Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2001 CUMARTESİ
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected]
Atatürk Olsaydı...
Erol ERTUGRUL Hukukçu,
Başkanı
E
konomide geldiğimiz
olumsuzluklan. demok-
rasıde yaşadığımız sı-
kıntıları, polıtikadaki
çıkmazlan gördükçe ak-
lımıza hep bu soru takı-
lıyor: Atatürk olsaydı ne yapardı?
Bu sorunun yanıtı doğal olarak şu
olacaktır: Atatürk olsaydı zaten bu
olumsuzluklan yaşamazdık.
Atatürkçüler. ikibınli yılları yaşa-
dığınuz bu dönemde Atatürk'ün ölüm-
lü varhğından yardım umuyor değil-
ler. Yeni bir Atatürk beklentısı içinde
de değıller. Amacımız, sorunlan Ata-
türkçü düşünce açısından ırdelemek-
tir. Sorunlan Türk aydınlanması açı-
sından irdelemektir. Eğer Türk aydın-
linmasından sapılmamış olsaydı ülke-
miz bu sorunlan yaşamazdı. Bizler
bunlan söylerken farkli görüşte olan-
lar da Atatürk \e İnönü'nün ekonomist
olmadıklannı söylüyorlar. Birbaşka an-
latımla, "Zaten Atatürk ve İnönü de
ekonomi bilmiyoriardı, bu sorunlar-
dan anlamaziardr demeye getıriyor-
lar. Acaba gerçek öyle mıydi'.' Cum-
huriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda
Izmir lktısat Kongresı'nı toplayan ve
ülkemizin ekonomik sorunlannı aynn-
tilanyla tartışan bir büyük devlet ada-
Aydın Atatürkçü Düşünce Derneği
mına. ekonomi bilmiyordu demek ne
derdi doğru olur. TBMM'nin kuruldu-
ğu 1920"den Atatürk'ün öldüğü 1938"e
kadar. 18 yıl Türkiye'de fiyatlar hiç
yükselmiyorsa, hatta biraz geriliyor-
sa, Türk Lirası'nın değeri Amerikan
Dolân ile eşitse, bunu sağlamış bir
büyük devlet adamına, ekonomi bil-
miyordu demek uygun düşer mi? Os-
telikbu dönemler Türkiye'nınhiç borç
almadığı ve Osmanh'nın borçlannı
ödediği bir dönemdir. Bu borçlan öde-
mek 1954 yılına kadar sürmüştür. Ve
bu dönemde Türkiye'nin yıllık kal-
kınma hızı, Japonya ve Rusya ile bir-
likte en yüksek boyuttadır.
Atatürk'ün ekonomik politıkası, kal-
kınmada devlet önceliğjıü öngören bir
piyasa ekonomisidir. Türkiye'nin Ba-
tı gibi sömürgesi yoktur. Cumhuriye-
tin ilk dönemlerinde anapara bırıkımi
yoktur. Girişimcisi, yetişmiş insan gü-
cü yokrur. Bu dönemde Atatürk. Tür-
kiye'nin 'liberal ekonomi1
ile kalkı-
namayacağını anlıyor. Tüm ekonomik
gücün devletin elüıde binktiği bireko-
nominin de sakıncalannı görüyor. Ve
1925 sonrası yıllardan başlayarak ye-
ni bir ekonomik model anyor. Tam li-
beral ve tam kolektivist olmayan bir
modeldir bu. Sevgili Ahmet Taner
Kışlah'nm anlatunıyla, bu modelde,
"ekonomik çahşmave kalkınmada lâ-
şilerin özel güişimkri asddır." Ancak
geri kalmış bir ülkede devletin öncü-
lüğü ve koşullan hazırlayıcı çabalan
olmadan hızlı bir kalkınmanın olama-
yacağı gerçeği kabul edilmektedir. Ke-
malıst devletçilikte devletin ekonomi-
deki işlevleri, özel girişimin yetersiz
kaldığı alanlarda yatınm yapmak. kur-
duğu ışletmelerden kâr sağlamaya ça-
lışmak. kâra geçen tıcari ve sanayi ku-
ruluşlanm Türk kişi ve kurumlanna
devTetmek, devirle sağlanan kaynak-
larla yeni alanlarda yatınm yapmak-
tır. Atatürk'ün, piyasa kurallanna gö-
re işleyen KlT'i düşündüğü beludır. Ne
yazıkki sağ yönetimler tarafından hep
arpahk durumuna getirilen, zarar et-
tirilen ve sonra da özelleştirme adı al-
tında yağmalatılan KlT'lerin bir kıs-
mının bugün zor durumda olduğu açık-
tır. Bir kjsmıysa büyük kâr sağlamak-
tadır.
Atatürk'ün ekonomik politikasının
özünü, her alanda olduğu gibi tam ba-
ğımsızhk oluşturmaktadır. Dış ülke-
lerle ekonomik ilişkiler kunılabilir.
Gelişmekte olan bir ülkede borçlan-
malar da olabilir. Ancak bu borçlan-
malara zorunlu durumlarda, üretim
amacıyla ve ekonomik bağımsızlığı-
mızı zedelemeyecek koşullar altında
gıdilebılır. Yabancı anaparaya (serma-
ye) da onay verüebilir. Ancak bu du-
rumun da bağımsızhğımıza zarar ver-
memesi gerekmektedir.
Ekonomi bilmek, yabancı anapara-
ya teslim olmak, sürekli olarak ve ba-
ğımsızhğımızı yitirmemize neden ola-
cak boyutlarda borçlanmak mıdır?
Ekonomi bildiğini söyleyen sağ yöne-
timler, ülkemizi 150 milyar dolara
yaklaşan dış borç batağına soktular. Ge-
lecek kuşaklann yaşamlannı da ka-
rartacak olanbuborçlar ne yazık ki ül-
ke kalkınmasına, yatınmlara yönelti-
lemedi. Ekonomi bildiklerini söyle-
yenler ülkemizi, dünyanın yolsuzluk-
lardaki dördüncü ülkesi yaptılar. Eko-
nomi bildiklerini söyleyenler, ülke-
mizi dünyanın gelir dağılımınrn en
kötü beşinci ülkesi yaptılar.
24 Ocak kararlan ile, 5 Nisan karar-
lanyla ve en son 22 Şubat kararlany-
la hep ülkemiz yoksulluğa itilcü. Bu ka-
rarlarla Türk Lirası hep değer yitirdi.
Bu kararlarla her seferinde ekonomik
bağımsızlığunızı biraz daha yitirdik.
Bu kararlann hepsinde çalışanlann,
dar gelirlilerin ulusal gelirden aldık-
lan pay azaldı. Halk yoksullaştı. Bu kı-
sır döngünün sonunda da gerçeği gö-
rüp yanhştan dönmek gerekirken hep
tersi yapıldı. Yeniden dış borçlanma-
lar, yeniden dışa bağımhhk. Yeniden
teslimiyet. Ve her seferinde fatura bu
yoksul halka çıkanldı. Uluslararası
Para Fonu ve dış anapara kaynaklan,
yerli işbirlikçüeri ile birlikte ülkeyi
talan ettiler. Hep onlann önerdikleri
şeyler yapıldı. Ülkemiz batağa sap-
landı. Küreselleşme adı altında ulusal-
cılıktan sapıldı. Kaynaklanmız satıl-
dı. Yetmedi. Bu kez geriye kalanlann
da özelleştirme diyerek satımı isteni-
yor. Önce, Türkiye dar boğazlara so-
kuluyor, sonra çözüm özelleşrjnnedir
denilerek kaynaklanmızın satışına ge-
çiliyor. Bugüne kadar sattıklarımızla
hiçbir yarar sağlanamadığı görüldüğü
halde, özelleştirmenin, mafyanın daka-
tıldığı bir talan olduğu görüldüğü hal-
de, eldekileri de satmaya çalışmak ay-
mazhk değilsehayınhktır. Bu güzel yur-
dun dağlannı, ovalannı, akarsulannı,
göllerini de satsalar bu yöntemle ba-
taktan kurtuhnaya olanâk yoktur.
Türkiye yetişmiş insan gücü, genç
nüfusu, yeraltı ve yerüstü kaynaklany-
la gerçekte varlıklı bir ülkedir. Türki-
ye'nin sorunu kötü yönetilmektir. Tür-
kiye'nin sorunu, Türk aydınlanmasın-
dan ve tam bağımsızlıktan sapmış ol-
maktır. Var olan kaynaklanyla Türki-
ye bu sorunlan kesinlikle aşacaktır.
Ekonomi bildiğini söyleyip ülkeyi
satmaktansa, yabancılara bağımlı bir
duruma düşürmektense, vatansever
olup tambağımsızlığı bayrak yapmak
ve onurlu kalmak her zaman daha iyi-
dir.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bizler Korkulukmuyuz?
"Türkiye sömürge olurken..."
Içiniz mi sızladı, utanç mı duydunuz? Yoksa vız
mı geldi! Önemli olan yaşamak, iyi kötü günler ge-
çirmek mı dediniz?
Prof. Dr. Sina Akşin bütün yurtseverlere ses-
lenmiş!
"Borçlanma feiakettir. Borçlanmaya hayır. Özel-
leştirme sömurgeleşmektir, diye haykıralım. Bugi-
dişi derhal durduralım. Özlediğimiz Atatürk Tür-
kiye'sini yeniden kuralım. Bunuyapacakgücümüz
var."
Birtokat, biryumruk!.. Dağlarca "Uyandırmaz-
san uyanacak değil" mi demişti? "Öyle dalmış ki
yüzyıllarsüren uykusuna!.. Yok uykuda değiliz, kas-
katı gerçeklerın insanıyız. Uyumak ne demek?
Uyutuiuyorsak kendi isteğimizle!
Evetyollan, alantarı dolduruyoruz. Kavgalar, itiş-
me kakışma, bağrışma... Ne için? Para içirr! Ay-
lıklan, gündelikleri, iyice arttırsalar sesiniz çıkmaz!
Ama düşünce, inanç, fikir için direnmek diye bir
şey yok! Önemli olan bireysel çıkarımızı korumak,
arttırmak... Esnafından işçisine, emeklisine, me-
muruna kadar böyleL
Ne demişti geçenlerde küçük bir partinin lide-
ri; "Batı ülkeleri, ısteyen gelsin ülkemizde çalış-
sın dese. Bu memlekette insan kalmaz." Pek yan-
lış değil! Kanada, azıcık kapı araladı! Almanya bir-
kaç yüz bin seçkın göçmen istiyor söylentisi çı-
kar çıkmaz millet konsolosluk önünde bekleşme-
ye başlamadı mı?
Akşin, yurtseverlere sesleniyor...
Ama o yurtsever insanlarımız bunu duyunca bir
tepki göstermeli, mektuplar, fakslar, bildiriler, yü-
rüyüşlerle sömürgeleştirilme olayı karşısında. her
şeyi göze alarak direnmemeli mi?
"Yeniden Mudafaa-i Hukuk" dergisinde Metin
Aydoğan durumumuzu saptamış:
"Türkiye 7945'fe dış ticaret fazlası veren, önem-
li bir dış borcu olmayan, Osmanlı'dan devraldığı
Düyun-u Umumi'ye borçlannın son taksitini 1954te
ödemiş ve bu borcu kapatmıştır. Hazinesinde
245 mılyon dolarlık altın ve döviz stoku bulunan
birülkeydi. Bugün Türkiye'nin iç ve dış borç top-
lamı 200 milyar dolara varmıştır."
Yurtseverler bir araya gelmedikçe yenilgiden
kurtulmakyok!.. Atatürk devrimi çizgisinde birleş-
mek!.. Onu da baltalayanlar çok! Bir örnek şu
"Müdafaa-i Hukuk" dergisinin başına gelen! Iç-
ten yıkma, parçalama!..
Aynı dergide, Prof. Erol Manisalı da Prof. Ak-
şin gibi bir çağrı yapıyor yurtseverlerimize:
"Bu bulanık kriz ortamı, Türkiye üzerine hesap
yapanlar için en uygun koşullan hazırlamıştır. Ar-
tık hiçbir direnci kalmayan hükümetin bu zaafını
telafi etmek için kendini ilgili gören herkes ve her
kesim üzerine düşeni yapmak zorundadır. Yoksa
yarın iş işten geçmiş olur."
'Müdafaa-iHukuk'çüar, 'Kuva-yı Milliye'c\\er, 'Ay-
dın//k'çılar, 'Çağdaş Yaşam 'cılar, 'Atatürkçü Dü-
şünce'den yana olanlar, gerçek CHP'liler, cum-
huriyetçiler bütünleşmedikçe Türkiye onun bu-
nun sömürgesi olmaktan kendini kurtaramaz. Rı-
fat llgaz'ın dizeleriyle seslensem ben de: "Kaldır
başını I kara uykulardan I Böyle yürek böyle atar-
damar I Atmaz olsun I Ses ol ışık ol yumnık ol I
Fınl fınl alıcı kuşlar tepende I Benden geçti mi de-
mek istiyorsun I Aç iki kolunu iki yana I Korkuluk
ol."
KOCAELİ ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo- 1999,683
Da\acı SEKA A Ş Genel Müdürlüp vekili Av. Ha-
lil Öztürk tarafından. davali Marmara Oluklu Mukavva
ve Ambalaj San A Ş aleyhine açılan alacak davasuun
yapılan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca;
Davah Marmara Oluklu ve Ambalaj San. A.Ş.'nin
tüm aramalara rağmen tebiiğe yarar açık adresi temin
edılemedığınden da\ah>a ılanen da%-a düekçesinin teb-
liğ edilmesine karar venlmiş olup, adı geçen davahmn
ilan tarihinden ıtıbaren 10 gün içinde varsa bu davaya
karşı diyeceklerinı vazılı olarak mahkemeye ibraz et-
mesi veya duruşma günü olan 26.6.2001 günü saat
09.30'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisi-
ni bir vekil marifeti ile temsil ettirmesi, aksi takdirde
yargılamaya yokluğunda devam edilecegi HUMK'nun
213-217 maddelen geregince dava dilekçesi yerine
geçerli olmak üzere ılanen tebliğ olunur.
Basın: 24568
Yağmalattırmayalım!
Suav KARAMAN Jeoloji Mühendisi Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD)
Genel Savmcmı
S
tratejik değere sahip bor mineralleri do-
ğada yaklaşık 230 çeşittir. Bunlardan
tıcan değere sahip olanlan ıse boraks
(tyıkal), kernit (razont), kolemanit.
ulijksit, propertit, pandermit ve bora-
sittir. Dünyahuıen zengın ve nitelikli bor yatak-
"lan ülkemizöe bulunmaktadır. Ülkemiz yakla-
şık 2.5 milyar ton bor rezervleriyle, dünya bor
rezervlerinin yüzde 64'üne sahiptir. Geri ka-
lanlann yüzde 14'ü ABD. yüzde 22'sı ıse Rus-
ya, Kazakistan, Çin, Peru, Arjantin ve Şıli'de bu-
lunmaktadır. Türkiye dışındaki ülkelerde bulu-
nan bor, dünyanın ihtiyacını en çok 60 yıl kar-
şılayabilecek durumdadır. Türkiye'nin ise en
az 400 yıllık rezervi bulunmaktadır.
Bor mineralleri, 250'den fazla alanda vazge-
çilmez ve altematifsiz olarak kullanıhnaktadu'.
Bor rruneralleri öncelen ilaç. ınşaat. boya, teks-
til. deterjan-sabun, ısıya dayanıklı cam. emaye,
fiberglas, seramik, elektrik, izolasyon. tanmda
kullarulan kimyasal maddelerin üretimi için kul-
lanılmaktaydı. Günümüzde bunlara ek olarak
enerji'depolamada, su anhna işlerinde, atık te-
mızleme işlemlerinde, otomobillerde hava yas-
tığı ve hidrolik fren imalinde. bilgisayar tekno-
lojisinde, otomotıv ve sılah sanayisinde. jet ve
roket yakıtlannda, atom enerjısi denetim rodla-
nnda, çelık güçlendirmede, ısı v e radyasyondan
koruyucu levhalar, yanmayı gecıktirici malze-
me ile son derece hafif ve dayanıklı malzeme-
nın imali gibi alanlarda da kullanılmasıyla. bor
minerallennin önemi gün geçtikçe artmaktadır.
2. Dünya Savaşfnda Türkiye, dünyada ender
madenlerden olan ve savaş sanayisinde büyük
önem taşıyan krom madenini, savaşın karşıt ta-
raflannda bulunan tngiltere ve ABD ile Arman-
ya'ya satışını dengeli düzenleyerek, dış politi-
kasını yürütmekte başhca unsur olarak kullan-
mıştı. Kromdan daha fazla önem taşıyan bor mi-
nerallennin gelecekteki dünya politikasında et-
kın olarak kullanılması gözden uzak tutulamaz.
Ülkemizde Eti Holding'e ait bir kuruluş olan
Etibor A.Ş.'ye bağlı Eskişehir-Kırka Bor Işlet-
mesi, Balıkesir- Bigadiç Bor tşletmesi, Kütah-
ya-Emet Bor Işletmesi ve Bursa-Kestelek Bor
Işletmesi'nde bor çıkanlmakta, Bandırma Bor
ve Asit Fabrikası lşletmesi'nde işlenmektedir.
Bor, yeraltuıda değil. açık işletmelerden çıka-
nldığı için, elde etme maliyeti diğer madenle-
re göre daha düşüktür. Anadolu toprakJannda
bor ilk kez, 1861 yüındaçıkanlmayabaşlanmış-
tır. Bor üretimı, 197O'li yıHara kadar büyük öl-
çüde yabancılann elindeydi. Bor mineralleri,
kamu yaran ve ulusal çıkarlan korumak adına
04 Ekim 1978 tarihinde 2172 sayılı yasa ile Bü-
lent Ece\it'in başbakanlığı su^sında devletleş-
tirildi ve Etibank'a devredildi. Bugün ise Bü-
lent Ecevit'inbaşbakanı olduğu hükümetin, bor
minerallerini özelleştirmeye çalışması kaygıy-
la izlenmektedir. 1978'li yıllarda yayımlanan.
it
Sonüu,CevaphMHPOKitabı"ıun 38. sayfa-
sında şunlar yazıyordu:
u
_ Maden polirikamız,
mMeştirrnepolitikasıdıctçvedışozelsektönma-
den arama \e işletmedliği \-apama\acaknr. Türk
devktinin,Türk milletinnı bütün madenkri ara-
ma ve işletme gücü olacakbr_"
Solcu-Milliyetçi iktidar, stratejik değere sa-
hip bor minerallerini yabancı şirketlere sunmak
için IMF'nin her isteğine boyun eğmektedir. Et
ve Balık Kurumu'nun özelleştıriunesi hayvan-
cılığımızı nasıl etkilemiştir? Süt Endüstrisi Ku-
rumu'nun özelleştirilmesi ne gibi yararlar sağ-
lamışnr? Sümerbank'ın ve Etibank'ın özelleş-
tirilmesinin ekonomiye katküan (!) ne olmuş-
tur? Elektrik enerjisinin dağıtunının özelleşti-
rilmesiyle enerji üretimi mi artn, tasamıf mu sağ-
landı? Başbakan Bülent Ecevit ve hükümeu,
bor minerallerini özelleştirmek isterken, ülke-
mize %'erecekleri zarann farkındalar mı? Dev-
let Bakanı Şükrü Sina GüreL 16 Şubat 2001 ta-
rihinde Emet Bor lşletmesi'nde yaptığı açıkla-
mada, bor rninerallerinin özelleştirilınesine kar-
şı çıkarak, Özelleştirme tdaresi Başkanhğı'run
elindeki maden şirketlerinin zararlannı bormi-
nerallerinin kânyla kapatmak istediğini söyle-
miştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
tarafından hazırlanan raporda, bor mineralleri-
nin özelleştirilmesine karşı çıkılmıştır. Ankara
Ticaret Odası Başkanı SinanAj'gün de 26 Ocak
2001 tarihinde yapöğı açıklamada, bor mineral-
lerinin özelleştirilmesinin bir cinayet olacağını
öne sürmüştür.
Özelleştirmenin ulusal çıkarlanmıza nasıl ay-
kın olduğu bor rninerallerinin özelleştirilme-
suıde de açık ve beürgin biçimde görülmekte-
dir. Ülkemizin çıkarlan açısından, "uhısal bor
poütikası'' oluşturuhnahdır. Böylece bor rnine-
rallerinin daha verimh işletilmesi saglanarak, ül-
kemizde rafıne hale getirilecek ve yüksek kat-
ma değerle dışsatımı yapılacakör. Arap ülkele-
rinin petrolü, Rusya'nın doğalgazı onlar için ne
ifade ediyorsa, bor mineraileri de Türkiye için
aynı anlama gelir. Bütün olumsuz koşullara kar-
şılık 1999 yılrnda Etibor A.Ş. 140miryondolar
kâr elde etmiştir. Türkiye, oluşturacağı ulusal bor
politikası ile iç ve dışborçlannı azaltarak IMF'ye
bağımlıhktan kurtulur. Emperyalist güçlere kar-
şı Anadolu'da başanlan Ulusal Kurtuluş Sava-
şı'nın yüceliğıne inanan Türkiye halkı: Bormi-
neraDerimizi vağmalatünnayahin, Üikeınize ve
boıiannuza sahip çıkahnu.
KÜLTÜR • SANAT 293 «9 7« (3 HAT)
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
CEMAL REŞİT REY OPERA, ORKESTRA VE KOROSU
Genel Sanat Yönermeni: Arda AYDOĞAN
CEMAL REŞİT REY - EKREM REŞİT REY
İ
CEMAW RtBtT REY
IlNStR BAbBMU
LCP
DIĞERLİ KATKILARIYLA
Operet, 2Perde
Orkestra Şefi: Orhan ŞALUEL Sohneye Koyan: Ahan GÛNBAY
Dekor: Numliah TUNCER KosKim: Nthd KAPIANOI KAYA
Koro Şefi Çiçek KURRA KANTER Koreografi: Alev BAYMUR
Step Dans Al«xander BOR2ENKO KorrepeHtör Evgefiıya ATANASSOVA
Prodübiyon Sorumlusu Feride AKPINAR l?ık: Ahnwf DEFNE
Yalçın OTAĞ - Lale BELKIS - Bora GENCER - Tanju YILDIR1M
Tayfun DUYGULU - Jeyan TÖZÛM
Taylan MEMİOĞLU - Berrin POÜTİ - Nuri CANDAŞ
Meltem ÖZLEVENT • Esra ERTEKİN - Arek DOLDURYAN
El'ıf ÖZEL- Sevim ÇETİN - Toygarhan ATUNER
İpek GÜRLÜK- Işıl Ayşe URCU - İlker İŞSEVER
6 Mayıs 2001 Pazar Saat: 20.00
14 Mayıs 2001 Pazartesİ Saah 20.00
Kll«t Fiyarian: S.OOO.OOO TL - 6.OOO.OOO TL
• BİLETİK ÇAĞM MERKEZt 0216 45415 55
•BİUT
«2i
biletfr LC5MMM «SROS-Soyjk (6btm); BİUÎK giş«
RAKS01H
Ç
MTM MOKTALMU
K W&m&W&b{. BtLETIX (jtş« O
IMIMgnBMısUMMllMR«H:llEIt
MMM Mİ6R0&*lertB; Ölİft $e
MMM MİGRO«i*ria (Bjk.rt«; BİBİX gişt
UMM M1GR0S-Ca*W»st»ı; SIETİX (jtfe
y
•UOt (82132515606
• CEMAL REŞİT REY
KONSER SALONU
(0212)2329830
PENCERE
Osmanlı Şpnuna Dek
Kiiresı" • "•••
daha çok seven yok!.."
ktaskervar." '.
/ *
ıi Enis Öksüz, Telekom'un haraç
ılışına direnirken yalnız kahyordu;
lukaldı.
Derviş ne dı
j- Türkiye'yi
Öksüz ne
"- Şükürler
Ulaştırma
mezateldenij1
askerin çıf
Ya Keı J
Derviş her ş&ef'hu" çekiyor; ama, uygulamaya
çalıştığı program ulusal değildir; Türkiye gırtlağına
dek borçlandınldı; şimdi küreselleştiriliyor.
Ne gibi?..
Osmanlı gibi!..
•
Osmanlı tam küreselleşmişti..
"Açık kapı - açık pazar" siyasetini Osmanlı'dan
öte kim uygulayabilirdi?..
Biz şimdi AB'ye girmeden AB'nin Gümrtjk Birli-
ği'ne girdik ya, bu marifeti Osmanlı 19'uncu yüzyıl-
da yerine getirmişti; Ingiltere Dışişleri Bakanı Lord
Palrnerston 1849'da ne diyordu:
"- Ticaret ilişkilerinde Osmanlı Devleti bütün öte-
ki devletlerden çok daha serbest müsaadelerde
bulunmaktadır."
"Açıkpazar Osmanlı "da gümriikresmien çok yüz-
de 1 -1 .5'tu; liberal ekonominin daniskasını benim-
semişti padişah, açmıştı kapılan sultan, tam küre-
selleşmişti ve ekonomisi de liberaldi...
Palmerston bizimkilere öğüt veriyordu:
"- Sultanın tebaasının servet ve refahı artacak,
sanayi önemli birgelişme sağlayacak; bunu gerek-
li kişilere anlatın."
•
1854'te borçlanmayı kesfettik.
Daha doğrusu biz keşfetmedik, Batılı büyük dev-
letler Osmanh'nın borçlanmasını öngördüler, 1881 'e
geldiğimiz zaman -bugünkü gibi- dibe vurmuştuk;
Düyunu Umumiye (Genel Borçlar) Idaresi kuruldu.
Alacaklılann temsilcileri bir meclis oluşturdular; dış
borçlara karşı gösteriten vergi gelirlerini toplayıp
alacaklılara dağıtmak için kurulan örgüt, "ikinci bir
Maliye Bakanlığı" gibiydi...
Küreselleşme gerçekleşmiş, devletin bağımsızlı-
ğı elden gitmişti; Avrupalılar içimize girip bızi yönet-
mekte ve "adam etmekte" idiler...
Bağımsızlık fasafisoydu...
Gericilikti.
?
Ya bankacılık?..
"Merkez Bankası" işlevini görerek para basan
Osmanlı Bankası, Ingiliz-Fransız ortaklığıydı.
Tam bir küreselleşmeydi bu, sınırlar kalkmıştı,
amaca ulaşilmıştr, ülkedeki tüm bankalar yabancı-
lanndı; küreselleşmenin daniskasını yaşıyorduk...
Tütününden demiryollanna, boraksından liman-
lannadek küreselleşmişti Osmanlı, çünkü hepsi ya-
bancılann elindeydi ve özeldi...
*
Ordu Osmanh'da Almanlara teslim edilmişti. ;
Küreselleşmenin daha ötesi ne olabilirdi?..
Bugün "modası geçmiş" denen bağımsızlığı da-
ha o zamandan dışlayip her şeyini uluslararası ka-
pitalist güçlerin agababalanna emanet ederv Os-
manlı, bugün Türkiye'nin önüne konan tüm hedef^
lere geçen yuzyılda ulaşmıştı...
Sonunda nereye ulaştı?..
Sevr'eL.
ANKARA 22. tCRA DAİRESİ'NDEN
DosyaNo: 2000/936
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıy-
meti, adedı, evsafi Ankara, Yeıümahalle ilçesı. Yukan-
yurtçu Köyü'nde kâin 150 numarah parseli teşkil eden
15100 tn2 miktanndaki tarla vasıflı taşınmaz, bir borç
nedeniyle açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gaynmen-
kuiün genış evsafi dosyada mevcut bilirkışi raporunda
açıklanmıştır. Takdir Edilen Kıymeti. 151.000.000.000
(Yüzellıbırmılyar) TL %17 KDV ahcıya aittır
Sataşşardan: 1- Satış, 18.6.2001 günü saat 14.00'ten
14.10'a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu'nda açık
arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin
edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar
varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç-
mek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çık-
mazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla
28.06.2001 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci arttırma-
ya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edüe-
memişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü sakJı
kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet so-
nunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki art-
tırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetınin yüzde
40'mı bulması ve satış isteyenin alacağına rûçhanı olan
alacaklann toplamuıdan fazla olması ve bundan başka
paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi la-
zvmdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi
düşecektir.
2- Arttmnaya iştirak edecekletin, tahmin edilen kıy-
metin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar
kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri
lazımdır Satış, peşin para iledir, alıcı istediğmde 20 gü-
nü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi,
ihale pulu,l/2 tapu harcı ve masraflan ahcıya aittir. Bi-
rikmış vergiler satış bedelinden ödenir.
3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilibrin (*) bu
gayrimenkul üzerindeki haklannı hususijie faiz ve
masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgderi ile on
beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazuıdır. Aksi
takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadılça paylaş-
madan hariç bırakJİacaklardır.
4- îhaleye katıhp daha sonra ihale bedeliıi yatırma-
mak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tim alıcılar
ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihalebedelı ara-
sındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynta temenüt
faizüıden müteselsilen mesul olacaklardır. Önle farkı ve
temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmakazın daire-
mizce tahsıl olunacak, bu fark, varsa önceliile teminat
bedelinden alınacaktır.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren hertesin göre-
bilmesi için dairede açık olup masrafi venld^i takdirde
isteyen ahcıya bir örneği gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi ;örmüş ve
münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. bakaca bilgi
almak isteyenlerin 2000/936 sayılı dosya mmarasıyla
müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. I
7
.4.2001
(*) îlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri le dahildir.
Basın: 23843
Cumhuriyet
Mahallesi
1. kısmvda
ruhsath, projeli
satılık arsa.
0216 45611 70
Muaytne,
Te$hls, ledavl
TÜRKIALP
VAK7I
19MayısCsd. No:8
Şişli^stzibul
Tel: (212) 2-2 07 07