25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1NİSAN2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK DtİRÜST TABÎATLI ISTANBUL EFENDİSİ AEDÜLCANBA2 IN HARİKULÂDE MACERALARI KISIM HEKMÎLİ BÎRDEN 'Akıl'dı, yol gösteticiydi, öğretendi ve heryönüyle ablaydı > Handan Abla aynlığı da öğretti... OKTAY EKÎNCİ Handan Abla'mızı yitirdik... O kadar gerçek bir ablaydı ki veda ederken de ablalığını yaptı... Çok ön- ceden haber verdi, alıştırdı, adeta ka- bul ettirdi ve gitti... Biz, Handan Abla'yı o unutulmaz Muğlayıllanmızda tanıdık. Daha ön- celerden. hele tlhan Selçuk'un 12 Mart dönemindeki "Ziverbey Köş- kö" yıllanndan ve daha eskilerden tanıyanlan da dinleyince, sanki genç- liğinden bu yana hep birlikteymişiz gibi olduk... Gökova'daki (Akyaka) küçük yazlık dairelennde ılk ziyaret edişlerimizde, zamanı öylesine plan- lardı ki hem llhan Ağabey'le güzel bir sohbet keyfini yaşardık, hem de o günkü yazısını yazmaya ya da baş- ka bir çalışmasına engel olmadan bu özlemi gıdermiş olmamızın huzuru ıçinde aynlırdık... Derken, Handan Abla'nın zaman- lamalannda aynlma saatlerimiz ge- ceye sarkmaya başladı. Yıne onun eş- sız planlama ve organızasyon yeti- siyle, o unutulmaz akşam yemeklen yaşandı. Azmakbaşı'ndaki Halil'ın yerinde, kimi zaman da yanındaki ve yöredeki diğer lokantalarda kımleri bir araya getirmezdi kı?.. Hele bir Muğla il sınırlan içıne girmış olsun- lar, Aziz Nesin, Nail Çakırhan, Meüh Cevdet Anday, Oktay Akbal, Naim Kıhç, diğer dostlar, yakınlar... bazen Muğla'nm aydınlan ve Cumhuriyet sevdahlanyla birhkte Handan Ab- la'nın "koordinasvonunda" buluş- manın ayncalığrna kavuşurlardı... Saburhane Muğla'nın tarihi Saburhane sem- tındekı, yıne küçük, ama kımlıği ve ışleviyle büyük bir beğeninin simge- sı olan "avhıhı-verandah evteri" de, yine Handan Abla'nın bu kez de "mati ve sosyal-yaşaın" planlaması- nın eseridir... Koruma Kurulu'nca tescil edihniş eskı eser olmamasına rağmen, özgünlüğünü ve mimari ya- hnhğını korumak ve sürdürmek üze- re "en az müdahale ile" ve asla yıkıp dökmeden restore edilmesindeki ina- nıhnaz titizliği ve desteği, -meslek- taşlar kusura bakmasın- sayısız mi- mardan daha duyarlı bir kültür de- rınlığinın göstergesiydi... Yine en az para harcayarak, en kul- Zincirlikuyu Mezarlığı Bugün uğurluyoruz tstanbul Haber Ser- visi- Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı, yaza- nrruz İlhan Sdçnk'un eşi Handan Selçuk'u uğurluyoruz. Handan Selçuk bugün Teşvıki- ye Camii'nde kılına- cak öğlen namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı 'nda toprağa verilecek. Selçuk, önceki gün kaldınldığt Amerikan Hastanesi'nde yaşa- maa yitinnişti. Basın sektöründeydl Helikan Derne- ği'nin kuruculan ara- smda bulunan Handan Selçuk, uzun yıllar ba- sın sektörûnde çalışü. Çeşitli gazetelere ve dergilere Fransızca ve îngitizce çeviriler yaptı, yazılar yazdı. Basın llan Kuru- rmı'ndan emekli olan Handan Selçuk, bir dönem Donnen Tiyat- rosu ve Ali Poyrazoğ- lu Tiyatrosu'oda yö- neticilik görevini üst- lendı. Bir süre Turizm Bakanlığı'na bağlı Marmaris Tatil Kö- yü'nde halkla ilişkiler müdürlüğü yapü. Bı- rinci Büyük Millet Meclisi Milletvekili HamdîNamıkGörün kızı olan Handan Sel- çuk, uzun süredir te- davi görüyordu. maz ve Devlet Bahçefi, DYP Genel Başkanı TansuÇffler,CHP Genel Başkanı Deniz Bsykal, İP Genel Başkanı Doğn Perinçek. Yargıtay Baş- kanı Sami Seiçuk, Içişle- nBakanı Sadeöin Tan- tan. Devlet Bakanı Şûk- rfi Sina Gürel, Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Kültür Bakanı İstemihan Talay. Devlet Bakanı Fikret Ünln, MÎT Müsteşan Şenkal Atssagun. Zeke- riya Temizel, CHP Genel Sekreten Önder Sav, Prof. Dr. Erdai İBÖnö, Altan Öymen, Murat Karayalçin. Hikmet Çe- tin, DSP Milletvekili Rıdvan Budak, Prof. Dr. Mûmtaz SoysaL Seyfi Oktay, Mehmet Moğiııl- ta>, Ercan Karak^, Ah- metGör>üzKetenci,Eş- ref Entem,Mustafa Kul, AliTopuz, ışadamlan Sa- kıp Sabana, Şevket Sa- bana, tş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, AM Haydar Vfearogu, KamnraaÇörtök,Aydm Doğan, Şaktr Eczaab»- ş», Başbakanlık Başmü- şaviri Doğan Taşdeten, Uğurman Yelkencioğhı, Kocaeh Büyûkşehır Be- ledıye Başkanı Sefa Sff- aKn, Antalya Bûyükşe- hır Beledıye Başkanı Be- kir Kumbui Çankaya Belediye Başkanı Hay- dar Yıbnaz, Esenyurf Belediye Başkanı Gör- bfiz Çapan. yazarlar, Server TaniDi, Yaşar Ke- mal, Muzafferfagü,Do- M,luğla'nm tarihi Saburhane semtindeki, yine küçük, ama kimliği ve işleviyle büyük bir beğeninin simgesi olan "avluluveran- dalı evleri" de, yine Handan Abla'nın bu kez de "mali ve sosyafyaşam " planlamasının eseridir... lanışlı ve "yeterti'' mekânlann elde edılmesındeki başanya olan yönlen- dirici ve denetleyicı katkılan da öyle... Yayla buluşmalan Saburhane yıllan da Muğla'nın se- rin yaz gecelennde "yayla buluşmala- nyta" unutulmaz oldu... Bızım çocuk- lar, hatta hepimiz, arkadaşlar, ortak dostlar... Türkiye'nin güncel gelişme- lerine koşut o yaz ya da o yıllarda han- gi kitaplann okunması gerektiğini de Handan Abla'dan öğrendik... Kimi za- man, eski yıllardan bildiğimiz klasık- leri "yeniden"... Kimi zaman da yenı çıkmasma rağmen birçok popüler kitaptan çok daha yararlı "az duyuhnuş" olanlan edmerek... Yeniden Istanbul Yenıden Istanbul'u yaşadı- ğımız 1990'h yıllar ıse Han- dan Abla'yla hem artık "derHeştiğjîniz", hem de "uzun vedasına" kendimızi yavaş yavaş alıştırdığımız yıllar oldu. Daha doğrusu, o- nun bizi teselli ettiği ve "ay- nhğm" da yaşarmn doğal bir rengı olduğunu "liarkettirdi- ği" yıllar... Aynlık, elbette ki yaşamın renklennden bın; ama, insa- noğlunu "sonsuza dek ayn- lık" gibi yazarken, söyler- ken, düşünürken büe yüreği- nı boğazlayan bir karabasana karşı yine de "dayanıkh" kı- labilen "giz" acaba nedir?.. Handan Abla, işte oydu... "Akd"dı, yol göstericiydi, öğretendi ve her yönüyle ab- laydı... Veda ederken de ablalığı- nı yaparak sessizce köşesine çekildi... Yaşamm dayanıl- maz rengiyle bile sevgiyle kucaklaşarak ve birlikte uzaklaşarak... Danıştay Başkanı, denetim yetkisini zayıflatan anayasanın değişmesini istedi D^tidara gelen yargıyı unutuyor Yazanmız llhan Sel- çuk'u telefonla araya- rak, faks ya da telgraf çekerek, evine gelerek başsağlığı dileyenler şöyle: Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer, 9. Cumhurbaşkanı SSley- raan Demirel, TBMM Başkanvekili Murat Sfikmeooğhı, Başbakan BûkntEcevit Başbakan Yanhmcuan Mesut YA- HasanCemaLHasanPa- hır, Derya Sazak, FBaret Bila, Kurtfaan Fişek, sa- natçılar, Müjdat Geses, Üyas Sahnan, Prof. Dr. Cetal Şengör, Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, MetİB TSryaki, Murtaza Çeü- fcd, Amıral Tanju Er- dem, Irfan Solmazer, Mustafa Şerif Onaran, NilûferKıştah,MetinT»- ker,YıknzSertel,Almıet Yıldız,BilsayKuruç,Os- man Özgüven, Sırma Evcan,MuhsinBagehan. IstanbulHaber Servisi- Danış- tay Başkanı Nuri Alan, siyasi partilerin muhalefetteyken yar- gıya gösterdiklen ilgiyı iktidara geldikleri dönemde de sürdür- meleri gerektiğini belirterek " Yönetim, yargrya sahip çıkma- h, onu vücehmelklir. Böyiece yurttaşlartümhaksıznklannan- cakyargıyoluylagiderilebfleceği- ne inanır'' dedi. Üniversite Öğretim Üyeleri Demeği'nce Yıldız Teknik Üni- versitesi'nde düzenlenen "Hu- kuk Devleti ve Hukuk EğttJmi" konulu paneli yöneten YÖK üye- si Prof. Dr. Aysd Çeüker, ülkede- ki hukuk eğitim ve öğretiminin kalitesinin, demokrasinin göster- gesi olduğunu söyledi. Çeliker, Türkiye'de hukuk öğretim kalite- sinin çıtasuun, önceki yıllara oranla düştüğüne dikkat çekti. Danıştaş Başkanı Nuri Alan, yü- rütme ve yasama işlemlerinin de- netimini yapacak yargı organı- nm tam bağımsız ohnası gerek- tiğini vurguladı. Alan, yargunn paralı, pahalı ve uzun vadede so- nuç veren yol olduğu dikkate alı- nrrsa, idarenin hukuk kurallanna uygun davranmasınnı öneminin ortaya çıkacağını kaydetti. Yar- gısal denetimin olabildiğince sı- rursız tutulması gerektiğine dik- kat çeken Alan, 1982 Anayasa- sı'nın idari yargırun denetim ala- nı ve yetkisini zayıflathğını, bu nedenle değıştirihnesi gerektiği- ni vurguladı. tÜ Hukuk Fakültesi'nden Doç. Dr. Oktary Uygun da hukuk öğre- niminin mevzuatla sunrlandrnl- dığını, böylece öğrencüerin an- cak kanunlan, hukuk kurallannı ögrendigini belirterek "Oj^end- ler hukuk kuralnun, kanunun hangi toplumsal gereksinimi kar- şılamak amacıyla çıknğını da tar- bşmah, anlamahlar" dedi. ULUSLARARASI ANLAŞMALAR YORUMU Sezer: Laiklik gözetünıeti ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Abmet NecdetSezer. anayasanın, "Miflerkrarası anlaşma- lar kanun hükmündedir. Bunlar hakkmda anaya- sayaavkrddciddiasıikAnayasaMahkemesi'nebaş- vurulamaz" hükmüne karşın, "Aniaşma kurahnda aaayasaya aykmlık butanması durumunda, onay yasasınm iptafi yotuna gküimesi gerekir n dedi. Dönemin DSP Milletvekili Mûmtaz Soysal'm açtığı bir ıptal davasına ılişkın Anayasa Mahke- mesi'nin 1997 ydında aldığı karar ile bu karara Ahmet Necdet Sezer'in yazdığı karşıoy yazısı Resmi Gazete'de yayımlandı. Mûmtaz Soysal, 1996 yılında TBMM'de kabul edüen "Islaın Ül- kekri Arası Yaünm ve thracat Kredi Sigortası KurumuKuruhişAnlaşmasnıınOnaylanmasma tfişkin Yasa"nın iptali amacıyla Anayasa Mahke- mesi'ne başvurdu. Soysal, anlaşmada yer alan, "şer'i hükümlere uygun" ibarelerinin anayasaya aylan olduğunu savundu. Anayasa Mahkemesi, anlaşmanın onaylanmasına ilişkin yasayı anaya- saya aykın bulmazken Ahmet Necdet Sezer, ço- ğunluk görüşüne karşı çıkarak karşıoy yazısı yaz- dı. Sezer, karşıoy yazısında "anayasaya aykffAk savryla Anayasa MabJkeflie^'ne başvunıiamaya- cakhuiaıksa!norınlann,>'abanadev]et]erievada uiuslararaa kurutuşlaria yapdan aniaşmalar" ol- duğunu belırtti. Hukuk devletinde, "devtetorgan- lannm eylem ve işlemlerinin denetim dışı tutula- mayacağuu,yasaiaFindenetiminindebukapsam- da olduğunu'' vurguladı. PAZAR ORHAN BURSALI İkinci Kurtuluş I??? Şu pazar günü saçma sapan bir soruyla veya tar- tışmayla yazıya başlamanın ne âlemı var, diye so- ruyorum kendime. Herkes ne olduğunu nasılsa bi- liyor... Ama öyle değil, ortada ciddi bir sorun var. Bütün Türkiye'nin hem de ortak bir dille kötulüğünü ve çağdışıhğını konuştuğu ve ülkenın ana sorunu ola- rakgördüğü "siyasalyapılanma vesıstem'r m bizzat kendisi, İkinci Kurtuluş Savaşı'ndan bahsediyor- sa, ortada bir alay, okkanın altına gidiş var demek- ti. Nitekim, "İkinci Kurtuluş Savaşı venyoruz" söz- lerinin ardından bunu hemen gördük: inanılmaz ağır vergilerle ve yaptınmlarla, halkı beikı de 10-20 yıl ön- cesinin yoksullaşma düzeyine duşürmeye hazırlık var. Başka bir şey beklenebılir mıydı? Türkiye'yi batıran siyasal sıstemın sözcüleri, hiç yüzleri kızarmadan, İkinci Kurtuluş Savaşı'ndan bahsedebiliyor. Ancak, bu savaşın kıme karşı oldu- ğunu ise söylemiyor... • • • öyle dışanlardan vaaz edildiğı gibi, Türkiye'nin bu durumu "kapitalizmin" genel sorunu değıldir. Bizim gibi, demokratikleşmeyi henuz gerçekleş- tirememiş, siyasal güçlenn büyük bir çoğunlukla, en geri toplumsal ilişkilen ayakta tutmak ve gelıştirmek için neredeyse ittifak ettiği ülkelenn genel sorunu- dur yaşadıklanmız. Oktay Yenal 'Utuslann Zenginliği ve Uygariığı- Eğitim Boyutu' kitabında (Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınlan) bizim gibi ülkelerin uygarlık sorunlannı sı- ralarken, bize de özgü olan şu saptamalan yapıyon "Devlet bütçesinin ve ülke parasının yönetimin- de artan sorumsuzluk sergıleniyor. Bankalarda ka- mu itibannı kötüye kullanma cıddı boyutlara vardı. Büyük sermayenın önemlı temsılctlen sırtlannı dev- lete dayayıp kollanna mafyayı takarak ve medya gücünü avuçlan içlennde toplayarak hiç çekinme- den piyasa tekellerini kuvvetlendirmede ve ülke ya- salannı, hükümet kararlannı kendı çıkarianna alet et- mekte sınır tanımamaktadırlar. Yargı ışlemez halde- dir, infaz özelleştirilmiştir." Üretici olmayan ülke, bir şey olmak zorundadır; en yakını ve karşıt, yani tüketıcı/yağmacı olmaktır. Şimdi, bu tüketicı/yağmacı duzenın partilen ve lı- derleri, hjçbir üretici projeyı halkın önüne koymadan, Türkiye'nin nasıl bu zoriuklardan kurtularak üretici ve yaratıcı bir ekonomik sisteme yöneleceğı konu- sunda en küçük bir fikir ortaya atmadan, hıçbir kı- sa ve orta vadeli kalkınma plan ve programı sun- madan ve bunlan nasıl gerçekleştıreceklennı de açıklamadan, "verin, daha vertn" dıyor ve bu duru- mu ulusal kader olarak bize sunuyor. Tıpkı deprem sonucu yaşadıklarımızı sunduklan gibi. Türkiye'nin kalkınamamasında ve bugünkü tefe- ci - tüketici düzenin kanserieşmesinde başrolde oy- nayan bu yap nasıl değiştınlecek, özellikle ulusla- rarası ekonomik ilışkılerde ulke yaran nasıl en lyı ko- runacak, nasıl uretıci ve yaratıcı olunacak, nasıl bu ülke insanına durmadan yeni iş alanları açılacak, bı- limde ve teknolojıde bu ülke nasıl ıleriye taşınacak ve millete asgari bir refah standardı sağlanacaktır? "Uluslararası kapitalizmin" bıle artık şıkâyet etti- ği ve işbiıiiği etmekte sıkıntı çektiği bir siyasal yö- netim sistemiylesürekli yaşamanın bedelıni odüyo- ruz durmadan. Gündeme koyduklan yenı ve çok ağır vergılerte, birkaç yıl sürecek büyük yoksulluk ve bunlann yol açacağı toplumsal sorunlann kapısını açıyorlar.. Zaten açmayı bıldıkleri başka bir kapı mı var? Bu siyasi yapıyı tıraşlayacak, tasfiye edecek, hal- kın yasal ve anayasal siyasal denetiminı arttıracak herhangi bir yaptınm veya düzenleme olmadan, bu sisteme zımık verilmesini savunmak zordur. Türkiye'yi içine düşürdükleri bu durum için "İkin- ci Kurtuluş Savaşı" dıyebıliyorlar. Ve aslında kendilennin kurtuluşunu diliyortar. öncelikle bu sistemi tasfiye edecek ve fürkiye'ye çağdaş ve akılcı ekonomik ve siyasal kalkınma yo- lunu açacak mücadeleye, ikinci Kurtuluş Savaşı de- mek gerekmez mi? • • • özellikle yeni bir siyasal oluşum hazırlıklarının gündemde olduğu şu sırada, yine tartışılmayan te- mel bir soru var: Nasıl bir siyasal parti? Bu parti ne yapacak? Programı ne olmalı? Gündemdeki tartışmalardan, bugünkü sistemin bir uzantısı siyasal bir parti düşüncesı kokusu çıkı- yor. Türkiye'deki siyasal parti anlayış ve uygulamala- nnı hemen her alanda ve her bakımdan tamamen tersine çevirecek bir siyasal kuruluş düşlemelıyiz. Bu konuda bazı düşüncelere Salı yazısında deği- neceğim. ( obursalicg bilimmerkezi.org.tr AB'nin Kafkaslar'a ulaşma planı Çanakkale'ye boğaz köprüsü AHMET ŞEFtK TRABZON - Avru- pa Birliği (AB) ile As- ya arasında Türkiye üzerinden birkaç bağ- lantı hattı bulunması gerektiğini sav\ınan Avrupa Komisyonu Karadeniz Işbirlığı Çalışma Planı 'ndan Sorumlu Uzman Yves Paris, Çanakkale Bo- ğazı'na kurulacak köprü ile AB açısından çok önemli bir ulaşım koridorunun yaratıl- mış olacağını açıkladı. Trabzon'da gerçek- leştirilen Karadeniz Havzası'nda 2. Bölge- sel îşbirliği Toplantı- sı'nda AB'nin, Orta Asya ve Kafkasya ara- smdakı ulaşım seçe- neklerim anlatan Paris, birliğin Kafkaslar'a u- laşmak için Türkiye üzerinden ikı seçenek- li koridor düşündüğü- nü söyledi. Birinci koridor Ça- nakkale'ye yapılacak boğaz köprüsü aracılı- ğıyla Bursa-Ankara- Erzurum hattını kulla- narak tran'a gidecek hat. ikinci hat ıse yine Çanakkale ve Istan- bul'dan geçıp Anka- ra'da bırleşecek hatla- nn Samsun ve Trabzon üzerinden kıyıdan Gür- cistan'a ulaştınlması.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle