Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MAYIS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ÖDP: Mücatteleımz
sünecek
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nün geçmiş
dönemde birçok telefonu
dinlemesine ÖDP ve
IHD tepki gösterdi. ÖDP
Genel Başkanı Uftık
Uras. yasadışı telefon
dinleyenler ve yardımcı
olan politikacılarla
hukuksal mücadelenin
süreceğini kaydetti.
FP
1
nin gündemi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) - FP
Genel Başkanı Recai
Kutan, FP'li Gebze
Belediye Başkanlığı'ndaki
soruşturmada ışkence
yapıldığına ılişkin
iddialan TBMM'nin
arduıdan
Cumhurbaşkanlığı 'na
tasıdı. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer,
Dev let Denetleme
Kurulu'nu harekete
geçirmesini isteyen Recai
Kutan"a, "konuyla
yakından ilgileneceğini"
söyledi. Recai Kutan, dün
Çankaya Köşkü'ne
çıkarak Gebze
soruşturmasına ilişkin
savlan dile getirdi.
îoprağa vertliyor
• tstanbul Haber Servisi -
Yakalandığı amansız
hastalıktan
kurtulamayarak yaşammı
yitiren arasrırmacı yazar
Nejat Birdoğan, bugûn
saat 16.00'da Esenyurt
Mezarliğı'nda
düzenlenecek cenaze
töreninin ardından toprağa
venlecek. Bir dönem
Kültür Bakanlığı Folklor
Daıresi Başkanlığı yapan
Birdoğan, geçen yıl da
Hacı Bektaş Onur
Ödülü'nü aimıştı. Aydmlık
dergisinde yazılan
yayımlanan Birdoğan,
özellikle Alevi-Bektaşi
araştırmalanyla
tanınıyordu.
Sezer 3 yasayı
onayladı
• ANKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer. IMF'nin
yeni programa destek
koşulu olarak istediği 15
yasa ıçerisinde yer alan
Merkez Bankası'nın
bağımsızlaştınlması ve
Para Polıtikası Kurulu
oluşturulmasına ilişkin
yasayı onayladı. Sezer
aynca ölüm oruçlannı
sonlandıracağı savunulan
Terörle Mücadele
Yasası'nın 16.
maddesinde değişiklik
yapan yasayı da onayladı.
Şişe Cam'da
grev kararı
• tstanbul Haber Servisi
-Knstal-îş Sendikası,
toplam 6 bin işçiyi
kapsayan toplusözleşme
görüşmelerinde anlaşma
sağlanamaması
nedeniyle, Şişe Cam
Topluluğu'na bağlı
ışyerlerinde 24 Mayıs
2001 tarihinde grev
uygulama karan aldı.
Bektrik kesintisi
• tstanbul Haber Servisi
-Samandıra'da indirici
bakımı ve Kurtköy
TEAŞ'ta yapılacak
çalışma nedeniyle yarın
bazı yerlere elektrik
verilemeyecek. 08.00-
17.00 saatleri arasmda
elektrik alamayacak
yerler şöyle: Kurtköy'de
Yenişehir Mahallesi,
Uydukent, Sultanbeyli'de
Necip Fazıl, Yavuz
Selim, Fatih, Turgutreis
ve Mecıdiye mahalleleri.
ANAP ve DSP dokunmak
îstemîyör MHP 'nin aksine iki ortak 'ğörevi kötüye kullanma 'nın
dokunulmazlıkzırhı altında kalmasından yana...
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka-
ru Cumhur Ersümer'in istifasuun ar-
dından başbakan, bakan ve milletve-
killerinin yargılanmalannın önünün
açıhnası konusu, hükümet ortaklan
arasmda yeni bir tartışma başlattı.
MHP, bakan ve başbakanlann "görevi
kötüye kullanma ve ihaleye fesat kanş-
tmna" gibi ağır cezalık suçlarda Mec-
lis'in karan aranmaksızın Yargıtay ta-
rafından soruşturulmasım istiyor. DSP
ANAP taktik değiştiriyor:
Her kurumdayanhş
yapan kişilerohıbilir
ve ANAP ise "görevi kötüye kullan-
ma" suçunun dokunulmazlık zırhının
altında kalmasını öneriyor.
'Beyaz Enerji' iddianamesinde 'iha-
leye fesat kanşnrma' ve 'görevi kötüye
kullanmak'la suçlanan Cumhur Ersü-
mer'in Enerji ve Tabiı Kaynaklar Ba-
kanlığı'ndan istifasının ardından hü-
kümet ortaklan arasmda dokunulmaz-
lıklann smırlandınlması tartışılıyor.
Anayasanın 83 ve 100. maddelerinin
değiştirümesine ilişkin öneri hazırla-
yan MHP, ağır cezayı gerektiren cü-
rümlerde "suçüstü hali ile zûnmet, ihti-
las, rüşvet, hırsızük. dolandıncıhk, sah-
tecilik, inancı kötüye kullanma, görevi
kötüyekullanma, dolanlı iflas. kaçakçv-
uk, resmi ihale ve alun satunlara fesat
kanstırma veya devlet suiaruu açığa
vurma" cürümlerinden dolayı başba-
kan ve bakanlann sorguya çekilmesi
ve yargılanması için Meclis karan
aranmamasını istiyor.
Hükümetin ANAP kanadının bakan
ve başbakanlann doğrudan Yargıtay ta-
rafından soruşturulması için gerekli
gördüğü "ağır cezahk suçlar" koşulu
arasmda "görevi kötüye kullanma* su-
çu yer almıyor.
DSP, diğer partilerden farklı olarak
soruşturma komisyonu yerine hazırlık
soruşturmasının doğrudan Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı tarafindan
yürütülmesi ve Yargıtay Ceza Daireleri
Başkanlar Kurulu tarafindan kamu
davasının açılmasını öneriyor.
ANKARA (Cumhurt-
yetBürosu)-ANAP Ge-
nel Sekreterliği, jandar-
manm îçişleri Bakanlı-
ğı'nm bilgisi dışında ba-
sma açıklama yapması-
nı düşündürücü olarak
nitelendirirken bu endi-
şenin demokratik hukuk
devletinde her kurumda
yanlış yapan kişilerin
olabileceğıni kabul eden
demokratik ve hukuki
duyarhlıkla karşılanma-
sı gerektiğini bildirdi.
ANAP'ın bu suçlaması,
konuyla ilgili çevreler-
de, " Jandarma Genel
KomutanhğTıun emni-
yet ve asayiş ile adli gö-
revlerinde basınla ilişlrî-
lerini düzenleyen mev-
zuat var. Jandarma Ge-
nel KomutanhğVnın ba-
sına açıklama yetkisi var.
Açıklâmadan da Içişleri
Bakanhgi'na bilgi verüi-
yor" diye karşılandı.
Beyaz Enerji dosyası-
nın kısmen DGM'den
alınıp, ağır cezaya veril-
mesi ANAP'ı rahatlatır-
ken parti yönetimi, Yıl-
maz'a. 'gerüiminrman-
dırma>ın' önerisini ilet-
ri. 'Askerle kavgalı' gö-
rüntüsü verilmesinin ka-
muoyunda ters tepki ya-
ratacağı kaygısını belir-
ten danışmanlar ve bazı
parti yöneticilerinin,
"kavgayı sertleştirme-
yin, bundan parti zarar
göriir" görüşünü ilettik-
leri öğrenildi.
ANAP Genel Sekre-
terliği'nden yapılan kısa
açıklamada da Jandar-
ma Genel Komutanlı-
ğı'nın açıklama tarzı
eleştirildi. Açıklamada,
Jandarma Genel Sekre-
terliği'nin bağlı bulun-
duğu bakanın bilgisi dı-
şında hareket ettiği ileri
sürüldü. Açıklamada,
"Her kurumda yanlış
yapan kişilerin ola-
bfleceği" ifadesi dikkat
çekti.
Telekulak' acıklaması
İçişleri: İddiahır
haksız ve mesnetsiz
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Içişleri Ba-
kanlığı 'nca, aralannda
Dışişleri Bakanlığı'nın
da bulunduğu, gazete,
sendika ile bazı kişilerin
telefonlannın yasalara
aykın biçimde dinlenil-
diğine ilişkin haberlerle
ilgili olarak yapılan açık-
lamada. dinlemenin ken-
di bilgi ve onaylanyla
sürdürüldüğü iddialan-
nın haksız ve mesnetsiz
olduğu bildirildi.
îçişleri Bakanlı-
ğı'ndan dün yapılan
açıklamada, 1999 yılı
mayıs ayında gündeme
gelen telefonlann yasa-
lara aykın dinlendığı id-
diası üzerine mülkiye
müfettislerinin görevlen-
dirildiği, sorumlular hak-
kında idari ve disiplin iş-
lemlerinın yapıldığı, ko-
nunun yargıya iletildiği
anımsatılarak şöyle de-
niIdi'Halböyleykeniki
yıl önce meydana gelen ve
bakankğımızca üzerine
kararhhkla gidilen hadi-
senin, son günlerde tek-
rar gündeme taşınarak
dinleme, izleme ve kayda
abna faaliyetlerinin bu-
günde yasalara a>1an bi-
çimde. üsteKk bakanhğn
nuzuı bilgi ve onayı aran-
da sürdürüldüğü iddia
edilmektedir. Bu iddialar
tamamen gerçek dışı,
haksız ve mesnetsizdir."
Içişleri Bakanı Sadet-
tin Tantan, dün Çankaya
Köşkü'ne çıkarak Cum-
hurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer ile yanm saat-
Hk bir görüşme yaptı.
Tantan, görüşmeyi rutin
bir ziyaret olarak değer-
lendirdi.
TlRMIK
ÇİZMEDEN YUKARI [email protected] MUSA KART
GBOÎfüJİ ÖNÜNB
&ULAFA
Htç IKlAMMAPlM
AMA N
DEVLET BAKANI KEMAL DERVtŞ, RECAİ KUTAN^LA GÖRÜŞTÜ;
FP^nin destek şartlan ağır
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-FP yönetimi, ekonomık prog-
rama destek isteyen Devlet Baka-
nı Kemal Derviş'e "demokratik-
leşme ve özelfinanskurumlanna
devlet güvencesj" istemiyle karşı-
hk verdiler FP Genel Başkanı Re-
cai Kutan. Necmertin Erbakan'ı
sıyasi yasaktan kurtarmaya dönük
formüllerin önünü açan _
istemlerinin gerekçesini
"Ekonomi,demokrasi ik-
liminde yeşerir" diye an-
lattı. FP yöneticileri, Ke-
mal Derviş'ten, kendile-
rinin de para batırdığı «•
özel finans kurumlanndaki
(ÖFK) mevduatın devlet güven-
cesine alınmasını istedi.
Derviş, muhalefet turundakı en
uzun görüşmesini 1.5 saat ile dün
FP'de yaptı. Derviş ile Kutan'ın
görüşmesine, yönetiminde bulun-
duğu Ihlas Finans Kurumu"nda
yüksek miktarda para batıran Is-
tanbul Milletvekili MCoşkun da
katıldı. FP yöneticileri, görüşme-
de ÖFK'lerdeki mevduata da dev-
let güvencesi getirilmesini, bu ol-
mazsa ÖFK'Ierin kendi batıklan-
na ortak fon oluşturmalan ama-
cıyla "sigorta" kurmalanna dönük
yasa önerisine Hazine'nin onay
• Kutan, verilecek desteğe karşüıky
Necmettin Erbakan 'ıyasaktan kurtarmaya
dönük "demokratikleşme"paketiüebatan
özel finans kurumlanna devlet desteği istedi
vermesini istediler. FP'liler, "Ban-
kalann banğı devteteyükleniliyor,
ancak gerçekten reel sektörü fı-
nanse eden ÖFK'Ierin baoğı ken-
di içinde kahyor" gerekçesini dile
getirdiler. Derviş de bu konudaki
başvurunun kendisine geldiğini ve
sigorta sistemine izin veren bir ya-
sa tasansı hazırladıklannı bildirdi.
Kutan, programa sosyal yön ka-
zandınlması için ısrariı olduklan-
na dikkat çekti. tsteklerini genel
olarak "Ankara'danarendveyedş-
tiremezsnıiz. Ekonomik anlamda
ve genel anlamda geiişme, demok-
rasi iklimindeolur. Programda de-
mokratikleşme, insan hakian ve
özgürtükler konusunda
bir şey yok. Sosyal yön
göz ardı edihniş durum-
da. Tüıidye'de şu anda
gerçek anlamda demok-
rasi yok" diye anlatan
— • — Kutan, pazarlık konula-
nnı anayasa ve yasa düzeyine in-
dirgemedi. FP'lilerin, Derviş'in zi-
yaretinde öncelikli istemleri,
"Türk Ceza Yasası'nın 312. mad-
desinin değjştirflmesi, Sijasi Parti-
ler YasasTna göre parti kapatma-
nm zoriaşanlması ve yeni bir sivfl
anayasa" olarak sıralanıyor.
/ AYDIN ENGİN aengin(a doruk.nettr
Ikiz krizlerden ikincisi patla-
dıktan hemen sonra, daha adı
bile duyulmamışken adeta onu
tanımlayarak bastırmaya baş-
ladılar:
- Bu böyle olmayacak. Eko-
nominin başına tam yetkili bir
bakan getirilsin. Bu bakan ye-
ni biri olsun. Bu bakan partili
olmasın. Bu bakan ekonomiyi
iyibilsin. Bu bakan uluslarara-
sı finans kunjluşlannca iyi ta-
nınmış olsun. Bu bakan kisisel
ilişkileri de zengin biri olsun.
Bu bakan...
Hani neredeyse "Bu baka-
nın saçları epey dökülmüş ol-
sun. Sesı epey gür çıksın. Sa-
bahlan en\en kalkmayı sevsin.
Tenis oynamaktan hoşlansın.
Sokaklarda şortla dolaşacak
kadar kendine güvensin..." fi-
lan diye ekleyeceklerdi.
Aranan (ya da tanımlanan)
bakan bulundu. Kemal Der-
viş geldi.
Hükümetteki siyaset esnafı,
tam bir pişkinlikle, sıradan, yet-
kili gibi görünüp de yetkisi filan
olmayan devlet bakanlanndan
biri olarak işbaşı yapmasını is-
tediler.
Yemedi. Diretti. Kuyruğu dik
tutmaya çabalayan ama yüzle-
rine gözlerine bulaştırdıkları
Sol'un 'Liberali'ne Bile Katlanamamak...
ekonomideki çöküşün altında
kendilerinin de ezilmeye başla-
dıklannı gören siyaset esnafı,
sonunda yelkenleri suya indi-
rip kuyruğu kıstı ve Kemal Der-
viş, koalisyonun dördüncü or-
tağı olarak hükümette yerini al-
dı.
llk izlenimler olumluydu. En
azından yıllardan beri dinleye
dinleye, göre göre gına getirdi-
ğimiz sıradan politikacılardan
farklıydı. Örneğin açık sözlüy-
dü. Örneğin düzgün cümleler-
le konuşuyordu ve cümleleri-
nin içi boş değildi. Yapılacak-
lan saklamadan söylüyor; yeri
geldiğinde birilerine laf dokun-
durmaktan çekinmiyordu.
"Bundan böyle yalan söylen-
meyecek" gibi sözlerin, "Bu-
güne kadar yalan söylendi"
anlamına geldiğini, bundan
gocunacak epey siyaset ele-
başısı olacağını pek umursa-
mıyordu.
Toplumun epey geniş bir ke-
siminden destek buldu. Yolu-
na, yöntemine itiraz edenler bi-
le kişiliğine saldırmamaya özen
gösterdiler.
Ama Derviş'e Övgüler düz-
me yanşında başı hiç kuşku
yok "iş çevreleri" çekti. Örne-
ğin TÜSİAD, daha program
açıkJanmadan programa des-
tek vereceğini ilarvetti. Sanayi
ve finans sektörünün ağır top-
lan desteklerini özellikle belirt-
tiler. Aynı değirmenlere su ta-
şıyan ekonomi yazar ve yo-
rumcuları onu "tek umut-son
çare" olarak değertendirdiler,
övdüler.
1970'li yıllann sonunda o za-
manlar "solcu" olan Bülent
Ecevit'e danışmanlık yaptığı
gerçeği fazla önemsenmedi,
dile getirilmedi. Onu tanıyanla-
rın "sosyal demokrat görüşe
yakındır" yollu bilgi aktanmla-
nyla da fazla ilgilenilmedi.
Ta ki...
Ta ki kendi ağzından "Ben
sosyaldemokrat görüşte bir li-
beralim. Gönlüm çok parçalı
sosyaldemokrat hareketin itti-
fakından yana" deyinceye ka-
dar.
Dedi ve hemen ardından ön-
ce TÜSİAD kaş çattı. TÜSİAD
Yüksek Istişare Kurulu toplan-
tısında Kemal Derviş'e, "Sen
ekonomiyi düzeltmeye bak.
Siyasete bulaşma, siyasalge-
leceğinle ilgili yatınm yapma"
yollu uyanlar yöneltildi.
Ardından medyaya yansrtıl-
mamasına özen de gösterilse
büyük iş çevrelerinde Kemal
Derviş üstüne kocaman bir so-
ru işareti kondu. Bu "tavır" şu
anda medyada herkesin bildi-
ği bir sırra dönüşmek üzere.
Serbest piyasa ekonomisini
işlerliğe kavuşturmaya, Türki-
ye'nin küreselleşmiş (kapitalist)
dünyaya uyumunu sağlamaya
çalışan, ama kendini "solda"
tanımlama suçu işleyen Der-
viş, ekonomi alanındaki kredi-
sini koruyorama siyasal kredi-
si doğmadan boğulacak gibi.
Derviş'in "so/"daolupolma-
dığını, "liberal sol" teriminin
ayaklannın yerden kesik oiup
olmadığını, Türkiye'de "solu
birleştirme" gibi bir misyonun
Derviş'i aşıp aşmayacağını
şimdilik bir yana bırakalım.
Derviş'in kendi siyasal kim-
liğini açıkladığı andan itibaren
itibar yitimine uğramasının an-
lamı önemli gelmiyor mu size?
•••
Türkiye'de artık çağdaş bir
burjuva sınıfının oluştuğu, şa-
rabın kaiitelisini, müziğin iyisi-
ni, yaşamı ince keyiflerle do-
natmayı bilen, iyi eğitim gör-
müş, başlannda bulundukian
kurumlan çağdaş teknik ve
yöntemlerle yöneten, Avrupa
Biriiği'ne katılmanın ateşli yan-
daşı, liberal düşünen, işleri
"alaturka" babalardan devral-
mış "alafranga" burjuva ku-
şaklann Türkiye için bir kaza-
nım olduğu söyieniyor, söyte-
negelryor.
Doğruluk payı var.
Ama söz konusu liberal dü-
şünme yetisi ve genişliği bes-
beili ki "ekonomikliberalizm"\e
sınıriı. Liberalizmin öteki ayağı,
"siyasal liberalizm" ise ancak
belli sınıriar içinde katlanılabi-
lecek, "olmasa daha iyi olur"
gibisinden bir sıkıntı kaynağı.
Hele hele "has adam" olarak
seçilenin, kendini "solda" ta-
nımlaması katlanılamaz bir
münasebetsizlik.
Besbelli ki sınrfsal içgüdüter,
düşünsel zenginlikleri bastıra-
cak kadar güçlü.
Derviş'in siyasal tercihlerine
bile katlanamayan burjuvala-
nn ülkesinde demokrasinin uf*
ku ne kadar geniş olabilir der-
siniz?
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
!•••••
Diyarbakır çarşısı kalabalık...
Ayakkabı boyayan çocuklar, gezgin satıcılar...
O yıllar bir gencin sözünü bugün anımsar gibi-
yim:
"Diyarbakır'da hem PKKhem de Hizbullah var..."
Ercan Çitlioğlu'nun yeni kitabı 'Tahran-Ankara
Hattında Hizbullah' (Ümit Yayıncılık) beni yıllar ön-
cesıne taşıdı...
19 Ocak 1999'u anlatıyor Ercan Çitlioğlu...
Şeker Bayramı'nın ilk günü, sabahın erken saat-
leri...
Anlattıklan, kimi sorulan aklımıza gen'riyor, yine yıl-
lar önce Aydın Engin'in Batman ve Diyarbakır izle-
nimleri aradan yedi yıl geçmesine karşın bir gerçe-
ğin altını çiziyor...
19 Ocak 1999'da başlayan bir öykü Gaffar Ok-
kan'a dek uzanırken insanın aklına şu soru geliyor:
"Devlet Hizbullah'ı biliyorsa neden harekete geç-
medi? Geçtiyse ne yapt?"
Sorunun aynntlı yanrtlan Çitlioğlu'nun kitabında
sosyal, ekonomik ve siyasal boyuflanyla uzun uza-
dıya anlatılıyor...
Çitlioğlu, 20 Mayıs 1999'da Diyarbakır'da Emnj-
yet Müdürü Gaffar Okkan'la konuşuyor...
Okkan, "Hizbullah dış destekli bir örgüttür" diyor.
Okkan devam ediyor
"Bu konuda somut kanıtlar var..."
Emniyet Müdürü Okkan, sohbet sırasında önem-
li bir açıklama yapıyor:
"Hizbullah bizi Uğur Mumcu'nun katillerine gö-
türecek..."
Gaffar Okkan, mesleğini, ülkesini seven birpolis...
Ercan Çitlioğlu, bir ara şöyle diyor
"Sayın Okkan şu Hizb-ul Kontra lafı nereden çık-
tı?"
Okkan bu sorudan hiç hoşlanmıyor...
Yüz çizgileri geriliyor, öfkelenıyor... -. <,_-'
Sonra şu yanıtı veriyor
"O dediğinizi hiç duymadım..."
• • •
Çitlioğlu, Okkan gibi deneyimli bir polisin Hizb-ul
Kontra sözcüğünu Diyarbakır'da hiç duymamasına,
sorusuna öfkeyie yanrt vermesine şaşıyor, tepkisi-
nidemerak ediyor...
Okkan, Çitlioğlu'nun sorusunun art niyet taşıma-
dığını kavradığı için de şu açıklamayı yapıyor:
"Birpolis için görev bölgesinde açığa çıkanlma-
mış, faili meçhul olay ve cinayetler her şeyden ön-
ce polisi rahatsız eder..."
Bu konuda krtabın yazannın kendi görüşü de var
elbet...
Çitlioğlu:
"Anladım ki Gaffar Okkan Hizb-ul Kontra sözcü-
ğünu çok iyi biliyor..."
Çitlioğlu, Gaffar Okkan'ın şu sözlerini krtaba almış:
h'akında Diyarbakır'da failimeçhul cinayetkalma-
dığını göreceksiniz. Bu bizim namus borcumuzdur,
şerefimizdir. Ben ve arkadaşlanm bu işi temizlemek
için canımızı ortaya koyduk."
2000 yılı ocak ayı sonunda Güneydoğu'da Hiz-
bullah operasyonu yapılıyor. Aslında operasyoniar
1998'de başlıyor...
Okkan, bölgede 2 bin Hizbullah militanının gözal-
tına aJındığını ekleyip şöyfe konuşuyon ,, .
"Isimleribelli2bin k i ş i d a h a var..." • *
1
^
Okkan, önemli bir saptamada daha bulunuyor bu
arada:
"PKKile geç kalındığı için 15 yıl savaşıldı. Biz Hiz-
bullah'ın tam zamanında üzerine gittik, operasyon
gücünükırdık... Yoksabir 15yıldahaHizbullah'lasa-
vaşırdık. Erken davranmakla savaşı ve kıyımı engel-
ledik..."
Demek ki Okkan, Hizbullah'ı unutmamıştı!...
Peki Hizbullah, Okkan'ı unutmuş muydu?
Çitlioğlu şöyle diyor:
"Hizbullah'tn Okkan'ı unutmadığı, son konuş-
mamdan kısa süre sonra acı biçimde anlaşıldı..."
• • •
Ercan Çitlioğlu'nun 'Tahran-Ankara Hattında Hiz-
bullah' kitabından bir bölüm alarak yazımızı nokta-
layalım:
"Okkan'ın 'Hizbullah üzerine gidebilme cesareti-
ni göstermek çok önemliydi, biz bunu yaptık' diye-
rek aslında olayın boyutunu özetledığı 1999yılında,
Diyarbakır kırsalında birlikte olduğumuz genç bir
jandarma subayı da şunlan söylüyordu: 'Bu ınsan-
laıia savaşılacak mı, savaşıimayacak mı; cepne açı-
lacak mı, yoksa seyirci mi kalınacak?..'
Çünkü yakın geçmişte Batman'da esnafPKK'ye
destek vermek üzere kepenk kapattığında, cadde-
lere inen ve bir kadına oranla çok daha iri yapılı,
kara çarşaflı kişilerin, çarşaflannın altına gizledıkle-
ri çMli sopalaria eyleme katılan esnafın diz ve dir-
seklerini kırdıkian, sonrasında hiçbırşey olmamış-
çasına olay yerinden uzaklaştıklan belleklerden si-
llnmemişti.
Ya da PKK'li olduğundan kuşku duyulan, ancak
haklannda kanrt bulunamayan bazı kişilerin gürül-
tülü ve gösterişli bir biçimde gözaltına alınıp salıve-
rildikten sonra cadde ortasında enselerinden tek
kurşunla vurularak infaz edildiklerinın unutulmadı-
ğıgibi..."
hikmet.cetinkaya « cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Okullarda şeriatçı yapılanma
21 öğretmen
görevden aluıch
HASANKIZILTAŞ
ELAZIĞ - Elazığ'da
18 öğretmen kılık kıya-
fet genelgesine uyma-
dığı, 3'ü de Hizbullah
yanlısı olduğu gerekçe-
siyle görevden alındı.
Hizbullah'a yönelik
operasyonlann yoğun-
laştınlmasıyla örgütün
okullardaki şeriatçı ya-
püanmalan da ortaya
çıkanldı. 28 Şubat'tan
önce 280 türbanlı öğ-
retmenin bulunduğu
Elazığ'da kılık kıyafet
uygulamasının ardın-
dan yapılan ıkna çalış-
malan sonucunda 250
öğretmen türbanını çı-
kardı.
Genelgeye karşı çı-
kan 30 öğretmen hak-
kında ise Milli Eğitim
Müdürlüğü'nce soruş-
turma başlatıldı. 30
eğitimciden 12'si so-
ruşturma başlangıcının
arduıdan türbanını çı-
kararak görevine de-
vam ederken 18 eğitim-
ci karannda du"enince
görevlerinden alındılar.
Kentte 1 öğretmen hak-
kında da türban nede-
niyle soruşturmanın
sürdüğü bildirildi.