16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 m İ Etektronik posta: [email protected] Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Medyaya göre Catherine Derviş tam bir Türk kadını gibiymiş... "Bacı edebivatı da vaoacaklar ama adı uvmuvor!" Duyar Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun türban konusundaki duyariılığı herkes tarafından biliniyor ama elimizdeki fotoğraf başka şeyler söylüyor... Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Selami Gözenç, coğrafya bölümünün öğretim üyesi sıfatıyla geçen ocak ayında bir grup öğrenciyle arazi uygulaması için Bodrum'a gitmiş. Bodrum'da Istanbul Üniversitesi'nin pankartını açıp fotoğraf çektirmişler; kız oğrencileri türbanlı... Bodrum'da Istanbul Üniversitesi'ni temsil eden öğretim üyesi ve aynı zamanda Alemdaroğlu'nun yüksek okul müdürü yaptığı Gözenç, bir ara yanındaki öğrencilerle Bodrum Öğretmenevi'ne de girmek istemiş ama türbanlılar yüzünden kapıdan geri çevrilmiş... Olur böyle vakalar, fotoğraf karesi yakalar! navatan Partisi Genel Başkanı ve koalisyon ortağı Mesut Yılmaz, "Bakanlar, parti pren- sip ve hukukuna uymak zorundadır" di- yor... Başbakan Yardımcısı Yılmaz, parti görüşünün ve parti çıkarlarının dışında davrananla- nn bunun sonucuna katlanmak durumunda olduğu- nu söylüyor; "Görevlendirdiğim bakanı görevden de alınm" diyerek isim vermeden içişleri Bakanı Sadet- tin Tantan'a gözdağı veriyor... Sadettin Tantan'ın suçu ne? Tantan, Anavatan Partisi'nin tüzük ve programın- da yazan hangi prensibi çiğnedi, hangi hukuku ayaklar altına aldı, hangi görüşü reddetti, hangi çı- kartann dışında davrandı? Kâğıt üstünde bakınca hiç! Mesut Yılmaz, Anavatan Partisi'nin bizim bilme- diğimiz prensiplerini, hukukunu, görüşünü, çıkarla- nnı açıklarsa, kimlerin bunları çiğnediğini, kimlerin ülkeyi yöneten bir partiye ihanet içinde olduğunu an- lamamız daha kolaylaşır. Şifrelerdeki adresler yerli Parti çıkarı yerine oturur... Öte yandan... Sadettin Tantan'ın neler yaptığını, nasıl çalıştığını ise kamuoyu yakından izliyor ve bi- liyor... Halk, Sadettin Tantan'ın son derece müteva- zı bir yaşam sürdüğünü görüyor; ne bir kokteylde ne bir baloda eşini hiç görmediği, çocuklan hakkın- dahiçbirolumsuzlukduymadığı, yakınlannınyolsuz- luk iddialarına muhatap olmadıgı Tantan'ı davranış- larıyla kendisine özdeş sayıyor... Siyasetçilerin gü- venilirlik ibresi tepetaklak düşerken halk, nedense Tantan'a güveniyor, Tantan'ı seviyor, Tantan'a ina- nıyor... Fakat şu işe bakın ki, Tantan bir yandan da parti prensiplerini ve çıkarlarını çiğniyor! Halk Paraşüt, Balina, Fırtına, birkaç Kasırga, Ma- tador, Kartal, Akrep, Yeşil Vadi, Beyaz Enerji ope- rasyonlanyla katrilyonlarca liralık hortum, vurgun, soy- gun, talan, rüşvet şebekelerinin çökertildiğini görü- yor... En dokunulmaz kişilere dokunulduğunu anlı- yor... Fakat Tantan, parti görüşü ve hukukunu ayak- lar altına almış oluyor; görevden alınmasına ramak kalıyor! Kamuoyu, kurucu genel başkanının ağzından ana- yasayı bile delmekte sakınca bulmamış ve "benim memurum işini bilir" felsefesini benimsemiş bir par- tinin bakanının hiç ödün vermeden, kimsenin gözü- nün yaşına bakmadan soygunculara, vurgunculara karşı karartılıklayürümesini biraz da hayretle izliyor... Bu bakımdan Mesut Yılmaz'ın, Anavatan Partisi'nin prensiplerini, çıkarlarını, hukukunu, görüşünü daha açık ve seçik bir biçimde ortaya koyması gerekiyor... Koalisyon ortaklanndan birinin prensip ve çıkar- ları ötekileri de ilgilendirdiğine -ilgitendirmesi ge- rektiğine- göre, bu konu hükümeti de bağlıyor... Halk, hükümetin çıkarlarını öğrenmek istiyor! SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE m&ÜKBI, ' fittMIZŞ Yüksek Yerilim Hattı erdincutku(a yahoo.com ANAP halka bedava 'decoder' dağıtsın; şifreli tartışmalan biz de çözelim! Türkiye'nin tarihi, kültürü ve ekolojisi Türkiye Tabiatı Koruma Derneği An- talya Şubesi Başkanı Hediye Gün- düz'ün açıklaması: "Toplam sekiz kalıcı, iki geçici mad- delik Endüstri Bölgeleri YasaTasarısı ile ulusal zenginliklerimiz yok edilme- ye çalışılmaktadır. Tasarı, yabancı sermaye gruplarını ülkemizdeki çevre koruma amaçlı mev- zuattan muaf tutarak diledikleri yerde istedikleri yatınmı yapma fırsatı sağ- lamaktadır. Yabancı sermayenin ülkeye girişi, bürokrasiyi azaltarak hızlandırılmak istenirken tarihi, kültürel, ekolojik de- ğerlerin yok olması göze alınabilmek- tedir. Yabancı sermayenin yatırım yap- mak istediği sahaya ilişkin başvuru- suna, kamu yönetimi 15 gün içinde ya- nıt vermez, görüş bildirmezse yatırım başvurusu kabul edilmiş sayılmakta- dır. llgili kurumlann ruhsat ve ara- ^ zi tahsislerini tamamlamaları içinöngörülensüredeiOgün- le sınırlandırılmaktadır. Endüstri bölgesi ilan edilen saha ile ilgili karar verecek kamu görevlileri de zoria suça iştirak ettirilmek istenmek- tedir. Uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınan deniz kaplumbağalarıy- la Akdeniz fokları bile bu tasarıyla yu- valarından atılabilecek, milli parklar içine kireç fabrikalan, alageyik yetiş- tirilen alanlar petrokimya tesisleri ku- rulabilecektir." Orman Ekosistemi Üzerine Birkaç Söz YILMAZ FIRAT Orman Mühendisi Olanca güzelliğiyle görkem- li bir ormana girdiğinizde bu mekânda neler olup bittiğini bilmek istersiniz. Kafanızda ormanla ilgili düzensiz bilgi- ler dolanıp durur. Karşınızda- ki obje için çok şey söylemek istersiniz, ama bir türlü der- leyip topariayamazsınız. Işte dağarcığınızda mevcut dağı- nık ve düzensiz bilgileri to- parlayıp bilimsel veriler ışı- ğında basit tanımlamalara in- dirgeyerek irdelersek bu du- rum orman hakkında beyni- nizde bir bilgi birikimine yol açacaktır. Hiçbir şey tesadüfi bir gelişme göstermez En basit anlamıyla orman; köklerini birkaç metre derin- liğine saldığı topraktan baş- layarak en az bir hektarlık ara- zi parçası üzerinde, boylandı- ğı yükseklikten (en az 5 m) birkaç metre yukarısına ka- dar bir aralıkta birbirlerini et- kileyecek sıklıkta (kapahlıkta), kendine özgü bir yaşama or- taklığı kurduğu bir yaşam bir- liğidir. Bünyesinde sonsuz sa- yıda madde ve olay barındı- nr. Bu madde ve olayların tü- mü birbirleriyle karşılıklı ilişki ve etkileşim içerisindedir. Hiç- bir şey tesadüfi bir gelişme göstermez. Canlı ve cansız tüm varlıklar orman içinde kendine özgü bir rol üstlenir. Bir objenin ölümü diğer bir objeye yaşam olanağı sağlar. Canlanan bir obje ise diğeri- nin ölümüne yol açabilir. Bu haliyle ormanı (bitki ve hayvan popülasyonlarının tümünü bir yaşam birliği sayarak) tekvü- cut canlı kocaman bir organiz- ma olarak tanımlayabiliriz. - Bir varlığı anlamak için o varlığın boy verdiği, serpilip geliştiği ortamı bir sistem bü- tünlüğü içinde ele almak ge- rekiyor. Çok çeşitli parça ve- ya bölümler bir araya gelerek örgütlenmiş veya karmaşık bir bütün haline dönüşmüş ise burada oluşmuş bir sistemden söz edebiliriz. Sistemin her- . hangi bir elemanına bağlı ol- ; mayan bir öğe, bu sisteme '' dahil edilemez. Sistemi, için- > de kalan öğeler ve dışındaki ;'. öğeler olarak sınırlamanız bir <düşünce bütünlüğü oluştur- •; mamız açısından yararlı ola- \ caktır. > Sistemin çevreyi etkileme- ;" si olayına çıktı (output), siste- - mi etkileyen çevre olayı deği- ^şikliğine girdi (input) denil- * mektedir. ; Ormanın canlı (tek ve çok hücreli bitki ve hayvanlar) ve cansız (toprak, mineral mad- deler, su, hava, ışık, ısı) son- - suz sayıda elemanlardan olu- \ şan bir ekosistemi vardır. Or- I man ekosistemi içindeki her ; öğenin kendine özgü bir ya- pısı ve sistem içerisinde bir yeri ve işlevi vardır. Her öğe karşılıklı ilişki ve etkileşim için- de zaman ve mekâna bağlı olarak çeşitli değişimlere uğ- rayabilmektedir. Orman eko- sisteminin baskın popülasyo- nu orman ağacıdır. Orman ağacının sistemde- ki yeri (habitatı) kök salabildi- ği toprak derinliğinden başla- yarak boylandığı orman eko- sisteminin üst sınırına kadar uzanabilmektedir. İşlevi (nişi) ise güneş enerjisini organik maddeye çevirerek sistem içinde yer alan diğer canlıla- ra besin kaynağı, enerji, su ve madde dolaşımı sağlamaktır. Topraktan su ve mineraJ mad- deleri, havadan karbondiok- sit alarak ve güneş enerjisini kullanarak, havaya oksijen ve- rerek canlılara barınma yeri ve besin kaynağı oluşturan ormanın tüm varlıkları karşı- lıklı ilişki ve etkileşim içerisin- dedir. Orman dışa açık ve çevre- siyle sürekli etkileşim halinde olan bir sistemdir. Orman eko- sisteminin çevreyi etkilemesi (output) doğal, beklenen ve istenen bir olgu olarak karşı- lanmalıdır. Ancak orman eko- sistemi, içinde yer alan can- lıların varlığı sistemi etkileyen çevre olayı değişikliğine (input) bağlıdır. Çağlar boyunca bu in- putlar; doğal faktörler (güneş, yağış, rüzgâr) ve içeri göçler (tohum, hayvan, madde) ola- rak süregeldi. Çağımızda olu- şan bazı girdiler ise (yangın, savaş, kimyasal artıklar, asit yağmurları, düzensiz fayda- lanma) orman ekosistemini altüst etmış durumdadır. Orman ekosistemindeki canlı varlıkların yaşamlarını sürdürebilmeleri, uygun or- tam ve çevre koşullannın oluş- masına bağlıdır. Her canlının kendine özgü bir yaşama or- tamı vardır. Kendine uygun olmayan ortamda canlılar ya- şayamazlar. Ancak yaşama ortamı bir nokta olmayıp ge- niş bir değişim aralığındadır. Buna bağlı olarak her canlının en uygun (optimum) bir ya- şama ortamı olduğu kabul edilmelidir. Konuyu bütün bu anlatılan- lar ışığında toparlarsak çevre- sel felaket ve kirliliklerin sebe- binin çevre olayı değişikliğin- den yani inputlardan kaynak- landığı kolayca anlaşılacak- tır. Insanoğlundan kaynakla- nan girdilerin (inputlann) orman ekosistemini nasıl altüst etti- ğini görmemiz gerekiyor. Orman ekosistemini canlı tek bir organizma olarak dü- şünmemiz, onun herhangi bir öğesine müdahale ederken nelere yol açabileceğimizi he- saba katarak bir davranış ser- gilememiz gerekmektedir. Or- man yaşam kaynağımız, çok estetik bir güzelliğimiz ve ola- bildiğince de büyük bir canlı varlığımızdır. Onu sevmek, ko- rumak ve geliştirmek hepimi- zin çıkarınadır. HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ igulgecuı yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behtcakiu turk.net ÇÎZGtLÎK KÂMtL MASARACl HARBİ SEMtH POROY semihporoyı yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARiıuy 24 Mayıs DUKE EU/NGTON'UN ÖLÜMÜ.. f374'T£ 8USÜN, SESrsa,O&C£STKA ÇEF/ VEPİYANISV OUKE EUINB 7OV 7S YA$lUOA ÖIDÛ- PİrAMİST FLETCHeK UENOeeSoN VE SeSTECJ PON REpMAH'M ET- KİSİNOE, JLO'Lİ YU-LABDA >MPTfSl İLK ÇALtŞMA- LAR., DAHA SONBA ONUN KENCn gEŞTECJÜK YE_ TENESi VE OBtCBSTRAlAMA TEKNİĞl İLE 8İK- LEŞECE/CTfe.EUIUGTDN "KLASİK. ONCESİ PEV- RfNDE BAÇLAOIĞJ CAZ MÛZtSfUOB, DO&JĞA 133B-*1"LEROE "tUAS/t CAZ DEr& n NbE ULA- ŞACA4CT//?- "coNCEero Foe COOTIE* VE *KO-m, I4ARLEM A/K SMAFT" G'Bl &ESTELŞ&JNPE ONUN RAFİhiE 7ABZJ KOLAYCA GÖRULESİÜH. ELLINGTt*!, CAZ/, BÛyÜK O&ceSTRAYA UYSU- LAMAYl £N İYİ BAŞARANLARDAU BİEJyp'ı,. DÜZ ÇtZGİ ÜMİT ZİLELİ CerahatTemizlenmeliL insan ister istemez utanıyor... Pislik, sanki kendi üstüne sıçramış gibi irkiliyor... Çocukken izlediğim filmlerde, filmin kahramanı utandırıcı bir durumun içine düştüğünde ben de ilik- lerime dek ürperir, derin bir utanç duygusuyla göz- lerimi sımsıkı kapatır, o sahne geçene kadar da aç- mazdım. Sanki gözlerimi kapatırsam o utandırıcı sahne hiç gerçekleşmeyecekmiş gibi gelirdi.. - Ama o utanç karesi olduğu gibi kalırdı!.. Bu defa gözlerimi kapamamın, kulaklanmı tıka- manın da hiç mi hiç anlamı yok. Çünkü bu kez ya- şananlar bir filmin karelerinde değil, gerçek yaşa- mın tam içinde... Üstelik olayın kahramanları bizden, bizim dünyamızdan... . - GazeteciL ' Can alıcı soru şu: ' : Bir gazetecinin ismi, bir işadamının, üstelik ken- di bankasının içini boşaltmaktan sanık ve halen ce- zaevinde bulunan bir banka sahibinin özel kayıtla- nnda ne arar?.. Bir gazetecinin bir işadamıyla bu ka- dar özel, bu kadar kayıt dışı (ve içi!) ne ilişkisi olabi- lir?.. Star gazetesi yazan Saygı Öztürk, Yurtbank'ın es- ki sahibi Ali Balkaner'in listesinde yer alan bazı ga- zetecilerin isımlerine ulaşmayı başardı ve köşesin- de yayımladı. Bu isimlerin hepsini gazete ya da te- levizyonlardan tanıyorsunuz. Saygı, onlara benim yu- kanda sıraladığım sorulan da sordu. Işte gazeteci- ler ve yer darlığı nedeniyle kısaltılmış yanıtlan: - Can Ataklı, Balkaner'den 10 bin dolar aldiğını önce reddetti. Ancak bir gün sonra, hatırlad'ğını be- lirterek "Çokyakın biraile dostumuzun çocuğu kan kanserineyakalanmıştı. Açtığım kampanv'J çerçeve- sınde Balkaner'den de elden 10 bin dolar alındı" dedi. - Güler Kömürcü, listede görünen 3.5 milyar li- rayı almadığını, "TemizellerOperasyonu"adınayaz- dığı yazılar nedeniyle cezalandırılmak istendiğini söyledi. - Faik Gürses, 1993'le 1995 tarihleri arasında Balkaner'in Mega Vızyon şirketinde çalıştığı için adı- nın geçmesinin normal olduğunu söyledi. Ancak şirketten ayrıldıktan 3 yıl sonra ödeme listesinde 2 bin dolariayer almasına açıklık getiremedi. Böyle bir para almadığını, hatta hayatı boyunca 2 bin dolan bir arada görmediğini söyledi!.. - Togay Bayatlı. listede görünen 200 milyon lira- nın 98 yılında Necati Karakaya'nın yazdığı bir ki- taba istenilen reklam karşılığı olduğunu, kendisinin yalnızca aracı konumunda bulunduğu söyledi. Ka- rakaya, Bayatlı'yı ve bu parayı aldığını doğruladı. - Necla Dalan, Balkaner'in bankasından, tanıdık olduğu, hızlı işlem yapılacağı için iki kez dolar ve Türk Lirası olarak 6 bin dolar tutarında kredi aldığını, bun- ları da son kuruşuna kadar ödediğini söyledi. - Ardan Zentürk, Çamlıca Konaklan'ndan ev al- mak için 100 bin dolar yatırdığını, daha sonra tak- sıtleri ödeyemediği için parasını geri istediğini, Yurt Gayrimenkul Genel Müdürü Sinan Solok'un aracı olmasıyla parasını taksitler halinde ve büyük bölü- münü Türk Lirası olarak zar zor alabildiğini, listede- ki 25 bin doiann bu olduğunu, hepsinin resrrtl Oos- yalarda bulunduğunu ve Basın Konseyi'ne sunuldu- ğunu söyledi. Solok bu açıklamayı doğrulayarak "Ardan Bey bu gayrimenkul işinde kâr değil, zarar etti" dedi. Gazetecilerin, akçeli ilişkiyle ilgili verdikleri yanıt- lar böyle. ••• Ancak ben bazı noktalan hiç anlamadım!.. örne- ğin, lösemili çocuk için açılan kampanyada işada- mından "elden" 10 bin dolar alınmasını çok yadır- gadım. Bildiğim kadanyla bu tür kampanyalarda va- lilikten izin alınarak banka hesabı açtırılır. Elden pa- ra almak yasak, hatta suçtur... Gazeteci tabii ki kre- di alabilir, ama bunun banka kayıtları yerine özel ka- yıtlarda yer almasına da mana veremedim... Yedi ga- zeteciden ikisi para aldığını reddetti. Doğruysa Bal- kaner bile bile bu gazetecileri yakmak istedi de- mektir... Balkaner niçin kendi özel kayıtlannda sah- tecilik yapsın?.. Ancak şöyle bir olasılık olabilir; Bal- kaner daha 98'de, üç yıl sonra tutuklanacagını bili- yordu, o nedenle düşman olduğu gazetecilerin ad- larını da yalandan özel kayıtlarına yazdırdı!.. Ah, Alı Balkaner ya da özel kayıtlarını tutan Mus- tafa Nihat Yurdakök bir konuşsa... DGM'deki disketlerin tümü deşifre edilip açıklan- sa... Murat Demirel, Cavrt Çağlar ve diğeıierinin özel defterleri ortaya çıksa... - Cerahat akar cerahatü! eposta:uzileli(a superonbne.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Tuz Gö- lü'nün batı kı- yısı yakınlann- da sığ bir göl. 2/ Oyunda ce- zalı çocuk... Bir dernek ya da kuruluşun üye- 6 lerının buluş- malan için ay- rılmış yer. 3/ Parlaklık, göz 1 2 alıcılık... Silisyumele- mentinin simgesi. 4/ Divan şiirinin, XV yüz- yılda yaşamış ünlü bir 3 temsilcisi.5/Çorum'un bir ilçesi... Eskrimde kullanılan üç silahtan biri. 6/ Yapraklanndan kokain elde edilen ağaççık. Mezopotam- ya'da kurulmuş en bü- yük sitelerden biri. II Bir renk... Tartı aracı. 8/ Birinin payına düşen şey... Tavlada kullanılan oyun aracı. 9/ Adlan sıfat yapan biryapım eki... Su kryılannda yeti- şen ve kökü hekimlikte kullanılan otsu bir bitki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Orta Karadeniz bölümünün iç kesiminde bir akarsu. 2/ Nine... Belli bir yere, bölgeye ilişkin olan. 3/ Taze- lik, gençlik... Bir nota. 4/ " — Cumalı"': Şair ve yaza- nmız. 5/ Birkaç renkli iplikten yapılnuş dokuma... Hol- landa'da bir kent. 6/ Judoda rakibi bastırarak kazanılan puan... Kale hendeği. II "Behiç —": Çizerimiz... Bir burç adı. 8/ Kısmet, talih... Ağlayan, inleyen. 9/ Lityum elementinin simgesi... Anların çıkardığı bir tûr salgı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle