Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f 9NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Mücadele
Ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Kemal
Derviş'in hazıriadığı
"ulusal program"ı
edinip baştan aşağı
okuyan Mustafa
Kahramanoglu,
ekonomik krizden
çıkış jçin önerilen
çözümleri uzun vadeli
bulmakla biriikte "lyi,
hoş" diyon "hiç
olmazsa öngörülen
ilkeler uygulandığında
yıllardır süregeien
sorumsuz politikalara,
yolsuzluğa çanak
tutan uygulamalara bir
neşter vurulabilecek."
Ne ki Mustafa
Kahramanoğlu,
programın 28.
maddesinin ii
bendinde açıklanan
hedefi anlamakta
zoriuk çekiyor...
Çünkü Kemal Derviş,
kendisini gölge gibi
izleyen gazetecilerin
bile dikkatinden kaçan
bu bölümde
"yolsuzlukla
mücadelenin
önlenmesinin
hedeflenmesrnden
söz ediyor... Belli ki
Kemal Derviş uzun
yıllardır yaşadığı
Amerika'dan ve
çalıştığı Dünya
Bankası'ndan
döndükten sonra
Ingilizce düşünmeye
devam ediyor;
Ingilizce düşünüp
Türkce yazınca da
ortaya yolsuzlukla
mücadelenin
önlenmesi çıkıveriyort
Elektronfc posta derûzsomâcumhunyetcom.b' Ttfc 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Kemal Derviş,
Ankara sokaklannda
şortla dolaşmış...
"Tasarrufa oantolondan
baslamıs olmalıl"
I
stanbul'un bir köşesinde koskoca bir belde
ayağa kalkmış "ölmek istemiyoruz" diye ba-
ğırıyor... Yakuplu halkı, Ambarlı'nın yanında-
ki Altaş limanının içine yapılmakta olan sıvı-
laştınlmış petrol gazı dolum tesislerine karşı çıkıyor...
Çünkü tesislerin kurulacağı yer birinci derece dep-
rem bölgesi ve aynı zamanda heyelan alanı...
Büyük bir yer sarsıntısı veya bir toprak kayması
ile gaz tankiannın yanıbaştndaki yerfeşim bölgesini
cehenneme çevirmesi söz konusu...
Görünen köy kılavuz istemiyor ama Anadolu Ban-
kası'nın sahibi Mehmet Rüştü Başaran'ın şirket-
lerinden HABAŞ, sıvılaştınlmış petrol gazı dolum te-
sislerini kurmakta iddialı...
Çünkü kimse HABAŞ'ı durduramıyor!
Devlet bile!
Büyükçekmece Kaymakamlığı'nın yazısına bakı-
lırsa devlet halkın ölmesini asla istemiyor; binlerce
kişinin yaşadığı toplu konutların yanıbaşında patla-
Yakuplu
yıcı, yakıcı ve yanıcı madde depolanmasına yöne-
lik tesis yapımına izin vermiyor...
Bölgenin bağlı olduğu ANAP'lı Yakuplu Belediye
Başkanlığı'nın yazısına bakılırsa yerel yönetim ön-
ceden verdiği inşaat ruhsatını tehlikenin farkına va-
nnca iptal etmiş, artık halkın yaşaması istiyor...
Tabii, bütün bunlar kâğrt üzerinde oluyor...
HABAŞ, kaymakamlığın ve belediyenin gözü önün-
de yaklaşık altı aydtr sürdürdüğü inşaatın alt yapı-
sını tamamlamış bulunuyor artık...
Yasağa rağmen inşaatın altyapısını bitirme başa-
nsında hiç kuşkusuz Büyükçekmece Kaymakamlı-
ğı'nın ve Yakuplu Belediye Başkanlığı'nın da payı var...
Geriye tanklan getirip yerieştirmek kalıyor!
Bir de, Istanbul İİ Çevre Müdürlüğü'nden Çevre
Etki Değerlendirme, yani ÇED Raporu almak...
Yakuplu halkı biliyor ki, kaymakamlığın gaz depo-
su yapımına izin vermemesi, belediyenin inşaat ruh-
satını iptal etmesi birer göstermelik uygulama....
Kaymakamlığın ve belediyenin, üzerinde Türki-
ye Cumhuriyeti" yazan yazılan göstermelik yazılar
olmasa HABAŞ, değil ÇED raporu almak, rapor için
başvuruda bile bulunamaz...
Dolayısıyla birinci derece deprem bölgesinde ve
hatta heyelan bölgesinde üstelik toplu konutlann bur-
nunun dibinde kurulacak bir parlayıcı, patlayıcı, ya-
nıcı madde deposuna "uygundur" raporunun veril-
mesi de sürpriz olmayacak!
Yakuplu halkı Çevre Bakanı Fevzi Aytekin'e ulaş-
maya çalışıyor...
Ancak asıl adres Içişleri Bakanı Sadettin Tantan
olmalı...
Devletin resmi belgelerine rağmen inşaat nasıl ta-
mamlandı sorusunun yanrtı bulunmalı!
SESSÎZSEDASIZ(l) NimtKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkucâyahoo.com
Aşağı tükürsek knz, yukan tükürsek kriz..
En iyisi krize yolaçan polıtikacılann'yûzü..
Trakya Üniversitesi'nin kütüphanesi
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Osrnan Inci, Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Derneği Edirne Şubesi'nin
öğrenciler arasında yaptığı ve üniver-
site kütüphanesinin yetersiz olduğu
sonucu çıkan ankete itiraz ediyor:
"Yaklaşık 23 bin öğrencimizden
192'si ile yapılan anketin üniversi-
Üniversitemizin Merkez Kütüphane-
si ise 1997 yılından itibaren kaynak-
lan zenginleştirilerek yenilenmiş ve
bilimsel kütüphane niteliğiyle web
sayfası üzerinden de kullanıcılann eri-
v şimine açılmıştır. 1999 yılından bu
; yana Trakya Üniversitesi Merkez
Kütüphanesi'ne ilişkin anket çalış-p p ş çş
temizin Ayşekadın Yerleşkesi'nde J- malan üniversitemiz tarafından sür-
gerçekleştirildiği belirlenmiştir. dürülmektedir. 1089 öğrencinin katı-
Burada sadece okuma salonu ola- lımı ile gerçekleştirilen son anketin
rak kullanılan iki birim kütüphanesi verilerine www.trakya.edu.tr/kutup-
vardır. hane adresinden ulaşılmaktadır."
flllTiî A™
0
"*
3 0
köftecişi McDonald's, Jürkiye'deki üniversitelerde ilk ve
U U I U tek şubesini ODTÜ'de açtı... ODTÜ öğrencileri yaklaşık iki aydır med-
yaya yansımasa da McDonald's'ın kapatılması için yoğun bir kampanya sür-
dürüyor. En güzeli de Bergamalı köylülerin getirdiği peynir, zeytin ve ekmek-
teri McDonald's'ın önünde yemeleri oldu... Fakat en etkilisi, tüm ODTÜ'lüle-
rin Amerikan köftesi yemezlerse aç kalmayacaklannı anlamalan olacaktır.
Kriz ve Tespitler
TANJU ERDEM
Emekli Amiral
Türkiye, ABD'nin (ve de peşi-
ne taktığı gelişmiş ülkelerin) so-
ğuk harp sonrası ortaya koydu-
ğu düzene uyum sağlamak uğ-
runa süreklı krizler yaşıyor. Bu
krizlerTürkiye ulusunun yaşamı-
nı nesnel olarak kötü şekilde et-
kilediğinden, istikran sağlamak
üzere yeniden yapılanma prog-
rarntan yapılıyor. Ekonomik, ma-
li önlemler alınryor. HattaABD ve
gelişmişlerin vazettikleri ekono-
mik ve mali polrtikalannı uygu-
layan, izleyen ve kontrol eden
uluslararası örgütlerin birinde
üst yönetim görevlerinden biri-
ni üstlenmiş bir Türk bürokratı-
nı krizi gidermek üzere ekono-
mik ve finansal yönetimin başı-
na getiriyoruz. 24 Ocak 1980
kararlanyla başlayan bir döne-
min gerçeklerini dile getirmek
gerekiyor.
• Bugün Türkiye'de iki görüş
çatışmaktadır. Binnci görüş Tür-
kiye'nin her ne pahasına olursa
olsun ABD ve AB'nin izinde, on-
larn öngördüğü yapısal değişi-
mi yapmak suretiyle küreselleş-
menin (Yeni Dünya Düzeni'nin)
bir parçası olmasını istiyor. Bu
görüş sahiplerine göre Türkiye
kaoitalist düzenin tam anlamıy-
la çinde yer almalı. Ulusal Kur-
tuluş Savaşı sonrası kurulan Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin tam ba-
ğınsız ulus-devlet anlayışı ve
orun değerler sistemi çözülme-
li, 7ürkiye'nin başlıca ekonomik
olanakları ve ekonomi yönetimi
çoculuslu ya da ulus ötesi ya-
bancı sermayeye ve onunla iş-
biriği yapan yerli girişimcilere
geekli güvenceler de sağlana-
raı terk edilmelidir. Türk dış si-
yaseti ve savunma stratejileri
bttstikamette yönlendirilmelidir.
Bujün görünürde iktidar, mu-
haefet tüm siyasi partiler bu gö-
rüjü desteklemekte, krizden çı-
kıa bu yolda görmektedirler.
Ikhci görüş ise böylesi bir dö-
nende Türkiye'nin Atatürkçü
dtşünce sisteminin öngördüğü
ilke ve değerierin hayata geçi-
rilnesi sonucu uluslar ailesin-
de çağdaş, gelişmiş, aydınlan-
mş, onuriu ve saygın bir yeri
olicağı kanısındadır. Bu görüş
saıipleri krizin çözülmesinde
öaaynakların harekete geçiril-
msi gereğini vurgulamakta, kur-
tujşu ABD, AB ve IMF güdü-
mı dtşında ulusal ekonomiye,
k&nakların planlı kullanımına
örcelik veren özgün bir ulusal
pngramın hazırianıp uygulan-
rnya konulmasında gönnekte,
~ tcolumda bugün gözlenen çü-
rünüşlüğün ortadan kalkması
içi yeni bir siyasi oluşum, top-
lınsal birlik ve dayanışmanın
lüumlu olduğuna inanmakta-
dıiar.
• Türkiye'yi bu duruma geti-
re borç ekonomisı Özal döne-
rrve zihniyetinin ülkemize yü-
kdür. Çok borçlanan bir ülke-
nr bağımsız, onuriu yaşaması
vcsağlıklı gelişmesi olanaksız-
d:IMF ya da desteğindeyaban-
ctaynaklardan sağlanacak ma-
li ianaklar, nispeten kısa vade-
li rediler olduğundan periyo-
dıolarak bu krizler yinelenecek-
ti
»Program ulusal nitelikte ol-
mayacaktır. ABD, AB ve IMF'yi
tatmine dayanmaktadır. Ulusal
kurtuluştan bahsetmek abestir.
Ulusal kurtuluş emperyalist güç-
lerce yok edilmek ıstenen bir
ulusun yaşam savaşıdır.
Bugün gerçekten bir ulusal
kurtuluş mücadelesi vardır. An-
cak bu genelde 50 yıldır iktidar-
daki teslimiyetçi yönetimlere
karşın ulusun desteğini kaza-
nan Atatürkçülerin emperyal
güçlere ve onlarla işbirlrgi ya-
panlara karşı akılla, sağduyuy-
la, bilgi ile, azim ve karariılıkla,
erdemle ve örgütlü şekilde ve-
rilecektir. Türkiye Cumhuriye-
ti'nin kuruluş ilkeleri ve değer-
leri savunulacaktır. Bu mücade-
lenin kazanımı, kimsenin şüphe-
si olmasın, Türkiye'yi olduğu gi-
bi Batılı, gelişmiş güçleri de ra-
hatlatacaktır.
• 15 yasanın önemli bölümü
kamu kurum ve mallannı özel-
leştirmeye ve/veya yabancılara
satmaya olanak sağlamaktadır.
Osmanlı'nın Tanzimat'tan çö-
küşüne, Cumhuriyetin kurulu-
şuna uzayan bir tarih filmini bir
kez daha seyrediyor gibiyiz. Ka-
munun boyut ve sektör olarak
stratejik nitelikli ve artı değer
sağlayan üretim ve hizmet ku-
rumları bu ulusun kalelerıdir, öz-
kaynaklandır, gücüdür. Bunlar
özelleştirilmemeli, blok olarak
yabancılara ve büyük sermaye-
ye satılmamalıdır. Verimli çalış-
mayanlardüzeltilmelidir. Bir kriz
döneminde fiyatlar dibe vurur-
ken bunlann yok pahasına elden
çıkarılmalarının vebalini kimse
taşıyamaz.
• Kapitalizm, büyük ekonomik
krizleri yaşarken ABD'de New
Deal, Almanya'da Hitler'in dev-
Jetçi politikalarıyla kamu yatı-
nmlanna yönelerek krizi aşmış-
tır. Gerçek bu iken kamu teşeb-
büslerini özelleştirme nedendir?
özel bankalar devlet yönetimi-
ne gırerken temel işlevleri olan
kamu bankalarının özelleştiril-
mek istenmesi bir çelişki değil
midir?
• Gelişmiş ülkeler ekonomik
küresel bir serbestiyi savunur-
ken kendi ulusal çıkarlanyia ça-
tışan her ekonomi ve finans et-
kinliğine koruyucu, himaye edi-
ci önlemleri almakta, devlet mü-
dahalesinde bulunmaktadırlar.
Bu, emperyalizmin, 300 yıldır
uyguladığı araçları değişen te-
mel yöntemidir.
• Kamu ve özel yaşamda mü-
şahede edilen yolsuz'uklar, çe-
teleşmeler, etik sorunlar; azge-
lişmiş ya da devletin işlevlerini
yeterince yerine getirmeyen top-
lumlara özgü hastalıklardır.
• Devleti küçültme ve işlevle-
rini indirgeme niyetiyle gelen ik-
tidarlar, devleti bina, araç ve
personel olarak büyütmüşler,
nitelik erozyonu doğmuş, isra-
fa neden olmuşlardır. Devletin
hizmet etkinliği, sorumluluk du-
yariılığı azaltılmıştır.
• Son yanm asnn giderek ağır-
laştırdığı sosyal meseleler cid-
di boyutlara ulaşmıştır.
• Türkiye'yi yönetenlerin ve
özellikle siyasal erkten sorum-
lu her bireyinin hazırlanan prog-
ram ve alınacak önlemleri büyük
bir yurtseveriik, aklın ve vicdanın
ışığında sorgulaması büyük bir
ihtiyaçtır.
KtM KlME DUM DUMA BEHÎÇAK behlcak@turk.net
İLÎ ^ AüLLETVEftiÜyfa
ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMtH POROY semlhporoy@yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇI bulutbebek@hotmaU.com
c
S
V
TM
1
4
•
kriz
"&iim
( "^
pauavana
P |TiVîwe2. /•
'X"
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 19Nison
EYÛP NAN ÖLOÛ..
OCMUÇn/.
DÜZ ÇtZGİ
ÜMtT ZİLELİ
Ah Şu Mustafa Kemal!..
Fransız Uberation gazetesi manşet atmış:
- Türk iflası!..
Fransa'nın bu etkin gazetesi birinci sayfasına
Türkiye'deki protesto gösterilerinden renkli, koc-
caman bir resim basmış; yetinmemiş içeride de
iki tam sayfa ayırmış. Ama en çarpıcı yorum Marc
Semo isimli muhtereme ait:
- Türkiyearük nefesi brtmiş bir cumhuriyet... Ata-
türk'ün otoriter modeli artık günümüze uymu-
yor!..
Yine çok satışlı gazetelerden Le Figaro da bi-
rinci sayfadan duyunnuş:
- Türkiye: Tükenmiş bir rejim!..
Okuyuncagüldüm!.. "Demekkihâlâ Türkiye'nin
istedikleri kıvama geldiğine inanmıyorlar, hâlâ is-
tedikleri elbiseyi kolayca giydirebileceklerinden
kuşku duyuyorlar" diye düşündüm...
Bu nedenle de Mustafa Kemal e ve Kemaliz-
me hücumu sürdürüyorlar.
- Ah, bir kurtulsalar şu Mustafa Kemal'den!..
• • •
Fransız gazetelerinin bu saldınlan hiç de yeni
değil...
12 Eylül karşıdevriminden sonra, Türk-lslam
sentezinin giydirilmeye çalışıldığı 80'li yıllarda üs-
tü örtülü bir şekilde küreselleşme adı altında, ye-
ni emperyalist saldınnın başlatıldığı 9O'lı yıllarda
ise açıktan açığa yapılan bu saldınların tek hede-
fi vardı:
- Uyumlu bir Türkiye yaratmak!..
Haklannı teslim etmek gerek; bu yolda çok
önemli mesafe de aldılar!.. Isterseniz kısaca anım-
sayalım, anımsayalım ki hiçbirinin diğerinden fark-
lı olmadığını görelim...
-1980'lerde yükselen değer Türk-lslam sente-
ziydi. Mimarian ise CIA istasyon şefleri Paul Hen-
ze ve Graham Fuller'di. Türkiye, Sovyetler Bir-
liği'ni kuşatacak "YeşilKuşakProjesi'nin en önem-
li bacağıydı, bu nedenle de Islamcı bir yönetim
gerekiyordu.
- 90'larda, Sovyetler'in yıkılmasıyla tek kutup-
lu dünya ve onun uzantısı küreselleşme devreye
girdi. Artık ulus devletlere de gerek kalmamıştı.
Siyasi olarak ABD'ye bağlı, ekonomik olarak ta-
mamen çokuluslu dev şirketlerın egemenliğinde
küçük kent devletleri yeter de artardı bile!.. Sa-
tın alınan yerli işbiriikçilerin de değerli yardımla-
nyla müthiş birsaldın başlatıldı. Söylenen hep ay-
nı sözcüklerdi: "Sovyetler 73 yılda çöktü. Yu-
goslavya dağı(tı)ldı.. Sıra Türkiye'de!.."
- önde gelen Türkiye uzmanlan fetvalar verdi.
ABD'Iİ Samuel Huntington, "Türkiye Batılı bir
ülke olmaktan vazgeçsin, Islama model ol-
sun" derken Alman Heinz Kramer, "Kemaliz-
min modasıgeçti. Atatürk'ün siyasimirasıye-
niden yorumlanmalı" görüşünü kitaplaştırdı!..
Türkiye'de cirit atan Alman NGO'lanndan birinin
danışmanı Udo Steinbach iyice ileri giderek "so-
run, uyduruk, zorlama ve yapay Türk ulusu-
dur. Böyle bir ulus yoktur. Bu uyduruk ulusu
Atatürk, Ermenileri ve Rumlan yok ederek
kurdu" diyebildi... Batı bu saldınlan 90'larda art-
tırarak sürdürdü. Bir yandan küreselleşme da-
yatmasına karşı çıkan yurtsever aydınlar birer bi-
rer ortadan kaldınlırken diğer yandan ülkenin eko-
nomik olarak teslim aiınma süreci tamamlandı. Ge-
linen noktada bu kadar açık şekilde Atatürk'ün
hedef gösterilmesinin altında yatan gerçek bu!.
Ama hâlâ korkuyorlar!..
• • •
Bu ülkenin aydınlık insanlanndan korkuyorlar!..
Ekonomi "tam anlamıyla teslim alınmış'olsa da,
en önemli köşe başlannda Batı'ya ruhunu kirala-
mış işbirlikçilergörevlerini en iyi şekilde yerine ge-
tirse de, en güvenilir adamlan yönetimin en üst
kademelerinde fink atsa da olmuyor, kuşkulan
birtürlü dinmek bilmiyor. Artık bitti denilen bir im-
paratorluktan, yeni bir cumhuriyetin doğuşu sü-
recini unutamıyor, bir türlü hazmedemedikleri
Mustafa Kemal'i henüz yenemediklerini düşünü-
yoriar...
- Çok doğru düşünüyorlar!!!
E-posta: uzileli@ixir.com
Faks:(0212)287 42 41
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Güzel renk-
li çiçekler
açan bir süs
bitkisi. 2/Bir-
kaç renkli ip-
likten yapıl-
mışdokuma...
Danstaerkeğe 6
eşlik eden ka-
dm. 3/ Eski
Mısır'da gü-
neş tannsı...
1 2
Müzikte türlü sesler
arasında sağlanan
uyum. 4/Aölgan,gö- 2
zü pek... Bayrak. 5/ 3
Bir meyve... "Eğil
bir yol öpeyim/ —
karanlık görmez-
ler" (Türkü)... Titan
elementinin simge- '
si. 6/Taze sığır güb-
resi. 7/ Tarihöncesi
dönemlerde tannlara adak olarak sunulan küçük
heykelcik... Bir sahnenin fılme alınabilmesi için
açık ya da kapalı bir mekânda hazırlanmış yer.
8/ Tann bağışlamasından yoksun kalma... As-
ya'da bir çöl. 9/ Yüz, el ve kol hareketleriyle dü-
şünceyi anlatma sanatı... Bir nota. f
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tropikal bölgelerde yetişen ve tomurcuklan ba-
harat olarak kullanılan bir ağaç. II Çorum'un bir
ilçesi... Bir yapının üst yüzü. 3/ Radyum elemen-
tinin simgesi... Orkestrada yer alan üflemeli çal-
gılar grubu. 4/ "Kuzgun —": Heykelcimiz...
Herkes, başkalan. 5/ Ateş... Bir zaman birimi...
Boru sesi. 6/ Bir ay adı. II Çok sevilen kimse ya
da şey... Voleybol ve teniste oyunun her bir bö-
lümüne verilen ad. 8/ Ters, berbat, çok kötü... Halk
müziğine özgü telli bir çalgı. 9/ Duygu ve düşün-
celeri belirtecek biçimde yüzde beliren kımılda-
nışlar... Renyum elementinin simgesi.