Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1NİSAN2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK
DtİRÜST
TABÎATLI
ISTANBUL
EFENDİSİ
AEDÜLCANBA2
IN
HARİKULÂDE
MACERALARI
KISIM
HEKMÎLİ
BÎRDEN
'Akıl'dı, yol gösteticiydi, öğretendi ve heryönüyle ablaydı >
Handan Abla aynlığı da öğretti...
OKTAY EKÎNCİ
Handan Abla'mızı yitirdik...
O kadar gerçek bir ablaydı ki veda
ederken de ablalığını yaptı... Çok ön-
ceden haber verdi, alıştırdı, adeta ka-
bul ettirdi ve gitti...
Biz, Handan Abla'yı o unutulmaz
Muğlayıllanmızda tanıdık. Daha ön-
celerden. hele tlhan Selçuk'un 12
Mart dönemindeki "Ziverbey Köş-
kö" yıllanndan ve daha eskilerden
tanıyanlan da dinleyince, sanki genç-
liğinden bu yana hep birlikteymişiz
gibi olduk... Gökova'daki (Akyaka)
küçük yazlık dairelennde ılk ziyaret
edişlerimizde, zamanı öylesine plan-
lardı ki hem llhan Ağabey'le güzel
bir sohbet keyfini yaşardık, hem de
o günkü yazısını yazmaya ya da baş-
ka bir çalışmasına engel olmadan bu
özlemi gıdermiş olmamızın huzuru
ıçinde aynlırdık...
Derken, Handan Abla'nın zaman-
lamalannda aynlma saatlerimiz ge-
ceye sarkmaya başladı. Yıne onun eş-
sız planlama ve organızasyon yeti-
siyle, o unutulmaz akşam yemeklen
yaşandı. Azmakbaşı'ndaki Halil'ın
yerinde, kimi zaman da yanındaki ve
yöredeki diğer lokantalarda kımleri
bir araya getirmezdi kı?.. Hele bir
Muğla il sınırlan içıne girmış olsun-
lar, Aziz Nesin, Nail Çakırhan, Meüh
Cevdet Anday, Oktay Akbal, Naim
Kıhç, diğer dostlar, yakınlar... bazen
Muğla'nm aydınlan ve Cumhuriyet
sevdahlanyla birhkte Handan Ab-
la'nın "koordinasvonunda" buluş-
manın ayncalığrna kavuşurlardı...
Saburhane
Muğla'nın tarihi Saburhane sem-
tındekı, yıne küçük, ama kımlıği ve
ışleviyle büyük bir beğeninin simge-
sı olan "avhıhı-verandah evteri" de,
yine Handan Abla'nın bu kez de
"mati ve sosyal-yaşaın" planlaması-
nın eseridir... Koruma Kurulu'nca
tescil edihniş eskı eser olmamasına
rağmen, özgünlüğünü ve mimari ya-
hnhğını korumak ve sürdürmek üze-
re "en az müdahale ile" ve asla yıkıp
dökmeden restore edilmesindeki ina-
nıhnaz titizliği ve desteği, -meslek-
taşlar kusura bakmasın- sayısız mi-
mardan daha duyarlı bir kültür de-
rınlığinın göstergesiydi...
Yine en az para harcayarak, en kul-
Zincirlikuyu Mezarlığı
Bugün
uğurluyoruz
tstanbul Haber Ser-
visi- Gazetemiz Yayın
Kurulu Başkanı, yaza-
nrruz İlhan Sdçnk'un
eşi Handan Selçuk'u
uğurluyoruz. Handan
Selçuk bugün Teşvıki-
ye Camii'nde kılına-
cak öğlen namazının
ardından, Zincirlikuyu
Mezarlığı 'nda toprağa
verilecek.
Selçuk, önceki gün
kaldınldığt Amerikan
Hastanesi'nde yaşa-
maa yitinnişti.
Basın
sektöründeydl
Helikan Derne-
ği'nin kuruculan ara-
smda bulunan Handan
Selçuk, uzun yıllar ba-
sın sektörûnde çalışü.
Çeşitli gazetelere ve
dergilere Fransızca ve
îngitizce çeviriler
yaptı, yazılar yazdı.
Basın llan Kuru-
rmı'ndan emekli olan
Handan Selçuk, bir
dönem Donnen Tiyat-
rosu ve Ali Poyrazoğ-
lu Tiyatrosu'oda yö-
neticilik görevini üst-
lendı. Bir süre Turizm
Bakanlığı'na bağlı
Marmaris Tatil Kö-
yü'nde halkla ilişkiler
müdürlüğü yapü. Bı-
rinci Büyük Millet
Meclisi Milletvekili
HamdîNamıkGörün
kızı olan Handan Sel-
çuk, uzun süredir te-
davi görüyordu.
maz ve Devlet Bahçefi,
DYP Genel Başkanı
TansuÇffler,CHP Genel
Başkanı Deniz Bsykal,
İP Genel Başkanı Doğn
Perinçek. Yargıtay Baş-
kanı Sami Seiçuk, Içişle-
nBakanı Sadeöin Tan-
tan. Devlet Bakanı Şûk-
rfi Sina Gürel, Adalet
Bakanı Prof. Dr. Hikmet
Sami Türk. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Yaşar Okuyan, Kültür
Bakanı İstemihan Talay.
Devlet Bakanı Fikret
Ünln, MÎT Müsteşan
Şenkal Atssagun. Zeke-
riya Temizel, CHP Genel
Sekreten Önder Sav,
Prof. Dr. Erdai İBÖnö,
Altan Öymen, Murat
Karayalçin. Hikmet Çe-
tin, DSP Milletvekili
Rıdvan Budak, Prof. Dr.
Mûmtaz SoysaL Seyfi
Oktay, Mehmet Moğiııl-
ta>, Ercan Karak^, Ah-
metGör>üzKetenci,Eş-
ref Entem,Mustafa Kul,
AliTopuz, ışadamlan Sa-
kıp Sabana, Şevket Sa-
bana, tş Bankası Genel
Müdürü Ersin Özince,
AM Haydar Vfearogu,
KamnraaÇörtök,Aydm
Doğan, Şaktr Eczaab»-
ş», Başbakanlık Başmü-
şaviri Doğan Taşdeten,
Uğurman Yelkencioğhı,
Kocaeh Büyûkşehır Be-
ledıye Başkanı Sefa Sff-
aKn, Antalya Bûyükşe-
hır Beledıye Başkanı Be-
kir Kumbui Çankaya
Belediye Başkanı Hay-
dar Yıbnaz, Esenyurf
Belediye Başkanı Gör-
bfiz Çapan. yazarlar,
Server TaniDi, Yaşar Ke-
mal, Muzafferfagü,Do-
M,luğla'nm
tarihi
Saburhane
semtindeki,
yine küçük,
ama kimliği ve
işleviyle büyük
bir beğeninin
simgesi olan
"avluluveran-
dalı evleri" de,
yine Handan
Abla'nın bu
kez de "mali ve
sosyafyaşam "
planlamasının
eseridir...
lanışlı ve "yeterti'' mekânlann elde
edılmesındeki başanya olan yönlen-
dirici ve denetleyicı katkılan da öyle...
Yayla buluşmalan
Saburhane yıllan da Muğla'nın se-
rin yaz gecelennde "yayla buluşmala-
nyta" unutulmaz oldu... Bızım çocuk-
lar, hatta hepimiz, arkadaşlar, ortak
dostlar... Türkiye'nin güncel gelişme-
lerine koşut o yaz ya da o yıllarda han-
gi kitaplann okunması gerektiğini de
Handan Abla'dan öğrendik... Kimi za-
man, eski yıllardan bildiğimiz klasık-
leri "yeniden"... Kimi zaman
da yenı çıkmasma rağmen
birçok popüler kitaptan çok
daha yararlı "az duyuhnuş"
olanlan edmerek...
Yeniden Istanbul
Yenıden Istanbul'u yaşadı-
ğımız 1990'h yıllar ıse Han-
dan Abla'yla hem artık
"derHeştiğjîniz", hem de
"uzun vedasına" kendimızi
yavaş yavaş alıştırdığımız
yıllar oldu. Daha doğrusu, o-
nun bizi teselli ettiği ve "ay-
nhğm" da yaşarmn doğal bir
rengı olduğunu "liarkettirdi-
ği" yıllar...
Aynlık, elbette ki yaşamın
renklennden bın; ama, insa-
noğlunu "sonsuza dek ayn-
lık" gibi yazarken, söyler-
ken, düşünürken büe yüreği-
nı boğazlayan bir karabasana
karşı yine de "dayanıkh" kı-
labilen "giz" acaba nedir?..
Handan Abla, işte oydu...
"Akd"dı, yol göstericiydi,
öğretendi ve her yönüyle ab-
laydı...
Veda ederken de ablalığı-
nı yaparak sessizce köşesine
çekildi... Yaşamm dayanıl-
maz rengiyle bile sevgiyle
kucaklaşarak ve birlikte
uzaklaşarak...
Danıştay Başkanı, denetim yetkisini zayıflatan anayasanın değişmesini istedi
D^tidara gelen yargıyı unutuyor
Yazanmız llhan Sel-
çuk'u telefonla araya-
rak, faks ya da telgraf
çekerek, evine gelerek
başsağlığı dileyenler
şöyle:
Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer, 9.
Cumhurbaşkanı SSley-
raan Demirel, TBMM
Başkanvekili Murat
Sfikmeooğhı, Başbakan
BûkntEcevit Başbakan
Yanhmcuan Mesut YA-
HasanCemaLHasanPa-
hır, Derya Sazak, FBaret
Bila, Kurtfaan Fişek, sa-
natçılar, Müjdat Geses,
Üyas Sahnan, Prof. Dr.
Cetal Şengör, Prof. Dr.
Alpaslan Işıkh, MetİB
TSryaki, Murtaza Çeü-
fcd, Amıral Tanju Er-
dem, Irfan Solmazer,
Mustafa Şerif Onaran,
NilûferKıştah,MetinT»-
ker,YıknzSertel,Almıet
Yıldız,BilsayKuruç,Os-
man Özgüven, Sırma
Evcan,MuhsinBagehan.
IstanbulHaber Servisi- Danış-
tay Başkanı Nuri Alan, siyasi
partilerin muhalefetteyken yar-
gıya gösterdiklen ilgiyı iktidara
geldikleri dönemde de sürdür-
meleri gerektiğini belirterek
" Yönetim, yargrya sahip çıkma-
h, onu vücehmelklir. Böyiece
yurttaşlartümhaksıznklannan-
cakyargıyoluylagiderilebfleceği-
ne inanır'' dedi.
Üniversite Öğretim Üyeleri
Demeği'nce Yıldız Teknik Üni-
versitesi'nde düzenlenen "Hu-
kuk Devleti ve Hukuk EğttJmi"
konulu paneli yöneten YÖK üye-
si Prof. Dr. Aysd Çeüker, ülkede-
ki hukuk eğitim ve öğretiminin
kalitesinin, demokrasinin göster-
gesi olduğunu söyledi. Çeliker,
Türkiye'de hukuk öğretim kalite-
sinin çıtasuun, önceki yıllara
oranla düştüğüne dikkat çekti.
Danıştaş Başkanı Nuri Alan, yü-
rütme ve yasama işlemlerinin de-
netimini yapacak yargı organı-
nm tam bağımsız ohnası gerek-
tiğini vurguladı. Alan, yargunn
paralı, pahalı ve uzun vadede so-
nuç veren yol olduğu dikkate alı-
nrrsa, idarenin hukuk kurallanna
uygun davranmasınnı öneminin
ortaya çıkacağını kaydetti. Yar-
gısal denetimin olabildiğince sı-
rursız tutulması gerektiğine dik-
kat çeken Alan, 1982 Anayasa-
sı'nın idari yargırun denetim ala-
nı ve yetkisini zayıflathğını, bu
nedenle değıştirihnesi gerektiği-
ni vurguladı.
tÜ Hukuk Fakültesi'nden Doç.
Dr. Oktary Uygun da hukuk öğre-
niminin mevzuatla sunrlandrnl-
dığını, böylece öğrencüerin an-
cak kanunlan, hukuk kurallannı
ögrendigini belirterek "Oj^end-
ler hukuk kuralnun, kanunun
hangi toplumsal gereksinimi kar-
şılamak amacıyla çıknğını da tar-
bşmah, anlamahlar" dedi.
ULUSLARARASI ANLAŞMALAR YORUMU
Sezer: Laiklik gözetünıeti
ANKARA (ANKA) - Cumhurbaşkanı Abmet
NecdetSezer. anayasanın, "Miflerkrarası anlaşma-
lar kanun hükmündedir. Bunlar hakkmda anaya-
sayaavkrddciddiasıikAnayasaMahkemesi'nebaş-
vurulamaz" hükmüne karşın, "Aniaşma kurahnda
aaayasaya aykmlık butanması durumunda, onay
yasasınm iptafi yotuna gküimesi gerekir
n
dedi.
Dönemin DSP Milletvekili Mûmtaz Soysal'm
açtığı bir ıptal davasına ılişkın Anayasa Mahke-
mesi'nin 1997 ydında aldığı karar ile bu karara
Ahmet Necdet Sezer'in yazdığı karşıoy yazısı
Resmi Gazete'de yayımlandı. Mûmtaz Soysal,
1996 yılında TBMM'de kabul edüen "Islaın Ül-
kekri Arası Yaünm ve thracat Kredi Sigortası
KurumuKuruhişAnlaşmasnıınOnaylanmasma
tfişkin Yasa"nın iptali amacıyla Anayasa Mahke-
mesi'ne başvurdu. Soysal, anlaşmada yer alan,
"şer'i hükümlere uygun" ibarelerinin anayasaya
aylan olduğunu savundu. Anayasa Mahkemesi,
anlaşmanın onaylanmasına ilişkin yasayı anaya-
saya aykın bulmazken Ahmet Necdet Sezer, ço-
ğunluk görüşüne karşı çıkarak karşıoy yazısı yaz-
dı. Sezer, karşıoy yazısında "anayasaya aykffAk
savryla Anayasa MabJkeflie^'ne başvunıiamaya-
cakhuiaıksa!norınlann,>'abanadev]et]erievada
uiuslararaa kurutuşlaria yapdan aniaşmalar" ol-
duğunu belırtti. Hukuk devletinde, "devtetorgan-
lannm eylem ve işlemlerinin denetim dışı tutula-
mayacağuu,yasaiaFindenetiminindebukapsam-
da olduğunu'' vurguladı.
PAZAR
ORHAN BURSALI
İkinci Kurtuluş
I???
Şu pazar günü saçma sapan bir soruyla veya tar-
tışmayla yazıya başlamanın ne âlemı var, diye so-
ruyorum kendime. Herkes ne olduğunu nasılsa bi-
liyor...
Ama öyle değil, ortada ciddi bir sorun var. Bütün
Türkiye'nin hem de ortak bir dille kötulüğünü ve
çağdışıhğını konuştuğu ve ülkenın ana sorunu ola-
rakgördüğü "siyasalyapılanma vesıstem'r
m bizzat
kendisi, İkinci Kurtuluş Savaşı'ndan bahsediyor-
sa, ortada bir alay, okkanın altına gidiş var demek-
ti.
Nitekim, "İkinci Kurtuluş Savaşı venyoruz" söz-
lerinin ardından bunu hemen gördük: inanılmaz ağır
vergilerle ve yaptınmlarla, halkı beikı de 10-20 yıl ön-
cesinin yoksullaşma düzeyine duşürmeye hazırlık
var.
Başka bir şey beklenebılir mıydı?
Türkiye'yi batıran siyasal sıstemın sözcüleri, hiç
yüzleri kızarmadan, İkinci Kurtuluş Savaşı'ndan
bahsedebiliyor. Ancak, bu savaşın kıme karşı oldu-
ğunu ise söylemiyor...
• • •
öyle dışanlardan vaaz edildiğı gibi, Türkiye'nin
bu durumu "kapitalizmin" genel sorunu değıldir.
Bizim gibi, demokratikleşmeyi henuz gerçekleş-
tirememiş, siyasal güçlenn büyük bir çoğunlukla, en
geri toplumsal ilişkilen ayakta tutmak ve gelıştirmek
için neredeyse ittifak ettiği ülkelenn genel sorunu-
dur yaşadıklanmız.
Oktay Yenal 'Utuslann Zenginliği ve Uygariığı-
Eğitim Boyutu' kitabında (Türkiye Iş Bankası Kültür
Yayınlan) bizim gibi ülkelerin uygarlık sorunlannı sı-
ralarken, bize de özgü olan şu saptamalan yapıyon
"Devlet bütçesinin ve ülke parasının yönetimin-
de artan sorumsuzluk sergıleniyor. Bankalarda ka-
mu itibannı kötüye kullanma cıddı boyutlara vardı.
Büyük sermayenın önemlı temsılctlen sırtlannı dev-
lete dayayıp kollanna mafyayı takarak ve medya
gücünü avuçlan içlennde toplayarak hiç çekinme-
den piyasa tekellerini kuvvetlendirmede ve ülke ya-
salannı, hükümet kararlannı kendı çıkarianna alet et-
mekte sınır tanımamaktadırlar. Yargı ışlemez halde-
dir, infaz özelleştirilmiştir."
Üretici olmayan ülke, bir şey olmak zorundadır;
en yakını ve karşıt, yani tüketıcı/yağmacı olmaktır.
Şimdi, bu tüketicı/yağmacı duzenın partilen ve lı-
derleri, hjçbir üretici projeyı halkın önüne koymadan,
Türkiye'nin nasıl bu zoriuklardan kurtularak üretici
ve yaratıcı bir ekonomik sisteme yöneleceğı konu-
sunda en küçük bir fikir ortaya atmadan, hıçbir kı-
sa ve orta vadeli kalkınma plan ve programı sun-
madan ve bunlan nasıl gerçekleştıreceklennı de
açıklamadan, "verin, daha vertn" dıyor ve bu duru-
mu ulusal kader olarak bize sunuyor.
Tıpkı deprem sonucu yaşadıklarımızı sunduklan
gibi.
Türkiye'nin kalkınamamasında ve bugünkü tefe-
ci - tüketici düzenin kanserieşmesinde başrolde oy-
nayan bu yap nasıl değiştınlecek, özellikle ulusla-
rarası ekonomik ilışkılerde ulke yaran nasıl en lyı ko-
runacak, nasıl uretıci ve yaratıcı olunacak, nasıl bu
ülke insanına durmadan yeni iş alanları açılacak, bı-
limde ve teknolojıde bu ülke nasıl ıleriye taşınacak
ve millete asgari bir refah standardı sağlanacaktır?
"Uluslararası kapitalizmin" bıle artık şıkâyet etti-
ği ve işbiıiiği etmekte sıkıntı çektiği bir siyasal yö-
netim sistemiylesürekli yaşamanın bedelıni odüyo-
ruz durmadan.
Gündeme koyduklan yenı ve çok ağır vergılerte,
birkaç yıl sürecek büyük yoksulluk ve bunlann yol
açacağı toplumsal sorunlann kapısını açıyorlar..
Zaten açmayı bıldıkleri başka bir kapı mı var?
Bu siyasi yapıyı tıraşlayacak, tasfiye edecek, hal-
kın yasal ve anayasal siyasal denetiminı arttıracak
herhangi bir yaptınm veya düzenleme olmadan, bu
sisteme zımık verilmesini savunmak zordur.
Türkiye'yi içine düşürdükleri bu durum için "İkin-
ci Kurtuluş Savaşı" dıyebıliyorlar.
Ve aslında kendilennin kurtuluşunu diliyortar.
öncelikle bu sistemi tasfiye edecek ve fürkiye'ye
çağdaş ve akılcı ekonomik ve siyasal kalkınma yo-
lunu açacak mücadeleye, ikinci Kurtuluş Savaşı de-
mek gerekmez mi?
• • •
özellikle yeni bir siyasal oluşum hazırlıklarının
gündemde olduğu şu sırada, yine tartışılmayan te-
mel bir soru var: Nasıl bir siyasal parti? Bu parti ne
yapacak? Programı ne olmalı?
Gündemdeki tartışmalardan, bugünkü sistemin
bir uzantısı siyasal bir parti düşüncesı kokusu çıkı-
yor.
Türkiye'deki siyasal parti anlayış ve uygulamala-
nnı hemen her alanda ve her bakımdan tamamen
tersine çevirecek bir siyasal kuruluş düşlemelıyiz.
Bu konuda bazı düşüncelere Salı yazısında deği-
neceğim. (
obursalicg bilimmerkezi.org.tr
AB'nin Kafkaslar'a ulaşma planı
Çanakkale'ye
boğaz köprüsü
AHMET ŞEFtK
TRABZON - Avru-
pa Birliği (AB) ile As-
ya arasında Türkiye
üzerinden birkaç bağ-
lantı hattı bulunması
gerektiğini sav\ınan
Avrupa Komisyonu
Karadeniz Işbirlığı
Çalışma Planı 'ndan
Sorumlu Uzman Yves
Paris, Çanakkale Bo-
ğazı'na kurulacak
köprü ile AB açısından
çok önemli bir ulaşım
koridorunun yaratıl-
mış olacağını açıkladı.
Trabzon'da gerçek-
leştirilen Karadeniz
Havzası'nda 2. Bölge-
sel îşbirliği Toplantı-
sı'nda AB'nin, Orta
Asya ve Kafkasya ara-
smdakı ulaşım seçe-
neklerim anlatan Paris,
birliğin Kafkaslar'a u-
laşmak için Türkiye
üzerinden ikı seçenek-
li koridor düşündüğü-
nü söyledi.
Birinci koridor Ça-
nakkale'ye yapılacak
boğaz köprüsü aracılı-
ğıyla Bursa-Ankara-
Erzurum hattını kulla-
narak tran'a gidecek
hat. ikinci hat ıse yine
Çanakkale ve Istan-
bul'dan geçıp Anka-
ra'da bırleşecek hatla-
nn Samsun ve Trabzon
üzerinden kıyıdan Gür-
cistan'a ulaştınlması.