25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HJJV\_f11U1VJJ. / ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 13 TÜSlAD'ın IMF'yle çözüm araması toplumda hükümete olan güvensizliğin boyutunu gösterdi Kıırda kısır tartışmaBANUSALMAN îşadamlannın Türkiye'nin uygula- dığı kursisteminde revizyon için hü- kümet ve ekonomi yönetimi yerine IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisc- her'le görüşmeyi tercih etmeleri, hü- kümetin toplum katmanlanyla iliş- kileri açısından gelinen noktayı orta- ya koydu. Fischer'in gelişinden ön- ce IMF Avrupa Bölüm Başkanı Mic- hael Deppler'ın, dalgalı kurdan dö- nüş olmayacağmı bildirmesi de. kur- la ilgili yapılacak tartışmalar- dan sonuç çıkmayacağını "*~* gösterdi. Uzmanlar ise Merkez Ban- kası 'nın müdahale olanaklan- nın yok edildiğine dikkat çe- kerek Türkiye'nin geldiği noktada dalgalı kur mu. göze- timli kur mu gibi tartışmalann anlamsız olduğunu belirtiyor- lar. Bu tartışmanın dalgalı ku- ra geçiş karannın alındığı 21 Şubat gecesinde de yapıldığı, ancak IMF'nin dalgalı kurda ısrar ettiği, gözetimli kur uy- gulaması konusunda ikna edi- lemediği ögrenildi. • Uzmanlar, Merkez Bankası'nın müdahale olanaklannın yok edildiğine dikkat çekerek Türkiye'nin geldiği noktada dalgalı kur mu, gözetimli kur mu gibi tartışmalann anlamsız olduğunu, bu tartışmanın 21 Şubat gecesinde yapıldığını belirtiyorlar. niyle müdahalesiz dalgalı kur yerine gözetimli kur sistemi uygulanması- nın da sorunlan bütünüyle çözmesi- nin olanaksız olduğu, ancak Merkez Bankası'nın çok büyük ataklar olma- dığı sürece elindeki rezervler ölçü- sünde ilan etmeden piyasada alıcı ve satıcı pozisyonuna girerek kurda ön- gördüğü bir düzeyi tutmaya çalışabi- leceğine dikkat çekiliyor. Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bö- lüm Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, "Kur rejimi üzerine, kavramlar üze- rine tartışmanın çok büyük bir anla- TÜSİAD Rezerv yetersiz Merkez Bankası'nın yeter- li rezervi bulunmaması nede- Önümüzü göremiyoruz. Dalganın boyutlan çok büyük, değişmeli. Dövizde dalgalann boyutunu göremezsek boğuluruz. Bu böyle devam edemez. Döviz kuru düzenli olmazsa, korkuyorum ki üretimin daha da fazla düşmesine ve istihdam kayıplanna neden olacak. Bu bizi büyük endişeye sevk ediyor. Böyle olunca. işsizliğin artmasıyla herkesin son günlerde söz ettiği sosyal huzursuzluklar da artacaktır. HÜKÜMET Başbakan Büknt Ecevit: Dalgalı kurun beklenenden daha olumsuz sonuçlar verdiği doğrudur. Ama dalgalı kur süreci yoluna bir kez girdikten sonra geri dönüş yapmak da bir hayli zor. 0nun bilinci içindeyiz. Başbakan Yardımcısı Mcsut Yılmaz: Kur sisteminde köklü bir değişikJiğe gerek kalmaz. Döviz rejiminde bir değişiklik yok. Programın hedefleri ve ana enstrümanlannda bir değişiklik söz konusu değildir. mı yok. Bu tatumlann şu an içini dol- duracağunız Merkez Bankası politi- kalan yok. Şu anki kambiyo rejimi altında hiçbirreelanlanı getirmiyor" dedi. Türkiye'nin kambiyo rejiminin tartışılması gerektiğini kaydeden Yeldan şöyle konuştu: "32 sayıiı ka- IMF Dalgalı kur, sadece programı dayanıkh kılmak için değil, mali istikran yeniden kurmak için de temel araçlardan biri olabilir ve olmalıdır. Aynca bugün öngörülebilir bir kur sistemine geçmenin tek yolu, çok miktarda rezerv kullanmak. Oysa zaten o kadar rezerv iniz yok. Geçiş sürecinde zorluklar yaşansa da kesinlikle eminiz ki dalgalı kur Türkiye için kalıcı olmalıdır. raruı getirdiği yüksek reel faiz ve çok oynak döviz kuru karşısında Merkez Bankası'nın piyasaya müdahale ede- meyeceği ortamda, bu cendere dur- dııkça bizim döviz rejünini nasıl ta- nımlav acağunızuı çok bir anlamı vok. Merkez Bankası'nın çok daha derin müdahale etmesi gerekiyor. Onu da ckonominin kaldırması imkânsız." Merkez Bankası'nın bir çalışma- sına göre, serbest dalgalanma yerine uygulanması istenen gözetimli dal- galanma sistemi şöyle işliyor: "Parasal otorite döviz kurlanna müdahale efmekle birlikte, bu müdahaleler öneeden belirlen- miş kurallara göre yapılma- maktadır. Parasal otorite bu müdahaleleri, kendi kararalma mekanizmasını birtakım eko- noınik göstergeler doğrultusun- da o an için iyi olduğunu düşün- düğü bir şekilde çahştırarak gerçekleştiriyor. Bu şekilde yön- lendirilebilen kurlarla, serbest dalgalanan kur sisteminin yol açtığı birtakım risk ve belirsiz- likler azaltılabiliyor. Bu tür mü- dahalelcrin birbirleriyle çelişen yönkri olabilmekte. Gözetimli dalgalanma modelinde, yapüan müdahaleler, diğer ülkeleri olumsuz etldliyorsa bu sisteme kirli dalgalanma dcnir." IMF Başkan Yardımcısı, ekonomik programa 'ince ayar' yapmak için Türkiye'ye geldi Fischer liderlerden güvence aldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fisc- her, koalisyonu oluşturan partilerin li- derlerinden, uygulanan ekonomik prog- rama bağlılıkları konusunda yeniden güvence aldı. Fischer, kendi önerisi olan dalgalı kur politikasında bir değişiklik olmayacağmı belirterek "Döviz kuru politikasında şu anda önemli bir değişik- lik üzerinde durulmuvor" dedı IMF Başkan Yardımcısı Fischer, dün saat 14.00'te Ankara'ya geldi. Ekono- miden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in karşıladığı Fischer. otelıne yerleşmesinin ardından IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen ile birlik- te Merkez Bankası'na geçerek ilk ola- rak Süreyya Serdengeçti ile görüştü. Da- ha sonra Başbakanlık a geçen Fischer ilk olarak Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz tarafından kabul edildi. Daha önceki ziyareti sırasmda kendisine ran- devu vermeyen Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli de bu kez Fischer'i kabul etti. Fischer'in Ecevit ile olan görüşme- sine Derviş de katıldı. Fischer, görüşmelerin ardından Baş- bakanlık'tan aynlırken basına bir açık- lama yaptı. Fischer. koalisyon liderleri ile yapüğı görüşmeden merkez bir nıe- sajınortaya çıktığını. bu mesajın tüm li- derlerin ayn ayn ekonomik programa CV1F Başkan Yardımcısı Fischer'i, Bakan Derviş karşüadı. (Fotoğraf: AA) olan desteklerinin tamamen devam ede- ceğini v urgulamalanndan oluştuğunu kaydetti. Stanley Fischer şöyle konuştu: "Bu programın hükümetin programı ol- duğunu. kararhhkla uygulanmaya de- vam edileceğini söylediler." Maliye poli- tikasınm önemli ölçüde kuvvetlendiril- miş olduğunu ve enflasyonun yeniden düşmeye başladığını savunan Fischer, mevcut zayıf duruma karşın ihracatın önemli ölçüde artmaya başladığını söy- ledi. Liderlerle yaptığı görüşmelerin ol- dukça yüreklendirici olduğunu dile ge- tiren Fischer, "Bu toplannlardan IMF de oldukça yüreklenecektir. IMF'nin özellikle cesaret kazanacağı, yüreklene- ceği konular, programın tamamen uygu- lanacağL uygulanmaya devam edeceği ve hükümetin desteğinin süreceği konu- lardır" dedi.Programda herhangi bir de- ğişikliğin yapılıp yapılmayacağına iliş- kin soru üzerine Fischer. "hataya im- kân vermeyecek kesinlikteveprogramın sürdürülmesi konusunda güven gördii- ğünü" söyledi. Stanley Fischer, dalgalı kur sisteminde değişiklik olup olmaya- cağına ilişkin soru üzerine. şu anda böy- le bir değişiklik üzerinde durulmadığı- nı, döviz kuru politikasının öngörüldü- ğü şekilde devam edeceğini bildirdi. Fischer'in açıklamalannı televizyon- dan izleyen Ecevit, Başbakanlık'tan çı- karken gazetecilerin sorulannı yanıtla- dı. Fischer ile yararlı görüşmeler yaptık- lannı söyleyen Ecevit, "Koalisyonorta- ğı iki partinin lideıierinin de programa bağlıhklannı da bizzat onlardan dinle- miş oldu" dedi. Ecevit. programda bir revizyon olup olmadığının sorulması üzerine, böyle birolasılığın düşünülme- diğini söyledi. Başbakanlık'tan aynlan Fischer, saat 19.30 civannda Hazine Müsteşarhğı'na giderek Kemal Derviş'le yaklaşık 1.5 saat süren bir toplantı yaptı. Fischer daha sora Merkez Bankası Sosyal Tesisleri'ne giderek. burada Merkez Bankası Başkanı Süreyya Ser- dengeçti ve Hazine Müsteşan FaikÖz- trak ile akşam yemeğinde bir araya gel- di. Geç saatlerde tesislere Kemal Derviş de geldi. Içeride fazla kalmayan Derviş. Fischer ile birlikte tesislerden çıkarak Esenboğa Havalimanı'na gitti. Fischer ile Derviş'in yanı sıra Serdengeçti ve Öztrak da dün gece yansı Istanbul'a gittiler. Fischer bugün Istanbul'da işadamlanyla bir araya gelecek. Dalgalı kur nedlr? Para biriminin serbest piyasada belirlenmesidir. Sistemde kur fiyatı piyasanın arz ve talep dengelerine göre şekillenir. Kur geniş bir bant içinde dalgalanmaya bırakılır. sablt kur nedlr? Paranm dolaşım değeri hükümetçe saptanır. Kur, yıl sonu hedeflenen enflasyona göre belirlenir. Merkez Bankası günlük artışlan belirler. Piyasanın arz ve talebinin hükümet yönetiminde olduğu bu sistemde dövizde hareketlilik yaşanmaz. Kur çıpası nedlr? Paranın dar bir bant içinde harekerine izin verilen kurlann adeta bir çıpa ile sabitlenmesi esasına dayarur. Sabit kur uygulamasmda kullarahr. Böylece döviz kurlan belirli bir dengeye oturtularak artışı kontrole alınır. MHP MERKEZ YÖNETİMİNDEN PROF. DR. EMİN ÇARIKÇI: Dalgalı kur felaket getirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- MHP'nin MYK üyesi ve Çankaya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Emin Çankçı. dalgalı kura geçilmesinin Türkiye'ye felaket getirdiğini, piyasalann de- rinliğı olmadığı için bu kur politikasının uvgu- lanamaz olduğunu belirtti. Çankçı. IMF'nin başından beri yanlış yaptı- ğını taydederken Avrupa Bölüm Başka- nı Michael Deppler'ın dalgalı kurdan döniş olmayacağına yönelik açıklama- smı "'dolara hücum işareti" olarak de- ğerlendirdi. Pnf. Dr. Çarıkçı. "Herkes dövizin üzerae hücum etriği için. birkaç büyük yerli ve yabaıcı banka spekülatif hareketlere gjrdiği için dalgılı kur gerçekçi kur polirikasuu yansırmıyor. Gercekçi kur, döviz fiyarlannın ayhk veya yılkk enftevon oranı kadardöviz fivatlannın arttınl- masıdır. Çarpraz kur hariç tabii" dedi. Tasar- ruf mevduatlannın yüzde 5O'den fazlasııun do- lar olduğu bir ülkede hiç kimsenin üretim ve ya- tırım yapamayacağına dikkat çeken Çankçı, "Burada çare güdümlü, kontroDü,yöneümli dal- galanrnadediğimizpolirikayı MerkezBankası ve IMF'nin ilan etmesi lazun" diye konuştu. ABD dışında dünyanın hiçbir yerin- de serbest dalgalı kur politikası uygu- lanamayacağını, ABD'nin bile 1970- 1990'larda güdümlü dalgalanma po- lıtikasını uyguladığını anlatan Emin Çankçı, "Türkiye'nin durumu daha kötü olduğuna göre ben bunu piyasaya bıra- kacağım demek yanhş. Türkiye'de speküla- törler var. Bu ülkede bir yabancı banka bir ge- cede 7 milyar dolar çekerek kasım krizini ya- rafmadı mı" diye konuştu. ABD VE IMF YÖNETİMt ÇIPA SİSTEMİTNİ ELEŞTİRİYOR Kimse hatayı üstlenmiyor Ekonomi Servisi - Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Stanley Fischer'in ardından ABD Hazine Bakanı Paui O'Neill da, Türki- ye'nin 21 Şubat krizinden önce uyguladığı çıpa sistemine eleştiri yağdırdı. ABD ekono- mi yönetiminin ve IMF Başkan Yardımcı- sının kur çıpasına yönelik eleştirileri, Türkiye'yi krize sürükleyen bu siste- min 'Idmin ısranyla uygulandığı' so- rusunu gündeme getirdi. ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill önceki gün The International Herald Tribune ve The Washington Post gazete- lerinde yayımlanan demecinde, dövizde çıpa sistemini eleştirerek Türkiye'nin kriz öncesi IMF'nin önerdiği bu sistemi korumaya çalış- makla akıntıya karşı kürek çektiğini söyledi. "Ekonomisinde büyük dengesizlikler olup da sabit veya çıpa sistemine dayah bir döviz kurunu konımayı başaran tek bir ülke bile bulunduğunu sanmıyorum" diyen O'Neill, bir anlamda Türkiye'ye bu sistemi uygulatan IMF'yi de eleştirmiş oldu. O'Neill. "Çıpa sistemi bir problem. Bunu uygulayan ülkelerin hemen tamamı, pi- yasa baskısı karsısında öneeden beKr- lenmiş suni döviz kurunu korumak çabalanndan vazgeçmekzorunda kal- dı" dedı. 21 Şubat krizinden sonraki ekonomik programın miman Stanley Fischer. 'dal- galı kuru' savunarak Türkiye'nin daha önce uyguladığı sabit ya da çıpa sistemlerinin uy- gun olmadığı görüşünü sık sık dile getiriyor. Fischer. Brezilya krizinden önce ise sabit ku- ru savunuvordu. ISO'dan firmalara değişim önerfleri ÖZLEM YÜZAK tsanbul Sanayi Odası (İSO) özellik- le scnaylarda sık sık özeleştiri yapma- sıyb dikkatleri çeken bir kurum. İSO Baştanı HüsamettinKavi'nin dile ge- tirdş "Suçu daima başkalarına yük- lüycruz. Tabii krizde her kesimin pavı var.ıma biraz da kendi içimize baka- umAerede yanhş yapnk, bundan son- ra reyapabiliriz'' sözleri Türkiye'nin duynaya alışık olmadığı türden bir yakaşım. İSO "sanayide yeniden ya- pılaıma" sözcüklerini artık yalnızca telafjz etmiyor. Bunu yaşama geçire- cekıdımlar da atıyor. İSO Genel Sek- reteiMehmetKabasakal odanın ken- di icbünyesinde de farklı bir yapılan- majagidildiğini söylüyor. Odada ya- kında yeni bir gönüllü danışma grubu oluşturularak firmalann katılımı bek- lenecek. Yine ÎSO'nun hazırladığı "Sağhklı gclişen bir ekonomi için yapı- saldeğişim*'adlıkitapçıktaneleryapı]- ması gerektiği anlatılıyor: 1. Anahtar sözcükgüven: Piyasanın size güvenini pekiştirecek bir tutum izleyin.Mümkünse ödemenizi zama- nında yapın. Aksattığınız ödemeler için "doğru gerekçelerinizi'' bildirin. 2. Başanvi çahşanlannızla biriikte Kavi: Oyunbozan olmak istemedik Ekonomi Servisi - lstanbul Sana- yi Odası (ÎSO) Başkanı Hüsamerrin Kavi. krizin dalga dalga yaklaştığı- nı gördüklerini, ama o dönem ka- muoyuna net bir şekilde anlatmaya cesaret edemediklerini söyledi. İSO Başkanı Kavi, "Ağustosbaşuıda du- rumu fark ettik. Hatta Hazine Müs- teşarbğı'na gidip kaygüanrmzı an- iatok. Ancak kamuoyunda fazla se- suniz çıkmadı. Oyunbozan olmak gerekiyordu, o zaman onu yapama- dık. Bizi enflasvon lobisi ohnakla suçiamaianndan korktuk" diye ko- nuştu. İSO Başkanı, bugünkü programa tüm kesimlerin çok daha temkinli yaklaştığını ifade ederek "Geçen de- fa inandığmnz bir program çokağır bir kaza geçirdi Şimdi sanayki bu programı kayıtsızşartsız kabul ede- mez. Türkiye'nin alternatif prog- ramlan nedir, onlan araştnyoruz" dedi. Kavi, faizlerin düşme süreci- nin tehlikeİi olduğunu ve bu işin so- nunun kötüye gideceğinin sinyal- Ferini vermiş olduğunu kaydetti. arayın: Firma içinden seçilecek 3 ya da 5 kişiden oluşan bir kriz yönetim ekibi oluşturarak firmaruzı krizden en az hasarla çıkarmanın yollannı beraberce arayın. Çalışanlarınızın katılımını her zaman gözetin. 3. Ödediğiniz vergilerin takipçisi olun ve hesap sorun. 4. Risk yönetimi: Ekonomik ve si- yasi istikrarsızlığın mevcut olduğu ortamlarda risk yönetimi teknikleri mutlaka bilinmeli ve uygulanmalı- dır. Bu konuda odalardan destek alın. 5. Üretim: Stoklarınızı nakde dö- nüştürün. Borçlanmayı azaltın. Personel politikanızı üretimi ak- satmayacak ve verimi arttıracak şekilde düzenleyin. İNİİŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRANSONER Dört Kadın DSP Milletvekili Sema Pişkinsüt, Ankara Cumhuri- yet Başsavcılığı'nın milletvekilliği dokunulmazlığının kal- dınlması istemi ile düzenlediği fezleke nedeni ile gün- demde. TBMM Insan Haklan Komisyonu Başkanlığı dö- neminde hazırlanan "işkence"y\ belgeleyen raporu iç- lerine sindiremeyenler, Pişkinsüt'ün partisi tarafından bu komisyondaki görevinden alınması ile öfkelerini din- dirememişler. Pişkinsüt'ün rapordayeralan ifade sahip- lerinin kimliklerini vermemesi, aylar yıllar sonra, nerede ise durup dururken suç sayılmak isteniyor. Insan haklan ile ilgili örgütlerin çalışmalan ile uzaktan yakından ilgilenmiş olanlar, insan haklan ihlallerinin mağ- durlannın korunmasına ilişkin duyarlılığın önemini ve an- lamını bilirfer. Evrensel, uluslararası insan hakları örgüt- lerinin çalışmalannın, raporlannın tümünde mağdurlann başlanna yeni işler açılmaması için çok büyük özen gös- terilir. Işkenceye hedef olanlann tanıklıklannda kimlikle- rinin açıklanmaması esastır. Bütün resmi uluslararası ra- porlann hazırlanmasının her aşamasında, bu kurala ti- tizlikle uyulur. Adlan, kimlikleri titizlikle saklanan mağdur- lann ifadelerinden yola çıkılarak kanıtlar toplanır. TBMM Insan Haklan Komisyonu'nun da bütün evren- sel insan haklan örgütlerinin çalışma ilke ve kurallanna uyması birzorunluluktur. Yani Pişkinsüt'ün, işkencegör- müş olanlann isimlerini vermesi değil vermemesi sorum- luluğudur. Mağdur ifadelerinden yola çıkılarak raporia- ra konu olan işkence iddialannın soruşturulması ve suç- lulanndan, işkencecilerden hesap sorulması gereklidir. Sema Pişkinsüt kadın başına erkek egemen siyaset- te, seslerini soluklannı çıkarmayan milletvekilleri arasın- da, çok duyartı bir konuda hak arama için baş kaldır- mıştır. Partisine getirdiği çok önemli ovlara karşın hedef olmuş, bir kalemde defterden silinmiştir. Susması bek- lenirken milletvekili, siyasetçi görevlerini yerine getirme konusundaki kararlılığı, ortalıkta gözükmesi kendisine yönelik öfke odaklannın ittifakını getirmiştir. Sema Pişkinsüt, insan haklan, kadın haklan, toplum- sal haklar uzerinde orada, burada, ortada gözüktükçe, siyasetçi, milletvekili kimliğinin nasıl olması gerektiği yo- lunda doğru örnek oluşturmak için çalıştıkça, Ecevit'in karsısında aday olmak gibi çılgınlıklar yaptıkça.. sustu- rulmak üzere besbelli ki daha çok yol denenecektir. Ka- dın olarak, siyasetçi olarak, milletvekili olarak doğru ör- nek oluşturmak bu ülkede çok sakıncalı bir davranıştır. Sindirilmesi, benzerlerinin ortaya çıkmaması için başı- nınezilmesi gereklidir. ••• Geçen hafta Pınar Selek'in devam eden yargılama- sında duruşma günüydü. Davanın bu aşamasındaki hu- kuksal gelişmeler, kamuoyunu çok da fazla ilgilendirmi- yor. Dosyalara hukuken girmemesi gereken bir ek gir- miş. Pmar'ın avukatlan hukuk açısından geçersizliğini kanrtlamaya çalışacaklar. Bu kez adı olmayan birinin Pı- nar'ı suçlayan ifadeleri dosyaya kanıt olarak sokulma- ya çalışılıyor. Hukuk kurallan ile duruma göre keyfi oy- nanıyor. Pınar, gencecik bir sosyolog. Kadın başına, haddini bilmeden, boyunu aşan işlere girmiş. Suçlu çocuklarla, hem de en kötüleri, iflah olmayacak tinercileri de dahil, yıllarla uğraşıp onlar için bir şeyler yapmaya çalışmış; sevgili Pınar ablalan olmuş. Sınır tanımamış, PKK üze- rine araştırmalara bulaşmış. Bilindiği üzere Mısır Çarşı- sı'nda onca ölüme yol açan patlamanın sorumlusu ola- rak yakalandı, damgalandı, işkenceden, hapishaneden geçti. Ama bilirkişi raporlan patlayanın bomba olmadı- ğını ortaya koyunca, Pmar'ın PKK ile ilişkisi kanrtlana- mayınca tahliye oldu. Pınar, yılarak bir köşeye çekilmedi. Batı'dan Doğu'ya kadın dayanışması, banş hareketinin öncülüğü için ça- lışmalann içine girdi. Bu arada Pmar'ın davasında boz- guna uğrayan, yargısız infaz yapan emniyet görevlileri yine kilit noktalardaki görevlerine dönmüşlerdi. Pınar'la uğraşacaklardı. , • • • On parmağında on marifet, gerçekten çok güzel Hül- ya Avşar ben bildim bileli medyanın gündeminde baş köşelerdeolmanın biryolunu bulur. Son yıllarda, hele he- le son aylarda, nedense ağırlıklı kocasının çapkınlıklan ile medyatikliğini sürdüruyor. Bu arada "çok güzel, çok yetenekli, çokçalışkan, çokbaşanlı"kadın imajındabel- ki de hiç suçu olmadan çok farklı bir arabesk kültürün bilinçlere kazınmasına katkıda bulunuyor. Hülya Avşar'ın kadınlanmıza örnek oluşturduğu portrede kadın, iki ayağı üzerinde dursa da kadına çizilmiş rolün sınırtan içinde kalmak durumundadır. Erkeğe, karısını zor durumda bırakmamak, izini silmek koşulu ile çapkınlık yaraşır. Kadına da boynuzlanmak. Kaya, Hülya'ya Çilin- giroğlu soyadını bahşetmiştir. Hülya'nın sosyetedeki yeri, toplumsal kimliği özverili, hoşgörülü, affeden eş rolü ile pekiştirilmektedir. • • • Derya Tuna, yasam boyu ibrahim Tatitses'in göl- gesinde var oluşun ardından bu role isyan ettiği noktada, marka olmaya aday. Oyunu aynı kurallarla oynuyor. Tat- lıses'in çapkınlıklanna değil, izini silmemesine isyan edi yor. Böyle olduğu için de toplumsal kabul görüyor. Yakında televizyon dizilerinde, sahnelerde başrollere hazırlanıyor. Herkes Derya'ya kucak açıyor... Kale Crubu Başkanı Bodur: Ermiş de olsa yetmez | Ekonomi Servisi - Çanakkale Seramik'in 44. kuruluş yıldönümü kutlamalarında konu- şan Kale Grubu Şirket- leri Kurucusu ve Yö- netim Kurulu Başkanı İbrahim Bodur, kal- kınmanın Türkiye'nin kendi ellerinde oldu- ğunu belirterek "So- runlarumzı çözmeyi kendi gücümüze değil bazı kişive kuruluşlara bağlıyonız. Bu olacak iş değildir. Ister Derviş olsun ister ermiş olsun, bu ülkenin değerlerini bilmeyen kişi bu ülke- nin gelişmesine katkı- da bulunamaz" dedi. Çanakkale Kalebo- dur Seramik Sanayii ve Kale Grubu şirketleri- nin 44. yıl kutlamalan, dün, şirketin Çan üre- tim tesislerinde. 9. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. Yıldınm, Akbulut. şirket kuru-j cusu ve Yönetim Ku-ı rulu Başkanı İbrahim Bodur. Çan Belediye Başkanı Ali Sanbaş ve Çanakkale Valisi Sü- lcynıan Kamçı'nın ka-, tılımıyla yapıldı. j İbrahim Bodur, ku-ı rulduğu günden bu ya- f na sürdürdüğü geliş-j mesiyle kendi alanın-j da dünyanın bir numa-1 ralı şirketi haline gelen Çanakkale Seramik'in, 100 binden fazla insa- na istihdam sağladığı- nı belirtti. 3 bin nüfuslu Çan il- çesinin bugün 30 bin' nüfusa sahip olduğunu! hatırlatan ibrahim Bo- i dur, "Sanayinin bir bölgeye sağladığı eko- nomik, külrürel, sosyal 1 yararlar bu tesislerle görülmektedir" dedi. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle