Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Toplumsal Özkıyım
Herkesin kulağı ekonomik pakette, herkesin
gözü döviz piyasalarında, herkesin umudu yı-
lın son çeyreğinde.
Herkesin yüreğini işsizlik, yoksulluk korkusu
sarmış, ekmek arslanın ağzından ejdertıanın
ağzına kaçmış.
Kimsenin gözü kimseyi görmüyor.
Bu arada, işsizlikten insanlar kendilerine kı-
yıp ölüyoriar.
Hapishanelerde, ölüm orucuna yatmışgenç-
terin onuncusu da öldü.
Yukarıdaki cümlenin noktasını koyarken on
birinci ölüm haberi de gelebılir.
Ama kimsenin gözü kimseyi görmüyor.
Telaş ve umarsızlık içinde olay gerekli dikka-
ti çekmiyor. Döviz kuru izler gibi izliyor çoğun-
luk, hapishanelerdeki ölümleri.
Kimsenin aldırdığı yok, ölen kim?
Oysa ölen biziz, oysa bireysel özkıyım değil,
toplumsal bir özkıyımdır söz konusu olan.
llgisizlik ve bilgisizliğimizle bu noktaya gel-
dik.
Hepimiz oturup, kendimizi sorgulamalıyız,
"Bu ölümleri engelleyebilir miydik, engelle-
mek için neler yapılabilirdi de yapılmadı" di-
ye.
Hepimiz, insanları ölümü seçecek kadar, ki-
ne ve nefrete iten etkenlerin neler olduğunu ve
bunlann ortadan kaldırılması için neler yapıl-
ması gerektiğini sormalıyız ve de bir an önce
yanıtlar bulmalıyız.
Toplumda kimi anlaşmazlıkların taraflan, bir-
birlerini onulmaz düşmanlar olarak görmeye
başlamışlar ve kin ile nefret uzlaşmanın yerine
egemen olmuşsa eğer, orada toplumsal bir öz-
kıyımın içine düşülmüş demektir.
•••
Toplum uzlaşma kültürüne birtürlü ulaşamı-
yor. Oysa demokratik yaşamın temeli uzlaşma.
İçinde bulunduğumuz ekonomik bunalım-
dan çıkış için bile yerli ve yabancı gözlemcile-
re göre en önemli öğe uzlaşmayı sağlamak. A-
ma görünüm hiç de o değil.
Hâlâ uzlaşıcı tutumun çok uzağındayız.
Bakın uzlaşmadan söz ediyorum. Taraflar-
dan birinin görüşünün egemen olmasından
değil.
Konumuz F tipi cezaevi olduğuna göre, uz-
laşma deyince bir gerçek ortaya çıkıyor.
Eğer uzlaşma ile çözüm anyorsak, ne bugün-
kü haliyle F tipinde, ne de geçmişte büyük sa-
kıncalarını gördüğümüz, dünyanın hiçbir de-
mokrasisinde devar olmayan koğuş sistemin-
de arayacağız çözümü.
Çözüm, koğuş sistemine dönmeden, onun
doğurduğu sakıncalan doğurmayacak olan ve
aynı zamanda Ftipını, Terorle Mücadele Yasa-
sı'nın 16. maddesinin de delaletiyle tecrit sis-
temine çevirmeyen bir başka düzenlemede
yatıyor.
•••
Taraflar için bir olanak, Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'ün, ilgili sivil toplum örgütleri-
nin de katılımıyla, yapıcı tartışmalarla çözüm
bulma önerisiyle doğmuştu.
Ne yazık ki altın değerindeki bu olanak, uz-
laşmaz tutum dolayısıyla kaçınldı.
Buradaki sorumluluğun sahiplerini de gör-
mezden gelmek ne bize, ne de ölüm orucun-
dakilere bir şey kazandınr.
Ama olayı bu noktada dondurmak da bize
bir şey katmaz.
Taraflardan birini bu kadar güvensizliğe ve
katılığa iten etkenlerin neler olduğuna da bak-
malıyız.
Ve yine aynı zamanda, devletin "Ben öneri-
mi yaptım, artık gerisini onlar düşünsünler"
tavrını benimsemesinin de çok yanlış olduğu-
nu görmeliyiz.
Çalışma odasında bu satırlaryazılırken, içer-
de TV'de çeşitli iktisatçılar, programın başan-
sı için güven ile toplumsal uzlaşmanın önko-
şul olduğunu söylemekteydiler.
Uzlaşma sağlanamadığı takdirde toplumsal
özkıyıma gidiyoruz.
Ne olur, toplumsal uzlaşmaya ilk önce şu F
tipi sorununu çözerek başlayalım!
Artık yitirecek zamanımız yok, giden can ge-
ri gelmiyor.
Bugünden tezi yok, uzlaşma adımlannı at-
mak üzere harekete geçmek lazım.
Geniş kesimlere güven ve umut verecek olan
ilk adım devletten gelmelidir.
Hem de şimdi, hemen şimdi!
CHP'de istifalar yoğunlaştı
Yeni oluşum
înönü'yü bekliyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Erdal
tnönü'nün yeni çıkan
tt
Amlar3"adbkitabı-
nı imzalamak için git-
tiği Izmır'de, bugün bir
açıklama yapabileceği
bildirildi.
Bazı kaynaklar yeni
oluşum için başlangı-
cın îzmir'de verileceği-
ni dile getirirken bazı
kaynaklar ise Erdal
Inönü'nün hâlâ bazı
kaygılan bulunduğu-
nu, bu nedenle açıkla-
masının ne yönde ola-
cağını kestirmenin güç
olduğunu belırtıyorlar.
Parti Meclisi üyesi Me-
met Yulanın da istıfa-
ya hazırlandığı öğreni-
lirken eski bakan Onur
Kumbaracıbaşı da "ls-
tifa benim de günde-
mimde var" dedi.
CHPGenelSekreter
Yardımcısı Mehmet
Sevigen ve Istanbul îl
Başkanı Ali Topuz'un
birergün arayla, istifa-
dan vazgeçirmek için
Murat Karayalçm ile
görüşmeler yaptıkJan
öğrenildi.
Uğur Cilasun, Ül-
kem Cilasun, Eser Ci-
lasun, Şûkrü Barutçu,
Bedri Denür, Halim
Sanalioğlu ve Vedat
Aydında istifa ettikle-
rini bildirdiler.
Sincan'da bir tutuklu daha yaşamını yitirdi. Ölüm orucunda ölenlerin sayısı 10'a yükseldi
F tipi acısı dinmek bibııiv orHaber Merkezi - Adalet Bakanlı-
ğı, cezaevlerindeki açlık grevi ve
ölüm oruçlannı sonlandırmaya dö-
nûk adım atmamakta direnirken dün
de Sincan F Tipi Cezaevi'nde Erol
Evdl adlı tutuklu yaşamını yitirdi.
Böylece ölüm oruçlannda yaşamı-
nı yitirenlenn sayısı 10'a yükseldi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer de, ölüm oruçlannın bir an ön-
ce sona erdirilmesi isteğini dile ge-
tirerek yaşama hakkının kutsal ol-
duğuna dikkat çekti.
Cezaevlerindeki ölüm oruçlan
176. gününe girerken F tipi cezaev-
lerinden her gün yeni ölüm haber-
leri gelmeye devam ediyor. Sincan
F Tipi Cezaevi'nde ölüm orucun-
dayken durumunun ağırlaşması
üzerine Ankara Hastanesi'ne kaldı-
nlan Erol Evcil yaşamını yitirdi.
Ölüm orucunda ölenlerin sayısı
10'a yükselirken Ankara Hastane-
si'nde bulunan 29 tutuklu ve hü-
SEÜMAÇAN
Ftipi
kurbanları
artacak
• Ftipi
cezaevlerinde
5 ay yatan
Açan, bugün
yaşananlann
12 Eylül
döneminden
daha vahşi
olduğunu
söyledi.
ÖZLEMGÜVEMLİ
Edirne ve Tekirdağ F Tipi ce-
zaevlerinde 5 ay yatan ve geçen
gûnlerde tutukluluğu kalduılan
Şeiim Açan, F tipi cezaevinin,
topluma giydirilmeye çalışılan
elbisenin bir ayağını oluşturdu-
ğunu belirterek "Devletin ölüm
orucu eylemcileri için biçtiği ta-
but sayısuıı bilmiyoruz, ama bek-
lediklerinden fazla tabut çıka-
cak" dedi.
Alınterimiz Gazetesi Genel
Yayın Koordinatörlüğü yapar-
ken örgüt üyesi olduğu iddiasıy-
la 1994 yılında gözaltına alınan
ve tutuklu olarak yargılanması-
na karar verilen Selim Açan'm
tutukluluğu 4 Nisan'da kaldırıl-
dı. 7 yıl cezaevinde kalan Açan,
bunun 5 ayını da F Tipi Ceza-
evinde geçirdi.
Selim Açan, 12 Mart ve 12
Eylül dönemlerinde de ceza-
evinde kaldığını anlatarak "Son
dönemdecezaevlerindeyaşanan-
lar, bu iki dönemin yetkinleşttr-
diği bir sistemin egemen kümma-
ya çahşdmasıdır. Yaşananlar 12
Eylüldöneminden bile daha vah-
şidir" diye konuştu.
• Ankara Hastanesi'nde bulunan 29 tutuklu ve hükümlüden bazılannın durumunun
kritik olduğu bildirildi. Cumhurbaşkam Sezer, ölüm oruçlannın bir an önce sona
erdirilmesi isteğini dile getirerek yaşama hakkının kutsal olduğuna dikkat çekti.
kümlüden bazılannın durumunun
kritik olduğu bildirildi.
Baro başkanlan devrede
Ankara Barosu Başkanı SadıkEr-
doğan, Istanbul Barosu Başkanı Yû-
cel Sayman ve Izmir Barosu Başka-
nı Noyan Ozkan. Adalet Bakam'nı
ziyaret ederek yaklaşık 1.5 saat gö-
rüştüler. Baro başkanlannın ölüm
oruçlannın bir an önce sona erdiril-
mesi için adım atılması istemini di-
le getirdikleri belirtilirken kendile-
rinin de üzerlerine düşeni yapmaya
hazır olduklannı ilettıkleri bildiril-
di. Aralannda yazar, şair, yaymcı,
gazetecılerin bulunduğu aydın giri-
şimi tarafindan yapılan açıklamada,
toplu ölümlerin kapı kapı dolaşma-
ya başladığı belirtilerek "Arük her
gün yeni bir ölüm değil birkaç ölüm
haberi alacağız" denildi.
Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü
Metin Yalman, Cumhurbaşkam Se-
zer'in ölüm onıçlan konusunda da-
ha önce yaptığı açıklamaya değin-
di. Ölüm oruçlanmn bir an önce so-
na erdinlmesinin Sezer'in de isteği
olduğunu anlatan Yalman, "Aynca
yaşam hakkımn sona erdirileceği
tehdktiyle kimikoşullannsağlanma-
ya çahşıhnası kabul edilemez, Unut-
mamabdır ki. yaşam hakkı kutsal-
dır. Sayın Cumhurbaşkam bu konu-
da duyarhdırve konuyuyakmdaniz-
lemektedir" dedi.
Özgürlük ve Dayamşma Partisi
Genel Başkanı UfukUras, insan ha-
yatıyla 'inatiaşmamn' halen devam
ettiğini belirterek "tnsanlann göz
göregöre ölmeleriniseyreden bir tu-
tum, çürümenin en açık ifadesidir"
dedi. Istanbul Tabip Odası Basın
Sözcüsü Dr. Rıfat YüceJ de hüküme-
tin ve Adalet Bakanlığı'nın takındı-
ğı duyarsız tavn anlamakta zorluk
çektiklerini vurguladı. İnsan Hak-
lan Denıeği (İHD) üyeleri, F tipi ce-
zaevlerini derneğin önünde oturma
eylemi yaparak protesto etti.
Genç istifa etti
TBMM Cezaevleri Inceleme Alt
Komisyon üyesi KamerGenç, "fay-
dah vesağhkbbir görevyapma umu-
dunu kaybettiği" için görevınden
aynldığını bildirdi. F tıpine nakille-
DHKP-CdavasuKİanhükünılüBazd^BüYÜkbakka^
cayGünet'inceaazesi ise Fırüzköy MezarhğTnda gözyaşlan arasmda toprağa veriML(KADER TUĞLA-UGUR DEMtR)
Bozdağve Güneltoprağa verildi
Istanbul Haber Servisi -
Cezaevlerinde tecndin
kaldınlması için sürdürdükleri
ölüm orucunda yaşamını yitiren
Abdullah Bozdağ ile Tuncay
Günel dün toprağa venldı.
Bozdağ'ın cenazesi
Büyükbakkalköy Mezarlığı'na
götürülürken gösteri yapmak
isteyenleri engelleyen polis bir
kişiyi gözaltına alındı. îzmir Buca
Cezaevi'nde ölüm orucu yapan ve
fenalaşması üzerine kaldınldığı
Izmir Atatürk Eğitim
Hastanesi'nde yaşamını yitiren
Abdullah Bozdağ'ın cenazesi dün
sabah saatlerinde Kartal
Soğanlık'taki evine getirildi.
DHKP-C davasından hükümlü
Bozdağ için Soğanlık Yeni
Mahalle Merkez Camii'nde cuma
namazının ardından kılınan cenaze
namazından sonra
Büyükbakkalköy Mezarlığı'na
doğru hareket edildi. Cenaze
aracını takip eden araçlardan ınen
bir grup slogan atarak pankart
açmak istedi. Ancak polis
gösteriye izin vermeyerek bir
kişiyi gözaltına aldı. Bozdağ daha
sonra Büyükbakkalköy
Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Bozdağ toprağa verilirken
"Analann öfkesi katiUeri
boğacak", "Yaşasuı ölüm orucu
direnişçimiz" sloganlan atıldı.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde
yaşamını yitiren ve TlKB
davasından yargılanan Tuncay
Günel'in cenazesi dün sabah
erken saatlerde Istanbul'a getirildi.
Günel'in cenazesi Esenyurt'taki
Sonevler Cemevi'ne götürüldü.
Cemevi önünde toplanan yaklaşık
200 kişilik grup, Günel ve
cezaevlennde yaşamını yinrenler
için saygı duruşunda bulundu.
"Katil devlet hesap verecek",
"İçerde, dışarda hücrekri
parçala*, "Direne du^ene
kazanacağız" sloganlannı atan
topluluk yürümek istedi. Ancak
jandarma buna izin vermedi.
Jandarmanın, topluluğun ancak
otobüslerle mezarlığa gidebileceği
yönündeki uyansının ardından
grup otobüslere bindi. Günel'in
cenazesi daha sonra Firüzköy
Mezarlığı'nda gözyaşlan arasında
toprağa verildi.
9 . ••
Işkence aletleri Federal Almanya'danFRANKFURT (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Uluslararası Af Örgütü 'Am-
nesty International (AI) bır raporun-
da, dünyanm 76 ülkesinde 'özsavun-
ma* gereçlerinin işkence aracı ola-
rak 'hizmet verdiğini' açıkladı.
Son yıllarda parmak kelepçesi,
ayak kelepçesi gibi işkence aletle-
rinin yam sıra elektrikli cop, göz-
yaşartıcı gaz ve diğer 'özsavunma'
aletleri başlığı altında pazarlanan
gereçlerin de artan oranda işkence
aleti olarak kullamma girdiğine
dikkat çeken AI, bu tür ürünlerin
ihracımn tümüyle yasaklanmasmı
istedi.
Azgelişmiş ülkelerde çok sık kul-
lanılan işkence aletlerinin, Türkiye
gibi ülkelere sorun çıkarmadan pa-
zarlanabildiği belirtildi. 70'li yıllar-
da 2 ABD'li şirketin bu tür aletleri
ürettığine dikkat çeken AI, günü-
müzde, dünyada 150'nin üzerinde
şirketinbu pazan paylaştığını belirt-
ti. Sılah ıhracatında ülkeler bazında
ikinci sırada olan Federal Alman-
ya'nın, söz konusu aletlerin üreti-
minde de ABD'den sonra ikinci sı-
rayı aldığmı belirten Al'ye göre 97
şirket ABD, 30 şirket Almanya ve
kalan 43 şirket de dünyanm diğer ül-
kelerinde faaliyet gösteriyor.
rin ardından eylemlerin arttığına
dikkat çeken Genç, son dönemde
ölüm orucundakilerin bır kısmının
yaşammı yitirdiğini, büyük bölü-
münün de ölüm suıırında olduğunu
vurguladı.
Içişleri Bakanhğı ile Adalet Ba-
kanlığı arasuıdaki yetki karmaşası-
na ilişkın görüşmelerde anlaşma
sağlandı. Buna göre, 561 infaz ku-
rumundanjandarma 2 yıl içinde ta-
mamen çekilecek. Böylece cezaev-
lerinin iç ve dış koruması tamamen
Adalet Bakanlığı'na devredilecek.
Bekâroglu'ndan mektup
FP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Bekâroğlu, ölüm oruçla-
nyla ilgılı Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk'e gönderdiği mektupta,
"Cezaevlerindekisorunlanbilen bir
ruhbüunci olarak iddia ediyorum;
asıl sorun psikolojiktir, inatiaşma-
du-" dedi.
Sanatçılar
uzlaşma
çağnsı yaptı
tstanbul Haber Servisi -
Ölüm orucunda yaşamını yi-
tirenlerin her geçen gün art-
tığına dikkat çekılerek ölüm-
lerin önüne geçilmesi ve ya-
ralann sanlması istendi.
Bir grup sanatçı ve aydın
adına yapılan yazılı açıklama-
da, "Inatlaşma değil uzlaşma,
nefret değil sevgi ve ic banş is-
tiyoruz" deruldı. Açüdamayı
yapan ısımler şöyle:
EdipAkbavram,VecdiSa-
yar, Orfaan Alkaya, Yıbnsz
Erdoğan,FikretOtyam,PıBz
Otyam, Müjdat Gezen, Arif
Damar, Ataol Behramoght,
Muhsin Kızılkaya, Biigesa
Erenus, Fethi Nact, Müştak
Erenus, Özdem Petek. Yase-
minGöksu,PerihanMağden.
Zeynep Tanbay, Reis Çelik,
DüekGökçin,Tan Oral, Maz-
hnn Çimen,PmarKûr, Metin
Coşkun,ErdalÖz,JülkfcKu-
nd, Ferhat lunç, Vedat Sak-
man, Nihlfer AkbaL Duygu
Asena, Oral Çauşlar, İsa Çe-
fik, Metin Uca, Mahir Gfinşi-
ray, Lak Mansur, Macit Ko-
per, MeBke Demirağ. Tuncer
Necmioğlu, Rutkay Aziz,
Akif Kurtuluş, Arif Sağ, As-
h Erdoğan, Ekrem Ataer,
Servet Kocakaya, Mehmet
Galeryâz, Fehmi Yaşar, Tur-
gut Yasalar, Aüf Ydmaz, De-
niz Türkati, Ali Akay, Aytaç
Arman, Suavi,Derya Köroğ-
lu, Engin Yörükoğlu. Fuat
Saka,HüsamettinKoçak,Işıl
Ozgentürk, Müge İpHkçi, Ha-
kan Akcura, Vusuf Çetin,
Nesrin Kazankaya, Hasan
Oztoprak, Tolga Çandar,
Mustafa Erdoğan, Yücel Er-
ten, Berhan Şimşek, Ufuk
Karakoç, Menderes Saman-
aiar, Önıer Özgec, Arzu Ba-
şaran, SaMh Ecer, Mustafa
Demirkanh, Gûrbüz Doğan
Eksioğhi, Zeki Demirkubuz,
Sibel Arslan Yeşilay, Kerem
Kurtoğlu, Ayşegül Aldinç,
Celal Başlangıç, İnciAra],
\\ıdum Yontan,LeylaÖzalp,
Mümtaz Sevinç, Nazh On-
gan,MahmutGökgöz,Derya
Akbora, Zeynep OraL
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Bir anne telefonda ağlıyor:_"Oral
Bey, 65 yaşındayım. Oğlum Ökkeş
29yaşında. Tekçocuğum6yıldırce-
zaevinde ve ölüyor. Oğlum ünh/ersi-
te öğrencisiydi. Şimdi Edime F Tipi
Cezaevi'nde yatıyor. Ben ne yol bi-
liyorum, ne cezaevi. Yanlış otobüs-
lere binip yanlış yeriere gidiyorvm.
Istanbul'a gelip otelde kalıyorum. Ne
param kaldı, ne gücüm. Çocuğum
yok oluyor. Ne olurbirşeyleryapın."
Hatice Karaoğlu, Gaziantep'ten an-
yordu. Onun ağlayan sesi, çaresiz
haykınşı kulaklanmdan grtmiyor. Şu
anda çcx;ul<lan ölüm orucunda ölen
analan, babalan, kardeşleri düşünün.
Yann çocuğunun ölüm haberini bek-
leyen aileleri düşünün. Kendinizi on-
lann yerine koyun.
Bazı gazetelere bakıyorum. Ce-
zaevinde ölen gencecik insanlar, on-
lar için haber değeri bile taşımıyor.
Bu vicdansızlık onlara nereden miras
kaldı merak ediyorum. MehmetBe-
karoğlu ile telefonda konuşuyoruz.
Bakanlan arayıp bir çözüm bulun-
ması gerektiğini söylüyoruz. Sorunu
çözmesi gerekenler ise konuya du-
yarsızlar. Onümde Ceza ve Tevkifev-
leri Genel Müdürü Ali Suat Erto-
sun'dan gelen açıklamalar duruyor.
Benim yazdıklanma cevap yetiştir-
meye çalışıyor. Sonuçta ne ceza-
evindeki tecrit koşullan kaldınlıyor,
ne hasta tutuklu ve mahkûmlann te-
davisi konusunda yeni bir adım atılı-
yor.. ne de cezaevinde yatamayacak
durumdaki hastalann tahliyesiyle il-
gili bir gayret gösteriliyor.
Ali Suat Ertosun'un mektubunun
bir bölümünü buraya aktararak ce-
zaevine yön veren anlayışı daha iyi
anlamanızı istiyorum. "Şayet 19Ara-
lık 2000 tarihinde operasyon yapıl-
masaydı, 1996 yılında yapılan açlık
grevi eyleminde olduğu gibi, terör
örgütleribugüne kadarfiiligüç, bas-
Bir Şeyler Yapmak Gerek
kı ve tehditle ölüm orucunda bulu-
nan kişilerden istediklerinı, özellikle
işlerine yaramayacaklannı tespit et-
tikleri birçok tutuklu ve hükümlünün
ölmesinigerçekleştirmiş olacaklardı.
Oysa şimdi, terör örgütlerinin belir-
lemesiyle ölüm orucuna başlayan-
lardan birçoğu kendi istekleriyle
ölüm orucuna son vermişlerdir."
ölüm oruçlannda kimin ne kadar
sorumluluğu olduğu tartışmasını bir
yana bırakarak somut duruma ba-
kalım: 1996 ölüm orucunda toplam
12 kişiölmüştü.
Yalnızca 19 Aralık operasyonunda
32 kişi öldü. Cezaevleri harabeye
döndü. Bu arada ölüm oruçlannda
da şu ana kadar 9 kişi öldü ve Ba-
kanlık tecridi kaldırmak konusunda
hızla birşeyleryapmazsa bu sayı hız-
la artacak. Şu ana kadar ölen insan
sayısı 41. Yani 1996 ölüm orucuyla
karşılaştınldığında 3 mislinden fazla
adam öldüğü gibi, ölüm oruçlan da
sona ermedi. Ertosun, bizi mi kandı-
nyor, kamuoyunu mu, yoksa bakan-
lığı mı?
•••
Bu kaçıncı yazı, sayısını hattrla-
mam mümkün degil. Ölüm oruçlan
başlamadan, F tipi cezaevleri ilk gün-
deme geldiğinden bu yana yazıyo-
rum. F tipi cezaevlerinin, bu haliyle
en temel insan haklannı ihlal ettiğini
biliyoruz. Bunu daha önce psikiyatr-
lar, uluslararası cezaevi uzmanlan,
uluslararası hukukçular söylediler.
KamerGenç, önceki gün TBMM'de
yaptığı konuşmayı faksladı. Genç,
Adalet Bakam'nı Meclis kürsüsün-
den duyarlı olmayave harekete geç-
meye çağırdı: "Türkiye Cumhuriyeti
Devleti olarakproblemli bir ülke ha-
line gelmeyelim. Inanmanızı istiyo-
rvm, enkısazamandabelki 100, bel-
ki 150 kişi ölebilir. Sayın Adalet Ba-
kanı'nın, IçişleriBakanı'nın, Meclis'in
buna el atması lazım. Ben bunu bir
vicdani görev olarak kabul ediyo-
rum... Bunlann asgahinsancayaşa-
ma kavuşturulmasındayararvar. Sa-
yın Bakan'a bu kürsüdenricaediyo-
rum. Sayın Bakan, eğeryannayapa-
cak bir şeyiniz varsa, lütfen bugün
yapın..."
•••
Bir kriz ortamında yaşıyoruz. Tür-
kiye zor günlerden geçiyor. F tipi ce-
zaevleri, 12 Eylül mantığından kal-
ma bir anlayışın ürünü olarak günde-
me geldi. 12 Eylül'cü sistem iflas et-
ti. Artık Türkiye'nin iç banşa ihtiyacı
var. Ftipi cezaevlerindeki uygulama-
lar da gerilimi arttıran nedenlerden
birisi. Gelin şu soruna, daha çok in-
san yaşamını yitirmeden, daha bü-
yük acılar ve öfkeler birikmeden bir
çözüm bulalım. Yann çok geç ola-
cak.