Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ
CHP KURULTAYI
Baykal'm
PMiçin
önerdiğiliste
Ali Manra, Türkan
Miçooğullan, Ali
Oksal, Güldal
Okuducu, MuzafTer
Öndel, Mehmet Ali
Özpolat. Sünter
Özyürek, Zuhal Sanlı,
Önder Sav, Cevdet
Selvi, Mehmet Sevigen,
Tacidar Se\ han, Orhan
Siir. Bülent Tanla,
Mehmet Tomanbay,
Tufan Türenç, Enis
Tütüncü. Şener Uçar,
Hidayet Uras, Sadullah
L sunıi, Necmi Yağızer,
Sinan Yerlikaya,
Erdoğan Yetenç,
Mahmut Yıldız, Hakkı
Akalın, Zekeriya
Akıncı. Semra
Aksakal, Halil Ak> üz,
Gülseren Alçı, Oya
Araslı, İsmet Atalay,
Yılmaz Ateş, Deniz
Pınar Afılgan, Turhan
Ayber, Hasan Aydın,
Bülent Baratah, İnal
Batu. Nezir
Büyükcengiz. Esat
Coşan, Osman
Coşkunoğlu, Fuat Ça>,
İzzet Çetin, Mesut
Değer, Ali Dinçer,
Şükrii Elekdağ, Nazlı
Eray, Gaye Erbatur,
Eşref Erdem, Ali Rıza
Gülçiçek, înci Pelit
Gürses, Algan
Hacaloğlu, Abdullah
Emre İleri, Demet Işık,
Birgen Keleş, Yakup
Kepenek, Ahmet
Güryüz Ketenci. Haluk
Koç, Sevgi Kökbudak,
Ali Kemal
Kumkumoğlu, Ziilfii
Livaneli.
Bilim Yönetim
ve Kültür
Platformu
adayları
Şahin Mengü, Arif
MerdoL Prof. Dr. Oğuz
(Han, Kemal Özden,
Mustafa Özyurt,
Feridun Pehlivan, Prof.
Dr. Duygu Bazoğlu,
Nazmi Şarvan, Prof.
Dr. Faruk Şen,
Gültekin Türknğlu,
Doç. Dr. Serap Yazıcı,
Zeynep Arat, Aydemir
Ceylan, Dr. Gökhan
Çırnaz, Sami Doğan,
Mahir Gürbüz, Kemal
Kılıçdaroğlu, Erman
Kunter.
Günayhn
PMiçin
önerdiğiliste
Ahmet Melik, Nevin
Merit, Kemal Nebioğlu,
Bozkurt Nuhoğlu,
Abdurrahman
Oğultürk, A> kut Oray,
Rasim Özcan, Haluk
Ozdalga, Halil Özden,
Nezaket ÖzeL, Necla
Pur, Meral Sağır, Serap
Salmanpakoğlu,
Nurettin Sözen,
İbrahim Şahin, Berhan
Şimşek, Sefa Taşkın,
Hatice Tatk, Metin
Tezerer, Altan Tuna,
Erol Tuncer, Bilge
Umar, Servet ÜnsaL,
Mehmet Mcdan, Sema
Turan Yapıcı, Tolga
Yarnıan. İbrahim Yiğit,
Bayram Yıldmm,
Burhanettin Yurdagül,
Esen Y ücel, Sadiye
Akgül, Ahmet Akın,
Veli Aksov Sema
Aksoy, Erhan Alptekin.
Rıfat Alnndağ, Nilüfer
Anak, Ayhan Atalay,
Selçuk Ayhan, Beşer
Baydar, Aysel Bavknl,
Günhan Beşok,
Muharrem Bozdoğan,
Fatma Çakır, Cıunali
Çakmakh, Asıunan
Çiğiltepe, Hilrtıi Develi,
Ekin Dikmen, Mevlüt
Duru. Orhan Ekici,
Hızır Ekşi, Sıddık Eren,
Mustafa Gazalcı,
İsmail Han, Şahap
Ince, Demet Işık,
Erdal Kalkan,
Mustafa Kaynarca,
Adnan Keskin,
Fatma Kotan.
BaykaPa rakibinden suçlama: Herkesi partiden göndermeye uğraşıyorlar
Giinay: Biz gümeyeceğiz
BAR1Ş DOSTER
A1NKARA - CHP nın dün
sona eren 29. olağan
kurulta>ında Genel Başkan
Deniz Baykal'ın karşısında
\arışan Ertuğrul Giinay,
"Kalmamız için değil,
gitmemiz için mücadele
ediyorlar. Ama onlara
rağmen partimizde
kalacağre" dedi. Giinay,
Baykal'm partiyi sağa
açmaya çaîışmasını
"hüzünle ve öfkeyle"
karşıladığını vurguladı.
Genel başkanlık seçıminin
ardından sorularımızı
yanıtlayan Giinay, "Deniz
Bey'in kaçıncı kez genel
başkan seçildiğini
bilmiyorum. Ama
anlaşılan, CHP
delegelerinin bir kısmı
arabayı ve yolu pek
önemsemiyorlar" diye
konuştu.
Baykal'm,
partililerin. solcuların
yardımından çok sağdan
devşirdiği kişilerin
yardımına başvurduğuna
dikkat çeken
Giinay, "Yeni bir tasfiye
niyeri söz konusu olabilir
belki. Ama bu konuda
başanh olabileceklerini
düşünmüyorum. Eğer talep
gelirse partim için her türiü
katkn a açığım. Ama
Deniz Bey ne \ azık ki,
bizden çok, sağdan
de\ şirdiklerine danışıyor"
dedi. Sonuçlar
açıklandıktan sonra kısa bir
konuşma yapmak istediğini
Sağa çağnya büyük tepki
CHP'nin 29. olağan kurultayında tahminlerin aksine 388 oy alan Ertuğrul Günay
sonuçlan değertendirirken "CHP yönetimi btrirn partiden gitmemiz için mücadele
ediyor. Ama onlara rağmen partimizde kalacağız" dedi. Günay, Baykalın partiyi sağa
açmaya çauşmastnı "hüzünle ve öfkeyle" karşıladığını vurguladı. Günay seçim
sonuçlannı yandaşlanyia birlikte kutiadı.
ama kongredeki her olayda
görüldüğü gibi bu konuda
da CHP geleneklerine ve
nezaketine uyulmadığını
ifade eden Günay, CHP
Genel Merkez yönetiminin.
eksik oylanmış bir tüzük
değışikliği ve aceleye
getirilmiş bir seçim
yaptığının altını çizdi.
Genel Başkan Baykal'm,
kucaklayıcı, kavrayıcı
değil. itici bir tavır
sergilediğini, "küçük
olsun, benim olsun"
anlayışına sahip olduğunu
anımsatan
Günay. "Benim parrimden
aynlmamam, pek çok
kişinin CHP'de kalacağı
anlamına gelmiyor" dedi.
CHPİKURULTAY NOTLARI
Deniz Baykal:
CHP'deyeni bir
dönem başladı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Başka-
nı Deniz Baykal. CHPde ye-
ni bir dönemın başladığını,
CHP'nin yepyeni bir parti
olacağını söyledi. CHP'de
kav gayı sevgiye tercih ettik-
lerini kaydeden Baykal. "Bu
kurultayla, CHP'nin ne ka-
darözgür düşüncelL tuzakla-
ra teslim olmamış. atılımcı ve
yenilikçi bir parti olduğunu
ispatladık" dedi.
Baykal konuşmasında,
CHP'nin bundan böyle kav-
galardan arınmış bir parti
olacağı vurgusunu öne çıkar-
dı. Oy kullandıkta'n sonra ay-
nldığı salona. seçim sonuçla-
nnı öğrendikten sonra dönen
CHP lideri. "Başbakan Bay-
kal", "Baykal nerede biz ora-
dayız" sloganlanyla karşılan-
dı. Deniz Baykal. sözlerine
"CHPnin 29. olağan kurul-
tayında bana verdiğiniz des-
tek, gösterdiğiniz güven için
şükranlanmı sunarun" diye-
rek başladı.
Baykal, "CHP'nin genel
başkanı olmaktan gurur du-
yuyonım" dedi. Baykal. bu
seçim zaferinin kimseye kar-
şı kazanılmadığını. bu sonu-
cun partililerin güvenınin ge-
nel başkanın arkasında ko-
runduğunun bir işareti oldu-
ğunu söyleyerek çok köklü
bir kabuk değişikliğini
başlattıklannı kaydetti.
TÜREY KÖSE
Parti
6
eriyor% BaykaFa muhalefet bitmiyor
C
HP'nin 29. olağan kurul-
tayı büyük kopmalara kar-
şın parti içi muhalefetin
"tükenmediğuü" ortaya
koydu. CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal a karşı muhalefet yürütenler
oylarını Ertuğrul Günay'da toplar-
ken aralarında Hasan Fehmi Gü-
neş'in de bulundıığu bazı partililer
boş oy kullanmayı yeğledi. Kurultay
sonuçları, eylülde netleşecek olu-
şumla hirlikte partiden yeni kopma-
lar gerçekleşebileceğini de gösterdi.
Gaziantep Belediye Başkanı Celal
Doğan'ın kurultay salonuna bile gel-
nıemesi dikkati çekti. Üyeliğini "as-
kıya" aldığını bildiren Doğan, kurul-
tayı "ölü e\i gibi" diye nitelendirdi.
Eski Genel Başkan Altan Öymen de,
"Kopmalar olur mu, istifa eder misi-
niz" sorusuna, "CHP'den aynlma
güçlüğü en fazla benim için söz konu-
su. Herkesin tabii bir sabır ölçüsü var,
bazı arkadaşlann sabır ölçüsü taşü.
Ben sabırlı bir insanını. Şimdi parti-
deyim" yanıtını verdi.
Kurultayın ilk gününde 809 dele-
genin imzasıyla aday gösterilen CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, ikinci
günde 732 delegenin oyuyla ilk tur-
da yeniden seçildi. Baykal'ı genel
başkanlığa aday gösteren 77 delege-
nin kendisine oy vermemesi dikkati
çekerken Ertuğrul Günay en fazla
250-300 oy alabileceğini söyleyenle-
ri şaşırtarak 380 oy aldı. Günay oy-
lamaya katılanlann oylarının yüzde
33'ünü aldı. Sonuçlar, partiden bü-
yük kopmalara karşın Baykal'a kar-
şı parti içi muhalefetin tükenmediği-
ni ortaya koydu. Bundan önceki ku-
rultayda 543 oy alarak 3. turda seçi-
len Baykal'm karşına çıkan Altan
Öymen de 355 oy almıştı.
Baykal karşıtlan, oylarını büyük
ölçüde Günay'da topladı. Kurultay
sürecinde Baykal'ın listesinde yer
alacağı haberleri yayılan Hasan Feh-
mi Güneş ise genel başkanlık için boş
• CHP'nin 29. olağan kurultayı parti içi muhalefetin bitmediğini
ortaya koydu. Bazı partililer boş oy kullandı. Baykal karşıtlannın
oylannı ise büyûk ölçüde Ertuğrul Günay topladı. Eski Genel
Başkan Altan Öymen ise "Partiden kopmalar olur mu" sorusuna,
"Genel Başkan oturup düşünmeli" şeklinde cevap verdi.
malar olur. Yeni oluşumdan falan da
bir şey çıkmaz" yanıtını verdi.
•Kurultay sonuçları, CHP'den yeni
kopmalar olabileceğini de ortaya
koydu. Kurultayda Baykal'a karşı
son kez şanslannı deneyen bazı par-
ti içi muhalefet temsilcilerinin önü-
müzdeki süreçte kopabileceği vurgu-
landı. Eylül ayında netleşecek yeni
oluşumla birlikte, kopmalann yoğun-
laşabileceğine dikkat çekildi.
Gaziantep Belediye Başkanı Celal
Doğan'ın kurultaya katılmaması.
oy kullanmayı yeğledi. Baykal'ın ku-
rultaydan bir gün önce arayıp divan
başkanlığı önerdiği Güneş, "Bu sü-
reçte sade partili olarak kalmak isti-
yorum" diyerek bu öneriyi reddetti.
Güneş, dün kurultay salonunda so-
nuçları izlerken u
Bu noktaya gelin-
mesinde Günay'ın da sonımluluğu
var. Bu nedenle boş oy kullandım.
Partide yönetim sorunu devam edi-
yor" dedi.
Güneş, "Partiden yeni kopmalar
olurmu" sorusuna, "Ufaktefekkop-
"Yeni oluşumla birlikte partiden ko-
pacak. Kemal Derv iş ile yeni oluşum
arasında bir bütünleşme sağlamaya
çalışıyor" yorumlanna yol açtı.
Doğan, "Bir arsa olayı nedeniyle
hakkunda dava açıunca parti ü> cliği-
mi askıya aldım" dedi.
Doğan, "Partiden istifa edecekmi-
siniz" sorusuna, "Şu anda üye deği-
linıki istifa edeyim'"karşı]ığını \enr-
ken kurultayın "ölü e\i" görüntüsü
verdiğini söyledi.
Eskj Genel Başkan Altan Öymen.
kurultayın mesajlannın Baykal tara-
fından iyi değerlendirilmesi gerekti-
ğini söyledi. Öymen, "Ne olursa ol-
sun gidenler ve kalanlar arasındaki
köprünün, Uişkinin. dirsek temasuun
devam etmesi gerekir. Küçülerek ik-
tidara heveslenilmez, büyüyerek ikti-
dara heveslenilir" dedi. Solda bütün-
leşme, güç birliği sürecine girilmesi-
nin zorunlu olduğunu vurgulayan
Öymen. "Partiden yeni kopmalar
olur mu, siz istifa eder misiniz" soru-
su üzerine şu görüşlen dile getirdi:
"Bu yönetim anlayışının değişmesi
lazım. Sayın Genel Başkan oturup
ckldi bir şekilde düşünmeU. kurultay-
da yapılan konuşmalan değerlendir-
meli. Bu konuşmalan dinleme zah-
metine katlanmadı ama bari metin-
lerini ele geçirip yeniden bir değer-
lendirme yapmalıdır. Ben en eski
CHP'lUerden biriyim. CHP'den ay-
nlma güçlüğü en fazla benim için söz
konusu. Ama elbette herkesin bir sa-
bır ölçüsü var. Bazı arkadaşlann sa-
bır ölçüsü taşü. Ben sabırlı bir insa-
nım. Şimdi partideyim. Yeni parti yö-
netimi ne yapacak, kurultaydan son-
ra onlan izlemek. değerlendirmek la-
zım. CHP. çok önemli bir parti. Onun
da kurtulması için çahşmak lazım.
Türkiye'yi kurtarmak için soldaki
bütün partilerin. oluşumlann bir ara-
ya gelmesi lazım. Bu, zeytin ağacı mı
olur, başka bir model mi olur. bir yol
bulunup bir araya gelinmelL"
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Ortadoğu ve Balkanlar'ın en güçlü
devleti olan Türk devleti birçok yere
anında yetişirken, tarihte bazı yerlere
yetişmekte de geç kalmıştı. Örneğin 2
Temmuz 1993te sabahtan itibaren Sı-
vas'ta bir katlıam bağıra bağıra geliyo-
rum dedi. Orada saldırganların tehdidi
altındaki aydınlar telefonlarta devlet yet-
kililerine ulaştılar, yardım ıstediler.
Yardım istekleri gün boyu sürdü.
Devlet, nedense, bir türlü Sıvas'ta bir
katliama hazırlanan kışkırtılmış kitleyi
durdurmak için harekete geçemedi.
Akşama doğru Madımak Oteli yan-
maya başladı. Devlet güçleri olay ye-
rine bir türlü yetişemedi. Aydınlar, ote-
lin içinde yandılar, zehirlendiler, dev-
let yine yetişemedi.
Sıvasta 37 kişi ölene, diğerleri ken-
di çabalarıyla canlarını kurtarana ka-
dar, devlet Sıvas'ın göbeğinde 12 sa-
at olay yerine yetişemedi(î). Böyle bir
olayı bir kez de Körfez depremi sıra-
sında 1999 yılında yaşadık. Türk dev-
leti, depremde binalann altında ya-
şam savaşı veren yurttaşlarına da bir
türlü yetişememişti. Birçok insan, za-
manında kurtarma çalışması yapıla-
Sıvas Katliammdaki Devlet
madığı için yaşamını yitirdi.
• • •
Sıvas katliamı ve Gölcük depremine
yetişemeyen devlet, hakkını arayan,
yürüyüş yapan. direnişe geçen yurtta-
şına ise anında yetişen büyük bir dina-
mizm göstermeye devam ediyor. Ör-
neğin 19 Aralık operasyonu sırasında
devlet, büyük bir militanltk ve dina-
mizm içinde hapse tıkıp dört duvar
arasına koyduğu tutuklu ve mahkûm-
lan yeniden ele geçirdi ve F tipi ceza-
evlerine nakletmeyi başardı. Başba-
kan, bu büyük başarıyı "Teröristleri fe-
rörden kurtardık" sözleriyle dünya si-
yasi literatürüne geçecek önemli bir
açıklamayla dıle getirdi.
Devletin dinamık olduğu alanlarla ya-
vaş hareket ettiği alanlar arasındaki bu
farklılık, aslında devlet yönetme mantı-
ğını da gözler önüne seriyor. Bazı dev-
letler, halka hizmeti, özgürlük alanını ge-
nişletmeyi bir hedef olarak önüne ko-
yarken, bazı devletler, kendini muhalif-
lerine karşı korumayı esas hedef olarak
seçtiler. Bizım devletımizın tepesine
egemen olanlar, "Biz bize benzeriz, biz
o devletlergibi güvenliği gevşetemeyiz,
paraları bu alana harcamak zorunda-
yız" diyerek, devletımizın nıteliğini orta-
ya koyuyorlar. Işte dinamizm bu anlayış-
tan kaynaklanıyor
• • •
Sıvas katliamının üzerınden 8 yıl geç-
ti. Bu katlıamın perde önündeki piyon-
lan ortaya çıkarılıp yargılandılar ve ağır
cezalara çarptırıldılar. Ama 37 insanın
kırımına seyırci kalan devlet yetkilileri ve
bu gelişmeyi ideolojik olarak besleyip
büyüten bağnaz Islamcılıktan hesap so-
rulmadı. Beiki şu söylenebilır, o dönem
iktidar ortağı olan DYP ve SHP şu an-
da siyasetarenasındaetkili değiller. Da-
ha sonra CHP'yte birleşen SHP bir par-
ti olarak bile kalmadı. CHP ise Deniz
Baykal'ın lıderliğinde parlamento dışın-
da kaldı. DYP'nin durumu ise malum.
Siyasi islamcı hareketin de pek par-
lak durumda olduğu söylenemez. On-
lar Sıvas katliamı sanıklannı kendı siya-
sı yelpazelerine yakın gördüklerı için bu
büyük facıayı kınamak bile istemediler.
Hatta o dönemin RP yöneticileri bu kat-
lıam sanıklarını savunmaya çabaladılar.
Bir kısmı onların avukatlıklarını aldı. A-
ma şimdi siyasi islamcı hareket, bir bö-
lünmenin eşiğinde ve eski gücünü bü-
yük ölçüde yitirmiş durumda.
•••
Sıvas katliamı, farklılığa tahammül-
süzlüğün. İslamcı hareketin bağnaz ide-
olojik köklerini kanıtlamak bakımından
önemli bir acıydı. Geçen bunca zaman
içinde Türkiye, hâlâ farklılığa tahammül-
süzlük konusunda ne yazık ki fazla bir
ilerleme kaydedemedi. Aynşma, iç ge-
rilim ve çatışmaya dayalı toplumsal kül-
türümüz, birçok dramatik olayın yaşan-
masına neden oldu.
Türkiye, ciddi bir yapısal kriz yaşıyor.
Bu krizin arkasında, Sıvas'tan Kahra-
manmaraş'a, Çorum'dan üce'ye uza-
nan birçok olayın da olduğunu unutma-
malıyız.
Sıvas, aynı zamanda Osmanlı'dan
günümüze uzanan bir gerçeği de göz-
ler önüne senyor: Halkın yardımına ye-
tişmekte geç kalan devleti...
2000X1YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sosyal Patlama Olur mu?..
Türkiye'de çok önemii gelişmeler olduğu bi-
liniyor. Özellikle 1980 sonrasında hızlanan dışa
bağımlı pazar ekonomisinin sosyal etkileri ya-
şanıyor. Bu etkiler, özetle, serbest piyasanın bü-
tün isteklerinin öncelik kazanması, para ve mal
dolaşımına dayalı ekonominın dış piyasalarla
bütünleşmesi, bunun sonucunda oluşan sos-
yal değişimin göz ardı edilmesidir. Gelir dağılı-
mının büyük bir dengesizliğe sürüklenmesi,
sosyal sınıflar arasındaki farkların açılması, fa-
kirin dahafakirolması, zenginin dahazengin ol-
ması bu sonuçlardan en önemlileridir.
Şimdi bu durumda 'sosyalpatlama' olur mu?
Ezilen kitleler 'artıkyeter' derler de, beklenme-
dik hareketler olur mu? Aslında 'sosyal patla-
ma'nın birçok koşulu gerçekleştiği halde bizim
toplumumuzda neden bir 'toplu tepki göster-
me' gerçekleşemiyor. Neden 'suskun bir top-
lum'uzl Neden 'tepkısiz insanlar'a? Bu soru-
lar zaman zaman çok sorulur, yanıtları da bulu-
namaz.
"Sosyolog James Davies, tarihte, insanla-
rın çok güç şartlarda yaşadığı ama protesto
eylemleri yapmadıkları dönemler olduğunu ile-
ri sürmüştü. Uzun süren yoksulluklar insanları
devrimci yapmaz, hatta dahaziyade insanlarbu
durumlara sessız bir boyun eğmeyle katlanır-
lar." (Anthony Giddens-Sosyoloji).
Neden böyle oluyor? Insanlar 'haksız, adalet-
siz, eşitsiz koşulların sürüp gitmesine' neden ve
nasıl katlanıyorlarda 'sosyalpatlamalar' olmu-
yor. Elbette bu durumun da koşulları var. Bun-
ların başında da yüzyıllar boyunca insanları bo-
yun eğmeye koşullandırmış Osmanlı Devleti'nin
egemenliğine ve dinin itaat isteyen inancına da-
yalı geleneksel toplum kültürü geliyor. Bu kül-
tür, insanların bağlılığını sabretmeyle, dayan-
mayla ve yakınmamayla ölçmeyi gerektiriyor.
Tann'nın ve padişahın iyi kulu olmanın koşulsuz
bağlılığa dayalı olması bu kültürün özüdür ve bu
kültür güçlü bir biçimde günümüzde de yaşa-
maktadır.
'Haksız, adaletsiz, eşitsiz koşulların sürüp git-
mesinin' karşısına çıkabilmek, durumu değiş-
tirecek hedefîer belirleyebilmek ve harekete ge-
çebilmek için de 'örgütlü toplum' olabilmek zo-
runludur. Örgütlü toplum olmanın iç koşulları
ise:
• Ortak sosyal değerler
• Ortak çıkarlar
• Paylaşılan ortak güven
• Hedefe yönelik ortak umutlar
olmasıdır.
Oysa, günümüz toplumunda aynı siyasal ör-
gütlerin içinde bile bu dört öğenin bulunmadı-
ğını görüyoruz. Toplumumuzda 'ortak sosyal
değerier' kalmamıştır, herkesin çıkarı birbiriyle
çelişmektedir, güvensizlik kişiler arasına kadar
girmiştir, ortak umudun zerresı bile yoktur. O-
nun için de 'örgütlü toplum' olmanın nesnel ko-
şullan bulunmamaktadır, bu nedenlerle de ör-
gütler gerçek anlamda örgüt gücü taşımamak-
ta, örgüt ağıriığını toplum yaşamına yansıtama-
maktadır.
Siyasal örgütler vatandaşın güvenini yitinmiş-
tir, sivil toplum örgütleri siyasal partilerden da-
ha etkin olmakla birlikte gidişi etkileyecek gü-
ce sahip degillerdir. Gene de, işçi ve memur ör-
gütleriyle meslek kuruluşlarının siyasal partiler-
den daha etkin olduğu görülmektedir.
'Haksız, adaletsiz, eşitsiz koşullann sürüp git-
mesine' karşı çıkmanın önemli bir koşulu da
'bilincı özgür birey'in toplumdaki sayısının yük-
sek olmasıdır. Oysa bizım toplumumuzda bu
durum tersine oluşmuş, 'bilinci özgür birey'sa-
yısı azınlıkta kalmış, 'bilincı köreltilmiş birey'
sayısı ise çoğunluğu oluşturmuştur.
Bu üç koşul nedeniyle de, 'itaate dayalı ge-
lenek', 'örgütsüzlük', 'bilinciköreltilmişçoğun-
luk' etkenleriyle, toplum, sosyal tepkisizliğe
mahkûm edilmiş durumdadır. Bu durumun asıl
sorumluları da toplumdaki otokratik kültürü de-
ğiştirmeye hiçbir zaman yanaşmayan toplum
yöneticileri ve onların sosyal tabanlarıdır.
Olay, özünde sınıfsaldır, insanlık değerleri ve
insan emeğinin sömürüsü, para ve mal ege-
menlerinin iç ve dış sahiplerinin sağcı iktidarla-
rı eliyle sıstemleştirilmiş, günümüze kadar ge-
tirilmiştir.
Bu durumda 'futbol maçlarındaki kitle hare-
ketleri' dışında hiçbir sosyal olay kabul gönme-
mekte, bu da sadece grup hareketleriyle sınır-
lı kalmaktadır.
'Sosyal patlama' yerine de, 'cemaat ve ca-
mia kültürü' gelişmekte, insanlar 'korunaklı si-
telerine kapanmakta', 'koloniler kurmakta',
'kendine benzerlehyle birlikte yaşama 'yı yeğle-
mektediıier. Bu durumda inanç merkezlerine
katılımın daha da artması ve kendi paçasını kur-
tarmanın yaygınlaşması beklenmelidir.
Kanımca, 'kültürel bölünme ve parçalanma'
sosyal patlamalar kadar büyük tehlikedir. Çare
mi? Sadece ve sadece insandan ve emekten
yana sosyal politikalar. Başka çaresi yok.
e-mail: erdalatak6superonline.com
Faks:0212-513 90 98
PEŞİN FİYATINA
10TAKSİT!
"ISITMA ve KLİMA SİSTEMLERİ
Istanbul (0216)573 38 41
Ankara (0312)384 56 44
Izmır (0232)449 7184