17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2001 CUMARTES HABERLER DIJNYADA BUGUN ALt SİRMEN Ayıp Oluyor Sayın Tiirk Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Ali Bal- kaner'in tahliye edildiği gün yaptığı açıklama- da, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın doku- ' nulmazlığının kaldınlması için fezleke hazırladı- ğı ve hakkında TCK'nin 296. maddesine daya- narak dava açmaya hazırlandığı Sema Pişkin- sût'e çattı. Televizyonda Sayın Bakan'ı izlerken doğrusu içim cız etti. Sayın Bakan bir zamanlar kendi si- yaset arkadaşı addettiği Pişkinsüt'e veryansın ediyor ve hiç de bir hukukçuya yakışmayan suçlamalarda bulunuyordu. Oyle anlaşılıyor ki politikacılık, Sayın Türk'ün hukukçu tarafını iyice törpülemiş ve esamisi okunmayan, orası burası ellene ellene artık var- lığı ve iffeti bile kalmamış bir sistemin derin ör- gütlerınin etkisinde, ciddi kişilerin dikkate al- maması gereken şeyler söylemek zorunda kal- mak durumuna düşmüş. Sayın Türk'ü akademik kariyen döneminden tanıyanlar için, bu büyük bir üzüntüdür. Sayın Türk, elini vicdanına koyup söylesin; Sema Hanım işkence ve dayak iddiasında bu- lunmasaydı eğer, Türkiye'de işkence ve dayak olmadığını mı düşünecekti ınsanlar? Türkiye'de hangi vicdan sahibi, onurlu kişi çı- kjp da şu sözü söyleyebilir: - Ülkemizde dayak, kötü muamele ve işken- ce yoktur! Sayın Türk, acaba Içişleri Bakanı Rüştü Ka- zım Yücelen'in, valiliklere gönderdiği "işken- ce" genelgesi hangi ihtiyaçtan doğmuşturder- siniz? • • • Sayın Bakan, Sema Pişkinsüt TBMM adına çalışan bir komisyonun başkanı olarak parla- mentoyu aydınlatmıştır. TBMM'de bu türtü komisyonlarda çalışmak yürek ister ve politikacının geleceğini tehlikeye atar. Nitekim Uğur Mumcu cinayetinden son- ra, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı olan Sadık Avundukluoğ- lu, hazırladıkları raporun kendi partisinın genel başkanı tarafından bile okunmadığından yakı- nıyor ve açık açık haykınyordu: - Devletin polisinden, savcısından, yetkilisin- den yardım görmedik. Böyle bir açıklama yürek isterdi. Sadık Avun- dukluoğlu, bu yürekli tavnnı birdaha parlamen- toya girememekle ödedi. Devletin yasama organı adına araştırma ya- pacak komisyonlarının başkanlarından bekle- nen, yuyarlak sözlerle uyutma raporları yazmak mıdır? Avundukluoğlu gibi, Sema Pişkinsüt'ün de günahı böyle yapmamış olmak mıdır? Hem söyler misiniz, Sayın Pişkinsüt, size isimleri verseydi ne olacaktı? Sakın "Işkenceciler kovuştunılup cezalandt- nlacaktı" demeyin Sayın Bakan, beni değil, beş yaşında çocuğu bile güldürürsünüz. Dilerseniz bir televizyon programına çıkalım Sayın Bakan, siz bu savı savunun, ben de "Ha- yır, bir de kimi karanlık güçler tarafından, 'Sen işkence iddiasında bulundun ha..' denilip yeni baskılara maruz kalacaklardt" savını savuna- yım ve bir anket yapalım, bakalım kamuoyu ki- me hak verecek? • • • ' " " Sayın Bakan'ın hele bir sözü var ki, bunu bir hukukçu mantığıyla bağdaştırmak olanaksız. Sayın Bakan, Pişkinsüt'ün suç örgütleri gibi ko- nuştuğunu söylüyor. Yani suç örgütü mensuplannın söyledikleri doğruları tekrarlamak suç mudur? Türkiye'deki suç örgütleri, "Ülkemizde sefa- let var, gelir dağılımı uçurumu var, hırsızlık var, ırkçılık var, baskı var, işkence var, faili meçhul- ler var, dızdızcılar baş tacı edılirken düşünce- sini açıklayanlar hapse atılıyor" diyorlar. Onlann terör eylemlerine karşı olmakla birlik- te, bu söylediklerinin doğru olduğuna katılıyo- rum ve ben de "Evet, bütün bunlar var" diyo- rum. Buyrun Sayın Bakan. Işte kelepçeye alışık bı- leklerim! Hani nerede kelepçeleriniz? Eylemde 282. gün Olüm orucuna katılım artıyor İstanbulHaberServi- â - F tipi cezaevleri ve tecride karşı sürdürülen ölüm orucu 282. günü- ne girdi. Yaklaşık 150 kişinin sağlık sorunlan nedeniyle tahliye edil- diği cezaevlerinde yeni ölüm orucu ekipleri ey- leme başlıyor. Tutuklu ve Hükümlü Yakınlan Bırlıği (TU- YAB), dün Insan Hak- lan Derneği Istanbul Şubesi'nde cezaevle- rindeki durumla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Berran Yıldınm tarafindan yapılan açık- lamada, cezaevindeki insanlann da yaşamı sevdiğini. ancak içeri- deki tecridi ortadan kal- dırmak için direnmeye devam ettikJerini söyle- di. Yıldınm, devletin cezaevindekilerin ka- rarlıhğını artık görmesi gerektiğini kaydederek "Direnişin ilkekiplerin- deki evJatJarunızm ya- şamını kaybetmesi ve zoria nıüdahaleierie sa- kat kalnıası üzerinden nasıl 4. ekip ve 5. eldbi çıkardılarsa, yann da (bugün) 6. ekipler ölüm orucuna başhyor" dıye konuştu. Devletin ceza- evlerindeki direnişi kır- mak için zorla tıbbi mü- dahaleleri denediğini, ancak sonuç alamadığı- nı ileri süren Yıldınm şunlan söyledi: "Bir kez daha söylüyoruz, çocuklanmıa düşünce- lerinden yahtma> a çab- şanlar, çocuklarimızı o kadar düşünüyorlarsa haklı ve demokratik ta- leplerini bir an önce karşüasınlar ve ölümle- re son versinier." Aynı partili bakan ile milletvekili arasmdaki fezleke kavgası karşılıklı suçlamalarla büyüyor Pi^kiıısiit-Türk söz düellosu• Adalet Bakanı Hİkmet Sami Türk: Yasadışı örgüt sözcüleri gibi konuşuyor. Aydın Milletvekili Settia PİŞkİnSÜt: 12Eylülruhu diri tutulmaya çalışılıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Insan Hakları Komisyonu Başkanlığı döneminde hazırlanan ra- porlarda, ifadelerine yer verilen "iş- kence mağduriannın" adını savcılı- ğa vermediği için Ankara Cumhun- yet Başsavcı Vekili Bekir Selçuk'un hakkında fezleke düzenlediğı DSP Aydın Mılletvekıli Sema Pişkinsüt ıle Adalet Bakanı Hikraet Sami Türk arasındaki kavga büyüyor. Pişkinsüt'ü. "yasadışı örgütler ve onlann sözcüleri ile a>nı doğrultuda görüş açıklamakla" suçlayan Türk, fezlekenin "siyasi değil,yerindeoldu- ğumT ilen sürdü. Pişkinsüt ıse Türk'Ie "seviyeyi düşüren" bir tartış- maya gumek istemedığını vurgula- yarak "12 Eylülzihniyeti diri tutulma- ya çalışıuyor" yanıtını verdi. 'Savcı suç işledT ANAP'lı Insan Haklan Komisyo- nu Üyesi Emre Kocaoğlu ile Adalet Komisyonu Üyesı Sühan Ozkan ise Türk'e gönderdıkleri mektupta, sav- Ecevit'e raporsundu Sema Pişkinsüt, Ecevitler'in çay davetine katıldı. (Fotoğraf: AA) ANKARA(CumfauriyrtBün)Su) - Aydın Milletvekili Sema Pişkin- süt, DSP Genel Başkanlığı'na adaylığını koyması nedeniyle iliş- kileri gerginleşen Başbakan Ece- vit'le ilk kez dün yüz yüze görüştü. Ecevit çiftinin, bir süre önce parti- li milletvekilferine dönük 'çay da- vetine' katüan Pişkinsüt, Ecevit'e 14 sayfadan oluşan ve Türitiye'nin sorunlarma ilişkin öneri ve eleşti- rilerini içeren bir de rapor sundu. Ecevit çiftinin Oran Şehri'ndeki evinde gerçekleşen görüşmede Piş- kinsüt'ü son derece 'sıcak* karşıla- yan Ecevitler, geçmişteki gergin- likler ve ülkenın genel sorunlanna girmekten kaçındılar. Başbakan Ecevit, Ankara Cumhuriyet savcılığı'nın hakkında düzenlediği dokunulmazlık fezlekesi nedeniy- le Adalet Bakanı Türk ile sert tar- tışmalar yaşayan Pişkinsüt'e sade- ce Aydın ilinin sorunlannı sormak- layetindi. Pişkinsüt ünde Ecevit'e Türkiye'nin ekonomik durumun- dan makro politikalara, insan hak- lan ihlallerinden Devlet Bakanı KemalDerviş'e, hükümetin icraaü- na kadar aynntılı değerlendirmele- rin yer aldığı bir rapor sunduğu ög- renildı. Ziyaretin ardmdan gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Pişkinsüt, Ecevitler ile arasmdaki buzlann eriyip erimediğine ilişkin soruya 'buz' ifadesinin kullanılmasının doğru olmadıgı yanıtını verdi. cı Selçuk'un suç işlediği görüşünü ılettıler. Adalet Bakanı Türk. dün Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada. Piş- kinsüt'e ağır suçlamalar yönelrtı. Fezlekenin doğruluğunu savunan Türk. Pışkınsüfün. adli makamlara yardımcı olmak yenne "yasadışı ör- gütier veonlann sözcüleriile aynı doğ- rultuda hareket ettiğini" savundu. Türk, "Olaym herhangi bir siyasi yö- nü >oktur. TBMM. Pişkinsüt'ün do- kunulmazlığının kaldınlmasına ka- rar verirse, gerçekten TCK'nin 296. maddesindeld suçu işlejip işlemedi- ğine bağunsız mahkeme karar vere- cektir" dedi. Pişkinsütün, "Hukuk adına sürek- li yapnuşgibi yapan, devlet adına açık- lama yapıp, sözfinden dönen bir Ada- let Bakanı'na sahip olması Türidye için büyük şanssızhkür" sözüne de değinen Türk, "Benim de\let adına söz verip de döndüğüm hiçbir şey yok" diye konuştu. 'Siyasi linç' Türk'ün açıklamalan üzerine gö- rüşlerini sorduğumuz Pişkinsüt ıse kendisine karşı "siyasitinçdüzeıılen- Mersin'de bir karakol amiri, bir komiser ve 7 emniyet görevlisi gözaltında Polisler esrar satarken yakalandı • Kazanlı beldesinde, alıcı kılığına girmiş polislere esrar satmak isterken suçüstü yakalanan polis memurlarının sorgulan devam ediyor. MERStN(Cumhuri>et)-Mersin'de 1 karakol amiri, 1 komiseryardımcısı ile 7 polis memuru esrar satarken suçüstü ya- kalandı. Söz konusu polislerin de arala- nnda bulunduğu 15 kışı. "esrar satmak" ve "görevi körihe kullanmak" suçlama- sıyla gözaltına alındı. Kazanlı beldesindeki karakolda görev- li bazı memurlann esrar sattığının öğre- nilmesi üzerine harekete geçen Özel Ha- rekât, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şu- be Müdürlüğü ekiplerinde görevli me- murlar, bağlantı sağlayarak seri numara- lan önceden alınmış paralarla karakola gittiler. Karakol amiri BaşkomiserHanüt Kurul. Komiser Yardımcısı M.C. ile po- lis memurlan A.Ş^H.T^A.B^EA^M.E^ İ.D. ve N.A., güvenlik güçleri tarafından suçüstü yakalandı. Bu arada, polislenn üzerinde ve kara- kol mutfağında yapılan aramalarda esrar bulundu. Bu kişilerin ifadeleri doğrultu- sunda operasyonlan sürdüren güvenlik güçleri, N.Ç, FJC, G. PJP, M.C, H.Ç. ve M. Ç.'yi de yakalayarak gözaltına aldı. Sanıklann emniyetteki sorgulannın de- vam ettiği ve soruşturmamn sürdürüldü- ğü bildirildi. GözaJtma ahnan Başkomiser Hamit Kurul'un, merkez Mağazalar Karako- lu'nda görev yaparken bir süre önce bu- radan alınarak Kazanlı beldesindeki ka- rakola verildiği öğrenildi. Kuruüarabaşvuru az Istanbul İnsan Haklan tl Kurulu, V'ali Yardımcısı Mehmet Seyman başkanlığında toplandı. tstanbul ValiliğTnde her a\ gerçekleşnnlen toplanüya TBMM İnsan Haklan Komisyonu Başkanvekili AİSAP Istanbul \Iillet\ekili Emre Kocaoğhı da katıldı. Kocaoğlu, toplanonın açılışında yapbğı konuşmada, Istanbul Valiliği'nin girişinde bulunan İnsan Haklan Masası'nın büinmemesi nedeniyle yurttaşlar tarafindan yapılan başvurulann azhğuıa dikkatçektL Kocaoğlu, "Türidye Cumhuriyeti'nde, hiçbir vatandaş insan haklan ihlaAeri konusunda kimsesi/ değildir. Gelsinler, başvursunlar" dedl (Fotoğraf: AA) Gözaltına ahnan yaklaşık 300 kişi kötü muameleye uğradıklannı ileri sürdü Afrikahlarclaıı işkence sııçlaıııasıIstanbul Haber Senisi - Nijerya, Etiyopya ve Kenyalıların da aralannda bulunduğu yaklaşık 300 Afrikah göçmen ve mülteciye, Türkiye'yi terk etmeleri için baskı yapıldığı, bu kişilerin gö- zaltına ahndıklan süre içinde ışkenceye uğradığı ileri sürüldü. İnsan Haklan Derneği Göç. Zorunlu Göç ve 11- tica Komisyonu tarafindan yapılan basın açıkla- masında, Afrikalılann gözaltına alınmalannda tek ölçütün "renkleri" olduğu ileri sürüldü. Komis- yon sözcüsü Y. Bülent Peker, derneklerinin Afri- kalılann başvurulan üzerine yaptıklan çalışmalar- da, Istanbul'da 7 Temmuz 2001 tarihinde en az 300 Afrikahnın gözaltına alındığı ve bir hafta boyun- ca şubede tutulduklannın öğrenildiğini söyledi. 56 Nijeryalı, 21 Etiyopyalı, 13 Sierra Leoneli, 10 Ganalı, 7 Kenyalı. 6 Zaireli. 2 Ruandalı, 2 Tan- zanyalı, 2 Güney Afrikah, l'er Togo, Liberyah- nın gözaltında tutulduklan sürede işkenceye uğ- radıklan öne sürüldü. 3 kişi tanık ifadeleri alına- rak TİHV Istanbul Temsilciliği'ne gönderildi. İHD yetkilileri, gözaltına ahnan ve daha sonra Ipsala sınır bölgesine bırakılan bu kişilerin büyük bir kısmının geldikleri ülkeler itibanyla "mülte- ci w olabileceğini belirttiler. Mültecilerden birçoğunun Ipsala sınınnda Me- riç Nehri'ni geçmek isterken boğularak yaşamı- nı kaybettiğini, ancak tatlı suyun ve bataklık ne- deniyle bu kişilerin cesetlerinin su yüzüne çıkma- dığını belirten yetkililer şunlan söylediler: "Türidye ve Yunanistan yetkililert sınır bölge- sinde araştırma çahşmalan yapıfanası, insani yar- dım >apılmasına izin vermelL Arazinin bataknk olması, Yunanistan tarafindan mayınlı bölgenin olması, kaygılanmıa artnrmaktadır. Derneğhniz Afete Karşı SKil Yardım Derneği ile işbiriiği içor de bu tar bir çauşmanm ön hazırhğuıı yapnuş, an- cak bölgenin askeri olması nedeniyle operasyon yapılamavacağı görülmüştür" dendı. . . mekistediginiw söyledi. Pişkinsüt, şu görüşlere yer verdi: "Bu bizim toplum olarak hiç de >a- bancısı obnadığunız bir anlayış. 12 EylüTün nıhu diri rufumıa>a çahşıb- yor. Üstelik de bunlar, kurnazlıkla ya- pümaya çalışılıyor. Parlamentonun çahşması ve kararian, benim çahş- mam gibi gösterilerek si\asi linç dü- zenlenmek istenhor." r 1 Ankara Emniyet Müdürıi: Çay veren işkence yapmaz ANKARA (AA) - Ankara Em- niyet Müdürlüğü'ne atanan Ha- san Yücesan. başkent'te huzur ve güveni sağlamak için, yeni ve bir- birinden ilginç projeleri hayata geçirmek üzere kollan sıvadı. Polise layık olduğu 'değer ve sevgivi' sunacağını ifade eden Yücesan, 'Anadolu delikanhsı' olarak niteledıği polısle ilgili "Anadohı'nun yağız delikanhsı- ıun vüreğindeki sevgh»i bihyorum. Anadohlinsanisever,ancakbunu >ansıtmakta zorlanır. Biz bu sev- gininvatandaşa vansımasına >BT- duncı olacağız" dedı. •jşi olmayan da gelecek' "Her poas noktasınave karako- hına vatandaşlar rahat girip çıka- cak,işiolsun oünasın" diyen Yü- cesan, tüm karakollara çay maki- nesi konulacağını, karakollann çay ve şeker ihriyacınm merkez- den karşılanacağını bildirdi. Yü- cesan, "Vatandaş ilia bir oiay do- layısı>'la değil,semtinin uğrakyer- lerinden biri olacak karakollan- nuzda. tath dflli, güler yüzlü poli- si gorecek" diye konuştu. Bir olay dolayısıyla bile kara- kola gelenlere ikramda bulunu- lacağını belirten Yücesan, "Çay ısnuriayan pofis vatandaşma bi- rak işkence vapmayı.tokatatma- yı dahi düşünemez" dedi. Çevik kuvvetin toplumsal olaylarda cop kullanmayacağuu, bu konuda gereken talimatı ver- diğini belirten Ankara Emniyet Müdürü Yücesan, "Toplumsal olaylarda suça kanşanlar tekno- tojöc imkânlaria tek tektespftedi- lecek. Bu Idşjier ola>lardan sonra toparianacak"dedı SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Katherine Graham, VVashington Post'u dünya çapında saygın bir gaze- te yapan kadındı. Geçenlerde öldü. Onu dünyanın en önemli isimlerinden birisi yapan özelliği Vietnam Savaşı sı- rasında gerçekleri sergılemedeki ce- saretiydi. ABD yönetiminin tehditlerine ve baskılarına aldırmadan Pentagon belgelerini yayımladı. Gazetesi kapa- tılabilir ve bütün servetini yitirebilirdi. Nixon yönetimi, W. Post'un yayın yönetmeni Ben Bradlee'nin deyimiy- le onlann "gırtlağına basmıştı". So- nurtda kazanan Graham ve ABD'nin demokratik kamuoyu oldu. Nixon is- tifa etmek zorunda kaldı. Vietnam Sa- vaşı'nın kaderi değişti. Graham'ın ya- şadığı örnek, basının gerekirse nasıl bir rol oynayacağını da gözler önüne serdi. W. Post böylece dünyanın en saygın gazetelerinden birisi oldu. • • • Bütün bunları Hürriyet Gazetesi Ge- nel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Öz- kök'ün, köşesinde gündeme getirdi- ği bir tartışma nedeniyle anımsadım. Köşe Yazarlannın 'Babalan' Özkök, "Bu Köşeler Babamızın Malı mıdır?" başlıklı yazısında şöyle diyor- du: "Bir köşe yazan düşünün. Birini kafaya takmış durmadan hakaret edi- yor, o kişi hakkında durmadan temel- siz yazılaryazıyor, iftiralar atıyor. Şim- di bir genelyayın yönetmeni bu yaza- ra müdahale ederse, sansürmü uygu- lamış olur?" Ertuğrul Özkök, belli ki bir tecrübe- nin ışığında böyle bir yazıyı yazmaya gerek görmüştü. Özkök, zaman za- man bazı yazarlann, kimi insanlar hak- kında onlarca yazı yazdıklannı ve suç- ladıkları kişilere bir gün bile başvur- madıklarını, onlaratelefon edip bu ko- nuyu sormadıklarını biliyordu. Bu ne- denle bazı yazarlann, o köşeleri birer saldın aracına dönüştürdüklerini görü- yor ve bunun basın özgürlüğüyle ilgi- li olmadığına dikkat çekiyordu. ••• Yazarlann yazılarına müdahale edi- lebilir mi tartışması bir yönüyle nazik birtartışmaydı. Türkiye gibi, basın öz- gürlüğünün bıçak sırtında olduğu bir ülkede, böyle bir yönelim, başka so- nuçlara da yol açabilir, yazarlar ken- dilerini baskı altında hissedebilirler, basın özgürlüğü onarılmaz yaralar alabilirdi. Ancak, Türkiye'de tartışma konusu farklıydı. Üstelik basın özgürlüğü kav- ramı kişilere yönelik yargısız infaza va- ran bir özgürlüğü içermiyordu. Zaten yazar, güçlünün, operasyon yapanın, yargısız infaz yapanın, hapse atanın, işkence edenin yanında yer al/yorsa onun basın özgürlüğü ile bir derdi ol- muyordu. Üstelik güç odaklarının desteğini arkalarına alan yazarlann yazılarına 'dokunmak' da sanıldığı ka- dar kolay değildi. ••• Bu tür olayların son örneğini Nadi- re Mater için yazılan yazılarda yaşı- yoruz. Nadire Mater için bazı köşe ya- zarları, geleneksel tutumlarının par- çası olarak aleyhte bir kampanya baş- lattılar. Her yazının sonunu da 'Haydi cevap ver bakalım' diyerek bitiriyor- lar. Nadire'ye neden böyle saldırdıkla- rını aslında herkes biliyor. Nadire'nin 'Mehmedin Kitabı' adh çalışmasında ortaya koyduğu gerçekler bazı çevre- leri rahatsız etmişti. Genelkurmay'ın şikâyetiyle dava da açılmış ama be- raatla sonuçlanmıştı. Beraat kararının ardmdan bir süre sonra başlayan sal- d/rı dikkat çekici değil mi? ••• Nadire Mater örneğinde, yazılanla- rı okurken bu yazıların arkasındaki mantığın da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Ertuğrul Kürkçü'ye "eli silahlı solcu eşkıya " denilmesi de bu yazıların solla bir ideolojik ve siya- si hesaplaşma amacı taşıdığını gös- teriyor. Eskiden bu tür saldınları yal- nızca Islamcı sağın ve ülkücülerin sal- dırgan kalemleri yapardı. ••• Köşe yazarlığında ve gazetecilikte sorun şudur Türkiye demokratik ge- lenekleri olmayan bir ülke. Gazeteci- ler de, demokrasiyi ve eleştiriyi bu meslegin bir gereği olarak kavraya- mıyorlar. Bu nedenle, otoriter siste- min parçası olan siyasetleri eleştiren insanlar, yok edilmesi gereken "öüş- manlar" olarak hedefe konuluyor. Zaten polis, jandarma, savcılıklar, mahkemeler asıl olarak "muhalifleri" susturacak bir yasal yapılanma, bir ideolojik birlik içinde oldukları için ki- mi köşeler bu yapılanmanın parçası haline dönüşüyoriar. • • • Ertuğrul Özkök, önemli bir konuyu tartışmaya açtı. Ancak, onun bu tar- tışmayı açtığı günlerde bazı yazarlar hâlâ "babalannın" ya da "güç odak- lannın" malı gördükleri köşelerinden yargısız infaza devam ediyorlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle