Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 5 NİSAN 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
J l i J v U l 1 UlTİJ. / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
tki dev işlerini
birleştirdi
• STOCKHOLM(AA)
- Isveç sermayeli LM
Ericsson ile Japon
sermayeli Sony şirketi,
cep telefonu işlerini
birleştiriyor. Sony-
Erîcsson Mobile
Communicatıon adı
verilen ve 1 Ekim'de
faaliyete geçecek ortak
şirket yan yanya
ortaklıkla kuruldu.
Merkezin Londra'da
olacağı yeni şirketle
Ericsson'm
telekomünikasyon
alanındaki uzmanlığı ile
Sony'nin tüketicilere
yönelik elektronik
eşyadaki uzmanlığı
birleştirilip araştırma-
geliştirme (AR-GE),
sınai tasanm, pazarlama
ve dağıtım işleri
yürütülecek. Ericsson'm
mini bilgisayar, internet
cihazı işlevi de gören
cep telefonu seti işinden
geçen yıl 16 milyar
krondan fazla (1.58
milyar dolar), bu yılın
ilk çeyreğinde 5.7
milyar kron (565 milyon
dolar) zarar edince
yeniden yapılanma,
kârlıhğa dönüş ve şirket
yapısını sağlığına
kavuşturma gündeme
geldi.
Telekom'un ipi
bizde olmaiı'
• ANKARA (ANKA)-
Ulaşrırma Bakanı Enis
Öksüz, satış stratejisine
yönelik çalışmalann
devam ettiği Türk
Telekom'un "ipinin",
güvenlikle ilgili ve
stratejik konularda
Türkiye'nin ve
TürkJerin elinde olması
gerektiğini bıldirdi.
Oksüz, Türk
Telekom'un değerinin,
GSM Hsansı ile birlikte
3 milyar dolar daha
arttığını belirterek
"Ayıplanmayacak bir
rakama Telekom'u
satmak istiyoruz" dedi.
Öksüz, Türk
Telekom'un sahip
olduğu GSM lisansı ile
birlikte değerinin 3
milyar dolar daha
arttığını vurgulayarak
Telekom'u "ayıp kabul
edilmeyecek" bir fiyat
üzerinden satmak
istediklerini vurguladı.
İKtisatçılap
• İSTANBUL(AA-
"Iktisat-Istikrarve
Türkiye" konulu 26.
Iktisatçılar Haftası,
Istanbul'da başladı. 1Ü
Iktisat Fakültesi
Mezunlan Cemiyeti
(IFMC) tarafmdan bu
yıl 26'ncısı düzenlenen
Iktisatçılar Haftası
etkinlikleri, 25-28 Nisan
tarihleri arasında The
Marmara Oteli'nde
gerçekleştiriliyor. Hafta
boyunca, Türkiye'nin
AB'ye tam üyelik
sürecinde karşıhklı
beklentiler, son 20 yıldır
ekonomi ve siyaset
alanındaki
uygulamalann
toplumun çeşitli
kesimlerine etkileri,
uygulanan istikrar
politikalannm
ekonomiye, mali ve reel
sektöre etkisi ve çözüm
yollan gibi konulann
tartışılması
hedefleniyor.
SjAD başkanları
Shcan'da
• tSTANBUL(AA>
Yılm ilk SlAD
Başkanlar Kurulu
Toplantısı, 27 Nisan
Cııma günü Sincan'da
gerçekleştirilecek.
TLSÎAD'dan yapılan
açıklamaya göre, '5.
SİADZirvesi'
hanrlıklan
kapsamındaki
toplantıda, krizle ilgili
öruemlerin
açiklanmasının ardından
veiış kaynakla ilgili
bedeyiş sürerken bir
dtrum değerlendirmesi
ya:ılacak.
UNCTAD, kelepir fiyata tesis talanma dikkat çekerek ekonomik programda fakir halka yüklenilmemesi için uyardı
Borçlaraıızı askıya alııı• Birleşmiş Milletler Ticaret ve
Kalkınma Konferansı'nın 2001
yıh raporunda yer alan çözüm
önerilerinin Emek Platformu'nun
sonuç bildirgesiyle paralel olması
dikkat çekti. Raporda, IMF
kaynaklannın kullanımına
sınırlama getirilmesi gerektiği
kaydedildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bir-
leşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma
Konferansı (UNCTAD) 2001 yılı rapo-
runda, Türkiye'deki ekonomik bunalım
ve yeni istikrar programı değerlendirilir-
ken "Gelir dağılimı çok dengesizken ve ge-
çinı düzeyi düşerken yeni politikalann ya-
ratacağı ikrisadi daralmanın fakir halka
yükleyecegi kiilfct. si\ asi bakımdan kakh-
nlanıaz hale gelebüir" uyarısında bulu-
nuldu.
UNCTAD. bunalımdan çıkış için "borç
ödemelerinin askıva alınarak yeni takv j-
me bağlanmasını, kelepir fivatına tesis ta-
lanının önüne geçilmesini" önerdı.
UNCTAD'ın 2001 yılında dünya eko-
nomisini inceledıği raporda ayn bir baş-
lık altında ele aldığı Türkiye'de yaşanan
ekonomik bunalıma ilişkin çözüm öne-
rilerinin Emek Platformu'nun sonuç bil-
dirgesiyle paralel olması dikkat çekti.
Türkiye'nin de aralannda bulunduğu ge-
lişmekte olan ülkelerde bunalımlann gi-
derek sıklaşacağı \ e ağırlaşacağı tahmi-
ninde bulunan UNCTAD, bunalımdan çı-
kış için şu önerilenni sıraladı:
- Bunalım durumunda devlet dış borç
ödemelerini tek taraflı ve geçici olarak
durdurma karannı verebilmeli. Ulusla-
rarası mahkeme kurmak veya aynntılı if-
las çözüm usulleri oluşturmak gerektiği
kanısında değiliz. Borç ödemelenni as-
Gelir dağılımı dengesizliği sürerken yeni politikalann halka yeni yük getirüıgı v urgulandı.
kıya alma karan bu amaçla kurulacak ba-
ğımsız bir panel tarafından onaylanmalı.
IMF bizzat alacaklı konumunda oldu-
ğundan bu görevi yapamaz.
- Borçlulan alacakhlann mahkemeler-
de dava açmasına karşı korumak için
IMF'nin temel anlaşmasında değişıklik
yapılmalı. Borç ödemelerinin durdurul-
masından sonra özel kesimdeki borçlu-
larla alacaklılar arasındaki ödeme soru-
nu, borçlunun ülkesindeki yasal yola gö-
re çözülmeli.
- Kamunun borçlannın ödenmesi ise
devlet ile alacaklılann müzakeresiyle çö-
züme kavuşturulmalı.
- IMF kaynaklannın finansal krizlerin
idaresi için kullanımı sınırlandınlmalı.
Konjonktürel ve zorlayıcı başka neden-
lerle ortaya çıkan cari işlem açıklannı
karşılamak için fon kaynaklanndan ya-
rarlanma kolaylaştırılmalı.
- IMF'nin kredi verirken koştuğu şart-
lar temel makroiktisadi hedefler üzerin-
de yoğunlaşmalı. Yakınlarda Türkiye ve
Arjantin'de gözlendiği gibi, resmi kredi
paketlerine çok geniş kapsamlı politika
telkinleri katma uygulaması hâlâ sür-
mekte.
- IMF'nin kaynaklan dünya ekonomi-
sinin gerisinde kaldığmdan, yeniden dü-
zenlenmeli.
UNCTAD, bunalımdan kurtarma prog-
ramlannın daha çok alacaklılann talep-
lerini karşılamayı ve sermaye transfer
serbestisini sürdürmeyi amaçlamasının
sorunun önemli bir yönünü oluşturduğu-
na dikkat çekerek "Bu tarz bunalımdan
kurtarma programlan, özel kesimdeki
alacakhlan borç verirken aldıklan rizi-
kolann sonuçlanna katianmaktan azat
etmekte, bu suretie pi>?
asa disiplinini ze-
delemektedir* saptamasını yaptı.
Türkiye'de istikrar ve bunalım
Rapor, Türkiye'de başlayan bunalımın,
gelişen piyasalarda kuru çıpa olarak kul-
lanan ve büyüyen cari işlem açıklannı
sermaye girişleri ile karşılamayı planla-
yan istikrar programlarının sonunda çı-
kan bunalımlarda görülen özellikleri ta-
şıdığına çekti.
Enflasyon şahlanabflir
UNCTAD raporunda yeni ekonomik
program da şu şekilde değerlendirildi:
"Hükümet geieneksel talep kısma yön-
temleri Ue enflasyonu doğnıdan hedefle-
yen yeni bir istikrar pobtikaa uygulama-
ya bflşlamışür. Gelir dağılımı çok denge-
siz iken ve geçim düzeyi düşerken bu po-
lhikanın yaratacağı iktisadi daralmanın
fakir halka yükleyeceği külfet, siyasi ba-
kımdan kaldınlamaz hale gelebilir. thra-
catarüşıvedışyardım ile enflasyon düşü-
rülemez ve büyûme sağlanamaz ise sıkı
makroiktisadi politikalan sürdürmek
zorlaşabUir. Bu durumda enflasyon tek-
rar şahianabilir."
Zengin ülkelerdenfakir ülkelerin borçlan için 'hakça 'yaklaşım geliştirilmesi istendi
Bunabmlar zengîıılere yarıyor• UNCTAD ın
raporunda, finansal
krizlere karşı refornı
sürecinin alacaklı
durumdaki büyük
ülkelerin çıkarlanna
göre yönlendirildiği
saptandı.
EMİN'E
KARAKİTAPOĞLU
CENEVRE - Birleşmiş
Milletler Ticaret ve Kalkın-
ma Konferansı (UNC-
TAD), gelişen ülkelerin bu-
nalımlanndan gelişmiş ül-
kelerin yararlar sağladıkla-
nnı saptadı. UNCTAD ra-
porunda, ABD ekonomısı-
nin yavaşlamasından koru-
naksız olan gelişmekte
olan ülkelerin zarar göre-
cekleri. bu süreçte Avru-
pa'nın politikalarını değiş-
tirerek ümit olabileceği anlatıldı.
Mevcut belirsizlikler sürdükçe
gelişen ekonomilere sermaye
akımlannın fazla artamayacağı
saptaması yapılan raporda. finan-
sal krizlere karşı reform sürecinin
tek taraflı tartışıldığı \e alacaklı
durumdaki büyük ülkelerin çı-
karlanna göre yönlendırildiğine
Büyüklerin politikalarının gelişen piyasalara etkilerine dikkat cekildi
'Dalgalı kurda da kriz olabilir
9
Gelişen piyasalardakı büyük kriz-
lerin neredeyse tümünün büyük sa-
nayileşmiş ülkelerdeki kur ve para
politikalarındaki değişikliklerle bağ-
lantılı olduğuna dikkat çekilen ra-
porda, sabitlenmiş kurda olduğu ka-
dar dalgalanmaya bırakılan kur reji-
minde de krizlerin ortaya çıkabilece-
ği uyansı yapıldı. Kurlar sık sık dal-
galanıp dengeli bir ticaretle bağdaş-
maz değerlerde duraklarken ve ülke-
ler arası sermaye akımlan son dere-
ce istikrarsızken gelişmekte olan ül-
keler için en uygun bir kur rejimi
mevcut olmadığı görüşünü bildirdi.
Raporda şu önlemler yer aldı:
- Başuca üç büyük rezerv para
arasındaki kuriar için gerektiğinde
ayarlanabilir dalgalanma arahklan
saptanmah. Rezerv para ülkeleri,
eşgüdümlü müdahale ve makroik-
tisadi potidkalar ile bu hedeflenen
kuıian korumayı taahhüt etmeti.
- Büyük sanayileşmiş ülkelerin
makroiktisadi politikalan üzerinde,
özellikle bu politikalann fakir ülke-
lere etkileri açısmdan, çok taraflı
gözetim uygulanmalı.
- Dünyadûzeyinde uluslararası fi-
nansaldüzeninsistemsel aksamala-
nnı ve istikrarsızlığını giderecek ça-
refer bulunmadığına göre,gelişmek-
te oian ülkeleri bu aksamalardan ve
istikrarsızhktan birlikte korunmast-
nı sajpayacak bölgesel düzenleme-
leryapdmah.
Rapordaki,"Krediveren ülkeler-
de bile büyük ölcekti kurtarnuı
programlarının isabeti konusunda
kuşkular artarken uluslararası fi-
nansal sistemde istikrar sağlamak
için bu tarzprogramlara güvenmek
anlamlı görünmemekte. Büyük öl-
çekli destek veya kriz kredÜerinin
amacı borçhı ülkelerin borçlanm
ödemeye devam etmelerini sagla-
makolduğunagöre,butür kredüen-
dirme özel kesimi bunahm çözümü-
nedahiletniekvekülfetipaylaşınak
düşüncesi ile bağdasmjvor* sapta-
malan yer aldı.
dikkat çekildi. Sermaye akımla-
nnın geldiği ülke kadar çıktığı ül-
kelerde de düzenleme yapılması
gerektiği vurgulanan raporda, ge-
lişmekte olan ülkelerin bu süre-
ce daha fazla katılımımn sağlan-
ması istendi
UNCTAD'ın 2001 yılı raporu
Doç. Dr. Cem Somel tarafından
BM Türkiye Temsilciliği'nde
açıklandı. UNCTAD, gelişmekte
olan ülkelere ilişkin olarak şu sap-
tamalarda bulundu:
• Gelişmekte olan ülkelerin bü-
yümesi 2000 yılında yüzde 5.5 ol-
du. Afrika'da fert başına gelirde
anlamlı bir artışa ulaşılamadı.
• En hızlı büyüyen ekonomiler
arasında, Kore Cumhuriyeti, Ma-
lezya ve Brezilya gibi, daha önce
finansal bunalım geçirmiş olanlar
görülmektedir. 2001'de bu başa-
nlann tekrarlanması muhtemel
görünmemekte.
• Gelişen piyasalann yakın ge-
leceği, büyük ölçüde dünya eko-
nomisine ne şekilde eklemlendik-
lerine bağlı. Fakat bu ülke-
lerin hepsi dünya ekonomi-
sinde ortaya çıkabilecek
ani bir yavaşlamaya karşı
korunaksız.
• ABD'de büyüme yavaş-
lamasının doğrudan etkisi,
ticarette hissedılecek. Orta
Amerika'daki ekonomiler
bu etkiye özellikle maruz-
dur.
• lhracat açısmdan birçok
Asya ekonomisi de koru-
naksız. Asya'da bölge içi ti-
caretin daralması, dış şok-
lan şiddetlendirebilir.
• Aşm borçlanma durumu-
nun ve sermaye girişlerine
bağımlıhğın getirdiği bazı
tehlikeler mevcuttur. Dün-
ya ekonomisinde belirsizli-
ğin artması, gelişmekte
olan ülkelerin rizikolannın
yeniden değerlendirilmesi-
ne, risk primlerinin artma-
sına ve dolara kaçışa yol
açabilir. Şubatta Türkiye'nin gir-
diği bunalım, "geuşen piyasala-
nn" maruz olduğu tehlikeleri
göstermektedir.
• Bu yıl petrol fıyatı istikrarlı
kalsa ve 20 dolann altına dahi
düşse, birçok anamal ihracatçısı
gelişmekte olan ülke için yakın
gelecek iyi görünmemekte.
Prof. Dr. Boratav
Program
daralmaya
götürecek
CENEVRE (Cumhuriyet) -
UNCTAD raporunu ve Türkiye 'de-
ki ekonomik programı değerİendi-
ren Prof. Dr. KorkutBoratav, Asya
krizinin ardından IMF'nin vazgeç-
mek zorunda kaldığı sıkı para po-
litikalannın şimdi de Türkiye'de
uygulandığını, ancak ekonominin
acil gereksinmelerine yanıt verme-
yen bu politikalann Türk ekonomi-
sini ciddi şekilde daralmaya götü-
receğini söyledi.
Meydana gelen krizin IMF poli-
tikalarından kaynaklandığına dik-
kat çeken Boratav, yeni bir niyet
mektubunun hazırlanmasının kaçı-
nılmaz göründüğünü belirterek
"Türkiye bunun yerine Rusya'nm
yapüğı gibi fiilen vadesi gelen dış
borçlann vadesini yeniden uzatabi-
Kr ve ana para ödemelerini durdu-
rabüir"dedi. Afrika'daki fakirliğin
ortadan kaldınlması için uygula-
nan NADAF projesinde çalışmak
üzere Cenevre'de bulunan Boratav,
Türkiye'de aslında bir ekonomik
program olmadığını, sadece enflas-
yon ve büyüme hedefinin belirlen-
diği bir değerlendirmenin kamu-
oyuna açıklandığını söyledi. Bo-
ratav şunlan kaydetti:
"Kemal Derviş'in IMF'den ah-
nacak 12 nıflvar dolar için ekono-
nûyle ilgisi obııa\aıı yasai düzenle-
meieri Mecüs'e getinnek yerine
OvfiP'den bu krizin sorumluluğunu
payiaşmasmı ve üstlenmesini iste-
mesi gereldrdL LVlf 'nin bu konuda
kaü davranması halinde Rusya'nın
yaptıgı gibi borçlannın ana para
ödemelerinin durdurulacağı açık-
lanabilirdL"
Boratav şu anda Türkiye'de ya-
pılması gerekenleri ise şöyle sıra-
ladı:
1) Finansal ve rantiye kesiminin
gelir veya servet vergisi biçiminde
ağır vergilere tabi rutulması.
2) Sermaye hareketleri kontrol
edilmeli ki para politikası uygula-
nabilsin. Bu bağlamda bankalann
ve şirketlerin sermaye götürmeleri
kontrol altına alınmalıdır.
3) Ekonominin genişleme kon-
jonktürüne girmesi gerekiyor. Para
ve maliye politikası buna göre ayar-
Ianmalı.
Hükümet programlannda yer al-
mayan bazı yasal düzenlemelerin
Meclis'e getirilmesini, devletin şe-
ker piyasasından çekilmesini, Te-
kel'in tasfıye edilmesini eleştiren
Boratav şunlan söyledi: "Şu anda
Türkiye'de korumasEhalkı âciz lo-
bnyaklaşnnlar ve poütikalar uygu-
lanrvor. Perspektif tamamen yanhş;
kriz varsa, örneğin tanmın destek-
lenmesi zaruridir. Merkez Banka-
sj'nm para basma yetkisüıin kaldı-
nhnası ve özerkleştirilmesi de işle-
yişe olumsuz katkılan olacak geüş-
meterdir."
L TIBÎNİŞÇİYİKAPSIYOR
Kristal-Iş 'te
grev karan
Ekonomi Servisi - Cam. toprak ve seramik iş-
kolunda örgütlü toplam 6 bin işçi greve çıkma-
ya hazırlamyor. 5 Aralık'ta başlayan görüşme-
lerde anlaşma sağlanamaması üzerine Kristal-
Iş Sendikası grev karan aldı. Dün alınan kara-
nn ardından. anlaşma sağlanamaması halinde,
en geç 60 gün içinde greve çıkılması gerekiyor.
Kristal-Iş Sendikası. başta Paşabahçe Cam
işyeri olmak üzere Trakya ve Anadolu Cam
fabrikalarının da içinde yer aldığı toplam 14 iş-
yerinde öncelikli olarak taşeron ve müteahhit
uygulamalannın kaldınlmasını ve çalışanlann
sendikalı olmasını istiyor. Sendikanın üstünde
durduğu taleplerden ikincisini de işyerlerinde
toplam yüzde 25 "e varan kapsam dışı persone-
lin, toplu ış sözleşmesı kapsamına alınmasını
oluşturuyor. Ücret olarak altışar aylık dilimler
halinde enflasyon oranında zam isteniyor. An-
cak Paşabahçe Cam Fabrikasf nda, ekonomik
kriz göz önüne alınarak ilk altı ay için yüzde
10 zam talep edıliyor. lşveren ise ilk altı ay için
sıfır zam, ikinci altı ay için de enflasyonun yüz-
de 80'i ile 56'sı arasında zam öneriyor.
ff/STAL- S
Derviş, komisyona 'kapalı oturumla' ilgili bilgi verdi
Program borç çıkmazmda
AYŞE SAYBV / BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - Devlet Bakanı Kemal Derviş,
TBMM Plan-Bütçe Komisyonu'nun kapah oturu-
munda dış kaynak konusunda iyimser mesaj lar ve-
rirken kamunun toplam finansman açığını 78.9
katrilyon lira olarak açıkladı. Plan-Bütçe Komis-
yonu Başkanı Metin Şahin, TBMM tçtüzüğü ge-
reği 'sır' sayılan toplantının dışanya yan-
sunaması için milletvekillerine söz ver-
dirdi. Derviş'in, komisyon üyelerine ver-
diği bilgiler ana hatlanyla şöyle:
KAMU FtNANSMANI: Kamunun
toplam finansman ihtiyacı 78.9 katrilyon
lirayı buluyor. Borçlanma ihtiyacımız
51.8 katrilyon lira. Fondaki bankalann yü-
kü 30 katrilyon lira. 3 kamu bankasının
açığı için aynlması gereken kaynak 15
katrilyon lira. Geri kalan 33.9 katrilyon lira kamu-
nun diğer açık kalemleri. Acil ihtiyacımız olan mik-
tar 15 milyar dolar.
DIŞ KAYNAK: Türkiye'nin acil gereksinimi 11
milyar dolar civannda. Bunu kendileri de biliyor-
lar. Çünkü, bu tür yapılan anlaşmalarda hep bu pa-
ra verilmiş. Ama bunun ne kadannın G-7, ne ka-
dannın IMF, ne kadarının Dünya Bankası'ndan ya
da ne kadannın ikili anlaşmalar sonunda gelece-
ğini bihniyorum. 4.3 milyar dolarlık bize aynlan
ek rezerv kolaylığı ile 15 milyar dolar civannda bir
dış yardım bekliyoruz. Istediğimiz mali kaynağın
gehrıe olasılığı da yüzde 95. Bu kaynak gelecek,
ancak IMF'nin haziran ayındaki icra kurulu top-
lanhsmı beklemeliyiz. ABD'de parasal ihtiyacı gö-
rüşeceğiz. Dönünce hükümet olarak programın pa-
ra politikalannı, finansal ayağını açıklayacağız.
Iki hafta sonra da IMF karannı açıklayacak. G-7
ülkelerinin desteği, daha çok programa
güven duyulduğunu deklare etmek anla-
mmda olabilir.
İÇ KAYNAK: Program için asıl kaynağı
tasarruf ve özelleştirmelerle içerden sağ-
layacağız. Yeni veya ek vergi yok.
İŞÇTYE ZAM YOK: Emekçi zam ta-
lebinde haklı olabilir, ama veremeyece-
ğiz. Çiftçi, esnaf borçlan ertelenemez.
15 YASA: 15 yasa gerçekten zorunlu.
FONDAKİ BANKALAR: Satılabilenler satıla-
cak, geri kalanlan tasfıye edeceğiz. Emlakbank,
Ziraat Bankası ile birleştirilerek tasfiye edilecek.
DÖVtZ KURU: Şu andaki seyreden ortalam kur
çerçevesinde devam eder.
ULUSAL ÇIKARLAR: IMF; Kıbns, Kuzey
Irak gibi konulara bakmaz, programa bakar. Tür-
kiye'nin çıkarlanna aykın hiçbir konuyu, bırakm
konuşmak, masaya getinnemiz dahi söz konusu ol-
maz.