Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 TEMMUZ 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H i J V U i ı V / 1 V J J . / ekonomitgcumhuriyet.com.tr 13
PetrolYasa
Tasarısı tamam
• AJNKARA(AA)-
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakauılığı, Petrol Piyasası
Kanunu Tasansı taslağını
tamamladı. Taslak ile
petrol üretimi, temini,
stoklanması, rafinajı,
ürünlerin dağıtımı ve
satışına ilişkin yeni
düzenlemeler getiriliyor.
Akaryakıta bazı
maddeler kanştırmak,
akaryakıt tüketim
vergisini hiç ödememek
veya noksan ödemek
suretiyle vergi kaybma,
dolayısıyla haksız
rekabete neden olan
durumlann engellenmesi
amacıyla düzenlemeler
yapılıyor.
Bconominin
sigortası: KOBİ
• GAZİANTEP(AA)-
Türkıye'de, "ekonomı ve
sosyal yaşamın sigortası"
kabul edilen ve nüfusun
yüzde 40'ını temsil eden
200 bin küçük \e orta
ölçekliişletme(KOBl)
ile 4 milyon esnaf ve
sanatkâr bulunuyor.
Küçük ve Orta Olçekli
Sanayü Geliştirme ve
Destekleme İdaresi
(KOSGEB) verilerine
göre, Türkiye'de
işletmelerin yüzde
99.5'ini, istihdamın
yüzde 61 'inı ve katma
değerin yüzde 27 sini
oluşturan KOBl'ler, 318
küçük sanayi sıtesi ve 48
organize sanayi
bölgesinde üretim
yapıyorlar.
Bromoney'den
Kiödiil
• LONDRA(AA)-
Dünyaca ünlü fınans
dergısı "Euromoney" bu
yıl ikıncısini düzenlediğı
yanşmada Akbank ve
Global Menkul Değerler
şirketini Türkiye'nin en
iyileri olarak belirledı.
Dergınin ödül dağıtım
töreninde Akbank'ı
Genel Müdürü Zafer
Kurtul temsil ederken.
Global Menkul Değerler
firması da Finans
Direktörü Mehmet
Sağıroğlu tarafindan
temsil edildi.
Tüpraş'tan
sermaye atağı
• ANKARA(ANKA)-
Tüpraş Türkıye Petrol
Rafinerileri AŞ, tam
anlamıyla sermaye
atağına geçti. Kayıtlı
sermayesini 500 trilyon
liraya yükseltmesi uygun
görülen şirket, ödenmiş
sermayesinde de 175.7
trilyon liralık bedelsiz
arttınma hazırlanıyor.
Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK), Tüpraş'm kayıtlı
sermaye tavanını
büyiitmek için yaptığı
başvaruyu kayda aldı.
Şirket, 100 trilyon lira
düze/inde bulunan
kayriı sermaye tavanını
500 rilyon liraya
çıkaıacak.
İTOnun
ünffersitesihazr
• LTANBUL(AA)-
lstaroul Ticaret Odası
(İTCl Eğitim ve Sosyal
Hiznetler Vakü
taralndan kurulan
Istanul Ticaret
Üni^rsitesi, ek
konmjandan öğrenci
alarx bu yıl eğıtime
başlmayı planlıyor.
Ünhrsıte Rektörü Prof.
Dr. ait Sevginer, 8 bin
metkara net alanı olan
üni\rsıtenın tüm fiziki
yenemesini yaptıklannı
beliErek "Ağustos
ayına öğretime başlama
ıznı;in YÖK'e
başıracağız" dedi.
Krizle çalkalanan Arjantin'de hükümete 1.2 milyar dolarlık vergi avansı teklif edildi
Ozel sektörden deslekEk kredi istemedi
Amerikalı ekonomi
uzmanlan, Arjantin
krizinin dünya krizine
dönüşeceği yorumunu
abartılı buldu. Arjantin,
IMF'den ek kredi
istemezken özel şirketler
ve bankalar da hükümete
1.2 milyar dolarlık
kaynak önerdi.
Ekonomi Servisi - Ekono-
mik olarak çalkantıh bir dö-
nem geçiren Arjantin'de kri-
zin aşılması için özel sektör ve
bankalardan hükümete somut
destek geldi. Şirket ve banka-
lar 1.2 milyar dolarlık vergi
avansı önerirken ekonomi ba-
kanı da Uluslararası Para Fo-
nu'ndan (IMF) ek kredi iste-
mediklerinı duyurdu. Diğer
yandan söz konusu krizden
Amerıkan bankalarının kârlı
çıkacagını dıle getıren Amen-
kalı ekonomi uzmanlar, ülke-
dekı krızın bir dünya knzine
dönüşeceği yorumunu da
abartılı buldu.
Arjantin Ekonomi Bakanı
Domingo Cavallo, Reuters'e
verdığı demeçte, Arjantın'ın
IMF ile olan programı doğrul-
tusunda hedeflennin tanıamına
ulaşmakta olduğunu. IMF ve
Başta işçi örgüderi olmak üzere, Arjantin
halkının EV1F ve hükümetin uyguladığı
programa yönelik öfkesi giderek büyüyor.
Dünya Bankası'nın vaat ettiğı
ödemeleri yerine getirdığinı,
dolayısıyla da şimdilik taze pa-
ra talep etmediklerini söyledı.
Yorumlar abarüb
Cavallo. ülkenin cidden acil
durumunu dıkkate alan özel
sektordeki bazı şirket ve banka-
lann. 1.2 milyar dolarlık vergi
avansı teklıflerine karşın Arjan-
tin hükümetinın kemer sıkma
planına uyduğunu da belırttı.
Hükümetin böyle bir talep-
tebıılunmadığınınaıtınuızen
Cavallo. özel sektörün. kamu
finansmanının. bilhassa da
sosyal programların destek-
lenmesı, güçlendırilmesi için
vergi avansı ödemesinın teklif
edildiği için üzennde düşünü-
lebileceğini ve kabul edilebi-
leceğini de sözlerıne ekledı.
Öte yandan. uluslararası kre-
di derecelendirme kuruluşu
Moody s Investors Service, Ar-
jantin'in dövız cinsınden ülke
kredibilite derecesıni B2'den
B3 e düşürdü. Böylece, Arjan-
tin borçlanma tahvıllerine ya-
tınm yapmanm riski Ekvador,
Rusya ve Türkiye'ninkinden
daha yüksek oldu.
Arjantin dekı ekonomik knz
ve borçlannı ödeyemeyeceği
kaygısının, Türkiye de dahil,
gelışen piyasalan olumsuz et-
kilemesi abartılı bulundu.
Amenkalı ekonomi uzman-
lan. " Arjantin'deki ekonomik
krizin son aylarda çok sansas-
yonel hale getirildiği, bu krizin
potansryel zararuun daha ön-
ceki krizlere kıyasla çok daha
az olduğu" kanısındalar.
Şikago'daki yatınm şirketi
Griffin. Kubık. Step-
hens&Thompson'ın başeko-
nomistı Brian YVesburyye gö-
re Arjantin'ndekı ekonomik
krizin durumu Asya'dakinden
farklı. Çünkü Arjantin'de dur-
gunluk yıllardır, devalüasyon
ve borç ödemelerinde sorun
aylardır konuşuluyor. Asya'da
ise tüm bunlar aniden, üst üs-
te belirmişti.
Mali piyasalar uzmanlanna
göre. krizin dünyanın başka
alanlanna yayılma işaretlen bu
kez görünmüyor. Mesela tah-
vil ve bonolann getirileri ara-
sındaki farklar Rusya krizm-
deki kadar açılmadığından,
yatınmcılar, ellerindeki tahvıl-
leri ve hisse senetlerinı kolay-
ca satıp başkalannı alabilıyor.
Bankalar kâr edecek
Arjantın'e milyarlarca do-
larlık borç vermiş önde gelen
Amerikan bankalannın kredi
riskinin çok daha büyük olma-
dığı. hatta yerel bankalardaki
mevduat hesaplannm çözülüp
yabancı bankalara yönelinme-
siyle, ABD'li bankalann Ar-
jantin "deki gerginlikten kâr bi-
le edebilecekleri konuşuluyor.
Yarı özel düzenleme kurulusları, banka yerine batık kredlleri satın alarak ülkeyl mall krizden kurtardı
Malezya'da bankalar batamıyorEkonomi Senisi - Malezya,
1998 yılında alevlenen Asya
krizinden. uluslararası finans
çevrelenne tamamen karşı ge-
lerek tamamen kendı kaynakla-
nna dayalı özgün bir model uy-
gulayarak kurtulmav ı başardı.
Krizin en önemli öğelerin-
den biri olan batık krediler \e
körü durumdakı bankalar so-
rununu çözmek için Malezya,
bizdeki Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurumu'na
(BDDK) benzetilen, ancak sta-
tüsü ve işleyişi bakımından ol-
dukça farklı biryapı oluşturdu.
Malezya Ulusal Ekonomik
Eylem Konseyi'nce. Finans
Bakanlığı'na bağlı ancak 'özel
şirket' gibi çalışan üç kurum
oluşturuldu. Bunlar kötüyöne-
tilen şirketleri ve alacaklannı
tahsil edemeyen bankalan kur-
tarmayı hedefliyordu.
Bu kurumlar; bankalarla
kredi gereksinimi olanlar ara-
sında tampon görevi yapan Da-
naharta, bankalara sermaye
sağlayan Danamodel ve reel
sektörün borçlannı düzenleyen
CDRC idi.
BaükiarrehabiüteediKyor
Danamodal, bankacılık sek-
törünün güçlendirilmesi rolü-
nü üstlenmiş. Ancak bu amaç-
la bankalara el koymak yerine
batık kredilenni ayınp satın
alıyor. Böylece banka daha ıyı
bir fınansal yapıya sahip olu-
yor. Daha sonra Danamodal,
bankanın sermaye yapısını da
güçlendirmek için yardımcı
oluyor. Batık kredıleri ise Da-
naharta ile eşgüdümlü olarak
rehabiüte edıyor.
Yönetim ve çalışma ilkele-
ri, Malezya Merkez Bankası
ve hükümetle birlikte saptanı-
yor. ancak Danamodal'ın et-
kınliklerinden bağımsız ol-
ması sağlanıyor.
Danaharta'nın 2 temel ku-
ruluş ilkesı; yasalar aracılı-
ğıyla batık kredileri hayata
döndürmek ve şirketlere yö-
netimsel yeterlilik kazandır-
mak. Bu amaçla Danaharta,
bankalardan batık kredileri
bono karşılığında satın alıyor.
Yani, batan bir bankanın bü-
tün malvarlığını almadan
borçlan üstleniyor. Bu borcu
rehabilite ettikten sonra kre-
di isteyenlere veriyor.
D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGÎN YILDIZOĞLUlOiVD/^ergin.yildizoglurabtintemet,com
Tedavi Başarıyla Uygulandı, Hasta Komaya Girdi
An! Bahçeli ile Derviş barışsalar, so-
runlu bakanlar ıstıfa etse, koalısyon or-
taklan bir araya gelıp programın arkasın-
da oldukiarını açıklasalar, böylece gü-
ven sorunu çözülse, herşey düzelecek!
Her fantezi gıbı bunun da gerçekleşme-
diği sürece hoş bir tadı var. Ama gerçek-
leşirse (her fantezi gıbı) bir düş kınklığı
yaratması kaçınılmaz. 1994-95 Meksi-
ka krizi sırasında uyarmıştık; sorun
programı uygulayamamaktan değil, biz-
zat programdan kaynaklanıyor.
Aslında çok başarılı, ama...
Geçen hafta, Arjantin iflasın eşığine
gelince, birçok "gelişmekte olan piya-
sayı" sarsan deprem sırasında, CN-
N'de, ibret verıcı bir haber yayımlandı:
"Arjantin, IMF'nin yılın ilkyarısı için sap-
tadığı bütçe açığı hedefine ulaşmış,
hatta 150 milyon dolar da ötesine geç-
miş" (13/07). Arjantin, gerçekten övgü-
ye deger, çünkü (Julius Cesar trajedi-
sinden Mark Antony'nın retoriğini
ödünç alarak devam edersek) Arjantin,
IMF programını başarıyla uygulamış,
ama şimdi iflasın eşığınde! Arjantin
programı başarıyla uyguluyor, ama 3 yıl-
dır resesyondan kurtulamadı! Arjantin
programı başanyla uyguluyor, bütçe he-
deflerini tutturuyor, ama hâlâ kamu işçi
ve emeklilerinın maaşlannı yüzde 8-yüz-
de 10 oranında indirmek istiyor! Arjan-
tin programını başanyla uyguluyor, ama
"belki de bir devlet olarak yok olmakla
karşı karşıya" (Buenos Aires Herald'ın
yorumu, 6/07). Arjantin, IMF programı-
nı başarıyla uyguluyor, ama aynı B.A.H.
yorumcusu sormadan edemiyor: "Önü-
müzde ya ekonomik çöküş ya diktatör-
lük seçeneklerı mi kaldı?"... Bu övgü-
nün sonu gelmez. Gelın biz başka yere
gidelim.
Ancak Arjantin'ı terk etmeye de içim
el vermiyor. Biraz daha durmak istiyo-
rum üzerinde. Arjantin. IMF'nin ıstedik-
lerini canla başla yerine getinyor. Hatta
Wall Street Journal ın IMF yetkililerin-
den aktardığı gıbı "maaşlarda yapmayı
planladığı yeni kesintiler, programın
ötesine bile geçiyor" (13/07). Şimdi, siz
IMF'nin Arjantin'in yardımına koşması-
nı beklemez mısıniz? Halbuki, ne AB-
D'nin ne de IMF'nin "masasında böyle
biröneriyok!"ABD ve IMF, Arjantin'den
sorunu "kendi olanaklanna dayanarak
çözmesini" bekliyorlar. (New York Ti-
mes, 14/07).
Bu hayırsızlık niye? Şundan: ABD ve
IMF'nin "alet çantalarında" uygun bir
tedbiryok. Arjantin'in de verecek birşe-
yikalmadı. IMF'nin Arjantın'e sırtınıdön-
düğü gün Standard & Poors ve Mo-
ody's Arjantin'in kredi notunu düşürdü-
ler, notun daha da düşebilecegi konu-
sunda müşterilenni uyardılar (lnterna-
tional Herald Tribune, 14/07). Mo-
ody's'in risk yönetımi bırimi başkanı Vîn-
centTruglia bu tutumlannı "Arjantin'in
krizi çözmek için deneyebileceği seçe-
neklerini tüketmiş olmasıyla" açıkladı.
(IHT).
Truglia'ya göre Arjantin'in krizi atlat-
mak için gerekli parayı bulmasının üç
yolu var: "Dış ticaret fazlası, uluslarara-
sı piyasalardan borçlanmak ve varlıkla-
rını satmak". Arjantin'in parası dolara
bağlı, yanı degerii, dünya piyasalannda
resesyon var, öyleyse dış ticaret fazlası
hayal. iflasın eşığindekine kım yeni kre-
di verir? Varlıkfannı satmaya, yani özel-
leştirmeye gelince Truglıa şöyle diyor:
"Elindeki cazip variıklann hepsini çok-
tan sattı". (Demek ki, Arjantin, özelleş-
tirmeyi tamamladı, şimdi de satacak bir
şey kalmayınca, ortada kaldı - Ah! "Bak-
tıkça titrerim hayal-i istikbalime"). Işte
bu yüzden Truglia'ya göre "Arjantin'in
sorunlannın bilinen bir çözümü yok!"
Çizilene kadar çalınan plak:
Piyasa reformları
Şimdi Latin Amerika'ya geçebiliriz.
Önce bir noktayı açıklığa kavuşturayım.
Bu bölümün başlığındaki "sekter" ifa-
de bana değil, M.I.T. 'den Prof. Rudi
Durnbusch'a ait. Dumbusch, Financi-
al Times'taki (10/07) bir yorumunda, şu
sıralarda Latin Amerika'da işlerin kötü
gittiğini, 1970'lerin (diktatörlüklerdöne-
mi-EY) "tatltparasının", Menem döne-
minin "pizza- şampanya " günlerinin ge-
ride kaidığını anlatıyor. Dumbusch, böl-
ge ülkelerinin uyguladığı "başanlı" anti-
enflasyonist politikalara değindikten
sonra ekliyor: "Arkasından reformlar
geldi: Deregülasyon, daha iyi hükümet,
özelleştirme. Meksika, Brezilya, Arjan-
tin ve Latin Amerika'nın çoğu, bu şar-
kıyı plak çizilene kadar çaldılar". Re-
formlar başlangıçta "çığ gibi yabancı
para getirdi", ama "reformların siyasi
yükü de çok ağır oldu", siyasi istikrar
bozuldu. (Ben bundan, gelen paradan
halkın faydalanamadığı sonucunu çıka-
rıyorum. Siz ne dersıniz?)
Truglia'nın değindiği konuya Dum-
busch da geliyor: "Şimdi Latin Ameri-
ka'nın kamu varlıklarının çoğu satıldı.
Devletlerin kasası da boş (Hey! Bu, çığ
gibi para nereye gitti yahu?). Kurtarmak
için bile para verilmiyor. En son keşif,
borçların yeniden yapılandırılması".
Durnbusch'a göre "Şimdi (yani IMF
programlan sonuna kadar uygulandık-
tan sonra -E.Y.) büyümeyi yeniden sağ-
lamak daha zor. Bu işi onlar için yaban-
cı sermaye de yapmayacak."
Dumbusch, tek "kötümser" yorumcu
değil. Bakın The Economist ne diyor:
"On yıl boyunca uygulanan piyasa re-
formlarına rağmen, bölge hâlâ tehlikeli
bir biçimde yabancı sermayeye bağım-
lı (bu ifadeleri biz kullansak, damga ha-
zır: III. Dünya solcusu!) olmaya devam
ediyor. Şimdi bu da kıtlaştığma göre,
Meksika hariç (ABD'ye ihracatı biraz da-
ha düşün, onu da konuşuruz -E.Y.) Latin
Amerika'nın hemen tümünü, kamu ve
özel tasarruflannı ve ihracatlannı arttı-
nncaya kadar bir yavaş büyüme döne-
mi bekliyor" (14/07). "Peki tasanvflar na-
sıl artacak ekonomik büyüme olma-
dan?" diye soralım mı? Yoksa başımızı,
bilgece sallayıp, "yine bir azınlık toplu-
mun geri kalanını soymaya hazırlanıyor"
mu diyelim? Kısacası, Latin Amerika'da
da deniz bitti. IMF, yabancı sermaye ve
yerel oligarşiler alacaklannı aldılar. IMF
ellerini yıkıyor. Yabancılar evlerine dön-
dü. Yerel oligarşilerse, şu sırada bizim ki-
mi mümtaz, "soleğilimliyazahanmızın"
da gündeme getirmeye başladığı türden
"ara rejim" rüyalan görmeye başladılar.
Çünkü, Arjantin'in en büyük sendikasının
başkanı Hugo Moyana'nın dediği gibi
"bu açığın yükünü işçilerin, emeklilerin
değil son yıllarda servet yapanlann üst-
lenmesi gerekir" (VVSJ'nin "Gerginlik
Yükseliyor" başlıklı yorumu, 13/07). Bu
"servef yapanlann" ise hiçbir şey üst-
lenmeye niyetleri yok!
Dev şirketler, uluslararası mali ser-
maye, 20 yıldır, IMF'nin dünya ekono-
misinde açtığı yollardan geçerek ta-
lancı barbar ordulan gibi at koştur-
dular. Ancak talan edilecek alanlar
hızla bitiyor. Dünya ekonomisi de bir
resesyona girdi. 20 yıldır izlenen IMF
politikalan işlevsizleşti, hatta yol aç-
tıkları yıkım, uluslararası mali serma-
yenin degerlenmesinin de önünü ke-
siyor. Şimdi, gelişmekte olan ülkele-
re kimse borç vermek istemediği, ve-
remediği için, bunların kendi yagıyla
kavrulmaları bekleniyor. Takas veya
konsolidasyonla borçların yeniden
düzenlenmesinden, ülke ekonomisin-
de yeni bir büyüme trendinin yakalan-
ması için yeni ekonomik-sosyal-ku-
rumsal politikalardan söz açılıyor. Bu-
rada bir yol kavşağı var Ya bir dik-
tatörlük altında, uluslararası sermaye
için kullanılır hale gelecek bir biçim-
de yeniden formatlanmak ya da ken-
di kaderini tayin etmek, bağımsız bir
gelişme yolu aramak için bir hamle
yapmak. Hâlâ satacak bir şeyleri kal-
mış olan ülkelere gelince. Oraların
halkları halen, ülkeleri talan edilirken,
çeşrtli fantezilerle uyutulmaya devam
ediliyortar. Ama uyandıklarında onları
da, fantezinin vaat ettiklerinin aksine,
bir kâbus bekliyor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Eklemlendik mi?!
Ülkeyi yönetenler sonunda bir konuda ba-
şarılı oldular. Yaklaşık yirmi yıl öncesinden
başlayarak ülkemize sürekli olarak önerilen
dünya ekonomisiyle eklemlenme süreci
başanyla tamamlandı. Geçen perşembe sa-
bahı bir de uyandık ki ekonomimiz Arjantin
ekonomisinden etkileniyor ve yeni bir buna-
lım yaşamaya başlıyor. Bu başarı kutlanmaya
değer!
• • •
Beş yıl önce, 20 Mayıs 1996'da bu köşede
çıkan yazının başlığı "LA Olmak"t\. Bilirsiniz,
LA, Latin Amerika'nın kısa yazılışıdır. Geldiği-
miz noktada, LA olmak da ne demek? Yalnız-
ca LA'ya benzemekle yetinmedik. Ekonomi,
benzemeyi geçti, LA'dan doğrudan etkilenir
oldu.
Arjantin nereden çıktı? Ne dış ticaret ne de
yatırımlar bakımından güçlü bir ekonomik iliş-
kimiz var. Yine de Arjantin'in durumu Türki-
ye'deki ekonomik bunalımı etkiliyor. Neden?
Uluslararası sıcak para daha doğrusu para-
dan para kazanan spekülatörler, Arjantin'in
borçlannı ödeyemeyeceği kaygısını taşıyor,
Türkiye'nin de aynı duruma düşeceğini düşü-
nüyorlar. Para sermaye, borç ödeme yeterli-
liği bakımından her iki ülkeyi aynı özellikte gö-
rüyor. Arjantin'de enflasyon oranı sıfır. Kavga
faiz oranlarından çıktı; Arjantin, borç veren çev-
relerin istediği yüzde 14'lük faizi vermek iste-
miyor; faizin yüzde 9 olmasında ısrar ediyor.
Aynı gün ünlü The Economist, LA ekono-
milerinin yeni bir çöküntünün alacakaranlı-
ğına sürüklenmekte olduğu yorumunu ya-
pıyordu. Brezilya parasının yılbaşından bu ya-
na dörtte bir oranında değer yitirdiği; sanayi
üretiminin düşmekte olduğu; yabancı doğru-
dan sermaye yatırımlarının üçte bir oranında
azaldığı vurgulanıyordu. Oysa daha birkaç ay
önce aynı Brezilya, hızlı büyüme kaygısı ta-
şıyordu. Türkiye'ye ayak basar basmaz Ke-
mal Derviş, Brezilya'nın başarısını örnek alı-
yordu. Economist'in de yazdığı gibi şimdiler-
de Arjantin ile birlikte Brezilya, Şili ve Meksi-
ka dahil LA'nın güçlü ekonomiieri baş aşağı
gidiyor. Unutulmaması gereken, onyıllardır, LA
ekonomilerinin, katı bir biçimde, tıpkı son yıl-
larda bizde olduğu gibi ABD-IMF istekleri
ekseninde biçimlendiğidir.
Son Arjantin örneği gösteriyor ki hükümet
ne kadar yemin billah ederse etsin, kaç kez ye-
ni niyet mektubu verirse versin, para serma-
yenin gözünde değer kazanması ya da ona
güven vermesi olanağı yoktur. Böyle bir uğraş
boş bir çabadır; çıkmaz sokaktır. Çünkü doğa-
sı gereği sermaye kârını en çoklaştırmaya ba-
kar, bu amaçla her yola başvurur; başbakanın
öldüğünü de yayar, Arjantin'den etkilendiğini
de. Bu anlayışa, neyinizi verirseniz verin, gü-
ven veremezsiniz. LA ülkeleri de on yıllardır
veremiyor.
Hükümet güveni yanlış yerde arıyor. Güve-
ni istenenler, işsiz kalan milyonlar; maaşı ve
ücretlerinin alım gücü her gün azalan çalışan-
lar; siftahsız kepenk kapatan esnaf, ürününü
nasıl elden çıkaracağını bilemeyen çiflçi; üret-
ken sanayici değildir. Hükümet, bu kesimle-
rin güvenini sağlamaya çalışmıyor; tam tersi-
ne, bu kesimleri ezerek ve yoksullaştırarak, pa-
radan para kazananların güvenini kazanmak
için çırpınıyor. Çırpındıkça da batıyor.
önemli olan, para sermayenin oyun delik-
lerini, sağlıklı politikalarla tıkamaktır. Bunun
için de önce, sıcak para dolaşımını, en azın-
dan Avrupa Birliği ülkeleri oranında denetim
attında tutmak ve işlemlerinden vergi almak
gerekiyor. Sonra, kamu finansmamnı, akar-
yakıt, elektrik ve ulaşım gibi dolaylı vergiler ye-
rine, özellikle üretim dışı işlerden elde edilen
yüksek gelirlileri vergileyen bir temele da-
yandırmak zorunludur. Bunlara bağlı olarak
da yatırımı, işbulması, üretimi, verimliliği, ye-
niden yapılanması ve dışsatımıyla bütüncül
bir ulusal gelişme programını yaşama ge-
çirmektir. Dünya ekonomisiyle eklemlen-
menin doğru yolu budur.
e-posta: yakup(« metu.edu.tr
TCMBcJen kur değerlendirmesi
Döyizi, siyasi
gerilim arttırdıANKARA(ANKA).
Merkez Bankası, döviz
kurlannda haziran ayın-
da yaşanan artışın siya-
si tedirginliklerden kay-
naklandığını, bu dö-
nemde bankalan takas
ihalesine katılmaya teş-
vik etmek amacıyla kur-
lara müdahale etmedi-
ğini bildirdi.
Merkez Bankası, iç
borç takası sonrasında
faizlerin yükselmesini
ise IMF'nin program
hedeflerinin aşılmasın-
dan duyduğu kaygıyı di-
le getirmesi, FP'nin ka-
patılması ve Arjantin
ekonomisindeki geliş-
meler gibi faktörlere
bağladı.
Merkez Bankası
Araştırma Genel Mü-
dürlüğü tarafindan hazi-
ran ayına ilişkin olarak
hazırlanan Aylık Eko-
nomik Gelişmeler Bül-
teni yayımlandı.
Ay ortalannda banka-
lann sendikasyon öde-
melerinin bulunmasına
ek olarak siyasi tedir-
ginliğin etkisiyle döviz
kurlannın yükseldiği
vurgulanan raporda,
"Bu dönem içerisinde
Merkez Bankası dövize
müdahale etmeyerek
bankalan, açık pozis-
yonlannı kapatmakiçin
piyasadan döviz almak
yerine borç değişimi iha-
lesine kanlmaya teşvik
etmişnr
T>
denildi.
Bankalara telldn
Haziran başında, Ha-
zine'nin borç takası ya-
pacağı haberinin olum-
lu karşılanması nede-
niyle düşüş eğilimine
giren faiz oranlannın,
IMKB Tahvil ve Bono
Piyasası'nda, 5 Haziran
ihalesi öncesinde gelen
kâr satışlan, IMF'nin
niyet mektubundaki he-
deflerin aşılmasından
duyduğu kaygıyı dile
getirmesi nedeniyle
yükseldiği belirtildi.