19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 2001 CUMA L A Y L A R V E G O R İ j Ş L E R [email protected] Zorunlu Bir \Sbflt-2 Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU/sta*6w/ üm. Rektörü S ayın Ateş 20.03.2001 tarihli yazısında ilgi- sizlikten değilse bile- rek, yani kasten bir başka gerçeği de de- ğiştırerek kendi fakül- tesinin dekanını itham etmekte- dir. Siyasi Tarih Ana Bilim Da- lı'ndan bir öğretim üyesinüı Si- yasal Bilgiler Fakültesi'nde ders vermesi istenmiş, Sayın dekan da bu konuda birgörevlendirme yap- mıştır. Son derece saygın, gerçek bir bilim adamı olan dekan, Sayın Ateş tarafından aynı ana bilim da- lında yer alan kardeşi yerine bir başka yardımcı doçenti görevlen- dirmekle suçlanmaktadır. Ancak dekanın kardeşi olan yardımcı do- çent ait olduğu bölüme geçmişte kadro verilmediği için Siyasi Ta- rih Ana Bilim Dalı kadrosunda yer almakta olup, hiçbirzaman si- yasi tarih dersi vermemiştir. Kal- dı ki bu durum, Iktisat Fakülte- si'nin birçok ana bilim dalı için ge- çerlidir. Sayın Ateş bunu bibnez mi? Elbette bilir. Hatta çok iyi bi- lir. Ancak amaç karalamaksa, ba- zı gerçekleri bilmezden gelmeyi gerekli görmektedir. Kaldı ki yi- ne aynı yardımcı doçentin Koca- eli Ûniversitesi'nde görevlendi- rilmeyişini eleştirmektedir. Ders yükü gerçekten çok fazla olan bu genç bilim adamını Kocaeli Üni- versitesi'ne göndermeye Sayın Ateş neden razı olmuştur, şimdi kendi ûniversitesinin bir başka fa- kültesindeki görevlendirmeye ne- den karşı çıkmaktadır? Anlamak gerçekten mümkün değildir. 4. Üniversite Yönetimi ve ToktamışAteş; Saym Ateş, 16.11.1999 ve 20. 3.2001 tarihli yazılannda "Üni- versite bütçesinin aslan payının iki np fakültesinegittiğini'', "Yaünm harcamaian için de benzeri duru- mun geçeriiokhığunu","Istanbul Ünrversitesi'nin harcamalannın öp fakülteferine gittiğini, tahsis edi- len kadrolarda yine üp faküitele- rine önceük tanındıgmı" yazmak- ta ve YÖK'ü bu konuda göreve davet etmektedir. Bu iddıalarda da, Iktisat Fakül- tesi öğretim üyesi olan Sayın Ateş gülünç duruma düşmektedir. TBMM tarafından kabul edilen Bütçe Kanunu içerisinde yer alan Üniversite Bütçesi'nin ne demek olduğunu ve bütçede Sağlık ve Eğitim sektörlerinin farldılığını eğer bihniyorsa o zaman ancak kendi bilgisizliği ve yanlışı olur. Aynca her bir hastaneye günde 50.000 kişi girerken ve Türkiye'nin en büyük hastanelerinden tüm ulu- sumuz sağlıkhizmeti alrrken, hız- la yenilenen sağlık teknolojisine uymak gerekirken ve bütün bun- lar için bütçede aynlan meblağı başka bir yere aktarmak mümkün olamaz iken ve de bir tıp fakülte- sinin getirdiği 2001 yılı için yak- laşık gelir 30 trilyon olarak bek- lenir iken ve bu gelirin yüzde 30'unun aynı tıp fakültesine sarf edilmesinin yasal zorunluluk ol- duğu bilinir iken îktisat Fakülte- si'nindönersermaye gelirini de art- tirmak SayınAteşlerin elinde iken böylesi gülünç ve sadece "çamur at, izi kahr" anlayışı ve iddiada bulunmak son yıllarda sık gördü- ğümüz basın etiği ile kanımca bağ- daşmayan bir davramştır. 5. Bölümlerin Bırieştirümesi Karan: îktisat Fakültesi, Siyasal Bilgi- ler Fakültesi ve Işletme Fakülte- si'nde aynı adı taşıyan bölümlerin birleştirilmesi ile ilgili Senato'nun 5 muhalefet oyuna karşılık 51 oy- la aldığı karan berüm kişisel ka- ranm gibi göstermeye çalışan bir yaklaşımı benimseyen Sayın Ateş, Senato üyesi olduğu halde karann alındığı gün toplantıya katılma- mış, tahminlerini ve yakıştırmala- nnı gerçekler olarak kamuoyuna benimsetme gayreti içinde aynı konuya yazılannda defalarca de- ğinerek Senatomuzun saygınüye- lerini rencide edici bir üslup be- nimsemiştir. Gerek öğretim üyesi gereksini- •li». minin karşılanmasında, gerek üni- versite giriş sınavı tercihlerinde, ge- rekse fakültelerin fiziki mekânla- nrnn kullanımında büyük sorun- lar yaratan ve fakültelerin kuruluş gerekçeleri ve isimleri ile bağdaş- mayan yapay durum, bölümlerin birleştirilmesi sonucuönlenmiştir. Îktisat Fakültesi Uluslararası Diş- kiler Bölümü de bu uygulama için- de Siyasal BilgilerFakültesi'nin ay- nı adı taşıyan bölümü ile birleşti- rilmiştir. Ancak ilgili bölümün birleşti- rilmesi karanndan önce Öctisat Fa- kültesi Uluslararası llişkilerBölü- mü'ne girmiş bulunan öğrencile- rin eğitimi yine îktisat Fakülte- si'nde sürdürülmüş, yeni öğrenci alımı durdurularak kontenjanlar Siyasal Bilgiler Fakültesi Ulusla- rarası llişkilerBölümü kontenjan- lannaeklenmiş; yani Sayın Ateş'in iddia ettiği gibi gerek T.C. vatan- daşı olan gerekse Türk cumhuri- yetlerinden gelen öğrenciJeraçık- ta bırakılmamıştır. Yapılan yeni düzenlemelerden öğretim elemanlanmn da hoşnut kalmalan için, kendi fakültesinde kalmak isteyenler, bölümlerinin ana bilim dalına dönüştürülmesi ve ilgili bulunan bir diğer bölüm için- de yapılandınlmalan ile çözümlen- miştir. Universitemizin eğitimde yeni- den yapılanma çalışmalannın ba- şanya ulaşmasının en önemli ko- şullan arasında yer alan öğrenci merkezli- aktif eğitim ve bağıl de- ğerlendirme sistemi, derslerin kü- çük sınıflarda yapılmasını ve öğ- renci başına düşen öğretim ele- manı sayısının yüksek olmasını gerekli kılmaktadır. Fakültelerde aynı adı taşıyan bölümlerin bir- leştirilmesi ile bölüm sayısı azal- mış, fakültelerin fiziki mekânJa- nnı yeniden yapılanma sürecinin gerekleri doğrultusunda kullanma olanağı doğmuş, fakülteler kendi içinde bir bütünlük kazanmış, öğ- renci ve öğretim elemanlan bu sü- reçte hiçbir zarara uğratılmamış- tır. Istanbul Üniversitesi, ülkemi- zin en eski ve değerli bir bilim ku- rumudur. Bu kurumun rektörlüğüne se- çimle gehniş bir üniversite hoca- sı olarak Sayın Ateş'in sürekli ola- rak yaptığı saldınlara karşı sabır- la bekledim. Istanbul Üniversitesi gibi bir bi- lim kurumunu, kişisel saldınlar nedeniyle polemiklerden uzak tut- mak istedim. Ancak sürekli saldın ve tacizler karşısında daha fazla beklemenin bilime ve bilim kurumuna karşı bir haksızhk olacağını düşünerek bu cevaplan yazmak zorunda kal- dun. Sayın ve değerli Cumhuriyet okurlannın beni anlayışla kar- şılamasını dilerim. •-.-- -•,•> - ARADA BİR ŞEMSETTtN ORHAN Eğitimci - Üretici Yettiniz YıiiarAr... Şeyhlerin, toprak ağalannın, tarikat liderterinin, aşiret reıslerinin ve de büyük sermaye çevrelerinirt 50 yıldırsözcülüğünü yapmakta olan siz sözüm ona ey milletin "mılliyetçi, mukaddesatçı ve liberal" vekifleri, 50 yıldır bu ülkeyi sizler, siz siyasal Isla- mın savunuculan, (aranızda bunca iyilere karşın), siz yüce parlamentoya olan toplumsal güveni tü- ketenler, siz Said-i Nurst'nin elinı öpenler, siz Fet- hullah Gülen'den ödül alanlar, siz yoksul halkımı- zın ekmeğine aşına göz koyanlar yönettiniz. Menderes le, Demirelle, Erim'le, MeJen'le, Talu'yla, Evren'le, Ulusu'yla, Özal'la, Akbulut'la, Çilter'le, Erbakan'la, Yılmaz la, Ecevft'le, kurtlar- la, kuşlarla, ermişlerle, Derviş'lerle yönettiniz. 12 Mart ve 12 Eylül cuntalanyla yönettiniz. Ço- ğu kez ABD ile birlikte, çetelerle yönettiniz. "Su- surtuk kahramanlan" (!) ile kol kola yönettiniz. Atatürk devrimlerine göğüsten saldırasaldıra, hal- ka kemer sıktıra sıktıra, irticayı azdıra azdıra yö- nettiniz. Yeni Dünya Düzeni'nin buyruklan doğrul- tusunda tanm, hayvancılıkve esnafi bitire bitire; hal- ka yabancılaşarak, üretimi yok ederek, tüketim toplumu yaratarak, ülkeyi emperyalizmin açık pa- zanna çevirerek yönettiniz. 24 Ocak Kararian'yla, IMF programlanyla, sıkı- yönetimlerle, halkı susturarak yönettiniz. Direnen- lere karşı devlet denen mekanizmayı ejderha gibi kullanarak, halkı sindire sindire; kıyımlarla, sürgün- terle, darağaçlanyla, ajan-provokatörierie, "böl- yönet" taktikleriyle, bir kuşağı silindir gibi ezip yok ederek yönettiniz. Ulusal kaynaklanmızı adamlannıza peşkeş çe- kerek, ulusa ait zenginlikleri -babanızın malı gibi- soysuzlara "hibe"ederek yönettiniz. Mafyaya kay- nak yaratarak, hortumculara banka sunarak yönet- tiniz. Cumhunyet devrimi kazanımlan olan KlT'te- ri, rantiyelere attın tepsi içinde sunarak yönettiniz. Kamu bankalannın içini boşaltarak, başanlı KİT yöneticilerini etkisizleştirerek, verdiğiniz teşvikler- le yarattığınız dev medya tekellerini arkanıza ala- rak yönettiniz. Düne kadar dünyada kendi kendi- ne yeten yedi ülkeden biri olan Türkıye ekonomi- sinin yansını kayrt dışında tutarak, ülkeyi "karapa- ra" cennetine dönüştürerek yönettiniz. "Tûrk-lslam Sentezi" adına Kemalist devlet ku- rumlannı yıkarak, nutuk atarak yönettiniz. Yargı bağımsızlığını, üniversite özerkliğini orta- dan kaldırarak, takunyalı vali ve kaymakamlaria, eli tespihli emniyet müdürieriyle yönettiniz. Ve sonuçta güzel ülkemizi bu duruma sizler, siz yalanın büyük üstatlan, siz siyaset bezırgânlan, siz işbirlikçiler, siz yamyamlar, siz holdingleşen siya- sal parti ağaları getırdiniz. Bizleri dünyanın mas- karası yaptınız. Ülkeyi yangın yerine çevirdikten son- ra, 5-10 milyar dolar için Derviş'lerinizi dünya baş- kentlerinde kapı kapı dilendirerek, ulusal onurumu- zu ayaklar altına aJdınız. Çanakkale'de üstümüzeçullanan Haçlı torunla- nna karşı canlan ve kanlan pahasına destanlar ya- ratan kahramanlanmızın, şehitlerimizın kemıkleri- ni sızlattınız. Bakın şu halimize: Bir yanda yolsuzluk ve yok- sulluk, öbür yanda gelir dağılımındaki adatetsizlik- te dünya dördüncülüğü... Kemer sıktığımız yeter artık!.. Bıktırdınız yaşamaktan. Bunca yoksulluk ve yol- suzluklar, bunca sefillik, bunca arsızlık ve bunca eza ve cefa hepsi sizin, sizlerin eseri. Bitirdiğiniz bir kuşak, ezdiğiniz bir coğrafya ile birlikte siz de bittiniz!.. MEVLID ve ANMA Aramızdan aynlan sevgılı kuruculanmız, genei başkanlanmız ve arkadaşlanmıa 38 kuruluş yıkjönumumüzde rahmetle anıyoruz. 14 04 2001 Cumartesı günu öğle namazından sonra Levent Camıı'nde merhum spor yazartannın aıhlan njın duahan, Hacı H. SADETTİN EVGİNER idaresinde, Hacı H. ZtYA AYKUT, Hacı H. HİMMET ÖZEN, Hacı H. HAYRİKAYA, Hacı H. YUSUF KÖK, Hacı H. MEHMET KARAASLAN, Hacı H. NİZAMETTİN AKALJN ve Hacı H. ÖZBEYİSPİRÜ tarafından Kuran-ı Kenm ve Mevlıd-ı Şenf oKutulacaktır Tüm uyeJenmız, sporseverter ve dın kardeşlenmıze duyurulur TSYD Yönetlm Kurulu El ile Kulak. VedatGUNYOL Türkçe deyimJer arasmda biri var ki, kö- kü eskilere dayansa da, günümüzde birden güncelleşıverdi, yadırganmadan... Eli kulağmda deyimidir bunun adı. Ne de- mek eli kulağında? Olması ya da gerçekleş- mesi çok yakın bir olayın müjdesi. daha doğ- rusu müjdecısi anlamına geliyor bu deyim. Bugünlerde, bakıyorum da, olur olmaz herkesın eii kulağında; sokakta yürürken ol- sun; otobüste, minibüste, yatakta olsun, da- ha bilmem nerede, nerelerde olsun, zırzıröten bir sesle birlikte eller kulağa yapışıyor, adı- na cep telefonu denilen aygıta sıkı sıkıya ke- netli olarak... Eller kulağa yapışınca iş ha- berleri, sevda teraneleri, görüşelim-buluşa- lım istekleri, özlem çağnlan, daha neler ne- lerbirbirini izleyerek sürüp gıdiyor, kulak mi- safiri olmak durumunda kalanlann varlığı- ru hiçe sayarak. Kulağa yapışan aygıtlı el sa- naJ değil, gerçek bir el. Günlük yaşamı her çeşit istekleri saniyesi saniyesine yansıtan, gediğine oturtan bir el bu. Bu aygıtlı el, bir uygarhğın vazgeçilmez sımgesı adeta. Çağımız, elleri kulağa teslim eden cep te- lefonu çağı. Biz insanlar, 21. yüzyıl insanlan bugüne gelinceye dek sayısız uygarlıklar yaşadık. Daha dünlere kadar blucın, naylon poşet, şimdilerde de internet, bilgisayar uygarlık- lannı yaşamıyor muyuz? Yaşıyoruz, hem de çılgıncasına. Bu arada holiganı moliganı ile birlikte ayaktopu uy- garhğını da, daha doğrusu uygarsızlığını da unutmayalım, yoksa haraptır halimiz. Oünyamız, adına teknoloji denilen bili- min veled-i zinası (piçi), biz dünyalılara da- ha neler neler sunacak, aİdımızı toparlamaz- sak canımıza okuyacak... Unutmayalım, da- ha nicenice yaratüann eli kulağında, haberiniz olsun. PENCERE Toplu OnderNk!.. Ecevit, DSP Grubu'nda alkışlarla sık sık kesilen konuşmasında açıkladı: - Çekilmeyeceğim!.. Partilerin Meclisgruplan birâlem!.. Kayrtsızşart- sız genel başkana bağlı birer militana dönüştü mil- letvekıllen; lıderienn konuşmalanna karşı ne bir ses ne de bir nefes duyuluyor; dinleyenlerin görevleri belli: Alkış.. alkış.. yine alkış... • "Çekilmek" üzerine siyasal edebiyat, birzaman- lann CHP'Iİ Başbakanı Hasan Saka'dan bu yana süruyor; yurttaşın biri Saka'ya telgraf çekmiştı: "-ÇekilL" Saka yanıtladı: "- Çekildim, tam 80 kiloyum." Ecevit'in 80 kilo olduğunu sanmıyorum; olsa ol- sa altmış, altmış beştir... Aman çekilmesin!.. Çünkü bu ülkede gelen gideni aratıyor; öyle bi- ri başbakanlık koltuğuna oturur ki şair ve duygu- sal Bülent Ecevrt'i mumla aranz. • Hem Türkiye'nin uygulayacağı programın zami- ri ortaya döküldü: Dolar 1.000.000'a çıktı.. Milli gelir 3000 dolardan 2000 dolara düştü.. Durdurulmak istenen enflasyon yine gemı azıya alarak bir ayda yüzde 10'a fıriadı... Eloğlu şimdi diyor ki: - Sana 8-10 milyar dolar yeniden borç verebi- lirim; ama, istediğim 15 yasayı çıkartacaksın! Ulusal bir çözüm düşünmek kımsenın haddi de- ğil!.. Dış güçlerin karşısında el pençe divan durmu- şuz; kıblemız Avrupa bile değıl, Arnerika... Ecevit'in yerine kim gelirse gelsin bu programı uygulamayacak mı?.. • Peki, yok mu bir afternatif?.. Türkçesiyle bir seçenek... Seçenek bir ulusal harekettir; ilk aşamada alter- natıfi oluşturacak bir güç oluşumu, bir ağıriığın ya- ratılmasıdır. Bu, zaman içinde gerçekleşebilin sa- bıria, alın teriyle, dirençle, istençle, uğraşla adım adım yürünecek, seçenek yolunun taşlan bir birdö- şenecektir... Kolay mı?.. Değil!.. Çünkü adım adım taşlan döşenecek böyle biryol- da çeşitli tuzaklar kurulmuştur; eloğlu ve içerideki yardakçılan Türkiye'de ne seçenek istiyoriar.. Ne de uyanış... • Eskjden mahkûmlara tek tip elbise giydirilirdi; film- lerde çok görülen pijama gibi yollu çizgili ünifor- mayı giymek zorunda kalırdı mahkûm... Bugün bütün çevre ülkelerine tek tip program uy- gulanıyor; kimsenin kafası tek tip programın dışı- na basmryor; hele IMF'ye dayanmadan ve bağlan- madan yaşamak seçeneğine Türkiye'de hiç kim- se inanamıyor, iç kaynaklaria düze çıkmak alter- natifi bugünkü Türkiye'de yalnız hayal değil, aynı zamanda meyaldiri.. önce bu kısırdöngünün çem- berinı kıracak akla ve yüreğe sahip aydınlar, siya- setçiler, yerel önderler buluşmalı... Kimin lideriiğinde?.. Geçen gün birisi dedi ki: H - - Kolektif lideriik olmalı!.. - Türkçeye çevirin, dedi başka biri... ? - - Çevirdiler: * •* Toplu önderlikL ' *J* lî Şubat Süreci ve Türkiyede Demokrasi Vural Savaş, Yekta Giingör Özden Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk Bedri Baykam, Sunay Akın, Öner Yağcı, Necla Arat, Korkut Boratav • , yazıhnyfa İleri'de www.ileri2000.org Atatürkçü İlerici Devrimci Gençlerin Dergisi lleri \.ires lriiki.il JjJ Ashjn Işık :><ikjk Fescıoglu Ap kal 5 Bf\oslu-I.<|jnhııl Iri Fits. 10212) 292 73 00 İLAN ANKARA16. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/1110 Davacı Şerife Sönmez vekılı Av. Cem Taş tarafından davalılar Haydar Sönmez ve arkadaşlan aleyhıne mah- kememıze açılan Ankara ılı, Mamak ilçesı Tuzluçayır Mahallesı 36957 ada 5 parselde kayıtlı taşuunaz ile ılgı- li ortaklığın gjdenlmesi davasıouı yapılan duruştnasın- da verilen ara karar gereğınce Davetiye ile adına tebligat yapılamayan davaJılar Ib- rahım Totık, Yakup Kaya ve Kasım Gürüzlûk'e ilanen tebligat yapılmasına karar venlmıştir. Davalılar Ibrahim Totık, Yakup Kaya ve Kasun Gü- rüzlük'ün duruşmanın bırakıldığı 30 5.2001 günü saat 10.35'te duruşmada hazır bulunmalan, hazır bulunma- dıklan takdirde veya kendilennı yasal bır vekıl ile tem- sil etttnnedikJen takdirde davaya gıyaplannda devam edileceği gibi yine gıyaplannda karar venlecegi hususu ilanen tebligat yerine kaım olmak üzere tebliğ olunur. 29.3.2001. Basın. 18151
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle