Katalog

SAtfA CUMHURİYET 29 HAZİRAN 2001 CUMA HABERLER Yener Yıldımm MHTye katıldı • AMCARA (Cıuntnıriyet Bürosu) - Ordu :>ağımsız millet/ekili Yener Yıldmrr'ın MHP'ye katıkaayla bu partinjı TBMM'deki sandaye sayısı I27'ye yüksedLDYP'den26 Nisan2(K)l tarihinde istifaeden Yıldınm'ın MHP'ye katılmasıyla bağınsız milletvekillerinin sayısı ia 112'ye düştü. TBMM'deki son sandalye dağıhmı şöyle:DSP: 132, MHP: 127, ANAP: 88, DYP: 83. Bağımsız:112, Boş:8. Başkaya yine cezaevinde • DİYARBAKIR (Curnhuriyet Bürosu)- Doçent Fikret Başkaya, yayımlanan bir yazısı nedeniyle DGM'nin verdiği 15 aylık hapis cezasını çekmek üzere bugün Kalecik Cezaevi'ne giriyor. Başkaya'yı, çahşmalannı yüriittüğü Özgür Oniversite'de yazarlar, düşünürler, şairler ve öğrencileri uğurlayacak. Başkaya hakkında 1 Haziran 1999'daBakış Gazetesi'de yayımlanan "Tarihi Dava mı?" başlıklı yazısı nedeniyle Istanbul 2 No'lu. DGM'de dava açılmıştı. Başkaya, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi uyannca "Basın yoluyla devletin bölünmez bütünlüğü aleyhine propaganda" yaptığı gerekçesiyle 16 Haziran 2000'de toplam 15 ay hapis cezasına çarptınldı. Bir kilo kıymaya 3 ay hapis • ESKtŞEHtR(AA)- Eskişehir'de 1 kilo kıymayı zimmetine geçirdikleri iddiasıyla yargılanan Maksut Aksoy ile Ahmet Çakır'a 3 ay lO'ar gün hapis cezası verildi. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen davada, sanıklar suçsuz olduklannı belirterek beraat isteminde bulundular. Mahkeme sanıklara öncelikle 6 yıl ağır hapis cezası verdi. Daha sonra mahkeme heyeti, 3 ay 10'ar güne indirdiği cezayı tecil etti. Hizbullahana davası • DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Hizbullah'ın iist düzey sorumlulardan Cemal Tutar ve Edip Gümüş'ün de bulunduğu 15 sanıklı ana davaya dün Diyarbakır 3 No.lu DGM'de devam edildi. Türkçe bilmediği için savunmasmı tercüman aracılığıyla yapan sanık Şeyhmuz Kınay, iddianamede belirtildiği gibi evinde kimsenin öldürülmesi için toplantı yapmadığını öne sürdü. Mahkeme, tutuklu sanıklann tutukluluk hallerinin devamına, Beykoz'da ele geçirilen dokümanlann istenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. MHP lideri Devlet Bahçeli ve bakanlarmm imzalamayı reddettiği kararname işlemden kaldınldı Nâzım'a yurttaşlık ayıbı• UNESCO, şairin 100. doğum yılı olan 2002'yi Nâzım Hikmet Yılı olarak kutlamaya hazırlanırken Türk hükümeti, Nâzım'ı yurttaş olarak kabul etmemeyi sürdürüyor. IMF'nin istediği yasalar için bürokrat ve bakanlara baskı yapan Ecevit de Nâzım konusunda MHP'nin tavnna boyun eğdi. BAHAR TANRISEVER ANKARA - Dünyaca ünlü şair Nâzun Hikmet'e, 50 yıl aradan sonra yurttaşlık hakkının geri verilmesi için hazırlanan ka- rarname, MHP'nin direnişi sonucu işlem- den kaldınldı. MHP lideri Devtet Bahçeli ve MHP'li bakanlann karamameyi imza- lamayı reddetmeleri nedeniyle Türkiye, 50 yıllık hatasını düzeltme şansını yitirdi. Başbakan Bülent Ecevit'in, DSP'li Kültür Bakanı İstemihanTalay'ın hazırlanmasını önerdiği kararname konusunda MHP'nin tavnna boyun eğmesi tepki çekti. Talay, 22 Ocak tarihinde Başbakanlık'a gönderdiği yozıda, Nâzım Hikmet'in yurt- taşlıktan çıkanlmasına gerekçe yapılan suçlann sonradan çıkanlan yasalar ile af- fedildiğine işaret etmişti. Nâzım'ın dün- vaca tanınan. beğenilen "BüviikTürkOza- 69 yaşında kalbine yenildi 1951de yurttaşlıktan çıkarılmıştı İlkkez,BakanlarKımüu'naginti ANKARA (Cıunhuriyet Bü- rosu) - Dünyaca ünlü şair Nâ- am Hikmet'e yurttaşlık hakkı- nın geri verilrnesine yönelik resmi girişimler, 1988 yılına dek uzanıyor. 25 Temmuz 1951 tarihli Ba- kanlar Kurulu karanyla yurt- taşlıktan çıkanlan Nâzım Hik- met'e bu hakkmın iadesi için ilk başvuru, şairin kız kardeşi Samiye YaHmm adına avukat- lan tarafindan 1988 yılında ya- pıldı. Ancak Bakanlar Kuru- lu'ndan 2 ay boyunca yanıt alı- namaması nedeniyle başvuru reddedilmiş sayıldı. Şairin 100. doğum yılı olan 2002'nin UNESCO tarafindan "Uluslararası Nâzan Hikmet Yıh" olarak ilan edilmesi giri- şiminin ardından bu kez Kül- tür Bakanı tstemihan Talay, yurttaşlıktan çıkarma karan- nın geri alınması amacıyla ge- rekli işlemlerin başlatıbnası için Başbakanlık'a başvurdu. nı" ve kültür adamı olduğunun da tartışma- sız kabul gördüğünü anlatan Talay. yazısın- da şugörüşleri dile getırmıştr "Nâzım Hik- met uluslararası değerler arasında sayıl- maktadır. Farkb siyasal görüşlerden lider- ler onun şiirlerini okujarak Türk halkına yaklaşımlanndan olumlu yönde etkUenmiş- lerdir. Nâzım Hikmet'in ulusal kurtuluş sa- vaşımızı an duru Türkçemizle destanlaşnr- ması ve belleğimize kazıması: geleneksel de- ğerlerimizden hareketle, külriirel anlamda küreseUeşme uğraşı vermesi; insanı ve yurt sevgisiyle birükte anılması, 2002 yılının UNESCO tarafindan l luslararası Nâzım HikmetYılı ilan edilmesi vekutlanması için bakanhğunızı cesaretlendirmişfir." Talay, Nâzım Hikmet"i yurttaşlıktan çıkaran Ba- kanlar Kurulu kararının idare hukuku an- lamında geri alınması gerektiğini belirte- rek bunun "geçmi$teyasanan ve hâlâ fartı- şılan bazı siyasi ola\ laruı > arattığı kırgınlık- laruı giderilmesini sağlayacağını \etoplum- sal banşa katkıda bulunacağmı" kaydettı. Coşana karşılık Nâzım Nâzım'ın yurttaşlıktan çıkanlmasına ilişkin karann geri alınması amacıyla ha- zırlanan kararname, Talay'm bu yazısından 14 gün sonra yapılan liderler zirvesinde benimsendi. Aynı zirvede gündeme gelen Esat Coşan'ın cenazesinin Süleymaniye Camii'ne defhedilmesine ilişkin kararna- menin imzalan hızla tamamlanarak Köşk'e gönderilirken Nâzım Hikmet'in kararnamesi için aynı özenin gösterilme- mesi dikkat çekti. Hükümet Coşan konu- sunda gelen tepkiyi örtmek amacıyla Nâ- zım Hikmet kararnamesinin sürecini hız- landırdı. Kararnameye ilk imzayı atan Başbakan Ecevit, gazetecilerin bazı MHP'li bakan- lann karşı çıkışını anımsatmalan üzerine, "Bilemiyorum, ancak Sayın Devlet Bahçe- li ile görüştük. Aranuzda bir görüş aynlığı yok"dedı. Bahçeli"ninkararaameyi imza- layıp imzalamadığınm sorulması üzerine de Ecevit, "Bir itirazı yok. Kimler imzalı- yor, bunu taldp edemem günü gününe. Ta- bü ama karşı görüşü yok" açıklamasını yaptı. Ancak MHP lideri Bahçeli ve MHP'li bakanlar Ecevit'in açıklamasının aksine kararnameye karşı çıktı. MHP'li Devlet Bakanı AbdulhalukÇay, karamameyi im- zalamayarak iki kez Başbakanlık'a geri gönderdi. Ulaştırma Bakanı EnisÖksüzde direnirken Tanm Bakanı Hüsnü YusufGö- kalp'in, ilk önce karamameyi onayladığı, ancak Bahçeli'nin imzasını göremeyince kendi imzasını da sildirttiği ileri sürüldü. MHP'nin direnişi üzerine zora giren karar- namenin işlemden kaldınldığı öğrenildi. Başbakanlık Müsteşan AhmetŞağar im- zasıyla I Haziran'da Kültür Bakanlığı'na gönderilen yazıda şöyle denildi: "Nâzım Hikmet Ran'ın Türk vatandaşlığuıdan çı- kanlmasına ilişkin 25.7.1951 tarihli ve 3/13401 sa> ılı Bakanlar Kurulu kararının yüriirlükten kaldınlması hakkuıdaki ilgi yazınız üzerine hazırlanan ve Bakanlar Ku- ruhı'na sunulan kararname tasansı, tekem- mül etmediğinden işlemden kaldınlmıştır." Baba Ocak yaşamınıyitirdi Istanbul Haber Servi- si-Gözaltına alındıktan aylar sonra Kimsesizler Mezarlıgı'nda bulunan Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak (69), dün kalp krizi geçirerek ya- şamını yitirdi. Oğlunu ölü ya da diri bulmak için aylarca mücadele • Baba Ocak, Mart 1995teia Gazi olaylan sırasında gözaltına akndiktan sonra kaybolan oğlu Hasan Ocak't bulmak için biiyiik mücadele vermişti. Oğlunun cesedini 5 aylık aramadan sonraKimsesizler Mezarhğı 'nda bulan Baba Ocak, ogünden sonra da kayıp mücadelesinin destekçisi olmuştu. ğumlu Baba Ocak, Mart 1995"teki Gazi olaylannın ardından gözaltına alınan ve akı- beti hakkında bilgi edi- nilemeyen oğlu Hasan Ocak'ın bulunması için aiiesiyle birlikte kam- panya başlattı. Kam- panya sırasında birçok kez gözaltına alı- nan Baba Ocak, "Hiç değilse oğ- lumun mezannı bileyim, birçiçek koyayım" diyor- du. Ocak ailesi- nin arayışları 5 ay sonra sonuç verdi ve Hasan Ocak'ın Kimse- sizler Mezarlı- gı'nda gömülü olduğu anlaşıldı. Ocak'ın cena- zesi daha sonra Kimsesizler Me- zarlığı'ndan alı- narak Gazi Ma- hallesi Mezarlı- gı'nda toprağa verildi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN HfM& MEHBRD iHHUW KANADOĞLIPNA DESTEK Yargının eli kolu bağlanıyor Mücadeleden vazgeçmedl I _ . eden Baba Ocak, bugün Gazi Cemevi'nde dü- zenlenecek cenaze tö- reninin ardından Gazi Mezarlıgı'nda toprağa verilecek. Birçok kez gözaltına alındı Tunceli, 1932 do- Baba Ocak, kayıp mücadele- sine destek ver- meye devam etti. 19 Mayıs j 1995'tenitibaren ~~ her cumartesi Galatasaray Lisesi önündeki sessiz oturma eylemine katıldı. Bir süredir rahatsız olan Ocak, dün sabah saatlerinde evinde fena- laşması üzerine Avcılar Vatan Hastanesi'ne kal- dınldı. Ocak tüm mü- dahalelere karşın kurta- nlamadı. Etibank'ın devriyle ilgili olarak incelemeyapılacak Dinçmen'e soruşturma izni ANK\RA (Cumhuriyet Büro- so) - Devlet Bakanı Kemal Der- viş, Istanbul DGM Başsavcılı- ğı'nın, dönemin Hazine Müste- şan Yener Dinçmen hakkında Etibank' ın Cavit Çağjar ve Dinç BJ^in'e satışında usulsüzlük yaptığı iddiasıyla istediği soruş- turma iznini verdi. Dinçmen'le ilgili ön inceleme yapmak üzere Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca 2 müfettiş görevlendirildi. Etibank'ın özelleştirilmesi sı- rasında usulsüzlükler yapıldığı yönündeki murakıp raporlannın ardından, dönemin Hazine Müs- teşan Dinçmen hakkında soruş- turma açılması için Başbakan- lık Teftiş Kurulu'nun Kemal Derviş'e yaptığı izin istemine yanıt geldi. Derviş, Dinçmen hakkındaki soruşturma istemi- ne olumlu yanıt verdi. Ön inceleme için görevlendi- rilen 2 Başbakanlık müfettişinin ' hazırlayacaklan rapor doğrultu- sunda son karan yine Derviş ve- i recek. Derviş'inyargılanmayö- nünde karar vermesinin ardın- dan Dinçmen'in Danıştay'a iti- \ raz hakkı bulunuyor. • Kemal Derviş'in eski Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen'in soruşturulup soruştu- • rulmaması konusunda da karar vermesi bekleniyor. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Ba- rosu Başkanı Sadık Erdo- ğan, Cumhurbaşkanı Ah- met NecdetSezer'e kamu görevlilerinin yargılan- masını zorlaştıran Me- murlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılan- malan Hakkında Yasa de- ğişikliğini geri çevirmesi çağnsında bulundu. Er- doğan, değişiklikle bü- rokratlann kanştıklan yolsuzluklann yargı de- netiminden kaçınlması- nın istendiğini vurguladı. TBMM'de önceki gün yasalaşan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri- nin Yargılan- ması Hakkın- daki 4483 sa- yılı yasada ya- pılan değişik- İikte gözler Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Se- zer'e çevrildi. Üst düzey bü- rokratlann yargılanması- nı güçleştiren değişikli- ğin Sezer tarafindan geri çevrilmesi gerektiği belir- tiliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kana- doğlu'nun değişikliğe gösterdiği sert tepkiye hukukçulardan destek geldi. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan, değişiklikle, kullandığı yetkiler açısından yolsuz- luklara bulaşma olasılığı yüksek bürokratlar ve bunlann kanştığı yolsuz- luklann yargı denetimin- den kaçınlmak istendiği- ne dikkat çekti. Erdoğan. "Başsavcıhğuı yetkisinin daratahnasıveitirazhak- • Hukukçular, Cumhurbaşkanı Sezer'e memurlann yargılanmasım zorlaştıran yasayıgeri çevirmesi çağnsında bulundu. kının smırlandırılması, suçlulann cezai sorumlu- luktan kurtanlmalan so- nucunu doğuracaktır" dedi. Erdoğan, şu değer- lendirmeyi yaptı: tt Me- murlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılan- ması Hakkındaki Yasa, giderek hak ara>an me- murun kâbusu', hak yi- yen kamu görevBsinin ise 'koruyucu" zırhı haline dönüştiirülmeye çahşıh- yor. Bu kabul edilemez. Umanz Id, bu vanhş he- sap Çankaya'dan döne- cektir. Sa>ın Cumhurbaş- kanı'nı bu yanhş hesabı bozma\a. \asayı geri çe- _„__ ı virmeye çağı- nvoruz." "Prof. Dr. Erdener Yurt- can, değişik- Iiğin3628Sa- yılı Mal Bil- diriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Ya- 1 sası'yla çeliş- tiğini kaydetti. Yurtcan, zimmet, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat kanştırma gibi suçlann işin belke- miği olduğunu belirtti. Yurtcan, savcılann başka kişiler hakkında suç işlediği ya da işleme kuşkusu altındayken haklarında soruşturma yapabildiğini anımsata- rak "Gerekirse dava açı- >T)r da nh e memurlariçin savcuıuı önü kesiliyor ki?" dedi. Suçla müca- delede savcıya sonuna kadar güvenilmesi ge- rektiğine işaret eden Yurtcan, değişiklikle yargının önünün tıkandı- ğını söyledi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Enis Öksüz milliyetçi değil mi? Tabii ki milliyetçi, üstelik Telekom'da arslanlar gi- bi direniyor. Eğer işe saf bir milliyetçilik gözlüğüyle bakarsanız, Enis Öksüz'e hak verebilirsiniz. Düzenlediği basın toplantı- larında, kamuoyuna yaptığı açıklamalar- da "Yabancılara karşı Türkiye'nin çıkarla- nnı savunmak" uğruna bu direnişi gös- terdiğini söylüyor. Yaptıklarına tam bir an- ti-emperyalist kahramanlık diye de baka- bilirsiniz. • • • Gerçekten öyle mi, Enis Öksüz 'milli çı- karlar' için mi Telekom'daki egemenliğin- den vazgeçmek istemiyor? Telekom, on- binlerce çalışanı olan, fürkiye'nin iletişim ağının merkezi. Enis Öksüz, 7 kişilik Tele- kom yönetiminin tamamını elinde tutuyor- du. Bu sayede ülkenin dört bir yanındaki postanelerde, haberleşme alanında sıkı bir kadrolaşmaya gitti. Bu alan ülkücüle- rin yemliği haiine geldi. Şimdi diyor ki, "Ne olursa olsun, bura- sının çoğunluk yönetimi bende olsun." "Neden sizde olsun" sorusunun cevabı ise şu şekilde, "Burayı yabancılara kap- tırmak istemiyoruz." Eh, bu durumda on- lara destek çıkmak gerekir. • • • Bir ülkenin yabancılardan gelecek üç kuruş para için bu durumlara düşmeme- si gerekirdi. Sonunda IMF'nin dedıği olacak, çünkü MHP kafasıyla yönetilen bu ülke iflas et- ti. MHP kafasıyla diyorum, çünkü Türkiye 12 Eylül'den bu yana, özgürlük düşma- nı, sol düşmanı, despotık ve baskıcı bir sistem tarafindan yönetiliyor. 12 Eylül dö- neminde Türkeş asken mahkemelerde yargılanırken "Düşüncelerimiz iktidarda, bız hapisteyiz" diyerek bu durumu açık- lamaya çalışıyordu. 1982 Anayasası'nın bazı maddelerinin değişmesi için Partılerarası Uzlaşma Ku- rulu çalışmaya başladı MHP'lıler anaya- Alın Size Milliyetçiliksanın bütün otoriter hükümlerini korumak için özel bir çaba harcıyorlar. Ellerinden gelse bir maddesine bile dokundurtmak niyetinde olmadıkları anlaşılıyor. 12 Eylül Anayasası'nın ve bugünkü dünyayla kav- galı, demokrasi ölçütlerini uygulamak is- temeyen siyasi çizginin en saf temsilcisi MHP. Şimdi iktidarda oldukları için bunu anlamak daha kolay. • • • Türkiye, IMF'ye muhtaç edildi. Türkiye emekçisi tarihinin en kötü koşullarını ya- şıyor. Düşünün.. bu ülkenin nüfusu 65 mil- yon ve sendikalı işçi sayısı 800 bin. Yani işçisi örgütsüz. 21 yıl önce sendikalı işçi sayısı 1.5 milyondu, bu rakam yarıya düş- tü. Nüfus arttı, dünyada örgütlenme ko- nusunda önemlı adımlar atıldı, Türkiye ge- ri gitti. O çok milliyetçi MHP, acaba emekçile- rin örgütlenmesi konusunda ne tarafta? Bir toplum örgütsüzse hakkını arayamaz, toplum içinde gelişen eşitsizliğe ve den- gesizliğe engel olamaz. Bazı çevrelerde sanki Türkiye yeni satılıyormuş gibi bir ha- va oluştu. Hayır, Türkiye 21 yıllık yağma- cı bir sistemin sonunda çöktü. Toplum ör- gütsüz olduğu için, başını kaldıranın başı ezildiği için işler bu noktaya geldi. • • • Şimdi tefeciler kapıya dayandı. Borç ve- ren, bunun karşılığında da bir şeyler iste- yecek. Bu krizden nasıl çıkabiliriz.. işe bu açıdan bakmak gerekiyor. Türkiye, özgürlüklerin önünü açan, top- lumun iç gerilimlerini azdınmak yerine dü- şüren, militarizmi güçlendirmek yerine ba- rışçı çizgide ısrar eden bir programla bu krizi aşabilir. Toplumun örgütlenmesinin önündeki engeller kaldınlsa, Türkiye de- mokrasi ölçütlerini yükseltse zaten mali sorunu çözmenin önündeki engelleri de kaldırmış olur. Peki çok milliyetçi MHP'liler böyle bir özgürleşmeyi istiyorlar mı? Tam tersi bir anlayış içinde olduklarını kendileri açıkça dile getiriyorlar. Devlet Bahçeli ne diyor: "Demokratikleşmenin sırası değil, şimdi ekonomikprogramı tamamlayalım." San- ki bunlar birbirinden ayrıymış gibi. • • • Telekom milliyetçiliğinin Türkiye'yi ifla- sa götürdüğünü görmek için Enis Ök- süz'ün ortaya çıkması mı gerekirdi? Bu anlayışın, yani özgürlüğün karşısına diki- len MHP milliyetçiliğinin, aslında yapısal krize neden olan anlayışın önderi olduğu- nu görmek için deprem mi olması gereki- yordu? MHP'nin temsil ettiği milliyetçiliğin, bu ülkeyi açlığa ve uygar dünyadan tecride götürdüğünü görmek için daha neler ya- şamamız gerekiyor? Enis öksüz'e teşekkürediyorum. Onun Telekom milliyetçiliği sonsuza dek devam etsin...