15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2001 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(5 cumhuriyet.com.tr YÖK Uzerine;.. Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ S ayın Cumhurbaşkanun, 27 Aralık 2000 günlü Cumhuriyet gazetesin- de yazdığım "Kavşak- takiYÖKJ'başlıklıya- zımda, YÖK'ün "top- lumsal sorun" olmanın yanı sıra "devlet sorunu''na dönüşmesinin te- melinde, YÖK ile aranızdaki "kan uyuşmazlığıT 'nın olduğunu belirt- miştim. Siz üniversiteyi, kurumsal özerkliğe, akademik özgürlüğe sa- hip bilim yuvalan olarak tanımlı- yor, üniversitede katıkmcı-demok- ratik yönetimi demokrasinin en te- mel ve vazgeçilmez kuralı olarak al- gıhyor, YOK'ün işlevinin eşgüdüm ve planlama ile gerektiğini savunu- yordunuz. YÖK sisteminin ağaba- balan ve egemenleri ise üniversite- lerde "efendisi olan kölelerin" ve "kölesi olan efendikrin" varlığının, sistemin onsuz olunmaz niteliği ol- duğunu, aslanlar gibi savunuyorlar- dı. Bu nedenle de 2001 yılında ye- nilenecek YÖK üyeliklerinin ya- şamsal önem taşıdığının, YÖK'ün "devlet sorunu" olmaktan çıkması- nın, bu üye seçim ve atamalannda gösterilecek duyarlılık ve titizliğe bağlı olacağının altını çizmiştim. Cumhurbaşkanlığı ile Üniversite- letarası Kurul kontenjanmdan doğ- rudan atadığınız YÖK üyeleri. top- lumun saygınlığına ve güvenine ko- nu olmuş, kendilerini alanlannda kanıtlamış seçkin bilim insanlan- nuzdandır. Özeık ve demokratik üni- versite kavgasının hep yanında yer almışlardır. Demokratik, laik ve sos- yal hukuk devleti olarak tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti'nin gönüldaş- landır. Sayuı Saylan ve Sayın Işıkh, bu yargımızı güçlendirir biçimde, 24 Mart 2001 günlü Cumhuriyet Bi- lim Teknik'te, meslektaşlanna ses- lenirken. "açıklığın, dürüstlüğün, iyinin, güzelin,bilinün \e varaöcı dü- şünce ve uygulamalann yanında ola- caklaruu" belirtmektedirler. Bütün bunlar, kamuoyunda büyük umut- lann yeşermesine, gelecek konusun- da güven duygusunun kökleşmesi- ne katkıda bulunmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanım, göreve başladıktan sonra üniversite toplu- luğunu yakından ilgilendiren rek- törlüklere ve YÖK üyeliklerine yap- tığınız seçim ve atamalarda, yuka- nda özetlediğim üniversite anlayışı- nızın, üniversite yönetimine ilişkin görüşlerinizin, YÖK'ün işlevi ko- nusundaki yaklaşımınızın, elden gel- diğince gözetildiği kanısını taşımak- tayım. Seçiminize ve atamanıza ko- nu olanlann, öncelikle, gözettiğiniz ilke ve kurallara saygı göstermele- ri, onlann yaşama geçmesi konu- sunda çaba içine girmeleri, size ve belki de bundan daha öncelikli ola- rak, işlerine ve meslektaşlanna kar- şı duymalan gereken saygının gere- ğidir. Seçme ve atamalannız ile ke- fıli olduğunuz rektör ve YÖK'ün, ba- şanlı sınav verdiklerini, vermekte olduklannı ileri sürmenin olanağı bulunmamaktadır. YÖK ve rektör- ler, üniversiteler konusunda dile ge- tirdiğiniz görüş ve düşüncelerinizi, şimdilik hiç duymamacasına, hare- ket etmeyi sürdürmektedirler. Bunlardan yalnızca iki örneği bil- gilerinize sunmak istiyorum. 2547 Sayılı Yükseköğretim Yasa- sı, askeri bir darbe ürünü olup, 1982 Anayasası ile birlikte, böyle bir dö- nemin simgesi özelliğini taşımak- tadır. Yürürlüğe girmesinin üzerin- den geçen yirmi yılda, 34 kez deği- şiklik geçiren YOK Yasası, çağdışı ve antidemokratik niteliğinden bir milim de olsa sapma göstermemiş, tam tersine, uygulamalarda bu özel- liğini daha da pekiştirici örnekle- melere konu olmuştur. Seçim ve atamalarınıza konu olan YÖK ve üniversite rektörleri, işbir- liği içinde, öğretim elemanlan üze- rinde "sürgün cezası" terörünü es- tirmekteler. Bu terörlerine ise 2547 sayıh yasanın 7/1 ile 13/b-4. mad- delerini dayanak göstermektedirler. 7. maddenin 1. fıkrası, YÖK'e; "rektörierin disiplin işkmlerini ko- vuşturmakve karara bağlamak, öğ- retim elemanlanndan bu yasada ön- görulen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile, bu yasa ile belirlenen yükseköğretimin amaç, ana Okeleri ve öngördüğü düzene a> - kın harekette bulunanlan, rektörün önerisi uzerineya da doğrudan, nor- mal usulünegöre, yükseköğretim ku- mmlan ile ilişkilerini kesmek ya da denenmek üzere başka bir yükse- köğretim kıu-umuna atamak", 13 b- 4. maddesi ise rektöre; "gerekligör- düğü hallerde, üniversiteyi oluştu- ran kuruluş ve birimlerde göre\ li öğ- retim elemanlaruun ve öteki perso- nelin görev yerlerini değiştirmek ya da bunlara yeni görevler vermek" yetkisini tanımaktadır. Öğretim elemanlan, memur ve öteki personelin disiplin işlemleri, di- siplin amirlerinin yetkilerinin. dev- let memurlanna uygulanan usul ve esaslara göre YÖK tarafından, yö- netmelik ile düzenleneceği, yasanın 53. maddesinde belirlenmiştir. Anı- lan Disiplin Yönetmeliği de 27.10.1982 günlü ve 17851 sayıh Resmi Gazete'de yayımlanarak yü- rürlük kazanmıştır. Disiplin Yönetmeliği; yükseköğ- retim üst kuruluşlan ile yükseköğ- retim kurumlan yönetici ve öğretim elemanlan ile memur ve öteki per- sonelinden, yasa, tüzük ve yönet- meliklerin kendilerine yüklediği ödevleri yurtiçinde ve yurtdışında yerine getirmeyenlere, uyuhnasını zorunlu kıldığı hususlan yapmayan- lara, yasakladığı işleri yapanlara ya da meslek saygınlığı ve onuruna uy- mayan davranışta bulunanlara veri- lecek disiplin cezalannı; "uyarma", "kmama", "yönetim görevinden ayır- ma", "ayhktan kesme", "kademe ilerlemesinin durdunılması'", "gö- revden çekilmiş sayma", "üniversi- teöğretim mesleğinden çıkarma" ve "kamu görevinden çıkarma" olarak sıralamaktadır. Öğretim üyelerinin. bağlı bulunduklan fakülte ya da öte- ki birimleri dışında. kendi üniversi- telerinin aynı kentteki birimlerinde, hangi koşullarda ve nasıl görevlen- dirilebilecekleri de 2547 sayıh ya- sanın 40/a maddesinde açıkça belir- tilmiştir. Anayasanm 130. maddesi ise aka- demik özgürlüğün sınırlannı belır- leyerek "öğretim üyeleri ve yardım- cüaruun serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilecek- leri ve öğretim elemanlaruun V ÖK ya da ünhersitelerin yetkili orgaıüa- nnın dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerin- den uzaklaştınlamayacaklan" gü- vencesini getinuiş bulunmaktadır. YÖK ve rektörler, disiplin cezası arasında olmayan ve 2. Abdülha- mit'ten bu yana, hukukumuzdan çı- kartılmış bulunan "sürgün cezası- nı*\ 1961 Anayasası ile kaldınlmış bulunan "görülen lüzum üzerine" gerekçesini öğretim elemanlan üze- rinde terör aracı olarak kullanarak. onlan "efendilerinin kullanna" dö- nüştürmek istemekteler. YÖK, ya doğrudan ya da rektörlerin önerisi- ne dayanarak öğretim elemanlannı, bağlı bulunduklan, kadrosunda yer aldıklan üniversiteden, başka bir il- deki üniversiteye; rektörler, öğretim elemanlannı, bağlı bulunduklan fa- külteden ya da biriminden. üniver- sitenin başka il, ilçe ve beldedeki birimlerine sünnekte \ e böylece on- lan "uslandırmaya(!)", "fikri, vk- danıveirfanıtutsakyaratıklanı(!) dö- nüştürmeye" çahşmaktadırlar. Böy- lece kendinizi bir anda, kadrosuna katılmak için onca çaba harcadığı- nız Mersin Üniversitesi 'nden Ispar- ta-Süleyman Demirel Üniversite- si'ne, Konya-Selçuk Üniversite- si'nden Van-Yüzüncü Yıl Üniver- sitesi "ne; tıp fakültesi öğretim üye- liğinden fen edebiyat fakültesi ya da meslek yüksekokulu öğretim üye- liğine: Ankara "daki Hukuk Fakülte- si ve Fen-Edebiyat Fakültesi öğre- tim üyeliğinden Kastamonu Eğitim ve Orman fakültelerine görevlendi- rilmiş olarak bulabilmektesiniz. Sayın Cumhurbaşkanım, durumu takdirlerinize sunmakta yarar gör- düm. Saygılanmla... EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Gazeteci Bir Şey Bilir mi? Demirci Kemal kamyonunu durdurup seslendi: "Ağabey işler düzeliyor mu? Siz gazetecisiniz, bilirsiniz." Yokuşun ortasındaydım. Güneş yakıcıydı. Soluk soluğaydım. "Derviş paralan getirdi. Ne olacak şimdi?" Yüzü gülüyor. Yeni bir taşıt almış. Belli ki umut- lanmış... Köşkler, evler, bahçeler onu bekliyor. Ka- pılann, pencerelerin, bahçelerin demirlerini yapa- cak, ince ince işleyecek, kendince birer sanat ya- pıtı yaratacak... Umutlan kırmak hiç hoşuma gitmez! Hele güzel hayallere dalanları... "Daha pek bir şey yok görünürde. Paralann ta- mamı da gelmedi. Gelenler ise yine geri gidecek." Yokın ortasındaydık. Lafı uzatmamalıydık. Gelip geçen çoktu. Baktım, yüzündeki gülümseme göl- getendi. "Bir iki ay sonra her şey düzelecek dememiş miy- di? Geleli haftalar oldu. Kaç kez gitti Amerika 'ya. Koskoca adam sözünü tutmayacak mı?" Baktım, bu sıcakta anlatmak zor. Gazetede oku- maz, TV'de seyretmez mi? "Bu memleket batmaz, bu halk kendini kurtanr. Umutyoksulun ekmeğidir" diyecektim. "Ama sen yine de umutlanma" demekten kendimi alama- dım... Sonra düşündüm bir gazete haberini: Işportacı- lar Derneği memurların, öğretmenlerin işportacılık yapmalarına karşı çıkmış... "Bizim ekmeğimizieli- mizden alıyorlar. Onlann işigücü, maaşlan var. Bi- zimse öyle şeylerimiz yok" diyoriarmış... Yine de anlayışlılar! "Devlet memurun, öğret- menin maaşlannı arttırsın, adamlar sokaklara dö- külüp ekmekparası kazanmakzorunda kalmasın." Geçen akşam TV'de bir film vardı. Namuslu bir memurun başına gelenler... Yükseköğrenim yap- mış bir muhasebeci rüşvete karşı çıktığından gö- revinden atılır. Hangi kapıyı çalsa eli boş döner. Sebze meyve satıcılığı yapan bir mimar arkadaşı- nın öğüdüne uyarak alır bir tahta çekçek araba, hı- yariar, domatesler doldurur, sokak sokak dolaşır. Belediyeciler gelir, arabasını devirir, salatalıkları, domatesleri ezerler. Bu kez bir işporta kutusuyla yaşam savaşımını sürdürür... Bir başka filmde de öğretmen rolündeki Kemal Sunal meyhanelerde midye dolma satarak geçinme savaşımı veriyordu. Bir tek örnek yok ki, gözler önünde binlerce yurt- taşın yaşadığı yaşam kavgası var. Derviş, hiçbir şey getirmedıyse halkımıza kısa sü- reli bir umut yaşattı. Güler yüzü, inandırıcı gözleri, ranat havası bir yenilikti. Ama yarattığı umut bir düş olup gitti gidiyor. Aylar geçip de halkın geçim dü- zeyi eskisinden beter duruma düşünce o umut ka- rardı, soldu, çürüdü. Işçiye zam yok. Memura yüzde iki üç! Esnaf sı- kıntı içinde. Ya işsizlik!.. Bir karabasan. Bir de yö- netimin tepesinde o bitmeyen kavga, çekişme, koptu kopacak biriiktelikler! Hırsızlığa, soyguna, hor- tumculuğa karşı çıkanların dışlanması, yıpratılma- st... Halkın sırtından servet üstüne servet edinen- lerin, yaptıklan ettikleriyle kalması!.. Demirci Kemal'in beslediği umutlar elbet boşa çıkacak! Bir dahaki karşılaşmamızda yüzünde o iyim- ser gülümseyişi göreceğimi hiç sanmıyorum. Ge- lip de "Gazeteci bey, niye böyle oldu bu işler? Siz gazetecisiniz, bilirsiniz" derse ne diyeceğimi bil- miyorum. KÜLTÜR • SANAT (O 212) 293 «9 7S (O212) 293 S9 7« KONSERVATUAR ve GÜZEL SANATLARIN TİYATRO BÖLÜMLERİNE Hazırlık Kurslan Kayıtları Sürüyor... * * * * * * * * * 7-}2Yoş arası çoaıkhr için ÇOCUKLARLA TİYATRO YAZKURSLARI forı/i Kulvbii Uyekrimize Utrıtsizdiı. TROYA ESTFTÎK ENSTİTUSU Tel Sk. No.20/3 Beyoğlu-lst. Tel.(0212)244 34 30 Gsm. (0535)416 25 75 (0212)293 89 78 [email protected] AKBANK ÇOCl'K TIYATROSt Hiç her zaman "Hiç" midir? Yazan ve Yöneten Işıl Kasapoğlu Sahne Tasarımı ve Kukla Karina Cheres Müzlk Mehmet Pervez Oyuncular Hayrettln Arslan Suat Sungur Özdemir Çlftçloğlu Vural Buldu Güneş Han Sevil Akı GUIay Baltacr Emel Çölgeçen Orkestra Mehmet Pervez Coşkun Oskay Semlh Evln Oeniz NoyanTERAKKİ VAKFI K O L T O R M E R K E Z İ - 1 Ebulula Mardin Cad. No. 127A Levent - Istanbul Ücretslz davetlyeler çevre Akbank şubeterinde. www.akbank.com.tr/sanat Bllgl İçin: (0 212) 264 20 45 AKBANKÇ o c o k l a r . n d , S « . d , | B OGlU ATLAS ETlliR MOVIEPL£X Ç.TAS JAFAK G.O.PASA CINEMASS Z.BURNU C1NECITY K.KOY MOOA E CAPITOL RSEMA R KİPA CINECITY ANK. METROPOL ANK. KAVAKUOERE ANK. KIZIURMAK ANTALYA OSCAR ZMIT OUTLET İZMİT BELSA PENDİK OSCAR KIIRIS LEMAR •AUKESIR ŞAN 252 85 76 284 30 05 516 26 60 616 20 08 546 96 96 346 92 54 310 06 16 386 58 88 425 74 78 468 71 93 425 53 93 12 00-14 15-16 30-19 00-21 30 11 00 16 15-21 30 t Ctesi 24 00 II 00-13 30 11 00 13 10-15 2D-17 30-19 40-21 50 11 45 16 45 21 45 11 30 14 00 16 30 1900-21 30 17 00-19 30-22 00 12 15-14 30-16 45-19 00-21 15 14 0019 15-21 45 16 45 19 00-2115 12 15 16 45 21 15 11 30 14 15-16 30 12 00-16 45-21 15 " ~ J 2 0014 15-16 30-18 45-21 00 J l 15 13 45 16 15-18 45-2115 J l 00-13 00-15 00-17 0Ö-Î9 00-21 30 14 1517 15-20 45 KARTALASLtYE4. HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1998 409 Esas 2000 270 Karar Davacı Melıha Sürmez tarafından da\alı Hûseyin Sürmez aleyhıne açılan boşanma davasının yapı- lan yargılaması sonunda: Davacının davasının kabulüne. Celalettın kızı. 1955 doğumlu Melıha Sürmez ile Halıl oğlu. 1954 doğumlu Hüseyin Sünmez'in boşanroaları- na. taraflann 8.7 1987 doğumlu Eda sürmez ve 24.7.1989 doğumlu Salıh Sürmez ile 26.11.1991 doğumlu Harun Sürmez adlı çocuklannın velayet- lennin davacı anneye ve- rilmesıne. babalan Halil Sürmez ile şahsi münase- betlerinin tesısı ıçın taraf- lann aynı yerde oturmala- rı halınde her haftanın pa- zar günü saat 09.00 ile 19.00 arasında ayrı yerde yaşamaları halinde gerek- li yol giderinın davalı ba- ba tarafından karşıian- mak üzere her yıl temmuz ayında baba yanında kal- malanna. Karar verilmış. olup. verilen karann gazete ila- nı yolu ile tebliğine karar verilmekle bu ilanm ga- zetede yayınını müteakıp I hafta sonra başlamak üzere ilanın tebliğine. 15 gün içinde temyiz edil- mediği takdirde kesınle- şeceği hususu tebliğ olu- nur Basın: 29468 FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Yeni Düzenleme - Yeni Açıhmlar Açış Konuşması: Alpav Kabacalı IBESAMBaskam) Yöneten: Sabri KUŞKONMAZ (BESAM Genel Sekreteri) Konuşmacılar: HAŞtM AKŞENER (Istanbul Fikn \v Sınai Haklar Mahkemesı Başkam) GÜNAY GÖRMEZ (Kültür Bakanlığı) DOĞAN HIZLA.N (Gazetea-Yazarj FlKRET İLKtZ (Türkiye Gazetecüer Cemiyeti) Prof. Dr. GÜZtN ÖZIŞIK (Marmara Üniversitesi) ERDEM TÜRKEKUL (tstanbul Barvsu) Dr. GÜRSEL ÜSTÜN (Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Bırlığtj 24Mayıs2001 Saat 16.00 Richmond Oteli Capitol Salonu (Istiklal Cad. 445 Be\ oğlu. Rusva Konsolosluğu Bıtişıği) BESAM (Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği tarafından düzenlenen toplantıya giriş serbesrtir.) ZEYTtNBURNU SULH HUKUK MAHKEME- Sİ'NDEN Esas No: 2001/305 Karar No: 2001/461 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Nuran Taşkıran Mahkememize ait 2001/305 esas 2001/461 karar sa- yıh 4.5.2001 tarih- li ilam ile küçük Uğur Hamsıcrya Ümit Hamsıcı vasi tayin edilmiştir. 4.5.2001 Basın: 29301 DENİZLİ İCRA TETKİK MERCÜ HÂKİMLİĞİ'NDEN İLANEN KARAR TEBLİĞİ Dosya No: 2000 834 Esas 2001 532 Karar Davacı Osman Şahın vekılı tarafından mahkememizden venl- miş bulunan 26.10.1994 tanh 1994 1005-1140 sayıh kararlaılgi- li dava dosyasında yargılamanın ıadesı ısteğıyle açılmış bulunan davanın yapılan yargılaması sonunda 2.4.2001 tarih ve 2000'834 E. 2001/532 K. sayıh hükümle yargılamanm ıadesı davasının red- dıne karar verilmış olup. kendısine teblıg yapılamayan davalı Ha- sibe Keskin'e karar teblığı yenne geçerh olmak üzere ılanen teb- liğ olunur. Basm-29053 ANKARA 30. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2000/478 Davacı Muzaffer Özaydın vekili Av. Hakan Öz tarafın- dan davalılar Muammer Akgül ve Davut Turgut aleyhleri- ne mahkememize açılan alacak davasmda; Davalılardan Muammer Akgül'ün "2. Cadde 7. Sokak No: 4 Bahçelıevler'Ankara" adresine yapılan teblıgat bila teblıg dönmüş ve davalının açık adresi tüm aramalara rag- men bulunamamış olmakla: duruşma günü olan 13.6.2001 günü saat 9.40'da mahkememız duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettırmesi; aksı halde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 29010 Nüfiıs cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HARUN DOĞAN KARAMAN İZMİR ATATÜRK LİSESİ MEZUNLARI YEMEĞİ 25 Mayıs 2001 Cuma günü saat 19.00'da İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesisleri - Baltalimanı SİVAS ÜÇÜNCÜ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999 421 Esas 2001 80 Karar Davacı beledive başkanlığı \ekılı Ayşe Temel tarafından davalılar Demır Sıgorta Battal Özer ve Mehmet Özer aleyhıne açılan tazmınat da\ asının yapılan yargılaması sonunda da\ acı vekılinın da- \asının kısmen kabulü ile 383.456.250 TL'nın, olay tanhı olan 7.10.1998 tanhınden itıbaren işle- yecek yasal faızı ile birlikte davalılardan (Demir Sigorta sorumluluğunun sıgorta polıçesindeki so- rumluluk limitı ile saklı tutularak) müştereken ve müteselsilen tahsilı ile da\acıya\eriîmesıne. faz- la talebin reddıne karar verilmış olup verilen bu karar davacı vekılı tarafından 27.04.2001 tanhlı dilekçe ile teımiz edıldığinden ve davalılar Mehmet Özer ve Battal Özer'ın tüm aramalara rag- men adreslen tespit edilemediğinden davalılar Battal Özer ve Mehmet Özer'e temyiz dilekçesinin tebliğ yenne kaim olmak üzere ilan olunur. Basın- 28597 PENCERE KKaVadeleUzunVade... Her şey karmakarışık gıbı görünüyor. kımıne gö- re sap ile saman birbirine dolanıyor. Ama öyle değil!.. Rahmi Koç olanbitenlerin kesin çerçevesini çiz- di ve noktasını da koydu. . Anımsayalım: 1) Derviş'/ IMF görevlendirdı ve yolladı. 2) IMF "bu yasalar çıkacak" dedi, hepsi de ça- tır çıtır çıktı; çünkü arkasında para var. 3) Türkiye'nin sırtı duvara dayanmıştır; başara- mazsak Üçüncü Dünya Ülkesı oluruz. 4) Bu, son şansımız. Gerçekçi bir yaklaşım, değil mı?. Çünkü bugünkü Türkiye'de IMF'nin simgeledi- ği güçle pazarlık masasına oturabilecek bir siya- sal iktidar yoktur; oluşması ancak zamana bağlı... • Seçeneksiz bırakılmtşız; ülkenın yangın yerine dön- mesini önlemek için görünen köy kılavuz istemi- yor; Türkiye'deki egemen güçlerdengesine bakan- lar şimdilik diyorlar ki: - Şu köprûyü hele bir geçelim!. Köprüyü geçtikten sonra karşı yakada bizi bek- leyen nedir?.. % O bir başka konu!.. Türkiye artık dışandan yönetiliyor. Kimileri buna 'Küreselleşme' diyorlar; ama, bizden daha çok kü- reselleşen Fransa, Almanya. ispanya, Italya vb. ül- keler, bizim gibi dışarıdan yönetilmiyoriar; ulusal çı- karlarını her zaman önde tutuyorlar; bağımsız ka- rar verme yetilerini yitirmemişler. • IMF'nin Kemal Derviş marifetiyle Türkiye'nin eli- ne tutuşturduğu ekonomik program. 57'nci Hükü- met'in amentüsüne dönüştü; bu nedenle önümüz- deki dönemde halkın canı daha çok acıyacak, dar gelirli daha çok ezilecek... Ancak medyanın pazarlamasıyla "kurtancı" gi- bi tanıtılan Derviş'in yine geniş halk kıtlelerince tu- tulduğu da bir güncel gerçek.. Neyapsın halk?.. Bir yanda Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Dev- let Bahçeli, Tansu Çiller, Deniz Baykal ve Re- cai Kutan var. öte yanda Derviş var. Hangisini tutsun halk?. • TÜSİAD ise yaşanan olayın bir başka yönünü ele aldı; "ZenginlerKulübü". AB'nınTürkiyedeniste- diklerini özetleyen bir demokratik programı on baş- lık altında açıkladı; ortaya konulan taleplerin çoğu geleceğimizin çerçevesini çizıyor, demek ki bir ba- kıma yaşananlar karışık ve karmaşık değil; koşul- ları saptanmış, içeriğinin oluşması ıçın beklentisı gündeme girmiş şeyler... Ekonomide IMF ağır basıyor. Siyasada AB.. Amerika ile Avrupa, örgütlen aracılığıyia Türkiye'ye çekidüzen vermek ıstiyorlar. Başarabilecekler mi?.. Kolay görünmüyor. • Çünkü IMF'nin programı halkı ezıyor veTürkiye'yi chşa olumsuz yönde daha çok bağlıyor; AB'nin is-> terieri ise yalnız demokratik değil; Kıbns, Ege, Gü- neydoğu ve sözde soykınm konularında Türki- ye'nin ulusal çıkarlarına saldırıya dönüşebilecek bir hazıriığı da içeriyor. tohumlar ekiyor. Ne ekersen onu mu biçersin? IMF ile AB, Türkiye'de rüzgâr ekmeye çalışıyor- lar. Rüzgâr eken, fırtına bıçer. T.C. SAMŞUN 5. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT 1999<1608 Samsun'da alacaklı Fikret Pak vekılı Av. Gültekın Özçe- lik tarafından borçlular Hayrıye Aydın ve Cmmühan A>- dın aleyhıne açılmış bulunan ıcra takibı sırasında. Samsun Fevzıçakmak Mahallesı. Gazneli Mahrnut So- kak adresinde mukım borçlular Haynye Aydın ve Ümmü- han Aydın'a 163 örnek ödeme emn teblığe çıkanlmış. teb- liğ edilemediğinden. her ıkı borçluya 163 örnek ödeme emrmın ve senet fotokopısının ilanen tebliğ edılmesıne ka- rar venlmiş ve verilen karar gereğince 163 örnek ödeme emn ve senet fotokopısı her ıkı borçluya da Türkiye'de neşredilen gazetelerden Cumhuriyet gazetesı ile tebliğ edilmiştir. Şimdi ise borçlulardan Haynye Aydın (Yılmaz) aduıa kayıtlı bulunan Samsun Kılıçdede Mahallesi. ada- 1079. parsel: 37'de kayıtlı. 427 34 m2 mıktanndakı 40-1000 ar- sa paylı 8 nolu meskenın 1 2'sının satışa esas olmak üzere kıymet takdin yapılmış. ancak adresi belli olmadığmdan. yine alacaklı vekılinın talebı üzenne kıymet takdir raporu- nun da borçlulara gazete ile ılan edılmesıne (ilanen teblıg edilmesine) karar venlmıştir Venlen İcarar gereğince Samsun Kılıçdede Mahallesı. ada- 1079, parsel: 32"de kayıtlı 80 1000 arsa paylı 8 nolu mesken. Fevzıçakmak Mah. Sinop Sokak 13 nolu olup. be- tonarme karkas yapı tarzında yapılmış. bınanın üçüncü ka- tmda 8 nolu bağımsız bo'lüm olup. 90 m2 kullanım alanlı. iki oda 1 salon. 1 oturma odası. 1 mutfak, hol. banyo tuva- letten ıbaret olup. taban döşemelen ahşap \e seramık ola- rak yapılmıştır. Elektrik ve suyu mevcut olup ulaşım ko- laylığı olan, 2000 yılı Bayındırhk Bakanlığı yapı bırım maliyet bedellen arsa degerı de değerlendinldığınde, (13. 0O0.0O0.0O0.TL) olup. borçlu Haynye Aydın (Yılmaz) hissesı 1 '2 olduguna göre hıssesıne duşen mıktann değeri (6.500.000.000.TL)-dır Işbu ilanın gazetede neşrınden itıbaren 7 gün geçtfkten sonra tebliğ edilmiş sayılacağı, ışbu 7 günlük süreye 10 gün daha ilavesiyle 17 gün geçtikten sonra kıymet takdiri- nin kesinleşeceği, bir itirazınız \arsa bu 17 günlük süre içinde icra tetkik mercii hâkimliğine bir dilekçe ile kıymet takdınne ıtİTazda bulunmamz. aksı takdirde kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. 23.2.2001 Basın: 29103 ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No 98,344Es 01 178 Kr Davacı. Alı Osman Toksa) tarafından davalılar Yılmaz ve Okay Gözükan ile arkadaşlanna karşı açılan tapu ıptalı davaMnın (ferag ıcbar) yapılan duruşması sonunda. Davanın kabulü ile. Ordu ılı merkez Bucak Mah'de bulunan pafta 13. ada 1490. parsel 2de kayıtlı taşınmazın tapusunun ıp- tali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescılıne karar venlmıştir Davalılar Yılmaz Gözükan ve Oka> Gözukanlar'ın adresi bu- lunamadığından teblıgat yenne geçerlı olmak üzere duyurulur Basın 28620 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür NAFİYEMUTLU Nüfus cÜ7danımı ve öğrenci pasomu kaybettim. Hükümsüzdür AYSUNMUTLV
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle