Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20TEMMUZ2001 CUMA
HABERLER
DÜN1ADA BUGUN
ALt SİRMEN
Kara Rejim - Ara Rejim
Türkiye'deki tartışmaların içeriği bile içine
düştüğümüz, önceleri yalnızca ekonomik oldu-
ğunu sandığımız, politik yönünü geç algıladığı-
mız, sosyal yönünü ise hâlâ doğru göremedi-
ğimiz krizin neden bu denli derin olduğunu an-
latan ipuçlarından biri.
Ekonomik olduğu kadar, sosyal açıdan da
geri kalmış toplumlarda, düşünsel geri kalmış-
lık da bunlara eşlik ediyor.
Bu toplumların ana niteliği, sürekli günah ke-
çisi aramaktır.
Türkiye bunu sürekli yapıyor, şablonlar ve gü-
nah keçileriyle örülü bir düşünce ortamında,
sonjnlan çözmek bir yana, bir türlü doğru so-
rulan bile ortaya atamıyor.
Günah keçileri yalnızca kişiler olmuyorlar, ku-
rumlar ve olgular da, " canavan" sloganıy-
la günah keçisine dönüştürülüyor.
"Trafik canavarı"r\ı ölümlerin, "enflasyon ca-
navan"ru ekonomik bozukluğun sorumlusu ola-
rak gösteriyor ve sorunlan bir yana bırakıp Dul-
cinante'nin üstündeki, sıska umarsız, Don Qu-
ichotte gibi, hayali devler yaratıp, eski püskü
değirmenlere, paslı kalkan ve mızrakla saldırı-
yoruz.
Sebep sonuç ilişkisini reddeden insanlann,
direksiyona geçmeleriyle bizzat trafik canava-
nnı oluşturduklannı, birtüriü anlamak istemiyor,
üretmediğini tüketmeye meraklı olan bizlerin
yannın gelirlerini yiyerek, birer enflasyon cana-
vanna dönüştüğümüzü görmüyoruz.
•••
Sorumluluğu, kendinde aramayan ya dışan-
ya ya içerde seçilmiş bazı günah keçilerine yük-
leyen toplumlar, sürekli bir kara rejim içinde ya-
şamaya mahkûmdurlar.
Son ekonomik krizin üretime dayalı olmayan,
paradan para kazanmaya çalışan, sıcak para-
nın çıkarına veya kaprisine terk edilmiş bir ya-
pıdan kaynaklandığını ve artık bunlan değiştir-
mek gerektiğini görmeyenler, krizi yöneteme-
yen politikacıları tek suçlu ilan ederek, aymaz-
lık uykularını sürdürmektedirfer.
Politıkacımızın çok üstün niteliklere sahip ol-
duğunu, talan ve avantaya yüz vermediğini, so-
runlann çözümü için kurtancı aramak yerine,
nedenleri araştınp çare ürettiklerini söyleyecek
değilim.
Ama bu politikacıları seçenler Moskoflar, ya
da oraya atayanlar gavurlar mı?
"Kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyo-
n/m"diyen eyyamcı seçimden birinci çıkmamış
mıydı?
Politikacı toplumsal istemlere yanrt verir, onun
işi budur.
Peki, avanta ve talanı kim talep etti?
Toplumca, "biz üretime dayalı, emeğin üstün
olduğu, üretimin ve yaratıcılığın prim yaptığı,
spekülatörün değil, yatınmcının teşvik edildiği
bir düzen ve onu gerçekleştirmeye talip olan-
ları istiyoruz" dedik de, politikacılar "olmaz"
deyip tersini mi dayattılar.
•••
Elli beş yılı aşkın süredir, sandık dışında, hiç-
bir kurumunu oturtamamış ve bir türlü sürekli
ara rejim niteliğinden çıkamamış bir rejim, ara
rejimden de beter bir kara rejim değil mi?
20. yüzyılın ilk yarısındaki 20 yıl içinde büyük
işler başanp, gerçek anlamda çağ atlarken çok
partili rejime geçip, elli yıl içinde bütün alanlar-
daki umutlan heba ederek, beş kümeli dünya
liginin dördüncü kümesine düşen, bir rejim de-
mokrasi midir, yoksa kara rejim mi?
50 yılı aşkın çok partili rejimle, sosyal, ekono-
mik, politik alanlarda, 30 yıllık Franco diktasın-
dan çıkan Ispanya'nın beş yıl gibi bir sürede
gerçekleştirdiklerinin yarısını bile yaşama geçi-
remeyen bir rejimin demokrasi olduğunu söy-
lemek mümkün mü?
Gülmemek elde değil, ara rejim ile karşıtlan,
masallarımızın sonundaki tekerlemenin seçe-
neklerini tartışıyorlar aslında:
"Kırk katır mı? Kırk satır mı?"
Aklımız Allah'a emanet olsun!
Sağlık durumları kritik
Ölüm orucu eylemi
274. gününe girdi
İstanbul Haber Ser-
visi - F tıpi cezaevleri-
ne ve tecride karşı sür-
dürülen ölüm orucu
eylemi 274. gününe gi-
rerken hastane ve ce-
zaevlerinde bulunan
birçok tutuklu ve hü-
kümlünün sağlık duru-
munun kntik olduğu
bildirildi.
Kamuoyundan gelen
baskılara ve Adalet Ba-
kanlığrnın tutuklular-
la diyaloğa girmesi yö-
nündeki uyanlara kar-
şın cezaevlerinde ölüm
oruçları süriiyor. De-
mokratik Mücadele
Platformu tarafmdan
yapılan açıklamada,
Sincan F Tipi Ceza-
evi'nde kalan ve duru-
munun ağırlaşması
üzerine Ankara Numu-
ne Hastanesi 'ne kaldı-
rılan Hakan Baran'm
korsakoff hastalığma
yakalandığı belirtildi.
Aynı cezaevinde bu-
lunan Esma Aslanbo-
ğan, Savaş Kör, Musta-
fa Genç, Ersin Ercağlı
adlı tutuklu ve hüküm-
lülere bılinci kapan-
dıktan sonra müdahale
edildiği öğrenildi.
Türk Tabipleri Birli-
ği 'nden (TTB) yapılan
yazılı açıklamada, 83
hükümlü, 45 tutuklu-
nun sağlık sorunlan
nedeniyle cezalannın
ertelenerek salıverildi-
ği belirtildi. Açıklama-
da, "tahliye olan tüm
tutuklu ve hükümlüle-
rin tıbbi bakunınm
maddi gidcrlerinin
devlet tarafindan kar-
şılanması" gerektiği
vurgulandı.
Türkiye lnsan Hak-
lanVakfı(TÎHV)Baş-
kanı Yavuz Önen de
yaptığı yazılı açıkla-
mada, salıverilen açlık
grevindeki tutuklu ve
hükümlülerin büyük
çoğunluğunun vakfa
başvurduğuna dikkat
çekti.
Anayasa Mahkemesi 243. maddeyi tek oyla reddetti
kenceci kd payı afchşıANKARA(Cumhurhet Büro-
su) - Anayasa Mahkemesi heye-
ti, 5'e karşı 6 oyla işkence suçu-
nu af kapsamı dışında bıraktı.
Herhangi bir üye daha iptal yö-
nünde oy kullanmış olsaydı iş-
kenceciler de aftan yararlanabı-
leceklerdi. Tehditle bilgi alma.
tehdit, görevi kötüye kullanma.
firar ve firara yardım suçları.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Mustafa Bumin ile üyeler Ertuğ-
rul Ersoy ve Ali Hüner'ın karşı
oylanyla af kapsamına alındı.
Suç maddesi açısından aftan ya-
rarlanan deprem müteahhitleri-
nın durumu, Yargıtay'ca suç ta-
rihine ilişkın verilecek kesin ka-
rann ardından netleşecek.
Anayasa Mahkemesi'nin. af
yasasının bazı madde ve hüküm-
lennin iptalıne ilışkin karan "su-
ya sabuna dokunmayan ve TB-
MM'nin yaptığı haksızlığı dar
kapsamda ona\ la> an bir karar"
şeklınde yorumlandı. Yüksek
Mahkeme'nin genişlemeden
kaynaklanabilecek olası sakın-
calan da göz önünde bulundura-
rak bunlann "sorumlusu" olma-
mak için bu yönde karar verdiği
belırtilıyor.
Mahkeme. çete. sahtecılik,
uyuşturucu ve dolandıncılık
suçlarının af kapsamının dışında
tutulması kararlarını oybırliğıy-
le aldı.
Bumin. af kapsamına alınan
TCY'nın "tehditle bilgi alma,
tehdit, görevi kötüye kullanma,
firar ve firara yardım, kusurlu
ölüme sebebiyet" suçlannı dü-
zenleyen maddelerinin tümünde
karşı oy kullandı. Mustafa Bu-
min. yasadakı "toplam hüküm-
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
mımmmımt
lülük süresinden 10 yıl indirilir"
hükmünün iptalinde de karşı oy
kullandı. tptal edilen bu hüküm-
le, müebbet ağır hapis cezasına
çarptınlanlar ile şahsi hürriyeti
bağlayıcı cezaya çarptınlanlar
açısından eşitsizlik ortadan kal-
dınlmış oldu.
Bumin'in af kapsamına alınan
maddelerde karşı oy kullanması,
affın genışlemesine karşı oldu-
ğunu da ortaya koydu.
TCY'nin "işkence" suçunu
düzenleyen 243. maddesi af kap-
samı dışında bırakıldı. Yüksek
Mahkeme üyelerinin bu madde
için oy dağılımına bakıldığında
5'e karşı 6 oyla kapsam dışında
tutuldu. İşkence için üyelerden
Samia Akbulut, Yalçuı Âcargün,
SacitAdah, Rüştü Sönmez ile Ali
Hüner karşı oy kullanırken Bu-
min, Başkanvekili Haşün Kıüç,
Ertuğnıl Ersoy, Fulya K.antarcı-
oğlu. Ahmet Akyalçın ve Tülay
Tuğcu ise ret yönünde oy verdi-
ler. Yüksek Mahkeme heyetı. T-
CY'nin "devletihaklerinde teh-
dit ve rekabeti önkme" suçlannı
düzenleyen 366. ve 367. madde-
lenne ilişkin karan da 5'e karşı
6 oyla reddetti. Beyaz Enerji id-
dıanamesinde, istifa eden Ener-
ji Bakanı Cumhur Ersümer ile
müsteşan Yurdakul Yigitgü-
den'ın 366. maddedeki suçu iş-
ledikleri vurgulanıyordu.
Mahkeme, "23 Nisan 1999'a
kadar suç işleyenkrin" aftan ya-
rarlanabileceğıne ilişkin tarih
hükmüne ilişkin ıtirazı da oybir-
liğıyle reddetti.
Bumin ve Ertuğrul Ersoy'un
karşı oylanyla af kapsamına alı-
nan 383. maddeden "deprem
müteahhitierinin" de yararlanıp
yararlanmayacağı, Yargıtay'da
verilecek karara göre kesinlik
kazanacak. Deprem konutlany-
la ılgili olarak suç tarihinin ko-
nutun yapıldığı gün mü, yoksa
yıkıldığı tarih mi olduğu konu-
sunda tartışmalar yaşanıyor. Yar-
gıtay Ceza Genel Kurulu'nda
suç tarihinin konutlann yapıldı-
ğı gün olarak bir içtihat oluşma-
sı durumunda bu müteahhitler
aftan yararlanabilecek.
Agca'
gerekçelikcmmhı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin iptal
karannın ardından "af kapsamına" girip
gırmeyeceğı konusunda tartışma başlayan
gazeteci Abdi İpekçi'nin katilı Mehmet Ali
Agca'nın durumunun ancak gerekçeli karann
yayımlanmasının ardından ilgili mahkeme ve
savcılığın vereceği kararla netleşebileceğine
dikkat çekiyorlar. Anayasa Mahkemesi'nin
önceki gün verdiği kararda, "daha önce şartla
salıverme hükümkrinden yararlandığı halde
yeniden suç işleyerek hüküm giyenler üe daha
önce çıkanlmış bir aftan yararlananlar bu
madde hükümlerinden yaraıianamazlar"
hükmünü iptal etti. Bu karann ardından
Agca'nın af yasasının kapsamına girip
girmediğiyle ilgili bir tartışma başladı. Bazı
hukukçular, bu hükmün iptaliyle "Ağca'nın
önünde engel kahnadığuu" öne sürerken bazı
hukukçular ise, Agca'nın cezaevinde
yatmaya devam etmesine neden olan
düzenlemenin iptal edilen hüküm olmadığını
belirtiyorlar. Hukukçular, Ağca'yı cezaevinde
tutan hükmün, "yasaıun 1. maddesüıin 1.
bendindeki verilen ölüm cezalan yerine
getirilemez, bu durumda olanlar hakkında
tabi olduklan kanunlardaki infaz hükümleri
aynen uygulanır" düzenlemesı olduğunu
kaydediyorlar. Kaynaklar. Ağca'yla ilgili
karann Anayasa Mahkemesi'rrin gerekçeli
karannı Resmi Gazete'de yayımlanmasının
ardından netlik kazanacağını kaydediyorlar.
Adalet Bakanı Türk:
Aftanyararlananların
sayısıçokaz olacak
SAVAŞ KÜRKLÜ
ADANA - Inşaatlan süren yeni Adliye Sarayı ve F
tipi cezaevlerini incelemek üzere Adana'ya gelen
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. Şartla
Salıverme Yasası ile ilgili olarak. "Bu yasadan
yararlanacaklann sayısının çok az olduğunu
sanıyorum" dedı. Dün Adliye
Sarayı "nı incelemek üzere
Adana'ya gelen Adalet Bakanı
Türk, gazetecilerin Anayasa
Mahkemesi'nin, Şartla
Sahverme Yasasf nın
genişletmesi konusundaki
sonjlan üzerine şunlan
söyledi: "Anayasa Mahkemesi
itirazı yapılan maddelerin
sadece S'ini kabul etmiş, 35'ini
uygun görmemiştir. Bu vasadan
yararlanacaklann sayısmın çok
az olduğunu sanıyorum." Türk,
tarihi eser kaçakçılığı suçundan kırmızı bültenle
aranan ve Fas'ta yakalanan Ayşegül Tecimer'in
iadesi için ilgili kuruluşlarla yazışmalann
başladığım ve prosedürün tamamlanmasından
sonra Tecimer'in yurda getirileceğini söyledi. Daha
sonra Adana Barosu'nu ziyaret eden Adalet Bakanı
Türk buradan yapımı süren Adana F Tipi
Cezaevi'ni incelemek üzere Kürkçüler'e gitti.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Atilla Çınar: 4 uzman ekip görev yapıyor
2001'de faili meçhul kalmadıDİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyarbakır' ın
Bağlar semtinde geçen hafta
yapılan operasyonda
yakalanan Hizbullahçıların,
7 eylemden sorumlu
olduklan belirlendi. Son 12
günde kentte yapılan
operasyonlarda toplam 11
Hizbullah militanının ele
geçirildiği bildirildi.
Diyarbakır Emniyeti
Müdürlüğü'nden dün
yapılan açıklamada, son
günlerde kentte
yoğunlaştırılan Hizbullah
operasyonlanyla ilgili bilgi
\erildi. Açıklamada, geçen
hafta Bağlar'da bir hücre
evine yapılan operasyonda
ele geçirilen 11
Hızbullahçı'dan 6'sının
Diyarbakır DGM'ce
tutuklandığı belirtildi.
Sanıklarla birlıkte 1
Kalaşnikof ve 2 şarjörü. 1
Makarof ve 3 şarjörü, bol
miktarda boş kovan, 2 sahte
kimlik, çok sayıda elektronik
cihaz parçası, elektronik
devrelere (uzaktan kumanda,
zaman ayarı) ait şemalar,
havya. zaman ayan
yapımında kullanmak üzere
bol miktarda kol saati ve bol
miktarda yayın ele
geçirildiği bildirildi.
Orgüt içinde 1990 yılından
bu yana faaliyet gösterdikleri
belirlenen sanıkların 1993
yılında 1 kadının. aynı yıl
berberlik yapan bir kişinin
Adli tatil, bugün mesai
bitiminde başlıyor
ANKARA (AA) - Adli tatil, bugün mesai saati bitiminden
itibaren başlıyor. Adli tatil boyunca. nöbetçi mahkemeler
görev yapacak. Nöbetçi mahkemeler. tutuklusu olan ve acil
nitelik taşıyan davalan görüşecek. Bu türden oknayan
da\'alara ise yeni adli yıla kadar ara verilecek. Danıştay,
Yargıtay, Askeri Yaıgıtay ve Askeri Yüksek îdare
Mahkemesi'nde de nöbetçi heyetler görev yapacaklar. Bu
mahkemelerde acil konular görüşülürken Danıştay'da görev
yapacak olan nöbetçi heyet, esastan karar veremeyecek ve
yalnızca Şürûtmenin durdurulmasna' ilişkin istemlen
karara bağlayacak. Yargıtay'dakı nöbetçi ceza dairesi ise
tutuklu sanıklara ilişkin dosyalara bakacak. Anayasa
Mahkemesi ve DGM'ler adli tatil kapsamında bulunmuyor.
Yeni adli yıl, 6 Eylül 2001 'de başlayacak.
sopayla dövülmesi. 1998'de
ajan olduğu gerekçesiyle
YaşarÖzen'in bıçaklanarak
öldürülmesi, 1999'da
Mehmet Nur Sapmazın Ulu
Cami önünde, Hasan
Bayantemur'un Mavi
Köşe'de, İbrahim Gülen'in
Ulu Cami arkası Müze
Sokak'ta ve son olarak da
2001 yılında 5 Nisan
Mahallesi'nde Mehmet
Kaya'nın öldürülmesi
eylemlerini
gerçekleştirdikleri bildirildi.
Diyarbakır Emniyet Müdürü
Atilla Çınar, yapılan
operasyonlar sonucu faili
meçhul eylemlerin birer
birer aydınlatıldığını ifade
etti. 2001 yılı içindeki tüm
cinayetlerin faillerinin
belirlendiğini, bir kısmının
faillerinin firari olduğunu
anlatan Çınar, geçmiş
dönemdeki cinayetlerin
aydınlatılması için 4 uzman
ekibin görevlendirildiğini
bildirdi.
STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ge-
liştiği söylenen "Sağda Yeni Olu-
şum"un sağ çevrelerde belli bir ilgi
gördüğü söylenebilir. Anadqlu'dan
gelen haberlerde bu oluşumun sağın
çeşitli kesimlerinden destek buldu-
ğu da öne sürülüyor. MHP'nin son
dönemde yaşadığı bunalım, ANAP'ın
artık umut veremez hale gelmesi,
DYP'nin Tansu Çiller liderlığindeki
prestijsiz hali, bu oluşum ıçın elverış-
li bir zemin yaratıyor. Daha da önem-
lisi, "Milli Görüş"ün artık ıktidar şan-
sını yitirmesi Siyasi Islamcılığı bir ka-
ramsarlığın ve parçalanmanın içine
sokması Erdoğan ve arkadaşlarının
şansını arttırıyor.
• • •
Sağda süren bu yeni arayış ve yö-
nelim, Türkiye'nin içinde bulunduğu
açmazdan güç alıyor. Siyasi partile-
rin iktidarıyla, muhalefetıyle çözüm
üretememesi ve umut yaratamama-
sı, yalnızca sağda değil solda da ye-
ni bir "Oluşum"un gerekliliğıni gün-
deme getiriyor. CHP Kurultayı'nın or-
Solda Yeni Parti
taya koyduğu tablo da bu arayışa hız
veriyor.
Solda bir "Yeni Oluşum" girişimi, ya-
şanan süreç sonunda büyük ölçüde
Erdal Inönü'nün inisiyatifine bağlan-
mış gibi görünüyor. Erdal Inönü, ken-
dine özgü üslubu ve kendine özgü tu-
tumuyla bir hazıriık yapıyor. Alınan bil-
gilere göre, eylüle doğru Erdal Inönü,
yeni bir oluşum için start verecek.
• • •
Solda yeni bir partinin yaratılması,
sağdaki kadar kolay olmayacak gibi
görünüyor. Çünkü, daha çok CHP
kökenli siyasetçilerin başını çektiği
bu oluşumun, henüz nasıl bir rota iz-
leyeceği, tabandan gelen bir inisiya-
tife dayanıp dayanmayacağı, nasıl bir
program ve nasıl bir örgütlenme yo-
lu izleyeceği netleşmiş değil.
Aydın Güven Gürkan, CHP'den
çok önce ayrılmıştı. Gürkan, aralann-
da Seyfi Oktay, Ercan Karakaş gi-
bi solda etkili birçok isimle yeni bir ör-
güt anlayışı, yeni bir politikatarzı üze-
rinde uzun süredir bir çalışma yürü-
tüyordu. Gürkan'la Inönü, SODEP-
HP birliğini sağlamış iki liderdi. Bu or-
taklıktan çıkan SHP, uzun yıllar siya-
si yaşamda önemli bir rol oynamıştı.
Tabii SHP'nin başarıları ve başan-
sızlıkları üzerinde çok tartışma yapı-
labilir. Örneğin Sıvas katliamında
başbakan vekili olan Erdal Inönü'nün
tutumu çok eleştirilmişti. Hâlâ da
eleştiriliyor.
• • •
Solda yeni bir partiye ihtiyaç oldu-
ğu fikri çok yaygın. Bu konuda girişı-
min Erdal inönü'den gelmesi artık ka-
çınılmaz bir gerçeklik haline dönüş-
tü. Şimdi böyle bir girişimin, kuruluş
aşamasında solda CHP'y'e sınırlı ol-
mayan, CHP küskünlerinin toplandı-
ğı bir örgütlenme görüntüsünden
uzak bir yapıya kavuşturulması çok
önemli.
Erdal Inönü'nün de benzer endişe-
leri taşıdığını biliyoruz. Yeni oluşumun
gerçekten yeni bir oluşum olması,
soldaki güçlere umut verecek yeni
isimler ve yeni bir anlayışla işe baş-
laması gerekiyor.
Böyle bir şey olabilir mi? Sol, geç-
mişten dersler çıkararak demokrasi-
yi ve özgüriükleri kararlı bir şekilde
savunan, demokrasinin ve insan hak-
lannın evrensel değerlerine sıkı sıkı-
ya bağlı bir parti yaratabilir mi? Daha
da önemlisi, artık giderek siyasetten
umudunu kesmiş kitlelere yeni bir u-
mut verebilir mi?
• • •
Türkiye, tarihinin en büyük siyasi ve
ekonomik bunalımlarından birisini
yaşıyor. Bu bunalımın asıl nedeni, 12
Eylül'deTürkiye'ye biçilen "komüniz-
me karşı jandarma" ve "güvenlik
devleti"yd\. Türkiye, 12 Eylül'de baş-
layan ve giderek iç sorunlarla katıla-
şan bir otoriter yönetim altına sokul-
du. 12 Eylül'ün başında sol bu siste-
me ve 12 Eylül yönetimine karşı, za-
yıf da olsa ortak bir muhalefet geliş-
tirebilmişti.
Sol bugün böylesine bir birlik ve
mücadele görünümden uzak. Ancak
nesnel koşullar ise solun gelişip bü-
yümesi için çok uygun. Bütün sorun,
özgürlükler ve demokrasi, giderek
yoksullaşan halkın haklannın savu-
nulması konusunda solun cesaretle
ortaya çıkıp çıkamayacağı. Solda ye-
ni parti bu konularda net bir tutumu
başından belirlemek zorunda. Yeni
girişimin, solda olduğunu söyleyen
siyasi partilerden bu anlamda farkını
açıkça ortaya koyabilmesinde.
• • •
Solda yeni oluşum toplumun bek-
lentisi. Şimdi bu beklenti, cesur, ka-
rarlı ve net bir cevap bekliyor. Bu ara-
da sosyalistlerin bu ihtiyaca yaklaşı-
mı nasıl olacak? O da ayrı bir sorun
olarak duruyor.