Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HAJZİRAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ / ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13
Devekuşuna
yatırankârlı
• STVAS(AA)-Emekli
ıkraiıiyesiyk Sıvas'a
devckuşu çıftliği kuran
Mehmet Ali Çelik, krizden
doleyı yapacak iş
bulunadığım belirterek
"Devekuşlannda hiç
olmazsa pazar problemi
yok Emekli ikramiyemle
bırkimlenmi bankalarda
faize yatırmak istemedim.
Hiç olmazsa devekuşunun
eti, yumurtası ve yavrulan
dolarla satıhyor, kraden
etkılenmiyor" dedi.
Hazine'nin
zopsınavı
• ANKARA(ANKA)-
Hazine, bu hafta zorlu bir
borçlanma sınavı verecek.
Fazilet Partisi'nin
kapatılmasının yarattığı
siyası gerginlik ve Türk
Telekom yönetimine
yapılacak atama
konusunda henüz bir
uzlaşma oluşmaması yann
yapılacak 4 ay vadeli bono
ihalesini etkikyecek.
btsancılbakkal
marketekarşı
• TRABZON(AA)-
Karadenız Teknik
Cniversitesı (K.TÜ) Rektör
Yardımcısı Prof. Dr Ersan
Bocutoğlu, ekonominin
gelişmesinin küçük esnafa
bağlı olduğunu belirterek
"Küçük esnafta
monopolleşme yoktur,
insancıl ilişkiler vardır.
Süpermarket. üretken
emeğın maıjinalite
edilmesini hatta
silinmesinı telafi etmek
istercesine emek alanı
sunar" dedi.
ttıraç kayısı ucuza
gidiyor
• MALATYA(AA)-
Malatya'daki kayısı
üreticileri ürünlennin
düşük fıyatla ihraç
edilmesinden şikâyetçi.
Kayısı Üreticileri Derneği
Başkanı Hanifi Hakverdi,
1998'detonbaşına
ortalama 3 bin dolara
yapılan kayısı ihracatınm.
bu yıl ihracatçı fırmalann
mal satma istemi
yüzünden 700 dolara
düştüğünü söyledi.
kadın gîrişimciler
• DAKKA(AA)-
Bangladeş'te. ilk kadın
gırişimciler tıcaret odası
dün kuruldu. Bangladeşli
kadın girişimci Selima
Ahmed tarafından
oluşturulan kuruluş,
"Bangladeş Kadın
Sanayiciler ve Tüccar
Odaları" ismini aldı.
Laleli bunahmı
aUatıyor
• İSTANBUL(AA)-
Laleli Sanayici ve
tşadamlan Derneği
Başkanı Ayhan Karahan,
Laleli pıyasasının
toparlandığuıı ve
ihracatmm 4 milyar dolara
yaklaştığını söyledi.
SSK'denhaciz
•ANKARA(AA)-
Sosyal SıgortalaT Kurumu
(SSK) Başkanhğı, kuruma
10 milyar liranm üzerinde
prim borcu bulunan
1154 belediye başkanhğı
hakkında 6183 sayılı
"Amme Alacaklannın
Tahsili Usulü'" hakkvndaki
yasa uyannca başlatılan
icra takiplen devam
ederken bu belediyelerden
333'ününtller
Bankası'ndaki paylan,
banka mevduatlan,
menkul ve gayrimenkul
mallan haczedildi.
Açık oto pazarlan, tstanbullulann araba alım-satımmda en önemli seçeneği
Çağdaşpanayıriar• Satıcılar "pazarlıkpayı"nı
göz önüne alarak fiyat
belirledikleri için pazar
fiyatlan, piyasaya göre yüksek
olabiliyor. Ekonomik kriz, oto
pazarlannı alışveriş değil de
"bakılıp gidilen". "fiyatlar
hakkında fikir sahibi olunan"
yerler haline getirmiş.
ALPERtZBUL
"Açıkoto pazarlan" araba
alım-satımında îstanbullularvn en
önemli seçeneklerinden birini
oluştuyor. Hafta sonlan genellikle
de pazar günlen, îstanbul'un
Merter, Sefaköy. Kartal, Kadıköy
gıbi semtlerinde kurulan çağdaş
panayırlan gerek alışveriş, gerek
fiyat öğrenme, gerekse arabalara
olan meraklannı giderme amacıyla
binlerce tstanbullu ziyaret ediyor.
Pazarın genişliğine göre her hafta
500 ıle 1500 arasında araç
sergileniyor. Fiyatlan düşük
tutulanlar sadece birkaç dakikada el
değiştirirken haftalarca pazarda
alıcı bekleyen araçlar da olabiliyor.
Satıcılar "pazarhk payı"nı göz
önüne alarak fiyat belirledikleri için
pazar fiyatlan, piyasaya göre
yüksek olabiliyor Ekonomik kriz,
oto pazarlannı alışvenş değil de
"baküıp gkfflen". "fiyaüar
hakkında fikir sahibi olunan" yerler
haline getirmiş.
Amacından saptı
Yağar Otomotıv TAŞnin Genel
Müdürü A. Ümit Türkabat, açık oto
pazarının bugününü "Eskiden amaç
farklıydu insanlar bahçelerinde
yetiştirdikleri domatesleri satmak
için gelirkrdi. Şimdi ise domates
tüccarlan geUyor" dıye anlatıyor.
Artık amacından sapmış,
kâr getiren bir tıcan
Pazarıngözde otoları
Açık oto pazarlan, kurulduklan
yere göre değişen bir müşteri
profiline sahip. Îstanbul'un
Avrupa yakasında kurulan
pazarlarda daha çok yerli arabalar
ilgi görürken Anadolu yakasında
ithal otomobillere ilgi daha
yoğun. Yerli arabalardan Şahin,
Doğan, Kartal,
Broadvvay ve Renault 19'un alım-
satımında yoğunluk yaşanırken
ithallerde en çok ilgıyı Opel
Astra, Toyota Corolla ve Hyundai
görüyor. Çok satılan
yerli araçlann fiyatlan
modellerine göre 2.5 milyar lira
ile 6.5 milyar lira arasında
değişırken yabancı araçlarda
fiyat, 4 milyar ile 7.5 milyar lira
arasında oynuyor. Tabii açık
pazarlann en önemli
özelliklerinden biri de pazarlık
edebilme olanağı. Bu nedenle
pazarlarda fiyatlar çok değişken
olabiliyor. Ancak tüm pazarlann
ortalaması ahndığmda ortaya 5
milyar lira civannda
bir rakam çıkıyor.
sektöre dönüşmüş kısacası.
Açık oto pazarlannda alım-satım
yapanlar. üç gruba aynlabiliyor.
Araba kullanmayı yenı öğrenip
ikinci el araç alarak acemiliğinı bu
araçta atmak isteyenler ılk grubu
Stoklar
erimeye
basladı
BURSA (AA) - Bursa'da
üretim yapan OYAK Rena-
ult ve Fiat-Tofaş'ın, ekono-
mik kriz nedeniyle oluşan
otomobil stoklannı ihraca-
ta ve kampanyah satışlara
ağırhk vererek erittiği bil-
dirildi. Modeline göre 250
milyon ile 4 miryar lira ara-
sında indirim yapılıyor.
ÖYAK Renault, 3 yıl va-
de olanağı ve kredili ahra-
larda 3 milyar lirayı bulan
avantaj sağhyor.
Fiat-Tofaş da Doblo ve
Palio serisi modellerinin ih-
racatını artünrken Anahtar
TesBm Nakit Kampanyası
ile Şahin ve Doğan, model-
lerinde 1.8 milyar lira, LPG
kuş serisinde de 1.5 - 2.3
milyar liraindirim sağhyor.
oluşturuyor. tkinciler, bu piyasada
"amatör tüccar" olarak
adlandınlan ve alım-satımdan
küçük miktarlarda para kazanan bir
esnaf kesimi. Son olarak da
profesyoneller, yani "galericiler"
var. En büyük topluluğu da bunlar
oluşturuyor, tşin ilginç yanı, bu üç
temel grubun hem satıcı, hem
alıcılan kapsaması.
Krizie arz arttı,!
Yaşanan ekonomik kriz de satışlan
oldukça etkilemiş. Pazan ziyaret
edenlerin sayısında da gÖzle görülür
bir azalma yaşanmış. Buna karşın
knz nedeniyle paraya gereksinim
duyanlann araçlannı satma yoluna
gitmeleri arzı arttırmış.
İkinci el araç
alırken dikkat
Ruhsat
sahibinden
almak
en iyisi
Türkabat, ikinci el araç alırken
dikkat edilmesi gerekenleri şöyle
sıralıyor: •'Öneeükkaracınhuku-
td durumu araştınimah. Araba
üzerinde haciz var mı, çalıntı nu,
vergiborcu bulunuyorn»ı?BO SO-
runlann üstesinden gebnenin en
sağhklı yolu da arabayı ruhsat sa-
hibiodeıı satm almalc"
Türkabat, araç ahm-saürru sura-
sında gerek galerilerde gerekse
pazarlarda "sörieşme" adı altmda
taraflarca imzalanan protokolün,
sanılanm aksine hukuken hiçbir
geçerlılığinın olmadığı konusun-
da uyanda bulunuyor. İkinci dik-
kat edilmesi gereken konu ise ara-
banın fızıkı durumu.
Kaporta onemfi
Motordan da çok masraf çıkar-
dıgı için kaporta konusunda çok
dikkatli olmak gerekli. Kaporta-
nın iyi durutnda olup olmadığım,
arabanın darbe alıp almadığını an-
lamanın yolu da araçlara fabrika
çıkışında sürülen silikon şeritleri
özenle incelemektir.
Türkabat "Tamir görmüş ara-
ba kaportasım, silikon hemen ete
verir. Biraz dikkat, bu sorunu da
ortadan kaldınr" diyor. Motorda
veya ön takımlarda sorun olup ol-
madığım anlamak için de çıkan
sesleri iyice dinlemekyeterli. Ge-
reksiz takırü ve vunmtular var mı
yok mu dikkat edilmeli. Bu in-
celemenin, arabadan anlayan
biriyle yapılmasında yarar var.
Türkabat ikinci el bir araç satın
alındığvnda yağ ve benzin ftlt-
relerinin, fren balatalannm kont-
rol ettirilmesinin hayati önem
taşıdığtna dikkat çekiyoT.
DÜNYA EKONOMISINE BAKIŞ /ERGIN YILDIZOĞUI LONDRA ^
Bush'un Avrupa Gezîsi, Bir Başka Açıdan...
ABD Başkanı Bush'un Avrupa gezı-
si sırastnda basının ilgisi, esas olarak
ABD ile Avrupa arasındaki uyumsuz-
luklar üzerinde yoğunlaştı. Varlığı bir
süredir bilinen uyumsuzluk konuları
gezi sırasinda bir kez daha gündeme
geldiler. Sorunlar çözümlenemeden ve
biçım değiştirmeden kaldılar. Halbukı
Bush'un gezisı, Avrupa Birliği süreci-
nin iç çelişkilerinin daha iyi görülmesi-
ne, böylece küresel jeopolrtiğin gerçe-
ğe dahayakın bir çözümlemesinin ya-
pılmasına yardımcı olacak bir büyüteç
de sunuyordu.
Küresel Jeopolitik daha da
karmaşıklaştyor
Soğuk Savaş'ın bıtmesiyle oluşan,
tek kutuplu dünyadan çok kutuplu bir
dünyaya geçiş süreci içinde olduğu-
muza ve bu geçişin de birçok risk ıçer-
diğine; geleceğinin de, tarihsel deney-
lere bakınca, oldukça tehlikeli geliş-
metere açık olduğuna birçok kez de-
ğindik. Ancak bu süreci çözümleme-
ye çalışırken çoğu kez, küreselleşme
paradigmasının da etkisiyle olacak,
karmaşıklığı yeterince değerlendire-
meyen bir modele ağırlık verdik. Göz-
lerimizin önünde şekillenmekte olan
dünyayı tanımlama çabalanmızda ge-
nellikle üç bloklu bir dünya modeli ağır-
lık kazandr. ABD (NAFTA) - Avrupa Bir-
liği - Asya (APEC/ASEAN). Ancak,
Rusya'nın konumu henüz belli olma-
dığından, Asya'da bölgesel hegemon-
ya ve güç dengeleri henüz kurulama-
dığından, bu üç bloklu model sık sık,
üç buçuk bloklu bir modele dönüşmek
durumunda kalıyordu.
Bu durum üç bloklu modeli sorgula-
mamızı gerektiriyordu. Ama hem Av-
rupa Birlıği'nin bu kadar "belirgin" bir
biçimde, birieşik pazar, ortak para bi-
rimi, ortak yasama organlanyla birlik-
te şekillenmekte olduğunu "görüyor"
olmanın getirdiği güven, hem ABD'nin
ileriye dönük stratejik planlarında Av-
rupa'yı hep bir blok olarak görme eğı-
limi ve nihayet küreselleşmeci para-
digmanın ulus devletler düzenınin ge-
ride kalmaya başladığına ilişkin tezle-
rinin etkıleri bu sorgulamayı gecıktiri-
yordu. Ancak Bush'un gezisi, Avru-
pa'nın her ne kadar bir blok gibı görün-
se de, gerçekte çok daha karmaşık bir
yapıya sahip olduğunu ve üç bloklu
modele dayanan "gelecek" resimlen-
nın sorgulanması gerektiğini gösteri-
yordu.
Birlik ml dedlniz?
Bush, ABD hegemonyasının günde-
mindeki sorunlarla Avrupa Birliği'ne
çarpınca, biriiğin bir süredir gevşeme
eğılımı gösteren kimı cıvataları ciddi
bir biçimde sarsıldı.
ABD'nin önümüzdekı dönemde he-
gemonyasını korumak, Avrupa'yı etkisi
altında tutmak
için çok gerekli
gördüğü Füze
Kalkanı Projesi
önerisi karşısın-
da Avrupa tek
bir sesle konuş-
mayı becereme-
di. Ispanya ve
Italya ile, Avru-
pa'ya katılmaya
hazırlanan Po-
lonya, Macaris-
tan, Çek Cum-
huriyeti gibi ül-
keler. Almanya
ve Fransa'nın
aksine, Bush'un
Füze Kalkanı
önerisinı destek-
leme eğiliminde
olduklannı açık-
ladılar. Ingiltere
de bu konuda
ABD'yeyakınbir
çizgi izledi. Mu-
hafazakâr Is-
panyol ve Ital-
yan hükümetle-
n, Bush'un seragazlan üretiminin sınır-
lanmasını amaçlayan Kyoto Anlaşma-
sı'nı geçersiz kılmaya yönelik giriştmle-
rine de sıcak bakıyoıiardı.
Almanya ve Fransa'nın bu iki konu
etrafında Bush'a karşı Avrupa'yı bir-
leştirme çabası başanlı olamadı. Bu
başarısızlığın bir nedeni, belki Avrupa
ülkelerinde yönetimde olan muhafa-
zakâıiarla sosyal demokratlar arasın-
daki bir siyasi çızgi farkıydı ama bir dı-
ğer nedeni de, Almanya ve Fransa ara-
Bush'un ziyaret, çelişkileri ortaya çıkardı.
sında son aylarda Avrupa Birlıği'nin
geleceğine ilişkin ortayaçıkmaya baş-
layan görüş ayrılıklannın, bir "vizyon"
farkının ortak davranma kapasitesini
azaltmaya başlaması da olabilirdi.
Almanya ve Fransa arasındaki "viz-
yon" farkının derinleşmekte olduğuna
ilişkin son tşaretler, nisan sonunda
Schröder'in parti konferansında, Dı-
şişleri Bakanı Fıscher'in de Humbolt
Üniversitesi'nde yaptığı konuşmalarda
ortaya "Gerçek bir Avrupa federasyo-
nu kurulması" projesini atmalanyla su
yüzüne çıktı. Bu "vizyon" Avrupa Ko-
misyonu, Avrupa Parlamentosu gibi
kurumların ulus
devletler aleyhi-
ne güçlenmesi-
ni, giderek Al-
man federatif
modelinin Avru-
pa'da egemen
biçim olmasını
öngörüyordu.
Fransız Başba-
kanı Jospin, 28
Mayıs'ta yaptığı
bir konuşmada, •
bu "v/zyon"a
şiddetle karşı
çıktı ve kendi
yaklaşımını "Av-
rupa Ulus Dev-
letler Federas-
yonu" olarak
özetledi. Schrö-
der siyası bütün-
leşmeye önem
verirken Jospin,
Avrupa'nın eko-
nomik biriik ko-
şullarını, ortak
vergi sistemi, tek
merkezde oluş-
turulan üye ülkeler arasında bir eşgü-
dümle uygulanan ekonomi politikalan
yoluyla geliştirmek ve güçlendirmek
eğiliminde. Schröder ise hem ulusal
ekonomi politikasından vazgeçmeye
niyetli olmadığı için hem de Jospin'in
yaklaşımının, esasen Almanya'nın ek-
si altında olan Avrupa Merkez Banka-
sı'nın "bağımsızlığını" azaltmaya yö-
nelik bir manevra olduğunu düşünerek
karşı çıkıyor.
Dığer taraftan, Avrupa halklan da bir-
lik sürecinın daha fazla ilerlemesinden
yana görünmüyorlar. Nezaman, Avru-
pa Birliği'nin geleceğiyle ilgili bir oyla-
mayla kamuoyunun iradesine başvu-
rulsa, biıiikten yana ya çok zayıf bir
"evet" oyu çıkıyor ya da en son Irlan-
daseçmeninin Nice Anlaşması'nı red-
detmesinde olduğu gibi güçlü bir "ha-
yır". Avrupa'nın genişleme sürecinin,
Irlanda'nın "hayır" oyunun etkisiyle da-
hada zorlaşmaya başlaması ise genış-
Iemeden faydalanacak olan Doğu Av-
rupa ülkelerinın, giderek ABD inisiya-
tifıne daha fazla önem vermelerini,
"Füze Kalkanı" konusunda olduğu gi-
bi, ABD'nin politikalannı destekleme-
lerini getiriyor. Bu arada antiküresel-
leşme dalgasının, Avrupa Birliği süre-
cini de hedef almaya başladığı görü-
lüyor.
Bir de, Avrupa'nın azgelişmiş böl-
gelerine ve periferisine yönelik milyar-
larca dolarlık Avrupa yardım fonlannın
kullanılmasına ilişkin sorunlar ve bun-
lann genişleme süreci üzerinde yarat-
tığı gerginlikler var. Birliğe girmeye ha-
zırlanan Doğu Avrupa ülkelerinın, bü-
tünleşme sürecinde ekonomik tahri-
battan kaynaklanan bir sosyal çaikan-
tıdayaşamalannı önlemek için bu fon-
lardan faydalanmalan gerekiyor. Bu ül-
keler Almanya'nın etki alanı içindeler.
Bu yüzden Almanya, fonlardan bu ül-
kelerin daha çok faydalandınlmasın-
dan yana. Bun karşılık Ispanya, Porte-
kiz, Italya ve Yunanistan gibi, geniş
çaplı geri kalmış bölgelere sahip ol-
duklan için bu fonların büyük bir kıs-
mını kullanan ülkeler, fonlann kuzeye
kaydınlmasını engellemeye çalışıyor-
lar. Fransa hem bu ülkelerin talepleri-
ni destekliyor hem de fonlardan Kuzey
Afrika ülkelerinın defaydalandınlması-
nı istiyor. Kısacası, Fransa ile Alman-
ya arasında Avrupa Birliği fonlannın
kullanılmasına ilişkin de bir "vizyon"
farkı var.
Özetle, Bush'un Avrupa ziyareti,
ABD ile Avrupa arasında olduğu kadar
Avrupa içindeki çelişkileri de su yüzü-
ne çıkardı. Böylece önümüzde kıvrım-
lan açılmaya başlayan jeopolitik süre-
cin ve ulus devletler arası ilişkilerin gi-
derek üç bloklu dünya modelinin dışı-
nataşacak biryönde karmaşıklaşmak-
ta olduğunu gösterdi.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Üreten Yoksullaşıyor
Ekonomi dünyası takasla yatıp kalkıyor; ancak
ekonominin belkemiği olan sanayi üretimi hiç de
olumlu işaret vermiyor.
Geçen hafta sanayinin nisan ayı ve yılın ilk dört
ayının üretim verileri irdelenmişti. Bu kez, yalnız
üretim değil, verimlilik ve ücretlere de değiniliyor.
Veriler, özel sanayinin "on ve daha fazla kişı çalı-
şan"ve kamu kesımınin "tüm işyeherini" kapsıyor.
Önce bir özet tablo:
Imalat Sanayiinde 2001 Yılı'nın ilk üç aymda üre-
tim, verimlilik ve ücret değışımi (yüzde olarak):
Devlet Özel Toplam
Üretim 11,5 (-)3,4 (-)0,6
Verimlilik 17,5 (-)0,2 3,1
Ücret 3,8 (-) 5,7 (-) 3,9
Kaynak: DİE, HaberBürtenÇler)!, 15.06.2001.
Önce, "üretimin" degişimine bakalım. Imalat
sanayiinde bulunan kamu ekonomik işletmelerinin
bu yılın ocak-şubat-mart aylanndaki üretimi geçen
yılın ilk üç ayına göre, yüzde 11,5 artış göstermiş,
buna karşılık özel kesımın üretimi yüzde 3,4 azal-
mıştır. Bu ikilinın ağıriıklı ortalaması olarak, ımalat
sanayii üretimi, 2001 'in ilk üç ayında (-) 0,6 ora-
nında azalmıştır.
Üretim verileri bir olguyu çok açık-seçik göz-
ler önüne sermektedir. Kamuoyundaki bütün ka-
sıtlı karalamalara, özelcilerin akıl almaz saldınla-
nna ve yıllardır yerden yere vurulmalanna ve bu-
nalım ortamına karşın, devlet sanayii, yüzde 11,5
büyümüş, geçen yılın ilk üç ayına göre çok yük-
sek bir üretim artışı gerçekleştirmiştir.
Aşın bağnaz KİT düşmanlan da, bu toplumun sa-
nayileşmesini ve gelışmesinı isteyenler de, bu so-
nucu doğru değeriendirmelidir.
"Üretımde çalıştlan saat başına venmlilik" sayı-
lan, devlet sanayiinde saat başına verımin, yine ge-
çen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,5 oranın-
da arttığını açıklıyor. özel kesimde ise saat başına
verimlilik yüzde 0,2 oranında bir azalma gösteri-
yor. Sonuçta, imalat sanayiinde kişi başına verim-
lilik yılın ilk üç ayında geçen yıla göre yüzde 3,1
oranında artmıştırkı, kamu kesiminden kaynak-
lanan bu artış bir bunalım dönemı ıçın çok olum-
lu sayılmalı, hiç de azımsanmamalıdır.
"Üretimde çalışılan saat başına reel ücretler",
devlet sektöründe yüzde 3,8 artmış, buna karşılık
özel sektörde yüzde 5,7 oranında azalmıştır. Kişi
başına ücret, ortalama yüzde 3,9 azalmıştır. Tab-
lo, verimlilik-ücret ilişkilerinde, ülkemizdeki genel
eğilimi de yansıtıyor. Ekonomi ders kıtapları, öbür
koşullar aynı olduğunda, işgücü verimliliğinin
artışının büyük ölçüde ücrete yansıyacağını
vurgular. Bizde bu kural geleneksel olarak ışlemez;
verimlilik-ücret bağı bir türlü kurulmaz. Bu çok
önemli bağ, toplu iş sözleşmelerinde esas alınıp
kurumlaştınlmaz.
Bu nokta bir yana, yılın ilk üç ayının verileri, ka-
mu kesiminde yüzde 13,9 olan verimlilik artışı-
nın, reel ücretJere yüzde 3,8 olarak ya da yüzde
21,7 düzeyınde yansıdığını gösteriyor. Bu durum,
kamu kesiminde ücret artışı isteklerinin, hiç de da-
yanaksız olmadığını kanrtlıyor.
İlginç olan özel kesimde ücret-verimlilik ilışkisi-
dir. özel sanayide verimlilik, yüzde (-) 0,2 azalmış-
tır; ancak reel ücret kaybı (-) 5,7'dir ve verimlilik
düşüşünün neredeyse 30 katıdır. özel imalat sek-
törü, reel ücretleri, verimlilik düşüşlerinden çok
daha fazla oranda azaltmayı başarmıştır. Sanayi-
nin üretim yapısı ve çalışanlann sendikal güç-
süzlüğü, bu ikilinın ilişkilend)rilmesine otanak
yaratmıyor.
Sonuçta, imalat sanayii çalışanlan, bu yılın ilk
üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre reel
olarak yüzde 3,9 oranında yoksullaşmışlardır
Bu ücretdüşüşünün, üretim ve verimlilik ile bir
ilgisi yoktur.
Bu, çalışanlann durumu; ya işinden olanlar?
Sanayi kesiminde aynı aylarda, kayıtlara göre
yaklaşık 200 bin kişinin işsîz kaldığı da göz önü-
ne almırsa, ekonomik bunalımın sanayi işçileri-
ni nasıl vurduğu ortaya çıkar.
yakup@metu.edu.tr
Oral: Ekonomide
mucize olmaz
MANİSA(AA)-Ma-
liye Bakanı Sümer
Oral, Türkiye'nin mali
dengelerini sağlıklı bir
yapıya kavuşturmak
için çahştıklannı belir-
terek "Ekonomide mu-
cizeyeyer yoktur" dedi.
Türkiye'nin küme düş-
mediğini, ancak ileri
noktalara götürme ça-
balanbulunduğunu ifa-
de eden Oral, siyasi is-
tikrann olmaması du-
rumunda ekonomik is-
tikrann yakalanamaya-
cağını kaydetti. Reel
sektörün sıkıntılannı
bildiğini de sözlerine
ekleyen Oral, bugün şi-
kâyet edilen reel sıkın-
tılan bildiklerini, eko-
nomik sorunlara önü-
müzdeki günlerde el
atacaklannı, çiftçi ve
esnafın meselelerine
kaynak bulmak için ça-
hştıklannı kaydetti.
NergisHolding'e
ilanlı destek
BURSA (AA)-Ner-
gis Holding AŞ ile çalı-
şan 212 şirket, bazı ulu-
sal ve yerel gazetelere
"NergjsHoldingYanm-
dayız" başlığıyla ilan
verdi.
Türkiye'ninve halkm
zor günler geçirdiği,
enflasyon, işsizlik ve
belirsizhğin ülkenin ge-
leceğini kararttığı öne
sürülen ve 212 şirketin
isminin yer aldığı ilan-
da, "Çahşan, üreten, is-
tihaam alanı yaratarak
ekonomimize katkı sağ-
layanNergisHolding
1
in,
50 villık teksti) geçmişi
ve birikimiylc bu dö-
nemde her türtü engeli
aşabilecek güce ve po-
tansivde sahipbir kuru-
luş olduğuna inaruyo-
ruz" denildi.
Nergis Holding Yö-
netim Kurulu Başkanı
Şükrü Şankaya ile ha-
len Kartal Cezaevi'nde
tutuklu bulunan Cavit
Çağjar'm oğlu Musta-
fa Çağlar'ın da aralann-
da bulunduğu 9 holding
yöneticisi, "Suçişlemek
amacıyla teşekkül oluş-
turmak", "Hajıali ihra-
cat yapmak" ve "Usul-
süz teşvik kredisi" al-
mak suçlanndan tutuk-
suz olarak yargüanıyor.