Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HJJV\_f11U1VJJ. / ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13
TÜSlAD'ın IMF'yle çözüm araması toplumda hükümete olan güvensizliğin boyutunu gösterdi
Kıırda kısır tartışmaBANUSALMAN
îşadamlannın Türkiye'nin uygula-
dığı kursisteminde revizyon için hü-
kümet ve ekonomi yönetimi yerine
IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisc-
her'le görüşmeyi tercih etmeleri, hü-
kümetin toplum katmanlanyla iliş-
kileri açısından gelinen noktayı orta-
ya koydu. Fischer'in gelişinden ön-
ce IMF Avrupa Bölüm Başkanı Mic-
hael Deppler'ın, dalgalı kurdan dö-
nüş olmayacağmı bildirmesi de. kur-
la ilgili yapılacak tartışmalar-
dan sonuç çıkmayacağını "*~*
gösterdi.
Uzmanlar ise Merkez Ban-
kası 'nın müdahale olanaklan-
nın yok edildiğine dikkat çe-
kerek Türkiye'nin geldiği
noktada dalgalı kur mu. göze-
timli kur mu gibi tartışmalann
anlamsız olduğunu belirtiyor-
lar. Bu tartışmanın dalgalı ku-
ra geçiş karannın alındığı 21
Şubat gecesinde de yapıldığı,
ancak IMF'nin dalgalı kurda
ısrar ettiği, gözetimli kur uy-
gulaması konusunda ikna edi-
lemediği ögrenildi.
• Uzmanlar, Merkez Bankası'nın müdahale olanaklannın yok edildiğine dikkat
çekerek Türkiye'nin geldiği noktada dalgalı kur mu,
gözetimli kur mu gibi tartışmalann anlamsız olduğunu, bu tartışmanın 21 Şubat
gecesinde yapıldığını belirtiyorlar.
niyle müdahalesiz dalgalı kur yerine
gözetimli kur sistemi uygulanması-
nın da sorunlan bütünüyle çözmesi-
nin olanaksız olduğu, ancak Merkez
Bankası'nın çok büyük ataklar olma-
dığı sürece elindeki rezervler ölçü-
sünde ilan etmeden piyasada alıcı ve
satıcı pozisyonuna girerek kurda ön-
gördüğü bir düzeyi tutmaya çalışabi-
leceğine dikkat çekiliyor.
Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bö-
lüm Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan,
"Kur rejimi üzerine, kavramlar üze-
rine tartışmanın çok büyük bir anla-
TÜSİAD
Rezerv yetersiz
Merkez Bankası'nın yeter-
li rezervi bulunmaması nede-
Önümüzü göremiyoruz.
Dalganın boyutlan çok büyük,
değişmeli. Dövizde dalgalann
boyutunu göremezsek
boğuluruz. Bu böyle devam
edemez. Döviz kuru düzenli
olmazsa, korkuyorum ki
üretimin daha da fazla
düşmesine ve istihdam
kayıplanna neden olacak. Bu
bizi büyük endişeye sevk
ediyor. Böyle olunca. işsizliğin
artmasıyla herkesin son
günlerde söz ettiği sosyal
huzursuzluklar da artacaktır.
HÜKÜMET
Başbakan Büknt Ecevit:
Dalgalı kurun beklenenden
daha olumsuz sonuçlar verdiği
doğrudur. Ama dalgalı kur
süreci yoluna bir kez girdikten
sonra geri dönüş yapmak da bir
hayli zor. 0nun bilinci
içindeyiz.
Başbakan Yardımcısı Mcsut
Yılmaz: Kur sisteminde köklü
bir değişikJiğe gerek kalmaz.
Döviz rejiminde bir değişiklik
yok. Programın hedefleri ve ana
enstrümanlannda bir değişiklik
söz konusu değildir.
mı yok. Bu tatumlann şu an içini dol-
duracağunız Merkez Bankası politi-
kalan yok. Şu anki kambiyo rejimi
altında hiçbirreelanlanı getirmiyor"
dedi. Türkiye'nin kambiyo rejiminin
tartışılması gerektiğini kaydeden
Yeldan şöyle konuştu: "32 sayıiı ka-
IMF
Dalgalı kur, sadece programı
dayanıkh kılmak için değil,
mali istikran yeniden kurmak
için de temel araçlardan biri
olabilir ve olmalıdır.
Aynca bugün öngörülebilir bir
kur sistemine geçmenin tek
yolu, çok miktarda
rezerv kullanmak.
Oysa zaten o kadar rezerv iniz
yok. Geçiş sürecinde
zorluklar yaşansa da
kesinlikle eminiz ki dalgalı
kur Türkiye için kalıcı
olmalıdır.
raruı getirdiği yüksek reel faiz ve çok
oynak döviz kuru karşısında Merkez
Bankası'nın piyasaya müdahale ede-
meyeceği ortamda, bu cendere dur-
dııkça bizim döviz rejünini nasıl ta-
nımlav acağunızuı çok bir anlamı vok.
Merkez Bankası'nın çok daha derin
müdahale etmesi gerekiyor. Onu da
ckonominin kaldırması imkânsız."
Merkez Bankası'nın bir çalışma-
sına göre, serbest dalgalanma yerine
uygulanması istenen gözetimli dal-
galanma sistemi şöyle işliyor:
"Parasal otorite döviz kurlanna
müdahale efmekle birlikte, bu
müdahaleler öneeden belirlen-
miş kurallara göre yapılma-
maktadır. Parasal otorite bu
müdahaleleri, kendi kararalma
mekanizmasını birtakım eko-
noınik göstergeler doğrultusun-
da o an için iyi olduğunu düşün-
düğü bir şekilde çahştırarak
gerçekleştiriyor. Bu şekilde yön-
lendirilebilen kurlarla, serbest
dalgalanan kur sisteminin yol
açtığı birtakım risk ve belirsiz-
likler azaltılabiliyor. Bu tür mü-
dahalelcrin birbirleriyle çelişen
yönkri olabilmekte. Gözetimli
dalgalanma modelinde, yapüan
müdahaleler, diğer ülkeleri
olumsuz etldliyorsa bu sisteme
kirli dalgalanma dcnir."
IMF Başkan Yardımcısı, ekonomik programa 'ince ayar' yapmak için Türkiye'ye geldi
Fischer liderlerden güvence aldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisc-
her, koalisyonu oluşturan partilerin li-
derlerinden, uygulanan ekonomik prog-
rama bağlılıkları konusunda yeniden
güvence aldı. Fischer, kendi önerisi olan
dalgalı kur politikasında bir değişiklik
olmayacağmı belirterek "Döviz kuru
politikasında şu anda önemli bir değişik-
lik üzerinde durulmuvor" dedı
IMF Başkan Yardımcısı Fischer, dün
saat 14.00'te Ankara'ya geldi. Ekono-
miden sorumlu Devlet Bakanı Kemal
Derviş'in karşıladığı Fischer. otelıne
yerleşmesinin ardından IMF Türkiye
Masası Şefi Juha Kahkonen ile birlik-
te Merkez Bankası'na geçerek ilk ola-
rak Süreyya Serdengeçti ile görüştü. Da-
ha sonra Başbakanlık a geçen Fischer
ilk olarak Başbakan Yardımcısı Mesut
Yılmaz tarafından kabul edildi. Daha
önceki ziyareti sırasmda kendisine ran-
devu vermeyen Başbakan Yardımcısı
Devlet Bahçeli de bu kez Fischer'i kabul
etti. Fischer'in Ecevit ile olan görüşme-
sine Derviş de katıldı.
Fischer, görüşmelerin ardından Baş-
bakanlık'tan aynlırken basına bir açık-
lama yaptı. Fischer. koalisyon liderleri
ile yapüğı görüşmeden merkez bir nıe-
sajınortaya çıktığını. bu mesajın tüm li-
derlerin ayn ayn ekonomik programa
CV1F Başkan Yardımcısı Fischer'i, Bakan Derviş karşüadı. (Fotoğraf: AA)
olan desteklerinin tamamen devam ede-
ceğini v urgulamalanndan oluştuğunu
kaydetti. Stanley Fischer şöyle konuştu:
"Bu programın hükümetin programı ol-
duğunu. kararhhkla uygulanmaya de-
vam edileceğini söylediler." Maliye poli-
tikasınm önemli ölçüde kuvvetlendiril-
miş olduğunu ve enflasyonun yeniden
düşmeye başladığını savunan Fischer,
mevcut zayıf duruma karşın ihracatın
önemli ölçüde artmaya başladığını söy-
ledi. Liderlerle yaptığı görüşmelerin ol-
dukça yüreklendirici olduğunu dile ge-
tiren Fischer, "Bu toplannlardan IMF
de oldukça yüreklenecektir. IMF'nin
özellikle cesaret kazanacağı, yüreklene-
ceği konular, programın tamamen uygu-
lanacağL uygulanmaya devam edeceği
ve hükümetin desteğinin süreceği konu-
lardır" dedi.Programda herhangi bir de-
ğişikliğin yapılıp yapılmayacağına iliş-
kin soru üzerine Fischer. "hataya im-
kân vermeyecek kesinlikteveprogramın
sürdürülmesi konusunda güven gördii-
ğünü" söyledi. Stanley Fischer, dalgalı
kur sisteminde değişiklik olup olmaya-
cağına ilişkin soru üzerine. şu anda böy-
le bir değişiklik üzerinde durulmadığı-
nı, döviz kuru politikasının öngörüldü-
ğü şekilde devam edeceğini bildirdi.
Fischer'in açıklamalannı televizyon-
dan izleyen Ecevit, Başbakanlık'tan çı-
karken gazetecilerin sorulannı yanıtla-
dı. Fischer ile yararlı görüşmeler yaptık-
lannı söyleyen Ecevit, "Koalisyonorta-
ğı iki partinin lideıierinin de programa
bağlıhklannı da bizzat onlardan dinle-
miş oldu" dedi. Ecevit. programda bir
revizyon olup olmadığının sorulması
üzerine, böyle birolasılığın düşünülme-
diğini söyledi.
Başbakanlık'tan aynlan Fischer, saat
19.30 civannda Hazine Müsteşarhğı'na
giderek Kemal Derviş'le yaklaşık 1.5
saat süren bir toplantı yaptı.
Fischer daha sora Merkez Bankası
Sosyal Tesisleri'ne giderek. burada
Merkez Bankası Başkanı Süreyya Ser-
dengeçti ve Hazine Müsteşan FaikÖz-
trak ile akşam yemeğinde bir araya gel-
di. Geç saatlerde tesislere Kemal Derviş
de geldi. Içeride fazla kalmayan Derviş.
Fischer ile birlikte tesislerden çıkarak
Esenboğa Havalimanı'na gitti. Fischer
ile Derviş'in yanı sıra Serdengeçti ve
Öztrak da dün gece yansı Istanbul'a
gittiler. Fischer bugün Istanbul'da
işadamlanyla bir araya gelecek.
Dalgalı kur nedlr?
Para biriminin serbest
piyasada belirlenmesidir.
Sistemde kur fiyatı
piyasanın arz ve talep
dengelerine göre şekillenir.
Kur geniş bir bant içinde
dalgalanmaya bırakılır.
sablt kur nedlr?
Paranm dolaşım değeri
hükümetçe saptanır. Kur,
yıl sonu hedeflenen
enflasyona göre belirlenir.
Merkez Bankası günlük
artışlan belirler. Piyasanın
arz ve talebinin hükümet
yönetiminde olduğu bu
sistemde dövizde
hareketlilik yaşanmaz.
Kur çıpası nedlr?
Paranın dar bir bant içinde
harekerine izin verilen
kurlann adeta bir çıpa ile
sabitlenmesi esasına
dayarur. Sabit kur
uygulamasmda kullarahr.
Böylece döviz kurlan
belirli bir dengeye
oturtularak artışı
kontrole alınır.
MHP MERKEZ YÖNETİMİNDEN PROF. DR. EMİN ÇARIKÇI:
Dalgalı kur felaket getirdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- MHP'nin
MYK üyesi ve Çankaya Üniversitesi'nden Prof.
Dr. Emin Çankçı. dalgalı kura geçilmesinin
Türkiye'ye felaket getirdiğini, piyasalann de-
rinliğı olmadığı için bu kur politikasının uvgu-
lanamaz olduğunu belirtti.
Çankçı. IMF'nin başından beri yanlış yaptı-
ğını taydederken Avrupa Bölüm Başka-
nı Michael Deppler'ın dalgalı kurdan
döniş olmayacağına yönelik açıklama-
smı "'dolara hücum işareti" olarak de-
ğerlendirdi.
Pnf. Dr. Çarıkçı. "Herkes dövizin
üzerae hücum etriği için. birkaç büyük yerli ve
yabaıcı banka spekülatif hareketlere gjrdiği için
dalgılı kur gerçekçi kur polirikasuu yansırmıyor.
Gercekçi kur, döviz fiyarlannın ayhk veya yılkk
enftevon oranı kadardöviz fivatlannın arttınl-
masıdır. Çarpraz kur hariç tabii" dedi. Tasar-
ruf mevduatlannın yüzde 5O'den fazlasııun do-
lar olduğu bir ülkede hiç kimsenin üretim ve ya-
tırım yapamayacağına dikkat çeken Çankçı,
"Burada çare güdümlü, kontroDü,yöneümli dal-
galanrnadediğimizpolirikayı MerkezBankası ve
IMF'nin ilan etmesi lazun" diye konuştu.
ABD dışında dünyanın hiçbir yerin-
de serbest dalgalı kur politikası uygu-
lanamayacağını, ABD'nin bile 1970-
1990'larda güdümlü dalgalanma po-
lıtikasını uyguladığını anlatan Emin
Çankçı, "Türkiye'nin durumu daha
kötü olduğuna göre ben bunu piyasaya bıra-
kacağım demek yanhş. Türkiye'de speküla-
törler var. Bu ülkede bir yabancı banka bir ge-
cede 7 milyar dolar çekerek kasım krizini ya-
rafmadı mı" diye konuştu.
ABD VE IMF YÖNETİMt ÇIPA SİSTEMİTNİ ELEŞTİRİYOR
Kimse hatayı üstlenmiyor
Ekonomi Servisi - Uluslararası Para Fonu
(IMF) Başkanı Stanley Fischer'in ardından
ABD Hazine Bakanı Paui O'Neill da, Türki-
ye'nin 21 Şubat krizinden önce uyguladığı
çıpa sistemine eleştiri yağdırdı. ABD ekono-
mi yönetiminin ve IMF Başkan Yardımcı-
sının kur çıpasına yönelik eleştirileri,
Türkiye'yi krize sürükleyen bu siste-
min 'Idmin ısranyla uygulandığı' so-
rusunu gündeme getirdi.
ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill
önceki gün The International Herald
Tribune ve The Washington Post gazete-
lerinde yayımlanan demecinde, dövizde çıpa
sistemini eleştirerek Türkiye'nin kriz öncesi
IMF'nin önerdiği bu sistemi korumaya çalış-
makla akıntıya karşı kürek çektiğini söyledi.
"Ekonomisinde büyük dengesizlikler olup
da sabit veya çıpa sistemine dayah bir döviz
kurunu konımayı başaran tek bir ülke bile
bulunduğunu sanmıyorum" diyen O'Neill,
bir anlamda Türkiye'ye bu sistemi uygulatan
IMF'yi de eleştirmiş oldu.
O'Neill. "Çıpa sistemi bir problem. Bunu
uygulayan ülkelerin hemen tamamı, pi-
yasa baskısı karsısında öneeden beKr-
lenmiş suni döviz kurunu korumak
çabalanndan vazgeçmekzorunda kal-
dı" dedı.
21 Şubat krizinden sonraki ekonomik
programın miman Stanley Fischer. 'dal-
galı kuru' savunarak Türkiye'nin daha önce
uyguladığı sabit ya da çıpa sistemlerinin uy-
gun olmadığı görüşünü sık sık dile getiriyor.
Fischer. Brezilya krizinden önce ise sabit ku-
ru savunuvordu.
ISO'dan firmalara değişim önerfleri
ÖZLEM YÜZAK
tsanbul Sanayi Odası (İSO) özellik-
le scnaylarda sık sık özeleştiri yapma-
sıyb dikkatleri çeken bir kurum. İSO
Baştanı HüsamettinKavi'nin dile ge-
tirdş "Suçu daima başkalarına yük-
lüycruz. Tabii krizde her kesimin pavı
var.ıma biraz da kendi içimize baka-
umAerede yanhş yapnk, bundan son-
ra reyapabiliriz'' sözleri Türkiye'nin
duynaya alışık olmadığı türden bir
yakaşım. İSO "sanayide yeniden ya-
pılaıma" sözcüklerini artık yalnızca
telafjz etmiyor. Bunu yaşama geçire-
cekıdımlar da atıyor. İSO Genel Sek-
reteiMehmetKabasakal odanın ken-
di icbünyesinde de farklı bir yapılan-
majagidildiğini söylüyor. Odada ya-
kında yeni bir gönüllü danışma grubu
oluşturularak firmalann katılımı bek-
lenecek. Yine ÎSO'nun hazırladığı
"Sağhklı gclişen bir ekonomi için yapı-
saldeğişim*'adlıkitapçıktaneleryapı]-
ması gerektiği anlatılıyor:
1. Anahtar sözcükgüven: Piyasanın
size güvenini pekiştirecek bir tutum
izleyin.Mümkünse ödemenizi zama-
nında yapın. Aksattığınız ödemeler
için "doğru gerekçelerinizi'' bildirin.
2. Başanvi çahşanlannızla biriikte
Kavi: Oyunbozan olmak istemedik
Ekonomi Servisi - lstanbul Sana-
yi Odası (ÎSO) Başkanı Hüsamerrin
Kavi. krizin dalga dalga yaklaştığı-
nı gördüklerini, ama o dönem ka-
muoyuna net bir şekilde anlatmaya
cesaret edemediklerini söyledi. İSO
Başkanı Kavi, "Ağustosbaşuıda du-
rumu fark ettik. Hatta Hazine Müs-
teşarbğı'na gidip kaygüanrmzı an-
iatok. Ancak kamuoyunda fazla se-
suniz çıkmadı. Oyunbozan olmak
gerekiyordu, o zaman onu yapama-
dık. Bizi enflasvon lobisi ohnakla
suçiamaianndan korktuk" diye ko-
nuştu.
İSO Başkanı, bugünkü programa
tüm kesimlerin çok daha temkinli
yaklaştığını ifade ederek "Geçen de-
fa inandığmnz bir program çokağır
bir kaza geçirdi Şimdi sanayki bu
programı kayıtsızşartsız kabul ede-
mez. Türkiye'nin alternatif prog-
ramlan nedir, onlan araştnyoruz"
dedi. Kavi, faizlerin düşme süreci-
nin tehlikeİi olduğunu ve bu işin so-
nunun kötüye gideceğinin sinyal-
Ferini vermiş olduğunu kaydetti.
arayın: Firma içinden seçilecek 3 ya
da 5 kişiden oluşan bir kriz yönetim
ekibi oluşturarak firmaruzı krizden
en az hasarla çıkarmanın yollannı
beraberce arayın. Çalışanlarınızın
katılımını her zaman gözetin.
3. Ödediğiniz vergilerin takipçisi
olun ve hesap sorun.
4. Risk yönetimi: Ekonomik ve si-
yasi istikrarsızlığın mevcut olduğu
ortamlarda risk yönetimi teknikleri
mutlaka bilinmeli ve uygulanmalı-
dır. Bu konuda odalardan destek alın.
5. Üretim: Stoklarınızı nakde dö-
nüştürün. Borçlanmayı azaltın.
Personel politikanızı üretimi ak-
satmayacak ve verimi arttıracak
şekilde düzenleyin.
İNİİŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRANSONER
Dört Kadın
DSP Milletvekili Sema Pişkinsüt, Ankara Cumhuri-
yet Başsavcılığı'nın milletvekilliği dokunulmazlığının kal-
dınlması istemi ile düzenlediği fezleke nedeni ile gün-
demde. TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanlığı dö-
neminde hazırlanan "işkence"y\ belgeleyen raporu iç-
lerine sindiremeyenler, Pişkinsüt'ün partisi tarafından
bu komisyondaki görevinden alınması ile öfkelerini din-
dirememişler. Pişkinsüt'ün rapordayeralan ifade sahip-
lerinin kimliklerini vermemesi, aylar yıllar sonra, nerede
ise durup dururken suç sayılmak isteniyor.
Insan haklan ile ilgili örgütlerin çalışmalan ile uzaktan
yakından ilgilenmiş olanlar, insan haklan ihlallerinin mağ-
durlannın korunmasına ilişkin duyarlılığın önemini ve an-
lamını bilirfer. Evrensel, uluslararası insan hakları örgüt-
lerinin çalışmalannın, raporlannın tümünde mağdurlann
başlanna yeni işler açılmaması için çok büyük özen gös-
terilir. Işkenceye hedef olanlann tanıklıklannda kimlikle-
rinin açıklanmaması esastır. Bütün resmi uluslararası ra-
porlann hazırlanmasının her aşamasında, bu kurala ti-
tizlikle uyulur. Adlan, kimlikleri titizlikle saklanan mağdur-
lann ifadelerinden yola çıkılarak kanıtlar toplanır.
TBMM Insan Haklan Komisyonu'nun da bütün evren-
sel insan haklan örgütlerinin çalışma ilke ve kurallanna
uyması birzorunluluktur. Yani Pişkinsüt'ün, işkencegör-
müş olanlann isimlerini vermesi değil vermemesi sorum-
luluğudur. Mağdur ifadelerinden yola çıkılarak raporia-
ra konu olan işkence iddialannın soruşturulması ve suç-
lulanndan, işkencecilerden hesap sorulması gereklidir.
Sema Pişkinsüt kadın başına erkek egemen siyaset-
te, seslerini soluklannı çıkarmayan milletvekilleri arasın-
da, çok duyartı bir konuda hak arama için baş kaldır-
mıştır. Partisine getirdiği çok önemli ovlara karşın hedef
olmuş, bir kalemde defterden silinmiştir. Susması bek-
lenirken milletvekili, siyasetçi görevlerini yerine getirme
konusundaki kararlılığı, ortalıkta gözükmesi kendisine
yönelik öfke odaklannın ittifakını getirmiştir.
Sema Pişkinsüt, insan haklan, kadın haklan, toplum-
sal haklar uzerinde orada, burada, ortada gözüktükçe,
siyasetçi, milletvekili kimliğinin nasıl olması gerektiği yo-
lunda doğru örnek oluşturmak için çalıştıkça, Ecevit'in
karsısında aday olmak gibi çılgınlıklar yaptıkça.. sustu-
rulmak üzere besbelli ki daha çok yol denenecektir. Ka-
dın olarak, siyasetçi olarak, milletvekili olarak doğru ör-
nek oluşturmak bu ülkede çok sakıncalı bir davranıştır.
Sindirilmesi, benzerlerinin ortaya çıkmaması için başı-
nınezilmesi gereklidir.
•••
Geçen hafta Pınar Selek'in devam eden yargılama-
sında duruşma günüydü. Davanın bu aşamasındaki hu-
kuksal gelişmeler, kamuoyunu çok da fazla ilgilendirmi-
yor. Dosyalara hukuken girmemesi gereken bir ek gir-
miş. Pmar'ın avukatlan hukuk açısından geçersizliğini
kanrtlamaya çalışacaklar. Bu kez adı olmayan birinin Pı-
nar'ı suçlayan ifadeleri dosyaya kanıt olarak sokulma-
ya çalışılıyor. Hukuk kurallan ile duruma göre keyfi oy-
nanıyor.
Pınar, gencecik bir sosyolog. Kadın başına, haddini
bilmeden, boyunu aşan işlere girmiş. Suçlu çocuklarla,
hem de en kötüleri, iflah olmayacak tinercileri de dahil,
yıllarla uğraşıp onlar için bir şeyler yapmaya çalışmış;
sevgili Pınar ablalan olmuş. Sınır tanımamış, PKK üze-
rine araştırmalara bulaşmış. Bilindiği üzere Mısır Çarşı-
sı'nda onca ölüme yol açan patlamanın sorumlusu ola-
rak yakalandı, damgalandı, işkenceden, hapishaneden
geçti. Ama bilirkişi raporlan patlayanın bomba olmadı-
ğını ortaya koyunca, Pmar'ın PKK ile ilişkisi kanrtlana-
mayınca tahliye oldu.
Pınar, yılarak bir köşeye çekilmedi. Batı'dan Doğu'ya
kadın dayanışması, banş hareketinin öncülüğü için ça-
lışmalann içine girdi. Bu arada Pmar'ın davasında boz-
guna uğrayan, yargısız infaz yapan emniyet görevlileri
yine kilit noktalardaki görevlerine dönmüşlerdi. Pınar'la
uğraşacaklardı. ,
• • •
On parmağında on marifet, gerçekten çok güzel Hül-
ya Avşar ben bildim bileli medyanın gündeminde baş
köşelerdeolmanın biryolunu bulur. Son yıllarda, hele he-
le son aylarda, nedense ağırlıklı kocasının çapkınlıklan
ile medyatikliğini sürdüruyor. Bu arada "çok güzel, çok
yetenekli, çokçalışkan, çokbaşanlı"kadın imajındabel-
ki de hiç suçu olmadan çok farklı bir arabesk kültürün
bilinçlere kazınmasına katkıda bulunuyor. Hülya Avşar'ın
kadınlanmıza örnek oluşturduğu portrede kadın, iki
ayağı üzerinde dursa da kadına çizilmiş rolün sınırtan
içinde kalmak durumundadır. Erkeğe, karısını zor
durumda bırakmamak, izini silmek koşulu ile çapkınlık
yaraşır. Kadına da boynuzlanmak. Kaya, Hülya'ya Çilin-
giroğlu soyadını bahşetmiştir. Hülya'nın sosyetedeki
yeri, toplumsal kimliği özverili, hoşgörülü, affeden eş
rolü ile pekiştirilmektedir.
• • •
Derya Tuna, yasam boyu ibrahim Tatitses'in göl-
gesinde var oluşun ardından bu role isyan ettiği noktada,
marka olmaya aday. Oyunu aynı kurallarla oynuyor. Tat-
lıses'in çapkınlıklanna değil, izini silmemesine isyan edi
yor. Böyle olduğu için de toplumsal kabul görüyor.
Yakında televizyon dizilerinde, sahnelerde başrollere
hazırlanıyor. Herkes Derya'ya kucak açıyor...
Kale Crubu Başkanı Bodur:
Ermiş de olsa
yetmez |
Ekonomi Servisi -
Çanakkale Seramik'in
44. kuruluş yıldönümü
kutlamalarında konu-
şan Kale Grubu Şirket-
leri Kurucusu ve Yö-
netim Kurulu Başkanı
İbrahim Bodur, kal-
kınmanın Türkiye'nin
kendi ellerinde oldu-
ğunu belirterek "So-
runlarumzı çözmeyi
kendi gücümüze değil
bazı kişive kuruluşlara
bağlıyonız. Bu olacak
iş değildir. Ister Derviş
olsun ister ermiş olsun,
bu ülkenin değerlerini
bilmeyen kişi bu ülke-
nin gelişmesine katkı-
da bulunamaz" dedi.
Çanakkale Kalebo-
dur Seramik Sanayii ve
Kale Grubu şirketleri-
nin 44. yıl kutlamalan,
dün, şirketin Çan üre-
tim tesislerinde. 9.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. Yıldınm,
Akbulut. şirket kuru-j
cusu ve Yönetim Ku-ı
rulu Başkanı İbrahim
Bodur. Çan Belediye
Başkanı Ali Sanbaş ve
Çanakkale Valisi Sü-
lcynıan Kamçı'nın ka-,
tılımıyla yapıldı. j
İbrahim Bodur, ku-ı
rulduğu günden bu ya- f
na sürdürdüğü geliş-j
mesiyle kendi alanın-j
da dünyanın bir numa-1
ralı şirketi haline gelen
Çanakkale Seramik'in,
100 binden fazla insa-
na istihdam sağladığı-
nı belirtti.
3 bin nüfuslu Çan il-
çesinin bugün 30 bin'
nüfusa sahip olduğunu!
hatırlatan ibrahim Bo- i
dur, "Sanayinin bir
bölgeye sağladığı eko-
nomik, külrürel, sosyal 1
yararlar bu tesislerle
görülmektedir" dedi. '