Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kulturv/ cumhuriyet.com.tr 15
Frank Sinatra Jr.'a göre günümüzde yapılan müzikte bir bozulma söz konusu
abasmm izmden gîdiyorGAMZE AKDE.VÜR
Müzikte 40 yılı geride bırakan
Frank Sinatra Jr.. Woddy Herman
Orchestra'yla 8. Uluslararası Istanbul
Caz Festivali kapsamında geçen cuma
akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salo-
nu'nda cazseverlerle birlikteydi. Sa-
natçı, Frank Tiberi'nin yönettiği 21
kişilik orkestra eşliğinde babası efsa-
ne aktör, şarkıcı Frank Sinatra'v ı an-
dıran tok sesiyle 4O'lı, 50'Ii yıllardan
günümüze uzanan geniş bir yelpaze-
de sevilen şarkılan seslendirdi.
1951 yılında boşanan Frank-Nan-
cy Sinatra çiftinin ikinci çocuklan
olarak 10 Ocak 1944'te Nevv Jer-
sey'de dünyaya gelen ve Kaliforni-
ya'da büyüyen Sicilya kökenli sanat-
çı, Las Vegas başta olmak üzere
Amerika ve dünyanın birçok yerin-
de çeşitli gruplarla çalıştı. Univer-
sity of Southern California'da klasik
müzik eğitimi aldıktan sonra pıyano
ve orkestra şefliğinde yoğunlaştıysa
da ilerleyen yıllarda kariyerini baba-
sının çizgisine yönlendirdi. 6.5 yıl
babasının müzik direktörlüğünü
yaptı. Sicilya gelenekleri gereği bü-
yük büyükbabası Francis'in ismini
taşıyan sanatçının 15 yaşında Mike
adlı bir oğlu var.
- Las Vegas'ın, müzik yolculuğu-
nuzda önenıli bir yeri var.
FRANK SİNATRA JR.- Kesinlık-
le. Çocukluğumda babamla sık sık,
Las Vegas'a giderdim. Orada birçok
sanatçıyı izleme imkânı buldum. Bu
şehirde 6O'lı yıllardan itibaren 90'h
yıllann başlanna dek aralıklarla mü-
zik yaptım. Benim için müthiş bir
tecrübeydi. Fakat son yıllarda Las
Vegas olumsuz anlamda çok dina-
mikbirdeğişımeuğradı. Müziğinön
planda olduğu eski zamanlardaki eğ-
İence anlayışı kalmadı. Günümüzde
müzikte bir bozulma söz konusu.
- Müzikteki bu bozulmadan etki-
lenmemeyi nasıl başardınız?
SLNATRA JR. - Bu bozulmadan
sakınmanın en iyi yöntemi her za-
man için daha iyi müzik yapma ni-
'""«"><" 8. ULUSLARARASI
KULTUR
İSTANBUL
VAKFI CAZ FESTİVALİ
yıldanbu
yana müzik anlayışı
ve disipliniyle
büyüdüğüm
babamın yolundan
gidiyorum.
Müziklerimiz
arasında hiçbir
farklılık yok. Aynı
müzik dilini
konuşuyoruz. Eğer
Frank Sinatra'nın
oğlu olmasaydım,
çok farklı bir yerde
olurdum. Büyük
olasıhkla klasik
müziğe yönelirdim.
Babamın izinden
gidemediğim bir
nokta varsa o da
dans etmektir.
Tannm, ben dans
edemem.
Hem de hiç.'
yetiyle yola çıkmak. daha iyi enstrü-
mantasyona ve orkestrasyona yönel-
mek. Ben müzigimi bu sayede saf
tututuyorum. Bugün 'rock', 'rap\
'hip hop' gibi müzik türlerini icra
edenlerin çoğu. bizim gibi gerçek
enstrümanlar kullanmıyor; aşka.
sevgiye sahip olmayan elektronik,
tekno, müziği sentetik bir hale dö-
nüştüren enstrümanlar kullanıyorlar.
Müzikte tutucu birtavra sahip oldu-
ğum düşünülmesin. Bence müzikte
farklı rürlerin olması ve bunlann
kaynaşması, gerçek müzik yapma
kaygısını taşımak kaydıyia çok fay-
dalıdır. Geçmişte de birçok insan bu-
nu yaptı. Mesela klasik müziği caz
ile karma yorumladılar. George
Gershwin'den sonra caz, klasik mü-
zik anlamında ilerleme kaydetti. mü-
kemmel bir ortaklık yaratıldı.
- Birlikte çalıştığuuz orkestralar-
dan ve müzikal vizyonunuza katkıla-
nndan bahseder misiniz ?
SİNATRA JR. - Müziğe başladı-
ğım 60*lı yıllarda ilk olarak SamDo-
nahue Oritestrası ile çalıştım. Daha
sonralan HarryJamesOrkestrası ve
YVoody Herman Orkestrası -ki mü-
zik yolculuğumda çalışmaya 70'li
yıllarda Woody Herman henüz ha-
yattayken başladığım bu orkestrarun
kalan en önemli caz orkestralann-
dan biri olması ve aynı müzik dilini
kullanmamız açısından çok önemli
bir yeri var- gibi başlıca gruplann
yanı sıra Las Vegas'ta büyük göste-
ri orkestralarıyla, Hollyvvood'daki
belli başlı televizyon orkestralanyla
çalıştım. Bana müziği nasıl yorum-
layacağımı öğrettiler. Müzisyenlerin
konuştuğu dili anlamaya başladım.
onlarla ortak bir duygu bütünlüğü
geliştirmeyi öğrendim. Müzikte ge-
lişme için her alanda olduğu gibi en
önemli anahtarın pratige ağırlık ver-
mek olduğunu kavradım.
- Babamzm müzik yaşamınızdaki
yerini nasıl tanımlıyorsunuz?
SİNATRA JR. - 40 > ıldan bu yana
müzik anlayışı ve disipliniyle büyü-
dügüm babamın yolundan gidiyorum.
Müziklerimiz arasında hiçbir farklılık
yok. Aynı müzik dilini konuşuyoruz.
Eğer Frank Sinatra'nın oğlu olmasay-
dım, çok farklı bir yerde olurdum. Bü-
yük oiasılıkla eğitimini aldığım kla-
sik müziğe yönelirdim. Babamın izin-
den gidemediğim bir nokta varsa o da
dans etmektir Tannm, ben dans ede-
mem. Hem de hiç.
- Film müziklerinin yanı sıra baba-
nız gibi aktöriük de yapfınız...
SİNATRA JR. - Evet. Birçok so-
undtrack çalışması yaptım. İlk film
müzigimi 20yaşımdayken 'Monster
and The Surfgirls' (Canavar ve Sörf-
çü Kızlar) adlı bir film için yaptım.
Berbat bir filmdi. Hatta o zamanlar-
ki kız arkadaşım, onu kızdırdığımda,
beni o filmi seyrettirmekle tehdit
ederdi. Aynca Japonya ve Meksi-
ka'da birtakım sinema filmlerinde,
Amerika'da televizyon filmlerinde
küçük rollerde göründüm. Kısa sü-
reli birdizi filmde Frank Sinatra'nın
şarkılannı Frank Sinatra olarak ses-
lendirdim. Kim Basinger ile 'Cool
VVorfd' filminde oynadım.
CUBANİSMO'NUN KONSERİ BUAKŞAM SAAT22.00VE
Esma Sultan1da
Küba gecesi
CUMHUR CANBAZOĞLU
Latin cazının en önemli gruplanndan
Cubanismo bir kez daha Istanbul'da
sahneye çıkıyor. Esma Sultan Yabsı'nda
22.00'de başlayacak konserde, 'Mardi
Grass Mambo1
başlığıyla Nevv Orleans
cazıyla Küba 'son'Jannı harmanlayan
bir projeyi sunacak grup. Bu proje için
'New Orleans yakasa'ndan Terri Deg-
ruy da sesiyle "Cubanismo'ya katıla-
cak.
Altı yıl önce Havana'da dünyaya ge-
len 'Cubaıüsmo'nun babası ünlü genç
trompetçi Jesus Akmany. Karayip ez-
gileriyle tatlandırümış caz üreten, Kü-
ba klasiklerinin yamnda birçok özgün
parçayı da yorumlayan grup çizgisini
daha çok dans ritimleri ve elemanlan-
nın virtüözitesini öne çıkartan bir per-
formans üzerinde yoğunlaştınyor.
Afro-Kûba soundunu dünyanın dört bir yanma taşıyorlar.
Bölgeden çıkan en güçlü grup değil
belki Cubanismo ama samimi ve canlı
performansıyla, sabneden taşan sıcak
iletişimiyle kısa sürede zdrvede dolaş-
nayı başardı biJe.
Ekibin öyküsü şöyle şekilleniyor; ka-
riyerine, klasik Küba müziği çalan Si-
erra Maestra grubunda trompet çalarak
başlayan Jesus Alamei, geleneksel mü-
zıkleri yeniden ayaga kaldırmak için
zor bir projeyi yaşama geçirmeye karar
veriyor ve ada dışında yaşayan piyanist
AMredo Rodriguez'i ahp Havana'ya gi-
diyor. Küba müziğini dünyaya tanıtan
müzisyenlerordusundan 'Castro'yasa-
dık' ekibe mensup Cubanismocular.
Havana'da görüşmeler yaptıktan son-
ra 'Irakere' grubunun temel adamlann-
dan Orlando 'Marakas' Valk'yı. Migu-
el 'Anga' Diaz ve Carios Alvarez'i. vur-
malılar ustası Tata Guines'le Yosvany
Terry'i, Carnto Del Puerto'yu yanlan-
na ahp Cubanismo projesine başhyor-
lar. Ekiptekilerin sayısı kısa sürede 15
kişiye çıkıyor.
İsimlerini verdikleri, 1996 tarihli ilk
albümleri dünya çapmda ses getirivor.
Küba müziğinin müthiş rüzgânnın yar-
dımıyla ikinci albümleri 'Matemba' da
(1997) iyi satıyor. Rumba, ça ça, son,
danson gibi ritimlerin yanı sıra çok az
bilinen "pa'ca"yı da
dünya sahnesine ta-
şıyorlar. Bu albümün
tanıtımı çerçevesinde
grup ilk kez Istan-
bul'da da boy gösteri-
yor. Uzun yıllar ulus-
lararası alanda arka
planda kalmış Küba
müziğinin, arayı ka-
patıp Latin müziği
kuJvannda hak ettiği
yere gelmesinde bü-
yük paya sahip olu-
yorlar. Yasamın için-
den gelen, vücuda
çok yakışan ritimlere
sahip olan, tatlan ve
hayalleri çok güçlü
olan Afro-Küba so-
undunu dünyanın
dört bir yanına taşı-
yorlar.
1998 'de üçüncü albüm 'Reencarnaci-
on'u kaydeönek üzere stüdyoya giriyor-
lar. Ça çadan mamboya, daha az bilinen
descargo. pilon, guarachaya kadar bir-
çok geleneksel Latin müziği türünü kul-
lanıyorlar Bu albüm de kısa sürede lis-
telerin üst sırasına yerleşiyor.
Gecen yıl da Bob Mariey'nin reper-
tuvanndan bazı parçalan salsa, ça ça ve
sonla birleştirmeyi deniyor grup.
Fransız veCezayirli müzisyenlerden oluşan DezorientaL Babylon'daydı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Transa dönüşen konser
BURCL'GÜNÜŞEN
10 yıl önce kurulan Avrupa Caz Festivalleri
Büiiği (European Jazz Festival Organısation),
ıkı yıldır yeni yeteneklere değişik ülkelerin fes-
tivallerinde kendilerini tanıtma olanağı sağlı-
yor. Geçen çarşamba gecesi Babylon'da bir
konser veren 'DezorientaT de bunlardan biriy-
di. Cezayirli ve Fransız elemanlardan oluşan
topluluk. Fransa'nın St. Etienne kentinden ge-
liyor. 'DezorientaT bu yaz Istanbul'dan önce
Montreal dahil pek çok caz festivalinde konser-
ler verdi.
Dianne Reeves'in dans ederek
dinlediği konserde 'DezorientaT
Istanbul'a dair "La Vache İstan-
bul* (Vay Be Istanbul) adlı şarkı-
sını da yorumladı. Topluluğun ut,
gitar. akordeon, perküsyon ve tu-
banın şaşırtıcı birleşimınde Doğu
ezgilerinden. Çigan müziği ve
blues'dan esintiler taşıyan konse-
rinden önce vokalist Âbdel Wa-
heb Sefsaf la konuştuk.
- Dezoriental adı, yaptığıruz mü-
ziği de tanımlıyor sanırım...
ABDEL VVÂHEB SEFSAF -
Biz Fransa'dan geliyoruz ve Fran-
sa. müziğin evreninde bürün kül-
türlerin yer edebileceğine inancın olmadığı bir
yer. Ama bız buna ınanıyoruz ve bunu da gös-
termeye çalışıyoruz. Müzik natürel değildir, her
kültürün kendine göre bir müziği \ardır.
- Doğu müziklerinin Batı formlanyla yorum-
landığı parçalar oldukça popüler. Bunun tam
tersi hakkmda ne düşünürsünüz?
SEFSAF - Yıllardır her zaman Batı müziği
egemen oldu. Batı müziği formunda Doğu mü-
ziği dediniz ya... Aslında yıllarca tam tersi ol-
du. Ama son yıllarda Doğu müziği de dinlen-
meye başladı. Dünyada yıllardır Amerikan rock
müziği etkili oldu. Şimdi yavaş yavaş etkisini
ir şarkının
klişe olmaması
için bazı yerlere
gidip bazı olaylan
yaşamak, bazı
yerleri görmek
gerekiyor. Ancak
bu şekilde orijinal
şarkılar ortaya
çıkabilir.'
kaybeden bir müzik bu. Bu sayede belki de o-
nun dışında neler olabileceğinin farkına var-
maktayız. Internetin yaygınlaşması, iletişimde
demokratikleşme de buna yardımcı oluyor. Ya-
vaş yavaş rock müziğin o kadar zengin bir mü-
zik olmadığmm, onun dışındaki zenginliklerin
de farkına varmaya başladık.
- Tekrara ve klişelere düşmekten nasıl kaçmı-
yorsunuz?
SEFSAF-Müzik yaparken içimizden geleni
dinlemeye çalışıyoruz. 'Manök'la değil. çok
daha duygusal ve etkilenimlere açık bir müzik
^ ^ ^ ^ ^ ^ yapıyoruz. O yüzden tekrara düş-
~ ~ ~ ^ ~ ~ memiz söz konusu değil. Örneğin
ben Istanbul'a geldiğimde bir şok
yaşadım, çok güzel bir şehir oldu-
ğunu gördüm. Bunlar 'La Vache
Istanbul' şarkısına esin kaynağı
oldu. Bir şarkının klişe olmaması
için bazı yerlere gidip bazı olay-
lan yaşamak, bazı yerleri görmek
gerekiyor. Ancak bu şekilde oriji-
nal şarkılar ortaya çıkabilir.
- Konserlerinizde dinleyiciyle
nasıl bir Uişki kuruyorsunuz?
SEFSAF- Bızimmüziğimiz in-
sanlara değişik duygular aşılaya-
bilir. Ve bunu değişik yöntemler-
le yapabiliriz. Bu da ilk olarak bu
müziği rahat bir şekilde dinlemekten geçiyor.
Konserlerde, orada olmaktan hoşnut olup olma-
dığımız duygusunu da seyirciye yansıtıyoruz.
Bir konser aslında bir transa dönüşebilir. Biz bu
konseri bir transa davet olarak görüyoruz. Mü-
ziğimizde Afrika, Pakistan, Halep'te dinlediği-
miz trans müziklerinden de çok etkilendik.
- Festivalin programı hakkmda ne düşünü-
yorsunuz?
SEFSAF-Genel olarak dünyadaki caz festival-
lerinde ticarileşmeye doğru bir eğilim var. Bura-
daki festivalin birtakım değerlere daha bağlı kal-
dığını ve ticariye kaçmadığını düşünüyorum.
Deep Purple Istanbul'a geliyor
• Kültür Senisi - Ünlü heavy-rock grubu
Deep Purple, ikinci kez Istanbul'a geliyor.
8 Eylül Cumartesi günü Bakırköy Fildamı
Arena'da hayranlarıyla buluşacak olan grubun
konser biletlerinin satışı, 20 Temmuz Cuma
gününden itibaren satışa sunulacak.
(Bilgi için: 212-236 75 60)
Royal Shakespeare'de oylama
• Kültür Ser\isi- 'Royal Shakespeare
Company (RSC) eleman fazlası nedeniyle
oylamaya gıdiyor. RSC'nin bağlı olduğu 200
üyeli BECTU (Yayın. Eğlence, Sinema ve
Tiyatro Birliği) yapılacak oylamada işten
çıkarılacak elemanlara 31 Temmuz'a kadar
süre verilmesi istegini reddetti. BECTU'nun
sözcüsü çıkarılacak kişilerin sahne arkası. set
çalışanlan ve gişe görevlilerini kapsadığını
açıklarken RSC'nin sözcüsü de "Bu, RSC'nin
gelecegi için atılan bir adım. Pozisyonumuzu
koruyup dünyanın kaliteli tiyatrolarından biri
olarak hizmet vermeye de\am edeceğiz" dedi.
Oylama için kesin bir tarih belirtilmedi.
Naidoo'ya Carnegie Ödülü
I Kültür Servisi - Yazar Beverley Naidoo.
'The Other Side of Trurth' (Gerçeğin Diğer
Yüzü) adlı kitabıyla. çocuk kitapları ödülü
dalında 'Carnegie Ödülü'nü kazandı. Yazarın
kitabını. okuldan evine dönerken bıçaklanarak
hayatını kaybeden Damilola Taylor'a. yeni
ülkelerde yeni yaşamlarla mücadele eden
ınsanlara ve onların ailelerine ıthaf ettiği
açıklandı. Ülkesi Güney Afrika'da 'ayrımcı
rejim' zamanında büyüyen Naidoo, 30 yıl önce
lngiltere'ye sürgüne gönderilmış. Yazann
ayrımcılığı ele aldığı iki kitabından
'Journey to Jo'burg', Ingiltere ve ABD'de
ödül alırken Güney Afrika"da 6 yıl
yasaklanmış. Yazar, ödül töreninde yaptığı
konuşmada "Amacım dünyaya yeni bir
pencere açmak ve okuyuculanmı hayal
güçlerinı geliştirmek için cesaretlendirmek.
Umanm yazdıklanm ınsanlara sorgulama
ısteği verecek" dedi.
Postexpress üçüncü istasyonda
• Kültür Senisi - lçeriğinde güncel konulara ve
kültür sanat etkinliklerine yer \eren Postexpress
dergisinin temmuz sayısı çıktı. Sayfalannı geniş
kapsamlı söyleşilere ve yazılara ayıran
derginin bu ay ele aldığı konulardan birkaçı
şöyle: 'Diyarbakır Cocuk Şenliği'nin aynasında
Biz ve Onlar', 'Ardahan'daki Atatürk Gölgesi
ve Uzay Araştnmalan Demeği'nin Yorumu',
'ODTÜ McDonald's'ı Hazmeder mi?'.
'Anti-McDonald's Kampanyasının Ruhu',
"Moskova Film Festi\ali'nden Notlar',
'Ölüm Yıldönümünde Refik Halit Karay'm
Düşündürdükleri' ve "Yavru Vatan mı,
Yan Vatan mı?. 'Bölünmenın Yıldönümünde
Kıbns'.
Gibson'dan müzayedeye destek
• ROCK H1LL
(AP) - Amenkalı
oyuncu Mel
Gibson, tarihi
eser olan ve
bağımsızlık
savaşmda üs
olarak kullanılan
'Tarihi
Brattonsville'
adlı kasabanın
restorasyonu için
sağlanan geliri
arttırmak için her
yıl geleneksel
olarak
düzenlenen
müzayedeye destek oluyor. Müzayedede
1700'lü yıllann ortasından kalan el yapımı
pipo, tüfek. düğme. iğne. demir para, anahtarbk
gibi eşyalar \e 'The Patriot' filmi
oyuncularının, yapımcılannın kendi
imzaladıkları fotoğraflar satışa sunuldu.
Yerebatan'da yaz konserleri
• İSTANBUL (AA) - Yerebatan Sarnıcı'nda
Istanbul Büyükşehir Belediyesi
Kültür Işleri Daire BaşkanlıgYnca
düzenlenen yaz konserleri. 18 Temmuz
Çarşamba günü başlayacak. îstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan
açıklamaya göre 'Istanbul Şarkılan'nın güzel
örneklerinin seslendirilmesiyle açılışı
yapılacak olan yaz konserlerinde gitar.
ney ve kemençe resıtali. sema gösterisi ve
fasıl ile Istanbul Çiftetellisi'ne kadar birçok
müzik etkinliği yer alacak. Sarnıcın mistik
ortamında. 30 Eylül tarihine kadar devam
edecek konserlerde Türk müziğinin seçkin
besteleri sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Yerebatan Sarnıcı konserleri. saat 15. OO'te
başlayacak. Konserler, sarnıca giriş
biletleriyle izlenebilecek.
Pavarotti'yle pîknik konseri
H Kültür Servisi - Ünlü tenor Luciano
Pavarotti. Londra'da Hyde Park'ta verdiği
'Pavarotti'yle Piknik' adlı konserinde Ingiliz
hayranlarıyla buluştu. Londralı operasev erlerin
akşam güneşinde sereserpe yayılarak
dinledikleri konserde Pavarotti, \'erdi'nin La
Traviata'sından seslendırdiği bir parçada
Italyan soprano Annalisa Raspagliosi ile düet
yaptı.