17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ CHP KURULTAYI Baykal'm PMiçin önerdiğiliste Ali Manra, Türkan Miçooğullan, Ali Oksal, Güldal Okuducu, MuzafTer Öndel, Mehmet Ali Özpolat. Sünter Özyürek, Zuhal Sanlı, Önder Sav, Cevdet Selvi, Mehmet Sevigen, Tacidar Se\ han, Orhan Siir. Bülent Tanla, Mehmet Tomanbay, Tufan Türenç, Enis Tütüncü. Şener Uçar, Hidayet Uras, Sadullah L sunıi, Necmi Yağızer, Sinan Yerlikaya, Erdoğan Yetenç, Mahmut Yıldız, Hakkı Akalın, Zekeriya Akıncı. Semra Aksakal, Halil Ak> üz, Gülseren Alçı, Oya Araslı, İsmet Atalay, Yılmaz Ateş, Deniz Pınar Afılgan, Turhan Ayber, Hasan Aydın, Bülent Baratah, İnal Batu. Nezir Büyükcengiz. Esat Coşan, Osman Coşkunoğlu, Fuat Ça>, İzzet Çetin, Mesut Değer, Ali Dinçer, Şükrii Elekdağ, Nazlı Eray, Gaye Erbatur, Eşref Erdem, Ali Rıza Gülçiçek, înci Pelit Gürses, Algan Hacaloğlu, Abdullah Emre İleri, Demet Işık, Birgen Keleş, Yakup Kepenek, Ahmet Güryüz Ketenci. Haluk Koç, Sevgi Kökbudak, Ali Kemal Kumkumoğlu, Ziilfii Livaneli. Bilim Yönetim ve Kültür Platformu adayları Şahin Mengü, Arif MerdoL Prof. Dr. Oğuz (Han, Kemal Özden, Mustafa Özyurt, Feridun Pehlivan, Prof. Dr. Duygu Bazoğlu, Nazmi Şarvan, Prof. Dr. Faruk Şen, Gültekin Türknğlu, Doç. Dr. Serap Yazıcı, Zeynep Arat, Aydemir Ceylan, Dr. Gökhan Çırnaz, Sami Doğan, Mahir Gürbüz, Kemal Kılıçdaroğlu, Erman Kunter. Günayhn PMiçin önerdiğiliste Ahmet Melik, Nevin Merit, Kemal Nebioğlu, Bozkurt Nuhoğlu, Abdurrahman Oğultürk, A> kut Oray, Rasim Özcan, Haluk Ozdalga, Halil Özden, Nezaket ÖzeL, Necla Pur, Meral Sağır, Serap Salmanpakoğlu, Nurettin Sözen, İbrahim Şahin, Berhan Şimşek, Sefa Taşkın, Hatice Tatk, Metin Tezerer, Altan Tuna, Erol Tuncer, Bilge Umar, Servet ÜnsaL, Mehmet Mcdan, Sema Turan Yapıcı, Tolga Yarnıan. İbrahim Yiğit, Bayram Yıldmm, Burhanettin Yurdagül, Esen Y ücel, Sadiye Akgül, Ahmet Akın, Veli Aksov Sema Aksoy, Erhan Alptekin. Rıfat Alnndağ, Nilüfer Anak, Ayhan Atalay, Selçuk Ayhan, Beşer Baydar, Aysel Bavknl, Günhan Beşok, Muharrem Bozdoğan, Fatma Çakır, Cıunali Çakmakh, Asıunan Çiğiltepe, Hilrtıi Develi, Ekin Dikmen, Mevlüt Duru. Orhan Ekici, Hızır Ekşi, Sıddık Eren, Mustafa Gazalcı, İsmail Han, Şahap Ince, Demet Işık, Erdal Kalkan, Mustafa Kaynarca, Adnan Keskin, Fatma Kotan. BaykaPa rakibinden suçlama: Herkesi partiden göndermeye uğraşıyorlar Giinay: Biz gümeyeceğiz BAR1Ş DOSTER A1NKARA - CHP nın dün sona eren 29. olağan kurulta>ında Genel Başkan Deniz Baykal'ın karşısında \arışan Ertuğrul Giinay, "Kalmamız için değil, gitmemiz için mücadele ediyorlar. Ama onlara rağmen partimizde kalacağre" dedi. Giinay, Baykal'm partiyi sağa açmaya çaîışmasını "hüzünle ve öfkeyle" karşıladığını vurguladı. Genel başkanlık seçıminin ardından sorularımızı yanıtlayan Giinay, "Deniz Bey'in kaçıncı kez genel başkan seçildiğini bilmiyorum. Ama anlaşılan, CHP delegelerinin bir kısmı arabayı ve yolu pek önemsemiyorlar" diye konuştu. Baykal'm, partililerin. solcuların yardımından çok sağdan devşirdiği kişilerin yardımına başvurduğuna dikkat çeken Giinay, "Yeni bir tasfiye niyeri söz konusu olabilir belki. Ama bu konuda başanh olabileceklerini düşünmüyorum. Eğer talep gelirse partim için her türiü katkn a açığım. Ama Deniz Bey ne \ azık ki, bizden çok, sağdan de\ şirdiklerine danışıyor" dedi. Sonuçlar açıklandıktan sonra kısa bir konuşma yapmak istediğini Sağa çağnya büyük tepki CHP'nin 29. olağan kurultayında tahminlerin aksine 388 oy alan Ertuğrul Günay sonuçlan değertendirirken "CHP yönetimi btrirn partiden gitmemiz için mücadele ediyor. Ama onlara rağmen partimizde kalacağız" dedi. Günay, Baykalın partiyi sağa açmaya çauşmastnı "hüzünle ve öfkeyle" karşıladığını vurguladı. Günay seçim sonuçlannı yandaşlanyia birlikte kutiadı. ama kongredeki her olayda görüldüğü gibi bu konuda da CHP geleneklerine ve nezaketine uyulmadığını ifade eden Günay, CHP Genel Merkez yönetiminin. eksik oylanmış bir tüzük değışikliği ve aceleye getirilmiş bir seçim yaptığının altını çizdi. Genel Başkan Baykal'm, kucaklayıcı, kavrayıcı değil. itici bir tavır sergilediğini, "küçük olsun, benim olsun" anlayışına sahip olduğunu anımsatan Günay. "Benim parrimden aynlmamam, pek çok kişinin CHP'de kalacağı anlamına gelmiyor" dedi. CHPİKURULTAY NOTLARI Deniz Baykal: CHP'deyeni bir dönem başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal. CHPde ye- ni bir dönemın başladığını, CHP'nin yepyeni bir parti olacağını söyledi. CHP'de kav gayı sevgiye tercih ettik- lerini kaydeden Baykal. "Bu kurultayla, CHP'nin ne ka- darözgür düşüncelL tuzakla- ra teslim olmamış. atılımcı ve yenilikçi bir parti olduğunu ispatladık" dedi. Baykal konuşmasında, CHP'nin bundan böyle kav- galardan arınmış bir parti olacağı vurgusunu öne çıkar- dı. Oy kullandıkta'n sonra ay- nldığı salona. seçim sonuçla- nnı öğrendikten sonra dönen CHP lideri. "Başbakan Bay- kal", "Baykal nerede biz ora- dayız" sloganlanyla karşılan- dı. Deniz Baykal. sözlerine "CHPnin 29. olağan kurul- tayında bana verdiğiniz des- tek, gösterdiğiniz güven için şükranlanmı sunarun" diye- rek başladı. Baykal, "CHP'nin genel başkanı olmaktan gurur du- yuyonım" dedi. Baykal. bu seçim zaferinin kimseye kar- şı kazanılmadığını. bu sonu- cun partililerin güvenınin ge- nel başkanın arkasında ko- runduğunun bir işareti oldu- ğunu söyleyerek çok köklü bir kabuk değişikliğini başlattıklannı kaydetti. TÜREY KÖSE Parti 6 eriyor% BaykaFa muhalefet bitmiyor C HP'nin 29. olağan kurul- tayı büyük kopmalara kar- şın parti içi muhalefetin "tükenmediğuü" ortaya koydu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal a karşı muhalefet yürütenler oylarını Ertuğrul Günay'da toplar- ken aralarında Hasan Fehmi Gü- neş'in de bulundıığu bazı partililer boş oy kullanmayı yeğledi. Kurultay sonuçları, eylülde netleşecek olu- şumla hirlikte partiden yeni kopma- lar gerçekleşebileceğini de gösterdi. Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan'ın kurultay salonuna bile gel- nıemesi dikkati çekti. Üyeliğini "as- kıya" aldığını bildiren Doğan, kurul- tayı "ölü e\i gibi" diye nitelendirdi. Eski Genel Başkan Altan Öymen de, "Kopmalar olur mu, istifa eder misi- niz" sorusuna, "CHP'den aynlma güçlüğü en fazla benim için söz konu- su. Herkesin tabii bir sabır ölçüsü var, bazı arkadaşlann sabır ölçüsü taşü. Ben sabırlı bir insanını. Şimdi parti- deyim" yanıtını verdi. Kurultayın ilk gününde 809 dele- genin imzasıyla aday gösterilen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ikinci günde 732 delegenin oyuyla ilk tur- da yeniden seçildi. Baykal'ı genel başkanlığa aday gösteren 77 delege- nin kendisine oy vermemesi dikkati çekerken Ertuğrul Günay en fazla 250-300 oy alabileceğini söyleyenle- ri şaşırtarak 380 oy aldı. Günay oy- lamaya katılanlann oylarının yüzde 33'ünü aldı. Sonuçlar, partiden bü- yük kopmalara karşın Baykal'a kar- şı parti içi muhalefetin tükenmediği- ni ortaya koydu. Bundan önceki ku- rultayda 543 oy alarak 3. turda seçi- len Baykal'm karşına çıkan Altan Öymen de 355 oy almıştı. Baykal karşıtlan, oylarını büyük ölçüde Günay'da topladı. Kurultay sürecinde Baykal'ın listesinde yer alacağı haberleri yayılan Hasan Feh- mi Güneş ise genel başkanlık için boş • CHP'nin 29. olağan kurultayı parti içi muhalefetin bitmediğini ortaya koydu. Bazı partililer boş oy kullandı. Baykal karşıtlannın oylannı ise büyûk ölçüde Ertuğrul Günay topladı. Eski Genel Başkan Altan Öymen ise "Partiden kopmalar olur mu" sorusuna, "Genel Başkan oturup düşünmeli" şeklinde cevap verdi. malar olur. Yeni oluşumdan falan da bir şey çıkmaz" yanıtını verdi. •Kurultay sonuçları, CHP'den yeni kopmalar olabileceğini de ortaya koydu. Kurultayda Baykal'a karşı son kez şanslannı deneyen bazı par- ti içi muhalefet temsilcilerinin önü- müzdeki süreçte kopabileceği vurgu- landı. Eylül ayında netleşecek yeni oluşumla birlikte, kopmalann yoğun- laşabileceğine dikkat çekildi. Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan'ın kurultaya katılmaması. oy kullanmayı yeğledi. Baykal'ın ku- rultaydan bir gün önce arayıp divan başkanlığı önerdiği Güneş, "Bu sü- reçte sade partili olarak kalmak isti- yorum" diyerek bu öneriyi reddetti. Güneş, dün kurultay salonunda so- nuçları izlerken u Bu noktaya gelin- mesinde Günay'ın da sonımluluğu var. Bu nedenle boş oy kullandım. Partide yönetim sorunu devam edi- yor" dedi. Güneş, "Partiden yeni kopmalar olurmu" sorusuna, "Ufaktefekkop- "Yeni oluşumla birlikte partiden ko- pacak. Kemal Derv iş ile yeni oluşum arasında bir bütünleşme sağlamaya çalışıyor" yorumlanna yol açtı. Doğan, "Bir arsa olayı nedeniyle hakkunda dava açıunca parti ü> cliği- mi askıya aldım" dedi. Doğan, "Partiden istifa edecekmi- siniz" sorusuna, "Şu anda üye deği- linıki istifa edeyim'"karşı]ığını \enr- ken kurultayın "ölü e\i" görüntüsü verdiğini söyledi. Eskj Genel Başkan Altan Öymen. kurultayın mesajlannın Baykal tara- fından iyi değerlendirilmesi gerekti- ğini söyledi. Öymen, "Ne olursa ol- sun gidenler ve kalanlar arasındaki köprünün, Uişkinin. dirsek temasuun devam etmesi gerekir. Küçülerek ik- tidara heveslenilmez, büyüyerek ikti- dara heveslenilir" dedi. Solda bütün- leşme, güç birliği sürecine girilmesi- nin zorunlu olduğunu vurgulayan Öymen. "Partiden yeni kopmalar olur mu, siz istifa eder misiniz" soru- su üzerine şu görüşlen dile getirdi: "Bu yönetim anlayışının değişmesi lazım. Sayın Genel Başkan oturup ckldi bir şekilde düşünmeU. kurultay- da yapılan konuşmalan değerlendir- meli. Bu konuşmalan dinleme zah- metine katlanmadı ama bari metin- lerini ele geçirip yeniden bir değer- lendirme yapmalıdır. Ben en eski CHP'lUerden biriyim. CHP'den ay- nlma güçlüğü en fazla benim için söz konusu. Ama elbette herkesin bir sa- bır ölçüsü var. Bazı arkadaşlann sa- bır ölçüsü taşü. Ben sabırlı bir insa- nım. Şimdi partideyim. Yeni parti yö- netimi ne yapacak, kurultaydan son- ra onlan izlemek. değerlendirmek la- zım. CHP. çok önemli bir parti. Onun da kurtulması için çahşmak lazım. Türkiye'yi kurtarmak için soldaki bütün partilerin. oluşumlann bir ara- ya gelmesi lazım. Bu, zeytin ağacı mı olur, başka bir model mi olur. bir yol bulunup bir araya gelinmelL" SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ortadoğu ve Balkanlar'ın en güçlü devleti olan Türk devleti birçok yere anında yetişirken, tarihte bazı yerlere yetişmekte de geç kalmıştı. Örneğin 2 Temmuz 1993te sabahtan itibaren Sı- vas'ta bir katlıam bağıra bağıra geliyo- rum dedi. Orada saldırganların tehdidi altındaki aydınlar telefonlarta devlet yet- kililerine ulaştılar, yardım ıstediler. Yardım istekleri gün boyu sürdü. Devlet, nedense, bir türlü Sıvas'ta bir katliama hazırlanan kışkırtılmış kitleyi durdurmak için harekete geçemedi. Akşama doğru Madımak Oteli yan- maya başladı. Devlet güçleri olay ye- rine bir türlü yetişemedi. Aydınlar, ote- lin içinde yandılar, zehirlendiler, dev- let yine yetişemedi. Sıvasta 37 kişi ölene, diğerleri ken- di çabalarıyla canlarını kurtarana ka- dar, devlet Sıvas'ın göbeğinde 12 sa- at olay yerine yetişemedi(î). Böyle bir olayı bir kez de Körfez depremi sıra- sında 1999 yılında yaşadık. Türk dev- leti, depremde binalann altında ya- şam savaşı veren yurttaşlarına da bir türlü yetişememişti. Birçok insan, za- manında kurtarma çalışması yapıla- Sıvas Katliammdaki Devlet madığı için yaşamını yitirdi. • • • Sıvas katliamı ve Gölcük depremine yetişemeyen devlet, hakkını arayan, yürüyüş yapan. direnişe geçen yurtta- şına ise anında yetişen büyük bir dina- mizm göstermeye devam ediyor. Ör- neğin 19 Aralık operasyonu sırasında devlet, büyük bir militanltk ve dina- mizm içinde hapse tıkıp dört duvar arasına koyduğu tutuklu ve mahkûm- lan yeniden ele geçirdi ve F tipi ceza- evlerine nakletmeyi başardı. Başba- kan, bu büyük başarıyı "Teröristleri fe- rörden kurtardık" sözleriyle dünya si- yasi literatürüne geçecek önemli bir açıklamayla dıle getirdi. Devletin dinamık olduğu alanlarla ya- vaş hareket ettiği alanlar arasındaki bu farklılık, aslında devlet yönetme mantı- ğını da gözler önüne seriyor. Bazı dev- letler, halka hizmeti, özgürlük alanını ge- nişletmeyi bir hedef olarak önüne ko- yarken, bazı devletler, kendini muhalif- lerine karşı korumayı esas hedef olarak seçtiler. Bizım devletımizın tepesine egemen olanlar, "Biz bize benzeriz, biz o devletlergibi güvenliği gevşetemeyiz, paraları bu alana harcamak zorunda- yız" diyerek, devletımizın nıteliğini orta- ya koyuyorlar. Işte dinamizm bu anlayış- tan kaynaklanıyor • • • Sıvas katliamının üzerınden 8 yıl geç- ti. Bu katlıamın perde önündeki piyon- lan ortaya çıkarılıp yargılandılar ve ağır cezalara çarptırıldılar. Ama 37 insanın kırımına seyırci kalan devlet yetkilileri ve bu gelişmeyi ideolojik olarak besleyip büyüten bağnaz Islamcılıktan hesap so- rulmadı. Beiki şu söylenebilır, o dönem iktidar ortağı olan DYP ve SHP şu an- da siyasetarenasındaetkili değiller. Da- ha sonra CHP'yte birleşen SHP bir par- ti olarak bile kalmadı. CHP ise Deniz Baykal'ın lıderliğinde parlamento dışın- da kaldı. DYP'nin durumu ise malum. Siyasi islamcı hareketin de pek par- lak durumda olduğu söylenemez. On- lar Sıvas katliamı sanıklannı kendı siya- sı yelpazelerine yakın gördüklerı için bu büyük facıayı kınamak bile istemediler. Hatta o dönemin RP yöneticileri bu kat- lıam sanıklarını savunmaya çabaladılar. Bir kısmı onların avukatlıklarını aldı. A- ma şimdi siyasi islamcı hareket, bir bö- lünmenin eşiğinde ve eski gücünü bü- yük ölçüde yitirmiş durumda. ••• Sıvas katliamı, farklılığa tahammül- süzlüğün. İslamcı hareketin bağnaz ide- olojik köklerini kanıtlamak bakımından önemli bir acıydı. Geçen bunca zaman içinde Türkiye, hâlâ farklılığa tahammül- süzlük konusunda ne yazık ki fazla bir ilerleme kaydedemedi. Aynşma, iç ge- rilim ve çatışmaya dayalı toplumsal kül- türümüz, birçok dramatik olayın yaşan- masına neden oldu. Türkiye, ciddi bir yapısal kriz yaşıyor. Bu krizin arkasında, Sıvas'tan Kahra- manmaraş'a, Çorum'dan üce'ye uza- nan birçok olayın da olduğunu unutma- malıyız. Sıvas, aynı zamanda Osmanlı'dan günümüze uzanan bir gerçeği de göz- ler önüne senyor: Halkın yardımına ye- tişmekte geç kalan devleti... 2000X1YILLARDA ERDAL ATABEK Sosyal Patlama Olur mu?.. Türkiye'de çok önemii gelişmeler olduğu bi- liniyor. Özellikle 1980 sonrasında hızlanan dışa bağımlı pazar ekonomisinin sosyal etkileri ya- şanıyor. Bu etkiler, özetle, serbest piyasanın bü- tün isteklerinin öncelik kazanması, para ve mal dolaşımına dayalı ekonominın dış piyasalarla bütünleşmesi, bunun sonucunda oluşan sos- yal değişimin göz ardı edilmesidir. Gelir dağılı- mının büyük bir dengesizliğe sürüklenmesi, sosyal sınıflar arasındaki farkların açılması, fa- kirin dahafakirolması, zenginin dahazengin ol- ması bu sonuçlardan en önemlileridir. Şimdi bu durumda 'sosyalpatlama' olur mu? Ezilen kitleler 'artıkyeter' derler de, beklenme- dik hareketler olur mu? Aslında 'sosyal patla- ma'nın birçok koşulu gerçekleştiği halde bizim toplumumuzda neden bir 'toplu tepki göster- me' gerçekleşemiyor. Neden 'suskun bir top- lum'uzl Neden 'tepkısiz insanlar'a? Bu soru- lar zaman zaman çok sorulur, yanıtları da bulu- namaz. "Sosyolog James Davies, tarihte, insanla- rın çok güç şartlarda yaşadığı ama protesto eylemleri yapmadıkları dönemler olduğunu ile- ri sürmüştü. Uzun süren yoksulluklar insanları devrimci yapmaz, hatta dahaziyade insanlarbu durumlara sessız bir boyun eğmeyle katlanır- lar." (Anthony Giddens-Sosyoloji). Neden böyle oluyor? Insanlar 'haksız, adalet- siz, eşitsiz koşulların sürüp gitmesine' neden ve nasıl katlanıyorlarda 'sosyalpatlamalar' olmu- yor. Elbette bu durumun da koşulları var. Bun- ların başında da yüzyıllar boyunca insanları bo- yun eğmeye koşullandırmış Osmanlı Devleti'nin egemenliğine ve dinin itaat isteyen inancına da- yalı geleneksel toplum kültürü geliyor. Bu kül- tür, insanların bağlılığını sabretmeyle, dayan- mayla ve yakınmamayla ölçmeyi gerektiriyor. Tann'nın ve padişahın iyi kulu olmanın koşulsuz bağlılığa dayalı olması bu kültürün özüdür ve bu kültür güçlü bir biçimde günümüzde de yaşa- maktadır. 'Haksız, adaletsiz, eşitsiz koşulların sürüp git- mesinin' karşısına çıkabilmek, durumu değiş- tirecek hedefîer belirleyebilmek ve harekete ge- çebilmek için de 'örgütlü toplum' olabilmek zo- runludur. Örgütlü toplum olmanın iç koşulları ise: • Ortak sosyal değerler • Ortak çıkarlar • Paylaşılan ortak güven • Hedefe yönelik ortak umutlar olmasıdır. Oysa, günümüz toplumunda aynı siyasal ör- gütlerin içinde bile bu dört öğenin bulunmadı- ğını görüyoruz. Toplumumuzda 'ortak sosyal değerier' kalmamıştır, herkesin çıkarı birbiriyle çelişmektedir, güvensizlik kişiler arasına kadar girmiştir, ortak umudun zerresı bile yoktur. O- nun için de 'örgütlü toplum' olmanın nesnel ko- şullan bulunmamaktadır, bu nedenlerle de ör- gütler gerçek anlamda örgüt gücü taşımamak- ta, örgüt ağıriığını toplum yaşamına yansıtama- maktadır. Siyasal örgütler vatandaşın güvenini yitinmiş- tir, sivil toplum örgütleri siyasal partilerden da- ha etkin olmakla birlikte gidişi etkileyecek gü- ce sahip degillerdir. Gene de, işçi ve memur ör- gütleriyle meslek kuruluşlarının siyasal partiler- den daha etkin olduğu görülmektedir. 'Haksız, adaletsiz, eşitsiz koşullann sürüp git- mesine' karşı çıkmanın önemli bir koşulu da 'bilincı özgür birey'in toplumdaki sayısının yük- sek olmasıdır. Oysa bizım toplumumuzda bu durum tersine oluşmuş, 'bilinci özgür birey'sa- yısı azınlıkta kalmış, 'bilincı köreltilmiş birey' sayısı ise çoğunluğu oluşturmuştur. Bu üç koşul nedeniyle de, 'itaate dayalı ge- lenek', 'örgütsüzlük', 'bilinciköreltilmişçoğun- luk' etkenleriyle, toplum, sosyal tepkisizliğe mahkûm edilmiş durumdadır. Bu durumun asıl sorumluları da toplumdaki otokratik kültürü de- ğiştirmeye hiçbir zaman yanaşmayan toplum yöneticileri ve onların sosyal tabanlarıdır. Olay, özünde sınıfsaldır, insanlık değerleri ve insan emeğinin sömürüsü, para ve mal ege- menlerinin iç ve dış sahiplerinin sağcı iktidarla- rı eliyle sıstemleştirilmiş, günümüze kadar ge- tirilmiştir. Bu durumda 'futbol maçlarındaki kitle hare- ketleri' dışında hiçbir sosyal olay kabul gönme- mekte, bu da sadece grup hareketleriyle sınır- lı kalmaktadır. 'Sosyal patlama' yerine de, 'cemaat ve ca- mia kültürü' gelişmekte, insanlar 'korunaklı si- telerine kapanmakta', 'koloniler kurmakta', 'kendine benzerlehyle birlikte yaşama 'yı yeğle- mektediıier. Bu durumda inanç merkezlerine katılımın daha da artması ve kendi paçasını kur- tarmanın yaygınlaşması beklenmelidir. Kanımca, 'kültürel bölünme ve parçalanma' sosyal patlamalar kadar büyük tehlikedir. Çare mi? Sadece ve sadece insandan ve emekten yana sosyal politikalar. Başka çaresi yok. e-mail: erdalatak6superonline.com Faks:0212-513 90 98 PEŞİN FİYATINA 10TAKSİT! "ISITMA ve KLİMA SİSTEMLERİ Istanbul (0216)573 38 41 Ankara (0312)384 56 44 Izmır (0232)449 7184
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle