22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA I UJ\I yurthaberier@mynet.com Prof. Dr. Ahmet Mete isıkara: 'Türkiye, deprem özürlü bir ülke' SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk tstanbul Haber Servi- a-Boğaziçi Üniversite- si Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıka- ra, 17 Ağustos Kocaeli depreminde ölenlerin yüzde 30'unun yapısal olmayan hasarlar nede- niyle hayatını kaybetti- ğini belirterek Türki- ye'nin "deprem özûrlü bir ülke" olduğunu ifa- de etti. Prof. Dr. Işıkara, Do- ğuş Üniversitesi'nde düzenlenen konferansa katıldı. Işıkara, 17 Ağustos Kocaeli depre- minde 18 bin 857 kayıp olduğunu kaydederek "Birçok kişi düşen ağır dolaplann altında kal- mış. Eğer deprem ted- birleri konusunda daha bilinçli olsaydık ölen 18 bin 857 vatandaşımız- dan 6 bini bugün hayat- ta olacaktT dedi. Işıka- ra, Marmara Bölge- si'nde 17 olan deprem izleme istasyonu sayısı- nı 40'a çıkarmayı dü- şündüklerini belirterek 25 noktada, en küçük depremlerin bile yerinı ve büyüklüğünü en hız- lı şekılde tespit edecek geniş bantlı istasyonlar kurulacağını duyurdu. Prof. Dr. Işıkara, "Acil Müdahale ve Erken Uyan Sistemi" kapsa- mında da tstanbul 'un 140 veya 150 noktasına "yer hareketi cihazı'' yerleştinleceğini anım- satarak olası depremde hasann boyutu ve yay- gınlığı hakkında 3-5 da- kika içinde bilgi alına- cağını, kurtarma ekiple- rinin hemen en çok za- rar gören bölgelere yön- lendirileceğini söyledi. Trafikteki araç sayısı 7.2 ntityon • ANKARA(ANKA)- DtE'den yapılan açıklamaya göre Türkiye'de trafiğe kayıtlı araç sayısı geçen yıl, önceki yıla göre yüzde 7.95 oranında artarak 6 milyon 626 bin 885'ten 7 milyonl54bin295'e ulaştı. Trafiğe kayıtlı otomobiller yüzde 8.48 oranında artışla 4 milyon 72 bin 326'dan 4 milyon 417 bin 652'ye yükseldi. 2000 yılında minibüs sayısı 235 bin 672'ye, otobüs sayısı 118 bin 302'ye, kamyonet sayısı 792bin753'eve kamyon sayısı da 394 bin 95'e yükseldi. • .f-.-o\.-, Falcısmı mm m ••• ••• oMurdu • DENtZLİ(AA)- Denizli'nin Kirişhane Mahallesi'nde Ahmet Ercan adlı bir kişi, falına bakması ıçin evine çağırdığı Arife Soydana'yı döverek öldürdü. Alınan bilgiye göre, bir süre sohbet ederek alkol alan Soydana ve Ercan, tartışmaya başladı. Ahmet Ercan, tartışma sırasmda Arife Soydana'yı kalasla döverek öldürdü. Cinayeti 1 gün gizleyen Ahmet Ercan, daha sonra Sevindik Polis Karakolu'na teslim olarak falcı kadını öldürdügünü itiraf etti. Hurdalarda nadyasyon yok • SAMSUN(AA)- Samsun'da bir fırmanın Rusya'dan ithal ettiği demir-çelik hurdalarındaki 'radyasyon' şüphesi üzerine başlatılan araştırmada, radyasyona rastlanmadığı bildirildi. Yeşilyurt Demir Çekme San. Tic. Ltd. Şti. tarafından çelik kütük üretimi için Gürcistan'daki bir firma aracılığıyla Rusya'dan ithal edilen yaklaşık 150 bin ton demir-çelik hurdasının bir bölümünün 'radyasyonlu olabileceği' şüphesi üzerine valilik, TAEK ile temasa geçerek çalışma başlatmıştı. Tabela değişikftği para kazandırdı • SAMSUN(AA)- Samsun Büyükşehir Belediyesi, cadde ve sokak tabelalanndan 125 milyar lira gelır sağladı. Yenılenen tabelalann yanına reklam alınması için ihale açan belediye, açık arttırmayla yapılan ihale sonucunda, 100 milyar liralık giderden kurtulurken 25 milyar lira da reklam geliri kazandı. 2IM2/J3,? IA\ZATMX0A - AZ PİLAVVER USTA!. Bakırcı'nın, Diyanet dergisindeki araştırmasına göre gençler tehlike içinde Medya satanizme yöneltiyorANKARA(ANKA) - Medyaya yö- neltilen suçlamalar arasına, gençlerı "satanizme" yöneltmek de girdi. Mus- tafa Bakırcı, Diyanet dergisinde ya- yımlanan araştırmasında, gençleri ru- hen sıkmtı içme düşüren ve satanizm akımunn gelişmesıni sağlayan etken- ler arasında medyayı da gösterdi. Mustafa Bakırcı'nın, "Satanizm" başlıklı araştırması, Diyanet dergi- si'nde yayımlandı. Türkiye'nin bugün- kü toplumsal yapısı ve değişimi üze- rinde yapılacak bir analizin, Türki- ye'nin son 150 yıllık modernleşme sü- recini ve bu süreçte model alman Batı modernizmini de tahhl etmeyi gerek- tirdiğini kaydeden Bakn-cı, moder- nizmle birlikte sosyal organizasyon- larda önemli değişiklikler olduğunu, özellikle aıle, akrabalık gibi ilışkılenn • Türkiye'nin son 150 yıllık modernleşme sürecini ve bu süreçte model alınan Batı modernizmini de tahlil etmeyi gerektirdiğini kaydeden Bakırcı, modemizmle birlikte sosyal organizasyonlarda önemli değişiklikler olduğunu, özellikle aile, akrabalık gibi ilişkilerin eski fonksiyonlannı yitirdiğini belirtti. eski fonksiyonlarmı yitirdiğini belirt- ti. Toplumda yatay ve dikey hareket- liliklerin arttığını, kentleşme ve bürok- rasi olgulannın ortaya çıktığuıı söyle- yen Bakırcı, yalnızlaşma ve ferdiyetçi- lığin aşın gelişmesi ile sosyal normlar- da köklü değişmeler yaşandığını belirt- ti. Bu tür gelışmelerin özellikle Batı'da ve Batılılaşma eğilimlerinde olan top- lumlarda birtakım sosyal patlamalara ve davranış bozukluklanna yoi açtığı- nı ifade eden Bakırcı, Batı'da "yaban- cı şuurun yûkseüşi" olarak "Zen, Yoga, Tanrra, I Ching, Swami, Hare Krshina, Allah'ın Çoculdan, Hristiyan Dünya Ii- beral Cephesi. tlahi Işık Misyonu, Ananda Marga ve Satanizm" gibi ha- reketlerin sayılabıleceğini söyledi. Medya ve satanizm Bakırcı, benzer hareketlerin Türki- ye'de de geliştığine dikkat çekerken et- kenler arasında medyayı ve din eğiti- mindeki yetersizliği gösterdi. Bakırcı, şöyle devam etti: "Modernleşme sürecindeld bütûn toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de bu sürecin ortaya koyduğu bir takun sı kıntılar yaşanmaktadır. Özeffilde yu- kanda da temas edüdiğj üzere sanayi- leşme ve kentkşmeyle beraber getenek- sel aile yapısında meydana gelen köklü değişim, toplumsal yapımızda ve özel- likle de çocuklar ve gençler üzerinde önemli tesirier oluşturmuştur. Bunun yanında medyanın, gençler üzerinde yanhş tesir yapan yazılıve görsel yayın- lan, eğitimdeki olumsuzluklar ve özel- Kldede dini eğttinün verümesi noktasn- da yaşanan zaaflar ve yetersizlikve da- ha birçok neden ülkemiz gencliğinin ru- hen sıkınn içerisine girmcsine sebep ol- muştur. Son yıllarda henüz lise çağın- da olan gençler arasında sıkça rastia- nan uyuşrurucu,intihar,çeteoiusturma ve cinayet gibi olaylar ve bunlann bir kısmının şeytana tapınmayla irtibath oluşu, Satanizm denen bir akum da gündeme getinniştir.* rt k'< * ''- Lodoshayatı altiistettitstanbul Haber Servisi - tstanbul'da şid- detli lodos hayaü olumsuz etkiledi Lodos nedeniyle U TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği "ne katüan konuk ülke ço- cuklan için düzenlenen boğaz temizleme etkinliği de iptal edildl önceki gece başlayan şiddetli lodos ne- deniyle TürkiyeDenizcilik fşletmeleri'nin (TDİ) bau seferieriyapüamadL TDİyet- kUilerinden alman bilgiyegöre, sabah sa- atlerinde Harem-Sirkeci ve Harem ve Ka- bataş seferieri çiftyönlü olarakgerçekleş- tirüemedL Büyükada-Sirkeci, Büyûkada - Bostana seferieri de yaptlamazken saat 06.30'daM Yalova-Kartalile saat06.00'da- ki Çınarcık-Sirkecisefen iptal edildi. De- . niztemiz/TURMEPA Derneği yetkUUeri,' 23 Nisan Çocuk Şenliği için ülkemize ge- : len konuk çocuklar için Boğaz temizleme 1 etkinliği düzenlemeyiplanladıklannı an- ] cak lodos nedeniyle iptal ettiklerini söyle- ı diler. öteyandan Ege Bölgesi'nde, Afri- j ka 'dan gelen rüzgâriayükselen toz zerre- ciklerininyağmur bulutlanylayere inme- si sonucu çevreyi çamura bulayan yağışm sona erdiği büdirüdl Ege Bölgesi, 30 M-1 san 'dan itibaren yeni yağışlı hava kütie- \ sinin eHâsinegirecek. DİL DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. ÖNERTOY; TDK'yle ilgimiz yok ANKARA (AA) - Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Olcay Önertoy, demeğin, Türk Dil Kurumu ile hiç- birilgisinin bulunmadığını bildirdi. Önertoy, yaptığı yazılı açıklamada, '^oplumunvTavguıkirtenmejibelir- leyen operasyonlar donemi yaşadj- ğüu,budöneaünkapsanundaTürk D9 Kurumu'nun da adının geçtiği- ni" kaydetti. Onertoy, açıklamasma şöyle devam etti: "Onun dfi anla- yışua uygun, güncel çıkar siyasın- dan uzak, doğru-dürüst ve bir aka- demi thizüği Se ydtarca çahşfaktan sonra 12EV1Ü119İ80devrimindcön- ceükle ele ahnarak demokratik ve •halkçı işleyişinden koparnlmış, adı- na ve maüanna el konnhnuş ve gi- derekyoztaşnrdanbirkuruhısadö- nüstürülmüştür. 1932 yıimdan 1982 yıhna kadar dernek nheüği ile bi- fimsel çahşmalarını, yönetkilerinin dürüst ve özverfli çabalanyla y ürü- ten ve yapbrılan tüm güdümlü de- netlemelerden yüzünün akıyla çı- kan Türk Dil Kurumu'nu ne oran- da benimsyor ve öztüyorsak 1982 yıhndan sonrakini ayıu oranda ka- bul etmiyor, geri çeviriyonız. 1987 yıfanda kurulan Dil Derneği'nin, 1982 Anayasası'nın 134. maddesi üeoluşrurulan Türk Dil Kurumu ik biçbir ilgisi bulunmadığuu kamu- oyuna saygıfleduyururuz." 2 SAN1ĞA 3 YIL 4'ER AY AĞBl HAPtS CEZASI İnternet cinayeti davası ANKARA (AA) - internet aracılı- ğıyla tamştığı arkadaşlanyla buluş- mak için Ankara'ya gelen tstanbul Üniversitesi öğrencisi Alpay Tez- canın. Küçükesat'taki bir lokanta- da çıkan kavgada öldürülmesi olayı- na ilişkin açılan ve kamuoyunda 'in- ternet cinayeti" davası olarak bili- nen davada, 2 sanık 3 yıl 4'er ay ağır hapis cezasına mahkûm edildi. Yargıtay'ın ilk karan esastan boz- masnıuı ardından, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde göriilen dava- nın bugünkü karar duruşmasına, tu- tuksuz sanık VoDkan Onder, avuka- tı Erdal Merdol, sanık Mustafa Ka- ranan'ın avukatı NusretGüler, mü- dahil Aygen Tezcan ve avukatı Enfa Tunga katıldı. Volkan Önder ve avukatı Merdol ile Karahan'ın avukatı Güler'in esas hakkındaki savunmalarını tamam- lamalannın ardından mahkeme he- yeti karannı açıkladı. Mahkeme heyeti, sanıklar Kara- han ve Önder'ı, Türk Ceza Kanu- nu'nun sırasıyla "kasten adam öl- dürmek"*. U kastı aşan adam öldür- me", "faili beffî obnayan adam öl- dürme; müessir fiil" ve "takdiri azahıcı sebep" hükümlerini içeren 448,452,463 ve 59. maddeleri uya- nnca 3 yıl 4'er ay ağır hapis cezası- na çarptırdı. GENtŞ AÇI HİKMETBtLA Yeni Siyaset Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu'nun 23 Nisanresepsiyonundakisöz- lerini biraz dikkatle değeriendirmek gerekiyor. Kıvnkoğlu'nun medya ile sohbetinde söyiedik- lerini özetle anımsayalım: "Bugüne kadar konulann (yolsuzluklann) üze- rine gidilmemesi bireksiklikti. Artıkgidiliyor. Ge- reken yapılıyor ve bu büyüyerek devam ediyor ve edecek. Toplum da bu konuda bilinçlendi. Herkes bu işi birneticeye götürecek, götürebil- diği kadar. Artık yapanın yanına kâr kalmayacak. Burada hâkim ve savcılara büyük görev düşü- yor." "Ne kadar hortumlandı bilmiyorvz, ama her- halde hortumlama olmasaydı Türkiye bu krize duçar olmazdı, manjz kalmazdı diye dûşünüyo- rum." Kıvnkoğlu ayrıca, "Siyaset ekonominin önüne geçmemeli" diyen Kemal Derviş'e destek ve- riyor ve herkesin bu düşüncede olduğunu vur- guluyor. "Derviş doğnj söylüyor. Sıyasetçi eko- nomiden elini çekmeli. Derviş 'in ifadesi genel bir yaklaşımı sergiledi. Bu bir konsepttir. Bunun alt katmanlannın oluşması lazım. Israil'de üç ay sür- müş bu iş. Bizde de yapılır bunlar." Genelkurmay Başkanı'nın bu ifadelerı, aslında yapılmakta olan ve yapılacak olanların da bir lis- tesı gibi: - Yolsuzluk yapıldı, üzerine gidilmedi. - Ne kadar hortumlandığı bile bîlinmıyor. - Artık deniz bitti. - Krizlerin nedeni soygunlardır. - Çalandan çırpandan hesap sorulacak. - Sonuna kadar gidilecek. - Yargı elıni çabuk tutsun. - Siyasete çeki-düzen verilmeli. • • • Türkiye'de siyaset yıllarca kamu kaynaklany- lafinanseedildi. "Algülüm vergülüm"ilişkisı, ik- tidara gelmenın, ıktıdarda kalmanın ve ıktidardan nasiplenmenin temeli oldu. Kamu kaynaklan ulu- sal kalkınmadan çok, gelişmeden çok "oy tica- reti" için kullanıldı. Bu sadece Türkiye'de görü- len bir olgu değil. Çoğunlukla Latin Amerika ol- mak üzere dünyanın birçok gen ülkesinde siya- set kamu kaynaklannı böyle kullandı, kullanıyor. Bu yüzden bir türiü krizlerden çıkamtyor. Siyaset bilimcisı Barbara Geddes bu durumu şöyle açıklıyor: "Latin Amerika'da ve birçokyerde, politikacı- laracı bir çelişki ile karşı karşıyadırlar: Kamu kay- naklannı ekonomik kalkınma gibi ulusal amaç- larla mı kullanmak, yoksa kaynaklan siyasal ola- rak hayatta kalmayı ve yeniden seçilmeyi garan- tileyecek insanlara ve projelere mi aktarmak?" Olay sadece "masum birçelişki"y\e açıklana- maz elbette. Geddes'in görüşlenne soygunları, yolsuzlukları, hortumlamaları da eklemelı. Aktaracak kaynak kalmayınca, yani deniz bi- tince sistemin temızlenmesı artık kaçınılmaz olur. Türkiye'de girilen süreci bir de bu açıdan gör- mekte yarar var. Kemal Derviş'in gelişınden sonra kaygılann en çok hangi noktada toplandığını bilıyoruz: Der- viş'in arkasında siyasal destek var mı? Aslında bu soru, yılların birikimiyle kamu kaynaklarından canavar gibi beslenen siyasete duyulan güven- sizliği yansrtıyordu. Hâlâ Cla inandıncı yanıtı ve- rilebilmiş değil. Bu gerçeği herkesten önce bugünun iktidar sahiplerinin görmesı gerekiyor. Artık tamamentı- kanan bir sistemi yaşatmakta ısrar ederek siste- min attında toptan kalmayı göze almakla siyase- tin önünü açacak kararlı reformlann öncüsü olup kendilerini ve sıyaseti yenilemek arasında bir ter- cih yapma durumundadırlar. Yeni anayasa, yeni seçim yasası ve yeni siyasal partiler yasası bu açıdan çok önemlidir. Kemal Derviş'e muhalefet, bu misyondan ka- çınmak için bahane değildir. Programın arkasında IMF'nin olduğu gerçeği de bahane olamaz. Ekonomiyle siyaset arasında emme-basma tulumba gibi çalışan göbekbağının kesilmesi gerek artık... hikmet.bila@ntv.cofn.tr Ulusal aşı günleri başladı Çocuk felcini yokedelim ANKARA(Cumhu- riyet Bürosu) - Sağlık Bakanı Osman Dur- muş, kasım ayma ka- dar çocuk felci (polio) hastalığı görühnemesi halinde, Türkiye'nin 'çocuk fekinden ann- dn-ümış ülke sertifıka- sı' alacağını bildirdi. Sağlık Bakam Dur- muş, çocuk felci hasta- lığını ortadan kaldır- mayı hedefleyen Ulu- sal Aşı Günleri'nin ilk turunu, Ankara Valisi Yahya Gür ile birlikte, Keçiören Ufuktepe Sağlık Ocağı'nda baş- lattı. Keçiören Beledi- ye Başkanı Turgut Al- tuıok ve vatandaşlann da kaüldıgı törende ko- nuşan Durmuş, 1995 yılından bu yana yo- gun bir şekilde sürdü- rülen aşılama çalışma- lan sonucunda 2.5 yıl- dn* Türkiye'de çocuk felci vakasına rastlarul- madığını belirterek he- deflennin çocuk felci hastalığını yok etmek olduğunu vurguladı. Durmuş, kasım ayına kadar hastalığın görül- memesi halinde Dün- ya Sağlık Orgütü tara- fmdan Türkıye'ye 'ço- cuk feki hastabğından anndunlnuş ülke' scr- tifikası verileceğini bildirdi. Durmuş, bu nedenle 32 ilde yeni- den ulusal aşı günleri- nin düzenlendiğini kaydetti. Program çer- çevesinde 0-59 ay ara- sındaki tüm çocuklar aşılanacak. Konuşmalardan son- ra Sağlık Bakanı Dur- muş ve Ankara Valisi Gür, iki çocuğa ağız- dan birer damla çocuk felci aşısı vererek Ulu- sal Aşı Günleri'ni baş- lattılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle