23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IİSAN 2001 CUMA CUMHURtYET SAYFA 17 Ûğretmen bulunamadı Milli Eğrtim Bakanlığı, 12 branşta 3 bin yeni öğretmen atayacağını duyurdu... Türk dili ve edebiyatı, Ingilizce, bilgisayar, matematik, müzik, iş eğrtimi, ey ekonomisi, iş teknîk eğîtimi, ticaret ile görtne, işitme ve zihinsel engelliler için özel egrtim öğretmeni olarak çalışmak isteyenler başvurulannı ' 26-30 Mart arasında yaptı... Türkiye'de işsizlik dtz boyuna varmışken, 3 bin yeni öğretmen kadrosuna başvuranlann saytsı en az 30 bin olması gerekirdi... Ancak 2 bin 425 kişi başvurdu... Başvurular, açılan kontenjanı bile doldurmadı... Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, başvuru yapanlardan devlet memuriuğu sınavina girmiş olma koşulu anyordu.. ne ki devlet memurluğu sınavı geçen y\l yapılmtş, geçen yilki sınava girmeyen ya da o günün koşultannda çeşitli nedenlerle giremeyenlerin durumu hiç düşünülmemişti. Şimdi de öğretmeni olmayan öğrenciler düşünecekl •fefc 0.212.5120506Faks: 0212,512 44 d?Etektronikposte:<tenasom©cuiT*wiyetcom.tr - Hûkümet, kamu işçıs/ne sıfır zam önermiş... "Şimdi de işçinin sabnnı ölcûvortar!" - Hocam ekonomiyi kurtaracak "ulusal prog- ram" nedir? - IMF'nin uluslararası programlan başansızlıkla sonuçlandığı zaman yine IMF'nin bu kez arkadadu- rarakhazırlanmasını sağladığı programlar için birka- muflaj yöntemidir Çekirge... - Ama nasıl oiur? -Bal gibi olurÇekirge... O ülkede ekonominin ba- şına Dünya Bankası'nda ve IMF'de görevli olanlan getirerek daha da ulusal olur Çekirge... - Hocam, IMF kamuflaj yapmadan program uygularken ekonomiyi kurtarmak için 7.5 milyar dolar kredi versefakat öç ay içinde devalüasyon olsa ne olmuş olur? - Biliyorsun, ulusal parayayöneük büyük operas- yonlar için vadeli işlemler piyasası kullanılır Çekir- ge. Uluslararası spekülatörler piyasaya, o ülkenin pa- rasından satar. Merkez bankası parasının değerini korumaya çalışır ama spekülatörler çok büyük na- k'rt kaynaklan kontrol ettiği için ülkenin para birimi Çekirgeistikrarsızlaşır Çekirge. - Istikrarsızlığın sonu nedir hocam? - Kredi olarak verilen milyarlarca dolariık döviz uluslararası spekülatörlerin cebine girer, programın uygulandığı ülke de hiç kullanmadığı krediyi faiziy- le ödemek zorunda kalır Çekirge... - "Ulusal program" başanlt olur mu hocam? - Bilemem Çekirge. Ama, ulusal program için gö- revlendirilen kişilerin IMF ile görüşme masasına otur- duklarında ülke çıkarlannı savunamadıklannı bilirim. - Neden savunamazlar hocam? - Çünkü Çekirge bu durum, tjpkı insanın kendi ken- disiyie müzakere etmesine benzer, sen kendinle pa- zarlık yapabilir misin çekirge? - Hocam, programın içinde bankactlık sektö- rünün yeniden yapılandınlması ne demektir? - ûnce bir denetleme ve düzenleme komitesinin kurulması, sonra mevduata devlet güvencesi veri- (erek batınlmış bankalann kamulaştınlması, ardın- dan kamunun elinde batmış olanlann birteştirilme- si ve bunlann satışa çıkartılması sonunda finans devlerinin bankalan yok pahasına satın alarak ülke bankacılığının yabancıların kontrolüne geçmesi de- mektir Çekirge... - Hocam bundan ûretim sektörü etkilenir mi? - Tabii ki Çekirge... Ülkenin büyük sanayi şirket- leri ve ulusal sermaye dolaylı olarak yabancılann kontrolüne girer Çekirge... - Peki hocam siz ki Ottovva Üniversitesi'nden Prof. Michel Chossudovsky'siniz ve "Yoksulluğun Küreselleşmesi"ni yazdınız, nasıl düze çıkılır? - Iki şekilde düze çıkılır Çekirge... Birinci yol ulus- lararası sermayenin kolonisi olmak ve sömürge dü- zenini benimsemektir, ikincisi ise işçisiyle, işvereniy- le IMF'yi ülkeden kovmak ve yıllardır IMF'yle işbir- liği yapan politikacılan ve politikaları sorgulamaktır. SESSlZSEDASIZ(l) NUjUKURTCEBE Yüksek YeriUm Hatb erdincutku@yahoo.com Esnafin değil, "din esnafi"mn gösterilen yasaklansın! Okuyan, Meşhedi'yi gerMe bıraktı! Bu hafta postacıyı epey yorduk; adamcağız, Çalışmave Sosyal Güven- lik Bakanı Yaşar Okuyan'ın icraat dosyalannı taştmaktan helak oldu! Okuyan'a göre başka bir hastane- ye sevkedilen SSK'li bir menenjit has- tasını, muayenesi 1 milyon 750 bin li- radan tam 4 bin 303 kez ayakta mu- ayene etmişler ve 7 milyar lira fatura çıkartmışlar. Bu açıklama, Acemlerin Meşhedi ftkrasını bile gölgede bırakı- yor... 8 saat mesai yapan bir kişi oto- matiğe bağlanmış gibi dakikada bir sahte muayene kâğıdı düzenlese gün- de ancak 480 belge hazıriayabilir ki 4 bin 303 belge için yaklaşık 9 gün dur- maksızın çalışması gerekir... 7 milyar lira (7 milyar 530 miiyon 250 bin lira)fatura çikarmakiçinbu ka- dar uğraşmaya değer mi? Bu durumda birden fazla kişi' mesaisini bu işe ayımnış demektir'' ki o zaman ortada bir çete olmalı! Niye savcılığa suç duyurusu yapıl- madıya da savcılık Okuyan'ın iddiası- nı değeriendirip devteti soymak için çe- te oluşturanlar hakkında soruşturma başlatmadı? Çünkü, Meşhedi'yi tu- tuklayacak haîleri yok! Varsayalım ki Meşhedi'nin fıkrasın- da gerçek payı olabilecegj gibi Oku- yan1 ın açtklaması da ciddi... Devietin sigortasırvdan çıkan para ki- min cebine giriyor? Yanıt, Okuyan'ın açıklamasında: Devietin üniversite hastanesine! Neyse ki hastanenin dekanı bu pa- raylakendine özel banyoyaptırmıyor! Beyefendi UĞURCANKOÇAK BartınValisi 1 ni seyrettim te- levizyonda. Dehşetti. Bir bi- lim adamımızın -Doçent- ken- disine "beyefendi" diye ses- lenmesine fena halde kızdı: "Bana beyefendi diyemezsin, sayın valim diyeceksin, terbi- yesizlik etme" diye kükredi. öncesinde de oturduğu yer- den kalkıp parmağını doçen- te uzatarak, "Sen ekonomi uz~ manı mısın" diye bağırdı, kür- südeki bilim adamı da yanrt- lamak için sözüne "beyefen- di" diyerek başlayınca kızıl- ca kıyamet koptu. "Kızılca kı- yamet" diyorum, çünkü Vali Bey kürsüye doğnj huruç ey- lediğinde arkadan birileri de valiyi tutmak için hamle etti- ler. Onlann bu davranışı, vali- yi tutmazlarsa doçenti döv- meyeyelteneceği şeklinde al- gılanabilir. Hemalde geçmiş- te de böyle şeylerle karşılaş- mış olmalılar ki olayı önleme- ye yeltendiler. Biliyor musunuz, imam ha- tiplilerden, ilahiyatçılardan, po- lislerden vali yapmak son 15- 20 yılın modası oldu. Yazılı basmdan öğrendiği- me göre BartınValisi aynı top- lanttda bir gazeteciye "... se- ni gebertirim" buyurmuş... Beyefendi olmadıgını söyle- yen bu zat kimdir? Onu Bar- tın'a vali olarak kim atamış? Onlan bilmiyoruz ama.. dav- ranışlanndan emniyet köken- li bir vali olsa gerek diye dü- şündüm. Gelelim beyefendi ile sayın vali(m) hitaplarına. "Sayın" sözcüğünü önce politikaya sonrada günlükhayatasokan Bülent Ecevit'ttr. Yani şimdi- ki Başbakanımız... Biliyorsu- nuz kendisi manzumeyazan- dır, aynı zamanda da olağa- nüstü kibardır... öztürkçeyaz- maya, konuşmayadamerak- lıdır. Herkese sayın diye hitap ede ede politikacılar da bir- birierine sayın demeye baş- ladılar. Bürokratlar geri kalır mı, onlar da 'sayın'\ dillerin- den düşürmez oldular. Oysa eskiden "muhterem" vardı, "aziz" vardı. Eskiden Meclis'te milletvekilleri, ko- nuşmalanna ya "aziz millet- vekilleri", ya da "muhterem arkadaşlar" diyerek başlartar- dı. O zamanlar bir de "beye- fendi" vardı. O da bir taneydi. Adnan Menderesti. öyte her- kese beyefendi falan dene- mezdi. Beyefendi dendi mi.. bi- leceksiniz ki kastedilen Men- deres'tir. Bartın Valisi ya yaşının kü- çük oimasmdan ya da siyasi tarihimizi iyi bilemediğinden olacakkendisineyapılan bu hi- tabı kavrayamamtş, doçentin üstüneyürümüş. Yazık etmiş. Televizyonun yarariannı bir kez daha gördük. Bartın Vali- si beyefendi degilmiş. ögren- dik. Olay çıkantoplantı, Bartın'a yapılması düşünülen mobil santralın yarar ve zararlannın tartışıldığı, bilim adamlannın da katıldıgı bir panel. Santral yapılmasını isteyen, merkezi hükümet. Vali de kendisini merkezin memuru olarakgör- düğü için her türlü çatlak se- si susturmayı görev saymış. Televizyon, santraia karşı çı- kan halkı, onlarla birlikte ey- lem yapan muhtan da göster- di. Eyvah dedim.. Bartın Valisi bir hışımla halkın üstüne de yürürse... Breh breh... Dünyanın en güzel yerieri- ne (Göcek'e, Fırtına Deresi'ne, Bartın'a) santral yapma ina- dını; bu dehşetengiz valileri, yöneticileri ben anlamıyooım. Siz anlıyor musunuz? HAYVANLAR tSMAtı GÜLGEÇ igulgec Tı yahoo.com KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇ AK tf> rr- behicak@turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl BÜYÜK ACIVE BAŞSACLIĞI Cumhuriyetimizin ve devrimlerimizin yıimaz savunucusu, gericilikle mücadelenin amansız ve korkusuz savaşçısı, vatan ve millet savunucusu, "Demokratik laik sosyal hukuk devleti temel ilkelerini gerçek anlamlanyla hayata geçirmek" için mücadele eden Sıvil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) yönetldsi, yüregi insan ve toplum sevgisi ile dolu, mücadele arkadaşımız, ağabeyimiz değerli insan CAZANFER UCUR/VL'I kaybettik. Ailesinin, yakınlannın, bağımsızlıktan, demokras'ıden, özgürlükten yanatüm vatandaşlanmızın başı sağolsun. 13 Nisan Cuma günü Levent Çamii'nde öğle namazı sonrası son yolculuğuna uğurlayacağımız GAZANFER UĞURAL'ın anılan ve mücadelesi yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. SlVtL TOPLUM KURULUŞLARI BİRLİĞİ (STKB) TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAH MUALLİM NACI'NİN EDBBİMT ANLAYIŞL X'TS 8U6ÜN, 13 Nisan ZAftlARINOAN AAUALUM ASACİ, 4-Z yAf/A/OA KALPTSN ÖL- •""•"71/. E0£BİYATTA 4VRÜP4YA &ÖNÜK. Br& YeMtLEŞME- A&KU*: KAZAMOfSt 19- YÜZyft SONLA&NPA, £SKf VE OfVAN ED£8İ~ MUALLİM MACİ, BU KOMUOA U2UN TAKTtŞMALAK MPHItŞrt. £f/ ÛNLÛSÜ t>S, RSCAİZABE M4ffAOUr £*X£M (ŞAĞCHA) '(-£ SÛHOÜHOÜĞÜ KA&YE Ç477fM*£frPf. MUAL- LÎM NÂCİ,KA&YeMİN GÖZE) AECAİZAOE fSE KULAĞA Hi- ETTİSiNİ SAVUNUrOfZDlJ. Ö&HEGİM, r A8ES* /'££*/* ** ACFA*£Sİn.E mtL&t&N&A, fUCf AF t , iteiNCiSt *S//v*t-e Bt'rMeıarsypi. MUALÜM A/ACİ, BÖYL£ KAFrYC O£***T &e**£M &AİZAP DUZELTME 10Nisan 2001 Salı günügazetemizde "DosyaMo: 1999/527 Tal." dosya " 18579 Basın" No'lu Büyük- çekmece lcraDairesi ilanmın başlığı sehven yayvm- lanmış olup doğrusu"BÜYÜKÇEKMECE 2. İCRA DAÎRESİ'NDEN GAYHİMENKULÜN AÇIK ART- TIRMA tLANrdıı. Düzeltiriz. SEVGl VE İLGİ LÖSEMİÜ ÇOCUKLARIMIZ1N DA HAKKI! Şekerbank GLO.P. Şb. No: 3266666-7 Ank. Teteton: 0 312 447 06 60, Faks: 0312 447 68 33 ANKARA...ANKA MÜŞERREF HERtMOĞLli HaydiBakalım KoHarıSıvayalım Okurlanm biliyor, gerilimi sanat olaylanyla aşa- nm her zaman. Yoksa keçileri kaçırıyor insan. Ekranlar, alanlarbirbirine karışıyor, yorum yapa- mıyor, şaşkına dönüyorum. Düzlüğe sanat olay- larıyla vanyorum, sergiye gidiyorum, konser din- liyorum, güzel bir oyununyolunu bekliyorum. An- cak o yol da kapanıyor kimi zaman. Işte, Dor- men Tiyatrosu'nun yaşadığı darboğazlar gün- demde. Hafta başında telefon ettim. Haldun evde de- ğil, Ismet Ay ile konuştum. Haberi doğrulama- dı, oynamaktan geri kalmıyor, salonlannı yitiri- yor Dormen'ciler. NTV'de Banu Güven'in gece haberterinde de Haldun Dormen göründü ekran- da: - 46 yıldır sahnedeyiz, 50. yılı da kutlayaca- ğız, diyor. Haldun Dormen'e yaraşır sözler. 46 yıl da bu sözlerle oluştu. Geride büyük savaşlar bıraka- rak tepelere ulaştı. Haldun Dormen hepimizi göreve, direnişe ça- ğınyor bence. Haydi bakalım, kolları sıvayalım, salonlan boş bırakmayalım, itici gücümüzden yok- sun kalmayalım. Tiyatromuza altın çağlar yaşa- tan bir topluluk Dormen'ciler. Yıllarca süren oyunlarıyla sahnelerde solmayan bahan yaşat- tılar. Uzun bir soluğu kanıtladılar. O soluğu sürdürmek de bir görev hepimize. Siyasalyaşamdaki yozluğu aşmak için başka yol yok, bu görevi başarmak gerekiyor! Hafta başında Bilkent tepesine gittim, Ren- gim Gökmen'in yönettiği konseri dinlemeye. Once bir gitar konçertosu. KürşatTerci, Kağan Korad ikilisi çalıyor. Sonra Mahler'den Çocuk- lara Şarkılar ve Dvorak'ın Sekizinci Senfonisi ile ilginç bir program. Şarkıları Mesut Iktu söyle- di, anılar ve çağnşımlarla ölü, diri, aç, çıplak tüm çocuklan kucakladım o şarkılarla. Mahler yaşasaydı 2000'li yıllarda da ne tür çocuk şar- kılan yazardı kim bilir! Konserden sonra Mos- kova'ya uçtu Rengim Gökmen, Çaykovski Or- kestrası ile buluşmaya. Istanbul konserlerini de o yönetiyor. Bir başkentten bir başkente uça- rak sürdürüyor degneginin mutluluğunu. Siyasal orkestraların sessizliğine ya da gürül- tüsüne karşın böyle olaylar da yaşanıyor ülke- mizde! * • • O akşam ilgimi çekti, Bilkent tepesinde, mü- ziğin gizemini konserdekilerin yüzünde izledim nerdeyse. Gergin çizgileri yumuşadı giderek. Yorgun bir günün izleri giderek silindi yüzler- den. Herkes gülümsedi, duygulandı konser so- nunda. Izleyenler arasında kimi okurianmız, yazanmız Hüsnü Göksel de var. Yanında genç bir kadın, kucağında bir çocukla mutlu gülümsüyor. De- ğerli doktorumuzun hastası o genç kadın. Kan- seri yenerek yaşıyor mutluluğu. Müziğin gize- mine yeni bir katkı bu olay. Yaşama gücü bili- min ışığınayanıt veriyor, kanseri de yeniyor has- talar. Başka örnekleri de var. Ancak yaşama se- vincinin yeşermesi gerekiyor her şeyden önce. Yoksa sevinç de soluyor, yaşam da. • • • Postadan küçük bir paket, içinde gümüş bir küpe, bir de kart. Sevgili Nermin A. Unat'tan. Küpeler güzel şeyler dinlemem için. Ben de Mahler'in şarkılannı dinledim. Karttaki yeşil bahçe de güzel bir dinlence göz- lerime. Yeşil bir yolculuğa döndürdü beni. "Gözünü kapa, bu güzel günde genç bir öğ- renci olduğunu düşle" diyor sevgili arkada- şım, hayal gücünün sının yok. Dediğiniyaptım, genç bir öğrenci olduğum gün- lere döndüm birden. Belki liseli, belki üniversi- teli. Bir bahar akşamında yol alıyorum. Güzel- likler üreten bir yolculuk bu. Okurianmıza da öneriyorum. Hayal gücümüzü yitirmeyelim, stnırları aşarak güzel bir yere ulaşabiliriz. ,-,;. Yolumuzaçıkotsun... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAGA: 1/Ağıryükle- ri cekmek için manivela ile 2 döndürülen bir çeşit çık- * nk. 2/ Erzu- rum'unbirü- çesi... Faiz. 3/ 6 İnce ve ıızun 7 metal şerit... Q Yelkenli bit yanş teknesi. 9 4/ Alaturka müzikte tempo...Kriptoneie- mentinin simgesi. 5/ Osmanlılardazama- tun olaylannı sapta- makla görevlidevlet , tarihçisi. 6/ Utanç duyma... Yeni Zelan- da'nınyerlihalkı Ma- orilerin savaş dansı. 7/ Anlaşmazhk, uyuşmazlık... Romanya'nın para birimi. 8/ Pay- lama... Kısa boylu ve şiştnan kimse. 9/ Bir deniz teknesinin devrilerek ters dönmesi. YUKAR1DAN AŞAĞ1YA: 1/ Afrika'dabir ülke. 2/ tspanyollann sevinç sö- zü... Yüksek bir makama sunulan mektup ya da dilekçe. 3/ Halk dilinde hindiye verilen ad... Ge- leceği öğrenmek için çeşitli şeylere bakarak an- lam çıkarma. 4/ Tûmör... Artvin'in Şavşat ilçe- sinde, ulusal park kapsamına alınmış bir yayla. 5/ Tapınaklarda üzerine kurban kesilen, günlük yakılan, dinsel tören yapılan taş masa. 6/ Günü gününe tutulan aru yazısı... Çin ve Japonya'da oy- nananbir strateji oyunu. II Nazilerin politikasın da Germen ırkından kimselere yakıştınlan ad.. Bankacıhkta faizin başlangıç tarihi. 8/ Herhan gi bir etkiye yanıt olarak doğan söz ya da davra nış... Tavu, davranış. 9/ Divan edebiyatında öle bir kişinin ardından yazılan şiir türü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle