11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HAZİRAJ 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA A U l \ kulturtncumhuriyet.com.tr 15 Meksika yapımı 'Aşklar Köpekler' kesinlikle kaçınlmayacak cinsten bir film k benciDik, umut, günahbrSon Istaıbul Festıvali'nin seyredeni carpan filmlerın- deaı, festıvîl ve ödül rekort- msni, MeLika 2000 yapımı ".vmores FBTOS - Aşklar Kö- ptlder" 1 bu*ün göstenme gi- riy^or. Meksko'da geçen. görünürde birbinnden aynlan ama a>nı şoke ecicı bir araba çarpışmasında birle- şip bütünlenen 3 hikâyeye dayanan "Aşklar Köpekler", baştan belirt- m s k gerekirce nicedir görmediğimız cinsten, coşcun, taşkın bir ırmak gi- bi akan. sej rcısini 2.5 saatliğıne tut- sak alan ve iır 'ilk ıîlm'ın bütün he- yecanını taş,yan, yürekten çe- kilmış, uzur ve sürükle- yicri bir film. Içerdiği sıddetle. dur durak ıanı- mayan. hun- mali tempo- su ve at- mosferiyle göz alan bu Meksika filmine ilgisiz kalmak SUNGU ÇAPAN olası değil. Azteklerce 14. yüzyılın başında kurulmuş. 20 milyonu aş- kın nüfusuyla bugün dünyanın en kalabahk ve karmaşık metropolle- nnden biri olan Meksiko, aynı za- manda rüşverin. şiddetin, yozlaşma- nm, kırliliğin de görülmemış boyut- lara ulaştığı bir kent. Soluk soluğa izlenen ve ölümcül bir çarpışmayla noktalanan, son derece hızlı-hare- ketli bir araba takibi sekan- sıyla açılan "Aşklar Köpekler"in ilk bö- lümü "Octavio ve Susana"nın öyküsü. t Dövmeli yoksul genç Octavio (Gael Garcia Ber- nal), bir mar- kette çalışıp u- fak tefek soy- gunlara girişen maço ağabeyi Ramiro'nun ka- nsı Susana (Vanessa Bauche) yengesine fena halde vurgun ve sürekli askıntı. Köpeği Cafu'yu soktuğu köpek dövüşlerinden kazandığı paralarla Susana'yı alıp kaçmayı planlıyor Octavio. tkinci bölüm, kansını, iki kızını terk edip tuttuğu, medyanın gözünden ırak bir evde, büyük aşkı, Güney Amerika'nın en çekici top modeli Valeria'yla (Goya Toledo) birlikte yaşamaya hazırlanan dergi yöneti- cisi Daniel ve Valeria'nın kâbusa dö- nüşen. dehşetengiz öyküsünü nakle- diyor. Valeria'nın küçük finosunun döşemenin altına sıkıştığı bu bölüm oldukça asap bozucu. Geleceği parlak bir yörjetmen Son bölüm, 'ElChivoveMaru'ysa üniversitede hocayken kürsüsünü, öğrencilerini, ailesini, 2 yaşındaki kızı Maru'yu bırakıp dağa çıkmış, eski bir komünist gerilla olan. 'Ke- çi' lakaph El Chivo'nun (Emilio Ec- hevarria) dokunaklı serüvenlerini aktanyor. Dünyayı, düzeni değiştire- yim derken enselenip yıllarca hapis- te kalmış. her şeyden umudunu kesmış, kıralık katıllik yapan, sokak köpeklerine karşı çok sevecen, kızına hasret, kansı- nın cenazesine uzaktan katı- lan, yersiz yurtsuz, nihilist klo- şar El Chivo rolündeki Emilio Echevarria'nın unutulmaz per- formansıyla 68 kuşağına da içten se- lamlar göndenyor film. Çeşitli açılardan çekilmiş, herka- meramanın o andaki konumuna gö- re verilmış araba çarpışmasının bü- tün entnkayı ustaca bırbırine bağla- dığı "Aşklar Köpekler", beylik de- yışle tokat gibi film! Bu feci kaza sahnesiyle kaderleri kesişen, çeşitli Octavio (Gael Garcia Bernal) ve cefakâr dövüşçü köpeği Cafu. kesimlerden birçok kahramanın öy- küsünü, Robert Altman ustanm tar- zını çağnştıran çok parçah, çok kat- manlı, çok karakterli, doludizgin bir sinema diliyle harmanlayarak gözü- müze sokan. kolay kolay sınıflandı- rılmaya gelmeyen bu sarsıcı. ısıncı. şiddetlı, spektaküler 'ilk film', göz alınamayan, belgeselimsi, fıkır fıkır bir görselliği de yansıtıyor perdeye 2.5 saat süresince. Bizce, Tarantino'dan çok Baba Bunuel'ı akla getiren, seyircıyi sü- rekli uyanık ve tetikte tutan, anı pat- lamalara gebe, afallatıcı. parlak bir sinemasal güce sahip "Aşklar Kö- pekler"den, ikinci kez yine allak bullak olmuş, bitkin bir halde ama sıra dışı bir film seyretmenin verdi- ği keyifle çıktık ve 1963 doğumlu, Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritunun adını bir ke- nara kaydettik. Amores Perros / Yönetmen: Alejandro Gonzalez Inarritu / Senaryo: Guillermo Arriaga Jordan / Kamera: Rodrigo Prieto / Müzik: Gustavo Santaolalla / Oyuncular: Emilio Echevarria, Gael Garcia Bernal, Goya Toledo, Vanessa Bauche, Alvaro Guerrero, Jorge Salinas / Meksika 2000 (Umut Sanat). Teknolojinin gelişmesiyle yeniden ilgi gören canlandırma sinemasmm son bombası: Shrek Animasyon-masal âleıııi parodisiBir varmış bir yokmuş, Shrek adındaki in- san kaçkını, yeşıl, ıtıcı bir dev. bataklıkta ya- şarmış ve günün bınnde prensese âşık olmuş.. Güzelle Çirldn masalının yenı bir versiyonu sayılabılecek "Shrek", son yıllarda teknolo- jinin gelişmesiyle yeniden canlandığı gözle- nen, seyircıden de rağbet gören canlandırma sinemasının en yeni "bombası". Bilgisayar destekli görsel efektlennm marifetiyle karak- terlen 3 boyutlu, capcanlı bir hale gelen ve ki- mi sahnelennde gerçek bir film izlenimi ve- ren "Shrek"in, günümüz canlandırma sine- masmda bir kilometre taşı olduğu ileri sürü- lebilir şımdıden. Yediden >etmişe her kesime hitap edecek şekilde yazılmış, basit ama esprili bir senar- yodan çekilmiş, atıfta bulunduğu ünlü masal- Yönetmen: Andrevv Adamson, Vıctoria Jenson / Senaryo: Ted Elliott, Terry Rossio, Joe Stillman, Roger Schulman, William Steig'in çocuk kitabından / Müzik: Harry Gregson- VVilliams, John Povvell, James McKee Smith / Seslendirenler: Mike Myers, Eddie Murphy, Cameron Diaz, John Lithgovv / ABD 2001 DreamVVorks (UIP) larla, eski Walt Disney kahramanlanyla dal- gasını geçen, bıldik klişeleri tersine çeviren mizahi yaklaşımı ve düşmeyen temposuyla baştan sona ılgiyle tüketilen filmin keyfini, çocuklardan çok yetişkin seyirci çıkanyor gi- bi geldi bize. Filmin başında tuvaletten çıkıp çamur ban- yosunu yaparken doğal ihtiyaçlannı gördüğü- ne de tanık olduğumuz, ağzı kokan, yeşil, çir- kin Shrek'imiz. aslında ca- navar görünüşünün altın- da gayet makul, gerçek- çı, iyi yürekli bir dev. LoDuc ülkesinin tahtı- na göz dıkmiş "kötü adam" Lord'dan kaçan masal kahramanları- nm (3 kör fare, ayı ve domuzcuk. 7 cüceler, Pinokyo. haın kurt vb.) ve kesinkes Shrek'le dost olmaya kararlı, çenesi düşük, uyanık bir eşeğin ba- taklığa sığınmasıyla düzeni bozuluyor, huzuru kaçıyor in- san kaçkını, huy- suz devin. Batak- lığı geri vermesi karşılığında, on- dan prenses Fi- ona'yı alev sa- çan korkunç ejderhanın ko- ruduğu şato- dan kurtarmasını istiyor Lord. Shrek'le, tatlı diliyle dişi ejderhayı bertaraf eden dostu eşe- ğin (Eddie Murphy her zamanki hinoğluhin- liğiyle bir dublaj ustası olduğunu da ser- giliyor yine), güneş batınca çirkin bir kadına dönüşen Fiona'yı kurtarma operasyonunda, çirkin devimiz prensese âşık olacağını \ e aşkı- na karşıhk bulacağını ne bil- sin? Mutlu son. Külkedisi, Pamuk Prenses ve Robin Hood'la adamlan- nın da yer aldığı bu animas- yon ve masal âlemi parodisi niteliğindeki film, espriler arasına özlü mesajlar sıkıştır- maktan ve Lord'a bir çeşit da- nışma hizmeti veren sihirli ayna gibi buluşlardan yana da zengin. Sonuçta, Disney ekolü çizim tarzına yeni boyutlar katan animasyon tekniği, modern tavn, diyaloglan, ZAZ'cıları arat- mayan espri-mizah düzeyi ve mü- zikleriyle herkese sahk verile- cek türden, hoş, canlı, eğlence- li bir seyirlik "Shrek". "Dre- amWorks Pictures" için de "Kanncalar'Man sonra yeni bir yüzakı. İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Inci LJmanı'nda aşka ve savaşa takılan kolye "Peari Harbor" denınce insanlann aklına bir savaş saldınsınm gelmesi nasıl bir savaş kültürü içinde yaşa- dığımızın da işareti sayılmalıdır. çünkü bu şırin limanın adı "İnci Li- manı"dır. Yerlilerin su>un altına da- larak inci istiridyelennı topladıklan bu lıman 2. Dünya Savaşı'nda Ja- ponlann ünlü baskınıyla tanınacak. adı artık bu saldınyı simgeleyecek- tir. Aslında Japon amirali Yamamo- to"nun bu efsane baskını. savaş tari- hine bir strateji dehası olarak geçe- cek, büyük organizasyonlann kusur- suz planlamasına örnek gösterile- cektir. .Amerika henüz savaşa girme- mıştir ama Japonya'nın savaş gücü- nîi kısıtlayan önlemleri arttınnıştır. Bir süre sonra Amenka'nın savaşa gırmek zorunda kalacağını hesapla- yan Japonlar ani bir baskınla Atlan- tik savaş gücünü yok etmeyi planla- mışlar. aylarca bu plan üzerinde ça- lışmışlardır. Yapılan bir araştırmada bu baskımn başanlı olabilmesi için 16800 faktörün hesaplanması gerek- tiği. Yamamoto'nun 15200 faktörü hesapladığı, bunun da büyük bir he- sap başansı oldugu anlaşılmıştır. Pe- arl Harbor'da bulunan Amerikan gü- cünün denizdeki, karadaki ve hava- dakı konumlan aylarca araştınlmış. bunun yanı sıra Amerikalılann ya- şam biçimleri, ahşkanlıklan, dısip- lın eksıkliklen. toplu yaşam biçim- leri incelenmiştir. Cumartesi akşam- lan çok içki içip eğlendikleri sap- tanmış, pazar sabahı ise kendilerini güç topladıklan sonucuna vanlmış- tır. Saldınnın tarihi ve günü bütün bu faktörlerin değerlendirilmesiyle sap- tanmış, Noel eğlencelerinin gevşek ortamında bir pazar sabahı yapılma- sma karar verikniştir. 7 Aralık 1941 tarihinin ve pazar sabahının nedeni budur. Filmin tarihi gerçeklerle ilgi- lı bir kaygısı olmadığı için izleyici bunlan filmde görememektedir. Film, çocukluk arkadaşı iki pilo- tun Amerikan Hava Kuvvetleri'ne katılışının öyküsüyle başlar. iki pi- lot da Pearl Harbor'da görev alır. Ra- fe McCavvley (Ben AfDect), burada güzel bir hemşireyle (Kate Becküı- sale) tanışır ve bırbirlerine âşık olur- lar. Arkadaşı Danny Walker (Josh Harrneft) için de güzel günlerdir. Pe- arl Harbor'daki görevleri rahattır ve hepsi de burada olmayı Hawaii tati- li olarak görmektedir. Fakat Rafe, zor durumda olan ve pilot eksikliği- nin sıkmtısını çeken Ingiliz Hava Kuvvetleri'ne gönüllü olarak gıder, sevgilisi Evelyn (Kate Beckinsale) çok üzülür ama yapacağı bir şey yoktur. Günler böyle geçerken Ra- fe'in Almanya üzerinde vurulduğu haberi gelir. Evelyn yıkılmışrır, öte yandan da Danny için ona duyduğu yakınlığın yolu açılmıştır. Böyle bir ikilem içinde Japonlar Pearl Har- bor'a saldınr ve her şey değişir. Böyle bir konuyu ışleyen bir film bir aksiyon filmi olmamalıdu-. Gör- kemli savaş sahneleri de tek >anlı Amerikan görüşünü yansıtmaktadır. Buna karşın filmde Japonlann cid- di çalışmalan yanında Amerikalıla- nn nasıl disiplin eksiklikleri içinde olduklan da görühnektedir. Japonla- nn bu saldın için yaptıklan küçük denizaltılarlaZero uçaklannın özel- likleri de belli olmamaktadır. Film büyük bütçesine karşın tutarlı bir si- nema anlayışından yoksundur. Sa- vaşın yorumuna ilişkin hiçbir görüş yansıtılmamakta, sadece Amerikan Başkanı 'nın "Bugün bir alçaklık gü- nü olarak hatuianacaktır" sözleny- le yetmilmektedir. Aşk öyküsü ise aslında önemli bir temayı işlediği halde (iki arkadaşın arasında kalan bir kadının aşkı) savaşın dehşerinde tam anlamıyla gürültüye gitmiştir. Pearl Harbor. bir filmin. bütçesiyle değil, sinema düşüncesiyle büyük olabileceğine güzel bir örnek oluş- turmaktadır. Seyirlik bir film ama Pearl Harbor'ı anlatamamış. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR iz de Orada Doğabilirdiniz Hakkârili çocuklann gözleri pırıl pırıl. Heyecan- la yollannı gözledikteri sanatçılan karşılamaya gelmişler. Ellerinde birer kâğıt parçası, imza istı- yorlar. Televizyonda gördüklen çocuklar gibi... Savaşı unutmak istiyoriar. Müzik dinlemek, resim yapmak istiyoriar. Batı'dakı çocuklar gibi... Hakkâri'de doğmak başlı başına bir ayrıcalık sayılmalı. Daha doğrusu sayılabılırdı. Böylesine görkemli, böylesine etkileyici bir doğanın orta- sında, nice uygariıkların kesiştiği bir bölgede ya- şamak, tek başına bir mutluluk kaynağı olabiür- di... Oysa, onların payına farklı bir yaşam biçimi düştü. Doğuştan... Yoksulluk ve baskı, ahnları- nın yazısıydı. Korku yerleşmişti yüreklerıne. Da- yak, aşağılanma ve yalnızlık, yaşamlarının doğal bir parçası olmuştu. Anadillerinin 'sakıncalı' ol- duğu ögretilmişti onlara. 'Adam olmak' istiyor- larsa başka bir dil öğrenmeleri, kimliklerini unut- maları gerekiyordu... öğretmen çocuklarından, polis çocuklanndan farklı olduklannı anladılar za- manla. Onlar kimseden korkmuyordu. Onlar okuldaanadillerini kullanabiliyorlardı... Hep, eşit- lik ve kardeşlik nutukları dinlediler ve öğretılen- lenn herzaman gerçeklerle çakışmadığını öğren- dıler. Dağlar, bu çocuklar için kutsal. Çünkü o dağ- larda kardeşlerinin, babalarının mezarları var. Dağlara hep hayranlıkla baktılar. Ama özlemlerı çok farklı. Onlar da televizyonda gördükleri ço- cuklar gibi yaşamak istiyoriar. iki ateş arasında kaldıkları, sabahlara kadar roket, makineli tüfek sesleri dinledikleri geceleri bir daha yaşamak ıs- temıyorlar. Dayak ve ışkence hikâyelerini unut- mak istiyoriar. Bisikletleri olmamış hıç. Deniz de görmemişler. Dört mevsimin birlikte yaşandığı Berçelan yaylası yıllar boyu bir efsane gibi anla- tılmış, resimlerini görmüşler, ama gidıp görmek yasaklanmış (Bir iki yıldır oralara gitmelerine izin çıkmış. Ama Istanbul'dan gelen sanatçılara ora- ları göstermelerine izın çıkmadı). Şımdı, yaşamlarına yeni kavramlargiriyor. Sa- nat gibi.. barış gibi.. Avrupa gibi... Umut, artık el- le tutulabilen bir kavram. Her şeyin bir anda de- ğişebileceğine inanmak istiyoriar. 'Istanbul-Hak- kâri Sanat Köprüsü'nü bu umudun bir simgesi gibi görüyorlar. Tıpkı bir zamanların 'Gençlik Köprüsü' gibi... istanbul'dan gelen dostlarına 'Gençlik Köprüsü 'nün nasıl dinamitlendığini an- latıyorlar. Açıkça ifade etmeseler de gözleri so- ruyor: Köprüyü yeniden kuracak birileri çıkar mı? Hakkârili çocukları sanat atölyelerinde izleme- liydiniz. Nasıl coşkulu, nasıl katılımcıydılar. Tüm sorulannın yanıtlanması, tüm sorunlarının çözüm bulması için nasıl datelaşlıydılar... Birkaç günlü- ğüne beraber çalıştıklan 'hoca 'larına öyle bağ- lanmışlardı ki... "Neolurbizibırakmayın"d\yeağ- ladılar. Gençler "Geçen yıldan bu yana yolunu- zu gözlüyorduk" dediler. 'Hoca'lannın duygusal- ' lığı da onlardan aşâğı kalmıyordu7 'Koprü 'nün sürekliliği için planlar yapıldı. Ihtiyaçlar saptan- dı. Hakkârili çocuklan yazgıları ile baş başa bı- rakmamak konusunda kararlar verildı. Umarım, bızlere bağlanan umutlar hüsrana dönüşmez. Olağanüstü yetenekli çocuklar gördük Hak- kâri'de. Soyut anlatıma ne kadar da yatkınlar. Belli ki somut ıfadenin kısıtlanması, soyut ıfade yeteneğinı güçlendirmiş. O müthiş doğanın et- kisini de unutmamak gerek. Nasıl cesur bir renk kullanımı var çocuklarda, gönmelıydınız. Resim, şiir, tıyatro, müzik dallannda kim bilir daha ne çok yetenekli genç vardır daha. Ah, şu büyük kentın varlıklı insanları, üzerierine düşen sorumluluğun bir farkına varabilseler... Bir de ah şu devletin yüce katlarında ya da 'de- rin' kanallarında oturanlar, 'ülkenin bütünlüğü' adına verdikleri karartarı yeniden gözden geçi- rebilseler. Bu gençleri birer potansıyel suçlu gi- bi görmek alışkanlığından kurtarıp kendilerini, onlara eşit birer vatandaş gibi davranmayı öğre- nebilseler... 'Devletten yana olanlar'\a 'olma- yan'\ar aynmını bir kenara bırakabilseler... Bir şi- ir dinletisinde kameralar birer silah gibi gençle- rin üzerine çevrilmese... Bir yanda emniyetin ka- merası, öte yanda JİTEM kamerası... Söylermi- siniz bana, böyle mi yetiştireceksıniz ülkemizin gençlerini? Korkunun yerini kardeşlik alsa, kim kazançlı çıkar bundan, hiç düşündünüz mü? Hiç düşündünüz mü, o uzak Doğu kentinde değil, Batı'da doğmuş olmanız tümüyle bir rast- lantı; siz de orada doğmuş olabilirdiniz. Kendi- nize reva göfüyor musunuz yapılanları? Uzak değil, herkesin kendini, kendi dilinde öz- gürce ifade edebileceği günler; o zaman görün bakın nasıl barış çiçekleri açacak Berçelan yay- lasında... Moskova'da bambu gemi şovu • MOSKÖNA (AFP) - Dün sona eren "3. Moskova Tiyatro Olimpiyatlan'nın ardından bugün sanatçı Simon Barley tarafmdan dızayn edilmiş bir bambu gemi Moskova Nehri'ne açılacak. Çin'den getirilen 5 kilometre uzunluğunda ve 14 ton ağırlığında bambu kullanılarak yapılmış 'Ship of Fools' adlı gemi, 6 palyaço ve çeşitli sokak tiyatrolanndan toplam 70 sanatçıyı taşıyacak. Sanatçılar gemide çeşitli gösteriler sergileyecekler. 1999 Berlin Dünya Festivali'nde dev bir su değirmeni inşa eden Barley'nin gemisi, havai fişekler eşliğinde yola çıkacak ve yann nehir turunu tamamlayarak parçalara aynlarak sökülecek. BUGÜN • BURSA GÖKDERE MEYDANI nda Uluslararası Bursa Festivali kapsamında saat 21.30'da Çelik'in konseri yer alacak. (224 234 49 12) • NÂZIM KÜLTÜREVt'nde saat 18.30'da W. VVenders'ın yönettiği 'Alice Kenüerde' isimli film gösterilecek. (245 04 81) • IV. ULUSLARARASI BOĞAZİÇt FESTtVALİ kapsamında Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda saat 21.30'da 'Hoşgörû tmparatoıiuğu' isimli tarihi müzikal gösteri yer alacak. (335 93 35)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle