Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«DTEMMUZ2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
PSS başvurulan
başlıyor
• • ANKARA(AA)-
(>J|reneı Seçme
S^navı'nı(ÖSS)
lca^anan adaylann,
te»cıh formlannı teslim
e t m e süresı, 1 Ağustos
Ç*srşamba günü
b»şlıyor. Adaylar, bu yıl
illt kez getirilen bir
uygulamayla
te«"cıhlenyle ılgilı
lisrteyı, internet yoluyla
da- Öğrencı Seçme ve
Yerleştırme Merkezi'ne
(Ğ&SYM)
gc>nderebilecekler.
Adaylar. ÖSYM'nin
internet sıtesine,
• www.osym.gov.tr'
airesinden
ulaşabilecekler.
Kayıp mücevher
iddiası
• İstanbul Haber
Servisi - Ankara'dan
THY uçağıyla
Istanbul'a gelen Nurdan
Yıldırım adlı bir yolcu,
bir sonraki uçakla
gönderilen. bagajında
bulunduğunu iddia
ettiğı 30 bin dolar
değenndeki
mücevherlennin
kaybolduğunu öne
sürerek polise başvurdu.
THY'nin kayıp eşya
ofisi görevlileri, yolcu
biletlerinin arkasında,
bagaja verılen eşyalar
içinde 'para ve
mücevher
bulundurulamayacağına
' ilişkin bir uyannın yer
aldığını ifade ederken
polis yetkilileri, olayla
ılgili soruşturmanın
sürdürüldüğünü
bildirdıler.
Hizbullahçı bip
tetikçi daha
• DİY\RBAK1R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Dıyarbakır Emniyet
Müdürlüğü'nün Bursa
Emnıyeti ile bırlikte
yürüttüğü çahşma
sonucu çeşitli tarihlerde
7 eylemde 5 kişinin
öldürülmesi, 4 kişinin de
yaralanmasından
sorumlu Hızbullah
tetikçisi Cahıt Durmaz
yakalandı. Durmaz'la
bırlikte 2 sahte nüfus
cüzdanı ıle 1 de evlenme
cüzdanı ele geçinldiği,
operasyonlann aralıksız
sürdüğü ıfade edildi.
Tetıkçı Cahıt Durmaz'ın
halen ıdam ıstemıyle
yargılanan Cemil Meygil
adlı terönst ıle bırlikte
askeri kanatta yer aldığı
belirlendi.
Yupda kaçak
• ŞAMJURFA(AA)-
Şanlıurfa'da, yurda
kaçak yollarla gıren biri
kadm 22 Irak uyruklu
yakalandı. Bu kışileri
para karşıhğı Istanbul'a
götürmek isteyen 4 kişi
gözaltına ahndı. Alınan
duyumlan değerlendiren
iljandarmaalay
komutanlığı ekipleri,
Sanmağara bölgesindeki
Tepe Tesisleri'nde
yaptıklan kımlik
kontrolünde, sahte
pasaport ile kaçak
yollarla yurda giren Irak
uyruklu 22 kişiyi
yakaladı.
Kazayla oğlunu
vurdu
• BURSA-Bursa'nın
merkez Nilüfer ılçesine
bağlı Beşevler
Mahallesi Sevgi
Sokak'ta oturan
Nızamettin Kurşun (26),
yüksek sesle müzik
dinlediği iddiasıyla üst
kattaki komşusu Günay
Yücetürk (30) ile kavga
etmeye başladı. Aynı
apartmanda oturan baba
Şükrü Yücetürk (53),
evden aldığı av tüfeğiyle
kavgayı ayırmaya
çahşırken tüfeğin ateş
alması sonucu, oğlu
Günay Yücetürk'ü
başından vurdu. Günay
Yücetürk, olay yerinde
hayatını kaybetti. Olayla
ilgilı soruşturmanın
sürdıirüldüğü bıldırildı.
En çok yanlışlık imar yasasında
Yargıtay'dan 1056 bozma
ANKARA (ANKA) - Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk, 1996
yıhndan beri Yargıtay'a, "yasa
yararına bozma" istemiyle 2 bin
105 kez başvurduklannı ve
bunlardan 1056'sında temyiz kararı
çıktığını bildirdi. Adalet Bakanhğı,
yasaya açıkça aynhk saptaması
durumunda, dava sonucunu
etkilemese bile sadece aykırıhğın
giderilmesi amacıyla bu şekilde
Yargıtay'a başvuruyor. Türk,
Manisa Bağımsız Milletvekili
BiUent Annç'ın Yargıtay'ın çeşitli
dairelerinden verilmiş yasa
yaranna bozma kararlan ve
yasalan doğru uygulamakla
yükümlü yargıçlann verdikleri
yanlış kararlarla ilgili soru
önergesini yanıtladı. Bakan Türk,
davada uygulanacak yasa
maddesinin yanlış anlaşılması veya
yorumlanması sonucu hâkimlerin
de hataya düşebildiklerini
belirterek genellikle Imar
Yasası'nın uygulanmasıyla ılgili ve
seri halde verilen kararlarla
karşılaştıklannı bildirdi.
Adalet Bakanı Türk'ten Pişkinsüt'e suçlama:
İşkencegörenlerigizlediler
Bakan Türk, "Hiç kimse kendini
ucuz kahraman ilan etmesin*' dedL
TRABZON (Cumhuriyet) - Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt'e seslenerek, "Siz bu ülkenin
Cumhuriyet Savcısı'na ve mahkemesine
güvenmeyeceksiniz, suç mağdurunun adını
bildirmeyeceksiniz, bu durumda Cumhuriyet
Savcısı ve yargu işkencecileri nasü ortaya
çıkartip yargüayacak" dedı. Bakan Türk.
Trabzon'un Vakfıkebir ilçesinde DSP llçe
Başkanlığını ziyareti sırasında basın
mensuplannın sorulannı yanıtladı. Bakan
Türk, dün çeşitli gazetelerde çıkan, Aydın
Milletvekili Sema Pişkinsüt'ün
dokunulmazhğının kaldmlmasmm istendiği
yönündeki haberlerin doğru olmadığını,
yargıda çifte standarttan söz.
edilemeyeceğini belirtti. Bakan Türk.
işkence iddialannı kanıtlayabilmek için, suç
mağdurunun belli olması gerektiğini ifade
etti. Basın mensuplannın, "DSP'nin Sema
Pişkinsüt üzerinde bir baskı oluşturup
oluşturmadığT yönündeki sorusu üzerine de
Türk. "Ne DSP, ne de Adalet Bakanhğı buna
tenezzül etmez. Hiç kimse kendisini ucuz
kahraman olarak ilan etmesin. Ben bize
gelen talebi mahkeme\e iletrim. Bizim kanaat
büdirmenüz nıümkün değildir. Cumhuriyet
Savcüan'ıun takdtr \etkileri vardır" dedı.
Hacer öğretmen ve ağabeyi Erdal Ankan şimdi yaşam savaşı veriyor
Işte hayata dönüşün enkazı
İPEKYEZDANİ
"Operasyondan sonraki
günlerde gazetelere bakarken
operas>onun adının Hayata
Dönüş' olduğunu gorünce ben
güidüm. Ben ölümün kenann-
dan döndüğüm için bana o an-
dakomikgeldL Çünküyaşıyor
olmamız bile tesadüftü.."
Öğretmen Hacer Ankan,
ölüm orucundaki mahkûmlan
hayata döndürmek üzere dü-
zenlendiğı ileri sürülen "Ha-
yata Dönüş" operasyonunda
12 mahkûmun öldüğü Bay-
rampaşa Cezaevi'nde vücudu-
nun yüzde 40'ı yanarak
"ölümden döndü". El bomba-
lan ve kımyasal gazlarla yakı-
lan C-l koğuşunda, 34 yaşın-
daki Hacer'in tüm yüzü, başı,
elleri, sırtı, bacaklan yandı, sol
akciğeri söndü, kalça kemiği
kınldı, sağ ayağı 3 santimetre
kısaldı.
Caz bombast yaflmuru
Hacer" ın aynı cezaevinde
bulunan ağabeyi Erol Ankan,
"Kardeşini kurtarmak için ka-
dınlar koğuşuna koşarken"
bacağından vuruldu, ölüm
orucunun 200'üncü gününde
"Zorla müdahate" edilen en
büyük ağabeyi Erdal Ankan
ise "VVernieke KorsakofT
hastası oldu.
Bakırköy Kadın ve Çocuk
Tutukevi'nden yaklaşık iki
hafta önce "sağhkdurumune-
deniyte" tahlıye edilen Hacer
Ankan, 19 Aralık operasyo-
nunda koğuşta çıkan yangını
şöyle anlatıyor: "Sinirgazı,bi-
Operasyondan 'sağ' kurtulan Hacer öğretmen ve ağabeyi Erdal için bu fotoğrafın al- Baskında vücudunun yüzde 40'ı yanan Ankanı
tına bir şey ler yazmak gereksiz. Bayrampaşa cehenneminin bütün izleri yüzlerinde. devlet teslim abnadan önce böyleydl
ber gazı, el bombasu üzerimi-
ze bir sürü bomba abbyordu.
Yatakhanede artık duramaz
hale gelmiştik. Tam çıkışa yö-
neldiğimizde çıkış noktasma üç
dört tane yangın bombası anl-
dı, aynı anda tavandaki delik-
lerden gaz verdiler. Ben o sıra-
da koğuşun en gerisindeydim.
Yanımdaki arkadaşa' Sen çık.
ben arkandan geliyorum' de-
dim. O sırada koğuşta kalan
arkadaşlan gördüm, onlara
sestendim. Hatta Şef inur Tez-
gel'i kolundan rurup çekmeye
çahşüm. Ama çıkış noktasma
geldiğimde kendimi kaybet-
tim. Cam kenanndaki arkadaş
' Yanıyoruz' diye bağınyordu,
ben de 'Yanıyoruz' diye bağır-
dım, ancak İHçbir müdahale
yapdmadı, aksine yanışımız
seyredikli. Sonra arkadaşunın
aiev aldığını gördüm, onu sön-
dürmek istedim, anıa dengemi
kaybedip düştüm. Bir daha da
kalkamadım."
Lablrentlerde kendini
aramtş
Ankan, yandığını, yerdey-
ken kendi kafasına dokundu-
ğunda anlamış: "Kafam yaıu-
yordu. Arkadaşlanm kalka-
madığunı görünce bir arkadaş
içeriye dakh, beni çıkardı. Be-
ni aşağı indirdiler, üzerimdeki
giysilerde yanık yoktu. Bizi ya-
kanın kimyasal maddeler ol-
duğunu o zaman anladun. Ha-
ni yanarken bir atcşin sıcakh-
ğuu duyarsımz ya da söndür-
meye çahşırsıruz, ben öyle bir
şey yaşamadım. Akvle gazm
birieşiminden yandım ben."
Ankan, operasyonun ardın-
dan kaldınldığı hastanelerde
olduğu ameliyatlar sırasında
bilincini yitirdiğinde "labirent
gjbi yerierde kendini aradığn
nı" söylüyor. Bugüne kadar
dört ameliyat geçiren Ankan,
u
lki ehrni kullanamayacak du-
rumda olduğumu, yüzümün
ve başımın yandığuu, sırtımda
büyük bir yaıuğın olduğunu
pansumanlar sırasında hisset-
tinT diyor.
Ankan, hayata bağlılığını şu
sözlerle anlatıyor:
u
Bana hiç-
bir zaman,esldgüzelliğime ka-
vuşamayacağım söylendL Bur-
num yok şu an. Ama ben has-
tanedeyken ağabeyim demiş
ki, 'Biz devamlı gülmelıyiz,
daima gülmeliyiz ki daha
çabuk iyileşebilelim.'
Koısakoffhastası amuu içerdeolanlan hatirhyor
ÖZKAN GÜVEN
"Hayata Dönüş Operasyonu"nu,
ölüm oruçlannı yaşadı.
Eylemlerinin 200'lü günlerinde
hastaneye kaldınldı. bilinci kapandı.
Şimdi onlar birer VVernicke-
Korsakoff hastası. Ancak aynı
hastalığa yakalanan diğer
arkadaşlan gibi kendini 12-14
yaşında hıssetmiyor. Arkadaşlanm
tanıyor, içeride yaşanılanlann
hepsini hatirhyor. Sait Oral Uyan,
arkeolog ve ressam. Cezaevıne
girmeden önce tam 5 resim sergisi
açmış. İçeride de 50'ye yakın tablo
çizmiş. Sait Oral Uyan, 1996 yılının
nisan ayında TKP/ ML davasından
yargılandı ve ömürboyu hapis
cezasına mahkûm oldu. Hayata
Dönüş Operasyonu'nun ardından
Kandıra F Tipi Cezaevi'ne konuldu.
Ölüm orucunun 205. gününde
bilinci kapandı ve müdahale edildi.
Wernicke- Korsakoffhastalığına
yakalandıktan sonra tahliye edildi.
Ölüm orucu eylemine başlarken 80
olan kilosu daha sonra 30'a indi.
Uyan, düşüncelerini zor da olsa
ifade edebilenlerden. Operasyon
öncesinde, sonrasında yaşadıklarını
şöyle anlatıyor:
"Çizgi fümkrde kurgulanan
silahlaria taradılar bizL El
bombalan. lav silahlan, gaz
bombalanyla üzerimize geldiler.
Garip silahlar kullandılar. Çünkü 3
milimetre kabnhğuıda 2 ayn sacı
delen kurşun, bizim kapuun
arkasına koyduğumuz dolabı delip
geçiyor. Her türlü hileli savaş
oyununu oynadılar."
Uyan ve arkadaşlan operasyonun
ardından Kandıra'ya sevk edildi.
Uyan, yapılanlan "insanlık d^ı"
olarak nitelendiriyor:
"Bizleri eşek üraşı yaparak
aşağüamaya çahştılar. Ama bunu
yapanlar kendilerini aşağüadılar.
Bize bunlan yapanlann Bız
insanlığımızdan utandık. Insanlık
bitmişti o gün' dediklerini duydukJ"
Ölüm orucunun 205. gününde
bilinci kapandıktan sonra hastaneye
kaldınlan Uyan. şimdilerde objeleri
titreyerek görüyor, ışıktan rahatsız
oluyor ve "Bizler yaşarm. uğruna
ölünecek kadar çok seviyoruz.
Ancak, onursuzca yaşarsak baştan
Öhnüşüz demektir'' diyor.
-\ımIRMIKI AYDIN ENGİN aengin(a doruk.net.tr
"Derin" bunalım dönemlerin-
de demokrasınin berbat yüzü
daha bir ortaya çıkar.
Kötü eğitilmiş, eğitimleri okur-
yazarlık düzeyine indirgenmiş,
hatta eğitimden hiç nasiplenme-
miş yığınlar yoksullaşmanın acı-
sı, çözümsüzlüğün şaşkınlığı
içinde demagoglann, sahtekâr-
lann, kaba (hatta ince) milliyetçi-
lerin, ırkçıların, din tacirlerinin
pençesinde abuk sabuk tercih-
lere yönelirler. Vaat edilenlerin
yalan olduğunu bazen bile bile,
bazen yalanı kavrayacak, seze-
cek bilinçten yoksun olduklann-
dan, "seçmen" olarak tercihle-
riyle kendi durumlannı daha da
berbatlaştıracak yörüngelerde
koşmaya başlariar.
Hitler'in elde ettiği seçmen
desteği gibi uç örneklerden, Is-
panya'da Franco celladını kur-
tarıcı gibi gören yığınsal hödük-
lüklerden söz etmiyorum.
Ama, Halya'da Berlusconi gi-
bi (ekeli bir medya ve sanayı ba-
ronu için oy kullanan seçmen kit-
lelerinden; Türkiye'de Çiller'i
kent girişlennde karşılayıp "Tür-
kiye seenınle guuğnır duyuuu-
yor" diye böğüren kalabalıklar-
dan. Etazığ'da Mehmet Ağar'ı
Ah5
Daha îyisini Bir Bulsak...
bağımsız milletvekili olarak san-
dıktan çıkaran "hemşeri seç-
menler'den söz ediyorum.
Benim yerim dar. Omekleri ül-
ke ve dünya ölçeğinde kendiniz
çogaltın.
Bu durum öteden beri demok-
rasiyle kan uyuşmazlığı oian
"derin güçleri" iştahlandınr ve
harekettendirir.
Darbecilerin küçümsenmeye-
cek bir "halk" desteği elde ettik-
leri az görülen olgu değil. De-
mokrasiden umudunu kesenle-
rin önüne kurtancı olarak çıkan,
kendini kurtancı olarak tezgâhla-
yabilecek medya desteği elde
edebilenler, esas olarak bunalım
dönemlerinin en dennleştiği
günlerde ortaya çıkıyorlar.
Tamam, darbeciler, tepeden
inmeciler, cuntacılar, zorbalar
için zaten demokrasi diye bir so-
run yok. Onlar zaten demokrasi-
nin celladı olmayı baştan benim-
semiş, uğursuz mısyonların
adamları, kadroları, liderteri.
Ama demokrasinin çuvallama
sınınnda dolandığı bunalım dö-
nemlerinde ülkelerin seçkinleri
de benzer sorulan sormaya baş-
lariar. Okuması yazması olma-
yan ya da sadece okuması yaz-
mast olan vefakatokuduğu mız-
raklı ilmihal, seyrettiği televole-
den ibaret birinin sandığa attığı
oy ile iyi yetişmiş, kendini geliş-
tirmiş, sorumluluk üstlenmiş,
mesleğinde hüner, beceri, dene-
yim ve başan kazanmış seçkin-
lerin "oy"unu eşit sayan demok-
rasiye itirazlar başlar.
Bir seçkinler iktıdarından me-
det ummanın, "Bu memlekete
bireli sopalı lazım abi. Sallandı-
racaksın üç beş kişiyi Taksim
Meydanı'nda, bak nasıl düzeli-
yor her şey" diyen mahalle kah-
vesi reçeteterinden nitelikçe hiç-
bir farkı yok.
12 Eylül generalleri de mes-
lekterinde sivrilmiş, iyi eğitim gör-
müş, deneyim sahibi askerterdi.
Onlar da kendılerinı toplumun
seçkinleri sayıyorlardı ve seçkin-
liğın ölçüsü olmadığından, kim-
senin onlara "Hayır siz seçkin
değilsiniz, seçkin sizin gibilere
denmez, şöyle, şöyle, şöyle
olanlara denir" demeye hakkı
yoktu. Yoktu, çünkü seçkinlik
düzeyını ölçecek bir terazi daha
icat edilmedi.
Böyle bir terazi olaydı ve seç-
kin olanı isabetle saptamak
mümkün olaydı bile bir seçkin-
ler iktidan çıkar yol değil. Ulke-
nin kaderi ellerineteslim editecek
isterteknokrat, isterbürokrat, is-
ter general, ister büyük işadamı,
ister üniversite profesörü, ister
yıldız gazeteci, ister bilim adamı
rütbesi taşıyan seçkinlerin "da-
ha iyi, daha ileri bir ülke" yarata-
caklannın ne bir kanrtı var, ne gü-
vencesi.
•••
Demokrasinin en fazla yerier-
de süründüğü, en saçma iktidar
kompozisyonları yarattığı dö-
nemlerde bile yanlışı düzeltme,
engelleme, durdurma, duraksat-
ma, yavaştatma, hatta bazen
alaşağı etme olanağı sadece de-
mokrasilerde var.
Bir başka deyişle var olan dü-
zenlerin içinde, kendini onarma,
kendi yanlışlarını düzeltme ye-
tisi taşıyan tek sistem demok-
rasi.
Platon'un "Bilgeler devle-
ti'nöen bu yana bütün "seçkin
iktidarlan "nda, yanlıştan vaz-
geçme, kötüyü durdurma, olsa
olsa seçkinlerin insafına kalmış-
tır ve o insafa bel bağlamak hiç
de akıl kân değil.
•••
Tabii demokrasiyi dörtyılda bir
sandık başına gidip ülkeyi yöne-
tecek kadrolan seçme yalınkat-
lığına indirgemezseniz.
Komşuluk ilişkilerinden başla-
yıp ulusal partilerin yönetimleri-
ne kadar uzanan çok geniş bir
toplumsal-siyasal eylem alanını,
seçkin olmaktan kaynaklanan
bir kibirle burun kıvırıp boş bı-
rakmazsanız...
Demokrasilerde toplumsal bi-
linç, yurttaş eylemliliği çok ağır,
insanı umutsuzlandıracak kadar
çok ağır ilerliyor, gelişiyor. Bunun
AJmanya'da görece daha hızlı gi-
dip daha çok yol almış oluşu;
Türkiye'de "ulan bu geri geri mi
gidiyoryoksa" sorulannı sordu-
racak kadar hantal yürümesi, Af-
ganistan'da "hiç yok" dedırte-
cek kadartohum halirvde kalmış-
lığı bu gerçeği değiştirmiyor.
Bu ağır akan bir ırmak. Ama
hiçolmazsaakıyor...
sağdiç ve Ünal'ın kaderleri aynı
4
Zorla müdahale'
sonucu ikisi de
hafızalarmı yitirdi
ALPER TLRGLT
Edirne F Tipı Ceza-
evi'nde kalan İsrnail
Hakkı Sağdiç ve Ömer
tlnal, ölüm orucunun
129. günü "zorla mü-
dahale" sonucu hafı-
zalarını yıtırdıler. Ha-
yata Dönüş operasyo-
nu öncesinde aynı ce-
zaevinde bırlikte ka-
lan, ölüm orucuna bır-
likte başlayan. aynı F
tipi cezaevine birlikte
sevk edilen. uğradıkla-
rı müdahale sonucu
aynı tarihte sakat kalan
ıki arkadaş. tahlıye
edildikten sonra hafı-
zalarmı. gece sakla-
dıkları eşyalan sabah
bulmaya çalışarak.
scrabble (kelıme oyu-
nu) oynayarak, bulma-
ca çözerek ve günlük
yazarak yeniden ka-
zanmaya çalışıyor.
Ankara Üniversitesi
Fen Fakültesi Astrono-
mi \e Uzay Bilimle-
ri'nde öğrenciyken
1995 yıhnda gözaltına
alınan lsmaıl Hakkı
Sağdiç bugün 32 ya-
şında. Gözlerini boşlu-
ğa dikerek ve kendini
zorlayarak bir şeyler
hatırlamaya çalışan
Sağdiç, "Olüm orucu-
nun 129. günü Edirne
Devlet Hastanesi'ne
kakiınldım. EUerim ve
ayaklarımdan \atağa
zincirlemişler. Sonrasn
m hatuiamıyorum. ha-
fızamı yitirmişim" di-
ye konuşuv or.
Ölüm orucu eylemı-
nin nedenlerini şöyle
anlatıyor: *
"Hücreler5değil,15
yıldızlı olsa ne fark e
der. Duvarlar alünla
kaplansa, yerlere sa-
mur haular döşense ne
çıkar. Aslolan sosyal
yanımı/ın törpülenme-
sine izin vermemektir.
Cezan süresince sadece
hücrende kalan iki ki-
şiyi görebileceksen dü-
şüncelerini diğer in-
Sağdiç sakat kakh.
sanlarla paylaşamaya-
caksan ölüm orucun-
dan başka bir seçenek
kalmıyor. Cezaevinden
çıktıktan sonra dikka-
timi ilk çeken yaşh bir
teyzeydi. kimsesiz, üs-
tü başı perişan teyze,
çöpten aldığı kirli ek-
meği yemeye çahşıyor-
du. İnsanlar ise onu
görmüyordu. Hatta
bazılan yamndan ka-
çarcasına uzaklaşıyor-
du. İşte o zaman asıl
tecridin yaşamın ken-
disine yöneldiğini \e
ölüm orucunun neden
bu kadar uzadığını an-
lamış oldumr
Ölüm orucu eylemi 284. gününde
F tipi eyleminde
20 gözaltı
İstanbul Haber Ser-
visi - Cezae\ lerınde
ölüm orucu 284. günü-
ne girerken F tipı ceza-
evlerinde uygulanan
tecridi protesto etmek
amacıyla basın açıkla-
ması yapmak isteyen
yaklaşık 20 kişilik grup
güvenlik güçlerince
gözaltına alındı.
Galatasaray Lıse-
si'nin önündeki eylem
öncesi. çok sayıda çe-
vik kuvvet polisiyle
yoğun güvenlik önlemi
alındı. Zılgıt çekerek
saat 13.00 sıralannda
Galatasarav Lisesı
önüne gelen tutuklu \e
hükümlü yakınlanyla
polis arasında tartışma
yaşandı.
Tartışmanın ardın-
dan yapılan açıklama-
da tutuklu \ e hükümlü
aileleri. çocuklanyla
rahat görüşemedikleri-
ni belirterek "Görüşsı-
rasmda her türlü haka-
rete maruz kalıyoruz,
götürdüğünıüz eşyala-
nn hiçbiri alınmıyor.
Mahkeme ve hastane
gidiş gelişlerinde çocuk-
lanmıza dayak atıh-
yor" dedıler. Kamu-
oyunu bu konuda du-
yarlı olmaya çağıran
aileler dağılırken slo-
gan attıkları ve zılgıt
çektıklen için gözaltı-
na alındılar.
Bu arada, 1996 yıhn-
dakı ölüm oruçlannda
yaşamını yıtıren Os-
man Akgün mezan ba-
şmda anıldı. Yeni Bos-
na Mezarlığf nda top-
lanan bir grup. Ak-
gün'ün mezarına ka-
ranfıl bırakıp saygı du-
ruşunda bulunduktan
sonra sessizce dağıldı.
Cezaevi 116 milyar kazandı
• EDİRNE (AA)- Edirne Tarım Açık Cezaevi'nde.
üretılen iirünlerın satışından. 6 avlık dönem içinde,
116 milyar lırahk net kâr elde edildığı bildirıldi.
Edirne Cumhunyet Savcılığı'ndan alınan bilgiye
göre. Tanm Açık Cezaevi'ndekı 118 mahkûm
tarafından değışik işkollannda üretımı yapılan
ürünlerin. pıyasada \e devlet kuruluşlanna satışının
yapıldığı bıldınldı. Tarım Açık Cezaevi'nın. geçen
yıl 103 milyar lıra net kâr elde ederken bu yıl 250-
300 milyar lıra kâr elde etmesi beklenıyor.