19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN AIİSİRMEN 'Aydın' ve Unutkanlık Memet Fuat bir kitap yazdı, ortaJık birbirine gir- di. Aydınlar Sözlüğü, içinde yer alan isimler dola- yısıyla olduğu kadar olmayanlan yüzünden de efeştirildi. Doğrusu, yaygınlaşan bir kesimin, aydınlanma- ya karşı açıkça cephe aldığı, çarkıfelek ve televo- le kültürünün, artık alt olmayıp egemen kültür olan arabesk ile kol kola toplumun dengelerini altüst et- tiği birdönemde, sürekli acı çektirilmiş, itilip kakıl- maya çalışılmış olan aydınlann böylesine ilgi çek- mesi biraz şaşırtıcı. Unutmayalım, politikacımızın sürekli halktan ko- puk olmakla suçlayıp horlamaya çalıştıgı aydınla- nmız, bir de postmodern akımın eyyamcılığına kenditerini kaptıranlar tarafından, "entel" olarak da aşağılanmaya çalışılmıştır. Polttikacının ne kadar halktan olduğunu, halkın kendisi kafasını duvardan duvara vurarak anlıyor. Postmodernizmin eyyamcıJarı da, aydınlan ka- ralarken, bir anlamda sanki aynaya bakmışçasına kendi yapısını tanımlayıp ona entel nitelemesi ge- tinyor. Şaşıyorum, 12 Eylül'ün en karanlık dönemlerin- de, herkes sinmiş suspus olmuşken, bir avuç ay- dının despota yürekli karşı çıkışı ve onun sonucu olan "Aydınlar Dilekçesi Davası"nın bu kadar ça- buk unutulmasına. Oysa o dava, yalnız o karanlık dönemin en önemli davası olarak kalmadı, aynı zamanda Ay- dınlar Dilekçesi tarihimize tüm zamanlanmızın yüz aklanndan biri olarak geçti. "Dilekçeyi imzalayanlar kaç kişiydiler" sorusu- nun bir anlamı yok. Çünkü herşeyden önce, hertürlü siyasi eylemin yasak olduğu bir dönemde, organizasyon eksikli- ği dolayısıyla daha geniş kesimlere ulaşılamadı. Kaldı ki, aydın tavnnda önemli olan nitelik yanıdır her şeyden önce nicelik yanı değil. Bir avuç insan da olsa, toplum adına despota yani topu tüfeği elinde tutan Kenan Evren'e baş- kakJtnp "hayırt" diyerek toplumsal namusumuzu kurtarmışlardı. ••• Her neyse gelelim Memet Fuat'ın kitabına. Bu kez eleştiri Adalet Ağaoğlu'ndan geldi. Sayın Ağaoğlu bir gazetenin kitap ekinde, yazdığı yazı İle, Aydınlar Sözlüğü'nde adının yer almamasından duyduğu düş kırıklığını belirtti. Memet Fuat ile Adalet Ağaoğlu'nun ilişkilerini bilmem, bu unutkanlığın sehven mi, kasten mi ya- pıldığını söyleyecek durumda değilim. Ama beni en çok Adalet Hanım'ın tepkisi şaşırt- t. Adalet Ağaoğlu, toplumu sürekli gözleyen, sor- gulayan, seçkin başanlı bir yazar olduğu gibi, tav- nnı koymaktan çekinmeyen, yaşamı boyunca ay- dın tavnnı koymanın mihnetlerinderi kaçınmamış verimli bir aydın. Şimdi adı bir listede yer alsa ne olur, almasa ne olur? Kimse, şu ya da bu nitelemesiyle Adalet Ağa- oğlu'nun yaşam boyu verdiği mücadelenin sonu- cunda vafdığı yeri değiştiremez. • • * Kimi unutkanlıklar, insanın doğrudan kendisini hedef almasa da rahatsız edici oluyor. örneğin, Vizyon dergisi son sayısında "Efsane Okul Galatasaray" başlıklı bir inceleme-araştırma yayımladı. Ozenli birçalışma; okulun birçokyönü tanıtılmış, her alanda isim yapmış Galatasaraylılann listesi çı- kanlmış. Ama tesadüfen kimi isimler unutulmuş. Örneğin 29ya Osman Saba, örneğin Türk sinemasının dev- lerinden biri Ömer Lütfi Akad, örneğin, bütün bir ömrü tiyatroya vakfetmiş, daha geçen yıl doksan yaşında oynadığı rolle, candan alkışlanmış Nec- det Mahfi Ayral Ağabeyimiz. Yine tiyatro dalında, 80'li yıllann Fransa'daki efsanevi sahneye koyucu- su Mehmet Ulusoy, aynı kuşaktan Ayberk Çö- lok, Çetin Ipekkaya ve tiyatromuzun en verimli rejisörü Işıl Kasapoğlu da var unutulanlar içinde. Bu arada basın dalında da Ercüment Ek- rem'den beri Galatasaraylı bir ailenin, bildiğim ka- danyla bu okuldaki son ferdi olan, hünerii kalemi- ni yürekli kişiliğiyle birteştirip, eleştirisinin oklannı yöneltiri<en bunun başına açacağı dertlerden hiç çekinmeyen, çok değerti gazeteci-yazar ve gaze- te yöneticisi dostum Umur Talu'nun adı unutul- muş. Oysa bir gün Türk basın tarihini yazanlar, içinde bulunduğumuz dönemi irdelerken Umur Talu'nun adı üstünde, önemle duracaklardır. Ama kasıtlı olmayan bu unutkanlığın, Umur'u beni rahatsız ettiği kadar etkilemediğine de emi- nim. Çünkü insanlann kendi çabalanyla geldikleri yer- ler, kasıtlı olmayan masum unutkanlıklaria olduğu kadar, kasıtlı görmezden gelmelerle de sarsılmıyor. Operasyonda kolu kopmuştu Veli Saçıhk protezi reddetti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Burdur Cezaevi 'ne düzenlenen operasyon sırasında ko- lu kopan Veli Saçdık. Adalet Bakanlığı'nın kendisine vereceği pro- tez kolu aimayacağını açıkladı. Saçıhk, «Ce- zaevierinden her gün yeni tabutiar çıkarken, sorumlular yargdan- mazken Adalet Bakan- hğı'nın verdiği kolu ala- manT dedi. Saçılık, dün Insan Haklan Derneği (IHD) Genel Merkezi'nde dü- zenlediği basın toplan- ösında, Adalet Bakanlı- ğı'nın protez kol sözü vermesine karşm 9 ay- dır kendisini oyaladığı- nı, kol için toplananpa- ralara da el koyduğunu savundu. Bakanlığın sonradan protezi ver- meyi kabul ettiğini kay- deden Saçılık, "Ceza- evlerinden her gün yeni tabutiar çıkarken, so- rumlular yargüanmaz- ken ben bu kolu ala- nıam. Bakanlık iyilik yapmak istiyorsa öhım- lere engel obun" dedi. Hacettepe Üniversi- tesi'nde tedavisi süren Saçılık, Türkiye İnsan Haklan VakfVnın vere- ceği protez kolu kulla- nacak. Cezaevlerinde F tipine karşı devam eden ölüm oruçlannda dün de 2 kişi hayatını kaybetti • • . . . • • > OKîmler peş peşe getiyorIZMİR/tSTANBUL (Cumhuriyet) -Cezaevlerinde, hücre sistemi ve tec- ridin kaldınlması için ölüm orucuna giren tutuklu ve hükümlüler. daha ön- ce tabip odalannın ve barolann uyar- dığı gibi "arka arkaya" hayatlannı kaybetmeye başladılar. Dün Izmir'de AbdullahBozdağ(26) veCelalAlpay (28), önceki gün ise Edirne'de Tuncay GüneTin ölümüyle ölüm orucunda hayatını kaybeden tutuklu sayısı 8'e ulaştı. Ölüm orucu eylemini destek- leyen bir tutuklu yakını da geçen sa- h günü ölmüştü. Buca Cezaevi'nde durumlan ağırlaşan 12 eylemci de Iz- mir Atatürk Devlet Hastanesi'ne kal- dınldı. Sevgi Erdoğan ile Ayşe Eren'in yoğun bakımda bulundukla- n belirtildi. Türk Tabipleri Birliği Ikinci Başkanı Metin Bakkafcu "Ola- yın çözümü übbi değil siyasidir* dedi. Tutuklu ve hükümlülerin F (hücre) tipi cezaevlerinde tecridin kaldınlma- sı için yaptıklan ölüm orucu eylemi 176. gününe girerken 1 OO'e yakın tu- tuklu ve hükümlünün ölüm sınınn- daki mücadelesi sürüyor. Buca Ceza- evi'nde ölüm orucunu sürdüren ve durumlannın ağırlaşması üzerine Iz- mir Atatürk Eğitim Hastanesi'ne kal- dınlan Celal Alpay (28) ve Abdullah Bozdağ (26) dün yaşamlannı yitirdi- ler. TKP(ML) davasından 12 yıl 6 ay hükümgiyen. Tunceli nüfusuna kayıt- lı Alpay'ın Menemen'de toprağa ve- rileceği, yine DHKP-C davasından 22 yıla hüküm giyen Bozdağ'ın cenaze- sinin ise Istanbul'da gömüleceği öğ- renildi. tHD îzmir Şubesi Başkanı Günse- h' Kaya. durumlan ağırlaşan 12 ey- lemcinin Atatürk Devlet Hastane- si'ne kalduıldığını, birer refakatçi eş- liğinde ikişerkişilik koğuşlara konul- duklamıı, bunlardan Sevgi Erdoğan ile Ayşe Eren 'in durumJannın ağıriaş- ması üzerine yoğun bakım servisine sevk edildiklerini söyledi. Bayrampaşa Cezaevi'nden Edirne F Tipi Cezaevi'ne sevk edilen Tuncay Günel, ölümorucunun 123. gününde, kaldınldığı Trakya Tıp Fakültesi Has- tanesi'ndeyaşamınıyitirdi. 1978To- kat doğumlu olan Günel, TKİP üye- si olduğu gerekçesiyle 1996 yılında tutuklanarak cezaevine kondu. Aile- si, oğullannın, hakkında herhangi bir delil olmamasuıa karşın cezaevinde tutulduğunu belirterek "1996yıhnda- ki süresiz açhk grevi eyiemine de ka- nkü. Öldüğü gün mahkemeye çıka- caktı ve büyük bir ihtimaüe tahliye olaeaktT diye konuştu. TTB tkinci Başkanı Bakkalcı, tıpta uzun süreli açlıktan ölümlenn "mutiakönlenebt- Kr ölümJer" kategorisinde olduğunu ifade ederek "İnsanı esas alan soru- nun çözüm imkânı var iken çözünı yo- lunu gerçekleştirememeyi anlamak mümkün değfl" dedi. Gülmez ve Ersoy toprağa verildi Istanbul Haber Servisi - Edirne F Tipi Cezaevi'nde sürdürdüğü ölüm orucu- nun 171. gününde yaşamı- nı yitiren Fatma Ersoy, dün memleketi Tunceli'de top- rağa verildi. Ersoy'un Ma- nisa Cezaevi'nde ölüm orucunu sürdüren kardeşi Nurgül Ersoy'un (25) da durumunun ağır olduğu bildirildi. Kartal Özel Tip Cezaevi' nde yaşarrunı yiti- ren Nergis Cülmez ise Sa- ngazi Mezarlığı'nda top- rağa verildi. Nergis Gülmez'in cena- zesi dün Adli Tıp Mor- gu'ndan alındıktan sonra Maltepe'deki evine getiril- di. Sangazi Cemevi'ne ge- tirildiği sırada bahçede toplananlar "Analarm öf- kesi katüleri boğacak" slo- ganlan attılar. Topluluk, Sangazi Belediye Başkanı Ffkret Şahin'in sağladığı otobüslerle mezarlığa doğ- ru harekete geçti. Mezarlı- ğın 100 metre yakınmda cenaze omuzlara alma- narak yürüyüş yapıldı. Kortejin önünde Gül- mez'in cezaevinde eylemi sürdüren ağabeyiAHGûl- mez'in gönderdiği çelenk taşındı. tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 0000000000000 Hikmet Sami Türk, cezaevindeki düzenlemelere iki bakanın karşı çıktığını söyledi: Reformları Tantan engelliyor İLHANTAŞÇI ANKARA - Cezaevlerinde yaklaşık 6 aydır süren ölüm oru- cu ve açlık grevinde her gün ye- ni ölüm haberleri gelirken Ada- let Bakanı Hikmet Sami Türk, tutuklu ve hükümlülerin istediği düzenlemeleri Içişleri Bakanı Sadettin Tantan ile MHP'li Dev- let Bakanı FarukBaTın engelle- diğini söyledi. Eylemin sonlan- dırması yönünde girişimlerde bulunulmazken Türk, ölüme ne- den olanlann cezalandınlması için çahşma yürüttüklerini söy- ledi. Adalet Bakanı Türk'ün TB- MM İnsan Haklanm Inceleme Komisyonu Başkanı Hüseyin Akgül ve üyelerle yaptığı görüş- meden somutbir sonuç çıkmadı. Komisyon üyesi Mehmet Bekâ- • Adalet Bakanı Türk, tutuklu ve hükümlülerin F tipi cezaevlerinde yapılmasını istedikleri düzenlemelerin îçişleri Bakanı Tantan ve MHP'li Devlet Bakanı Faruk Bal tarafından engellendiğini söyledi. TBMM Insan Haklan Komisyonu üyesi Bekaroğlu, Bakan Türk ile yaptıklan görüşmeden bir sonuç çıkmaması nedeniyle eylemcilerle görüşmekten vazgeçtiklerini belirtti. roğlu. Adalet Bakanı'nuı F tipin- deki eylemlerle ilgili olarak ken- dilenne "Gidip görüşün, ölüm oruçlannı bu^ksınlar" dediğini bildirdi. Bekaroğlu, ortak kullamm alanlan konusunda yapıhnası gerekenleri sorduklannda Türk'ün, "Bunugerçekleştirenü- yoruz. Bunu düzenleyecek olan Terörle Möcadeie Yasaa'nm 16. maddesini İçişleri Bakanı Sadet- tin Tantan engelliyor" demekle yetindiğini bildirdi. Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın Türk'ün başka bir şey söylemediğini kay- deden Bekaroğlu, TBMM İnsan Haklanm Inceleme Komisyonu cezaevlerine giderek çahşma yapmaktan vazgeçtiğini söyledi. Bekaroğlu, buna gerekçe olarak cezaevine götürülebilecek somut bir gelişmenin ohnamasını gös- terdi. Türk, TBMM'de gazetecilerin sorulannı yanıtlarken ölümleri 'üzüntüjie' karşıladığım belirtti. Eylemdekilere müdahalenin doktorlar arasuıda da tartışıldığı- nı belirten Türk, "Görüşmetek- raroIabiKr mi?" sorusuna karşı- lık taleplerin "Ftipicezaevierinin kapaalması, koğuş sistemine ge- ri dönülmesi ve DGM'lerin kal- duTİması" gibi baştan beri önü sürülen istemleri içerdiğini öne sürdü. Türk, "Bunlar üzerinde hiçbir zaman görüşme yapıbna- dıveyapılmayacaktır da... Bu e\ - lemlerin hiçbir >aran olmadığV nı baştan beri söyledik" diye ko- nuştu. Öte yandan aralannda IHD, Türk Tabipleri Birliği, KESK'in bulunduğu çok sayıda demokra- tik kitle örgütü, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başba- kan Bülent Ecevit ile acil görüş- me talebinde bulundu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR ölüm orucu yapan aileler. Hak ahnak için bedel ödüyoruz HATİCETUNCER F tipi cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü- lerin ölüm oruçlan sürerken yalanlan da dışanda ölüm orucu eylemi yapıyor. Tu- tuklu ve Hükümlü Ai- leleri Yardımlaşma Demeği'nde (TA- YAD) çocuklannın isteklennın kabul edilmesi için ölüm orucu eylemine baş- ladıklannı açıklayan aileler, derneğin ka- patılması üzerine bir süre sanatçı Biigesu Erenus'un evinde kal- dılar. Eylemlerinr çeşitli mekânlarda , sürdüren tutuklu ya- kınlan, so- nunda Kü- çükarmut- lu'da Gûl- süman Dönmez'in evinde kal- maya baş- ladılar. Ey- lem, göz- lerden uzakta sü- rer ve hatta ölüm orucu yapan tu- tuklu ya- kınlan ol- duğu unu- tulurken Gülsüman ŞenayHanoğhı Zehra Kulakaz Dönmez ölüm orucu- nun 147. gününde ya- şammı yitirdi. Şenay Hanoğhı, Zehra Kulaksız, Ca- nan Kulaksız, Reşh San,Hölya Şimşek ve Fatma Şener ise tu- tuklu ve hükümlüle- rin isteklerinin kabul edilmesi, bir an önce görüşmelerin başla- ması için ölüm orucu- nu sürdürüyorlar. Şenay Hanoğlu, 150 gündür ölüm oru- cunda. Eşi Yâcd Ha- noghı Kandıra Ceza- evi'nde, 11 ve 9 yaş- lannda iki çocuklan var ve hayatuu evlere temizliğe giderek ka- zanıyor. Gözleri ışık- tan rahatsız olduğu için perdeleri kapalı loş bir odada kalıyor ve fazla konuşamıyor. Isteğini kesik kesik fi- sıltıyla dile getirebili- yor: "İçerdekilerinta- lepleri kabul edüınce- ye kadar bırakmaya- cağmu." Hülya Şimşek, Edirne F Tipi Ceza- evi'ndeki Zeynd Abi- din Şimşek" uı ablası. Eylemınin 143. gü- nünde. Şimşek, "Biz intihar etnüyoruz a- ma insanlann tek ba- şına yaşamasuıı siz kabul edebittyor mu- sunuz" diye soruyor. Zehra ve Canan Ku- laksız'uı amcası Mehmet Kulaksız, önce Edir- ne F Tipi Ceza- evi'ne, ora- dan da Te- kirdağ F Tipi Ceza- evi'ne sevk edilmiş. Zehra, 22 yaşında, îs- tanbul Uni- versitesi tktisat Fa- kültesi son sınıföğren- cisi bir genç kız. 142. gü- nünde ve konuşma zorluğu çekiyor. 58kilodan40kilo- ya düşmüş. Zorlukla birkaç cümle söyleye- biliyor: "Yaşamayı sevmiyor değiliz. Ama ûısanian cezatvierin- de ölüme gönderiyor- lar. Bu bizim tercüu- miz değJL Yaşamayı öfccek kadar seviyo- rum.'' Canan Kulaksız ise 19 yaşında ve Ege Üniversitesi Fen Fa- kültesi Biyoloji Bölü- mü 1. sınıf öğrencisi. Eyleminin 133. gü- nünde. "Yaşamayı ben de sevivonım, a- ma ne yazık ki bak al- mak için bedel öde- mekgerekryor" diyor. [email protected] Selim Açan, Tekirdağ FTıpi Cezaevi'nden tah- liye edildi. Devlet güvenlik mahkemesi 6.5 yıllık tutukluluğunun sonunda, onun bırakılmasına ka- rar verdi. Selim Açan ve Eşber Yağmurdereli ile bundan tam 13 yıl önce Bursa özel Tip Ceza- evi'nde birlikte yatmıştık. Selim'e kaç yıl yattığı- nı sordum, "15 yıl" dedi. Eşber 17 yıl yatmıştı. Cumhuriyet gazetesinde benim odamda, üçü- müz ölüm oruçlanna nasıl çare bulabiliriz diye kafa yoruyoruz. Selim Açan'ın eşi Oya Açan da Kartal Ceza- evi'nde ve ölüm orucunda. Her an onun da fena- laşarak hastaneye kaldınlabileceğini söylüyor. Selim, cezaevinde kanlı ishal olmuştu. Nakil sı- rasında yediği dayaklardan kaburgalan kınlmıştı. Karşılaştığımızda kucaklaşırken "Aman dikkat, kaburgalanm daha tam kaynamadı" diye uyardı. Birçok sağlık sorunu var. Safrakesesi, böbrekle- ri, çeşitli açlık grevleri ve ölüm oruçlan, uğradığı saldırılar sonucu iflas etmiş durumda. Âskerlik sorunuyla uğraşıyor. Askeri hastaneye yatıp has- talıklarını tedavi ettirmeyi, ondan sonra askere gitmeyi deneyecek. Selim, çıkarken, bana yazdığı ve cezaevi ida- resi tarafından "gazetecilere mektup yazamaz- sın" gerekçesiyle gönderilmeyen mektubu da beraberinde getirmişti. 16Ocak2001 Edirne ta- Selim Dışanda, Arkadaşlan Olüyor rihli mektubunda neler yazdığını yeni okuyabil- dim. Ondan ablası Serpil ve ağabeyi Ali vasıta- sıyla haber alıyordum. Selim'le operasyon önce- si Bayrampaşa Cezaevi'nde de görüşmüştük. Selim ve arkadaşlan ölüm orucunu zamansız bu- luyorlardı. Operasyona kadar da ölüm orucu yapmadılar. Operasyondan sonra, daha önce ölüm oru- cunda olmayan birçok insan da ölüm orucuna başladı. Bakanlığın, "örgüt baskısı nedeniyle ya- pıyoriar, bu nedenle operasyon yaparak onlan kurtaracağız" iddiasının da ne kadar gerçekten uzak olduğu ortaya çıktı. Selim, hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyken bir haftalık derginin yazıişleri müdürü olduğu için tutuklanmtştı, yıllarca bu nedenle cezaevinde kal- dı. Çıktıktan kısa süre sonra da yeniden tutuklan- dı. Babası ibrahim Açan, askeri hâkimdi, istifa edip avukatlığa başladı. Yıllarca Selim'in davala- rı peşinde koştu, birçok tutuklu ve mahkûma hu- kuki yardım yapabilmek için didindi durdu. Başı- na olmadık belalar geldi. Şimdi yaşlı ve yan felç- li bir halde, oğlunu görmenin buruk sevincini ya- şıyor. Önceki gün Meclis Insan Haklan Komisyonu Cezaevi Alt Komisyonu üyeteri, bir çözüm bula- bilmek amacıyla Adalet Bakanı'yla görüştüler. Komisyon üyeleri bakandan, tutuklu ve mahkûm- lann en temel hukuki haklan olan, "disiplin suçu işlemedikçe kimse hücrelere atılamaz ve tecrit edilemez" hükmüne aykırı duruma son verilme- sini istediler. Komisyon üyesi Kamer Genç, gö- rüşmeden çıktığında umutsuzluk içindeydi. Ada- let Bakanı'nın yürürlükteki Terörle Mücadele Ya- sası'nın 16. maddesi değişmediği sürece bir şey yapamayacağını söylediğini anlattı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, kamuoyu- na yaptığı açıklamalarda ve bizlerle yaptığı özel görüşmelerde, bu maddenin en temel insan hak- larına, evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu söylemişti. Üstelik bu madde 10 yıldır yürürlük- te, ancak çok temel bir hakkı ihlal ettiği için 19 Aralık operasyonuna kadar uygulanmamıştı. Kal- dı ki bugün F tipi cezaevlerinde bu kanun mad- desi yürürlükte iken bile tecridi azaltacak adım- lar atılabilir. Tutuklu ve mahkûmlardan aldığımız haberlerden, tecridin kırılması yönünde bir adım atılması halinde durumun yumuşayacağı anlaşı- lıyor. Adalet Bakanı'nın bu adımı kendi iradesiyte atamayacağı görülüyor. İçişleri Bakanı Saadet- tin Tantan'ın bu kanun değişikliğine karşı oldu- ğunu, bu nedenle elinin kolunun bağlı olduğunu gerekçe gösteriyor. O zaman bu sorumluluk, operasyona karar ve- ren hükümetin sırtında. Hükümet, bunca olum- suzluk içinde, ölüm oruçlannı bitirebilecek bazı adımlar atabilir. Bu o kadar zor değil. Bu ülkeyi ölüm ülkesi olmaktan çıkarmak için birilerinin birşeyleryapması gerek. Yanı başımız- da insanlar ölüyor. Üstelik bu ölümleri durdur- mak için yapılacak şeyler yalnızca evrensel hu- kuk ilkelerine uymaktan ibaret olacak. Her şey bu kadar acımasız halde olunca kimin eline ne geçiyor? Baskı ve zorbalığa dayalı, çev- resiyle ve halkıyla kavgalı rejim iflas etti. Acıma- sızlık ve baskıda ısrar, bu ülkede beklenenin öte- sinde acılara neden oldu. Haydi artık bir şeyler yapalım. Yeter, yeter bun- ca vurdumduymazlık. Bedelini hepimiz ödüyoruz. Buna hükümet de dahil. Selim, ölümün eşiğindeki eşi Oya'yla görüş- meye gitti. "Bir çözüm bulalım" dedi. Gözlerine baktım. Gerçekten bir şeyler yapmalıyız. Haydi bir şeyler yapalım...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle