda 57'ncı hukumetın hakkını ye- mış olmuyor muyuz'? IMF'nın dayattığı yasalar ekspres hızıyla Meclıster geçınlmedı mı? 15 gunde 15 yasa, 15 mılyar do- lar borç ıçın Meclıs'ten çıkmadı mı' 7 Cumhurbaş- kanı hepsını hızla ımzalamadı mı? Telekom yonetıcılerı arasına IMF'nın gozunun tutmadığı bırkaç kışı gırdı dıye nedır bu kıyamet? • Bu noktada koskocaman bırsoru ışaretının çen- gelı ortaya çıkıyor Turkıye'de daha once uygula- nan ekonomık program da IMF'nın değıl mıydı'? Adıyla sanıyla "Çıpa Programı' " IMF'nın valısı Cottarelli, Derviş'ın bugunku ro- lunu oynuyordu, ekonomı tam denetım altınday- dı, pekı IMF programında mı ış yoktu? Bız mı be- ceremedık'? Neden yıkılıp grttık^ Bu oyunda Tur- kıye'nın yedığı kazık ne çaptadır 7 IMF bugunku programı da gozden mı çıkardı Bu oyunun ardında ne var? • Suçu hep kendımızde goruyoruz, ama, Sezar'ın hakkı Sezar'a Bu hukumet IMF'nın programını harfi harfıne uyguluyor, yıne de yaranamıyor Yoksa IMF yavuz hırsız mı? u Bu Jdtap; birdestandvf Fıkret OTYAM SUYUJytAYApiOP ü n i z i Y a y ı n c ı l ı Tel: 0212-512 42 19 İLAN TC YUMUKTALIK SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 2000 59 Davacı Yumurtalık ılçesı Zeytınbelı koyunden Nun Dıler'ın davalılar aynı yerden Nenman Kultur \e arka- daşlan aleyhıne mahkememıze açmış olduğu ferağa ıc- bar davasının yapılan duruşmalan sırasında \enlen ara karan gereğınce, Davalılann munsı olan Medıne Sevınç ın Yumurtalık ılçesı Zeytınbelı koyunde kaın bulunan 343 parsel sayı- lı taşınmazdakı hıssesını davacıya satış vaadı senedıyle sattığını, ancak ferağını vermedığınden da\a açıldığı, davalılardan Nenman Kultur'un yapılan tum araştmna- lara rağmen adresı tespıt edılemedığınden ılanen teblıgat cıhetıne gıdıldıgı bu nedenle davalı Nenman Kultur'un bu taşınmaz uzennde bır hak ıddıa etmesı halınde dunış- manın bırakıldığı 12 9 2001 gunu saat 9'da bızzat veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı aksı takdırde teblı- gat yapılmış sayılacağı ve yargılamaya devam olunup gı- yabında karar venleceğı ılanen teblığ olunur Basın 38956
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle