Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2001 CUM
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus(gcumhuriyet,com.tr
öfuma îçin Önce Eğitim'
Prof. Dr. Mete TAPAN
aşmmaz Kültür
Varhklannın
Konınması'yla
ilgili yaklaşık
17yıldırsorum-
lu olarak uğraş
verdim ve halen de TC Bursa Tabi-
at ve Kültür Varlıklannı Koruma
Kurulu Başkanı olarak bu uğraşıyı
sürdürüyorum. Bu konuda birçok
karann altına imza attım, birçok ki-
şiyi koruma kurullanndaki görevim
nedeniyle yönlendirdim, korumay-
la ilgili ilke kararlannın ortaya çık-
masjna yardımcı oldum.
Ben ya da korumaya gönül vermiş
bir avuç insan, korumanın bir ülke
için ne anlama geldiğini, neden ta-
şınmaz kültür varlıklarının korunma-
sı gerektiğini her fırsatta yıllardır
dile getirdi. Tüm açıklamalar, bi-
limsel yaklaşımlar, belli oranda olum-
lu sonuçlan beraberinde getirmesi-
ne karşın, olayın uluslasma süreci
içindeki önemini, başka bir deyişle
korumanın bir ulusun ulus olmasın-
da vazgeçilmez bir araç olduğunu
toplumun büyük bir kesimine yete-
rince anlatamadı.
Bireyi, yurttaşa dönüştüren koru-
ma olgusunun, ulusallasmada önem-
li bir yapıtaşı ve globalleşme süre-
cinde de bir ulusun kimlikli olma-
sına yardımcı olduğu düşüncesi ka-
bul görmedi. Bir dizi yanlış ekono-
mik ve politik karar nedeniyle ko-
ruma olgusu horlandı, hırpalandı,
hatta birçok yatırımcı tarafindan eko-
nomiyi engellediği dile getirildi. Ba-
zen şaka yoluyla, bazen de ciddi
söylemlerle, koruma kurullannı bi-
rer kalkınma düşmanı, koruma ko-
nusundaki titizliklerini yayın yoluy-
la dile getiren, örneğin Oktay Ekin-
d gibi ulusunu seven, korumaya yü-
rekten inanmış kişilere düşman gö-
züyle bakan kişilere rastlamak, ül-
kemizde oldukça yaygınlaştı. Kuş-
kusuz tüm bu kişilerin korumayı hır-
palamalannın temelinde kişisel çı-
karlan olduğu herkes tarafindan bi-
linse de, bu kişilerin bu şekilde dav-
ranmalanrun temelinde, koruma ko-
nusundaki eğitimsizliklen olduğu
kanısındayım.
Aynca, koruma politikalanmız-
daki yanlışhklar, örneğin koruma
olgusunun ekonomik yönünün dev-
letçe dikkate alınmamış olması, tes-
cilli bir kültür varlığının korunma-
sıyla ilgili parasal yükün salt o var-
lığa sahip kişinin olanaklanna bıra-
kılması gibi nedenler, korumacıhğın
yaygmlaşmamasına ve sevilmeme-
sine neden olmuştur; ya da koruma
kurullannm çalışma yöntemlerin-
deki eksiklikler ve aksamalar, koru-
ma olgusunu olumsuz etkilemekte
Buzlu, acısız tek
epilatör!
Satin-ice, epilasyon sırasında
buzun soğutma ve uyuşturma özelliğini kullanıyor.
Böylece ağda ve diğer epilatörlene oranla,
tüm vücudunuzda neredeyse hiç acı hissettirmiyor.
Satin-ice epilatörden vazgeçebilirseniz,
60 gün içinde
îade edebilirsiniz.
Üstelk şimdi Satin-fce dahil tüm Philips epihtörier,
peşin fıyatına 3 taksitle^.
PMipsbir
ve korumaya karşı tepkileri körük-
lemektedir. Ancak, bu tepkilere kar-
şı en önemli silah eğitimdir. Akla he-
men bu eğitimin topluma nasıl ve-
rileceği sorusunun cevabı gelmek-
tedir. Eğitim konusu bilindiği gibi,
uzun soluklu bir uğraştır. Bu tür bir
eğimin stratejik hedefleri ve amaç-
larıyla ilgili bazı noktalan burada
dile getrmekte yarar vardır. Önce ko-
nuyla ilgili bazı sorulann ortaya ko-
nulması gerekir.
• Koruma neden yapılır ve bir zo-
runluluk mudur?
• Hangi taşınmaz varhklar koru-
nur?
• Korunması gerekli varhklann
toplumsal (kamu) yararı nedir?
• Taşınmaz varlıklan kim ve na-
sıl korumalıdır? Ulusal ve uluslara-
rası yaklaşımlar nelerdir?
• Birey ve devlet, koruma olgu-
sunda nasıl bir işbirliği içinde ol-
malıdır?
• Koruma ölçeği nedir? (Tek ya-
pının korunması, bölgesel koruma
(sit)gibi).
• Korumayla ilgili uluslararası
sözleşmeler, ulusal yasa ve yönetme-
lıkler nelerdir?
• Korumanın ekonomik boyutu
nedir?
Yukanda sayılan sorulann cevabı,
kuşkusuz korumayla ilgili eğitimin
programını da belirleyecektir. Te-
mel eğitimden üniversite egiti-
mine kadar örgün eğitim süre-
cinde yer alması gereken koru-
mayla ilgili eğitim programlan-
nın titizlikle gerçekleştirilmesi
ulusal koruma politikasında yer
almalıdır. Örgün eğitimin koşu-
tunda, yine sürekli ve eşzaman-
lı olarak yaygın eğitimin de ulus
bireyinin koruma ile ilgili bi-
linçlenmesinde önemli rolü var-
<* r
°P' foedi Takat Card üye kunıhtşudur.
www.philips.com.tr
„ . , _ i4Temrx^- 31 Aggstt» 2001 anHen a'asımügeçefiıdır 60 gün a * jarartısı, karnpanyaya katıön yelkili Ptıips abobmdh ve
yalrızca Satin.ce ep*aîörter ^ n uygular*- ünjnu îade evpek ıstedigınade, ürüne aıt ftrtura te b«rWcîe 60 gün ((ensnde satn almayı
gçfÇödeştrd'ğıru bayıye îDaşvyrTrdnız gerefcnıe'çıeıjır.
PHILIPS
PHILIPS
dır. Ulusal ve özel yazılı ve görsel
medya kurumları yayın programla-
nnda korumayla ilgili konulara. tar-
tışmalara yer vermelidirler. Örne-
ğin; Cumhuriyet gazetesi ülkemiz-
de bu konuda öncelik yapmış ve yu-
kanda adını verdiğim Sayın Ekın-
ci'nin yazılanna sürekli olarak sü-
tunlarında, hatta sayfalarında yer
vermiştir. Yine zaman zaman TRT
2'deki korumayla ilgili televizyon
programlannın da koruma bilincinin
ülkemizde geliştirilmesi konusun-
da önemli katkısı olmuştur.
Korumayla ilgili eğitimin genel
stratejisi ve amaçlan arasında Önem-
li bulduklanmı aşağıda belirtmek
isterim:
• Koruma din, etnik köken aynrn-
cılığı yapmadan sağlanmalıdır. Ör-
neğin, bu Bizans, bu Hıristiyan, bu
Enneni yapısı gibi yaklaşımlarla ko-
rumada öncelikler yaratılmamalı-
dır.
• Koruma, Anadolu kültür moza-
iğinin varhğını kanıtlayan ve sürdü-
ren bir işlev olup çok çeşitli kültür
alışımını gelecek nesillere iletmeye
yönelik biçimde örgütlenmelidir.
Başka bir deyişle bireyler ve kültür-
ler arası fark gözetilmeden koruma
ile ilgili eğitim programlan düzen-
lenmelidir.
• Bireyin ve kamunun ortak he-
defı olarak koruma politikalan sap-
tanmalı ve eğitim de bu hedefi sağ-
layacak biçimde detaylandınlmalı-
dır. Bireyin, koruma kurullannm
tesciliyle kamu malı haline gelen ta-
şınmazının korunmasında kamunun
üstüne düşen görevleri eğitim prog-
ramlannda yer almalı ve bu görev-
lerle ilgili uluslararası modellerde-
ğerlendirilmelidir.
• Ulus bilincinin sağlanmasında
veya globalleşme sürecinde ulusu-
muzu kimlikli kılmada yarduncı olan
korumacıhğın bilimsel temelleri ta-
nıtılmalıdır. Ulusal bilinç-koruma
olgusu ilişkısinin. para birimi veya
dil gibi bir ulusu ulus yapan vazge-
çilmez öğeleriyle ilişkilerinden fark-
lı olmadığını gösterecek yaklaşım-
ların tanıtılması eğitim programla-
nnda yer almalıdır.
• Tarih ve arşiv konulanndaki yak-
laşımlar, uluslararası çalışmalar ve
bu kavramların bir toplumun kim-
lıkli olmasmdaki rolleri, eğitim prog-
ramlanna ağırlıklı olarak yansıma-
h ve örnekler venlerek tanıtılmah-
dır.
• Taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasıyla ulusal ve uluslarara-
sı yöntemler sürekli olarak tanıtılma-
h ve eğitim programı için görsel
malzemeler hazırlanmaiıdır: CD.
film. slide gibi...
Ayrıca. kötü örneklerle ilgili mal-
zemelerin de eğitim programların-
da yer alması öngörülmelidir.
Yukanda korumanın önemli boyu-
tu olan eğitimle ilgili bazı noktala-
ra değinilmıştır. Korumanın eğitim
boyutuna ağırlık vermenin nedeni.
korumayı bilinçli bir uğraş haline
getirme ve topluma mal etmektir.
Parasal kaynaklan kıt olan bir ülke-
de eğitim, diğer konulara göre çok
daha fazla önem kazanmaktadır. Eği-
timsiz hiçbir şeyin başarılamayaca-
ğı birgerçektır. Korumanın da. yay-
gın ve örgün eğitim olmaksızın bi-
linçli bir biçimde gerçekleşeceğini
ummak safdillik olur.
Milli Eğitim orta ve temel eğitim
programlannda ve üniversitelerde-
ki kültür derslerinin içinde koru-
mayla ilgili konulara acilen yer ve-
rilmesi gerekir.
Özellikle kent yöneticılerinin nıes-
lek içi eğitimlerinde koruma konu-
suyla ilgili bilgilenmeleri zorunlu
olmalıdır.
Küresel Isınmanın Sorumlusu...
Prof. Dr. Öhaııu KlZtROĞLU
Hacettepe Üniversitesi, Öğretim Üyesi
H
er yıl 5 Haziran'da önceyapılanfldiınKonferansfna
"Çevre Günü" kut-
lanır. Neden mi?
Çünkü bugün 1972
yıhnda Isveç'in baş-
kenti Stockhohn'de İnsan Çevre-
si ile ilgili Birleşmiş Milletler Top-
lantısı gerçekleştirilerek, çevre so-
runlanmn boyutlan tartışılmış ve
neler yapılması gerektiği üzerin-
de duruîmuştur. Bu toplantıdan
önce, Avrupa Konseyi 1970 yıh-
nı Avrupa Doğa Koruma Yıb ola-
rak ilan etmişti. Böylece üye ülke-
ler, kamuoylanm doğa ve çevre
koruma konulan ile ilgili bilgilen-
dirip bilinçlendirmeyi amaçlamış-
lardı. Aynı yılın 22 Nisan'ını "Dün-
ya Günü" olarak 20 miryon Ame-
rikahnın kutladığı hatırlardadır.
Yine ABD'de Çevre Politikası ile
ilgili kanun; Çevre Koruma Ens-
titüsü ve benzeri uygulamalarda
ABD, Avrupa ve öbür ülkelere ör-
nek olmuştu. O dönemde ABD,
ApoDo uydu aracımn çektiği re-
simlerle, mavi uydu dünyanm bir
ekosistem bütünü ve oranın ko-
runmasmın insanlığın görevi oldu-
ğu özdeyişini yaygmlaştırmış ve
"Tekbirdünjavar'' felsefesini iş-
lemişti. Hatta bu felsefe Stock-
holm Toplantısı'nm da temel sav-
sözü (=slogan) haline gelmişti. Ge-
lişmiş ülke yöneticileri ve özellik-
le çevre bakanlan "çevre konula-
n"nı hep ön plana ahruşlardı. Bu
bağlamda birçok ülke, "çevre ka-
nunu" çıkarmış ve ekolojik temel
araştırmalara önemli yatınmlar
yapümıştı. Ancak ne Stockhohn ve
Dünya Günü toplantılan, ne Ro-
ma Kulübü'nün yayını, ne zama-
nın ABD Başkanı Jimmy Car-
ter'ın 1980 yılında kaleme aldığı
"Global 2000 Raporu" ve ne de
tüm dünyada çevre sorunlan ile
ilgili yaygın tartışmalar, ABD gi-
bi gelişmiş ülkelerin ekonomik il-
gilerini çevre lehine daraltmalan-
na neden olabilmişti.
Bu denli yaygm ve önem veri-
len çevre konulan o günden bugü-
ne, sanki sihirli bir el değmiş gi-
bi, ABD yönetiminde ve kamu-
oyunda uykuya dalmış gibi görü-
nüyor. Japony-a'da K\wto'da dört yıl
neden imza atılmadığını ABD ka-
muoyunun sorgulamamasını ya-
dırgamamak mümkün mü? Bura-
da çifte standart yok mu? Oysa
Stockholm'de "her ülkenin çevre
polhikası"nın gelişmekte olan ül-
kelerin gelişim potansiyelini olum-
suz yönde etkilememesi ve gelişi-
min herkesin daha iyi yaşama ko-
şullanna ulaşmasına olanak verme-
si gibi temel yaklaşımlar kabul
edilmiş ve ABD de bunu imzala-
mıştı. O zaman çevre koruması ile
ilgili sorunlann çözümünde öncü
rolü oynayan ABD, aradan geçen
bunca zaman içerisinde, çevre so-
runlannın daha da artıp insan so-
yunu ve dünyayı tehdit eder boyut-
lara ulaşmasına karşın, İkfl'm An-
laşması'na neden taraf olmak is-
temiyor? Kaldı ki "iklinı değişme-
leri", "çöileşme", "sucul yaşam
alanlannın geniş ölçekli kirienme-
si", "hava ve toprak kirlenmesi"
bunlann sonucu olarak "canh tür-
lerinin soyiannın tükenmesi" gibi
önemli çevre sorunlannın boyut-
lan daha da artarak sürmektedir.
tklim değişmelerinin, havanın
ısmmasınm ve ozon tabakasının
delinmesinin en temel sorumlusu
olarak ABD'nin görülmesi için
birçok neden varken tüm bu olum-
suzluklann sürdürülmesi, ABD'ye
ne kazandıracak? Dünyayı yönet-
meye soyunan ve endüstrinin mo-
toru olmayı kimselere vermek is-
temeyen ABD, sanki başka bir ğe-
zegende yaşıyor. Oysa mavi geze-
gen kahverengiye döndükçe bu ge-
zegende yaşadığının farkına vara-
cak olan ABD için çok geç olacak
ve şu anda içinde yaşanan kahve-
rengi gezegenden öbür ülkeler gi-
bi ABD de göçüp gidecektir.
Yerkürenin ısınması ve bundan
tüm canlılann olumsuz yönde et-
kileneceği, bilinen bir gerçektir.
Güneş ışınının yerküreye inmesi,
iklimsel olaylan harekete geçirir.
Onun sayesinde karmaşık birta-
kım ekolojik olaylar gerçekleşir
ve böylece iklim olgusu önem ka-
zanır. Buna hava, kara, yeryüzü, su-
küre, kar ve buz tabakası ve yaşa-
mın olası olduğu bölüm katılır. Iş-
te bu çevrime insanoğlunun mü-
dahalesi ve özellikle de hava taba-
kasına olan müdahale çok etkili-
dir. Insanoğlu havanın kimyasal
yapısını değiştirerek sera etkisi ile
doğal akışı sekteye uğratır. Aynen
bir seranın ısınmasında olduğu gi-
bi, sera etkisine neden olan. başta
CO2 üretiminin artması insanlı-
ğın sonunu hazırlayan en önemli
etmendir. Yine CO2 üretımi. ge-
lişmişlik ölçütü olarak da kullanı-
labiliyor. Yani yoğun CO2 üretımi,
sanayileşmenin de bir göstergesi
olarak değerlendiriliyor. Bu son
derece tehlikeli gazın üretiminin
azaltılması demek, mevcut sana-
yi yahnmlannın üretimıni azaltma-
sı anlamma geliyor. Ancak bir yan-
dan da dünyada canlılann yaşa-
masmı da olası kılmayacak bir or-
tamın doğmasına yol açıyor. Ço-
ğu ülkeler canlı yaşamının daha
önemli olduğu düşüncesiyle Kyo-
to'da iklim anlaşmasına taraf ol-
maktan çekinmeyip CO2 üretimi-
ni de azaltmayı taahhüt altına al-
mışlardır. Oysa başta ABD olmak
üzere bazı ülkeler hâlâ bu anlaş-
maya taraf olmama direncini gös-
teriyorlar. Japonya da bunlardan bi-
risi. ABD'nin taraf olmasını bek-
leme gibi bir düşünce tarzını ser-
gilemelerini anlamak mümkün de-
ğil. Onlar da dünyaya karşı ABD
kadar sorumludurlar. ABD"de 1998
yılı verilerine göre kişi başına üre-
tilen CO2 miktan 20.1, Japonya'da
ise 8.9 tondur. Yani dünya CO2
üretimindeki katkıları yüzde 30
olan bu iki ülke. eğer tutumlarını
sürdürülerse bugünlerde Bonn'da
Kyoto Anlaşması'nın koşullannı
tarnşan 180 ülke temsilcısı boşu bo-
şuna havanda su dövecek ve özel-
likle ABD'yi ikna turları bir baş-
ka bahara kalacaktır. Bu bahann ne
zaman geleceği ya da gelip gele-
meyeceği sorulan. Italya'nın Ce-
nova kentinde 20-22 Temmuz 2001
tarihlerinde gerçekleşecek G-8 do-
ruğunda da tartışılacakmış. O tar-
tışmalann da bir sonuç vermeye-
ceğini ve ABD'nin ekonomisini
geliştirme uğruna. gözü kapalı
dünyayı en çok kirleten ülke olma-
yı sürdüreceğini. daha şimdıden
size söyleyebilınz. Tüm temenni-
miz, ABD'nin bizi yanıltması.
Bekleyip görelim.
ESKİŞEHÎR3.İCRADAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN
TEBLİGAT
DosyaNo: 2001,2362
Alacaklı: Hasan Ayar Vekili: Av. RızaÖztekin Borçlu: Bünyamin Ancan Borç Miktan: 5.807.215.544.-TL
Alacaklı tarafindan borçlular aleyhine yukanda dosya nunıarası yazılı dosyadan yapılan kambiyo senetlen üzerine ha-
ciz yolu ile yapılan icra takibınde borçlulara çıkanlan ödeme emirleri bila tebliği ıade ediliş, zabıtaca yapılan tahkikatta da
adresleri meçhul kalmış olmakla işbu tebligatın 7201 sayıh tebligat kanununun 20, 30 ve 31 inci nıaddeleri gereğince ila-
nen tebliğine karar verilmiştir. Yukanda yazılı borç ve masrafları ödeme emnnin ilanen tebliğinden itibaren kanunı süre-
ye 15 gün ilavesiyle 25 gün içinde ödemeniz, takibin dayanağı senet kambiyo niteliğinde değilse 20 gün içinde mercıye şi-
kayet etmeniz, takip dayanağı senettekı ımzanm sıze ait olmadığı yolunda itirazınız varsa yine 20 gün içinde aynca icra
tetkik mercii mahkemesine bildırilmesi aksi takdirde senettekı imzanın kendinize ait olduğu ve imzamza haksız yere itı-
raz ettiğinız takdirde bu senete dayanan takip konusu alacağın yüzde 10'u oranında para cezasına mahkûm edileceğiııiz,
merciden ıtirazın kabulüne dair bir karar getirnıediğınız takdirde cebri ıcraya devam olunacağı. ıtiraz edilmediğı ve borç
da ödenmediği takdirde llK'nun 74. maddesi gereğince 25 gün içerisinde mal beyanında bulunmanız. bulunnıadığmız ve-
ya hakikate aylon beyanda bulunmanız halinde hapisle cezalandınlacağınız hususlan ödeme emri yerine katm olmak üze-
re ihtar, ilan ve tebliğ olunur. Basın: 38370
PENCERE
Ceneyiz'de Dinozorlar
ŞenliğL.
Osmanlı, Cenova'ya 'Ceneviz' derdi; Cenevizl
Galata'da üslenir, ticaret yapardı.
Artık ne Cenevizli kaldı..
Ne de Osmanlı...
Dünya değişti, şimdi gündemde küreselleşme var.
Ne biçim bir şey bu küreselleşme?..
Kimine göre çok iyi..
Kimine göre kötü..
Ama bir olgu.
Küreselleşmenin patronlan şu günlerde Ceneviz'de
toplanıyorlar, küreselleşme karşrtlan da protesto gös-
terilerine hazırlanıyorlar...
Ceneviz'de şenlik var.
•
Dünyanın patronu Bush, olayın anlam ve öne-
mini 'bizzat' özetledi.
Dedi ki:
"- İnsan soyunun yansı günde 2 dolardan da-
ha azbirparayla geçinirken bazılannın rahat ve bol-
luk içinde yaşadığı bir dünya ne daha adaletli ne
de daha istikrarlı olabilir."
Sorun bu!..
Küreselleşme karşıtı eylemcilerde dünyanın her
yerinden kalkıp Cenova'ya bu gerçeği anlatmak için
geliyorfar; kapitalizmin teknolojik devrimle hızlan-
dınlması demek olan küreselleşmeden bu yana, yer-
yüzündeki adaletsizlik daha da koyulaştı.
Kapitalizm insani bir öz taşımıyor, sömürücü bir
içerik dokusunda.
Bilimsel yöntemiyle kim söylemişti bunu?..
Marx!..
•
Peki Marx kim?..
Ne senden, ne benden biri!.. Ne Afrika'dan, ne
Asya'dan, ne de dünyanın öteki yoksul ülkelerin-
den çıkmıştır Marx, Almanya'da boy attı.
Batı'yı Batı yapan da budur; yoksulun nasıl sö-
mürüldüğünü söylemek için ille de sömürülmek
gerekmiyor; bugün Cenova'da eyteme hazırlanan
protestocular yeryüzündeki tüm yoksul insanlar
adına ortaya atılıyorlar...
Dinozor mudur bunlar?..
Hayır..
Çağdaş insan kimliğini kazanmak istiyorsan,
yoksulun yanında olacaksın!..
Çünkü insanlann özgüriüğü ancak insanların
eşitliği kavramında özünü bulabilir. Bugün Türki-
ye'de insanlann eşitliğini ve özgürlüğünü savunan-
lara ne üeniyor:
Dinozor!..
•
Küreselleşme bir olgudur.
İçinde yaşıyoruz.
Yoksa Türkiye dolarizasyon kumpasında kıvnm
kıvrım kıvranır mıydı?.. Finans krizinde dolar vur-
kaçlanyla allak bullak edilen piyasalarda vurgun üs-
tüne vurgunlar pazarlanabilir miydi?.. Milyonlarca
kişi aç ve açıkta kalır mıydı?.. Toplum saralı bir
hasta gibi nöbet geçirir miydi?.. Geleceğimize ba-
karken bu kadar karamsariığa düşer miydik?..
Küreselleşme bir olgudur; sömürgecilik de bir ol-
guydu, emperyalizm de...
Eyyurttaş!..
Açgözünü!..
Küreselleşme, küreselleşme, küreselleşme diye
seni kim vurduya getiriyorlar.
TEŞEKKÜR
Biricik can yoldaşım. iyi kalpli sevgili eşim
HÜLYA SAYIN GÜCL'YE.NER in
ameliyatını bizzat yapan
Prof. Dr.
CENGİZ KUDAY
ve ekibine, hastanede yattığı sırada ilgilerini
esirgemeyen Hacettepe Üniversitesi Rektörii
Prof Dr TUNCALP ÖZGEN
ile
Prof Dr NECMETTİN PAMİR,
Prof. Dr. İNAN TURANTAN
Uzm Dr BÜLENT ÜNALAN'a
Metropolitan Florance Nightıngale Hastanesi Yoğun
Bakım Ünitesi doktor ve hemşirelenne, bizzat
cenazesine katılan, acımızı telefon ve mesajlarla
paylaşan akraba ve dostlara içten teşekkür ederim.
Eşi ALİ UĞUR GÜCÜYENER
ANKARA 19. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2001/273 , Karar No: 2001 568
Davaeı Ince Cumali Tosun tarafindan nüfus müdürlügû
aleyhıne açılan isim tashihi davası nedeniyle, davanın kabulü
ile Yozgat ilı, Bogazlıyan rlçesı. Yenikışla Mah./Köyü, Cilt
61, Hane I4'te nüfusa kayıtlı Yüksel ve Fevziye'den olma
11.11.1979 dlu Ince Cumali Tosun'un adının "Cumali" ola-
rak düzeltilmesine dair karar ilan olunur. Basın: 42534
NOVITAS Turizm
KARADENIZ
11 - 19 Ağustos
Safranbolıı, Kastamomı. Siııop. Saınsuıı. Ordu, Giresun,
Trabzon (Ayasofya, Siimela, Zigcına. Haınsiköv, Torııl,
Uzungölj. Rize (İkizdere, Fırtına Vadisi. Avder). Artvin,
Hopa, Sarp, llattıujaş
Tel : (0212)251 2808-09
c-ıuail : novitas«,rıüvitas.com.tr «cb : \v\v\v.novitas.com.tr
Bayandan2001 Model
PALİO 1.6 HL
300 km. 8.50O.OOO.OOO TL.
0532 509 04 02.0 212 20 70 81
ZAYİ
Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakülte-
si'nden almış olduğum 25.07 2000 tarüıli 2.B2.15.37
No'lu lisans diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür.
BETÜL ZAHİDE JC4ÇÂR Basın; 42169