19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2001 CUMARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] Atatürk Olsaydı... Erol ERTUGRUL Hukukçu, Başkanı E konomide geldiğimiz olumsuzluklan. demok- rasıde yaşadığımız sı- kıntıları, polıtikadaki çıkmazlan gördükçe ak- lımıza hep bu soru takı- lıyor: Atatürk olsaydı ne yapardı? Bu sorunun yanıtı doğal olarak şu olacaktır: Atatürk olsaydı zaten bu olumsuzluklan yaşamazdık. Atatürkçüler. ikibınli yılları yaşa- dığınuz bu dönemde Atatürk'ün ölüm- lü varhğından yardım umuyor değil- ler. Yeni bir Atatürk beklentısı içinde de değıller. Amacımız, sorunlan Ata- türkçü düşünce açısından ırdelemek- tir. Sorunlan Türk aydınlanması açı- sından irdelemektir. Eğer Türk aydın- linmasından sapılmamış olsaydı ülke- miz bu sorunlan yaşamazdı. Bizler bunlan söylerken farkli görüşte olan- lar da Atatürk \e İnönü'nün ekonomist olmadıklannı söylüyorlar. Birbaşka an- latımla, "Zaten Atatürk ve İnönü de ekonomi bilmiyoriardı, bu sorunlar- dan anlamaziardr demeye getıriyor- lar. Acaba gerçek öyle mıydi'.' Cum- huriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda Izmir lktısat Kongresı'nı toplayan ve ülkemizin ekonomik sorunlannı aynn- tilanyla tartışan bir büyük devlet ada- Aydın Atatürkçü Düşünce Derneği mına. ekonomi bilmiyordu demek ne derdi doğru olur. TBMM'nin kuruldu- ğu 1920"den Atatürk'ün öldüğü 1938"e kadar. 18 yıl Türkiye'de fiyatlar hiç yükselmiyorsa, hatta biraz geriliyor- sa, Türk Lirası'nın değeri Amerikan Dolân ile eşitse, bunu sağlamış bir büyük devlet adamına, ekonomi bil- miyordu demek uygun düşer mi? Os- telikbu dönemler Türkiye'nınhiç borç almadığı ve Osmanh'nın borçlannı ödediği bir dönemdir. Bu borçlan öde- mek 1954 yılına kadar sürmüştür. Ve bu dönemde Türkiye'nin yıllık kal- kınma hızı, Japonya ve Rusya ile bir- likte en yüksek boyuttadır. Atatürk'ün ekonomik politıkası, kal- kınmada devlet önceliğjıü öngören bir piyasa ekonomisidir. Türkiye'nin Ba- tı gibi sömürgesi yoktur. Cumhuriye- tin ilk dönemlerinde anapara bırıkımi yoktur. Girişimcisi, yetişmiş insan gü- cü yokrur. Bu dönemde Atatürk. Tür- kiye'nin 'liberal ekonomi1 ile kalkı- namayacağını anlıyor. Tüm ekonomik gücün devletin elüıde binktiği bireko- nominin de sakıncalannı görüyor. Ve 1925 sonrası yıllardan başlayarak ye- ni bir ekonomik model anyor. Tam li- beral ve tam kolektivist olmayan bir modeldir bu. Sevgili Ahmet Taner Kışlah'nm anlatunıyla, bu modelde, "ekonomik çahşmave kalkınmada lâ- şilerin özel güişimkri asddır." Ancak geri kalmış bir ülkede devletin öncü- lüğü ve koşullan hazırlayıcı çabalan olmadan hızlı bir kalkınmanın olama- yacağı gerçeği kabul edilmektedir. Ke- malıst devletçilikte devletin ekonomi- deki işlevleri, özel girişimin yetersiz kaldığı alanlarda yatınm yapmak. kur- duğu ışletmelerden kâr sağlamaya ça- lışmak. kâra geçen tıcari ve sanayi ku- ruluşlanm Türk kişi ve kurumlanna devTetmek, devirle sağlanan kaynak- larla yeni alanlarda yatınm yapmak- tır. Atatürk'ün, piyasa kurallanna gö- re işleyen KlT'i düşündüğü beludır. Ne yazıkki sağ yönetimler tarafından hep arpahk durumuna getirilen, zarar et- tirilen ve sonra da özelleştirme adı al- tında yağmalatılan KlT'lerin bir kıs- mının bugün zor durumda olduğu açık- tır. Bir kjsmıysa büyük kâr sağlamak- tadır. Atatürk'ün ekonomik politikasının özünü, her alanda olduğu gibi tam ba- ğımsızhk oluşturmaktadır. Dış ülke- lerle ekonomik ilişkiler kunılabilir. Gelişmekte olan bir ülkede borçlan- malar da olabilir. Ancak bu borçlan- malara zorunlu durumlarda, üretim amacıyla ve ekonomik bağımsızlığı- mızı zedelemeyecek koşullar altında gıdilebılır. Yabancı anaparaya (serma- ye) da onay verüebilir. Ancak bu du- rumun da bağımsızhğımıza zarar ver- memesi gerekmektedir. Ekonomi bilmek, yabancı anapara- ya teslim olmak, sürekli olarak ve ba- ğımsızhğımızı yitirmemize neden ola- cak boyutlarda borçlanmak mıdır? Ekonomi bildiğini söyleyen sağ yöne- timler, ülkemizi 150 milyar dolara yaklaşan dış borç batağına soktular. Ge- lecek kuşaklann yaşamlannı da ka- rartacak olanbuborçlar ne yazık ki ül- ke kalkınmasına, yatınmlara yönelti- lemedi. Ekonomi bildiklerini söyle- yenler ülkemizi, dünyanın yolsuzluk- lardaki dördüncü ülkesi yaptılar. Eko- nomi bildiklerini söyleyenler, ülke- mizi dünyanın gelir dağılımınrn en kötü beşinci ülkesi yaptılar. 24 Ocak kararlan ile, 5 Nisan karar- lanyla ve en son 22 Şubat kararlany- la hep ülkemiz yoksulluğa itilcü. Bu ka- rarlarla Türk Lirası hep değer yitirdi. Bu kararlarla her seferinde ekonomik bağımsızlığunızı biraz daha yitirdik. Bu kararlann hepsinde çalışanlann, dar gelirlilerin ulusal gelirden aldık- lan pay azaldı. Halk yoksullaştı. Bu kı- sır döngünün sonunda da gerçeği gö- rüp yanhştan dönmek gerekirken hep tersi yapıldı. Yeniden dış borçlanma- lar, yeniden dışa bağımhhk. Yeniden teslimiyet. Ve her seferinde fatura bu yoksul halka çıkanldı. Uluslararası Para Fonu ve dış anapara kaynaklan, yerli işbirlikçüeri ile birlikte ülkeyi talan ettiler. Hep onlann önerdikleri şeyler yapıldı. Ülkemiz batağa sap- landı. Küreselleşme adı altında ulusal- cılıktan sapıldı. Kaynaklanmız satıl- dı. Yetmedi. Bu kez geriye kalanlann da özelleştirme diyerek satımı isteni- yor. Önce, Türkiye dar boğazlara so- kuluyor, sonra çözüm özelleşrjnnedir denilerek kaynaklanmızın satışına ge- çiliyor. Bugüne kadar sattıklarımızla hiçbir yarar sağlanamadığı görüldüğü halde, özelleştirmenin, mafyanın daka- tıldığı bir talan olduğu görüldüğü hal- de, eldekileri de satmaya çalışmak ay- mazhk değilsehayınhktır. Bu güzel yur- dun dağlannı, ovalannı, akarsulannı, göllerini de satsalar bu yöntemle ba- taktan kurtuhnaya olanâk yoktur. Türkiye yetişmiş insan gücü, genç nüfusu, yeraltı ve yerüstü kaynaklany- la gerçekte varlıklı bir ülkedir. Türki- ye'nin sorunu kötü yönetilmektir. Tür- kiye'nin sorunu, Türk aydınlanmasın- dan ve tam bağımsızlıktan sapmış ol- maktır. Var olan kaynaklanyla Türki- ye bu sorunlan kesinlikle aşacaktır. Ekonomi bildiğini söyleyip ülkeyi satmaktansa, yabancılara bağımlı bir duruma düşürmektense, vatansever olup tambağımsızlığı bayrak yapmak ve onurlu kalmak her zaman daha iyi- dir. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bizler Korkulukmuyuz? "Türkiye sömürge olurken..." Içiniz mi sızladı, utanç mı duydunuz? Yoksa vız mı geldi! Önemli olan yaşamak, iyi kötü günler ge- çirmek mı dediniz? Prof. Dr. Sina Akşin bütün yurtseverlere ses- lenmiş! "Borçlanma feiakettir. Borçlanmaya hayır. Özel- leştirme sömurgeleşmektir, diye haykıralım. Bugi- dişi derhal durduralım. Özlediğimiz Atatürk Tür- kiye'sini yeniden kuralım. Bunuyapacakgücümüz var." Birtokat, biryumruk!.. Dağlarca "Uyandırmaz- san uyanacak değil" mi demişti? "Öyle dalmış ki yüzyıllarsüren uykusuna!.. Yok uykuda değiliz, kas- katı gerçeklerın insanıyız. Uyumak ne demek? Uyutuiuyorsak kendi isteğimizle! Evetyollan, alantarı dolduruyoruz. Kavgalar, itiş- me kakışma, bağrışma... Ne için? Para içirr! Ay- lıklan, gündelikleri, iyice arttırsalar sesiniz çıkmaz! Ama düşünce, inanç, fikir için direnmek diye bir şey yok! Önemli olan bireysel çıkarımızı korumak, arttırmak... Esnafından işçisine, emeklisine, me- muruna kadar böyleL Ne demişti geçenlerde küçük bir partinin lide- ri; "Batı ülkeleri, ısteyen gelsin ülkemizde çalış- sın dese. Bu memlekette insan kalmaz." Pek yan- lış değil! Kanada, azıcık kapı araladı! Almanya bir- kaç yüz bin seçkın göçmen istiyor söylentisi çı- kar çıkmaz millet konsolosluk önünde bekleşme- ye başlamadı mı? Akşin, yurtseverlere sesleniyor... Ama o yurtsever insanlarımız bunu duyunca bir tepki göstermeli, mektuplar, fakslar, bildiriler, yü- rüyüşlerle sömürgeleştirilme olayı karşısında. her şeyi göze alarak direnmemeli mi? "Yeniden Mudafaa-i Hukuk" dergisinde Metin Aydoğan durumumuzu saptamış: "Türkiye 7945'fe dış ticaret fazlası veren, önem- li bir dış borcu olmayan, Osmanlı'dan devraldığı Düyun-u Umumi'ye borçlannın son taksitini 1954te ödemiş ve bu borcu kapatmıştır. Hazinesinde 245 mılyon dolarlık altın ve döviz stoku bulunan birülkeydi. Bugün Türkiye'nin iç ve dış borç top- lamı 200 milyar dolara varmıştır." Yurtseverler bir araya gelmedikçe yenilgiden kurtulmakyok!.. Atatürk devrimi çizgisinde birleş- mek!.. Onu da baltalayanlar çok! Bir örnek şu "Müdafaa-i Hukuk" dergisinin başına gelen! Iç- ten yıkma, parçalama!.. Aynı dergide, Prof. Erol Manisalı da Prof. Ak- şin gibi bir çağrı yapıyor yurtseverlerimize: "Bu bulanık kriz ortamı, Türkiye üzerine hesap yapanlar için en uygun koşullan hazırlamıştır. Ar- tık hiçbir direnci kalmayan hükümetin bu zaafını telafi etmek için kendini ilgili gören herkes ve her kesim üzerine düşeni yapmak zorundadır. Yoksa yarın iş işten geçmiş olur." 'Müdafaa-iHukuk'çüar, 'Kuva-yı Milliye'c\\er, 'Ay- dın//k'çılar, 'Çağdaş Yaşam 'cılar, 'Atatürkçü Dü- şünce'den yana olanlar, gerçek CHP'liler, cum- huriyetçiler bütünleşmedikçe Türkiye onun bu- nun sömürgesi olmaktan kendini kurtaramaz. Rı- fat llgaz'ın dizeleriyle seslensem ben de: "Kaldır başını I kara uykulardan I Böyle yürek böyle atar- damar I Atmaz olsun I Ses ol ışık ol yumnık ol I Fınl fınl alıcı kuşlar tepende I Benden geçti mi de- mek istiyorsun I Aç iki kolunu iki yana I Korkuluk ol." KOCAELİ ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo- 1999,683 Da\acı SEKA A Ş Genel Müdürlüp vekili Av. Ha- lil Öztürk tarafından. davali Marmara Oluklu Mukavva ve Ambalaj San A Ş aleyhine açılan alacak davasuun yapılan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca; Davah Marmara Oluklu ve Ambalaj San. A.Ş.'nin tüm aramalara rağmen tebiiğe yarar açık adresi temin edılemedığınden da\ah>a ılanen da%-a düekçesinin teb- liğ edilmesine karar venlmiş olup, adı geçen davahmn ilan tarihinden ıtıbaren 10 gün içinde varsa bu davaya karşı diyeceklerinı vazılı olarak mahkemeye ibraz et- mesi veya duruşma günü olan 26.6.2001 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisi- ni bir vekil marifeti ile temsil ettirmesi, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilecegi HUMK'nun 213-217 maddelen geregince dava dilekçesi yerine geçerli olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 24568 Yağmalattırmayalım! Suav KARAMAN Jeoloji Mühendisi Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Genel Savmcmı S tratejik değere sahip bor mineralleri do- ğada yaklaşık 230 çeşittir. Bunlardan tıcan değere sahip olanlan ıse boraks (tyıkal), kernit (razont), kolemanit. ulijksit, propertit, pandermit ve bora- sittir. Dünyahuıen zengın ve nitelikli bor yatak- "lan ülkemizöe bulunmaktadır. Ülkemiz yakla- şık 2.5 milyar ton bor rezervleriyle, dünya bor rezervlerinin yüzde 64'üne sahiptir. Geri ka- lanlann yüzde 14'ü ABD. yüzde 22'sı ıse Rus- ya, Kazakistan, Çin, Peru, Arjantin ve Şıli'de bu- lunmaktadır. Türkiye dışındaki ülkelerde bulu- nan bor, dünyanın ihtiyacını en çok 60 yıl kar- şılayabilecek durumdadır. Türkiye'nin ise en az 400 yıllık rezervi bulunmaktadır. Bor mineralleri, 250'den fazla alanda vazge- çilmez ve altematifsiz olarak kullanıhnaktadu'. Bor rruneralleri öncelen ilaç. ınşaat. boya, teks- til. deterjan-sabun, ısıya dayanıklı cam. emaye, fiberglas, seramik, elektrik, izolasyon. tanmda kullarulan kimyasal maddelerin üretimi için kul- lanılmaktaydı. Günümüzde bunlara ek olarak enerji'depolamada, su anhna işlerinde, atık te- mızleme işlemlerinde, otomobillerde hava yas- tığı ve hidrolik fren imalinde. bilgisayar tekno- lojisinde, otomotıv ve sılah sanayisinde. jet ve roket yakıtlannda, atom enerjısi denetim rodla- nnda, çelık güçlendirmede, ısı v e radyasyondan koruyucu levhalar, yanmayı gecıktirici malze- me ile son derece hafif ve dayanıklı malzeme- nın imali gibi alanlarda da kullanılmasıyla. bor minerallennin önemi gün geçtikçe artmaktadır. 2. Dünya Savaşfnda Türkiye, dünyada ender madenlerden olan ve savaş sanayisinde büyük önem taşıyan krom madenini, savaşın karşıt ta- raflannda bulunan tngiltere ve ABD ile Arman- ya'ya satışını dengeli düzenleyerek, dış politi- kasını yürütmekte başhca unsur olarak kullan- mıştı. Kromdan daha fazla önem taşıyan bor mi- nerallennin gelecekteki dünya politikasında et- kın olarak kullanılması gözden uzak tutulamaz. Ülkemizde Eti Holding'e ait bir kuruluş olan Etibor A.Ş.'ye bağlı Eskişehir-Kırka Bor Işlet- mesi, Balıkesir- Bigadiç Bor tşletmesi, Kütah- ya-Emet Bor Işletmesi ve Bursa-Kestelek Bor Işletmesi'nde bor çıkanlmakta, Bandırma Bor ve Asit Fabrikası lşletmesi'nde işlenmektedir. Bor, yeraltuıda değil. açık işletmelerden çıka- nldığı için, elde etme maliyeti diğer madenle- re göre daha düşüktür. Anadolu toprakJannda bor ilk kez, 1861 yüındaçıkanlmayabaşlanmış- tır. Bor üretimı, 197O'li yıHara kadar büyük öl- çüde yabancılann elindeydi. Bor mineralleri, kamu yaran ve ulusal çıkarlan korumak adına 04 Ekim 1978 tarihinde 2172 sayılı yasa ile Bü- lent Ece\it'in başbakanlığı su^sında devletleş- tirildi ve Etibank'a devredildi. Bugün ise Bü- lent Ecevit'inbaşbakanı olduğu hükümetin, bor minerallerini özelleştirmeye çalışması kaygıy- la izlenmektedir. 1978'li yıllarda yayımlanan. it Sonüu,CevaphMHPOKitabı"ıun 38. sayfa- sında şunlar yazıyordu: u _ Maden polirikamız, mMeştirrnepolitikasıdıctçvedışozelsektönma- den arama \e işletmedliği \-apama\acaknr. Türk devktinin,Türk milletinnı bütün madenkri ara- ma ve işletme gücü olacakbr_" Solcu-Milliyetçi iktidar, stratejik değere sa- hip bor minerallerini yabancı şirketlere sunmak için IMF'nin her isteğine boyun eğmektedir. Et ve Balık Kurumu'nun özelleştıriunesi hayvan- cılığımızı nasıl etkilemiştir? Süt Endüstrisi Ku- rumu'nun özelleştirilmesi ne gibi yararlar sağ- lamışnr? Sümerbank'ın ve Etibank'ın özelleş- tirilmesinin ekonomiye katküan (!) ne olmuş- tur? Elektrik enerjisinin dağıtunının özelleşti- rilmesiyle enerji üretimi mi artn, tasamıf mu sağ- landı? Başbakan Bülent Ecevit ve hükümeu, bor minerallerini özelleştirmek isterken, ülke- mize %'erecekleri zarann farkındalar mı? Dev- let Bakanı Şükrü Sina GüreL 16 Şubat 2001 ta- rihinde Emet Bor lşletmesi'nde yaptığı açıkla- mada, bor rninerallerinin özelleştirilınesine kar- şı çıkarak, Özelleştirme tdaresi Başkanhğı'run elindeki maden şirketlerinin zararlannı bormi- nerallerinin kânyla kapatmak istediğini söyle- miştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından hazırlanan raporda, bor mineralleri- nin özelleştirilmesine karşı çıkılmıştır. Ankara Ticaret Odası Başkanı SinanAj'gün de 26 Ocak 2001 tarihinde yapöğı açıklamada, bor mineral- lerinin özelleştirilmesinin bir cinayet olacağını öne sürmüştür. Özelleştirmenin ulusal çıkarlanmıza nasıl ay- kın olduğu bor rninerallerinin özelleştirilme- suıde de açık ve beürgin biçimde görülmekte- dir. Ülkemizin çıkarlan açısından, "uhısal bor poütikası'' oluşturuhnahdır. Böylece bor rnine- rallerinin daha verimh işletilmesi saglanarak, ül- kemizde rafıne hale getirilecek ve yüksek kat- ma değerle dışsatımı yapılacakör. Arap ülkele- rinin petrolü, Rusya'nın doğalgazı onlar için ne ifade ediyorsa, bor mineraileri de Türkiye için aynı anlama gelir. Bütün olumsuz koşullara kar- şılık 1999 yılrnda Etibor A.Ş. 140miryondolar kâr elde etmiştir. Türkiye, oluşturacağı ulusal bor politikası ile iç ve dışborçlannı azaltarak IMF'ye bağımlıhktan kurtulur. Emperyalist güçlere kar- şı Anadolu'da başanlan Ulusal Kurtuluş Sava- şı'nın yüceliğıne inanan Türkiye halkı: Bormi- neraDerimizi vağmalatünnayahin, Üikeınize ve boıiannuza sahip çıkahnu. KÜLTÜR • SANAT 293 «9 7« (3 HAT) İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ CEMAL REŞİT REY OPERA, ORKESTRA VE KOROSU Genel Sanat Yönermeni: Arda AYDOĞAN CEMAL REŞİT REY - EKREM REŞİT REY İ CEMAW RtBtT REY IlNStR BAbBMU LCP DIĞERLİ KATKILARIYLA Operet, 2Perde Orkestra Şefi: Orhan ŞALUEL Sohneye Koyan: Ahan GÛNBAY Dekor: Numliah TUNCER KosKim: Nthd KAPIANOI KAYA Koro Şefi Çiçek KURRA KANTER Koreografi: Alev BAYMUR Step Dans Al«xander BOR2ENKO KorrepeHtör Evgefiıya ATANASSOVA Prodübiyon Sorumlusu Feride AKPINAR l?ık: Ahnwf DEFNE Yalçın OTAĞ - Lale BELKIS - Bora GENCER - Tanju YILDIR1M Tayfun DUYGULU - Jeyan TÖZÛM Taylan MEMİOĞLU - Berrin POÜTİ - Nuri CANDAŞ Meltem ÖZLEVENT • Esra ERTEKİN - Arek DOLDURYAN El'ıf ÖZEL- Sevim ÇETİN - Toygarhan ATUNER İpek GÜRLÜK- Işıl Ayşe URCU - İlker İŞSEVER 6 Mayıs 2001 Pazar Saat: 20.00 14 Mayıs 2001 Pazartesİ Saah 20.00 Kll«t Fiyarian: S.OOO.OOO TL - 6.OOO.OOO TL • BİLETİK ÇAĞM MERKEZt 0216 45415 55 •BİUT «2i biletfr LC5MMM «SROS-Soyjk (6btm); BİUÎK giş« RAKS01H Ç MTM MOKTALMU K W&m&W&b{. BtLETIX (jtş« O IMIMgnBMısUMMllMR«H:llEIt MMM Mİ6R0&*lertB; Ölİft $e MMM MİGRO«i*ria (Bjk.rt«; BİBİX gişt UMM M1GR0S-Ca*W»st»ı; SIETİX (jtfe y •UOt (82132515606 • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU (0212)2329830 PENCERE Osmanlı Şpnuna Dek Kiiresı" • "••• daha çok seven yok!.." ktaskervar." '. / * ıi Enis Öksüz, Telekom'un haraç ılışına direnirken yalnız kahyordu; lukaldı. Derviş ne dı j- Türkiye'yi Öksüz ne "- Şükürler Ulaştırma mezateldenij1 askerin çıf Ya Keı J Derviş her ş&ef'hu" çekiyor; ama, uygulamaya çalıştığı program ulusal değildir; Türkiye gırtlağına dek borçlandınldı; şimdi küreselleştiriliyor. Ne gibi?.. Osmanlı gibi!.. • Osmanlı tam küreselleşmişti.. "Açık kapı - açık pazar" siyasetini Osmanlı'dan öte kim uygulayabilirdi?.. Biz şimdi AB'ye girmeden AB'nin Gümrtjk Birli- ği'ne girdik ya, bu marifeti Osmanlı 19'uncu yüzyıl- da yerine getirmişti; Ingiltere Dışişleri Bakanı Lord Palrnerston 1849'da ne diyordu: "- Ticaret ilişkilerinde Osmanlı Devleti bütün öte- ki devletlerden çok daha serbest müsaadelerde bulunmaktadır." "Açıkpazar Osmanlı "da gümriikresmien çok yüz- de 1 -1 .5'tu; liberal ekonominin daniskasını benim- semişti padişah, açmıştı kapılan sultan, tam küre- selleşmişti ve ekonomisi de liberaldi... Palmerston bizimkilere öğüt veriyordu: "- Sultanın tebaasının servet ve refahı artacak, sanayi önemli birgelişme sağlayacak; bunu gerek- li kişilere anlatın." • 1854'te borçlanmayı kesfettik. Daha doğrusu biz keşfetmedik, Batılı büyük dev- letler Osmanh'nın borçlanmasını öngördüler, 1881 'e geldiğimiz zaman -bugünkü gibi- dibe vurmuştuk; Düyunu Umumiye (Genel Borçlar) Idaresi kuruldu. Alacaklılann temsilcileri bir meclis oluşturdular; dış borçlara karşı gösteriten vergi gelirlerini toplayıp alacaklılara dağıtmak için kurulan örgüt, "ikinci bir Maliye Bakanlığı" gibiydi... Küreselleşme gerçekleşmiş, devletin bağımsızlı- ğı elden gitmişti; Avrupalılar içimize girip bızi yönet- mekte ve "adam etmekte" idiler... Bağımsızlık fasafisoydu... Gericilikti. ? Ya bankacılık?.. "Merkez Bankası" işlevini görerek para basan Osmanlı Bankası, Ingiliz-Fransız ortaklığıydı. Tam bir küreselleşmeydi bu, sınırlar kalkmıştı, amaca ulaşilmıştr, ülkedeki tüm bankalar yabancı- lanndı; küreselleşmenin daniskasını yaşıyorduk... Tütününden demiryollanna, boraksından liman- lannadek küreselleşmişti Osmanlı, çünkü hepsi ya- bancılann elindeydi ve özeldi... * Ordu Osmanh'da Almanlara teslim edilmişti. ; Küreselleşmenin daha ötesi ne olabilirdi?.. Bugün "modası geçmiş" denen bağımsızlığı da- ha o zamandan dışlayip her şeyini uluslararası ka- pitalist güçlerin agababalanna emanet ederv Os- manlı, bugün Türkiye'nin önüne konan tüm hedef^ lere geçen yuzyılda ulaşmıştı... Sonunda nereye ulaştı?.. Sevr'eL. ANKARA 22. tCRA DAİRESİ'NDEN DosyaNo: 2000/936 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıy- meti, adedı, evsafi Ankara, Yeıümahalle ilçesı. Yukan- yurtçu Köyü'nde kâin 150 numarah parseli teşkil eden 15100 tn2 miktanndaki tarla vasıflı taşınmaz, bir borç nedeniyle açık arttırma suretiyle satılacaktır. Gaynmen- kuiün genış evsafi dosyada mevcut bilirkışi raporunda açıklanmıştır. Takdir Edilen Kıymeti. 151.000.000.000 (Yüzellıbırmılyar) TL %17 KDV ahcıya aittır Sataşşardan: 1- Satış, 18.6.2001 günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geç- mek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çık- mazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 28.06.2001 günü aynı yer ve aynı saatte ikinci arttırma- ya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edüe- memişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü sakJı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet so- nunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki art- tırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetınin yüzde 40'mı bulması ve satış isteyenin alacağına rûçhanı olan alacaklann toplamuıdan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi la- zvmdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttmnaya iştirak edecekletin, tahmin edilen kıy- metin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır Satış, peşin para iledir, alıcı istediğmde 20 gü- nü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu,l/2 tapu harcı ve masraflan ahcıya aittir. Bi- rikmış vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilibrin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususijie faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgderi ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazuıdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadılça paylaş- madan hariç bırakJİacaklardır. 4- îhaleye katıhp daha sonra ihale bedeliıi yatırma- mak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tim alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihalebedelı ara- sındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynta temenüt faizüıden müteselsilen mesul olacaklardır. Önle farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmakazın daire- mizce tahsıl olunacak, bu fark, varsa önceliile teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren hertesin göre- bilmesi için dairede açık olup masrafi venld^i takdirde isteyen ahcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi ;örmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. bakaca bilgi almak isteyenlerin 2000/936 sayılı dosya mmarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. I 7 .4.2001 (*) îlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri le dahildir. Basın: 23843 Cumhuriyet Mahallesi 1. kısmvda ruhsath, projeli satılık arsa. 0216 45611 70 Muaytne, Te$hls, ledavl TÜRKIALP VAK7I 19MayısCsd. No:8 Şişli^stzibul Tel: (212) 2-2 07 07
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle