17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA KURESELLEŞME rlNANClALTIMESIN DEĞERLENDtBMESİ: Türldye'de olaylar doruğa çıkacak £kononıi Servisi - Ünlü ekonomi gazetesi Financial Times'ta Türkiye ve Arjantin'de önümüzdeki günierde olaylann "doruğa çikacağı"ndan endişe edıldıği yorumunda bulunuldu. Gazetede yer alan bir haberde, Arjantin ve Türkiye ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmelerin gelişmekte olan ülkelerin para birimlerindeki düşüşleri harekete geçirdiğine dikkat çekildi. Geçen hafta Türk Lirası'mn ABD Dolan karşısında düşüş yaşadığı dönetnde Polonya para birimı yüzde 4, Macar "forint"i yûzde 3.2 oranmda dolar karşısında değer kaybetti. Aynca Brezilya para birimi "reaPin de yıhn başından bu yana dolar karşısında yüzde 29 oranmda gerilediğine işaret edildi. Haberde, 4Cast adlı bir damşmanhk şırketınin araştırma yöneticisi Ray AttrilTin "Türidye ve Arjantin'de önümüzdeki günierde olaylann • Financial Times'ta yer alan bir haberde, Arjantin ve Türkiye ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmelerin gelişmekte olan ülkelerin para birimlerindeki düşüşleri harekete geçirdiğine dikkat çekildi. endişcterimiz bulunuj-or" görüşûne yer verildi. Ancak haberde, uzmanlann Türkiye, Arjantin ve Brezilya'da olaylann kötüleşmesi halinde bunun gelişmekte olan diğer ülkelere bulaşmasım beklemedikleri yorumunu yaptılar. IDEAglobal'da gelişmekte olan piyasalar konusunda uzman olan Jofan Davitte, "Doğu Avnıpa ekononülerinin açüdannı acak para yerine uzun vadefi yaünmlarla fonlayabiliyoriar. Bu nedenk Laftn Amerikave Türkiye'de olaıüar diğer ülkeleri ohınısuz etküemez'' dedi. Bu arada, Financial Times'ta yer alan bir başka haberde, Brezilya Merkez Bankası'nın yeni kur politikasıyla ilgili eleştirilere yer verildi. Haberde, uygulanan para politikasının ülke para birimini daha da zayıflattığı ve enflasyonu azdırdığına işaret edildi. İşçilik ücreti Türkiye ortalamasımn altında IstanbuFda hayat pahah, emek ucuz ANKARA(ANKA)- Türkiye'nin en fazla nüfusa sahip kenti olan ve istihdamın yüzde 28'inı gerçekleştiren tstanbul'da. emek arzının çok daha fazla olması nedeniyle . . işçilik ücretleri ülke ortalamasının çok altında bulunuyor. Istanbul. düşük işçilik ücretlenyle adeta bir " ucuz emek cenneti" niteliğinde. Devlet lstatistik Enstıtüsü'nün (DlE)2000yıhnın ılk yansı ıtıbanyla sonuçlannı aldığı ıstıhdam ve kazanç anketıne göre, Fürkiye'de sanayı ışçilennin ıkramiye. prim ve sosyal yardım da dahil aylık ortalama brüt kazancı 445 milyon 175 bin lira düzeyınde gerçekleşti. Aylık kazanç Ankara'da 496 milyon 31 bin lirayla ülke ortalamasının üzerinde. İzmır'de de 408 milyon 152 bin lirayla ortalamaya yakın çıkarken aynı zamanda Türkiye"nin en pahah kentlerinden biri olan Istanbul'da 387 milyon 386 bin lira ile ortalamanın çok altında kaldı. Aylık ortalama brüt v kazancı Istanbul'da özel sektörün aşağı çektiği behrlendi. Istanbul'da kamu • Ulke istihdamınm yüzde 28'ini gerçekleştirmesine ve en pahah kent oimasına karşın tstanbul'da sanayi işçisinin aylık ortalama brüt kazancı Türkiye ortalamasının çok altında. işyerleri ortalamasında 669 milyon 307 bin lira olan aylık ortalama kazanç, özel sektöre ait işyerlerinin ortalamasında 365 milyon 34 bin lirada kaldı. Kocaeli, Tekirdağ gibi yoğun istihdamın olduğu kentleri de kapsayan Marmara Bölgesı'nin, işçilik ücretlennde Istanbul'un çok üzerinde olduğu belirlendi. tstanbul'da 387 milyon 386 bin lira olan ortalama brüt kazanç, bu kent dışanda tutulduğunda Marmara Bölgesı ortalamasında 489 milyon 129 milyon lira oldu. En düşük Güneydoğu'da Bölgeler içinde en düşük kazanç tutan ise 350 milyon 380 bin lira ile Güneydoğu'da. Güneydoğu'da aylık işçi kazancı özellikle özel sektöre ait ışyerlerinde 217 milyon 996 bin liraya kadar düşüyor. Güneydoğu'nun toplam istihdamdaki payı yüzde 3 düzeyinde bulunuyor. Ortalama aylık brüt kazanç, istihdamın yüzde 2.2'sini gerçekleştiren Doğu Anadolu'da 556 milyon 51 bin, istihdamdaki payı yüzde 9.8 olan Karadenız'de de 503 milyon 70 bin lira. BM'NtN 11. İNSANt KALKINMA RAPORU Zeııgiııler teknoloji akışını engeOiyor IVffiKStKO (AA>-Zengin ülkelerin, açlık ve yoksulluğun kökünü kurutacak bilimsel atıhmlarm yayılmasını engellediği bildirildi. BM'nin yann Meksika'nın başkenti Meksiko'da yayımlanacak geleneksel " I I . İnsani Kaikmma Raporuw nda, zengin ülkelerin, asıl sorunlan bir kenara bırakıp fiyatlar üzerinde tartışmalar yaratarak, ilaçlann gelişimini ve dağıtımını engellediği öne sürülürken genetik değişimle elde edilen ürünlere ilişkin tartışmalann da tek taraflı oîduğu belirtildi. Raporda, daha çok mahsul elde etmek için genetik olarak değiştirilen ürünlerin Afrika, Latin Amerika ve gelişmemiş tüm üîkelerdeki çiftçilikte devrim yaratabileceğt vurgulanırken Avrupa ve ABD'de bu konuda süren tartışmalann gelişmekte oîan dünyayla ilgili kaygüan göz ardı ettiği kaydedildi. Genetlk değlşlkHkler Eleştirmenler, güveniiirltkleri konusunda yeterince araştırma yapılmadığı gerekçesiyle genetik olarak değişikliğe uğrayan ürunlerin sağhk için potansiyel tehlike oluşturduğunu öne sürerken. raporda bu ürunlerin dünyanm açhk sorununa çare olabileceğine dikkat çekildi. Mucize olarak nitelenen onyıllıkAmerikan büyümesinin sonugeliyor EkonomidekitehditFREDERİC F. CLAIRMONT Ekonomıst Amerikan ekonomık çe\nmleri tari- hinin en büyük 'sarhoşluğu' ıçki saba- hının tatsızlığına dönüşmüşe benzıyor. Bir zamanlar Nevv York Tımes tarafın- dan selamlanan 'mucize ekonomi1 güç durumda. Nedenı ortada. Son dokuz yılda ekonomınin motoru. esas itiba- nyla yabancı sermaye akını olmuştur. Bunu. 1994 yılındaki yüzde 81'den 1999'da yüzde 184'e ulaşan borsa ka- pitalizasyonunun büyüme oranı açıkça ortaya koymaktadır. Bu oran gayri safi 'iç hasılanın (GSİH) yüzde 84 üzerınde- dir. Yoğunlaşma hm ıse 1925 \e 1929 arasındakınden daha yüksektir. Ne var ki finans balonu patlamaya başlamıştır. Devasa bir kumarhane Finans çevrelen ideologlannın k yu- muşakiniş' ya da 'düzehme' olarak ad- landırdıklan durumdan oldukça uzak- tayız. 2. Dünya Savaşı'nın sona erme- sinden bu yana son derecede cıddi bir ekonomik gerilemenin ılk çatırtılanna tanık olunmaktadır. Sonuçlan itibarıy- la bu. 1997 Temmuz'undaki Tayland • Birleşik Devletler Federal Rezerv'in geçen 19 Nisan'da. yılbaşından bu yana faiz oranlarmı dördüncü kez düşürmesi mayıs ortalannda bir beşincisinin de gerçekleşeceğini ihsas ettirdi. Bu kısa erimde borsa pazarlannın hareketlenmesine yol açmakta gecikmedi. • Ne var ki bu, aynı zamanda ekonomik gerilemenin vahim bir biçimde genişlemekte olduğunu da ortaya koymaktadır. Katı moneter çizgide direnen Avrupa Merkez Bankası ise faiz oranlarmı aynı düzeyde tutarak Amerika'yı izlemeyi reddetti. krizi ya da 1997 Ağustos ayında Rus- ya'nın ödemelen durdurmasından çok daha vahim durumlann ortaya çıkması nskınitaşımaktadır. Uluslararası finans sistemınin sınırlanna dayanılmıştır. Hi- lelı kurallar üzerine kurulu devasa bir 'kumarhane' olarak bu sıstemin. onu i- cat eden gayretkeş takımın savlannın aksıne. hıçbir zaman 'kaynaklann en adil biçimde dağüuıu' gıbı bir hedefı olmamıştır. Hedef hep uluslarüstü şir- ketlenn hısse sahiplerinın küçük bir azınhğının palazlanması olmuştur. Sadece3. Dünya'dadışborç 1992'de- ki 1 300 mılyar dolardan 2000 yılı so- nunda 2.100 mılyar dolara, faiz öde- melen ise 167 mılyar dolardan 343 mil- yar dolara ulaşmıştır. Borç alan ülkeler aldıklan paranın birkaç katını çoktan ödemışlerdir. Petrol ihraç etmeyen ül- keler ise doğrudan Amerikan büyüme- sinin hızını kesmesının sonuçlanna kat- lanmak zorunda kalmışlardır. Henüz dlbe vurmadı Birleşik Devletlerde sanayi, üretım fazlası olgusunu tanımaya başlamıştır. VVall Street'in çok sevdiğı ve borsa ka- pitalizasyonunun yüzde 60'ını temsil eden yeni teknoloji değerlen güç kay- betmektedir. Yeni ekonominin anahtar barometrelerinden biri olan Nasdaq Composıte lndex 10 Mart 2000'den bu yana yüzde 60 oranında kayba uğra- mıştır. Ne var ki bu tarihinın en kötü yı- lını oluşturmuş olsa da Nasdaq henüz bütünüyle dibe v urmuş değıldir. Nas- daq"ın lngılız karşılığı Techmark 100, yüzde 57'lik bir düşüşe uğramış. Al- Genel sıralamada sosval \e ekonomik sorunlar nedeniyle Afrika ülkeleri her zamanki gibi listenin sonlannda yer ahyor. Birleşmiş Milletler'in 162 ülke arasında yaptığı araştırma: Yaşam kalitesinde Norveç önde Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler'ın (BM) bııgün açıklaması beklenen ve ülkelen yaşam standartlan bağlamında karşılaştıran 11. İnsani Kalkınma Raporu'na göre dünyada yaşam kalitesı en yüksek ülke Norveç. Raporda, Norveç'in yanı sıra Avusturya. Kanada. Isveç. Belçika \e ABD ılk sıralarda bulunurken Sierra Leone. Nijerya. Burundi ve Burkına Faso yaşam şartlan en kötü ülkeler olarak sıralamanın sonunda yer aldı. Geçen yıla göre Norveç ve Avusturya. üst sıralara yükselirken ABD, Rusya. Kanada sıralamada düşüş kaydetti. ———— Kate Ravvorth tarafından hazırlanan raporda. kalkınma. ekonomik büyüme dışında, eğitim. yaşam uzunluğu, sağhk koşullan ve sağhk hizmetlenne ulaşım. kadın-erkek eşıtliği ve kadınların okuma-yazma oranı gibi ölçütler de temel alınıyor. Araştırma geçen yıl 174 ülkeyi kapsarken bu yıl 162 ülkenin verılerine bakıldı. Raporu hazırlayan Ravvorth. geriye kalan 12 ülkenin. araştırmanın su. sağhk hızmetleri gibi alanlarda en ait sınır olarak kabul ettiği ölçütlere ulaşamadığı için sıralamaya alınmadığını bildirdi. 2001 kalkınma raporuna göre. ortalama yaşam seviyesinin en uzun olduğu ülkeler Japonya ve • Kate Raworth tarafından hazırlanan raporda, kalkınma. ekonomik büyüme dışında, eğitim, yaşam uzunluğu, sağlık koşullan ve sağhk hizmetlerine ulaşım, kadın- erkek eşitliği ve kadınlarm okuma-yazma oranı gibi ölçütler temel alındı. tsveç. Norveç. Avusturya ve Kanada yaşam kalitesinde sıralamanın başında yer almalarına karşın. ortalama yaşam uzunluğu 60 yaşını geçmiyor. Listenin sonunda yer alan Sierra Leone'de ıse insanlar ortalama olarak 39 yaşını göremeden ölüyor. Raporda ver alan diğer ilginç sonuçlar şöyle: Dünya genelinde. kişi başına düşen ortalama gelir 6 bin 980 dolar. Sierra Leone'de bu oran 448 dolar. ABD, kışı başına düşen yıllık gelire göre 2. sırada bulunurken eğitim standartlanna göre 12. sırada, ortalama ömre göre 24. sırada. Yunanistan ve Kıbns'm arkasında yer alıyor. Kadınlann okula gitme — oranında ise aralannda Mozambik. Zambiya. Bahreyn, Kuveyt, Rusya, Hırvatistan gibi ülkelerin de bulunduğu 27 ülkede bir düşüş söz konusu. Raporda aynca. dünyadaki AIDS hastalannın sayısında artış olduğu kaydedildi. — Özellikle Mısır. Portekiz, Güney Kore ve Endonezya gibi ülkelerde hastalığa yakalananlann sayısının arttığı görülüyor. Genel sıralamada Afrika ülkelerinin yaşanan sosyal ve ekonomik sorunlar yüzünden listenin son 36 ülkesinden 29'unu oluşturması da dikkati çekıyor. man Nemax'ın kaybı ise aynı dönem- de yüzde 67 olmuştur. Bu gerıleme. bü- yümenin yavaşladığını ve büyük yatı- nmcılann körümserliğininbelirtısi ola- rak görünmektedir Bütçe fazlası dışında, Amerikan eko- nomisinin tüm göstergeleri kırmızıya dönüşmüş durumdadır: hisse senetleri pıyasası ayağını sürümekte. tüketicinin güveni, tüketimle birlıkte azalma eğili- mindedır. Konut yapımı beş yıldan bu yana en ait düzeyındedır. Büyük artış gösteren kredıler de daralma sürecine gırmıştir. Gerçekten de yatırımcılar yüksek nsk taşıyan sanayi değerlen karşısında ıstekli davranmamakta, sı- radan hisse senetlen piyasası ise gide- rek küçülmektedir. Ticari bankalann bilançolan, tıpkı finans aktiflerinin ni- telikleri gibi. hızla kötüleşmektedir. Aslında Amerikan ekonomik patla- ması ve dolann gücü, tanım olarak. ge- çıcı sayılan borçlanma üzerine kurul- muştur. Günün bınnde borçlann. bile- şık faizleriyle birlikte ödenmesı gerek- mektedir. Tabiı. ınkâryoluna gidilmez- se... Oysa. 1960 yıllan ortalanndan bu yana ödenmeyen borçlann düzeyı fi- nansal kapitalizmin değişımı ile ilgili çarpıcı bir görüntü ortaya koymaktadır. Federal Rezerv'in (FED) rakamlanna göre sözü edilen ödenmeyen borçlann toplamı 1964'tekı 1.027 mılyar dolar- dan 1999'da 25.678 milyar dolara yük- selmiştır. Bu, yıllık ortalama olarak yüz- de 9.6'yı ıfade etmektedir ki bu da gay- ri safı ıç hasılanın çok üstündedır. Bü- yümenin net bir biçimde yav aşlamasıy- la fark daha da artacaktır. Birikmiş borç- lann ödenmesi için bugünkü gayri safi ıç hasılanın üç katı gerekmektedir. Şir- ketlenn finans durumlan parlak olmak- tan uzaktır. Şırket borçlan 1999da 7000 mılyar dolan aşmıştır. Bu borçlar başta barikacılık kesımi olmak üzere çok yön- lü yoğunlaşmalarda kullanılmıştır. 1980 ve 1998 arası, Birleşik Devletler. ekono- mik tanhinin en büyük yapısal değişım- lerinden binne tanık olmuştur: 8000 bır- leşme ve edinımler sırasında 2000 mıl- yar dolarlık hısse el değiştırmıştır. Tasarruftart çok borç Aılelenn artan bir biçimde borçlan- malan da ekonomik yav aşlamanın öğe- leri arasındadır. Ödünç verılen para mıktan bugün özel kişilerin gelirlerinin yüzde 34'üne ulaşmıştır. Böylece 1990'da yüzde 8'e ulaşan tasarruf faiz oranları 1999'da yüzde 0.8'e düşmüş- tür.( 1) Başka bir deyışle aileler tasarruf- lanndan çok daha fazlasını borç olarak almışlardır. Ağır borç yükü altına gıren aileler. çoğu zaman. bugün. gelir ka- zançlanyla. yaklaşık 247 milyar doları geçen tüketim harcamalarını karşılaya- madıklan için evlenni ipotek ettırmek zorunda kalmaktadırlar. Para basmanın tanrısal ayrıcalığı Bir başka anahtar-öğe, cari harcama- laraçığının üstel (exponentielle) yükse- lişıdir. Burada söz konusu olan, mal. hizmet ve can ödemelerle ilgili ticari iş- lemlenn bilançosudur. 1992'den bu ya- na bu açık şaşırtıcı biçimde artarak, 2000 yılı sonunda 420 milyar dolara u- laşmıştır. Bu gayn safi iç hasılanın yüz- de 4'ünün üzerindedir. Hacım olarak ıt- halat, ihracatı yüzde 35 oranında geride bırakmaktadır. Ve bu sürmektedir. Bu arada. Birleşik Devletler'in 1981 yılına kadar. genel olarak. 'alacaklT bir ülke olduğunu unutmamak gerekir. Aslında son yıllann ekonomik patlaması. borç- lanmaya dayanmaktadır. İç talepteki ar- tış ıse giderek daha da artan ithalatla karşılanmaktadır. Yine başka bir deyiş- le. Birleşik Devletler ahmlannı. para basma makinesinı çahştırmak gibi, hiç- bir ülkeye tanınmayan benzersiz bir ay- ncalıktan yararlanarak. 'borcum borç* diyerek karşılamaktadır.Ticaret açığının yakın gelecekte azalması umudu yok gi- bidır: Büyüme her yerde düşüşe geç- miştır, dünya sanayiı yüzde 66 kapasi- teyle çahşmaktadır (On yıhn en düşük oranı). Dolann aşın değer kazanması ise Amerikan rekabet gücüne zarar ver- mektedir. Bu eğilimlen. özellikle çehk sanayiinde gözlemek olasıdır. Çelik üre- tıcilen son on yıhn ortasına kadar du- rumlanndan şıkâyetçi değildi. Daha sonra konjonktür radikal biçimde değiş- mıştir. Satılmayan mal stoklan büyü- müş, gelirler hızla düşmüş, kurlar. çetin rekabet ortamında dibe v urmuştur. Dün- ya çelik üretimmin ilk on büyük üreti- cisi içinde verimlilik açısından Amen- kan çelik sanayıi en zayıf konumdadır. Le Monde Diplonıalıgue. Maxıs 2001. Çevıri: Hüseyin Baş (l) Tasaırufun aile gelirlerindeki payı. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle