19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 MAYIS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÖDP: Mücatteleımz sünecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün geçmiş dönemde birçok telefonu dinlemesine ÖDP ve IHD tepki gösterdi. ÖDP Genel Başkanı Uftık Uras. yasadışı telefon dinleyenler ve yardımcı olan politikacılarla hukuksal mücadelenin süreceğini kaydetti. FP 1 nin gündemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, FP'li Gebze Belediye Başkanlığı'ndaki soruşturmada ışkence yapıldığına ılişkin iddialan TBMM'nin arduıdan Cumhurbaşkanlığı 'na tasıdı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Dev let Denetleme Kurulu'nu harekete geçirmesini isteyen Recai Kutan"a, "konuyla yakından ilgileneceğini" söyledi. Recai Kutan, dün Çankaya Köşkü'ne çıkarak Gebze soruşturmasına ilişkin savlan dile getirdi. îoprağa vertliyor • tstanbul Haber Servisi - Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak yaşammı yitiren arasrırmacı yazar Nejat Birdoğan, bugûn saat 16.00'da Esenyurt Mezarliğı'nda düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa venlecek. Bir dönem Kültür Bakanlığı Folklor Daıresi Başkanlığı yapan Birdoğan, geçen yıl da Hacı Bektaş Onur Ödülü'nü aimıştı. Aydmlık dergisinde yazılan yayımlanan Birdoğan, özellikle Alevi-Bektaşi araştırmalanyla tanınıyordu. Sezer 3 yasayı onayladı • ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. IMF'nin yeni programa destek koşulu olarak istediği 15 yasa ıçerisinde yer alan Merkez Bankası'nın bağımsızlaştınlması ve Para Polıtikası Kurulu oluşturulmasına ilişkin yasayı onayladı. Sezer aynca ölüm oruçlannı sonlandıracağı savunulan Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesinde değişiklik yapan yasayı da onayladı. Şişe Cam'da grev kararı • tstanbul Haber Servisi -Knstal-îş Sendikası, toplam 6 bin işçiyi kapsayan toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle, Şişe Cam Topluluğu'na bağlı ışyerlerinde 24 Mayıs 2001 tarihinde grev uygulama karan aldı. Bektrik kesintisi • tstanbul Haber Servisi -Samandıra'da indirici bakımı ve Kurtköy TEAŞ'ta yapılacak çalışma nedeniyle yarın bazı yerlere elektrik verilemeyecek. 08.00- 17.00 saatleri arasmda elektrik alamayacak yerler şöyle: Kurtköy'de Yenişehir Mahallesi, Uydukent, Sultanbeyli'de Necip Fazıl, Yavuz Selim, Fatih, Turgutreis ve Mecıdiye mahalleleri. ANAP ve DSP dokunmak îstemîyör MHP 'nin aksine iki ortak 'ğörevi kötüye kullanma 'nın dokunulmazlıkzırhı altında kalmasından yana... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka- ru Cumhur Ersümer'in istifasuun ar- dından başbakan, bakan ve milletve- killerinin yargılanmalannın önünün açıhnası konusu, hükümet ortaklan arasmda yeni bir tartışma başlattı. MHP, bakan ve başbakanlann "görevi kötüye kullanma ve ihaleye fesat kanş- tmna" gibi ağır cezalık suçlarda Mec- lis'in karan aranmaksızın Yargıtay ta- rafından soruşturulmasım istiyor. DSP ANAP taktik değiştiriyor: Her kurumdayanhş yapan kişilerohıbilir ve ANAP ise "görevi kötüye kullan- ma" suçunun dokunulmazlık zırhının altında kalmasını öneriyor. 'Beyaz Enerji' iddianamesinde 'iha- leye fesat kanşnrma' ve 'görevi kötüye kullanmak'la suçlanan Cumhur Ersü- mer'in Enerji ve Tabiı Kaynaklar Ba- kanlığı'ndan istifasının ardından hü- kümet ortaklan arasmda dokunulmaz- lıklann smırlandınlması tartışılıyor. Anayasanın 83 ve 100. maddelerinin değiştirümesine ilişkin öneri hazırla- yan MHP, ağır cezayı gerektiren cü- rümlerde "suçüstü hali ile zûnmet, ihti- las, rüşvet, hırsızük. dolandıncıhk, sah- tecilik, inancı kötüye kullanma, görevi kötüyekullanma, dolanlı iflas. kaçakçv- uk, resmi ihale ve alun satunlara fesat kanstırma veya devlet suiaruu açığa vurma" cürümlerinden dolayı başba- kan ve bakanlann sorguya çekilmesi ve yargılanması için Meclis karan aranmamasını istiyor. Hükümetin ANAP kanadının bakan ve başbakanlann doğrudan Yargıtay ta- rafından soruşturulması için gerekli gördüğü "ağır cezahk suçlar" koşulu arasmda "görevi kötüye kullanma* su- çu yer almıyor. DSP, diğer partilerden farklı olarak soruşturma komisyonu yerine hazırlık soruşturmasının doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafindan yürütülmesi ve Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu tarafindan kamu davasının açılmasını öneriyor. ANKARA (Cumhurt- yetBürosu)-ANAP Ge- nel Sekreterliği, jandar- manm îçişleri Bakanlı- ğı'nm bilgisi dışında ba- sma açıklama yapması- nı düşündürücü olarak nitelendirirken bu endi- şenin demokratik hukuk devletinde her kurumda yanlış yapan kişilerin olabileceğıni kabul eden demokratik ve hukuki duyarhlıkla karşılanma- sı gerektiğini bildirdi. ANAP'ın bu suçlaması, konuyla ilgili çevreler- de, " Jandarma Genel KomutanhğTıun emni- yet ve asayiş ile adli gö- revlerinde basınla ilişlrî- lerini düzenleyen mev- zuat var. Jandarma Ge- nel KomutanhğVnın ba- sına açıklama yetkisi var. Açıklâmadan da Içişleri Bakanhgi'na bilgi verüi- yor" diye karşılandı. Beyaz Enerji dosyası- nın kısmen DGM'den alınıp, ağır cezaya veril- mesi ANAP'ı rahatlatır- ken parti yönetimi, Yıl- maz'a. 'gerüiminrman- dırma>ın' önerisini ilet- ri. 'Askerle kavgalı' gö- rüntüsü verilmesinin ka- muoyunda ters tepki ya- ratacağı kaygısını belir- ten danışmanlar ve bazı parti yöneticilerinin, "kavgayı sertleştirme- yin, bundan parti zarar göriir" görüşünü ilettik- leri öğrenildi. ANAP Genel Sekre- terliği'nden yapılan kısa açıklamada da Jandar- ma Genel Komutanlı- ğı'nın açıklama tarzı eleştirildi. Açıklamada, Jandarma Genel Sekre- terliği'nin bağlı bulun- duğu bakanın bilgisi dı- şında hareket ettiği ileri sürüldü. Açıklamada, "Her kurumda yanlış yapan kişilerin ola- bfleceği" ifadesi dikkat çekti. Telekulak' acıklaması İçişleri: İddiahır haksız ve mesnetsiz ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Içişleri Ba- kanlığı 'nca, aralannda Dışişleri Bakanlığı'nın da bulunduğu, gazete, sendika ile bazı kişilerin telefonlannın yasalara aykın biçimde dinlenil- diğine ilişkin haberlerle ilgili olarak yapılan açık- lamada. dinlemenin ken- di bilgi ve onaylanyla sürdürüldüğü iddialan- nın haksız ve mesnetsiz olduğu bildirildi. îçişleri Bakanlı- ğı'ndan dün yapılan açıklamada, 1999 yılı mayıs ayında gündeme gelen telefonlann yasa- lara aykın dinlendığı id- diası üzerine mülkiye müfettislerinin görevlen- dirildiği, sorumlular hak- kında idari ve disiplin iş- lemlerinın yapıldığı, ko- nunun yargıya iletildiği anımsatılarak şöyle de- niIdi'Halböyleykeniki yıl önce meydana gelen ve bakankğımızca üzerine kararhhkla gidilen hadi- senin, son günlerde tek- rar gündeme taşınarak dinleme, izleme ve kayda abna faaliyetlerinin bu- günde yasalara a>1an bi- çimde. üsteKk bakanhğn nuzuı bilgi ve onayı aran- da sürdürüldüğü iddia edilmektedir. Bu iddialar tamamen gerçek dışı, haksız ve mesnetsizdir." Içişleri Bakanı Sadet- tin Tantan, dün Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cum- hurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer ile yanm saat- Hk bir görüşme yaptı. Tantan, görüşmeyi rutin bir ziyaret olarak değer- lendirdi. TlRMIK ÇİZMEDEN YUKARI [email protected] MUSA KART GBOÎfüJİ ÖNÜNB &ULAFA Htç IKlAMMAPlM AMA N DEVLET BAKANI KEMAL DERVtŞ, RECAİ KUTAN^LA GÖRÜŞTÜ; FP^nin destek şartlan ağır ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-FP yönetimi, ekonomık prog- rama destek isteyen Devlet Baka- nı Kemal Derviş'e "demokratik- leşme ve özelfinanskurumlanna devlet güvencesj" istemiyle karşı- hk verdiler FP Genel Başkanı Re- cai Kutan. Necmertin Erbakan'ı sıyasi yasaktan kurtarmaya dönük formüllerin önünü açan _ istemlerinin gerekçesini "Ekonomi,demokrasi ik- liminde yeşerir" diye an- lattı. FP yöneticileri, Ke- mal Derviş'ten, kendile- rinin de para batırdığı «• özel finans kurumlanndaki (ÖFK) mevduatın devlet güven- cesine alınmasını istedi. Derviş, muhalefet turundakı en uzun görüşmesini 1.5 saat ile dün FP'de yaptı. Derviş ile Kutan'ın görüşmesine, yönetiminde bulun- duğu Ihlas Finans Kurumu"nda yüksek miktarda para batıran Is- tanbul Milletvekili MCoşkun da katıldı. FP yöneticileri, görüşme- de ÖFK'lerdeki mevduata da dev- let güvencesi getirilmesini, bu ol- mazsa ÖFK'Ierin kendi batıklan- na ortak fon oluşturmalan ama- cıyla "sigorta" kurmalanna dönük yasa önerisine Hazine'nin onay • Kutan, verilecek desteğe karşüıky Necmettin Erbakan 'ıyasaktan kurtarmaya dönük "demokratikleşme"paketiüebatan özel finans kurumlanna devlet desteği istedi vermesini istediler. FP'liler, "Ban- kalann banğı devteteyükleniliyor, ancak gerçekten reel sektörü fı- nanse eden ÖFK'Ierin baoğı ken- di içinde kahyor" gerekçesini dile getirdiler. Derviş de bu konudaki başvurunun kendisine geldiğini ve sigorta sistemine izin veren bir ya- sa tasansı hazırladıklannı bildirdi. Kutan, programa sosyal yön ka- zandınlması için ısrariı olduklan- na dikkat çekti. tsteklerini genel olarak "Ankara'danarendveyedş- tiremezsnıiz. Ekonomik anlamda ve genel anlamda geiişme, demok- rasi iklimindeolur. Programda de- mokratikleşme, insan hakian ve özgürtükler konusunda bir şey yok. Sosyal yön göz ardı edihniş durum- da. Tüıidye'de şu anda gerçek anlamda demok- rasi yok" diye anlatan — • — Kutan, pazarlık konula- nnı anayasa ve yasa düzeyine in- dirgemedi. FP'lilerin, Derviş'in zi- yaretinde öncelikli istemleri, "Türk Ceza Yasası'nın 312. mad- desinin değjştirflmesi, Sijasi Parti- ler YasasTna göre parti kapatma- nm zoriaşanlması ve yeni bir sivfl anayasa" olarak sıralanıyor. / AYDIN ENGİN aengin(a doruk.nettr Ikiz krizlerden ikincisi patla- dıktan hemen sonra, daha adı bile duyulmamışken adeta onu tanımlayarak bastırmaya baş- ladılar: - Bu böyle olmayacak. Eko- nominin başına tam yetkili bir bakan getirilsin. Bu bakan ye- ni biri olsun. Bu bakan partili olmasın. Bu bakan ekonomiyi iyibilsin. Bu bakan uluslarara- sı finans kunjluşlannca iyi ta- nınmış olsun. Bu bakan kisisel ilişkileri de zengin biri olsun. Bu bakan... Hani neredeyse "Bu baka- nın saçları epey dökülmüş ol- sun. Sesı epey gür çıksın. Sa- bahlan en\en kalkmayı sevsin. Tenis oynamaktan hoşlansın. Sokaklarda şortla dolaşacak kadar kendine güvensin..." fi- lan diye ekleyeceklerdi. Aranan (ya da tanımlanan) bakan bulundu. Kemal Der- viş geldi. Hükümetteki siyaset esnafı, tam bir pişkinlikle, sıradan, yet- kili gibi görünüp de yetkisi filan olmayan devlet bakanlanndan biri olarak işbaşı yapmasını is- tediler. Yemedi. Diretti. Kuyruğu dik tutmaya çabalayan ama yüzle- rine gözlerine bulaştırdıkları Sol'un 'Liberali'ne Bile Katlanamamak... ekonomideki çöküşün altında kendilerinin de ezilmeye başla- dıklannı gören siyaset esnafı, sonunda yelkenleri suya indi- rip kuyruğu kıstı ve Kemal Der- viş, koalisyonun dördüncü or- tağı olarak hükümette yerini al- dı. llk izlenimler olumluydu. En azından yıllardan beri dinleye dinleye, göre göre gına getirdi- ğimiz sıradan politikacılardan farklıydı. Örneğin açık sözlüy- dü. Örneğin düzgün cümleler- le konuşuyordu ve cümleleri- nin içi boş değildi. Yapılacak- lan saklamadan söylüyor; yeri geldiğinde birilerine laf dokun- durmaktan çekinmiyordu. "Bundan böyle yalan söylen- meyecek" gibi sözlerin, "Bu- güne kadar yalan söylendi" anlamına geldiğini, bundan gocunacak epey siyaset ele- başısı olacağını pek umursa- mıyordu. Toplumun epey geniş bir ke- siminden destek buldu. Yolu- na, yöntemine itiraz edenler bi- le kişiliğine saldırmamaya özen gösterdiler. Ama Derviş'e Övgüler düz- me yanşında başı hiç kuşku yok "iş çevreleri" çekti. Örne- ğin TÜSİAD, daha program açıkJanmadan programa des- tek vereceğini ilarvetti. Sanayi ve finans sektörünün ağır top- lan desteklerini özellikle belirt- tiler. Aynı değirmenlere su ta- şıyan ekonomi yazar ve yo- rumcuları onu "tek umut-son çare" olarak değertendirdiler, övdüler. 1970'li yıllann sonunda o za- manlar "solcu" olan Bülent Ecevit'e danışmanlık yaptığı gerçeği fazla önemsenmedi, dile getirilmedi. Onu tanıyanla- rın "sosyal demokrat görüşe yakındır" yollu bilgi aktanmla- nyla da fazla ilgilenilmedi. Ta ki... Ta ki kendi ağzından "Ben sosyaldemokrat görüşte bir li- beralim. Gönlüm çok parçalı sosyaldemokrat hareketin itti- fakından yana" deyinceye ka- dar. Dedi ve hemen ardından ön- ce TÜSİAD kaş çattı. TÜSİAD Yüksek Istişare Kurulu toplan- tısında Kemal Derviş'e, "Sen ekonomiyi düzeltmeye bak. Siyasete bulaşma, siyasalge- leceğinle ilgili yatınm yapma" yollu uyanlar yöneltildi. Ardından medyaya yansrtıl- mamasına özen de gösterilse büyük iş çevrelerinde Kemal Derviş üstüne kocaman bir so- ru işareti kondu. Bu "tavır" şu anda medyada herkesin bildi- ği bir sırra dönüşmek üzere. Serbest piyasa ekonomisini işlerliğe kavuşturmaya, Türki- ye'nin küreselleşmiş (kapitalist) dünyaya uyumunu sağlamaya çalışan, ama kendini "solda" tanımlama suçu işleyen Der- viş, ekonomi alanındaki kredi- sini koruyorama siyasal kredi- si doğmadan boğulacak gibi. Derviş'in "so/"daolupolma- dığını, "liberal sol" teriminin ayaklannın yerden kesik oiup olmadığını, Türkiye'de "solu birleştirme" gibi bir misyonun Derviş'i aşıp aşmayacağını şimdilik bir yana bırakalım. Derviş'in kendi siyasal kim- liğini açıkladığı andan itibaren itibar yitimine uğramasının an- lamı önemli gelmiyor mu size? ••• Türkiye'de artık çağdaş bir burjuva sınıfının oluştuğu, şa- rabın kaiitelisini, müziğin iyisi- ni, yaşamı ince keyiflerle do- natmayı bilen, iyi eğitim gör- müş, başlannda bulundukian kurumlan çağdaş teknik ve yöntemlerle yöneten, Avrupa Biriiği'ne katılmanın ateşli yan- daşı, liberal düşünen, işleri "alaturka" babalardan devral- mış "alafranga" burjuva ku- şaklann Türkiye için bir kaza- nım olduğu söyieniyor, söyte- negelryor. Doğruluk payı var. Ama söz konusu liberal dü- şünme yetisi ve genişliği bes- beili ki "ekonomikliberalizm"\e sınıriı. Liberalizmin öteki ayağı, "siyasal liberalizm" ise ancak belli sınıriar içinde katlanılabi- lecek, "olmasa daha iyi olur" gibisinden bir sıkıntı kaynağı. Hele hele "has adam" olarak seçilenin, kendini "solda" ta- nımlaması katlanılamaz bir münasebetsizlik. Besbelli ki sınrfsal içgüdüter, düşünsel zenginlikleri bastıra- cak kadar güçlü. Derviş'in siyasal tercihlerine bile katlanamayan burjuvala- nn ülkesinde demokrasinin uf* ku ne kadar geniş olabilir der- siniz? POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA !••••• Diyarbakır çarşısı kalabalık... Ayakkabı boyayan çocuklar, gezgin satıcılar... O yıllar bir gencin sözünü bugün anımsar gibi- yim: "Diyarbakır'da hem PKKhem de Hizbullah var..." Ercan Çitlioğlu'nun yeni kitabı 'Tahran-Ankara Hattında Hizbullah' (Ümit Yayıncılık) beni yıllar ön- cesıne taşıdı... 19 Ocak 1999'u anlatıyor Ercan Çitlioğlu... Şeker Bayramı'nın ilk günü, sabahın erken saat- leri... Anlattıklan, kimi sorulan aklımıza gen'riyor, yine yıl- lar önce Aydın Engin'in Batman ve Diyarbakır izle- nimleri aradan yedi yıl geçmesine karşın bir gerçe- ğin altını çiziyor... 19 Ocak 1999'da başlayan bir öykü Gaffar Ok- kan'a dek uzanırken insanın aklına şu soru geliyor: "Devlet Hizbullah'ı biliyorsa neden harekete geç- medi? Geçtiyse ne yapt?" Sorunun aynntlı yanrtlan Çitlioğlu'nun kitabında sosyal, ekonomik ve siyasal boyuflanyla uzun uza- dıya anlatılıyor... Çitlioğlu, 20 Mayıs 1999'da Diyarbakır'da Emnj- yet Müdürü Gaffar Okkan'la konuşuyor... Okkan, "Hizbullah dış destekli bir örgüttür" diyor. Okkan devam ediyor "Bu konuda somut kanıtlar var..." Emniyet Müdürü Okkan, sohbet sırasında önem- li bir açıklama yapıyor: "Hizbullah bizi Uğur Mumcu'nun katillerine gö- türecek..." Gaffar Okkan, mesleğini, ülkesini seven birpolis... Ercan Çitlioğlu, bir ara şöyle diyor "Sayın Okkan şu Hizb-ul Kontra lafı nereden çık- tı?" Okkan bu sorudan hiç hoşlanmıyor... Yüz çizgileri geriliyor, öfkelenıyor... -. <,_-' Sonra şu yanıtı veriyor "O dediğinizi hiç duymadım..." • • • Çitlioğlu, Okkan gibi deneyimli bir polisin Hizb-ul Kontra sözcüğünu Diyarbakır'da hiç duymamasına, sorusuna öfkeyie yanrt vermesine şaşıyor, tepkisi- nidemerak ediyor... Okkan, Çitlioğlu'nun sorusunun art niyet taşıma- dığını kavradığı için de şu açıklamayı yapıyor: "Birpolis için görev bölgesinde açığa çıkanlma- mış, faili meçhul olay ve cinayetler her şeyden ön- ce polisi rahatsız eder..." Bu konuda krtabın yazannın kendi görüşü de var elbet... Çitlioğlu: "Anladım ki Gaffar Okkan Hizb-ul Kontra sözcü- ğünu çok iyi biliyor..." Çitlioğlu, Gaffar Okkan'ın şu sözlerini krtaba almış: h'akında Diyarbakır'da failimeçhul cinayetkalma- dığını göreceksiniz. Bu bizim namus borcumuzdur, şerefimizdir. Ben ve arkadaşlanm bu işi temizlemek için canımızı ortaya koyduk." 2000 yılı ocak ayı sonunda Güneydoğu'da Hiz- bullah operasyonu yapılıyor. Aslında operasyoniar 1998'de başlıyor... Okkan, bölgede 2 bin Hizbullah militanının gözal- tına aJındığını ekleyip şöyfe konuşuyon ,, . "Isimleribelli2bin k i ş i d a h a var..." • * 1 ^ Okkan, önemli bir saptamada daha bulunuyor bu arada: "PKKile geç kalındığı için 15 yıl savaşıldı. Biz Hiz- bullah'ın tam zamanında üzerine gittik, operasyon gücünükırdık... Yoksabir 15yıldahaHizbullah'lasa- vaşırdık. Erken davranmakla savaşı ve kıyımı engel- ledik..." Demek ki Okkan, Hizbullah'ı unutmamıştı!... Peki Hizbullah, Okkan'ı unutmuş muydu? Çitlioğlu şöyle diyor: "Hizbullah'tn Okkan'ı unutmadığı, son konuş- mamdan kısa süre sonra acı biçimde anlaşıldı..." • • • Ercan Çitlioğlu'nun 'Tahran-Ankara Hattında Hiz- bullah' kitabından bir bölüm alarak yazımızı nokta- layalım: "Okkan'ın 'Hizbullah üzerine gidebilme cesareti- ni göstermek çok önemliydi, biz bunu yaptık' diye- rek aslında olayın boyutunu özetledığı 1999yılında, Diyarbakır kırsalında birlikte olduğumuz genç bir jandarma subayı da şunlan söylüyordu: 'Bu ınsan- laıia savaşılacak mı, savaşıimayacak mı; cepne açı- lacak mı, yoksa seyirci mi kalınacak?..' Çünkü yakın geçmişte Batman'da esnafPKK'ye destek vermek üzere kepenk kapattığında, cadde- lere inen ve bir kadına oranla çok daha iri yapılı, kara çarşaflı kişilerin, çarşaflannın altına gizledıkle- ri çMli sopalaria eyleme katılan esnafın diz ve dir- seklerini kırdıkian, sonrasında hiçbırşey olmamış- çasına olay yerinden uzaklaştıklan belleklerden si- llnmemişti. Ya da PKK'li olduğundan kuşku duyulan, ancak haklannda kanrt bulunamayan bazı kişilerin gürül- tülü ve gösterişli bir biçimde gözaltına alınıp salıve- rildikten sonra cadde ortasında enselerinden tek kurşunla vurularak infaz edildiklerinın unutulmadı- ğıgibi..." hikmet.cetinkaya « cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Okullarda şeriatçı yapılanma 21 öğretmen görevden aluıch HASANKIZILTAŞ ELAZIĞ - Elazığ'da 18 öğretmen kılık kıya- fet genelgesine uyma- dığı, 3'ü de Hizbullah yanlısı olduğu gerekçe- siyle görevden alındı. Hizbullah'a yönelik operasyonlann yoğun- laştınlmasıyla örgütün okullardaki şeriatçı ya- püanmalan da ortaya çıkanldı. 28 Şubat'tan önce 280 türbanlı öğ- retmenin bulunduğu Elazığ'da kılık kıyafet uygulamasının ardın- dan yapılan ıkna çalış- malan sonucunda 250 öğretmen türbanını çı- kardı. Genelgeye karşı çı- kan 30 öğretmen hak- kında ise Milli Eğitim Müdürlüğü'nce soruş- turma başlatıldı. 30 eğitimciden 12'si so- ruşturma başlangıcının arduıdan türbanını çı- kararak görevine de- vam ederken 18 eğitim- ci karannda du"enince görevlerinden alındılar. Kentte 1 öğretmen hak- kında da türban nede- niyle soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle