Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 NİSAN 2001 PAZAR
HABERLER
DUISYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Alrnıak Bencillik
Sevgili,
22 Nisan, 1970'ten beri "Dünya Günü" olarak
ilan edildi.
Şu ana kadar bilebildiğimiz (başkalannın da ol-
ması büyük olasılık) üzerinde gelişmiş yaşam
olan tek gezegenin yaratıkları olarak, kurtlarla
kuşlarla, ağaçlarla çiçeklerle, börtü böceklerle iç
içe bu nimetin sahibi olmayı kutlayabilseydik
keşke.
Ne yazık ki kutlanacak fazla birşey yok. Çün-
kü mavi gezegeni, hızla kirietip, üzerinde yaşa-
namaz hale getiriyoruz.
Ozon tabakasının delinmesi, yağmur orman-
lannın yok olmaya yüz tutmasının yanı sıra, at-
mosferin hızla ısınmasının getirdiği sera etkisi,
içinde bulunduğumuz bin yılın değil, yüzyılın or-
talanna doğru, birbiri ardından gelen felaketle-
re yol açacak.
Aslında atmosferin ısınmasının yaratacağı teh-
likeyi bundan 105 yıl önce, 1903'te Nobel ödü-
lü'nü de kazanmış olan Isveçli bilim adamı
Svante Antehius haber vermişti. Ama dönemin
teknolojisi ve bilimsel birikimi, uyannın ciddiye
alınmasını engelledi.
Artık günümüzde sera etkisinin büyük fela-
ketlere yol açacağı kesin olarak biliniyor.
• • •
Bilim adamlarının öngörülerine göre yüzyılın
ortalannda sera etkisi yüzünden buzullann eri-
mesi sonucunda okyanuslarda meydana gele-
cekyükselme, yalnızSri Lanka'nın değil, Hollan-
da'nın kimi bölgelerinin de su altında kalması
tehlikesini yaratacak.
Golfstream sıcak su akıntısının yok olması so-
nucunda, kimi ülkelerin iklimlerinde önemli de-
ğişikliklerolacak, örneğin Irlanda kıyılarında ku-
tuplan andıran bir iklim yaşanacak.
Kimi etkiler günümüzde de görülüyor. El Nino
kasırgası ve benzeri olayları sera etkisine bağ-
layan bilim adamlan çoğunlukta.
Iki gün önce TV 5'te Fransa'da Bourgogne'un,
güzel şaraplarıyla ünlü Chablis bölgesinin gö-
rüntüleri vardı. Yamaçlardakı bağlann arasında
sıra sıra dizilmiş sobalardan fışkıran ateşler doğ-
rusu çok güzel bir görüntü oluşturuyordu, ama
onlar gerçekte felaket habercisiydiler. Çünkü ni-
sanın üçüncü çeyreğinde, Chablis'de sıcaklık
eksi ıkıye düşmüştü ve bağcılar, bağlannı koru-
mak için gün doğumundan önce, ateş yakıyor-
lardı.
Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac
2000'in son gününde yaptığı millenyum konuş-
masında, doğa kirlenmesinin doğuracağı so-
nuçlara dikkat çekiyor, hatta deli dana gibi olay-
lan da teknolojinın yanlış kullanımına bağlıyor-
du.
Konuşma, tehlikenin artık kimi politikacılarta-
rafından anlaşıldığını göstermesi açısından umut
vericiydi. „,>., >..?.
• • • • • -
Ne varki çevreyi kirletme şampiyonu ABD'nin
başkanı George W. Bush sanayileşmiş ülkele-
rin küresel ısınmaya karşı önlem almalannı iste-
yen Kyoto Protokolü'nü reddetmiş bulunuyor.
ABD ile birleştiğinde, dünyanın bütün ülkele-
rinin toplamından daha çok karbondioksit gazı
salan AB ise VVashington'un karannı bekliyor.
Çünkü ABD anlaşmayı imzalamaz ise daha az
kirletici teknolojilerie üretilen ürünlerin maliyeti
Amerikan mallarına oranla yüksek olacak ve re-
kabet olanağı bulunmayacak.
Geçen yıl, Cenevre'deyapılan görüşmelerden
sonuç aiınamadığı gibi, bu yıl Bonn'da yapıla-
cak toplantıdan bir sonuç çıkacağı da umulmu-
yor.
Milenyumun ilk Dünya Günü'nde ise ABD
Başkanı George W. Bush, Ottavva'da, kıtanın
Fidel Castro dışında kalan 33 devlet ve hükü-
met başkanı ile NAFTA'nın hükümlerini bütün
anakara ülkeleri için geçerii kılacak bir anlaşma-
yı sağlayacak zirvede toplanıyor.
Dünkü Cumhuriyet'te, zirvede ele alınan ko-
nular ve gizli belgelerden alıntılann haberi vardı.
Manşette de belirtildiği gibi, kamu yaran, ka-
mu çıkarı, insanlann ortak çıkarian kavramlan,
yerlerini şirketlerin çıkariarına bırakacak yeni
Amerikan düzeni ile.
Bu durumda, Stephan Havvking'in, bu binyıl
bitmeden MS 2800'lere doğru dünyamızın üze-
rinde yaşanamayacak bir gezegen olacağı ön-
görüsüne fantezi olarak bakmak zoriaşıyor.
Küreselleşmenin ahmak bencilliği insanlığı fe-
lakete sürüklüyor, ama puştmodernist goygoy-
cular bu tehlikeyi görmemekte direniyorlar.
148 müşavir görev yapıyor
Başbakanhk'ta
danışman ordusu
ANKARA (ANKA) -
TBMM Başkanı Ömer
İzgi'nin "MechVte 42
danışmanım olduğunu
öğrendim, sadece 2'sine
danışüm" sözleri, kamu-
daki danışman kadrolan
konusunda yeni bir tar-
tışma başlatırken Başba-
kanlık'taki danışman sa-
yısının bunun üç katı ol-
duğu öğrenildi.
Başbakanhk'tan edi-
nilen bilgiye göre şu an-
da Başbakanlık maka-
mına hizmet vernıesi ge-
reken 13 'başmüşavir'
var. 'Başbakan müşavi-
ri' olarak 50, 'Başba-
kanlık müşavirf olarak
ise 85 kişi çahşıyor. Bu
kişiler arasındaki aynmı
atanma biçimleri ortaya
çıkanyor. Başbakan mü-
şaviri başbakan imzasıy-
la, Başbakanlık müşa-
virleri üçlükararnamey-
le atanıyor.
Başbakanlık başmü-
şavirlerinin ek gösterge-
leri 6 bin 400, başbakan
müşavirlerinin ek gös-
tergeleri 5 bin 400. Baş-
bakanlık müşavirlerinin
ek göstergeleri ise ücret-
lere 3 bin 600 olarak
yansıtınyor. Birbölümü-
nü eski dönemlenn yö-
netimlerinde üst düzey
görev almış kışüerin
oluşturdugu müşavirler
topluluğu için özel bir
tasarruf uygulamasuun
sözkonusu olmadığı öğ-
renildi. Kamuda perso-
nel konusunda tasarruf
hükümlerinin uzun va-
dede Başbakanlık müşa-
virleri içinde geçerii ola-
cağı bildirildi.
Fethullahçı yapılanma iddialan Tantan, Istanbul Valisi ve Emniyet Müdürü arasında kriz yarattı
Eııuıi\otte kadro savaşlarıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Istanbul Emniyet Müdürü Kazun
Abanoz'un teşkilatta Içişleri Baka-
m Sadettin Tantan'ın bilgisi dahilin-
de kadroJaşma amacıyla ekip kur-
duğu iddialan emniyeti kanştırdı.
Abanoz'un Istanbul Valisi ErolÇa-
kır'ı izlettiği ve 3 bin 55 kişiyi gö-
revden alarak yerlerine Fethullahçı
kadrolan getirmeyi hedeflediği sav-
lan emniyet içindeki ekip savaşlan-
nı yeniden gündeme getirdi.
Milliyet gazetesinde son 2 gün-
dür yer alan haberlerde şu iddialara
yer verildi:
• Istanbul Valisi Erol Çakır, em-
niyetteki kadrolaşmaya karşı çıktı-
ğı için görevden alınacak.
• 3 bin polis ile 55 üst düzey yö-
Sadettm Tantan Erol Çakır
neticinin görev yeri değiştirilecek.
• Emniyette Fethullahçı kadrolaş-
maya gidiliyor.
• Içişleri Bakanı Tantan, hükü-
metten habersiz emniyet teşkilatına
ilişkin yasaya eklemeler yaptı.
• Şeriatçı Fethullah Gülen'in
ABD'deki koruması lçişleri Bakam
Tantan'uı çok yakın işadamı arka-
Kazım Abanoz
• Emniyet Müdürü Kazım Abanoz'un
îstanbul Valisi Erol Çakır'ı izlettiği ve 3
bin 55 kişiyi görevden alarak yerlerine
Fethullahçı kadrolan getirmeyi
hedeflediği savlan emniyet içindeki
ekip savaşlannı yeniden gündeme
getirdi. v
daşına verildi.
lçişleri Bakam Tantan, iddialarla
ilgili olarak, vali ile emniyet müdü-
rü arasında yaşandığı belirtilen so-
runa karşı bakanlığının kayıtsız ka-
lamayacağını, bu nedenle müfettiş
görevlendirdiklerini, görevlendir-
menin Çakır'ın görevden alınması-
na yönelik olmadığını bildirdi.
Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde
Fethullahçı gnıp oluştunıhnaya ça-
lışıldığı iddiasıyla ilgili olarak Tan-
tan şunlan kaydetti:
"Bu iddiayı ortaya atanlann, böy-
le bir tespitfcri varsa bunun failleri-
nin, bu konuda mevcut her türhi bfl-
gi, duyum ve dentin bakanhğuna ak-
tanlması halinde derhaJgerekü tah-
kikaon yapılacağı bimımetidir. An-
cak ne yazıktır ki, ellerinde bu konu-
da birdeHlbulunmayanlar, konuyu
gazete sayfalanna taşıyarak ve ger-
çek dışL beliıii amaçlara yönelik se-
naryonun bir parçası olarak İçişleri
Bakanhğı ve emniyet teşldlatuu töh-
met alünda bırakmaya ve başanla-
nnı golgekmeve çabşmaktadûiar."
Tantan, Istanbul emniyetinde 3
bin polis ile 55 üst düzey yönetici-
nin görevden alınmasının söz konu-
su olmadığını savundu. Tantan, hak-
kında soruşturmalann arduıdan sağ-
lık gerekçesiyle ABD'ye giden şe-
riatçı Fethullah Gülen'e koruma ve-
rilmesine ilişkin ilk işlemin bakan
olmadığı 1996 yılında gerçekleşti-
ğini belirtti.
ISTANBUL VALILÎĞÎ
'Kimseüe
ihtilafimız
düşünüiemez9
Istanbul Haber Servisi - Istanbul
Valiliği'nin açıklamasında, kamu
hizmetinin yürüfülmesi esnasında
çıkan sorunlann basm önünde
değerlendirilmesinin "devlet
adabma" yakışmayacağı kaydedıldi.
Valilikten yapılan açıklamada,
"Güçlü devlet geleneklerine sahip
olan ve ber kamu görevüsinin yeüd ve
sonımluluklannın belli olduğu
ülkemizde, bunun dışına fayınlar
hakkuıda değerlendirme ve
zaman yapümakta ve
gerekU önlemler ahnmaktadır. Bu
nedenk İstanbul Vaüsi'nin emri
alünda çauşan birim amirleriyle ve\a
ûst makamlarla herhangi bir
ihfilafinm obnası düşünüleroez"
denildi. Valilik, Erol Çalar'a ait bir
silahın Bursa'da gümrük
kaçakçılığma kanştığı için gözaltına
alınan bir kişinin üzerinde çıkmasını
da yalanladı. Açıklamada şu
görüşlere yer verildi: "V'ali Çakır, 10
yıl önce 1. Dünya Savaşı'ndan kalan
bir tabancayı sosyal faalrvetlerde ön
planda olan, seviİip saydan bir
muhtann oğluna bulundurma
ruhsatı olarak devretmiştir. Yapılan
araşürmada, devralan kişinin o
tarihte gümrük işleriyle veya ithalat
ihracat işleriyle herhangi bir ilgisinin
ohnadığı öğrenihniştir."
İĞNELİ nRÇA ZAFEK TEMOÇİN
Bakanın 'Beyaz Enerji'de 'sorumlu olduğu' ve 'görevini ihmal ettiği' belirtildi
Ersümer9
in iııızası iddianamede
ANKARA(Cumhuriyet Büro-
su) - Davası salı günü açılacak
olan "Beyaz Enerji" soruşturma-
suıın iddıanamesmde Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Cum-
hurErsümerın onayladığı usul-
süz projeler ile kendi el yazısıy-
la "Bir defaya mahsus yapuuz"
şeklindeki talimatınayer verildi.
Ankara DGM Savcısı Talat
Şalk tarafindan hazırlanan Be-
yaz Enerji iddianamesinde, bi-
lirkişüer tarafindan hazırlanan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanhğı'nın 1999'dan beri yaptı-
ğı elektrik ve enerji projelerinin
incelendiği raporlar aynntıh ola-
rak değerlendirildi. Yolsuzluk
yapılan projeler ayn ayn ele alı-
• Ersümer hakkında soruşturma ve yargılama işlemlerini
yapmaya TBMM. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı ve
Anayasa Mahkemesi yetkili olduğu için herhangi bir suç
arfina yer verilmezken, bakanla ilgili suçlamalar üst
yazıyla TBMM'ye ulaştınlacak.
nn-ken her projede sanıklann so-
rumluluğu belirtildi.
İddianamede, Cumhur Ersü-
mer' in Izmir-Alaçatı Rüzgâr
Enerjisi Santralı ihalesinde yap-
tığı usulsüzlük anlatıldı. Ihale-
nin 10 maddelik şartnamesi, iha-
leyi Bakioğlu Holding kazandık-
tan sonra 6 maddeye düşürüldü.
Santraluı yapılacağı arazi temi-
nat gösterilerek Vakıfbank'tan
35 milyon dolar kredi almdı. Er-
sümer'in teminat belgesi üzeri-
ne kendi el yazısıyla "Bir defa-
ya mahsus yapınız" yönünde ta-
limatı, yolsuzluğa kamt olarak
gösterildi. İddianamede, Enerji
Bakanı Ersümer'in yapılan yol-
suzluklarda "sorumlu olduğu-
na" işaret edilirken görevini ih-
mal ettiği belirtildi.
Şalk'ın, usulsüz olaylarm an-
latımnıda adı geçen Cumhur Er-
sümer ile ilgili suçlamalan içe-
ren iddianameyi üst yazıyla TB-
MM'ye göndererek suç duyuru-
sunda bulunması bekleniyor.
iddianamede, Gökçeada Rüz-
gâr Enerjisi projesi, Kırklareli
Doğalgaz Projesi, Cevizlik ve
Otluca hidroelektrik santralı pro-
jelerinde yapılan usulsüzlüklere
de yer verildi. Savcı Şalk, yazı-
mını bitirdiği 68 sayfalık iddi-
anamenin sayfa sayısının ek ta-
kipsizlik kararlanyla artabilece-
ğine dikkat çekildı.
İddianamede, sanıklar Türk
Ceza Yasası'nın "cürüm işlemek
içinteşekkül me\ dana getirmek"
fiilini düzenleyen 313. maddesi,
"çete üyelerine yardun ve yatak-
lık"! düzenleyen 314. maddesi
ile "rüşvet ahnak ve vermek"le
suçlanıyorlar.
İddialara yalanlama
Tantan: Istifam
söz konusu değil
İstanbulHaber Servisi-tçişlen Bakanı Sa-
dettin Tantan, ANAP Genel Başkanı, Baş-
bakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mesırt
Yıfanaz'Ia arasında kavgamn ya da istıfası-
nnı söz konusu ohnadığım belirterek bu ko-
nudaki haberleri yalanladı.
Partısinin Fatih ılçe kongresinde konuşan
Tantan, verdikleri mücadelede kendilerini
hiçbir gücün yıldıramayacağım belirterek
"Genel başkanımızia aramızda 'kavga var'
gibi bir şeyler uygulamaya sokulmak vc bir
'istıfa' söyiemi hep gündeme getirilmiştir.
Böyle bir şey asla söz konusu değfldir. Çün-
kü ben iradeyi sizden aldınT dedi. Tantan,
yolsuzluk ekonomisınin. ülkemizin var olan
ahlaki, siyasi, kültürel ve ekonomik çökün-
tüsünü beraberinde getirdiğini, ülkemiz in-
sanlannın, kendi çocuklannın geleceği açı-
smdan seferberlik anlayışı içinde. kendi ira-
delerine sahip çıkan bir eylemi hayata geçir-
mek zorunda olduklannı vurguladı. Tantan,
"Sovgun düzenine arük 'dur' demek zonın-
dayîz. So>gun düzeninin kirli insanlan, arbk
kendilerini halkm gözü önünde ka>it aitına
ainuşlaıtbr. Ülkede siyasi güvensizBk ortamı
varatanlar. menfaat bildiklcrini, halkm gözü
önünde kaçınna telaşı içindedirier" dedi.
Abanoz: îddialar
gerçek dışı
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Emniyet
Müdürü Kazun Abanoz, Milliyet gazetesin-
de çıkan haberlerde yer alan emniyet teşki-
lati hakkmdaki iddialan yalanladı. Abanoz,
iddialann hakaret niteliği taşıdığını belirte-
rek "Emnijet teşküanıu yıpratnıaya yönelik
gayreâer hakkmda gerekfi bütün >asal işlem-
ler >-apdacaknr" dedi.
İstanbul Emniyet Müdürü Kazım Abanoz,
20-21 Nisan günlerinde Milliyet gazetesin-
de Tuncay Özkan'ın yazdığı, Fethullah Gü-
l«ı cemaatüıin, emniyet teşkilatı içerisinde
örgütlendiği iddiasını konu alan haberle ilgi-
li yazıh açıklama yaptı. Abanoz, Tuncay Oz-
kan'ın Radikal gazetesinde 1 Şubat 2001 ta-
rihinde aynı tür iddialar ileri sürdüğünü
anansatarak lçişleri Bakanlığı'nın bu iddi-
alarhakkmda yasal incelemeler yaptığıru be-
lirtti. Abanoz şöyle devam etti: "Görevünde
herhangibirsiyasiideolojik cemaatve grubun
hiçbiretkisiyoktur,olamaz.Göre\'ünesnasm-
da her türlü eteştiriye açık, saydam ve düriist
bir tutum, temel ilketerimden biri ohnuştur.
Ancak anayasamn basuıa tanıdığı hak ve m-
güriülder, söz konusu ystadB olduğu gibi kö-
tüye kullanıiarak kişi ve kuruluşlar tankir
edflmemesi bukuksal bir zorunJulukrurr
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bugün pazar, aylardır yaşadığımız
sıkıntılar, açmazJar, haksızlıkJardan
yorgun düşmemek mümkün mü! Bir
yanda ölümler, diğer yanda yaşamın
türlü gaileleri. Aileleri düşünüyorum,
çocukları, babalan, anneleri, eşleri
ölümün eşiğinde. Birçıkaryol bulamı-
yorum. Kendimi günün sorunlanndan
uzaklaştırmak istiyorum. Hafta sonu-
nu okuyarak geçirdim. Yapı Kredi Ya-
yınlan'nın "Kitep-lık" dergisinin "Seç-
ki" özel sayısındaki bazı yazılan sizin-
le paylaşmak istedim.
Fransız göstergebilimci Julia Kris-
teva, yazı ile cinsellik üzerine ilginç
şeyler söytemiş. Bir söyleşi sırasında
ona, yazmak eylemini nasıl tanımlar-
sınız diye sormuşlar; şöyle cevapla-
mış: "Yazmak eylemi özellikte ve her
şeyden önce cinsel bir eylemdir. Ya-
zann yaşamış olabileceğinden daha
tehlikeli ve dahayoğun bireylem. Bi-
ri ilgilendiren yazann gerçekten yaşa-
mış olduğu değil, yaşanmış olanınya-
zıcıya ğeçirildiği andır."
Kristeva, yazarlann yaşamöyküle-
rini yazmalannı değerlendiriyor ve bu
yazılarda dnsellikJe yazma eylemi ara-
Yazmak Cinsel Bir Eylem mi?
sındaki bağa dtkkat çekiyor. Ancak,
bu yaşamöykülerinden yola çıkarak
psikanalitik tahliller yapmanın da ha-
ta.fi olduğunu söylüyor. Ona göre cin-
sellik, yazılarda hiçbir zaman doğru-
dan dile getirilmiyor. Bu alanda psişik
bir aydınlatmanın da olmayacağını
vurguluyor. Kristeva'ya göre yazarlar
cinselliklerini ancak saptınlmış olarak
dile getirebüirler: "Yazann metinlerin-
de söylemediği bir şeyin, kendiliğin-
den, dolambaçsızbirbiçimdeaçıkla-
nabileceğini sanmak birçok yaşa-
möykücüsüne özgü bir hayalciliktir."
Louis Althusser'in yaşamöykü-
sünde Kristeva'nın ilgisini, Althus-
ser'in yaşadığı depresyon ve onun
yadsınması olarak görünen bilimsel
söylem arasındaki uçurum çekiyor.
Althusser'in yazdıklanyla yaşamı ara-
sındaki çelişmeye şöyle vurgu yapı-
yor: "Yapıtlan çatlaksız, gediksiz, kı-
nksız kavramsal bir çimento gibi, oy-
sayaşamı... Onun durumuyazıyoluy-
la yûceltmenin tersi: Keyifsizliğin ûs-
tüne yapıştınlmış bir bant, oysa ge-
nellikleyazarlarsıkıntılannıyazı aracı-
lığıyla yutarlar."
Roland Barthes'ın öykülerine iliş-
kin değerlendırmeleri ise şöyle: "Eş-
cinsellik, anne ve ölüm tabulanydı, o
eş dost arasında bulunduğunda bile
böyleydi. Dünyaya karşı son derece
duyartı, hasta bir çocuktu. Ama eş-
cinselliğini, sıkıntısından, utangaçlı-
ğından, suçluluk duygusundan ve
aşın inceliğinden daha gizli ve daha
açıklanamaz bulduğundan emin de-
ğilim."
Kristeva, yazı ile cinsellik arasında-
ki ilişki konusunda son olarak şunla-
n söyler "Cinselyaşam kendisini ol-
duğu gibi dile getiremediğinden,
gerçeğin bir versiyonundan başka bir
şey olduğunu unutmamak koşuluyla
çarpıcı gööıntüler vermek ve yaşa-
möyküselgevezelikleryapmakyarar-
lıdır, ama bunlan kutsallaştırmamak
gerekir. Insan variığının gerçeği, cin-
sellik üstüne söylememek ama sü-
rekli söylemeye çalışmaktır. Psikana-
l'rze giren insanın, başaramayacağını
bile bile gerçeği söylemeye çalış-
maktan başka çaresiyoktur."
• • •
Italyan romancı Italo Cafvino da
"Cinsellik ve Gülûş" başlıklı makale-
sinde yazı ile cinsellik arasındaki ba-
ğı inceliyor. O da tıpkı Kristeva gibi,
cinselBgin edebiyatta gerçeği tam an-
lamıyla yansıtmadığı inancında.
"Edebiyatta cinsellik, söylenmeyenin
söylenenden daha önemliolduğu bir
dildir. Bu ilke yalnızca, iyiya da kötü
nedenlerden ötûrû cinseltemalan az
ya da çok dolaylı olarak ele alan ya-
zarlariçin değil, söylemlerin tüm gü-
cünü bu temalara harcayan yazarlar
için de geçeriidir. Erotik düşlemleri
bütün sınırlan aşmaya yeltenen ya-
zarlar bile çoğu zaman olabildiğince
açık başlayıp tam da en gerilimli an-
larda gizemli bir muğlaklığa kayan bir
dil kullanır, sanki sonuç yalnızca dile
getirilemez olabilirmiş gibi."
Calvino; edebi metinlerde değer
ekseninin cinsel ilişkileri mazur gös-
termeyle onlara sövüp sayma arasın-
da gidip geldiğini düşünüyor. Ona gö-
re, bir uçta muzaffer bir heyecan, öte-
ki uçta ise "etin ıstırabı"n\n cehenne-
mine iniş yer alıyor.
Yazının başındaki temaya döner-
sek, gerçekten yazmak bir cinsel ey-
lem midir? Calvino bu soruyu irdeler-
ken şu sonuca vanyor: "Eros'un al-
tında gizlendiği kalın, sembolik zırh,
arzuyu onun gösterimden ayıran bi-
linçliya da bilinçdışı kalkanlar siste-
minden başka birşey değildir. Bura-
dan bakıldığında edebiyatın tûmü
erotiktir, tıpkı bütün düşlerin erotik
olması gibi."
• • •
Calvino ve Kristeva ya da bir baş-
kası. Yaşam akıp gidiyor. Edebiyat,
yaşam, ölüm ve aşk, ne kadar yakın,
ne kadar uzak sözcükler. Krtaplar ara-
sında dolaşmak insanı günün sorun-
lanndan uzaklara taşıyıp götürüyor.
Yazmanın cinsel bir eylem olduğunu
hiç düşünmezdim, bu yazılan oku-
yana kadar.