Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t 9 NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
'Istanbul gibi Istanbul' projesinde kentsel koruma için 'iki örnek' inceleniyor...
Roıııa gizemli, Paris özeııli• Istanbul'un bir "dünya
mirası" olarak
korunması ve
yaşatılması için nasıl
yönetilmesi gerektiği
araştınlırken Roma ve
Paris'te gözlenen
başannın da hukuksal
altyapılan
değerlendiriliyor...
lçişleri Bakanlığı'nın isteğiyle
Marmara ve Boğazlan Belediyeler
Birliği'nin (MBBB) eşgüdûmünde
sürdürûlen "tstanbul gibi İstanbuT
projesinde temel amacın "sorunla-
n çözebikcek bir yeni yönetim mo-
deüni" bulmak olduğu artık bilını-
yor...
Geçen yılın kasım ayından bu ya-
na MBBB'de çahşmalannı sürdü-
ren "Yönfcndinne Kurulur>
nun ise
öncelik verdıği kavramlar arasında
Istanbul'un bir "Dünya Mirası" ol-
ması en önemli vurgulama.
Yani artık öylesine bir yönetim
düzenı kurmahyız kı Istanbul'umuz
hem "tarihsel, kültürel vedoğalkim-
Kğini" sûrdürsûn hem de kent hal-
kına "çağdaş yaşanun uygarhk ge-
reklerini" sunabılsın...
Yönlendirme Kurulu'nun işte bu
hedefler için "Dünya kenüerinden
örnekkri" de ırdelediğı çalışmala-
nnda özellikle yine "evrensel değer-
lerinkorunması" açısından mercek
altına aldığı iki kent ise Roma ve
Paris-
Duygu ve sanat kenti
İtalya'nın başkentı Roma, sadece
"7 tepe" üzerine kurulmuş olması
Trevi ÇeşmesL. Kimüeri yeniden gelmek için sevdikleri adına da para atar, kimileri de atmaz~ Ancak, Ro-
ma'yı ziyaret eden herkes, bu çeşmeden duygulannı da yudumlar» (Fotoğraf: OKTAY EKtNCÎ) .
ya da "antik" geçmişindeki benzer-
lıkler açısından değil, belki daha da
önemlısi "romantik" kimliğiyle îs-
tanbul'la ortak denilebilecek duy-
guları taşıyor...
I.S. 395'ten sonra "Doğu Roma"
olarak bu "gizemH" kentle zaten
"akrabahk" da yaşamaya başlayan
Istanbul'un, özellikle "şarlalann-
daki" aşk ve kent sevgisi geleneği,
Roma için bestelenmış tûm Italyan
melodilennde de var...
Bizans'ın ardından Osmanh dö-
neminde doruğa çıkan sevgi teması
Istanbul'la öylesine bütünleşmıştır
ki, örneğin Çamhca, Göksu, Boğa-
ziçi,Adalar,BeyoğhL. ve birçok sem-
tini konu alan tüm şarkı ve tûrküle-
rinde bugün bile sevdahlann dille-
rinden düşûrmedikleri dizeler sıra-
lanır...
Benzer şekilde Roma şarkılann-
da da kentle insan sevgisi birlikte
duyumsanırken özellikle kımi anıt-
lar ve eski mekânlar da sadece bu
duygulann hizmetindedir...
Örneğin, kentteki 300'den fazla
tarihı çeşmenın en ünlüsü Berni-
ni'nın 1620'lerde yaptığı Barcacda
Çeşmesi olsa bıle, Roma'ya konuk
olan her sevdalı kişinin mutlaka zi-
yaret ettiği ise Trevi Çeşmesi'dır.
1730'larda Niccok) Sahi'nin kente
kazandırdığı ve yapımı 30 yıl süren
bu "aşkçeşmesinin" havuzuna "pa-
ra abkhğında", Roma'ya yeniden
gelineceğine inanılır...
Tarih içinde Istanbul'la işte böy-
lesine duygulu benzerlikler taşıyan
Roma'nın, bugünkü Istanbul'dan en
önemli farkı ise aynı tarihin "mima-
ri ve kentsel değerlerini" büyük bir
özen ve titizlik içinde koruması...
Çamhca, Göksu ve diğerleri, ar-
tık sadece şarkılarda birer "hasiret"
olarak kaldı; Roma şarkılanna esin
kaynağı olan mekânlar, bınalar,
anıtlar ise neredeyse "eksiksiz" du-
ruyor. Bunun nasıl sağlandığı ve
Roma'nınneden "vokedümeden" i-
mar gördüğü incelendiğınde ise kar-
şımıza kültürel korumacılıktan
ödün verilmeyen bir "yönetim di-
siptini" çıkıyor...
Tarih nasü konınuyor?
Italya'da 1939'da çıkanlan koru-
ma yasası uyannca Kültür Bakanlı-
ğı'nın başkanlığında ilgili bakanla-
nn, yerel yönetımlenn, ünıversitele-
rin temsilcileri ve uzmanlardan olu-
şan bir "Ulusal Koruma Komitesi"
var. Bu komite ve eşgüdüm içinde
çalışan "Bölge Koruma Yönetimle-
ri" üzennde ise kımse bır "baskı"
ya da "siyasimüdahale" yapamıyor;
çünkü "Anayasal özerkHğe" sahıp-
ler...
İşte bu özerk ve bilımsel yönetim-
ler, belediyelerin de yaptıklan ımar
planlanm "koruma" açısından ın-
celeyip onaylıyorlar. Ya da geri çe-
virip, varsa tarihe duyarsız önerme-
leri "düzeltmelerini" ıstıyorlar...
Italya'da bu uygulama bızdeki gi-
bi "demokrasi" tartışmalanna konu
edilmediği gibi, halk da memnun,
beledıyecıler de... Çünkü Roma, bu
sayede hem "dünya mirası'', hem de
"dünya kenti"... Bunun sağladığı
kazanımlann büyük ve "kahcT bir
zenginhk kaynağı olduğunu Roma-
lılar yaşayarak görüyorlar...
Fransa'da koruma bilinci yüksek, ama 'devlet' yine devrede
Demokratik disiplin
Paris'intarihidokusuna meydanokurcasuıa yükseüp,kente"tepeden" bakan
Eyfd Kulesi, duyarb kesinüerce hâlâ eleştiri konusu yapüabiliyor™
Onlü bir Fransız aydına sormuş-
lar, "Paris neden en güzel Eyfelku-
lesinden görünür?_" Yanıt, kentin
tarihsel sıluetıne saygılı bir "kültü-
rün" özetidir: "Çünkü Eyfel'den
baktnca, Eyfel görünmez de on-
dan~"
GerçektenParis'te, kocabir met-
ropolıten alanda, tarihi kimliğmi
ezen ve peyzajı zedeleyen yapılaş-
malar yok. Son yıllarda kimı "mo-
dern denemeier" varsa bile, böyle-
sıne genişbir "bütüncülkentsel ko-
ruma" içinde kendıne has "renk-
ler" yaratmışlar. Genel mımari ka-
rakteri "tahrip" etmenin değıl,
onunla "saygıtabirkomşuluk" yap-
maya "özen" göstermenin örneği-
ni sergüiyorlar... Yüksekyapılar ise
tarihi kentin dışındalar...
Paris'teki bu sonucun ardında
yatan elbette ki kültürel mirasa du-
yarlı "aydmlanma" bilinci. Bu bi-
lincin imar ve kent yönetımine
yansıyan "hukuksaldüzeni" ise ir-
delenmesi gereken bir örnek...
Fransa'da, "Kültürel tşkr Bölge
Dairesi" bünyesındekı "Koruma
Bölge KuruDan" tümüyle bilımsel
ve özerk çalışıyor. Valinin atadığı
30 üyelı "Koruma Komisyonlan"
da 16 bağımsız uzman, 10 bürok-
rat uzman ve 4 ilgili sivil toplum
kuruluşu temsilcisinden oluşuyor.
"Utasal Korunacak Alanlar Ko-
misyonu"nun önerdiği bölgeler,
kentler, SlT'ler ise "Mimariden
Sorumlu Bakanhkça" koruma ala-
nı ilan edilerek "devlet güvencesi-
ne" alınıyor. Buralardaki planlan
da ancak aynı Komisyonca uygun
görülen mimarlar yapabüiyor...
îşte Pans de bu "kararbhk" için-
de bir yandan "demokrasinin" be-
şiğı bir kent olarak yaşarken öbür
yandan "demokratik rastiantilara
testtm edümeyen" bır tarihi çevre
korumacılığı dısipliniyle evrensel
değerlerini sürdürerek "Paris" ol-
ma kimliğını de geleceğe taşımış
oluyor...
Wong Kar-Wai'nin eleştirmen destekli Aşk Zamanı'nın ilk gösterimi bugün gerçekleştirilecek
Çiıı usulü, kınk bir aşk hîkâyesi
CUMHURCANBAZOĞLU
Bugüne dek filmlere gösterilen ilgiye ve
özellikle akşam seanslannm biletlerinin çok
önceden tükenmesine bakılırsa festival hede-
fine ulaşmakta bu yıl pek güçlük çekmeyecek.
Günün programma gelmce; Emek'in ilk fil-
mi Her Şey Bugün Başhyor'da bu kez Taverni-
er, Ken Loach'ın çok hoşuna gidecek bu" öy-
küyle karşımızda. Kahraman, halkın yüzde
otuzunun ışsiz olduğu bir maden kasabasında-
ki nıinik çocuklan egitmekle yükümlü Dani-
el. Öğrencilerinin hareketlerinden, ruhsal du-
rumlardan evlerde neler yaşandığnıı yavaş ya-
vaş çözmeye başlayan Daniel, kendince çö-
züınler üretmeye başhyor...
liinci sırada isebizim sinema
elestirmenlerinin öneri listele-
rinden eksik olmayan, gösteril-
digı festivallerde büyük ilgi
toplayan bir aşk filmi var: Aşk
7^«ânı Daha önce Chnngking
Ekıpresi ve Muthı Beraberiik
adlı yapıtlanm izlediğimiz
Hoog KongluWongKar Wai, otuz yıl önce ya-
şarrruş "kınkbir aşk hikâyesi' anlatacak bizle-
re.
Tıl 1962; kahramanlardan biri mutlu evlili-
ği olan gazetecı Chow (Tbny Leung), diğeri de
omnla aynı eve taşmmış güzel sekreter Li-
Clun. Eşleri sürekh evden uzak bu iki insan,
zananla arkadaş oluyor vebirUktebol vakit ge-
çirneye başhyor; taa ki eşlerinin birbiriyle iliş-
kis olduğunu öğrenene dek. Çok yaralanıyor-
lat ama bu olay güçlü arkadaşlıklannı aşka
dcaüştürmüyor... Tony Leung'un Cannes'dan
enıyi erkek oyuncu ödülünükazandığı Aşk Za-
mmı, son dönemin en sıradışı aşk fihnlerin-
de\ biri.
:
estival, geçen yıl ölen Mttorio Gassman'ı
îtlyan komedisinin ustalanndan DinoRisi'nın
dnma geçişini simgeleyen Kadın Kokusu'yla
anıyor: Bır kaza sonucu görme yetisini yitiren
Yüzbaşı Fausto, bir asker öğrencinin refakatin-
de îtalya'yı gezmekte, yaşadığı dramı gızleyıp
hâlâ yaşam dolu olduğunu göstermek amacıy-
la her firsaü değerlendirerek, kadınlan koku-
lanndan tanıyarak gününü gün etmeye çalış-
maktadır. Hoîlywood'un 1992'de AlPadno'yla
yeniden çektiği Kadın Kokusu'nda Gassman
kariyerinın en iyi oyunculuklanndanbirini ser-
gilıyor.
Fellini'nin, Roma'mn üst tabakasuıda ve en-
telektüel camiasında yaşanan yozlaşmayı çar-
pıcı bir dille aktardığı Tath Hayat'ın ük göste-
rimi bu gece Emek'te yapılacak. Vakıftan aldı-
ğınuz bilgiye göre, bıletleri tükenmiş fdmin
cumartesi Rexx'teki gösterimi
için hâlâ bilet bulunabiliyor-
muş. Cannes'dan Fellini'ye Al-
tın Palmiye getırenTathHayat,
bir paparazzinin eşliğinde ma-
gazin gazetesı ıçın Romagece-
lerinde yaşananlara şahit olan
ve günbegün o dünyanın düze-
ni karşısuıda kişiliği törpüle-
nen Marcel Rubini'nin (Mastroianni) öyküsü..
Paparazzi deyimini dünya literatürüne sokan
TathHayat, bir yandan ahlaksal yozlaşmayı ka-
muoyunun gündemine getirdiği için Vatikan'ın
tepkisini ahnış, bir yandan da toplumsal çürü-
müşlüğe kenanndan köşesinden getirdiği eleş-
tiriyle Italyan solunun desteğını kazanmıştı.
Atlas'ta ise teröristlenn görünmedıği, gerılım
yanı yüksek bir terorizm öyküsüyle karşımız-
da bugün Bertolucci. Oğlu kaçınlan bir baba-
nın bu olayı kafasında nasıl çözdüğünü, o dö-
nemın Italyası'nda yaşanan korkulan, belirsız-
liğj anlatıyor Bertolucci. Usta yönetmenin ka-
merasımn ardında Storaro yerine, bu kez çok
başarılı Cario De Palma var..
Haneke ise ınsanın kendıne ve yaşadığı top-
luma yabancılaşmasını bu kez Kafka'mn Şa-
to'suyla gözlüyor. Günün sürprizlerinden biri.
Sinepop'ta ise iki yenı îtah/an fılmı öne
çıkyor; Placido Rfazotto'da mafya ta-
rafmdan 1948'de katledilengenç sen-
dikacının kısa yaşantısım mafya
fümlerinin klasık tuzaklarına düş-
meden, beş yıllık bir ön hazırhktan
sonra anlatıyor Pasquak Scûneca.
Mazzacurati'nın Kutsal Dil'ı ise
60'lann Italyan sınemasına öykünen bır
yapun: Antonio ve Will, kırklanna gebne-
lerine karşın hâlâ iş ve toplumda kendileri-
ne yer bulamamış iki sersen. Küçük bir kili-
seyi soyarken karşılanna çıkan hazine onlann
son şansı. Zeki bir komedi-masal.
Beyoğlu Sinemasf nda yine Sinema Sine-
maya Bakıyor bölümünden iki sıradışı belge-
sel var: bunlardan Fassbinder Benim
tçin Bir Tanevdü'nın önemi, kame-
ranın ardında Rosa von Praunheim
(asıl adı Holger Bernard \lishwtz-
ki) gibi smemayı ve eşcinsel sa-
natçılann dünyasını analiz ede-
bilen birinın bulunması. Diğe-
ri ise beyın kanamasının ar-
dmdan felç geçirip sandal-
yeye mahkûm olan, an-
cak üç yıllık tedavı-
nin ardından ayağa
kalkıp setlere dön-
meyi başaran Oshi-
ma'nın inanılmaz öy-
küsü.
Günün klasiği ise
MarcelCarne'nin in-
sanlığı sevmeyi bi-
lenler (iyiler) ve bil-
meyenler (kötüler)
diye ikiye ayırdıği ve
kötülüğün her zaman
kaybetmeye mahkûm oldu-
ğumesajını verdıği Akşam2i-
yaretçilerL
ODAK NOKTASI
AHMETCEMAL
Son Sörii Brecht'e
Bırakalım mı?
Geçen hafta bu köşede "Tıyatroya Tamam
mı, Devam mı?" başlığıyla çıkan yazıma, baş-
ta Ankara Biriik Tryatrosu ve Oyun Atölyesi
olmak üzere, çeşitli sanat kurumlanndan ve ki-
şilerden çok yüreklendırici destek mesajlan gel-
di. Ankara BirtikTıyatrosu'nun sayın yoneticısi,
Anadolu tumelerinin son durağından telefon
ederek bu yazının her satınna katıldıklannı, o-
tuz bir yıldır tek kuruş devlet yardımı almaksı-
zın tiyatro yapabildiklerini, turneleri sırasında
tüm salonlann dolduğunu bildirdi. Oyun Atöl-
yes/'nin Müdürü Sayın Kemal Aydoğan'ın me-
sajı ise şöyle:
"Sayın Ahmet Cemal
Bugün köşenizde Tûridye tiyatrosunun hali-
ne ilişkin yazdığınız yazı, deyim yerindeyse içi-
mize su serpti. Tiyatronun sorunlannı tartışma
açısından doğnı biryöne ve zemine gerekse-
me duyduğumuz şu zamanda yazınızın bu ze-
mine işaret etmesi, tartışmalara doğru biryön
venve konusunda etkili olur umanz ki.
Elinize, beyninize, emeğinize sağlık.
Oyun Atölyesi adına
Kemal Aydoğan
Müdür
öte yandan, aynı yazıya, çok az sayıda olmak
üzere, "öfkeli" diyebileceğim tepkiler de aldım.
Bu tepkilerin bazılannda, Türkiye'de tiyatronun
içinde bulunduğu güçlükleri bilmemekle, tiyat-
ronun bindiği dalı kesmeye çalışmakla suçlan-
dım.
Suçlamalardan birinde, "Tûridye'de ancak bu
koşullarda. yani devlet yardımıyta tiyatro yapı-
labileceği" saptaması da yer almıştı. önce bu
saptamaya bir soru ile yanrt vermek istiyorum:
Peki, Türkiye'de bu koşullann günün birinde
değişmesini sağlayacak türden tiyatro yapıl-
masına ne dersiniz?
özel tiyatrolann bindikleri dalı kesmeye ça-
lışma suçlamasına karşı yanrtım ise şu olacak:
Bir öze* tiyatronun binmek için seçtiği tek dal
devlet yardımı ise eğer, o artık "özel tiyatrolar"
kategorisinde değil, fakat ancak "gayn resmi
ödenekli tıyatrolar" kategorisinde değertendi-
rilebilir.
Ben, geçen haftaki yazımda ne Türkiye'de ti-
yatro yapmanın kolay olduğunu söyledim ne de
devlet yardımına karşı çıktım. Benim karşı çık-
tığım tek olgu, devlet yardımını, perdeleri açma-
nın tek koşuluna dönüştürmektı. Ayrıca da
şöyle bir soru sormuştum: Perde kapatmama-
nın, varolmanın koşulunu yalnızca devletin ve
sponsorlann yardımlanndan bağımlı kılan bir ti-
yatro sanatı, doğrudan özüne ilişkin muhalif ve
politik olma koşulunu nasıl ve ne ölçüde ger-
çekleştirebilir?
"Ö/Jw# tepkiler', bu soruya nedense hiç de-
ğinmedi!
Aynı yazımda şöyte bir saptamaya da yer ver-
miştim: İçinde varolduğu toplumu döşöndürt-
meyi aklının köşesinden bile geçirmeyen, dizi-
lerdeki zihnıyetle, sabun köpüğü hafıfliğindeki
oyunlaria tiyatro sanatı yapılabileceğine inanan
bazı özel tiyatrolar karşısında tiyatro seyırcisı de
seçimini yapmış, televizyon dizilennde de izle-
yeoileceklerini görmek için tiyatroya gitmekten
-pek haklı olarak!- vazgeçmiştiri
Yarası olan, gocunsun!
Ben derim ki, bu konuda son sözü Bertott
Brecht'e bırakalım. Brecht, 'Tiyatroda Diyalek-
tik Üzerine Notlar'm bir yerinde şöyle der: "Bu
tiyatrolarda kötülüğe karşı değil, fakat ancak
can sıkıntısına karşı savaş açılır?"
Bu tür tiyatrolar, hangi tiyatrolardır acaba?
Yazılara yanrt verirken, biraz bılgi lütfen!
e-posta: ahtnetcemal@superonline.conn
acem20@hotmail.com
BUGUN
• CRRKONSER SALONU'nda saat 20.00'de
Detant & Feyza'nın 'Bir Emin Fmdıkoğhı
Projesi' başhklı konseri dinlenebilir.
(232 98 30)
• tFSAK'ta saat 19.30'da Prof. Meriç Hızal'ın
katılacağı 'Figürde Hareket' başhklı söyleşı
dialar eşliğinde gerçekleşecek. (292 18 07)
• tTÜ MASLAK KAMPUSU'nda saat
19.30'da Compania Ketencioğhı'nun
'Izmir'den Pire'ye Rebetiko' başlıklı konseri
izlenebılır. (247 ] 7 33)
• BABYLON'da saat 21.3O'da Tehin &
Yarkm'ın konseri dinlenebilir. (292 73 68)
İSTANBUL FİLM FESTİVALİ'IMDE BUGÜN
• BEYOĞLU EMEK'te 10.30'da 'Her Şey
Bugün Başhyor', 13.30'da 'Aşk Zamanı',
16.00'da 'KadmKokusu', 19.00'da 'Aşk
Zamanı', 21.30'da 'Tath Hayat' adlı filmler
gösterilecek. (293 84 39)
• BEYOĞLU ATLAS'ta 10.30'da 'Vakit
Tamam', 13.30'da 'Gülünç Bir Adamın
Trajedisi\ 16.00'da 'Şato', 19.00'da 'Gülünç
BirAdammTrajedisi',21 30da 'Şato' adlı
filmler izlenebiür. (252 85 76)
• BEYOĞLUStNEPOP'ta 10 30da 'Placido
Rizzotto', 13.30'da 'Kutsal M', 16.00'da 'Aa
Gerçek', 19.00'da 'Öbnek (Veya Öhnemek)',
21.30'da 'SflBaştan' adlı filmler görülebılir.
(251 11 76)
• BEYOĞLU BEYOĞLU'nda 10.30'da
'Akşam Ziyaretçileri', 13.30'da 'Fassbmder
Benim tçm Bir Taneydi', 16.00'da 'Oshima
99+Tam', 19.00'da 'Fassbinder Benim İçin Bir
Taneydi', 21.30'da 'Oshima 99+Tath' adlı
fılmler gösterilecek. (251 32 40)
• KADIKÖYRFJöt'te 10 30da 'Beyaz
Gecder', 13.30'da'Fraıeci', 16.00'da 'Karanhk
Armonüer', 19.00'da 'AteşHKan', 21.30'da
'Italyan Usuhl EvKtik1
adlı fümler izlenebılir.
(336 01 12)