Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
ifade verdl
• ADANA(AA)-
"Paraşüt Operasyonu"
kapsammda tutuklanan
Doğal Altınbaş Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
Yasin Altınbaş, Nizip
Cumhuriyet Savcılığı'nın
talîmatıyla dün Adana
Adliyesfnde ifade verdi.
Adana E Tipi Kapalı
Cezaevi'nden Adana
Adliyesi'ne getirilen Yasin
Altınbaş 'ın, ifadesini
Savcı Zekeriya Yücesan
aldı. Nizip Savcıhğı'nın
gümriikten şeker, çay ve
mazot ihracında
usulsüzlük yaptığı iddiası
üzerine ifadesi alınan
Altınbaş'ın 'Aynntıh
ifadesini yazılı olarak
vereceğini" söylediği
öğrenildi.
Bühler'ı kabıtf etti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Vekili
Murat Sökmenoğlu, dün
BAB Geçici Güvenlik ve
Savunma Asamblesi
Başkanı Klaus Bühler'i
kabul etti. Sökmenoğlu,
NATO ve AB işbirliğinin
sorunlann çözümünü
kolaylaştıracağını
belirterek "Öyleyse AB
niçin diğer müttefiklere
karşı direnç
göstermektedir?" dedi.
Uyarı eylemleri
İANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Emek Platformu'nun
eylem takvımı
çerçevesinde, hükümete
uyan nitelığinde yapılması
öngörülen iş bırakma
eylemleri bugün başlıyor.
Çalışanlar bugûn 11.30-
12.00 saatleri arasında iş
bırakarak altematif
program bildirilerini
okuyacaklar. Ankara'daki
eylemlerin Çankaya
Belediyesi, Devlet Su
Işleri ve Karayollan Genel
Müdürlüğü önünde
yapılacağı bildirildi.
Şartla sahverme
yasası
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi,
4616 sayılı Şartla
Salıvermeye, ilişkin
yasanın bazı madde ve
hükümlerinin iptali
istemiyle mahkemelerden
yapılan 11 başvurunun
daha ilk incelemesini
yaptı. Mahkeme, 11
başvurudan 7'sinin esastan
görüşülmesine karar
verirken 3 başvuruyu
dosyalardaki eksiklikler
nedeniyle iade etti, 1
başvuruyu da kısmen
esastan incelemeyi
kararlaştırdı.
Şekerpancan üretimi geniş yetkilerle oluşturulmuş bir kurulun gözetiminde olacak
EVEPnin acı 'şeker' yasasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
IMF'nin istemi doğrultusunda, şeker
yasasında yapılacak değişiklikler, şe-
ker ve şekerpancan ûretiminde çalı-
şan 3 milyon insanın yaşamını doğru-
dan etkileyecek.
Pancar ûretimini düşürme ve mısır
nişastası ile üretilen sanayi şekerinin
piyasadaki paymı arttırma amacına
yönelik yasanın yaşama geçirilmesiy-
le, özellikle doğuda 120 bin çiftçinin
işsizlik ve göçle karşı karşıya kalaca-
ğına dikkat çekiliyor.
Tüm şeker fabrikalannın 3 yıl için-
de özelleştirilecek olması, 30 bin şe-
ker işçisinin geleceğini de belirsiz kı-
larken yeni dönemin hayvancıuğı da
bitirme noktasına getireceği vurgula-
nıyor. Yasa, şekerin tûketiciye daha
yüksek fiyatlardan ulaşmasını da be-
raberinde getirecek.
Yabancı piyasalann vereceği kredi
için önkoşul olarak dayatılan duzenle-
melerden birini oluşturan şeker yasa-
sı, şekerpancan ûretimini geniş yetki-
lerle oluşturulmuş bir "şeker kuru-
lu"nun gözetimine bırakan, pancar ve
şeker fiyatının piyasa tarafmdan belir-
İenmesi hükümlerini içeriyor. Tasan-
nın yasalaşması durumunda tanmdan
hayvancılığa kadar yansımalan şöyle:
Şeker ÇrftÇİSİ: Yanlış politikalar
sonucu oluşan fazlayı eritebilmek
için 3 yıldır uygulanan ve pancar kö-
kenli şeker ûretiminin azaltılmasım
amaçlayan kota uygulamasmın getir-
diği olumsuzluklarla uğraşan 500
bin şekerpancan çiftçisi için yeni ya-
sa işsizlik ve göç anlamına geliyor.
Şeker İŞÇİSİ: Şu anda faaliyet
gösteren 27 kamu şeker fabrikasının,
3 yıl içinde özelleştirilmesi IMF'ye
verilen sözler arasında bulunuyor. Ma-
li açıdan zararda görûnen bu fabrika-
lann özel sektöre devredilmesiyle iş-
ten çıkarma ve kapanmalann başla-
masına kesin gözüyle bakılıyor.
TÜketiCİ: Şeker satışlannda uy-
gulanan tek fiyat uygulaması da ya-
sayla beraber yürürlükten kalkıyor. Ye-
ni düzenlemeyle tüketici, şekeri çok
daha pahahya alabilecek.
Dlğer alanlar: Şekerpancan po-
sasının hayvan yemi olarak kullanıl-
ması sonucu 30 milyon ton civann-
da kaba yem açığının yaklaşık yüz-
de 20'lik bölûmü karşılanıyor.Pan-
car ûretim alanlannm daralması, hay-
vancıhğın da zarar görmesi anlamı-
na geliyor.
Soysal ve ekibi calısmalarını sürdürüyor
FartUeştnegjrişmi
mayısayında
ANKARA (Cumhumet Bürosu) -Prof. Dr. Mûm-
taz Soysal ve arkadaşlannın hazırhklannı sürdürdü-
ğü yeni oluşumun ilfcder metni' tamamlanma aşama-
sına geldi. Parti programı olmadığı vurgulanan ve 2-
3 sayfadan oluşan ilkeler metni, redakte aşaması bi-
tirildikten sonra, yeni bir oluşuma sıcak bakan tüm
kesimlere; sendikalara, sivil toplum örgütlerine tartı-
şılmak üzere gönderilerek bir mutabakat aranacak.
Tarhşma sürecinin bu ayın sonuna kadar tamamlan-
ması, mayıs ayından itibaren de partileşme sürecinin
başlatılması planlanıyor.
Prof. Soysal ve arkadaşlannın çalışmalannı yürüt-
tüğü 'KemaBst, sol, devrimci cumhumet çizgisinde ve
karmaekonomiyibenimseven' yeni oluşumun ilkeler
metni tamamlanma aşamasına geldi. CHP'den bir sü-
re önce istifa eden ve bu grupla birlikte hareket eden
eski CHP Konya II Başkanı Hüsnü Bozkurt. kişileri
değil ilkeleri öne çıkaran bir yapı öngördüklerini be-
lirtti. Bozkurt, ilkeler metninin parti programı olma-
dığını, Türkiye'yi ve sorunlann çözümünü nasıl gör-
düklerinin bir çerçevesi olduğunu vurguladı.
'Herkes kendini sıftrlamalT
Bozkurt, Türkiye'de var olan siyası yapının tama-
men çöktüğünü, yeni bir siyasi anlayış ve oluşuma ge-
reksinim olduğunu söyledi. Bu yeni anlayış ve oluşu-
mun toplumun yüzde 80'ine hitap etmesi gerektiğini
vurgulayan Bozkurt, "Bu da 'CHP'den aynlanlar,
Baykal' a kızanlar, eski SHP 'liler' gibibir anlayışla (*•
maz* diye konuştu. Bozkurt, eski kimliklerin. eski gö-
revlerin unutulması gerektiğine ışaret ederken "Her-
kes kendini smriamatT dedi.
Türkiye"nin, 50 yıldır uygulanan sağ ve küresel-
leşme yanhsı politikalar nedeniyle ekonomik ola-
rak köşeye sıkıştmldığına dikkat çeken Boz-
kurt,"Dış potitikadatesümiyetçiliği, iç politikada hal-
kuı yüzde 99"unun yüzde l'i için harcandığı bir dü-
zeni reddediyoruz. ıç borç sorunu çözülmeden Tür-
krye'nin adım atmasının olanakh olmadığını
düşünĞyoruz" diye konuştu.
Kapatma davası
FP'ye son savunma
için ek süre verildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, "laikBkkarşrtıe>1emlerinodağı*" ve "ka-
paülan RP'nin devamT olduğu gerekçesiyle hakkın-
da kapatma davası açılan FP'ye son savunmasını yap-
ması için 15 günlük ek süre verdi. FP'nin 8 Nisan
Pazartesi günü son savunma yapması gerekiyordu.
Yüksek mahkemenin verdiği 15 günlük ek süre ile FP
son savunmasını 24 Nisan Salı günü yapacak.
Anayasa Mahkemesi heyeti, dünkü toplantısında
FP Genel Başkanı Recai Kutan'ın, partilerine verilen
son savunma süresinin uzatılması ve esas hakkında-
ki görüşte yer alan belgenin kendilerine verilmesi is-
temini içeren dilekçe ile ilgili görüşmesini tamamladı.
FP, kapatılması istemiyle açılan davada son savun-
malaruu yapmak için 1 aylık ek süre isteminde bu-
lunmuştu. Yüksek mahkeme, toplantısında, FP'ye
son savunmasını yapması için 15 gün ek süre ver-
ilmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi heyeti, son
savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Kanadoğtu'nun sözlü açıklamalannı, FP
yetkililerinin de sözlü savunmasını dinleyecek.
IĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
DYP'li Paçacı: Bir gecede kimleri yüzde 40 zenginleştirdiniz
Soruşturma önergesine ret
ANKARA(Gımhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Genel Kuru-
lu'nda, FP'li Veysel Candan ve
arkadaşlannın "devleti zarara
uğratnğT gerekçesıyle Devlet
Bakanı Recep Onal hakkmda
verdiği Meclis araştırma öner-
gesi reddedildi. Önal, "Karala-
mayadönük,siyasiçıkar amaç-
hiddialan riddiyealmakmüm-
kün değü* diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda,
dün Devlet Baka-
nı Önal hakkında
verilen soruştur-
ma önergesi görü-
şüldü. FP'li Vey-
sel Candan, soruş-
turmalann "te-
mizleme, pakla-
ma operasyo-
nu"na dönüşmemesi gerektiği-
ni söyledi.
Murakıp raporlannın bekle-
tilerek soygunun büyümesine
neden olunmasının sorumlusu-
nun ortaya çıkanlması gerekti-
ğini kaydeden Candan, "Bizbi-
rininyargdanmasmı değil, olay-
lann soruşturulmasuu istiyo-
ruz" dedi. Ekonomik krizin
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in
gayretlerine karşın aşılamaya-
cağını savunan Candan, "Bu
hükümetin Deniş'e değil, de-
fin işkmlerini yapması için ce~
naze tevazunatçısına ihtiyacı
var" diye konuştu.
DYP'li Cihan Paçao, 3 mil-
yar dolann hangi kişi ve ku-
rumlara ucuz kurdan satıldığı-
nı ve kimlerin bir gecede yüz-
de 40 zenginleştiğinin açıklan-
• FP'li Veysel Candan ve arkadaşlannın Devlet
Bakanı Önal hakkında 'devleti zarara uğrattığı'
getekçesiyle verdikleri araştama önergesi genel
kurulda reddedildi. Candan, soruşturmalfflin
'temizieme paklama operasyonu'na
dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
masını istedi.
Paçacı, "Hükümet bu obyı
doğal afet gibi gösteriyor. Bir
şey ohnanuş ^bi pişldn bir şe-
kilde kottuklannda oturmaya
devam ediyorlar" dedi.
Devlet Bakanı Önal, bu id-
dialann doğru obnadığını be-
lirterek karalamaya dönük ve
siyasi çıkar amaçh iddialann
ciddiye alınmasırun mümkün
olmadığını söyledi. Bankalar
yeminli murakıp raporlannm,
zamanında işleme koymadığı
iddiasının gerçek dışı olduğu-
nu savunan Önal, görev süre-
si boyunca işleme konulma-
yan ve bekletilen hiçbir rapo-
run olmadığını söyledi. Önal,
"Banka soygunlaruun kamu-
oyuna ilk yansıması ise bizim
yargıya intikal ettirdiğimiz
murakıp raporla-
n sayesinde
mümkün olmuş-
tur" diye konuş-
tu.
Görev süresinin
sadece bir yılında
bankacılık düzen-
leme ve denetle-
me göreviyle ilgili olan bir ba-
kanın bankalann içinin boşal-
tılmasına göz yummakla suç-
lanmasının ne hukukla ne de
vicdanla bağdaştığmı kayde-
den Önal, bir yılın sonunda
bankacılık denetimiyle ilgili iş-
lemlerin Bankacılık Düzenle-
me ve Denetleme Kurulu'na
devredildiğini bildirdi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
16 Şubat 1969, tarihin kötü gün-
lerinden biridir. O gün ABD 6. Filosu
aleyhine gösteri yapan gençlere Tak-
sim'de bir saldın düzenlenmişti. Tak-
sim Parkı'nda namaza duran ve son-
ra da "Allah Allah!" diyerek gençle-
re saldıran topluluk, polisin koruma-
sında iki insanı bıçaklayarak öldürdü.
Miting dağıtıldı. O zaman Mehmet
Şevket Eygi yönetimindeki iki Islam-
cı gazete; "Babıâli'de Sabah" ve
"Bugün", bu miting aleyhinde, gün-
ler süren kışkırtıcı yayınlar yapmıştı.
Aynı gün Adana'da 6. Filo aleyh-
tan bir gösteri düzenlenmişti. Baba-
mın ölümü nedeniyle ben de Tar-
sus'a gittiğim için bu gösteriye Tar-
sus Fikir Kulübü üyeleriyle birlikte
Adana'da kâtılacaktik. Miting, Ada-
na Istasyon Meydam'ndayapılacak-
tı. Sabah bir otobüsle miting meyda-
nına geldiğimizde, ortalıkta kimse-
cikter yoktu. Kısa sürede burada da
benzer bir saldırı örgütlendiğini öğ-
rendik. Mitingi düzenleyenler Türki-
ye Işçi Partisi (TİP) binasına gitmiş-
lerdi.
Kutber Abla Yok Artık
TlP'in il binasından içeri girdiğimiz-
de can sıkıcı bir manzara vardı. TİP
İl Başkanı Selahattin Uyar kanlar
içindeydi. O yıllar Iktisat Fakültesi
öğrencisi olan Necati Doğru (Sa-
bah gazetesi yazan) gözaltına alın-
mıştı. Aynı zamanda sendikacı olan
Selahattin Uyar, 12 Eylül askeri dar-
besinden sonra uzun yıllaryurtdışın-
da yaşadı. Döndüğünde Cumhuri-
yet'e uğramış ve eski günleri anmış-
tık. Selahattin Uyar, geçen yıllarda
ağır bir kanser hastalığının ardından
yaşamını yitirdi. Onunla, 1968'li yıl-
larda Çukurova'da acı tatlı mücade-
le anılanmız olmuştu.
TİP binasında ak saçlı bir kadını
tanıdım. öfkeliydi, o da saldınya uğ-
rayanlar arasındaydı. Yanında eşi du-
ruyordu. Kutber Akalın'dı o ak saç-
lı kadın. 40 yaşları civanndaydı. Eşi
Turgut Akalın, 1951 TKP davasın-
dan yargılanmış ve hüküm giymişti.
Kutber Abla ve Turgut Ağabey'le
sonra dost olduk. Dostluğumuz hiç
bitmedi. Dün Kutber Abla'nın Diki-
li'de öldüğünü öğrendiğimde, geç-
mişe uzun bir yolculuk yaptım.
Kutber Abla, eski TKP'li kuşağın
sevilen isimlerinden Patriyot Haya-
ti'nin (Tözün) de kız kardeşiydi.
196O'lı yıllann ortalanndan itibaren
yükselen sosyalist hareket içinde eşi
Turgut Akalın'la yer aldı. Bütün 68
kuşağının tanıdığı, sevdiği insanlar-
dan biriydi. Zaman zaman kızar, biz-
leri azartardı.
Onun sevimli öfkelerini gülerek
karşılardık. Adana'da Kanal'daki ev-
leri sosyalistlerin buluşma yeri gibiy-
di.
Turgut Akalın, birçok eski TKP'li
gibi, tutuklandığı için okulunu b'ıtire-
memişti, muhasebecilik yapıyordu.
TİP içindeki aynlıklarda, o da parti-
den ilk ihraç edilenler arasında yer al-
ch. Daha sonra Türk Solu dergisi çev-
resinde toplananlar arasında Kutber
ve Turgut Akalın da vardı. Onlarla Is-
tanbul'da, Ankara'da sık sık karşıla-
şır, dertleşirdik.
12 Mart 1971 askeri darbesi sıra-
sında Kutber ve Turgut Akalın, sıkı-
yönetim tarafmdan gözaltına alındı.
Adana'da Demokratik Devrim Der-
neği'ni kurmaklasuçlanıyoriardı. Bir
süre yattıktan sonra serbest bırakıl-
dılar. Turgut ve Kutber Akalın çifti da-
ha sonra Izmir'in Dikili kazasına yer-
leşti. Uzun yıllardır orada yaşıyorlar-
dı. Dikili Şenliği'nin yapıldıgı dönem-
lerde onu kısa da olsa görebiliyor-
dum. Bir de telefonlar.
Kutber Abla sık sık telefonla arar,
neden Dikili'ye gitmediğimizi sorar
ve azariar bir sesle gitmemiz gerek-
tiğini söylerdi. Ben de her seferinde
olur derdim. Kısmet olmadı, bir da-
ha yüz yüze görüşemedik. Kutber
Akalın'ın ölüm haberini duyduğum-
da Adana'daki eski dostlannı ara-
dım. Necati Aykaş, haberi benden
aldı ve çok üzüldü. Erdoğan Gönül-
ler, geçmişe ilişkin anılaranlattı. Tur-
gut Akalın'a cenaze nedeniyle ulaşa-
madım.
Türk'ıye'yeyön veren gericilik, bas-
kı rejimi, Kutber Akalın'ın kuşağını
hep düşman gözüyle gördü. Her fır-
satta onlan tutukladılar, baskı altına
aldılar. O kuşak, inançlanyla, umut-
lan ve umutsuzluklanyla bu dünya-
dan göçüp gidiyor. Ancak, onlan
düşman gören gericilik hâlâ bu ülke-
ye hükmediyor. Komünizm ve de-
mokrasi düşmanlan Kutber Abla'la-
n ezerken Türkiye'yi de mahvettiler.
Bu ülkeyi bir ölüm, acı ve yoksulluk
ülkesi haline dönüştürdüler.
Kutber Abla, bedeninin Izmir Tıp
Fakültesi'ne verilmesini vasiyet et-
miş.
Dün onu Izmir'de morgateslim et-
tiler. Patriyot Hayati'nin kız kardeşi,
Turgut Akalın'ın eşi, 1951 tutuklama-
lannın yakın tanığı, 1968 kuşağının
ak saçlı Kutber Ablası yok artık. O,
bir kuşağın simgelerinden birisiydi.
Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
GLOBAI^oıJrriKLiLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
v
Yeni Gerçekçilik'
Clinton yönetiminin Ulusal Savunma ve Dış
Politika tercihlerini 'romantik' yaklaşımlar olarak
gören Bush yönetimi, 'yeni gerçekçilik' olarak
tanımiamadığı yönelimlerini giderek belirginleştiri-
yor. Kısaca özetlemek gerekirse, Prof. Immanuel
Vtfallerstein'ın işaret ettiği gibi, Clinton yönetimi-
nin uluslararası çelişkileri yumuşatma polrti-
kasının aksine, Bush yönetimi uluslararası çe-
lişkileri keskinleştirmeyi, kamplaşmayı teşvik
etmeyi amaçlryor.
ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, 21
Mart Çarşamba günü özel bir görüşmede bu yeni
yaklaşımın özgün hattını (yeniliğını) Başkan Bush'a
anlattıktan yaklaşık 10 gün sonra ABD ve Çin, ken-
dilerini, son yıllann en ciddi askeri gerginliğine ki-
litlenmiş buldular (CNN): ABD'ye ait bir EP-3 ca-
sus uçağı Çin hava sahasına girdi, bir Çin avcı uça-
ğıyla çarpıştı, 24 personeli, son derecede gizli ve
'high tech' donanımıyla birlikte Çin topraklarına i-
nişyapmak zorundakaldı. Bu yazı hazırlanırken sa-
lı günü International Herald Tribune, Çin yöneti-
minin, ABD'nin tüm itirazlanna rağmen uçağa gir-
diğini ve ABD yönetiminin uçak personeliyle göruş-
mesine henüz izin vermediğini bildiriyordu.
Şimdi en önemli düşman Çin, olası
savaş alanı Pasifık
Rumsfeld'in Bush'a sunduğu yeni stratejik göz-
den geçirme raporu, ABD'nin uluslararası ilişkile-
re yaklaşımında belirgin bir değişikliğin başladığı-
na ilişkin önemli ipuçları sunuyor: Vvashington
Post'un bildirdiğine göre "Çin daha güçlü hale
gelirken Rusya'nın güç kaybetmesine bağlı
olarak Pasrflk Okyanusu ABD askeri operas-
yonlan için en olası sahne haline geliyor. 8u
dunım II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da
banşı sağlamak, Rusya'yı caydırmak amaçlanna
göre düzenlenen savunma politikasının yeniden
yönlendirilmesini gerektiriyor"... "Pasifik Okyanu-
su'nun operasyon alanı olarak öne çıkmast, uzun
mesafeli güç yansıtmaya vurguyu, hava kaldırma-
indinne kapasitelerinin önemini arttınyor"... "Fü-
zelerin ve diğer kitle tahhp silahlannın yayılması-
na paralel olarak, bağlaşıklannın topraklarında
ABD'ye üs vermekte giderek daha az istekli ola-
cağı varsayımından hareketle, uzun mesafeli ope-
rasyonlarda kendine yetehilik öne çıkıyor" (abç)
(23/03).
Bush yönetimi, Çin'i en önemli düşman olarak
saptarken iki ülke arasında diplomatik gerginlikler
tırmanmaya, Çin'in de ABD'ye karşı geleneksel tu-
tumunu değiştirmeye başladığı görülüyor. ABD va-
tandaşı üç Çinli araştırmacı Çin'de tutuklandı; bir
Kızıl Ordu albayı ABD'ye sığındı, Çin basınında
ABD'ye yönelik 'yeni hegemonyacılık' eleştirileri
yoğunlaşmaya başladı. Tutum değişikliği ise, ABD
casus uçağının inişe zorlanması sırasında gözlem-
lendi. Haber alma kaynaklannın bildirdiğine göre,
bu olaydaÇin pilotu alışılagelmiş yakın izleme pro-
sedüründen sapmış, havada çarpışmaya yol açan
tehlikeli bir yaklaşım benimsemişti. Pilotun kendi
iradesiyle davranması, komuta yapılanmasının
merkeziyetçi özelliklerinden dolayı olanaksız oldu-
ğuna göre, bu bir tutum değişikliği olarak yorum-
lanmalıydı (Stradfor 01/04).
Yumuşatmadan keskinleştirmeye
Foreign Policy in Focus dergisının Ocak 2001
sayısında, dergının Asya/Pasifik editörü John
Grasham, Bush yönetiminin Çin'e yönelik yakla-
şımında beş önemli değişiklik gerçekleşeceğini ile-
ri sürdü: (1) Çin bir rakip olarak tarif edilecek; (2)
Çin ile ikili ilişkilerin önemine vurgu azaltılacak, bu-
na karşılık Soğuk Savaş dönemindeki gibi Japon-
ya, Güney Kore, Avustralya ve Filipinler'le ikili iliş-
kilere yapılan vurgu artacak; (3) Bush yönetiminin
yeni bir ulusal füze savunma kalkanı kurma proje-
si, Asya'da ilişkileri çok daha karmaşık hale geti-
recek. Bu ortamda, savunma kalkanı projesine ra-
dikal bir biçimde karşı olan Çin de kendi savunma
kalkanı projesini inşa etmeye girişecek; (4) Bush
yönetiminin çok taraflı silah denetim aniaşmalan-
na karşı tutumu, füze teknolojisi, nükleer ve diğer
kitle imha silahlannın yayılmasının denetimi alan-
lannda bir ilerleme gerçekleştirmeyı çok zorlaştı-
racak; (5) ABD, Milliyetçi Çin'e (Tayvan), gelişkin si-
lahlann satımı da dahil, çok daha doğrudan des-
tek verecek. Casus uçak olayı bu saptamalarla uy-
gunluk halinde.
Diğer taraftan, Beyaz Saray Basın Sözcüsü An
Fleischer'in ifadeleriyle "ABD bu yeni gerçekçili-
ği diğer ülkelehe ilgili politikalannda da benimse-
meye kararlı". ABD'nin çelişkileri keskinleştimne
politikası, hedef aldığı diğer ülkelerde de benzer tu-
tum değişikliklerine yol açıyor. Kuzey ve Güney
Kore arasında başlayan yakınlaşmanın, geçen ay
ABD'nin müdahalesiyle dondurulması, arkasından
Kuzey'in yeniden Çin'le yakınlaşmaya başlaması
(Stradfor 22/03), 'yeni gerçekçiliğin' bir başka so-
nucu.
50 Rus diplomatının casuslukla suçlanarak
ABD'den çıkanlmasının da gösterdiği gibi, Bush
yönetimi, Clinton'ın Rusya'yla yakın ilişkiler politi-
kasını da terk ediyor, 'sınıhama politikası'na yöne-
lerek daha sert bir tutum benimsiyor. (The New Y-
ork Times 24/03). 'Yeni gerçekçiliğin' yansımala-
nnı Ortadoğu'da da gözlemlemek mümkün. Bush
yönetimi, Clinton yönetiminden farklı olarak banş
görüşmelerine aracılık yapmaktan vazgeçti ve da-
ha açık bir Israil yanlısı, Arafat karşıtı bir politika
benimsedi. Bush yönetiminin, geçen 10 yıldaki ge-
lişmeleri hiçe sayarak Kyoto Protokolü'nden (kü-
resel ısınma ve iklim değişiklikleriyle ilgili anlaşma),
ulusal çıkarianna uygun olmadığı için tek taraflı ola-
rak çekilmesi de bu 'yeni gerçekçiliğin' bir diğer ör-
neği (International Herald Tribune 02/04). Kor-
kanm, bu 'yenigerçekçilik'yeni bir 'soğuksavaşa'
yol açmakla kalmayacak, gezegenin eko sistemi-
nin bozulmasürecinde geri dönülmesi zor bir nok-
taya ulaşılmasını da çabuklaştıracak.
Aile ici siddet
'Doyakyüzünden 40 kilo verdV
YOZGAT (Cumhuriyet) - Yozgat'ın Esenli bel-
desinde ailesiyle birlikte yaşayan Rukiye Aydo-
ğan, 1 yıl önce Arif Aydoğan ile evlenerek Anka-
raya yerleşti. Evlendikten kısa bir süre sonra eşi ve
ailesininkendisine işkence etmeye başladığını öne
süren genç kadın, buna daha fazla dayanamayarak
Yozgat'ın Esenli beldesindeki ailesınin yanına dön-
dü. Genç kadının babası AH Banş, kızını bitkin ve
aşın derecede zayıflamış görünce Yozgat Devlet
Hastanesi'ne götürdü. Hastanede tedavi altına alı-
nan Rukiye Aydoğan'ın işkence nedeniyle 40 kilo
verdiği öne sürüldü.