Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2001 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(5 cumhuriyet.com.tr
YÖK Uzerine;..
Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ
S
ayın Cumhurbaşkanun,
27 Aralık 2000 günlü
Cumhuriyet gazetesin-
de yazdığım "Kavşak-
takiYÖKJ'başlıklıya-
zımda, YÖK'ün "top-
lumsal sorun" olmanın yanı sıra
"devlet sorunu''na dönüşmesinin te-
melinde, YÖK ile aranızdaki "kan
uyuşmazlığıT
'nın olduğunu belirt-
miştim. Siz üniversiteyi, kurumsal
özerkliğe, akademik özgürlüğe sa-
hip bilim yuvalan olarak tanımlı-
yor, üniversitede katıkmcı-demok-
ratik yönetimi demokrasinin en te-
mel ve vazgeçilmez kuralı olarak al-
gıhyor, YOK'ün işlevinin eşgüdüm
ve planlama ile gerektiğini savunu-
yordunuz. YÖK sisteminin ağaba-
balan ve egemenleri ise üniversite-
lerde "efendisi olan kölelerin" ve
"kölesi olan efendikrin" varlığının,
sistemin onsuz olunmaz niteliği ol-
duğunu, aslanlar gibi savunuyorlar-
dı. Bu nedenle de 2001 yılında ye-
nilenecek YÖK üyeliklerinin ya-
şamsal önem taşıdığının, YÖK'ün
"devlet sorunu" olmaktan çıkması-
nın, bu üye seçim ve atamalannda
gösterilecek duyarlılık ve titizliğe
bağlı olacağının altını çizmiştim.
Cumhurbaşkanlığı ile Üniversite-
letarası Kurul kontenjanmdan doğ-
rudan atadığınız YÖK üyeleri. top-
lumun saygınlığına ve güvenine ko-
nu olmuş, kendilerini alanlannda
kanıtlamış seçkin bilim insanlan-
nuzdandır. Özeık ve demokratik üni-
versite kavgasının hep yanında yer
almışlardır. Demokratik, laik ve sos-
yal hukuk devleti olarak tanımlanan
Türkiye Cumhuriyeti'nin gönüldaş-
landır. Sayuı Saylan ve Sayın Işıkh,
bu yargımızı güçlendirir biçimde,
24 Mart 2001 günlü Cumhuriyet Bi-
lim Teknik'te, meslektaşlanna ses-
lenirken. "açıklığın, dürüstlüğün,
iyinin, güzelin,bilinün \e varaöcı dü-
şünce ve uygulamalann yanında ola-
caklaruu" belirtmektedirler. Bütün
bunlar, kamuoyunda büyük umut-
lann yeşermesine, gelecek konusun-
da güven duygusunun kökleşmesi-
ne katkıda bulunmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanım, göreve
başladıktan sonra üniversite toplu-
luğunu yakından ilgilendiren rek-
törlüklere ve YÖK üyeliklerine yap-
tığınız seçim ve atamalarda, yuka-
nda özetlediğim üniversite anlayışı-
nızın, üniversite yönetimine ilişkin
görüşlerinizin, YÖK'ün işlevi ko-
nusundaki yaklaşımınızın, elden gel-
diğince gözetildiği kanısını taşımak-
tayım. Seçiminize ve atamanıza ko-
nu olanlann, öncelikle, gözettiğiniz
ilke ve kurallara saygı göstermele-
ri, onlann yaşama geçmesi konu-
sunda çaba içine girmeleri, size ve
belki de bundan daha öncelikli ola-
rak, işlerine ve meslektaşlanna kar-
şı duymalan gereken saygının gere-
ğidir. Seçme ve atamalannız ile ke-
fıli olduğunuz rektör ve YÖK'ün, ba-
şanlı sınav verdiklerini, vermekte
olduklannı ileri sürmenin olanağı
bulunmamaktadır. YÖK ve rektör-
ler, üniversiteler konusunda dile ge-
tirdiğiniz görüş ve düşüncelerinizi,
şimdilik hiç duymamacasına, hare-
ket etmeyi sürdürmektedirler.
Bunlardan yalnızca iki örneği bil-
gilerinize sunmak istiyorum.
2547 Sayılı Yükseköğretim Yasa-
sı, askeri bir darbe ürünü olup, 1982
Anayasası ile birlikte, böyle bir dö-
nemin simgesi özelliğini taşımak-
tadır. Yürürlüğe girmesinin üzerin-
den geçen yirmi yılda, 34 kez deği-
şiklik geçiren YOK Yasası, çağdışı
ve antidemokratik niteliğinden bir
milim de olsa sapma göstermemiş,
tam tersine, uygulamalarda bu özel-
liğini daha da pekiştirici örnekle-
melere konu olmuştur.
Seçim ve atamalarınıza konu olan
YÖK ve üniversite rektörleri, işbir-
liği içinde, öğretim elemanlan üze-
rinde "sürgün cezası" terörünü es-
tirmekteler. Bu terörlerine ise 2547
sayıh yasanın 7/1 ile 13/b-4. mad-
delerini dayanak göstermektedirler.
7. maddenin 1. fıkrası, YÖK'e;
"rektörierin disiplin işkmlerini ko-
vuşturmakve karara bağlamak, öğ-
retim elemanlanndan bu yasada ön-
görulen görevleri yerine getirmekte
yetersizliği görülenler ile, bu yasa ile
belirlenen yükseköğretimin amaç,
ana Okeleri ve öngördüğü düzene a> -
kın harekette bulunanlan, rektörün
önerisi uzerineya da doğrudan, nor-
mal usulünegöre, yükseköğretim ku-
mmlan ile ilişkilerini kesmek ya da
denenmek üzere başka bir yükse-
köğretim kıu-umuna atamak", 13 b-
4. maddesi ise rektöre; "gerekligör-
düğü hallerde, üniversiteyi oluştu-
ran kuruluş ve birimlerde göre\ li öğ-
retim elemanlaruun ve öteki perso-
nelin görev yerlerini değiştirmek ya
da bunlara yeni görevler vermek"
yetkisini tanımaktadır.
Öğretim elemanlan, memur ve
öteki personelin disiplin işlemleri, di-
siplin amirlerinin yetkilerinin. dev-
let memurlanna uygulanan usul ve
esaslara göre YÖK tarafından, yö-
netmelik ile düzenleneceği, yasanın
53. maddesinde belirlenmiştir. Anı-
lan Disiplin Yönetmeliği de
27.10.1982 günlü ve 17851 sayıh
Resmi Gazete'de yayımlanarak yü-
rürlük kazanmıştır.
Disiplin Yönetmeliği; yükseköğ-
retim üst kuruluşlan ile yükseköğ-
retim kurumlan yönetici ve öğretim
elemanlan ile memur ve öteki per-
sonelinden, yasa, tüzük ve yönet-
meliklerin kendilerine yüklediği
ödevleri yurtiçinde ve yurtdışında
yerine getirmeyenlere, uyuhnasını
zorunlu kıldığı hususlan yapmayan-
lara, yasakladığı işleri yapanlara ya
da meslek saygınlığı ve onuruna uy-
mayan davranışta bulunanlara veri-
lecek disiplin cezalannı; "uyarma",
"kmama", "yönetim görevinden ayır-
ma", "ayhktan kesme", "kademe
ilerlemesinin durdunılması'", "gö-
revden çekilmiş sayma", "üniversi-
teöğretim mesleğinden çıkarma" ve
"kamu görevinden çıkarma" olarak
sıralamaktadır. Öğretim üyelerinin.
bağlı bulunduklan fakülte ya da öte-
ki birimleri dışında. kendi üniversi-
telerinin aynı kentteki birimlerinde,
hangi koşullarda ve nasıl görevlen-
dirilebilecekleri de 2547 sayıh ya-
sanın 40/a maddesinde açıkça belir-
tilmiştir.
Anayasanm 130. maddesi ise aka-
demik özgürlüğün sınırlannı belır-
leyerek "öğretim üyeleri ve yardım-
cüaruun serbestçe her türlü bilimsel
araştırma ve yayında bulunabilecek-
leri ve öğretim elemanlaruun V ÖK
ya da ünhersitelerin yetkili orgaıüa-
nnın dışında kalan makamlarca her
ne suretle olursa olsun görevlerin-
den uzaklaştınlamayacaklan" gü-
vencesini getinuiş bulunmaktadır.
YÖK ve rektörler, disiplin cezası
arasında olmayan ve 2. Abdülha-
mit'ten bu yana, hukukumuzdan çı-
kartılmış bulunan "sürgün cezası-
nı*\ 1961 Anayasası ile kaldınlmış
bulunan "görülen lüzum üzerine"
gerekçesini öğretim elemanlan üze-
rinde terör aracı olarak kullanarak.
onlan "efendilerinin kullanna" dö-
nüştürmek istemekteler. YÖK, ya
doğrudan ya da rektörlerin önerisi-
ne dayanarak öğretim elemanlannı,
bağlı bulunduklan, kadrosunda yer
aldıklan üniversiteden, başka bir il-
deki üniversiteye; rektörler, öğretim
elemanlannı, bağlı bulunduklan fa-
külteden ya da biriminden. üniver-
sitenin başka il, ilçe ve beldedeki
birimlerine sünnekte \ e böylece on-
lan "uslandırmaya(!)", "fikri, vk-
danıveirfanıtutsakyaratıklanı(!) dö-
nüştürmeye" çahşmaktadırlar. Böy-
lece kendinizi bir anda, kadrosuna
katılmak için onca çaba harcadığı-
nız Mersin Üniversitesi 'nden Ispar-
ta-Süleyman Demirel Üniversite-
si'ne, Konya-Selçuk Üniversite-
si'nden Van-Yüzüncü Yıl Üniver-
sitesi "ne; tıp fakültesi öğretim üye-
liğinden fen edebiyat fakültesi ya
da meslek yüksekokulu öğretim üye-
liğine: Ankara "daki Hukuk Fakülte-
si ve Fen-Edebiyat Fakültesi öğre-
tim üyeliğinden Kastamonu Eğitim
ve Orman fakültelerine görevlendi-
rilmiş olarak bulabilmektesiniz.
Sayın Cumhurbaşkanım, durumu
takdirlerinize sunmakta yarar gör-
düm. Saygılanmla...
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Gazeteci Bir Şey Bilir mi?
Demirci Kemal kamyonunu durdurup seslendi:
"Ağabey işler düzeliyor mu? Siz gazetecisiniz,
bilirsiniz."
Yokuşun ortasındaydım. Güneş yakıcıydı. Soluk
soluğaydım.
"Derviş paralan getirdi. Ne olacak şimdi?"
Yüzü gülüyor. Yeni bir taşıt almış. Belli ki umut-
lanmış... Köşkler, evler, bahçeler onu bekliyor. Ka-
pılann, pencerelerin, bahçelerin demirlerini yapa-
cak, ince ince işleyecek, kendince birer sanat ya-
pıtı yaratacak...
Umutlan kırmak hiç hoşuma gitmez! Hele güzel
hayallere dalanları...
"Daha pek bir şey yok görünürde. Paralann ta-
mamı da gelmedi. Gelenler ise yine geri gidecek."
Yokın ortasındaydık. Lafı uzatmamalıydık. Gelip
geçen çoktu. Baktım, yüzündeki gülümseme göl-
getendi.
"Bir iki ay sonra her şey düzelecek dememiş miy-
di? Geleli haftalar oldu. Kaç kez gitti Amerika 'ya.
Koskoca adam sözünü tutmayacak mı?"
Baktım, bu sıcakta anlatmak zor. Gazetede oku-
maz, TV'de seyretmez mi?
"Bu memleket batmaz, bu halk kendini kurtanr.
Umutyoksulun ekmeğidir" diyecektim. "Ama sen
yine de umutlanma" demekten kendimi alama-
dım...
Sonra düşündüm bir gazete haberini: Işportacı-
lar Derneği memurların, öğretmenlerin işportacılık
yapmalarına karşı çıkmış... "Bizim ekmeğimizieli-
mizden alıyorlar. Onlann işigücü, maaşlan var. Bi-
zimse öyle şeylerimiz yok" diyoriarmış...
Yine de anlayışlılar! "Devlet memurun, öğret-
menin maaşlannı arttırsın, adamlar sokaklara dö-
külüp ekmekparası kazanmakzorunda kalmasın."
Geçen akşam TV'de bir film vardı. Namuslu bir
memurun başına gelenler... Yükseköğrenim yap-
mış bir muhasebeci rüşvete karşı çıktığından gö-
revinden atılır. Hangi kapıyı çalsa eli boş döner.
Sebze meyve satıcılığı yapan bir mimar arkadaşı-
nın öğüdüne uyarak alır bir tahta çekçek araba, hı-
yariar, domatesler doldurur, sokak sokak dolaşır.
Belediyeciler gelir, arabasını devirir, salatalıkları,
domatesleri ezerler. Bu kez bir işporta kutusuyla
yaşam savaşımını sürdürür... Bir başka filmde de
öğretmen rolündeki Kemal Sunal meyhanelerde
midye dolma satarak geçinme savaşımı veriyordu.
Bir tek örnek yok ki, gözler önünde binlerce yurt-
taşın yaşadığı yaşam kavgası var.
Derviş, hiçbir şey getirmedıyse halkımıza kısa sü-
reli bir umut yaşattı. Güler yüzü, inandırıcı gözleri,
ranat havası bir yenilikti. Ama yarattığı umut bir düş
olup gitti gidiyor. Aylar geçip de halkın geçim dü-
zeyi eskisinden beter duruma düşünce o umut ka-
rardı, soldu, çürüdü.
Işçiye zam yok. Memura yüzde iki üç! Esnaf sı-
kıntı içinde. Ya işsizlik!.. Bir karabasan. Bir de yö-
netimin tepesinde o bitmeyen kavga, çekişme,
koptu kopacak biriiktelikler! Hırsızlığa, soyguna, hor-
tumculuğa karşı çıkanların dışlanması, yıpratılma-
st... Halkın sırtından servet üstüne servet edinen-
lerin, yaptıklan ettikleriyle kalması!..
Demirci Kemal'in beslediği umutlar elbet boşa
çıkacak! Bir dahaki karşılaşmamızda yüzünde o iyim-
ser gülümseyişi göreceğimi hiç sanmıyorum. Ge-
lip de "Gazeteci bey, niye böyle oldu bu işler? Siz
gazetecisiniz, bilirsiniz" derse ne diyeceğimi bil-
miyorum.
KÜLTÜR • SANAT (O 212) 293 «9 7S (O212) 293 S9 7«
KONSERVATUAR ve
GÜZEL SANATLARIN
TİYATRO BÖLÜMLERİNE
Hazırlık Kurslan
Kayıtları Sürüyor...
* * * * * * * * *
7-}2Yoş arası çoaıkhr için
ÇOCUKLARLA TİYATRO
YAZKURSLARI
forı/i Kulvbii Uyekrimize Utrıtsizdiı.
TROYA ESTFTÎK ENSTİTUSU
Tel Sk. No.20/3 Beyoğlu-lst.
Tel.(0212)244 34 30
Gsm. (0535)416 25 75
(0212)293 89 78
perareklom@superonline.com
AKBANK ÇOCl'K TIYATROSt
Hiç her zaman "Hiç" midir?
Yazan ve Yöneten
Işıl Kasapoğlu
Sahne Tasarımı ve Kukla
Karina Cheres
Müzlk
Mehmet Pervez
Oyuncular
Hayrettln Arslan
Suat Sungur
Özdemir Çlftçloğlu
Vural Buldu
Güneş Han
Sevil Akı
GUIay Baltacr
Emel Çölgeçen
Orkestra
Mehmet Pervez
Coşkun Oskay
Semlh Evln
Oeniz NoyanTERAKKİ VAKFI
K O L T O R M E R K E Z İ - 1
Ebulula Mardin Cad. No. 127A
Levent - Istanbul
Ücretslz davetlyeler
çevre Akbank şubeterinde.
www.akbank.com.tr/sanat
Bllgl İçin: (0 212) 264 20 45
AKBANKÇ o c o k l a r . n d , S « . d , |
B OGlU ATLAS
ETlliR MOVIEPL£X
Ç.TAS JAFAK
G.O.PASA CINEMASS
Z.BURNU C1NECITY
K.KOY MOOA
E CAPITOL
RSEMA
R KİPA CINECITY
ANK. METROPOL
ANK. KAVAKUOERE
ANK. KIZIURMAK
ANTALYA OSCAR
ZMIT OUTLET
İZMİT BELSA
PENDİK OSCAR
KIIRIS LEMAR
•AUKESIR ŞAN
252 85 76
284 30 05
516 26 60
616 20 08
546 96 96
346 92 54
310 06 16
386 58 88
425 74 78
468 71 93
425 53 93
12 00-14 15-16 30-19 00-21 30
11 00 16 15-21 30 t Ctesi 24 00
II 00-13 30
11 00 13 10-15 2D-17 30-19 40-21 50
11 45 16 45 21 45
11 30 14 00 16 30 1900-21 30
17 00-19 30-22 00
12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
14 0019 15-21 45
16 45 19 00-2115
12 15 16 45 21 15
11 30 14 15-16 30
12 00-16 45-21 15 " ~
J 2 0014 15-16 30-18 45-21 00
J l 15 13 45 16 15-18 45-2115
J l 00-13 00-15 00-17 0Ö-Î9 00-21 30
14 1517 15-20 45
KARTALASLtYE4.
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1998 409 Esas
2000 270 Karar
Davacı Melıha Sürmez
tarafından da\alı Hûseyin
Sürmez aleyhıne açılan
boşanma davasının yapı-
lan yargılaması sonunda:
Davacının davasının
kabulüne. Celalettın kızı.
1955 doğumlu Melıha
Sürmez ile Halıl oğlu.
1954 doğumlu Hüseyin
Sünmez'in boşanroaları-
na. taraflann 8.7 1987
doğumlu Eda sürmez ve
24.7.1989 doğumlu Salıh
Sürmez ile 26.11.1991
doğumlu Harun Sürmez
adlı çocuklannın velayet-
lennin davacı anneye ve-
rilmesıne. babalan Halil
Sürmez ile şahsi münase-
betlerinin tesısı ıçın taraf-
lann aynı yerde oturmala-
rı halınde her haftanın pa-
zar günü saat 09.00 ile
19.00 arasında ayrı yerde
yaşamaları halinde gerek-
li yol giderinın davalı ba-
ba tarafından karşıian-
mak üzere her yıl temmuz
ayında baba yanında kal-
malanna.
Karar verilmış. olup.
verilen karann gazete ila-
nı yolu ile tebliğine karar
verilmekle bu ilanm ga-
zetede yayınını müteakıp
I hafta sonra başlamak
üzere ilanın tebliğine. 15
gün içinde temyiz edil-
mediği takdirde kesınle-
şeceği hususu tebliğ olu-
nur
Basın: 29468
FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU
Yeni Düzenleme - Yeni Açıhmlar
Açış Konuşması: Alpav Kabacalı IBESAMBaskam)
Yöneten: Sabri KUŞKONMAZ (BESAM Genel Sekreteri)
Konuşmacılar:
HAŞtM AKŞENER (Istanbul Fikn \v Sınai Haklar Mahkemesı
Başkam)
GÜNAY GÖRMEZ (Kültür Bakanlığı)
DOĞAN HIZLA.N (Gazetea-Yazarj
FlKRET İLKtZ (Türkiye Gazetecüer Cemiyeti)
Prof. Dr. GÜZtN ÖZIŞIK (Marmara Üniversitesi)
ERDEM TÜRKEKUL (tstanbul Barvsu)
Dr. GÜRSEL ÜSTÜN (Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek
Bırlığtj
24Mayıs2001 Saat 16.00
Richmond Oteli Capitol Salonu
(Istiklal Cad. 445 Be\ oğlu. Rusva Konsolosluğu Bıtişıği)
BESAM (Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği
tarafından düzenlenen toplantıya giriş serbesrtir.)
ZEYTtNBURNU
SULH HUKUK
MAHKEME-
Sİ'NDEN
Esas No: 2001/305
Karar No: 2001/461
Hâkim: Kemal
Güzel 20998
Kâtip: Nuran
Taşkıran
Mahkememize
ait 2001/305 esas
2001/461 karar sa-
yıh 4.5.2001 tarih-
li ilam ile küçük
Uğur Hamsıcrya
Ümit Hamsıcı vasi
tayin edilmiştir.
4.5.2001
Basın: 29301
DENİZLİ İCRA TETKİK MERCÜ
HÂKİMLİĞİ'NDEN İLANEN KARAR TEBLİĞİ
Dosya No: 2000 834 Esas 2001 532 Karar
Davacı Osman Şahın vekılı tarafından mahkememizden venl-
miş bulunan 26.10.1994 tanh 1994 1005-1140 sayıh kararlaılgi-
li dava dosyasında yargılamanın ıadesı ısteğıyle açılmış bulunan
davanın yapılan yargılaması sonunda 2.4.2001 tarih ve 2000'834
E. 2001/532 K. sayıh hükümle yargılamanm ıadesı davasının red-
dıne karar verilmış olup. kendısine teblıg yapılamayan davalı Ha-
sibe Keskin'e karar teblığı yenne geçerh olmak üzere ılanen teb-
liğ olunur. Basm-29053
ANKARA 30. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 2000/478
Davacı Muzaffer Özaydın vekili Av. Hakan Öz tarafın-
dan davalılar Muammer Akgül ve Davut Turgut aleyhleri-
ne mahkememize açılan alacak davasmda;
Davalılardan Muammer Akgül'ün "2. Cadde 7. Sokak
No: 4 Bahçelıevler'Ankara" adresine yapılan teblıgat bila
teblıg dönmüş ve davalının açık adresi tüm aramalara rag-
men bulunamamış olmakla: duruşma günü olan 13.6.2001
günü saat 9.40'da mahkememız duruşma salonunda hazır
bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi; aksı
halde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve karar
verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 29010
Nüfiıs cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
HARUN DOĞAN KARAMAN
İZMİR ATATÜRK LİSESİ
MEZUNLARI YEMEĞİ
25 Mayıs 2001 Cuma günü saat 19.00'da İstanbul
Üniversitesi
Sosyal Tesisleri - Baltalimanı
SİVAS ÜÇÜNCÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1999 421 Esas 2001 80 Karar
Davacı beledive başkanlığı \ekılı Ayşe Temel tarafından davalılar Demır Sıgorta Battal Özer ve
Mehmet Özer aleyhıne açılan tazmınat da\ asının yapılan yargılaması sonunda da\ acı vekılinın da-
\asının kısmen kabulü ile 383.456.250 TL'nın, olay tanhı olan 7.10.1998 tanhınden itıbaren işle-
yecek yasal faızı ile birlikte davalılardan (Demir Sigorta sorumluluğunun sıgorta polıçesindeki so-
rumluluk limitı ile saklı tutularak) müştereken ve müteselsilen tahsilı ile da\acıya\eriîmesıne. faz-
la talebin reddıne karar verilmış olup verilen bu karar davacı vekılı tarafından 27.04.2001 tanhlı
dilekçe ile teımiz edıldığinden ve davalılar Mehmet Özer ve Battal Özer'ın tüm aramalara rag-
men adreslen tespit edilemediğinden davalılar Battal Özer ve Mehmet Özer'e temyiz dilekçesinin
tebliğ yenne kaim olmak üzere ilan olunur. Basın- 28597
PENCERE
KKaVadeleUzunVade...
Her şey karmakarışık gıbı görünüyor. kımıne gö-
re sap ile saman birbirine dolanıyor.
Ama öyle değil!..
Rahmi Koç olanbitenlerin kesin çerçevesini çiz-
di ve noktasını da koydu. .
Anımsayalım:
1) Derviş'/ IMF görevlendirdı ve yolladı.
2) IMF "bu yasalar çıkacak" dedi, hepsi de ça-
tır çıtır çıktı; çünkü arkasında para var.
3) Türkiye'nin sırtı duvara dayanmıştır; başara-
mazsak Üçüncü Dünya Ülkesı oluruz.
4) Bu, son şansımız.
Gerçekçi bir yaklaşım, değil mı?.
Çünkü bugünkü Türkiye'de IMF'nin simgeledi-
ği güçle pazarlık masasına oturabilecek bir siya-
sal iktidar yoktur; oluşması ancak zamana bağlı...
•
Seçeneksiz bırakılmtşız; ülkenın yangın yerine dön-
mesini önlemek için görünen köy kılavuz istemi-
yor; Türkiye'deki egemen güçlerdengesine bakan-
lar şimdilik diyorlar ki:
- Şu köprûyü hele bir geçelim!.
Köprüyü geçtikten sonra karşı yakada bizi bek-
leyen nedir?.. %
O bir başka konu!..
Türkiye artık dışandan yönetiliyor. Kimileri buna
'Küreselleşme' diyorlar; ama, bizden daha çok kü-
reselleşen Fransa, Almanya. ispanya, Italya vb. ül-
keler, bizim gibi dışarıdan yönetilmiyoriar; ulusal çı-
karlarını her zaman önde tutuyorlar; bağımsız ka-
rar verme yetilerini yitirmemişler.
•
IMF'nin Kemal Derviş marifetiyle Türkiye'nin eli-
ne tutuşturduğu ekonomik program. 57'nci Hükü-
met'in amentüsüne dönüştü; bu nedenle önümüz-
deki dönemde halkın canı daha çok acıyacak, dar
gelirli daha çok ezilecek...
Ancak medyanın pazarlamasıyla "kurtancı" gi-
bi tanıtılan Derviş'in yine geniş halk kıtlelerince tu-
tulduğu da bir güncel gerçek..
Neyapsın halk?..
Bir yanda Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Dev-
let Bahçeli, Tansu Çiller, Deniz Baykal ve Re-
cai Kutan var.
öte yanda Derviş var.
Hangisini tutsun halk?.
•
TÜSİAD ise yaşanan olayın bir başka yönünü ele
aldı; "ZenginlerKulübü". AB'nınTürkiyedeniste-
diklerini özetleyen bir demokratik programı on baş-
lık altında açıkladı; ortaya konulan taleplerin çoğu
geleceğimizin çerçevesini çizıyor, demek ki bir ba-
kıma yaşananlar karışık ve karmaşık değil; koşul-
ları saptanmış, içeriğinin oluşması ıçın beklentisı
gündeme girmiş şeyler...
Ekonomide IMF ağır basıyor.
Siyasada AB..
Amerika ile Avrupa, örgütlen aracılığıyia Türkiye'ye
çekidüzen vermek ıstiyorlar.
Başarabilecekler mi?..
Kolay görünmüyor.
•
Çünkü IMF'nin programı halkı ezıyor veTürkiye'yi
chşa olumsuz yönde daha çok bağlıyor; AB'nin is->
terieri ise yalnız demokratik değil; Kıbns, Ege, Gü-
neydoğu ve sözde soykınm konularında Türki-
ye'nin ulusal çıkarlarına saldırıya dönüşebilecek
bir hazıriığı da içeriyor. tohumlar ekiyor.
Ne ekersen onu mu biçersin?
IMF ile AB, Türkiye'de rüzgâr ekmeye çalışıyor-
lar.
Rüzgâr eken, fırtına bıçer.
T.C.
SAMŞUN 5. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN
TEBLİGAT
1999<1608
Samsun'da alacaklı Fikret Pak vekılı Av. Gültekın Özçe-
lik tarafından borçlular Hayrıye Aydın ve Cmmühan A>-
dın aleyhıne açılmış bulunan ıcra takibı sırasında.
Samsun Fevzıçakmak Mahallesı. Gazneli Mahrnut So-
kak adresinde mukım borçlular Haynye Aydın ve Ümmü-
han Aydın'a 163 örnek ödeme emn teblığe çıkanlmış. teb-
liğ edilemediğinden. her ıkı borçluya 163 örnek ödeme
emrmın ve senet fotokopısının ilanen tebliğ edılmesıne ka-
rar venlmiş ve verilen karar gereğince 163 örnek ödeme
emn ve senet fotokopısı her ıkı borçluya da Türkiye'de
neşredilen gazetelerden Cumhuriyet gazetesı ile tebliğ
edilmiştir.
Şimdi ise borçlulardan Haynye Aydın (Yılmaz) aduıa
kayıtlı bulunan Samsun Kılıçdede Mahallesi. ada- 1079.
parsel: 37'de kayıtlı. 427 34 m2 mıktanndakı 40-1000 ar-
sa paylı 8 nolu meskenın 1 2'sının satışa esas olmak üzere
kıymet takdin yapılmış. ancak adresi belli olmadığmdan.
yine alacaklı vekılinın talebı üzenne kıymet takdir raporu-
nun da borçlulara gazete ile ılan edılmesıne (ilanen teblıg
edilmesine) karar venlmıştir
Venlen İcarar gereğince Samsun Kılıçdede Mahallesı.
ada- 1079, parsel: 32"de kayıtlı 80 1000 arsa paylı 8 nolu
mesken. Fevzıçakmak Mah. Sinop Sokak 13 nolu olup. be-
tonarme karkas yapı tarzında yapılmış. bınanın üçüncü ka-
tmda 8 nolu bağımsız bo'lüm olup. 90 m2 kullanım alanlı.
iki oda 1 salon. 1 oturma odası. 1 mutfak, hol. banyo tuva-
letten ıbaret olup. taban döşemelen ahşap \e seramık ola-
rak yapılmıştır. Elektrik ve suyu mevcut olup ulaşım ko-
laylığı olan, 2000 yılı Bayındırhk Bakanlığı yapı bırım
maliyet bedellen arsa degerı de değerlendinldığınde, (13.
0O0.0O0.0O0.TL) olup. borçlu Haynye Aydın (Yılmaz)
hissesı 1 '2 olduguna göre hıssesıne duşen mıktann değeri
(6.500.000.000.TL)-dır
Işbu ilanın gazetede neşrınden itıbaren 7 gün geçtfkten
sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, ışbu 7 günlük süreye 10
gün daha ilavesiyle 17 gün geçtikten sonra kıymet takdiri-
nin kesinleşeceği, bir itirazınız \arsa bu 17 günlük süre
içinde icra tetkik mercii hâkimliğine bir dilekçe ile kıymet
takdınne ıtİTazda bulunmamz. aksı takdirde kesinleşeceği
ilanen tebliğ olunur. 23.2.2001 Basın: 29103
ORDU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 98,344Es
01 178 Kr
Davacı. Alı Osman Toksa) tarafından davalılar Yılmaz ve
Okay Gözükan ile arkadaşlanna karşı açılan tapu ıptalı davaMnın
(ferag ıcbar) yapılan duruşması sonunda.
Davanın kabulü ile. Ordu ılı merkez Bucak Mah'de bulunan
pafta 13. ada 1490. parsel 2de kayıtlı taşınmazın tapusunun ıp-
tali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescılıne karar venlmıştir
Davalılar Yılmaz Gözükan ve Oka> Gözukanlar'ın adresi bu-
lunamadığından teblıgat yenne geçerlı olmak üzere duyurulur
Basın 28620
Nüfus cüzdanımı
kaybettim.
Hükümsüzdür
NAFİYEMUTLU
Nüfus cÜ7danımı ve öğrenci
pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür
AYSUNMUTLV