Katalog

31 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA D I Ş H A B İ L İ v L l L i R [email protected] 11 Endonezya kaynıyor CAKARTA (AA) Endonezya parlamentosu, Devlet Başkanı Abdurrahman Vahid'i azletme yetkisine sahip Halk Dantşma Meclisi'ni toplantıya çağırdı. Vahid yanlılannm gösterileri sürerken, parlamentoda yapılan oylamada, Halk Danışma Meclısi'nin özel oturumla toplanmasına ilişkin öneri kabul edildi. Oylamada, 365 milletvekili öneri lehinde oy kullandı. 4 milletvekili öneri aleyhinde oy verirken, 39 milletvekili çekimser kaldı. Vahid'in partisine mensup milletvekillerioylamayakatılmadı. 500 milletvekili ve atanmış 200 temsilciden oluşan Halk Danışma Meclisi, Devlet Başkanı'nı görevden alma yetkisine sahip tek merci. Devlet Başkanı, Meclis'te kendisini savunacak, savunması reddedilirse görevEndonezya Devlet Başkanı Vahit yanlısı gösteridler dün CakarLi'daki parlamento den ahnacak ve başkanlığa 2004 binasının çitlerini devirerek Içerl girmek istediler. (Fotoğraf:KEUTERS) yılına dek yardımcısı Megawati Sukarnoputri vekalct edecek. Halk Danışma Meclısi'nin iki ay sonratoplanmasıbekleniyor. Yolsuzluklara kanşmakla suçlanan, ancak istifa etmemekte kararlı olduğunubildiren Vahid, 1999Ekim'inde seçilmişti. Endonezya Devlet Başkanı Abdurrahman Vahid, istifa etmeyeceğini bildirerek, milletvekilerinden kendisine karşı azil sürecini başlatma girişiminden vazgeçmelcrini istedi. Devlet Başkanlığı sözcüsü Yahya Stakuf, Vahid' in istifa edeceği yonünde hiçbir plan yapılmadığını söyledi. Sözcü, Vahid'in olağanüstü hal ilan etme tehditleriyle ilgili bir soruya, "Devlet Başkanı, Meclis'teki sürecin sona ermesine kadar bckleyecek" dedi. öte yandan, Doğu Cava eyaletinin Pasuruan kentindekı gösteriler sırasında güvenlik güçleri, Devlet Başkanı Vahid yanlısı bir göstericiyiöldürdü,4'ünüyaraladı. Kentteki hastaneden bir görevli, olayda bir kişinin öldüğünü, yaralanan 4 kişiyi de tedavi altına aldıklannı söyledi. Bu arada Vahid yanlısı binlerce kişinin parlamentoya yürüdü. Görgü tanıklan ellerinde bayraklar yaklaşık 4 bin kişinin başkent Cakarta'nın ana caddelerinden biri üzerindeki parlamento binasına girmek istediler.Ancak polisin caddelerin boşaltılmasıiçinyerel saatle 18.00'e kadar süre tanımasının ardından, Meclis'tenaynlmaya kararverdikleri belirtildi. Göstericilerin, Vahid'den, "parlamentoyu fesh etmesini istemek" üzere Devlet Başkanlığı'na gidecekleri kaydedildi. SAYDAM YALÇIN DOĞAN MGK Oncesinde Hukuk Brîfingr MGK toplantısına girmeden önce, Genelkurmay'da hukuki bir değerlendirme yapılıyor. Başbakan Ecevit'in yolsuzluklarda jandarmanın tavrına dönük, iki ayrı açıklaması var. Biri "Içimesindiremiyorum", diğeri de "Jandarmanın tavrı şık değil" açıklaması. Askeri hukukçular, komutanlara şöyle bir değerlendirme sunuyor "Yasalara göre, jandarma, savcının emriyle, bu operasyonlarda görev alabilir. Kaldı ki, Adalet Bakanı da, birkaç kez, jandarmanın görev üstlenmesinin hukuki olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, Başbakan 'ın sözlerinde hukuki bir temel yoktur." Buna ek yapmak gerek. Yine aynı değerlendirmeye göre: "Başbakan, bundan rahatsız ise, bunu uluorta söylemekyerine, yetkisini kullanarak ilgili komutanı çağırıp ona sorabilir. Ayrıca, tekrar Adalet Bakanı'na sorabilir. Ancak, bu gibi konuları açıktan tartışmak doğru değil." Komutanlar bu brifingi aldıktan sonra, MGK'ye giriyor. 3 1 M a y ı s 2 0 0 1 : K o çT o p l u l u ğ u ' n u n 7 5. K u r u l u ş Y ı l d ö n ü m ü Demokrasiyle bağdaşmıyor Her ne kadar, Mesut Yılmaz dün yalanlasa bile, Jandarma Komutanı, Başbakan Ecevit'e, MGK'de "Asılşıkolmayan sizin açıklamanız" diyerek sitemde bulunuyor. Hukuk yönü ne olursa olsun, bir kuvvet komutanı, bir başbakana normal demokratik bir düzende, sitemde bulunabilirmi?.. Hayır, bulunamaz!.. Başbakan'ın uluorta konuşması nasıl yanlışsa, Jandarma Komutanı'nın çıkışı da aynı biçimde yanlış!.. Başbakan'ın sözleri rahatsızlık yarattıysa, bu kez, askeri hukukçuların söylediği gibi, doğru olan, kendisinin Ecevit'e giderek "rahatsızlığı özel olarak aktarmak." Aksi halde, sivil ve seçilmiş otorite ile atanmış otorite arasında yetki karmaşası doğuyor. Bu da demokrasiyle bağdaşmıyor!.. Ne var ki bu tür çıkışlar, son birkaç yıldır artıkolağan halegeliyor!.. Şurası çok açık. Yetki ve sorumluluk dağıtımı ve kullanımı doğrudan siyasal otoritenin görevi. Siyasal irade, bu görevini yerine getiremiyor. Doğan boşluğu da asker dolduruyor. ••• •'&>• l "Ülkem varsa ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız. rr Vehbi Koç'un bu sözleri her Koç Topluluğu çaltşanının da anayasası. Çünkü varlığımızın bize duyulan * Türkiye'de 13,5 milyon evde kullanılan her Koç ürünüyle • ı 1 .••,•;. bu güveni koruyabilmek için 46.000 kişi görev başındayız. Ülkenin dört bir yanındaki binlerce bayimiz, servisimiz ve tedarikçimiz de bizimle aynı hedefi paylaşıyor. Harcamalara izin iktidardan Her demokraside ve bizim anayasamızda askeri otorite, siyasal iradenin emrinde. Bu durum mali açıdan, ödeme emriyle de perçinleniyor. IMF'ye verilen son niyet mektubunun 19. maddesinde, "öüfçe dokümanlarının şeffaflığını arttıracağız" deniyor. Buna dayanarak Maliye Bakanlığı bütçe verilerinin tümünü açıklıyor. Ve ilk kez, bütçede "Diğer Cari Harcamalar" adı altında yer alan ve fakat bugüne kadar açıklanmayan "Askeri Harcamalar ve Güvenlik Harcamaları" açıklanıyor. Maliye Bakanlığı'nın internet sitesinde, "Kamu Hesapları Bülteni", bu harcamaları ilk kez halkın bilgisine sunuyor. Buna göre: "Son sekiz yılda Milli Savunma Bakanlığı 'nın harcama toplamı 20 milyar 549 milyon dolar. Jandarmanın harcama toplamı 2 milyar 963 milyon, Emniyetin 1 milyar 192 milyon dolar. KKTC için 894 milyon, istihbarat hizmetleri için 582 milyon dolar." Bütün bu harcamalarda ödeme emri siyasal iktidara ait. Bu yetkiyi, elbette askerlere ve ilgili birimlere danışarak kullanıyor. Ama, bu gerçek, zaman zaman ortaya çıkan yetki karmaşasını önlemeye yetmiyor. Email: ydogan (ff)cumhuriyet.com.tr Faks:0212 513 90 98 Geride kalan 75 yılda birlikte çalıştığımız görev arkadaşlarımıza, iş ortaklarımıza, yatırımcılarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, kısacası ülkemiz insanına teşekkür borcumuzu ödemek için çok çalışıyoruz. Çünkü gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuz çok büyük... Ve inanıyoruz ki, hep birlikte böyle çalışırsak Türkiye'nin yarınları daha güzel olacak. yarı nlara...