23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20TEMMUZ2001 CUMA HABERLER DÜN1ADA BUGUN ALt SİRMEN Kara Rejim - Ara Rejim Türkiye'deki tartışmaların içeriği bile içine düştüğümüz, önceleri yalnızca ekonomik oldu- ğunu sandığımız, politik yönünü geç algıladığı- mız, sosyal yönünü ise hâlâ doğru göremedi- ğimiz krizin neden bu denli derin olduğunu an- latan ipuçlarından biri. Ekonomik olduğu kadar, sosyal açıdan da geri kalmış toplumlarda, düşünsel geri kalmış- lık da bunlara eşlik ediyor. Bu toplumların ana niteliği, sürekli günah ke- çisi aramaktır. Türkiye bunu sürekli yapıyor, şablonlar ve gü- nah keçileriyle örülü bir düşünce ortamında, sonjnlan çözmek bir yana, bir türlü doğru so- rulan bile ortaya atamıyor. Günah keçileri yalnızca kişiler olmuyorlar, ku- rumlar ve olgular da, " canavan" sloganıy- la günah keçisine dönüştürülüyor. "Trafik canavarı"r\ı ölümlerin, "enflasyon ca- navan"ru ekonomik bozukluğun sorumlusu ola- rak gösteriyor ve sorunlan bir yana bırakıp Dul- cinante'nin üstündeki, sıska umarsız, Don Qu- ichotte gibi, hayali devler yaratıp, eski püskü değirmenlere, paslı kalkan ve mızrakla saldırı- yoruz. Sebep sonuç ilişkisini reddeden insanlann, direksiyona geçmeleriyle bizzat trafik canava- nnı oluşturduklannı, birtüriü anlamak istemiyor, üretmediğini tüketmeye meraklı olan bizlerin yannın gelirlerini yiyerek, birer enflasyon cana- vanna dönüştüğümüzü görmüyoruz. ••• Sorumluluğu, kendinde aramayan ya dışan- ya ya içerde seçilmiş bazı günah keçilerine yük- leyen toplumlar, sürekli bir kara rejim içinde ya- şamaya mahkûmdurlar. Son ekonomik krizin üretime dayalı olmayan, paradan para kazanmaya çalışan, sıcak para- nın çıkarına veya kaprisine terk edilmiş bir ya- pıdan kaynaklandığını ve artık bunlan değiştir- mek gerektiğini görmeyenler, krizi yöneteme- yen politikacıları tek suçlu ilan ederek, aymaz- lık uykularını sürdürmektedirfer. Politıkacımızın çok üstün niteliklere sahip ol- duğunu, talan ve avantaya yüz vermediğini, so- runlann çözümü için kurtancı aramak yerine, nedenleri araştınp çare ürettiklerini söyleyecek değilim. Ama bu politikacıları seçenler Moskoflar, ya da oraya atayanlar gavurlar mı? "Kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyo- n/m"diyen eyyamcı seçimden birinci çıkmamış mıydı? Politikacı toplumsal istemlere yanrt verir, onun işi budur. Peki, avanta ve talanı kim talep etti? Toplumca, "biz üretime dayalı, emeğin üstün olduğu, üretimin ve yaratıcılığın prim yaptığı, spekülatörün değil, yatınmcının teşvik edildiği bir düzen ve onu gerçekleştirmeye talip olan- ları istiyoruz" dedik de, politikacılar "olmaz" deyip tersini mi dayattılar. ••• Elli beş yılı aşkın süredir, sandık dışında, hiç- bir kurumunu oturtamamış ve bir türlü sürekli ara rejim niteliğinden çıkamamış bir rejim, ara rejimden de beter bir kara rejim değil mi? 20. yüzyılın ilk yarısındaki 20 yıl içinde büyük işler başanp, gerçek anlamda çağ atlarken çok partili rejime geçip, elli yıl içinde bütün alanlar- daki umutlan heba ederek, beş kümeli dünya liginin dördüncü kümesine düşen, bir rejim de- mokrasi midir, yoksa kara rejim mi? 50 yılı aşkın çok partili rejimle, sosyal, ekono- mik, politik alanlarda, 30 yıllık Franco diktasın- dan çıkan Ispanya'nın beş yıl gibi bir sürede gerçekleştirdiklerinin yarısını bile yaşama geçi- remeyen bir rejimin demokrasi olduğunu söy- lemek mümkün mü? Gülmemek elde değil, ara rejim ile karşıtlan, masallarımızın sonundaki tekerlemenin seçe- neklerini tartışıyorlar aslında: "Kırk katır mı? Kırk satır mı?" Aklımız Allah'a emanet olsun! Sağlık durumları kritik Ölüm orucu eylemi 274. gününe girdi İstanbul Haber Ser- visi - F tıpi cezaevleri- ne ve tecride karşı sür- dürülen ölüm orucu eylemi 274. gününe gi- rerken hastane ve ce- zaevlerinde bulunan birçok tutuklu ve hü- kümlünün sağlık duru- munun kntik olduğu bildirildi. Kamuoyundan gelen baskılara ve Adalet Ba- kanlığrnın tutuklular- la diyaloğa girmesi yö- nündeki uyanlara kar- şın cezaevlerinde ölüm oruçları süriiyor. De- mokratik Mücadele Platformu tarafmdan yapılan açıklamada, Sincan F Tipi Ceza- evi'nde kalan ve duru- munun ağırlaşması üzerine Ankara Numu- ne Hastanesi 'ne kaldı- rılan Hakan Baran'm korsakoff hastalığma yakalandığı belirtildi. Aynı cezaevinde bu- lunan Esma Aslanbo- ğan, Savaş Kör, Musta- fa Genç, Ersin Ercağlı adlı tutuklu ve hüküm- lülere bılinci kapan- dıktan sonra müdahale edildiği öğrenildi. Türk Tabipleri Birli- ği 'nden (TTB) yapılan yazılı açıklamada, 83 hükümlü, 45 tutuklu- nun sağlık sorunlan nedeniyle cezalannın ertelenerek salıverildi- ği belirtildi. Açıklama- da, "tahliye olan tüm tutuklu ve hükümlüle- rin tıbbi bakunınm maddi gidcrlerinin devlet tarafindan kar- şılanması" gerektiği vurgulandı. Türkiye lnsan Hak- lanVakfı(TÎHV)Baş- kanı Yavuz Önen de yaptığı yazılı açıkla- mada, salıverilen açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülerin büyük çoğunluğunun vakfa başvurduğuna dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi 243. maddeyi tek oyla reddetti kenceci kd payı afchşıANKARA(Cumhurhet Büro- su) - Anayasa Mahkemesi heye- ti, 5'e karşı 6 oyla işkence suçu- nu af kapsamı dışında bıraktı. Herhangi bir üye daha iptal yö- nünde oy kullanmış olsaydı iş- kenceciler de aftan yararlanabı- leceklerdi. Tehditle bilgi alma. tehdit, görevi kötüye kullanma. firar ve firara yardım suçları. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin ile üyeler Ertuğ- rul Ersoy ve Ali Hüner'ın karşı oylanyla af kapsamına alındı. Suç maddesi açısından aftan ya- rarlanan deprem müteahhitleri- nın durumu, Yargıtay'ca suç ta- rihine ilişkın verilecek kesin ka- rann ardından netleşecek. Anayasa Mahkemesi'nin. af yasasının bazı madde ve hüküm- lennin iptalıne ilışkin karan "su- ya sabuna dokunmayan ve TB- MM'nin yaptığı haksızlığı dar kapsamda ona\ la> an bir karar" şeklınde yorumlandı. Yüksek Mahkeme'nin genişlemeden kaynaklanabilecek olası sakın- calan da göz önünde bulundura- rak bunlann "sorumlusu" olma- mak için bu yönde karar verdiği belırtilıyor. Mahkeme. çete. sahtecılik, uyuşturucu ve dolandıncılık suçlarının af kapsamının dışında tutulması kararlarını oybırliğıy- le aldı. Bumin. af kapsamına alınan TCY'nın "tehditle bilgi alma, tehdit, görevi kötüye kullanma, firar ve firara yardım, kusurlu ölüme sebebiyet" suçlannı dü- zenleyen maddelerinin tümünde karşı oy kullandı. Mustafa Bu- min. yasadakı "toplam hüküm- İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN mımmmımt lülük süresinden 10 yıl indirilir" hükmünün iptalinde de karşı oy kullandı. tptal edilen bu hüküm- le, müebbet ağır hapis cezasına çarptınlanlar ile şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya çarptınlanlar açısından eşitsizlik ortadan kal- dınlmış oldu. Bumin'in af kapsamına alınan maddelerde karşı oy kullanması, affın genışlemesine karşı oldu- ğunu da ortaya koydu. TCY'nin "işkence" suçunu düzenleyen 243. maddesi af kap- samı dışında bırakıldı. Yüksek Mahkeme üyelerinin bu madde için oy dağılımına bakıldığında 5'e karşı 6 oyla kapsam dışında tutuldu. İşkence için üyelerden Samia Akbulut, Yalçuı Âcargün, SacitAdah, Rüştü Sönmez ile Ali Hüner karşı oy kullanırken Bu- min, Başkanvekili Haşün Kıüç, Ertuğnıl Ersoy, Fulya K.antarcı- oğlu. Ahmet Akyalçın ve Tülay Tuğcu ise ret yönünde oy verdi- ler. Yüksek Mahkeme heyetı. T- CY'nin "devletihaklerinde teh- dit ve rekabeti önkme" suçlannı düzenleyen 366. ve 367. madde- lenne ilişkin karan da 5'e karşı 6 oyla reddetti. Beyaz Enerji id- dıanamesinde, istifa eden Ener- ji Bakanı Cumhur Ersümer ile müsteşan Yurdakul Yigitgü- den'ın 366. maddedeki suçu iş- ledikleri vurgulanıyordu. Mahkeme, "23 Nisan 1999'a kadar suç işleyenkrin" aftan ya- rarlanabileceğıne ilişkin tarih hükmüne ilişkin ıtirazı da oybir- liğıyle reddetti. Bumin ve Ertuğrul Ersoy'un karşı oylanyla af kapsamına alı- nan 383. maddeden "deprem müteahhitierinin" de yararlanıp yararlanmayacağı, Yargıtay'da verilecek karara göre kesinlik kazanacak. Deprem konutlany- la ılgili olarak suç tarihinin ko- nutun yapıldığı gün mü, yoksa yıkıldığı tarih mi olduğu konu- sunda tartışmalar yaşanıyor. Yar- gıtay Ceza Genel Kurulu'nda suç tarihinin konutlann yapıldı- ğı gün olarak bir içtihat oluşma- sı durumunda bu müteahhitler aftan yararlanabilecek. Agca' gerekçelikcmmhı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin iptal karannın ardından "af kapsamına" girip gırmeyeceğı konusunda tartışma başlayan gazeteci Abdi İpekçi'nin katilı Mehmet Ali Agca'nın durumunun ancak gerekçeli karann yayımlanmasının ardından ilgili mahkeme ve savcılığın vereceği kararla netleşebileceğine dikkat çekiyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin önceki gün verdiği kararda, "daha önce şartla salıverme hükümkrinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler üe daha önce çıkanlmış bir aftan yararlananlar bu madde hükümlerinden yaraıianamazlar" hükmünü iptal etti. Bu karann ardından Agca'nın af yasasının kapsamına girip girmediğiyle ilgili bir tartışma başladı. Bazı hukukçular, bu hükmün iptaliyle "Ağca'nın önünde engel kahnadığuu" öne sürerken bazı hukukçular ise, Agca'nın cezaevinde yatmaya devam etmesine neden olan düzenlemenin iptal edilen hüküm olmadığını belirtiyorlar. Hukukçular, Ağca'yı cezaevinde tutan hükmün, "yasaıun 1. maddesüıin 1. bendindeki verilen ölüm cezalan yerine getirilemez, bu durumda olanlar hakkında tabi olduklan kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır" düzenlemesı olduğunu kaydediyorlar. Kaynaklar. Ağca'yla ilgili karann Anayasa Mahkemesi'rrin gerekçeli karannı Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından netlik kazanacağını kaydediyorlar. Adalet Bakanı Türk: Aftanyararlananların sayısıçokaz olacak SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - Inşaatlan süren yeni Adliye Sarayı ve F tipi cezaevlerini incelemek üzere Adana'ya gelen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. Şartla Salıverme Yasası ile ilgili olarak. "Bu yasadan yararlanacaklann sayısının çok az olduğunu sanıyorum" dedı. Dün Adliye Sarayı "nı incelemek üzere Adana'ya gelen Adalet Bakanı Türk, gazetecilerin Anayasa Mahkemesi'nin, Şartla Sahverme Yasasf nın genişletmesi konusundaki sonjlan üzerine şunlan söyledi: "Anayasa Mahkemesi itirazı yapılan maddelerin sadece S'ini kabul etmiş, 35'ini uygun görmemiştir. Bu vasadan yararlanacaklann sayısmın çok az olduğunu sanıyorum." Türk, tarihi eser kaçakçılığı suçundan kırmızı bültenle aranan ve Fas'ta yakalanan Ayşegül Tecimer'in iadesi için ilgili kuruluşlarla yazışmalann başladığım ve prosedürün tamamlanmasından sonra Tecimer'in yurda getirileceğini söyledi. Daha sonra Adana Barosu'nu ziyaret eden Adalet Bakanı Türk buradan yapımı süren Adana F Tipi Cezaevi'ni incelemek üzere Kürkçüler'e gitti. Diyarbakır Emniyet Müdürü Atilla Çınar: 4 uzman ekip görev yapıyor 2001'de faili meçhul kalmadıDİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır' ın Bağlar semtinde geçen hafta yapılan operasyonda yakalanan Hizbullahçıların, 7 eylemden sorumlu olduklan belirlendi. Son 12 günde kentte yapılan operasyonlarda toplam 11 Hizbullah militanının ele geçirildiği bildirildi. Diyarbakır Emniyeti Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamada, son günlerde kentte yoğunlaştırılan Hizbullah operasyonlanyla ilgili bilgi \erildi. Açıklamada, geçen hafta Bağlar'da bir hücre evine yapılan operasyonda ele geçirilen 11 Hızbullahçı'dan 6'sının Diyarbakır DGM'ce tutuklandığı belirtildi. Sanıklarla birlıkte 1 Kalaşnikof ve 2 şarjörü. 1 Makarof ve 3 şarjörü, bol miktarda boş kovan, 2 sahte kimlik, çok sayıda elektronik cihaz parçası, elektronik devrelere (uzaktan kumanda, zaman ayarı) ait şemalar, havya. zaman ayan yapımında kullanmak üzere bol miktarda kol saati ve bol miktarda yayın ele geçirildiği bildirildi. Orgüt içinde 1990 yılından bu yana faaliyet gösterdikleri belirlenen sanıkların 1993 yılında 1 kadının. aynı yıl berberlik yapan bir kişinin Adli tatil, bugün mesai bitiminde başlıyor ANKARA (AA) - Adli tatil, bugün mesai saati bitiminden itibaren başlıyor. Adli tatil boyunca. nöbetçi mahkemeler görev yapacak. Nöbetçi mahkemeler. tutuklusu olan ve acil nitelik taşıyan davalan görüşecek. Bu türden oknayan da\'alara ise yeni adli yıla kadar ara verilecek. Danıştay, Yargıtay, Askeri Yaıgıtay ve Askeri Yüksek îdare Mahkemesi'nde de nöbetçi heyetler görev yapacaklar. Bu mahkemelerde acil konular görüşülürken Danıştay'da görev yapacak olan nöbetçi heyet, esastan karar veremeyecek ve yalnızca Şürûtmenin durdurulmasna' ilişkin istemlen karara bağlayacak. Yargıtay'dakı nöbetçi ceza dairesi ise tutuklu sanıklara ilişkin dosyalara bakacak. Anayasa Mahkemesi ve DGM'ler adli tatil kapsamında bulunmuyor. Yeni adli yıl, 6 Eylül 2001 'de başlayacak. sopayla dövülmesi. 1998'de ajan olduğu gerekçesiyle YaşarÖzen'in bıçaklanarak öldürülmesi, 1999'da Mehmet Nur Sapmazın Ulu Cami önünde, Hasan Bayantemur'un Mavi Köşe'de, İbrahim Gülen'in Ulu Cami arkası Müze Sokak'ta ve son olarak da 2001 yılında 5 Nisan Mahallesi'nde Mehmet Kaya'nın öldürülmesi eylemlerini gerçekleştirdikleri bildirildi. Diyarbakır Emniyet Müdürü Atilla Çınar, yapılan operasyonlar sonucu faili meçhul eylemlerin birer birer aydınlatıldığını ifade etti. 2001 yılı içindeki tüm cinayetlerin faillerinin belirlendiğini, bir kısmının faillerinin firari olduğunu anlatan Çınar, geçmiş dönemdeki cinayetlerin aydınlatılması için 4 uzman ekibin görevlendirildiğini bildirdi. STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ge- liştiği söylenen "Sağda Yeni Olu- şum"un sağ çevrelerde belli bir ilgi gördüğü söylenebilir. Anadqlu'dan gelen haberlerde bu oluşumun sağın çeşitli kesimlerinden destek buldu- ğu da öne sürülüyor. MHP'nin son dönemde yaşadığı bunalım, ANAP'ın artık umut veremez hale gelmesi, DYP'nin Tansu Çiller liderlığindeki prestijsiz hali, bu oluşum ıçın elverış- li bir zemin yaratıyor. Daha da önem- lisi, "Milli Görüş"ün artık ıktidar şan- sını yitirmesi Siyasi Islamcılığı bir ka- ramsarlığın ve parçalanmanın içine sokması Erdoğan ve arkadaşlarının şansını arttırıyor. • • • Sağda süren bu yeni arayış ve yö- nelim, Türkiye'nin içinde bulunduğu açmazdan güç alıyor. Siyasi partile- rin iktidarıyla, muhalefetıyle çözüm üretememesi ve umut yaratamama- sı, yalnızca sağda değil solda da ye- ni bir "Oluşum"un gerekliliğıni gün- deme getiriyor. CHP Kurultayı'nın or- Solda Yeni Parti taya koyduğu tablo da bu arayışa hız veriyor. Solda bir "Yeni Oluşum" girişimi, ya- şanan süreç sonunda büyük ölçüde Erdal Inönü'nün inisiyatifine bağlan- mış gibi görünüyor. Erdal Inönü, ken- dine özgü üslubu ve kendine özgü tu- tumuyla bir hazıriık yapıyor. Alınan bil- gilere göre, eylüle doğru Erdal Inönü, yeni bir oluşum için start verecek. • • • Solda yeni bir partinin yaratılması, sağdaki kadar kolay olmayacak gibi görünüyor. Çünkü, daha çok CHP kökenli siyasetçilerin başını çektiği bu oluşumun, henüz nasıl bir rota iz- leyeceği, tabandan gelen bir inisiya- tife dayanıp dayanmayacağı, nasıl bir program ve nasıl bir örgütlenme yo- lu izleyeceği netleşmiş değil. Aydın Güven Gürkan, CHP'den çok önce ayrılmıştı. Gürkan, aralann- da Seyfi Oktay, Ercan Karakaş gi- bi solda etkili birçok isimle yeni bir ör- güt anlayışı, yeni bir politikatarzı üze- rinde uzun süredir bir çalışma yürü- tüyordu. Gürkan'la Inönü, SODEP- HP birliğini sağlamış iki liderdi. Bu or- taklıktan çıkan SHP, uzun yıllar siya- si yaşamda önemli bir rol oynamıştı. Tabii SHP'nin başarıları ve başan- sızlıkları üzerinde çok tartışma yapı- labilir. Örneğin Sıvas katliamında başbakan vekili olan Erdal Inönü'nün tutumu çok eleştirilmişti. Hâlâ da eleştiriliyor. • • • Solda yeni bir partiye ihtiyaç oldu- ğu fikri çok yaygın. Bu konuda girişı- min Erdal inönü'den gelmesi artık ka- çınılmaz bir gerçeklik haline dönüş- tü. Şimdi böyle bir girişimin, kuruluş aşamasında solda CHP'y'e sınırlı ol- mayan, CHP küskünlerinin toplandı- ğı bir örgütlenme görüntüsünden uzak bir yapıya kavuşturulması çok önemli. Erdal Inönü'nün de benzer endişe- leri taşıdığını biliyoruz. Yeni oluşumun gerçekten yeni bir oluşum olması, soldaki güçlere umut verecek yeni isimler ve yeni bir anlayışla işe baş- laması gerekiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sol, geç- mişten dersler çıkararak demokrasi- yi ve özgüriükleri kararlı bir şekilde savunan, demokrasinin ve insan hak- lannın evrensel değerlerine sıkı sıkı- ya bağlı bir parti yaratabilir mi? Daha da önemlisi, artık giderek siyasetten umudunu kesmiş kitlelere yeni bir u- mut verebilir mi? • • • Türkiye, tarihinin en büyük siyasi ve ekonomik bunalımlarından birisini yaşıyor. Bu bunalımın asıl nedeni, 12 Eylül'deTürkiye'ye biçilen "komüniz- me karşı jandarma" ve "güvenlik devleti"yd\. Türkiye, 12 Eylül'de baş- layan ve giderek iç sorunlarla katıla- şan bir otoriter yönetim altına sokul- du. 12 Eylül'ün başında sol bu siste- me ve 12 Eylül yönetimine karşı, za- yıf da olsa ortak bir muhalefet geliş- tirebilmişti. Sol bugün böylesine bir birlik ve mücadele görünümden uzak. Ancak nesnel koşullar ise solun gelişip bü- yümesi için çok uygun. Bütün sorun, özgürlükler ve demokrasi, giderek yoksullaşan halkın haklannın savu- nulması konusunda solun cesaretle ortaya çıkıp çıkamayacağı. Solda ye- ni parti bu konularda net bir tutumu başından belirlemek zorunda. Yeni girişimin, solda olduğunu söyleyen siyasi partilerden bu anlamda farkını açıkça ortaya koyabilmesinde. • • • Solda yeni oluşum toplumun bek- lentisi. Şimdi bu beklenti, cesur, ka- rarlı ve net bir cevap bekliyor. Bu ara- da sosyalistlerin bu ihtiyaca yaklaşı- mı nasıl olacak? O da ayrı bir sorun olarak duruyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle