Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 TEMMUZ 2001 PAZARTEJ
HABERLER
Tantan'ların acı
günii
• SAPANCA (AA)-
Eski Içişleri Bakanı
Sadettin Tantan'ın
kuzeni. AA Kocaelı
Muhabıri Barbaros
Tantan'ın babası Vural
Tântan, Sakarya'nın
Sapanca ilçesinde
toprağa verildi. Kalp
yetmezlıği nedeniyle on
gündür tedavi gördüğü
Kocaeli Üniversıtesi Tıp
Fakültesı Hastanesi'nde
dün ölen Vural Tantan
(67), Sadettin Tantan'ın
da aralannda bulunduğu
çok sayıda kişınin
katılımıyla Sapanca
ılçesındeki Orta Cami'de
öğle namazının ardından
kılınan cenaze namazı
sonrası aıle mezarhğına
defnedildi.
15 günde 81 bin
gupbetçi
• EDİRNE(AA)-
Edirne'nin Kapıkule
Sınır Kapısı'ndan son 15
günde 16 bin 627 araçla
80 bin 964 kişinin yurda
giriş yaptığı belırtıldi.
Kapıkule Sınır
Kapısı'nda işlemlerin
süratli bir şekilde
yapılmasının kendilenni
memnun ettiğini
söyleyen gurbetçiler,
"Ülkemıze gelince
ferahlıyoruz. Buradaki
memurların bıze
yaklaşımı iyı olunca
sorunlanmızı
unutuyoruz" diye
konuştular. Yurtdışından
gelen gurbetçiler.
Bulgaristan'dan
geçerken karşılaştıklan
kötü muamele ve rüşvet
olaylanndan şikâyetçi
olarak bu soruna bir
çözüm bulunmasını
istediler.
Sahte polislere
suçüstü
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Dıyarbakır Emnıvet
Müdürlüğü Ahlak
Bürosu'na şikâyetçi olan
F.Ç. adh hayat kadını.
bazı kışilerin
kendisinden her hafta
200 mark istediklerini,
bunun karşılığında bir
daha polise
düşmemesini
sağlayacaklannı
söyledikJerini anJattı.
Bunun üzerine Ahlak
bürosu ekipleri, F.Ç.'nın
bu kışilere randevu
vermesını sağladı. 200
mark para almak ıçin
F.Ç.'nın belırttıği yere
giden H.D., V.A., S.A.
ve A.Ö., parayı aldıktan
sonra randevu yerindeki
polisler tarafından
suçüstü yakalandı.
Mehmet Altunç Altay'ın AİHM'ye açtığı davada 20 milyara mahkûm olduk
Türldye'ye îşkence cezasıECEVİTKnJÇ
Avrupa Insan HakJan Mah-
keraesi (AİHM), Türkiye'yi
insan haklan ıhlalleri nede-
niyle mahkûm ermeye devam
edıyor. AİHM. Istanbul
DGM'de yasadışı örgüt yöne-
ticisi olmak suçundan ömür
boyu hapse mahkûm edilen
Mehmet Altunç Altay ıle ilgi-
li davada Türkiye'yi 110 bin
Fransız Frangı (20 mılyar li-
ra) ödemeye mahkûm etti.
Kararda. Altay'ın Istanbul
DGM de "Adil bir şekilde yar-
güanmadığt" belirtildi.
Halen Tekirdağ F Tipi Ce-
zaevi'nde tutuklu bulunan
Mehmet Altunç Altay. 2 Şu-
bat 1993 tarihinde Istanbul
Terörle Mücadele ekiplen ta-
rafindan düzenlenen operas-
yonda gözaltına alındı. Altay.
15 Şubafta Istanbul Adli
Tıp'a götürülerek sağlık kont-
rolünden geçirildi. Burada dü-
zenlenen raporda, Altay'ın
"başının sol alın tarafında
pembemsi renkli bir santimet-
reiik yeni bir yaranm ve başı-
nın sol ön kısmında 2-3 sanfi-
merrelik iki \ara tespit edildi-
ğj" belirtılerek Altay'a 3 gün
ış göremez raporu verildi. Al-
tay, gözaltına alındıktan 15
gün sonra 16 Şubat 1993'te
ıstanbul DGM'de hâkim kar-
şısına çıkartıldı. Türk Komü-
nist Partisi- Silahlı Hareket
Bırlığı (TKP/B-SHB) örgütü
yöneticısı olmaktan tutukla-
nan Altay. 24 Mayıs 1994'te
"Anayasal düzeni silah zoruy-
la yıkmaya teşebbüs etmek
suçundan ıdam cezasına çarp-
tınldı. Ancak, mahkeme sa-
nık hakkında ındınmı öngö-
ren TCK'nın 59. maddesini
uygulayarak ıdam cezasını
ömür boyu hapse çevırdi.
Altay' ın avukatı Ergin Cin-
men, Altay'a işkence yapıldı-
ğı gerekçesıyle, Altay'ın ifa-
desıni alan 3 polis memuru
hakkında soruşturma başla-
tılması ıçin Istanbul Cumhu-
riyet Başsa\cılığı'na şikâyet
dilekçesi verdı. Bunun üzeri-
ne Istanbul Valilıği. Istanbul
Emnıyet Müdürlüğü'ne bir
yazı göndererek şıkâyetle ıl-
gilı soruşturma yapılmasını
istedi. tstanbul Emnıyet Mü-
dürlüğü'nden Istanbul Valili-
ğı'ne göndenlen cevap yazı-
sında Altay'ın "kaçmaya te-
şebbüs ettiği ve başını kapıya
çarpüğT ıddia edıldı. Avukat
Ergin Cinmen'ın şikâyet di-
lekçesi sonuçsuz kaldı. Bu-
nun üzerine Altay, avukatı
Cinmen aracılığıyla
AİHM'ye başvurdu.
AİHM de Altunç Altay'ın
"adil bir şekilde yargılanma-
dığT, "gözaltmda işkence ve
kötümuamelegördüğii", *gö-
zaltı süresinin aşılması" ve
"gözaltında avukaöylagörüş-
mesine izin verilmemesi'' ne-
deniyle Türkıye'yı suçlu bu-
larak 110 bin Fransız Frangı
(20 milyar lıra) ödemeye
mahkûm etti.
AİHM'ye 2000 yılında
Türkıye aleyhine 735 başvu-
ru yapıldı. Yine geçen yıl
Türkiye hakkında 39 dava ka-
rara bağlandı. Bunlardan
23 'ünde Türkiye tazminat ce-
zasına çarptınldı. İki davada
beraat karan çıkarken 13 da-
va ıse "dostane çözüm" yo-
luyla sonuçlandı.
Hayata Dönüş operasyonu sırasında ve ölüm oruçlannda yaşamlannı yitirenlerin fotoğraflanm ve "Diri Diri Yakülar" yazılannın bulunduğu dövizleri taşıyan
yaklaşık 300 kişi, Suitanahmefte gösteri yapn. Gösteri öncesi ve sonrasuıda polis yaklaşık30 kişiyi gözalüna akü. (Fotoğraflar: ZAFER ÜÇÜNCÜ / AA)
Erdoğan toprağa verildi
Eşiyle aynı
mezan paylaştı
ÖDP, HADEP ve İHD'lilerin suç duyurusunda 30 kişi gözaltına alındı
Bakan Türk yargdansın
ALPERTURGLT
• Adalet Bakanı Türk'ün, ölüm oruçlan ve Hayata Dönüş
operasyonunda görevinin gerektirdiği önlemleri almayarak
cezaevlerinde ölüme sebebiyet verdiği belirtildi.
Ölüm orucu eyleminde yaşamını yitiren 29.
kişi olan Sevgi Erdoğan (45), Küçükarmutlu'da
ve Karacaahmet Cemevi önünde yapılan. 1500
kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından, 12
Temmuz 1991 günü öldürüien eşi Devrimci
Sol liderlerinden tbrahim Erdoğan'ın Kara-
caahmet'teki mezanna defnedildi.
Küçükarmutlu'da önceki gün yaşamını yiti-
ren ölüm orucu eylemcisi Sevgi Erdoğan için
mahallede sabah saatlerinde bir tören düzen-
lendi. Törende. Erdoğan'ın cenazesi sloganlar
eşliğinde ölüm orucu eylemcilerinin kaldığı
evlere götürüldü.
Adli Tıp Kurumu'nda otopsisi yapılan
Erdoğan'ın cenazesi, konvoylar eşliğin-
de Karacaahmet Cemevi 'ne getiriidi. Bu-
rada bekleyen gruplarla birleşen ve sayı-
lan 1500"e ulaşan topluluk, saat 17.00
sıralannda yürüyüşe geçti. Önde "Sevgi
Erdoğan öKimsüzdür" yazılı pankart ve
kırmızı bir beze sanlan Sevgi Erdoğan'ın
tabutu olmak üzere Karacaahmet Mezar-
Iığı'na giren topluluk mezarlık ıçerisin-
de yaklaşık 45 dakika yürüdü. Yürüyüşte
ölüm orucu eyleminde yaşamını yitiren-
lerin fotoğraflan ile "Kahramanlar öl-
mez, halk yenibnez'* \ e •'İnsanstz, amaç-
i i ö t ü ^
tstanbul Haber Servisi - F tipı
cezaevleri ve tecnt sıstemıne kar-
şı başlatılan ölüm orucu eylemi
270. gününe girerken dün yaklaşık
300 kişi Sultanahmet'te gösteri
yaptı. Aralannda ÖDP. HADEP ve
İnsan Haklan Derneği üyelerinin
de bulunduğu bir grup, Sultanah-
met Adliyesi'nde Adalet Bakanı
Hiknıet Sami Türk hakkında suç
duyurusunda bulundu. Gösteri ön-
cesi ve sonrasında polis yaklaşık
30 kişıyı gözaltına aldı.
Hayata Dönüş operasyonu sıra-
sında ve ölüm oruçlannda yaşam-
lannı yıtirenlerin fotoğraflanm ve
"Diri Diri Vaknlar" yazılannın bu-
lunduğu dövizleri taşıyan yakla-
şık 300 kişi, Sultanahmet tramvay
durağı yakınlannda çevik kuvvet
tarafından durduruldu. Polis, bir
süre sonra grubun adliye önüne
kadar gelmesıne izin verdi. İHD
Istanbul Şubesi Başkanı Eren Kes-
kin, Halil Balkaya ve ÖDP ll Sek-
reten Sinan Tutal'ın da aralannda
yazılı pankartlar açıldı.
Topîuluğun, Devrimci Sol örgütü li-
derlerlerinden Ibrabim Erdoğan'ın me-
zanna ulaşmasının ardmdan, Sevgi Er-
doğan ' ın cenazesi eşinin mezanna def-
nedildi. Sanatçı Bilgesu Erenus. ölüm
orucu eylemlerinin sona ermesi için
emekçilerin, aydınlann, demokratlann daha
duyarlı olmasını istedi.
Sevgi Erdoğan'ın cenaze törenine kanlan yaklaşık 1500 kişi "İçerde, dtşarda
parçala", "İnsanlık onuru hücreleri yenecek", "Susma haykır. hücre ölümdür'
ridi kaldınn. ölümleri durdurun" şeklinde sloganlar atn. (Fotoğraf: VEDAT
bulunduğu grup, Sultanahmet Ad-
^liyesi'nde suç duyurusunda bulun-
du. Ankara Cumhunyet Başsavcı-
lığı'na sunulmak üzere Istanbul
Cumhunyet Savcılığı'na yapılan
suç dujmusu düekçesinde Adalet
Bakanı Türk'ün, görevinin gerek-
tirdiği önlemleri almayarak ceza-
evlerinde ölüme sebebiyet verdiği
belirtılerek Türk hakkında dava
açılması istendi.
Dışanda bekleyen ve oturma ey-
leminde bulunan gruba katılan
temsilciler yaptıklan açıklamada
da tecridin ve ölümlerin devam et-
tığıni hatırlattılar. Yüzlerce tutuk-
lu ve hükümlünün, bedenlerinde
ve beyinlerinde geri dö-
nülmez hastalıklara yaka-
landığı kaydedilen açıkla-
mada şöyle denildi:
"Tecridin sona erdiril-
mesi için bugün (dün) Şiş-
li Abide-i Hürriyet Meyda-
nı'nda mitingdüzenlemek
istedik. Ancak talebimiz
kabul edilmedi. Bu karan
protesto ediyoruz. Tecrit
kaldınlsuı, yaşam kazan-
sın."
Gösteri öncesinde yak-
laşık 20 kişiyi gözaltına
alan polis, basın açıklama-
sının ardmdan dağılan
grubun,. PKK lideri Ab-
dullah Öcalan lehine slo-
gan atması üzerine müda-
halede bulundu. Polis, ara
sokaklara kaçmaya çalışan
hücreleri ıo kişiyi gözaltına alarak
've"Tec- emniyet müdürlüğüne gö-
ARIK) türdü.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Ekonominin bu gidişle ve bu anla-
yışla düzlüğe çıkamayacağı fikri,
toplumun geniş kesimlerinde artık
ortak birgörüş haline dönüşmüş du-
rumda. Ancak bu ortak kanaatin ne-
denleri konusunda ortak bir anlayış-
tan henüz söz edemeyiz. Kimilerine
göre, sorun bu hükümette. Bunlar
beceriksiz ve ilkel bir siyasi anlayış-
la bu ülkeyi yönetmeye kalkıyorlar.
Türkiye gibi, dengeleri zaten bozul-
muş bir ülkede bu tür bir siyasetin
başarı şansı olamaz diyorlar.
• • •
Böyle düşünenler haksız da değil-
ler. Mercimek'i bile Türkleştinp Ma-
lazgırt yapan bir göçebe milliyetçili-
ğinin 65 milyonluk bu ülkeyi yönet-
mesı, bunca kritik konuya çözüm
bulması mümkün mü! Türkiye, tari-
hinin en milliyetçi hükümeti tarafın-
dan yönetiliyor. Ecevit 'sol millıyet-
çilik'in, MHP ıse hakiki ve şiddetli
Türkmilliyetçiliği'nm temsilcileri ola-
rak halktan oy isteyip aldılar.
Ekonomi mi Çıkmazda, Siyaset mi?Güneydoğu'ya silahlı, bayraklı, da-
vullu zurnalı milliyetçi asker sevkle-
rinin primi MHP'ye yazıldı. Öcalan ın
yakalanıp Türkiye'ye getirilmesınin
primini ise DSP, MHP birlikte paylaş-
tı. Ancak hamasete dayalı milliyetçi-
lik kann doyurmadı. Içeride milliyet-
çilik iyi prim yapıyordu. Bunu gören
hükümetimiz dışarıda da milliyetçilik
yolunu tuttu.
Kıbns, Ermeni sorunu, Kürt soru-
nu, komşu ülkelerte ilişkiler, AB ile
ilişkiler ve Kopenhag kriterleri gibi
bütün konularda içeriye milliyetçi
kahramanlık nutukları atılır ve Çetin
Altan ustanın deyişiyle 'Türk'ün
Türk'e propagandası' yapılırken bu
hamasetın dışanda da prim yapaca-
ğı sanıldı. Kazın ayağı öyle değildi.
Dışarıda milliyetçilik sökmezdi.
• • •
Dışarının ölçüleri farklıydı. Orada
'asanz, keseriz' diyerek prim yapa-
mazdınız. En son ömeğini Telekom
krizi sırasında yaşadık. Enis Öksüz,
içeriden gelen bir alışkanlıkla dışarı-
da da kurusıkı milliyetçilik deneme-
sine girişti. Sonuçlan ortada. Oturup
kaldı. Verdiği zarar da yanımıza kâr
kaldı.
• • •
Bu hükümet beceriksiz, kabul. Ku-
rusıkı milliyetçilikle işleri iyice içinden
çıkılmaz hale getirdi, o da kabui. An-
cak günah yalnızca bu hükümetin
mi?.. Neden Turkiye'de bdyle kuru-
sıkı milliyetçiler ıktıdara geliyorlar?
Neden ülkenin hiçbır temel sorunu-
na bu hükümet bir çare bulamıyor?
Asıl bunun üzerinde düşünmeliyiz.
• • •
Türkiye, biraz NATO'nun 1950'li
yıllardaki antikomünizm stratejisinin
teşvikiyle, biraz içerideki demokrasi
duşmanı siyasi geleneğin etkisiyle
bir 'güvenlik devleti' haline getiriidi.
Bu devlet içeride solu bastıracak, dı-
şanda ise kuzeydengelen tehlike'ye
karşı bir kalkan olacaktı. Gel zaman
gitzaman, 'kuzeyden' birtehlike gel-
medi. Gelecek olan da yıkıldı gitti.
Ancak, askeri darbelerle pekişti-
rilen ve en son 12 Eylül darbesi ve
anayasasıyla iyice perçinlenen 'gü-
venlik devleti', kuzeydeki tehlike
yok olup gitse de güçlenerek de-
vam etti. Bu güvenlik devletinin te-
mel stratejisı, 12 Eylül askeri darbe-
sinin komutanı Kenan Evren'ın ağ-
zından açıkça, "Önce güvenlik,
sonra ekonomik refah" biçiminde
ifade edildi.
O strateji hâlâ varlığını koruyor.
Türkiye, bir güvenlik devleti olarak
yatırımını ekonomik refaha değil,
'güvenlik'e yatırıyor. Böyle olunca
da, ekonomik krize temelden bir çö-
züm bulunamıyor. AB ülkeleri, Sov-
yetler Birtiği'nin dağılmasıyla birlikte
savunma harcamalarında yüzde 30
indirim yaptılar.
Biz ise hâlâ aynı tempoyla parala-
rımızı asıl olarak güvenliğe yatınyo-
ruz. Bundan bir milim taviz verilme-
yeceği defalarca ifade edildi. O za-
man şunu kabul etmeliyiz: "Biz, gü-
venlik içinde yaşamak için Avru-
pa'nın en yoksul ülkesi olarak yaşa-
mayı kabul ediyoruz." Çünkü dünya-
nın bu döneminde bütün paralan gü-
venliğe yatırdıktan sonra bir ekono-
mik istikrar sağlamak kolay değil.
Sorun Enis Oksüz'lerle sınıriı değil.
Sorun temel stratejik tercihlerde.
Türkiye, 12 Eylül'de pekiştirilen ve
21 yıldır aralıksız sürdürülen, hatta
giderek sertleştirilen 'güvenlik' stra-
tejisinde ısrar edecek mi? Sorunun
cevabı evetse, o zaman daha çok
krize hazır olun. Bu kuvvet bu sıkle-
ti çekmiyor.
2000Tİ YILLARD^
ERDAL ATABEK
Güven Bunalımını
Aşmak...
- Hükümete güveniyor musunuz?
- Uygulanan ekonomik programın başanlı ola
cağına güveniyor musunuz?
- Türkiye'nin düzlüğe çıkacağına güveniyor mu
sunuz?
- Enis Öksüz'le Kemal Derviş'in işbirfiği için
de olduğuna güveniyor musunuz?
- Hükümeti kuran üç partinin birbirine güvendi
ğıne güveniyor musunuz?
- Toplumun ortak hedefleri olduğuna güveniyoı
musunuz?
- Bu toplumda dürüstçe çalışanın kazanacağı-
na güveniyor musunuz?
- Üçkâğıtçılığın, rüşvetin, dolandırıcılığın kalka-
cağına güveniyor musunuz?
- Güç durumda kaldığınız zaman toplumsal ku-
rumlann size destek vereceğine güveniyor musu-
nuz?
- Kendinize güveniyor musunuz?
Işte size on sorudan oluşmuş bir 'güven testi'
Verdiğiniz yanıtlan siz biliyorsunuz. Ama bugür
bu toplumda yaşayan insanlann çok büyük ço-
ğunluğunun da sizin gibi yanıtfar verdiğinden emir
olabilirsiniz.
Yaygın bir 'toplumsal güvensizlik' vardır ve bı.
güven bunalımı yeni değildir.
'Güven duyma'nın temel kuralı 'tutariılık\w.
Çok sevdiğiniz birisi, eğer tutarsız ise, ona gü-
venemezsiniz.
Hiç sevmediğiniz birisi de, eğer tutariı ise, one
güvenirsiniz.
Güven duymanın ikinci kuralı 'kararlılık'hr.
Güven duymanın üçüncü kuralı da 'yapabilir-
lik'tir.
Bu üç kural; 'tutariılık, karariılık, yapabiliriik', is-
ter kişiler olsun ister kurumlar, güvenin temel kay-
naklandır.
Eğer tutarsızsa, eğer kararsızsa, eğer yapamı-
yorsa, annenize babanıza bile güvenmezsiniz.
Aileniz gibi, çevrenizin de, sevgilinizin de, şirke-
tinizin de, devletinizin de güven verebılmesi içir
bu üç özelliğe sahip olması gerekir: Tutariılık, ka-
rarlılık, yapabiliriik.
İnsan neden hiç kimseye ve hiçbir şeye güver
duyamaz?
Bunun derindeyatan asıl nedenı, karşılaşacağ
kişilere, durumlara, koşullara karşı ne yapacağın
bılecek kadar 'kendine güvenmemesi'ü'ır.
Özgüveni olmayan kişi de hiç kimseye ve hiç-
bir şeye güven duyamaz. Bu güvensiz ortamîa
kendi özgüvensizliği arasında da karşılıklı neden-
sonuç ilişkisi vardır.
Kişisel özgüven gelişiminin en büyük engeli, ço-
cuk yetiştirme kültürümüzdeki 'aşın koruyucu-
luk'tur. Çocuğu aşın korumanın 'iyi ve doğru an-
nelik babalık' sayılması, çocuklarımızda özgüver
oluşumunu engellemektedir. Böylece 'kendine
güvenmeyen', hersorununun çözümü için kend
dışında bir otorite kaynağı (aile, bir büyük, öğret
men, devlet, Tanrı) arayan ınsanlar yetişmektedir
Sorunları çözülmediği zaman da, kendi sorumlu-
luklannı almayı bilmedikleri için her zaman kend
dışında birilerini suçlayacaklardır. Anneleri baba-
lan onlara bir şey bırakmamış, kardeşleri hakları-
nı yemişlerdir, akrabaları hayırsızdır, öğretmen ga-
rez olmuştur, devlet bir şey yapmamıştır, Tann on-
lan unutmuş ya da cezalandırmıştır vb.
Toplumsal özgüvensızlığın nedenı de toplumde
hiçbir kuralın uygulanmadığını bilmeleri, gbrme-
leridir. Kurala uyan zarar görmekte, kurala uyma-
dan ışini uyduran kendi çıkannı sağlamaktadır. O-
nun için de bizim insanımız 'toplumun hiçbir ku-
ralına güvenmemekte', kurallan kendi çıkarı içir
değiştirmenin çeşitli yollarla (hatır, rüşvet, nüfu2
vb.) olası olduğunu bilmektedir.
Şimdi bu ekonomik krizde ıçi boşaltılmış ban-
kalann, geri dönmemiş kredilerin, rüşvetlerleyön-
lendirilmiş ihalelerin soruşturmalan, davalan orta-
da iken vatandaş kime ve nasıl güvensin?
Politikacılann çevresinde toplanmış ışadamla-
nnın dosyaları bir bir ortaya çıkarken, politikacıla-
nn pişkinliğini görüp dururken onlara oy verer
seçmen kime ve neden güvensin?
Elbette bunun yanıtı, 'önce kendine güven-
sin 'dir.
Ama vatandaşın önce kendine güvenmesi içir
de kendisini 'bu yağma düzeninin ortağı' yap-
maktan vazgeçmesi gerekir ki işin en zor yanı d£
budur.
Toplumumuzun en önemli konularından biris
bu 'toplumsal güven sorunu'dur.
Bunu çözemeyen toplum hiçbir sorununu çö-
zemez. Konuyu sürdüreceğiz.
e-mail: erdalatak'; superonline.com
Faks:0212-513 90 98
Adalet Bakanı Türk:
Artık Ftipicezjoevi
yapdmayacak
TEKİRDAĞ (AA) -
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, Türkiye'de-
ki mevcut cezaevlerinın
modernize edileceğinı
belirterek "Bundan son-
raTürkiye'nin hiçbirye-
rinde F tipi cezaevi ya-
pdmayacak" dedı.
Bakan Türk, Tekir-
dağ F tipi Cezaevi'ni zi-
yaret etti. Buradaki tu-
tuklu ve hükümlülerle
görüşen Bakan Türk,
onlara, istedıkleri faali-
yetlere katılabıleceğini
söyledi. Cezaevi spor
salonunda voleybol oy-
nayan tutuklu ve hü-
kümlüleri bir süre izle-
yen Bakan Türk, "geç-
miş obun" dileklerinde
bulundu.
Bakan Türk. Tekirdağ
Cumhunyet Başsavcısı
Hayrettin Uysal'dan da
cezaevi ile ilgili bir bri-
fing aldı. Başsavcı Uy-
sal. cezaevinde halen 3f
kişinin ölüm orucuni
olduğunu bildirdi.
Bakan Türk buradt
yaptığı açıklamada, ce-
zaevlerinin tecrit odas
olmadığını belirterel'
"F tipi cezaevleri olduk
ça modern ve sağnklı bu
yaşam standardı sunu
yor. Cezae\imizdekisos-
yal tesislerden 50 hıhık-
lu ve hükümlü yararla
nıj'or" dedi.
Bu arada cezaevindt
kalan tutuklu ve hüküm-
lülenn, bırbırlenne yaz
dıklan yazı lan poşeth
göndererek haberleştik-
len belirtılerek bazı ya-
zışmalar gazetecılen
gösterildı. Bakan Türk
daha sonra Tekirdağ Va-
lisi Cemalettin Sevim'
ziyaret ederek, sorunla
n hakkında bilgı aldı.