16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP Ankara İl Başkanlığı'na, muhaliflerin desteklediği Mustafa Selman Pakoğlu seçildi Baykal'ın adayı kaybettiANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu)-CHP'nin Ankara II Baş- kanlığı'na TMMOB Inşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Selman Pakoğlu seçil- di. Iki adayın yanştığı kongre- de, eski II Başkanı Levent Gök 236, Pakoğlu ise 244 oy aldı. 566 delegenin 86'sı boş oy ver- di. Haziran ayı sonunda gerçek- leştirilecek olağan kurultayına hazırlanan CHP'de Ankara II Kongresi, önceki gün Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. Genel Mer- kez'in adayı olan eski II Başka- nı Levent Gök'ün karşısına son • PM üyesi Erdal Kalkan, kongrenin sonucunu değerlendirirken "Tek ses, tek şef, tek yönetim anlayışlan, CHP'de her şeye rağmen tutmuyor. Taban, baskıcı tavırlan reddediyor. Bu sonuç, yönetimin baskıcı anlayışına karşı bir tepkidir" dedi. anda Mustafa Selman Pakoğlu aday olarak çıktı. Pakoğlu'nu Çankaya Belediye Başkanı Haydar Ydmaz ile Yenimahal- le Belediye Başkanı Tuncay Alemdaroğlu'nun destekleme- si dikkat çekti. Son kurultayda genel başkan adayı olan Hasan Fehmi Güneş, Levent Gökün listesınden; ErtuğrulGünay da Pakoğlu'nun listesinden kurul- tay delegesi seçildiler. Pakoğlu'nu destekleyenler- den PM üyesi Erdal Kalkan, kongrenin sonucunu değerlen- dirirken "Tekses,tekşef,tekyö- netinı anlayışlan, CHP'de her şeye rağmen tutmuyor. Taban baskıcı tavırlan reddediyor. Bu sonuç. \ önetimin baskıcı anlayı- şına tepkidir" dedı. Kalkan, CHP'yi DSP haline getirmenin olanaİdı olmadığını vurgudı. Ankara II Başkanhğı'nı 8 oy- la kaybeden Levent Gök ise ye- ni seçilen il başkanının da. yö- netimin de yanında olduğunu belirtti. Pakoğlu'nu destek- leyen kişilerin de Genel Mer- kez'e yakın olduğunu savunan Gök, seçimin farklı bir sonuç yaratmadığını ileri sürdü. Il meclisi üyeliğine Pakoğ- lu'nun listesinden yalnızca 2 kişi seçildi. Kurultay delegeli- ğine de ortak adayların dışında sadece Pakoğlu'nun listesinde bulunan 4 kişi seçildi. Pakoğlu, sonuçlan değerlen- dirirken yeni yönetimin "baş- kan -il medisi" koalisyonu ola- cağını belirterek "Yönetimde diğer adaym Kstesindeki ldşfle- rin ağırfakh obnasuıın sorun ya- ratmayacağını düşünüyorum" dedi. Aday olma karannı aür- ken Genel Merkez'le herhangi bir temasının olmadığını belir- ten Pakoğlu, "Benim Genel Merkez yönetimine karşı bir tavnm yok. Ben, tepeden inme, dayatmacı anlayışa karşı çıkı- yorum. Parti içi demokrasiye daha çok önem verilmeU" dedi. RTUK kazandı Bilirkişi 'Üç Baba Hasan'ı zararlı buldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Radyo ve Televızyon Üst Kurulu'nun. (RTÜK). Levent Kırca'nın "Üç Baba Hasan" ad- lı oyunu nedeniyle Kanal D'ye verdiği 1 günlük yayın durdur- ma cezasına karşı açılan dava- da, bilirkişi üst kurulu haklı bul- du. Bilirkişi raporunda, progra- mın eğitim-beğeni düzeyi dü- şük, kolay, ucuz ve popüler ola- na koşullandırılmış izleyiciyi hedef kitle olarak seçtiği savu- nuldu. RTÜK, Kırca'nın "Üç Baba Hasan" adlı oyununda "edebe aykın ifadeleri" açık olarak ya- yımlayarak "genel ahlak, top- lum huzuru ve Türk aile yapıs»- na" aykın davrandığı gerekçe- siyle geçen yıl Kanal D'ye 1 günlük yayın durdurma cezası •verdi. RTUK'ün karanna karş» açılan davada, Hacettepe Üni- versitesi Ankara Devlet Kon- servatuvarı Tiyatro Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Türel Ezici Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabi- lim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Rezaki ve Doç. Dr. M. Kazun Yaacı'dan bilirkişi raporu alındı. Bilirkişi raporunda, oyunda küfurlü ve argo konuşmalar ve cinsel içerikli imalar saptandı- ğı belirtildi. Programın, eğitim- beğeni düzeyi düşük, kolay, u- cuz ve popüler olana koşullan- dırılmış izleyici-yığın profili- nin hedef kitle olarak seçildiği vurgulanan raporda, "Aksi id- dia edilmesine karşın kitleye yö- netişteestetik-etik değer üretimi değiL bir meta olarak kuuanı- lan yapıün kullanım değeri üze- rinde durulmuştur' 1 görüşüdi- le getirildi. Sanatçıyı ve TV ka- nalını güdüleyenin parasal a- maç olduğu belirtilen raporda, bu amaç gerçekleşirken yapıtın çocuk-genç izleyici ile buluş- masından doğabilecek psikolo- jik ve sosyal sakıncalann bile sorumsuzca yok sayılabildiği- nin saptandığı kaydedildi. Meclis, IMF'nin şartı Bankalar ve Telekom tasanlannı bekliyor 'Gazeteci eylemT sürecek • Parlamento muhabirleri, kulis yasağı karan kalkmcaya dek basın toplantısı ve grup toplantılan başta olmak üzere TBMM çalışmalannı izlemeyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Telekom ve Bankacılık yasa tasarılannın bu hafta TBMM'ye gönderilmesi ve komisyonlarda görüşülmesi bekleniyor. Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesindeki değişikliğin geçen hafta kabul edilmesinin ardrndan, genel kurulda bu hafta da Ceza Infaz Hâkimliği kurulması ile Ceza ve Tutukevlerini Olüm orucu eylemi 200. gününde F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm oru- cu ev lenıi 200. gününe girerken Tutuklu Yakuv lan Birliği (TL'YAB) üyesi yaklaşık 20 kişflik topluluk, çeşitli cezaevlerinden Haseki Hasta- nesi'ne kaidmlan rurukhılara dün çiçek verdi. Hastane görev lilerine çiçekleri teslim eden grup adına konuşan Berran Yıkürım, bu za- mana kadar ölüm orucu eylemlerinde 52 kişi- nin yaşamını yitirdiğini. bundan sonra ölüm- Jerin olmamasını istedikierini sö\ledi. Adalet BakankğVnuı soruna bir an önce çözüm bul- masmı ve tutuklularla görüşmelerin zaman kaybetmeden gerçekleştirilmesi gerektigJni vurgulayan Yıldırûn, şöyie konuştu: "Bider bugün çocuklannııza sevgimizi ve onlara des- tek olduğumuzu göstermek amacıyla buraya gekük..\rbkbizlernıezarkazrnakistemhoruz. Bizim yüreğimiz kan ağhyor. Bu insanlarda bu ülkenin insanlandır. 52 insanınuzıtoprağa ver- dik. Çocuklannuzla görüşülmesini, talepleri- nin kabul edilmesini istivoruz." (Fotoğraf: ÖZKAN GÛVEN) 20 yıl önce bedenlerini ölüme yatıran lOgenç unutulmadı Irlanda, açbk grevinde ölenleri amyor BELFAST (AFP)- îrlandalı- lar, bundan 20 yıl önce Kuzey ırlanda'nın, kötü koşullanyla ünlü Maze Cezaevi'nde başla- yan açlık grevinin acı sonuçla- nnı unutamıyor. 1981 'in bahar ve yaz aylann- da yaşananlar ve açlık grevin- de hayatını kaybedenler. Bel- fast ve Kuzey Irlanda'nın öteki kentlerinde anılıyorlar. tngiliz yetkililerden, adi tu- tuklu değil, siyasi tutuklu ola- rak tanınmalarım isteyen 10 genç milıtan, 20 yıl önce be- denlerini ölüme yatırmışlardı. Ilk ölen 27 yaşındaki Bobby Sands oldu. 66 gün boyunca ye- mek yemeyi reddeden Sands, 5 Mayıs 1981 'de hayata gözleri- ni yumdu. Takip eden 5 ayda, çoğu Irlanda Cumhuriyet Or- dusu (IRA) üyesi diğer 9 yolda- şı da hayatını kaybetti. Açlık grevlerinin doğru bir eylem biçimi olup olmadığı bu- gün Ingiltere'de hâlâ tartışılı- yor. Sinn Fein'in, bir zamanlar Sands'le hücre arkadaşı olan li- deri Gerry Adams, 20 yıl önce yaşananlann banş sürecine kat- kısmı yadsımıyor ve açlık grev- lerini "Cumhuriyetçilerin mü- cadelesinde ve bugün devam e- den banş sürecinde önemli bir olaydı" diye değerlendiriyor. tzleme Kurulu'nun oluşturulmasına ilişkin tasan ele alınacak. Bu arada, parlamento muhabirlerinin "kulis yasağuıa" dönük protesto eylemleri de sürecek. TBMM Danışma Kurulu yann, iktidar gruplannın çağnsı üzerine toplanarak genel kurulun çalışma saatlerini yeniden düzenleyecek. Bu çerçevede iktidar gruplannın çalışma saatlerinin uzatılması, gündemin yoğunluğuna göre, cuma gününe de çalışma koyması bekleniyor. Genel kurulun bu haftaki öncelikli gündemini ise cezaevlerine dönük iyileştirme amaçh yasa tasanlan oluşturacak. iktidar gruplannın önerisi kabul edilirse, Ceza Infaz Hâkimliği kurulması ile Ceza ve Tutukevleri Izleme Kurulu oluşturulmasına ilişkin yasa tasanlan gündemin ön sıralanna çekilecek. Adalete yeni kadro Cezaevlerindeki işyurtlannın gelirlerinin arttınlması ile Adalet Bakanlığı'na yeni kadro tahsisi öngören yasa tasanlannın da bu hafta öncelikle ele alınması bekleniyor. Parlamento muhabirleri, TBMM Başkanlık Divanı'nın aldığı kulis yasağının sürmesi durumunda, protestolannı ve yasağın kaldınlmasına dönük girişimlerini bu hafta da sürdürecek. Parlamento muhabirleri, yasak karan kalkmcaya dek basın toplantısı ve grup toplantılan başta olmak üzere TBMM çalışmalannı izlemeyecek. IRMIKI AYDIN ENGİN aenginfö doruk.nettr. Bugünkü Meclis ve onun için- den çıkabilen -galiba- tek hükü- met kompozisyonu 18 Nisan se- çimlerinde biçimlendi. Eğer ortadaki sonuç "berbat" ise ya da "çok iyi" ise bunu tek tek seçmenlerin oylan beliriedi. Seçmenlerin yurttaş bilinciyle donanmış (ya da donanamamış) olmaları; oylarını kişisel ve sınıf- sal ve toplumsal çıkarlann tümü- nü kucaklayacak birtitizlikle kul- lanıp kullanmadıklan, bugün ula- şılan sonucu açıklamakta işe ya- rar, ama seçmen kitlesinin orta- yaçıkan "sonuç"taki sorumlulu- ğunu değiştirmez. Bugünkü koalisyonu oluşturan partiler, seçim öncesinde bildir- geler, programlar yayımlayarak iktidara gelince neleryapacakla- nnı anlattılar. Seçmen de siyasal eğilimlerini bu bilgilerle destekle- yerek oy kullandı. Bu noktada bir "kandırma "dan söz edilebilir. Doğrudur. Seçim öncesinde sadece ANAP doğru söyledi. Açık seçik serbest piyasa ekono- misinden, devletin olabildiğince küçültülmesinden, ekonominin tümüyle liberalleştirilmesınden, küreselleşmeden yana olduğu- nu ilan etti. Ulusça Fedakârlık Koalisyonun öteki iki -büyük- ortağı ise bunlan söylemedi. Av- rupa Birliği'ne katılımdan özel- leştırmelerin sınırına. devletin ekonomideki rolünden küresel- leşmeye ilişkin tutumlanna vann- caya kadar hemen her alanda bugün yaptıklan ile o gün söyle- dikleri arasında ciddi uçurumlar var. Yani seçmene doğru söyle- mediler. Ya da verdiklen sözü tut- madılar. Seçmenle yaptıklan söz- leşmeyi tek taraflı bozdular. Olabilir. Bu, Türkiye seçmeni- nin ilk kandınlışı değil. Üstelik or- tada bir kandıran varsa bir de kandınlan olması gerek ve her iki- si de sorumluluk taşır. Avrupa Birliği'ne katılımı ulus- devleti koruyarak, ulusal çıkarla- ra öncelik tanıyarak yürütme sö- zü verenler; 100 milyar dolara yaklaşmış iç ve dış borç cende- resindeki bir ülkede hükümet et- me görevini üstlenip elde avuç- ta doğru dürüst bir şey kalmadı- ğından Telekom'u da, THY'yi de içeren geniş çaplı bir özelleştirme operasyonuna direneceğinı ilan edenler elbette yalan söylüyor- du. Gerçek bu kadar açık seçik or- tada iken bu partilere oy verip onlan iktidara taşımakta seçme- nin sorumluluğu yoktu, demek mümkün mü? Ama sorumlulukla enayilik ara- sında bir sınır var. Bugünkü Türkiye fotoğrafın- dan seçmen olarak kendine de bir sorumluluk payı biçen yurt- taş, kendini bu kadar kötü kan- dıranlan bir kez daha destekler- se bu artık "enayilik" sınınna gi- rer. Bugün o eşikteyiz. ••• DSP-MHP-ANAP koalisyonu ikinci yılını devirdi, üçüncüyegir- di. Bu süre içinde ülkeyi düze çı- karacak programlar ilan ettiler; programlan fena halde çuvalla- dı, yeni bir program doğurup yi- ne ülkeyi düze çıkarmaktan söz ettiler. O program da çuvalladı. Bir yenisini daha hazırfayıp (ha- zırlatıp) yine aynı pişkinlikle hü- kümet etmeye devam etmekte- ler. Ve bizden (seçmenden, yurt- taştan) fedakârlık istiyorlar, "Bu zor günleri aşmak için ulusça fedakârlık etmek zorun- dayız!" Son aylarda en çok din- lediğimiz ninni oldu. "Ulusça fedakârlık" ne de- mek? "ü/us"un içinde işçi var, me- mur var, köylü var, sanayici var, tüccar var. Borsacı, banker, itha- latçı, ihracatçı, babadan kalma zengin, babadan, dededen kal- ma yoksul var. Rantla geçinen var, rant getirecek hiçbir kayna- ğı olmayan ve olmamışlar var. Yannı olmayan var, bankası bat- mış bile olsa zulasında bin yıl ye- tecek kadar serveti olanlar var. Bu karmaşık krtJenin (ulusun) tümünün fedakârlık yapması is- tenmekte. ••• Cumhuriyetin kurucu kadrola- n da ulusal fedakârlık önermişler- di. Çünkü bir ulus-devlet inşa et- mekteydiler. Yabancı kapitaltste karşı yerlisini korumak; yabancı mallara karşı yerlisinin kullanımı- nı özendirmek; kendi ulusal sa- nayiini yoktan var etmek için bir çağnydı ve ulusta yankısını bul- muştu. Rusya'da (daha sonra Sovyet- ler Birliği'nde) sosyalizm kurucu- luğuna soyunan kadrolar (komü- nistler) da herkesin fedakârlık yapmastnı önerdiler; toplumu bu amaç doğrultusunda örgütledi- ler. Kapitalist-emperyalist dün- yanın göbeğinde büyük bir sos- yalizm adası kurmak gibi bir he- defe yöneldiler. Sınrflar ortadan - henüz- kalkmadığına göre Sov- yetler Biriiği'ndeki bu fedakârlık çağnsının "ulusal dözeyde ve kapsamda" bir çağrı olduğunu söylemek hiç de yanlış değil. Peki, Türkiye'de halka yörtelti- len "ulusal fedakârlık" çağnsını aynı sepete koymak mümkün mü? Avrupa Birliği'ne katlmak, u- lus-devlet sürecine artık bir nok- ta koyup daha üst bir sarmalda halklan (uluslan) buluşturmak ve birbiri içinde eritmek değil midir? IMF gibi, Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlanyla ömür boyu sürecek nikâhlara im- za atmak, ulusal sınııian silikleş- tiren, ulus-devleti budayan bir süreci, yani küreselleşmeyi be- nimsemek değil midır? Öyleyse fedakârlığın "ulusal" olmasını istemek ne demektir? Galiba bunlar bizi yine "kan- dırmaya" çabaltyorlar!.. Vekil milletten neden saklanır? Gazetelerde çıkan bazı haberlere kızan TBMM Başkanlık Divanı üyesi milletvekilleri, kulisleri basına kapatma karan aldı. Vekillerin milletin neleri duymasını istemediğini, hangi haberlerle "itibariannın sarsıldığını" anımsatmak istedik: TBMM Başkanlık Divanı üyesi, DSP'li AJi llıksoy makam aracıyla 22 ayda 124 bin 180 kilometre yol yaptı. MHP'li Ahmet Çakar 118 bin kilometre, DSP'li Hakan Tartan ise 94 bin 500 kilometre yaptı. Tasarruf önlemleri tartışması sürecinde bu haberler gündeme gelince, vekiller "kontak kapatma" yerine "kulis kapatma"y\ yeğledi. MHP'li Nidai Seven, kuliste bulunan seçmenlerini dışarı çıkarmak isteyen bir emniyet amirinin üzerine yürüdü. Seven, emniyet amirine "Senı Sürdüreceğim" diye. tehditler savurdu. "Töre"lerini uygulayan MHP'liler cumhurbaşkanlığına aday olmak isteyen Aksaray Mılletvekilt Sadi AKDıksov Somuncuoğlu'na An IJIKSO> s a | d ı r d l DYP'li Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan olaylarda yumruklar konuştu, bazı milletvekilleri silahlarını çekti. MHP'li Vahit Kayırıcı, kuliste istediği atamayı yapmayan Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un üzerine yürüyerek dövmek istedi. MHP'li Idare Amiri Ahmet Çakar, etek boyunu kısa bulduğu kadın gazeteciyi kulisten attırdı. 'Gördü, izledi, hiçbir şey yapmadı, suçlu' DSP kurultayında yaşananlar, partinin adındaki "demokratik" sözcüğünün ne kadar geçerli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bazı milletvekilleri otanlara isyan etti. özel sohbetlerinde parti içi demokrasiden yakınıp yetkili kurullarda susanlar ise yine sessiz kaldı... Ankara Milletvekili Uluç Gürkan, kurultaydan sonra bir öykü anlattı: "Almanya'da Nürnberg mahkemelerinde, Yahudilerin toplandığı bir kampın idaıi memuru yargılanıyor. Son sözü sorulduğunda, konuşmaya başlıyor: Hitler şu şu emirleri verdi, suçlu. En üst kademeden başlayarak suçluları ve suçlarını tek tek sayıyor. Sıra kendi kasabasına gelince, kamptaki amirlerinden başlayarak şunlan şunları yapttlar, suçlular diyor. Ben suçsuzum, dese kurtulabilecek durumda. Ama sıra kendisine gelınce, "Gördü, izledi, hiçbir şey yapmadı, suçlu" deyip oturuyor... Uluç Gürkan, öyküyü anlattıktan sonra ekledi: "Hepimiz o noktadayız." 'Önce konuşturur, sonra döverdik' DSP Kurultayı'nda genel başkan adayı Sema Pişkinsüt'e konuşma hakkı tanınmaması ve oğlunun tartaklanması, adları "töre şiddetiyle" birlikte anılmaya başlayan MHP'lileri rahatlattı. MHP'li bir milletvekili, gazetecilerle sohbet ederken şöyle yakındı: "Bak.. görüyor musunuz? Bugüne kadar hep biz kavgacı ve demokratik olmamakla eleştihldik. Demek ki sadece biz kavga etmiyoruz. Diğer partiler de kavga edebiliyormuş. Pişkinsüt'e konuşma hakkı bile vermediler." Aynı milletvekili, gazetecilerin ^ "Peki siz böyle bir durumda ne yapardınız" sorusu üzerine ekledi: "Ne mi yapardık? Biz demokratik bir partiyiz. Tabiı kı konuşmasına izin verirdık, sonra döverdik." TBMM Genel Kurulu'nda Avukatlık Yasası görüşülürken, DYP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de sözünü kesen DSP'li TBMM Başkanvekili Ali llıksoy'a çıkıştı: "Burası DSP kongresi değil, Meclis Genel Kurulu. DSP kongresındekı gibi istediğinizi konuşturup istediğinizi susturamazsınız..." Gün Sazak tohumu... MHP'li Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, "Türk tipi" projeleriyle tanınıyor. Göreve ilk geldiği sıralarda Türkineği" projesini açıklayan Gökalp, şimdilerde tohumculuk üzerinde çalışıyor. Gökalp, TBMM Genel Kurulu'nda biyoteknoloji ve genetik mühendisiiğinde yaşanan gelişmeleri anlatırken, öldürülen eski MHP'li bakan Gün Sazak't da andı:"S/r tohumun ıslahı, şanslıysantz 10- 12 senede biter. Bugün Türkiye'nin dışında mesela Gürcistan'da 'Gün Sazak' adıyla tohum ekilmekte ve biçilmektedir. Bunlara önem vereceğiz." Basına yasak mağduru! Parlamento kulisleri gazetecilere kapanmadan bir süre önce, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda televizyon kameralanna toplantıları izleme yasağı getirildi. Ancak bu konudaki mağdur, medya kuruluşları değil, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu oldu. Vakıf üniversiteleri ile ilgili tasan görüşülürken hükümet adına Bostancıoğlu komisyonda hazır bulundu. Gün boyunca, komisyonda tasanyı geçirmek için uğraşan Bostancıoğlu, akşam TRT'yi izlerken şaşkına döndü. TRT haben doğru vermesine karşın, görüntülerde hükümeti temsilen Maliye Bakanı Sümer Oral yer alıyordu. Bostancıoğlu TRT Genel Müdürü Yücel Yener'i telefonla arayıp, sitem etti: "Gün boyunca komisyonda çalıştım, siz Maliye Bakanı'nı gösterdiniz." Yener, bu durumu sordu soruşturdu. Sonunda anlaşıldı kı Bostancıoğlu, "yasak" karanna kurban gitmişti. Çünkü, komısyon çalışmalartndan görüntü alamayan TRT, haberini zorunlu olarak "arş/V"den görüntüler eşliğınde vermişti. Tantan'ın toplantısı... Içişleri Bakanı Sadetb'n Tantan'ın imam-hatip lisesi mezunlanna polis yüksekokullan yolunu kapatan tasan görüşmelerine katılmaması konusunda köşemizde yer alan yazıyla ilgili olarak bir açıklama aldık. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada; Tantan'ın yasa görüşmeleri sırasında kattldığı "Organize Suçlar ve Bilişim Suçlan" konulu toplantının 1.5 ay önceden planlandığı, profesörlerin, DGM başsavcılarının ve Hollanda'dan konuklann çağnldığı, TBMM'deki görüşmeler nedeniyle toplantıya gelemeyeceğini bildiren bakana da bürokratların ısrar ettiği biidirildi. Türey Köse, Ayşe Sa\ ın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle